23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'.? • SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2001 CUMARTESİ 8 Istanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak PB PB PB PB PB PB PB B B 15 17 17 15 19 19 21 16 15 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya EJı B B B B B B B B B E 14 16 12 13 15 17 15 11 24 Adana * Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B PB PB PB PB PB PB PB 121 21 19 20 15 16 8 8 8 HABERLEREV DEVAMI f f ' ^ Erajnjm j * % J -^ ~"\Hakkaril Yurtta hava kuzey- batı kesimleri oar- çalı bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Ha- va sıcaklığı artma- ya devam edecek. Rüzgâr güney ve doğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih DIS K 3 K 2 K 5 Y 13 Y 10 Y 10 Y 15 Y 10 Y 12 — MERKEZLER Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y Y Y Y Y Y B Y 12 14 16 15 17 14 19 18 13 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Şam K Y K Y Y Y Y PB PB 10 12 -1 11 9 10 7 26 22 <.*f*£ > s m~ •Rf k riin •Moskova f^*L Parçalı bulutlu ! Sisli k Çok bulutlu . Yağmurtu Kartı Gök guruttUü G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Bu ve benzeri ifadelerie dolu dolu olan söylemleri, bir gün sonra gazeteler acaba ne ölçüde irdeleyecek- ti? • Merak bu ya, dün yazılı basının önde giden üç ga- zetesine baktım.. Dört köşe yazan, evet sadece dört yazan dışında, Başbakan Ecevrt'in bayram incilerine değinene de, eleştirene de rastlamadım. CNN'nin ekonomi programlanndadobradobrako- nuşan Enis Berberoğlu, Hürriyet'te, iki kriz bir deva- tüasyon atlatan Başbakan'ın sindirilir cinsten olma- yan çelişkisine şöyle değindi: "Sanki daha iki hafta önce IMF'nin dayatması ile * devalüasyon ilan eden, başka hükümetin başbaka- nı... Haydigeçmişe mazi diyelim, geçelim. Peki, IMF ile yeni anlaşma peşinde koşarken bu restin âlemi ne?" Başbakan'la yaklaşık aynı saatlerde "kurtancımız" da VVashington'da IMF, Dünya Bankası ve ABD yö- netimi ile "paragörûşmeleri" yapıyorve ABD'nin buy- ruğundaki bu kurumlar, Kemal Derviş'e -açıkladığı- nagöre- "önceplan, sonra para"yanrtını veriyorlar... Ne demeye geliyor bu gelişme? Hükümet, Anka- ra'da suçladığı IMF'den VVashington'da yardım dile- niyor. Bu arada söylemleri ekonomik çöküşe özür cfacak- mış gibi, Başbakan Yardıması Mesırt Yılmaz; sorum- lu bulma peşinde. "IMF'nin programma harfiyen uyduk, çöktük" di- yorve... ...Çöküşten sonra demokratik etik gereği hemen is- tifa etmeleri zorunlu olan Başbakan da, yardımcılan da koltuklannı muhafaza etmeyi demokratiketiğe uy- gun buluyortar. Hiç değilse Mesut Yılmaz, Başbakan'a göre daha (avrak. Başbakan gibi "bilmiyorum, öğrenirim" türü sözlerle kıvırmadan, zikzaklı ifadeler kullanmadan, çöken ekonominin sorumluluğunu sadece IMF'ye de- ğil, daha geniş bir zamana yayıyor, 1990'dan beri ge- len geçen hükümetlere yüklüyor. Diyorki: "Şuandayaşadığımızkriz, biranlamda 10 seneden beri, hepsi koalisyon olan hükümetlerin uy- guladığı politikalann kamu bankalanna getirdiği yü- künağıriığından, taşınamazlığındankaynaklanıyor." Son 10 yılda kurulan 9 koalisyon hükümetinin 3'ün- de başbakan kim? Mesut Yılmaz! 1997'den bu yana kurulan hükümetlerde ya yar- dımcılık ya da başbakanlık yapan kim? Bülent Ece- vit! Özrü kabahatinden büyük Mesut Yılmaz, bu rfadelerle ekonomideki çöküşü geçmişe yayarken hem kendisini ve hem de Ecevit'i suçladığının ayırdında mı acaba? Bir başka nokta: Yıl- maz, gelip geçenlerin "hepsi koalisyon hükümetieri" derken, sorumluluğun hemen bütün partilerde (RP'de, DYP'de) olduğunu söylemek istiyor. Ya da sorumluluğu yaygınlaştırdıkça; Ecevit'le ken- di hissesine düşen sorumluluk ya da suçlanma payı- nın azalacağı umudunu mu taşıyor? Hangi gerekçeyi buluriarsa bulsunlar; Başbakan Ecevit'le başında olduğu hükümetin halka indirdiği ekonomik darbenin şiddetini azattmalan ve... unuttur- malan olanaksız. Başbakan'la Mesut Yılmaz; çöküşü hazıriayan ne- denlerin başında üç kamu bankasının büyük zararia- nnı gösteriyoriar. Bunlann başında Ziraat Bankası geliyor. Gelmiş geçmiş bütün hükümetlerin, işbaşında olduklan, özel- likje seçim zamanında bu bankaya daha sonra açığı kapatacakJannı vaat ederek bol keseden verdirdikle- ri (Ziraat ile Halk Bankası'nın toplam 12 milyar dolar) batıkkrediler... Bu hükümet üç bankanın özelleştirilmesini bir ya- sayla üç yıl sonraya bıraktı. Bu örnek, Türkiye'nin nasıl idare edildiğine ilginç bir satırbaşı: Zira, yeni programı besleyecek yeni kredi- ler için VVashington "derhal" buyruğunu veriyor. Ziraat Bankası kanalıyla koalisyonlan oluşturan par- tiler oy satın aldılar. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Sezer, DDK'ye Zira- at Bankası'nın son 10 yıllık hesaplannı incelemeye al- dırdı. Bu hareket elbette siyasileri ve partileri sinirten- dirmeye yetti. Deveye sormuşlar: Boynun neden eğri? Nerem doğru ki, demiş. Yöneticilerimizin savunulan da o hesap! Hizbullah alarmı • Baştarafı 1. Sayfada ikast yapabilecegi de vurgulanarak VIP giriş ve çıkışlarının telsizler- den sık sık anons edil- memesi ve telsiz anons kodlannın zaman zaman değiştirilmesi talimatı da verildi. Emniyet Genel Mü- dürlüğü, il emniyet mü- dürlüklerine terör örgütü Hizbullah'la ilgili bir ge- nelge gönderdi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün uyan niteliğindeki genel- gesinde, Adana, Gazian- tep, Içel, Şanlıurfa ille- rinde deşifre edilemeyen çok sayıda Hizbullah te- rör örgütü mensubunun bulunduğu ifade edilerek bu illerde suikast türü ey- lemlerin gerçekleştiril- raeye çalışılabileceğine dikkat çekildı. Yapılan büyük operas- yonlara rağmen örgütün şehirlerdeki faaliyetleri- nin yanı sıra kırsal alan- daki varhğuıı halen ko- ruduğu, Diyarbakır'ın Karacadağ, Silvan ilçe- leri ile bağlı köylerinde ortaya çıkanlamayan sı- ğnıaklann bulunduğu, terör örgütü mensuplan- nın kendi aralannda rim- lere aynldığmın tespit edildiği kaydedildi. Bin- göl ili merkez Ormanar- dı köyü, Solhan ilçe merkezi ve Solhan'a bağlı Melekhan köyün- de örgütün aktif olabile- ceğine de işaret edilen genelgede, "Daha önce- ki yillarda terör örgütü PKK adma faaliyet gös- teren bir kusım örgüt mensubu günümüzde Hizbullah terör örgütü içerisinde faaliyet göster- diği için köylerdeki y apı- lanmalar tamamlandık- tan sonra kırsala açılabf- Krter"denildi. Hizbullah terör örgütünün henüz deşifre edilemeyen çok sayıda mensubunun bu- lunduğu ve bunlann ül- ke genelinde çeşitli ille- re dağıldığı vurgulana- rak, yapılan operasyon- lar sonucu örgütün hüc- re sistemine geçtiği ve raporlannı sözlü sundu- ğunun altı çizildi. Genelgede Hizbullah te- rör örgütünün itirafçıla- nna yönelik saldınlara girebüeceği, örgütün in- tihar saldmlanna girişe- bileceği vurgulandı. IMF\>e abliıka• Baştarafı 1. Sayfada kin yapmasından yana. Bir zamanlar IMF'nin lağv edihnesini isteyen JohnTaylor da ABD Ha- zine Bakanlığı'nın ulus- lararası ilişkilerden so- rumlu hazine müsteşan görevine getirilecek. ABD Başkanı Bush'- un ekonomı danışmanı Lawrence Lindsey de "borç yükü attmdald 01- kelerle bu ülkekrden ala- caklı bankalann, sorun- lannı kendi aralannda halletınesi gerektiği'' gö- rüşünü savunuyor. ABD'nin, 183 üyeli IMF'de en fazla oy hakkı- na sahip üye olarak kuru- luşta, geniş ölçekli re- form istemesi bekleniyor. IMF'nin 1997 Asya mali krizinin öngörülmesi ve çözümündekı başansızlı- ğı üzerine artan eleştiri ortarrunda ABD Kongre- si'nde kurulan komisyo- nun raporunda, IMF'de çok geniş kapsamh re- form ve bu kuruluşun ro- lünün, krizlerde en son başvurulacak kredi kay- nağına indirgenmesi öne- riliyor. Bu raporun kaleme alınmasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra, rapo- run yazıcılan, IMF'deki reform çabalannın başa- nsuıdan söz etmeye baş- ladı. IMF'nin uyguladığı refonnlar arasuıda en önemlilerinden biri ola- rak görülen, üye ülkeleri dalgalı kur sistemini be- nimsemeye itmesinin de krizlerin tekrannı ciddi ölçüde engellediği söyle- niyor. Bazı uzmanlara gö- re, ABD Başkanı Bush yönetiminin IMF'de bun- dan sonra ılunlı reformlar isteyip Türkiye gibi ko- nularda olay bazmda yak- laşımı benimseyecek. Ör- neğin, IMF'nin, ülkeleri ileride sorunlar yaşanaca- ğı ve bunlann nasıl çözü- leceği hususunda uyar- ması, bu tavsiyelerin ku- lak ardı edilmesi halinde, piyasalara potansiyel güçlükler hakkmda bilgi verilmesi ve potansiyel sermaye kaçışı riskiyle başetmenin ilgili ülkeye bırakılması düşünülüyor. IMF'de istifa Öte yandan IMF başe- kononıistlerinden Micha- el Mussa istifa etti. IMF'nin dünya ekonomi- sini izlemekten sorumlu Başekonomisti Mussa, görevde bulunduğu 10 yıl boyunca meydana gelen Meksika, Asya, Rusya, Arjantin ve Türkiye kriz- lerindeki öngörülerinden hiçbirinin doğru çıkma- ması nedeniyle eleştirili- yordu. Ziraat Bankası'nda kuşkuhı ^ • Baştarafı 1. Sayfada rulu (YDK), genel müdürlügün denetimi için "program hazır- lanmasmı" isterken ihbarda bu- lunan müdür sürgün edildi. Görev zaran alacaklan 2000 Eylül ayı itibanyla 7 katrih/on 212 trilyon lıraya ulaşan Ziraat Banka- sı, 4 katrilyon 25 trilyon lirahk ge- nel nakit açığıyla da dikkat çeki- yor. YDK'nin raporunda, 1999 ydı sonundaki rakama göre 176 trilyon lıralık "takiptekialacalda- rm" da bankanın aktif kalitesini bozduğuna işaret edildi. Son YDK incelemesinin büyük bölü- mü, "Programın yumuşak karnı kamu bankalandır" dıyerek Ha- zine Müsteşarlığı'ndan emekliye aynlan SdçukDemiraip'in genel müdürlük dönemini kapsıyor. Ziraat, 37 genel roüdürlük biri- minin yanı sıra 19 bölge müdür- lüğü, üç istihbarat bölge müdürlü- ğü, 1292 yurtiçi şube, 66 büro, 71 özel işlem merkezi, 10 şanj büro- su, eke serbest bölge, 17 yurtdışı temsilcilik, Avrupa ve Asya'da kurduğu yedi ortak bankayla Tür- kiye'deki en büyük bankacılık teş- kilannı oluşturuyor. Başbakanlık YDK'nin, 12 Ka- sını 1999 tarihinde verilen olurla gerçekleştirdiği "bügisaj-aralımı" incelemesi, ilginçdenerim süreci- ni ortaya koydu. Türkiye 'de en bü- yük bilgisayarağıprojesinde 1986 yılından bu yana yapılan bijgisa- yar alım, bakım ve onanm işlem- lerinin denetimi Ziraat Bankası Iz- mir Basmane Şubesi Müdürü Fik- ret Uzel'in ihbar mektuplanyla başladı. 1998 ydı kasım ve aralık ayında banka yönetım kurulu ile BTK Başkanlığı'na yazı gönde- ren Uzel, bilgisayar/güç sistemi ihalesinde öngörülen miktann ge- rekenden çok fazla olduğunu, ay- nca yapılan işlemin teknik gerek- liliği ve sözleşmeye uygunlugnun denetlenmesi gerektiğini bildırdi. 6 ay bekleyen Uzel, soruşturma açılmadığını görünce 22 Hazıran 1999 tarihinde ihbannı bu kez MGK Genel Sekreterliği'ne ilet- ti. MGK Genel Sekreterliği, ihba- n değerlendirerek 14 Temmuz 1999 gün ve "7010-12-99" sayılı yazısıyla BTK'ye iletri. Bu dilek- çede de "bflgisayar atamı, bakun- onarnn, altyapı tesisi işlemlerinin bir bütün olarak son 10 yühk za- manaşmıı süresini ve banka yedd- lüerinî de kapsayacak şekflde so- ruşturulması'' istendı. Uzel, mal ve hizmet alımı ile ilgili genel mü- dürlük birimlerinin 20 yıldan be- ri denetlenmediğini de iddia etti. MGK'nin devreye girmesi üze- rine bankateftiş kurulunca soruş- turma açıldı. Teftiş kurulunun ra- porunda, bankanın teknik ve hu- kuki birimlerinden alınan görüş- ler doğrultusunda, ihale edilen iş- lerde olumsuzluğa rastlanmadığı, uygulamanın banka yaran göze- tilerek yapıldığı kaydedildi. Ancak ihbarda bulunan müdür "başmüfettişin mesleki açıdan nesnel davranınadığı göz önüne ahnarak soruşturma talimannın iptaledilmesini,düzenlenen rapo- run hükümsüz sayümasını ve dos- yanın BTK Başkanüğı'nca ele ahnmasını" istedı. Müdürün bu başvurusu da başına iş açtı. Ban- kanın hukuk müşavirliği, Fikret Uzel bakkında soruşturma açarak disiplin yönetmeliğine göre, "za- ruret olmadığı halde iş iüşkUerin- de merci tecavüzünde bulunmak" gerekçesiyle "kuıama" cezası ön- gördü. fiıbarlannı önce banka ge- nel müdürlüğüne ilettiği için "bu defalık" kaydıyla uyan cezası alan Uzel, daha sonra Çorum'da başka bir şubeye tayin edildi. "Fîyat, firma katkısı ve güveni- yönünden ihalenin Koç- Burroughs AŞ'ye verihnesinin doğru olduğu görüşünü bildiren Başbakanlık YDK, ödemelerle il- gili bazı uyanlarda bulundu. YDK'nin özel inceleme raporun- da şu saptamalar yer aldı: • Bilgisayar altyapı tesis işlem- leri için yüklenici fırmaya malze- me ve işçilik giderleri üzerinden yüzde 5-10 hizmet bedeli öden- mesi, bunun dışmda tahakkuk et- tirilen yüzde 25 oranındaki müte- ahhitlik kân ödemelerinin durdu- nılması. • Banka ile yüklenici firma ara- sında akdedilen sözleşmenin hiç- bir tereddüte ve hukuki ihtilafa sebebiyet vermeyecek şekilde dü- zenlenmesi için gerekli girişim- lerde bulunulması. YDK'nin en önemli uyansı ise genel müdürlük birimlerinin de- netimiyle ilgili oldu. YDK rapo- runda "Teftiş kurulu müfettiş kadrosunun takvrye edilerek mal ve hizmetahmlannda ilgfli birim- lerden başlamak suretiyle bir program dabiKndegenel müdür- lük birimlerinin teftişlerinin sfir- dürülmesmin gerekli olduğu" vurgulandı. Kemal Derviş'in hedefi bankalar ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Bankacılık sisteminin daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulması çerçevesinde mevcut yasal düzenlemenin yetersiz ol- duğu belirtiliyor. Bu çer- çevede Bankalar Yasa- sı'nda değışikliğe gidil- mesi bekleniyor. Kamu bankalanna Hazine'nin görev zararlan kapsamın- da devlet kâğıtlan veril- mesi öngörülüyor. Ancak, bu uygulamanın zaten yüksek olan faiz oranlan- nı tırmandıncı etkisi de dikkate ahnarak IMF ve Dünya Bankası'ndan ma- li destek sağlanmaya calı- şıhyor. Ekonomiden so- rumlu Devlet Bakanı Ke- mal Derviş, Türkiye'de yaklaşık bir hafta yaptığı çalışmalan Washington'da IMF, Dünya Bankası ve ABD yetkilileriyle değer- lendırdı. Derviş, yeni programın lOgün içerisin- de açıklanabileceğini bil- dırdi. Yeni program çerçeve- sinde öncelikli sorun ola- rak bankacılık sistemi ta- nmılanıyor. Bankalann if- lasma izin verihnemesi, kamuoyunda ciddi eleşti- rilere neden oluyor. Bu çerçevede yeni programla hükümetin bankalara el koyarak Tasarruf Mevdu- an Sigorta Fonu kapsa- mında tüm yükümlülükle- rini devletin üstlenmesi yerine, batmalan seçeneği üzerinde duruldu. Ancak, bankbankalann yurtdışın- dan aldıklan kredilere bi- le garanti getirildiği bir or- tamda bankalann iflasını, hükümetin ve uluslararası piyasalann kabul etme olasüığı görühnüyor. Bu türbir kararahnması duru- munda, zaten güvensiz bir ortamda olan bankacılık sisteminde çok sayıda bankanın batşa sürükle- nebileceğine dikkat çekıli- yor. Bankacılık sisteminin disiphne edilmesi çerçeve- sinde, yürürlüğe gireli da- ha bir yıl olan Bankalar Yasası'nın yetersiz olduğu savunuluyor. Özellikle iç- leri boşaltılan bankalann sahiplerinin ve yöneticile- rin sorumluluğuna inilme- sinde güçlükler yaşandığı belirrilerek bu süreçlerin kolaylaşnnlması isteniyor. BDDK'den istifa etmeden önce Zekeriya Temizel'in de bu yönde yeni bir yasa taslağı üzerinde çalıştığı öğrenüdi. Yeni ekonomik program ve BDDK'nin başına gelecek kişinin ya- pacağı çalışmalarda bu ko- nu ele alınacak. "Uhısal program" savı- na karşın, ABD, IMF ve Dünya Bankası 'nın görüş- leriyle şekillendiribneye çalışılan ve bu kuruluşlar aracılığıyla sağlanacak dış kaynağa bağlı olarak yü- rürlüğe konulacak olan ye- ni programın diğer temel unsurunu ise eski prog- ramda olduğu gibi yapısal reformlar ve özelleştirme- ler oluşturacak. THY ve Telekom özelleştirmesi için bir an önce koşullann sağlanması gündeme geti- riliyor. Bu çerçevede Tele- kom'un sanlacak hisse pa- yının yüzde 33.5'ten yüz- de 51 'e çıkanlması yönün- de yasa değişikliği planla- nıyor. Ancak yasa değişik- liğinin, Anayasa Mahke- mesi'nin Telekom'un ço- ğunluk hissesinin yaban- cılara satılamayacağına ilişkin karan çerçevesinde geçerli olamayacağma dikkat çekiliyor. Hükümet ortaklan, Ha- zine Müsteşarlığı ve BDDK Başkanlığı'na ge- tirilecek adlar için hafta sonu da değerlendirmele- rini sürdürecek. Hazine Müsteşarlığı için DPT'de- ki görevi sırasında IMF ile çalışmalan yürüten ve şu anda BDDK'de görev ya- pan FaikOztrak'tn adı ko- nuşulurken BDDK Baş- kanlığı için de eski banka- cı tbrahim Betü'in ismi geçiyor. Şifre olarak sebze adı kuUanıyorlar MAHMUTORAL DtYARBAKR - Terör örgütü Hizbullah militanlannın kendi aralanndaki konuşmalarda özel- ükle ekonomi, sebze ve meyve ad- lanndan oluşan şifreler kullandık- lan belirlendi. Örgütün termimo- nolojisinde zekât, "çay şekeri", ca- mi "banka", avukatlar "çek-se- net", catışmalarda yaralanan mili- tanlar "taddhı", ölenler ise "sard- la" olarak tanımlanıyor. HüseyinVeboğhı'nun öldürüldü- ğü Istanbul Beykoz'daki örgüt evinde ele geçen belgeler arasında örgüt termınolojisi de bulundu. 4 sayfahk terminoloji, örgütün pro- fesyonel istihbarat servisleri gibi çahştığını ortaya koydu. Ele geçi- rilen belgelere göre, örgüt militan- lan arasındayapılan isimlendirme- de daha çok sebze, meyve ve çeşit- li gıda maddeleri adı kullanıürken diğer ilişkilerde daha çok işadamı gibi hareket edilmiş. Hizbullahçı- lar, çatışma halinde olduklan PKKTileri "borak" olarak nitelen- dirirken her camiye de bir banka adı vermişler. Terminolojide Bat- man Ulu Camıi Halk Bankası, Mardin Ulu Camii Yapı Kredi Bankası, Adana Merkez Ulu Cami Şekerbank, Antep Devlet Hastane- si yanındaki cami Garanti Banka- sı, Ankara Maltepe Camii Akbank, Istanbul Eminönü Yeni Cami İş Bankası, Diyarbakır Nebi Camii Vakıflar Bankası, Izmir Basmane Camii TicaretBankası, Kayseri U- lu Cami Emlak Bankası, Şanhurfa Dergâh Camii Pamukbank, Konya MevlanaCamii ZiraatBankası ola- rak adlandınlıyoT. Örgüt, olaylar için ise daha çok alışverişlerde kullanılan terimleri seçiyor. Ko- nuşma içerisinde geçen "zam" ke- limesi bir operasyonun habercisi, *peşm" yakalanan, *vade" ise tu- tuklanan kişi için kullanılıyor. Hücre evlerinin kullanılması, polis baskını, evlerde yapılan ara- malar ve ele geçirilen belge ve si- lahlarla ilgili daha çok "ayçiçek yağı" şifresini kullanan örgüt, "si- parişverilen yağ tenekesi sayısmda aröşa gkn1mesi"ni tehlike işareti olarak gösteriyor. "40 teneke ayçi- çek yağı" kodu ise Osman adlı mi- litanın evindeki malzemelerin po- lis tarafmdan ele geçirildiğini bil- diriyor. "20 koK reçel" ifadesi ise maydanozcudaki silahlann çıka- nldığını, "Gönderdiğiniz reçel ko- lisi bozuk çıkü" kodu ise mayda- nozcudaki silahlann polis tarafın- dan ele geçirildiğini anlatıyor. Hizbullah'ın terminolojisinde, karşdıklı yapılan şifreh konuşma- lararasında geçen ilginç kelimeler de şöyle sıralanıyor: Kurye: Çayocağı Eylemci arkadaş: Hamal Disket: Işletme defteri Stğınak: Kayısı Esin Lokum Polis: Müşteri Cezaevi: Noter Şehit: Sarelle Yarah: Tadelle Cami:Şeker Cami sorumhısu: Zeytin Silah:Üzüm Askeri ekipien Yağ Bilgisayar doküman yaznnı: Kasa defteri Orgüt üyelerince hazırlanan ter- minolojinin "Çözümler" başlıklı bölümünde ise öldürülecek kişiler için "kabm", dövülecek kişiler içinse "kahnasm" kodukullanıldı- ğı behrtiliyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada 14 aydır IMF ile ortak bir program götüren hükü- met, bundan böyle IMF'nin her dediğine evet deme- yecek. Hazırlanacak program da "ulusal" olacak. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Der- viş de ABD'de açıkladı: "Hazırlanacak program dış desteğe dayalı ola- cak." O zaman işin adını koyalım: Ulusal IMF programı! Herkesin kafasında bu soru var: Dış destekli ulusal program nasıl olur? Bundan kolay ne var: Kulu özveriye sal, olsun sana kulusal, ee affeder- siniz ulusal... ••• Muz cumhuriyetlerine muz fidesi satmaya başla- mışız. Yurdu-muz açısından şaşılacak bir şey yok. Demek ki biz kökten muz cumhuriyetiyiz! • • • Yapılan anketlerde siyasilere güven hep yüzde 10'un altında çıkıyordu. ATO anketinde ise yüzde sı- fır çıkmış. Matematik bilimi ortada, bu siyasi yapıyla neyi çarparsanız çarpın, sonuç sıfır! • • • Yolsuzlukta dünya 6.'sıyız. Gelir dağıltmı bozuk- luğunda dünya 5.'siyiz. Kayıt dışı ekonominin kayrt- taki ekonomiye oranında dünya 4,'süyüz. Derviş dönünce hangi uluslararası kuruluşun, bankanın ne kadar para vereceği açık arttırmaya çı- kacak gibi görünüyor. Bu durumda yukandaki liste- ye bir ek daha gerekecek: Bakalım dilencilikte dünya kaçıncıstyız? ••• Sendikalar şubat ayı rakamlanyla yoksulluk sınt- nnın 664 milyon liraya çıktığını açıkladılar... Eyy "yoksulluk sının" hiç ugraşma, ne yaparsan yap, "yolsuzluk sınınnı"geçemezsin! ••• CHP'de kaynama var. Yönetimin partiyi sağa çektiği iddia ediliyor. Kimi partililerin kendini kenara çektiği konuşuluyor. Kimi kadrolann CHP dışında bir örgütlenmenin başını çektiği haberleri yayılıyor. Bunlan gerçekçi bulmak güç... N ?\ CHP'de kimse birbirini çekemez! •-;İ • • • ••••••'•* Portekiz'de köprü yıkılınca ilgili bakan hemen is- tifa etmiş. Enayi, öyle şey mi olur... Pişkinliğe vurursun... Laf eden olursa toplumla köprüleri atarsın, olur biteri • • • Medeni Yasa'daki değişiklik tartışmalannda iş döndü dolaştı, mal paylaşımına geldi. Mübarek, Medeni Yasa değil, madeni yasa! • • • Sel, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni esirakjı. Dün- yanın öteki bölgelerinden de acı sel haberleri geli- yor. Macaristan, Çin, Güney Afrika... Konunun özünde doğanın dengesinin bozulma- sı, ormanlann katledilmesi yatıyor. Çevrecilik açtsın- dan baktığımızda küreselleşme yok, kürede selleş- me var! • • • Egebank'tan Halkbank'a usulsüzlüklerle dolu kre- di işlemlerindeki ilişkiler ağına baktığımızda bir baş- ka tablo daha ortaya çıkıyor. Akraba ilişkilen devlete dönüp biçim değiştirmiş: Akbaba! ankcum@ttnetnet.tr Başbakan: Yeni birgelişme yok ANKARA / WAS- HWGTON (Cumhuri- yet) - Başbakan Bülent Ecevit, Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı gö- revinden istifa etmek üzere ABD'ye giden, Devlet Bakanı Kemal Derviş ile önceki gece te- lefonla görüşerek bilgi aldığını belirterek "Yeni bir gelişme yok" dedi. Derviş'in, IMF Başkanı Horst Köhler ile bir ara- ya geldiği öğrenilirken Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Bi- nay'ın da Washington'da temaslarda bulunduğu bildirildi. Başbakan Ecevit dün Başbakanlık Merkez Bi- nası'ndan aynlırken ga- zetecilerin basm müşavi- ri aracılığıyla ilettiği so- ruya, yine basın müşavi- ri Cem Ava aracılığıyla yanıt verdi. Ecevit, Der- viş ile önceki gece tele- fonla görüştüğünü ve bil- gi aldığım belirterek ye- ni bir gelişme olmadığı- nıbildirdi. IMF yetkiü- leri, Derviş ile IMF Baş- kanı Köhler'in, önceki akşam bir göruşme yap- tığmı belirttiler. Görüş- menin içeriğiyle ilgili açıklama yapılmadı. Derviş'in ardından Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Binay'ın da önceki gün Washing- ton'a geldiği öğrenildi. Binay'ın yeni programla ilgili olarak IMF ve Dün- ya Bankası yetkilileriyle görüşmelerde bulunduğu belirtildi. Binay, dün de IMF ve Dünya Banka- sı'nda görevli Türk Ha- zine Müsteşarhğı yetkili- leriyle teknik görüşmeler yaptı. UP'de 'kriz'rötuşu ANKARA (Cumhurryet Bürosu)-AB Konseyi'nin, Katılım Ortaklığı Belge- si'ni (KOB) tarhşmadan onaylaması Ankara'da memnuniyetle karşılandı. KOB'ye Türkiye'nin yanınnı oluşturacak Ulu- sal Program'ı (UP) ay so- nuna dek Brüksel'e ilet- meyi hedefleyen AB bü- rokrasisi 9 günlük tatilde de mesai yaptı. IMF istik- rar programının çökmesi nedeniyle taslak belgenin ekonomi bölümünde deği- şiklikler üzerinde çalışan AB Genel Sekreterliği, programı gelecek haftaki Bakanlar Kurulu toplantı- sma hazır hale getirmeyi amaçlıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle