15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MART 2001 CUMARTESİ 10 DIŞ HABERLER [email protected] Yeniyönetim, uluslararası dengeleri Iraksorunu vefüze savunma sistemigibi başhklar üzerinden zorluyor BD'nin Ortadoğu açmazıDerieyen: GAMZE ERBİL DışHaberterServisi-Ortadoğu'nun, Bill CKnton'dan sonra George W. Bush yönetiminin de dış politika ön- celikleri arasında yer alacağı, daha ilk günlerden belli oldu. Israil-Filis- tin sorunu ve Washington'ın bir tür- lü "çözüm geKştireraediğj" Irak, bu politikanın iki bileşenini oluşturuyor. Siyasi gözlemcilef, Washington için Saddam Hûseyin'e karşı Arap ülkele- rinin desteğıni almanın büyük önem ta- şıdığına dikkat çekiyorlar. Saddam Hüseyin'le Irak halkının birbirinden ayırt edilmesi gerektiğini vurgulayan Arap ülkeleri ise Irak halkını ezen yap- tinmlara karşı çıkıyor. Arap ülkelen, ABD'nin Filistin konusunda da daha adil bir yaklaşım geliştirmesini isti- • Filistin-Israil sorunuyla ilgili olarak eski Başkan Clinton'ın önerilerinin "ABD önerileri" olmadığını ilan eden yeni Washington yönetimi, bu konudaki "sorumluluklarından" kolayca vazgeçemeyeceğini görmüş oldu. yorlar. ABD Dışişleri Bakanı Colin PoweITın, Kuveyt'in "Irak'tan kurta- nhşmın" yıldönümü kutlamalan önce- sinde çıktığı Ortadoğu turu, Arap ve dünya basınında geniş yer buldu. tngiltere ile birlikte Irak'ı iki kez bombalayan ABD'nin Dışişleri Baka- nı Povvell, Mısır, Israil, Filistin, Ür- dün, Suriye, Suudi Arabistan ve Ku- veyt'i kapsayan gezisi çerçevesinde bölge ülkelerinin liderleriyle görüş ahşverişinde bulundu. Gezi öncesin- de Irak ve Ortadoğu banşı konulann- da "net" mesajlar veren ve Irak'ın hâ- lâ kitle imha silahlan ûrettiğini ve bu silahlann bölge ülkeleri için tehdit oluşturduğunu savunan ABD, bölge ülkelerini, büyük ölçüde delinmiş olan "yapunmlar" konusunda yeniden ik- na etmek istiyordu. ABD'nin kararfahk gösterisi ABD, Irak'ın, BM gözlemcilerinin ülkedeki askeri tesislerde yeniden de- netime başlamasını da şart koşuyor. ABD, bu konudaki "kararhhğmı" ise önceden Irak'ı bombalayarak ortaya koymuş oldu. Ancak bu kararlılık, başta "ikna edfl- mesi gereken" Arap ülkeleri olmak üzere, bütün dünyanın tepkisini topla- dı. Powell, tsrail'deki basın toplantısın- da, bir önceki gün Kahıre'de yaptığı gö- rüşmelerde hayal kınklığına uğradığı- nı, ABD'nin Irak'a yönelik politika- lannın eleştiri almasını beklemediği- ni söylüyordu. Israil'de ve ardından Ban Şeria'nın Ramallah kentinde Yaser Arafat'la görüşen Colin Povvell, Filis- tinlilerin de yoğun protestolanyla kar- şılandı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El Faysal bile Povvell ile yaptığı görüşmenin ardından, ABD'nin Irak teziyle çok da uyuşmadığı halde, "Her Ud ûlke de Irak halkına zarar veren yaptınmlann gözden geçirihnesi ko- nusunda hem fadrdh-" diyordu. Filistin-Israil sorunuyla ilgili olarak Clinton'ın önerilerinin "ABD öneri- leri'' olmadığını ilan eden Washing- ton, bu konudaki "sorumluluklann- dan" kolayca vazgeçemeyeceğini gör- müş oldu. ABD'nin "kararh" Irak politikası nedeniyle "sdaşan" bölge ülkelerinin, işlerin sarpa sardığı Isra- il Filistin sorununda daha "eteştirer" bir tutum benimsemeleri de dikkat çekti. Özet olarak ortaya çıkan tablo, ABD'nin hesapladığı bir tablo değil- di. Kuveyt zaferinin yıldönümünde, diğer uluslararası aktörlere "Ortado- ğu bendensoruhır" mesajı vermeye ha- zırlanan ABD, istediği sonucu elde edememiş oldu. ÖZTEK E.BUyükelçi Irak Üzerine Bir Değerlendirme (2) Geçen günlerdeki yaamızda, Güney Irak'ta ABD ve Ingiliz uçaklan tarafından gerçekleşti- rilen bombardımanlann neden- leri üzerinde durulmuş, bu çer- çevede Irak'takı uçuşa yasak bölgelere ve BM yaptınmlanna da atıflarda bulunulmuştu. Irak tablosunun tam olarak orta- ya konması ve önümüzdeki dö- nemde beklenen gelişmele- rin daha koJay anlaşılması ba- kımından bu 2 konunun esası- na inilmesinde yarar görülmek- tedir. BM yaptınmlan Irak'ın 1 Agustos 1990'da Ku- veyt'i işga) etmesıni takıben Bir- leşmiş Milletler Güvenlik Kon- seyi (BMGK) Irak'a Kuveytten çekilmek için 5 Ağustos'a kadar süretanımıştı. Irak'ın Kuveytten göstermelik birkaç biriiğini çek- tiğini saptayan BMGK Irak'ı çe- kilmeye zoriamak için 6 Agus- tos 1990'da kapsamlı bir ambar- go ve ekonomik yaptnmlar koy- muştu. Nisan 1991 'de ateşkes şaröannı belirleyen BMGK, yap- tınmlann devamını da teyit et- miştir. Gaye, Iraktaki Kuveytli sa- vaş esirlerinin geri verilmesi, Irak'ın nükleer, bryolojik ve kim- yasal kitle imha silahlannın im- hası gibi hususlarda Irak'ın iş- birliğinin sağlanması olmuştur. Daha önce 8 yıl süren Iran sa- vaşının getirdıgı yoksulluklaya- şamış olan Irak halkı, yaptınm- larlafeJakete suriıklenmıştır. Irak yönetiminin halkın en basıt ih- tiyaçJannı karşılayacak kaynak- lan olmadıgını beyan etmesi üzerine BMGK, 15 Ağustos 1991'de Irak halkının gıdave ilaç gibi temel ihti- yaçlannı karşılamak üzere Irak'a bir prog- ram önermiştir. "Gıda karşılığı petrol" programı çerçevesinde Irak'a belirii devrelerde, be- lirii değerierde petrol satması ve bu para- lam bir hesapta top- lanması karariaştınl- mıştır. Irak, programı, çeşitli amaçlaria ve halkını perişan et- me pahasına uzun yıllar kullan- mamıştır. Irak, ilk resmi petrol ih- racatını 1996 Aralık ayında ger- çekteştirmiştir. Program Irak'a gi- derek daha fazla petrol satma hakkını ve halkın teme) ihtiyaç- lannı daha geniş çapta karşıla- ma olanağını vermiştir. Ancak Irak, gelirlerin sadece bir kısmı- nı halkın ihtiyaçlanna tahsis et- miştir. Gaye^nden uzaklaştığı or- taya çıkan ambargonun kaldı- rtlması veya kapsamının daral- tılması girişimleri, ABD ve Ingil- tere tarafından önlenmişti. Gerek bu durumun gerek 1998 sonunda nükleer, biyolo- jik ve kimyasal silahlan denet- lemekle görevlı BM uzmanlan- nm ülke dtşına çıkanlmalan, Irak'ı yaptınmlann devamlılık kaza- nacağı fikrine iterek yaptınmla- n delmeye yönelik bir strateji geSştirmeye yöneltmişti. Bu stra- tejinin dayandığı temel, Irak'ın Suudi Arabıstan'clan sonra dün- yanın en zengin petrol kaynak- lanna sahip olmasının diğer ül- keter bakımından yarattığı cazi- bedir. Irak, Batı ülkelen, Rusya, Çin ve birçok ülke için fırsatlar ülkesi haline gelmiştir. Hem BM gıda için petrol programı çerçe- vesJnde hem de çeşitli yollardan (Suriye ile yeniden açılan boru hattı, Ürdün ve Körfez'den tan- kerlerle) petrolünü pazarlayan Saddam'ın ABD'nin ve Ingilte- re'nin sabnnı yokladığı görül- mektedir. Aralık ayında resmen .1 rak için yeni bir yaptmmlar rejimi düşünülmesi yararlı olacaktır. Bunun için de gayenin iyi tespiti gerekmektedir. ihraç ettiği petrolden varil başı- na yanm dolar ek prim isteyen Irak'ın bu talebinin Exxon, Mo- bil, BP, Texaco gibi büyük şir- ketlerce kabul edılmedigi bilin- mekle beraber son iki aydır söz konusu petrolün merkezleri Be- larus, LJchtenstein ve baa Uzak- doğu ülketerinde ismen yar olan birtakım petrol şirketlerince ek prim ödenerek satın alındığı ve bu alıalann sonra petrolü büyük şirketlere devrettigi yolunda ha- berier mevcuttur. Zaman içinde Saddam'm ge- lirierinın artması ile halkın hayat standardında bir (yileşme olmak- la beraber BM yaptırımlannın bekleneni vermedığı gibi Irak'ın bunlan delerek silahlanma prog- ramlannı uygulamaya koyduğu, aynca Irak't sıkıştrarak olumlu şe- kilde sonuçlanması umulan iki konuda da (Kuveytli esirier ve BM silah denetçileri) yaptınm- lann tam ters yönde sonuç do- ğurduğu ortaya çıkmıştır. Uçuşa Yasak Bölgeler Irak üzerindeki uçuşa yasak bölgelerin, hukuki dayanağı yok- tur. Uçuşa yasak bölgeler 1991 ve 1992'de ABD, Ingıltere ve Fransa tarafından insani amaç- laria tesis edilmiştir. ABD, uçu- şa yasak bölge tesisini Bağ- dat'ın sivillere karşı giriştiği ha- rekâtın önlenmesine dair BMGK'nin 5 Nisan 1991 tarihli ve 688 sayılı karannın geniş bir yorumuna baglamakta ve yasak bölgelenn yasal olduğunu ileri sürmektedir. 36. paralelin ku- zeyinde 50 bin km.lik bir saha- yı kapsayan kuzey- deki yasak bölge 1991'de kurulmuş olup Bağdat yöneti- minden kaçan Kürt- lere emin bir melce sağlamayı amaçla- maktadır. Güneyde 1992'de 32. parale- lin güneyinde tesis olunan 2. bölge de Şiileri korumak ama- cı ile tesis edilmiş okjp1996'da33.pa- ralele genişletilmiş- tir. Irak, yasak bölgeleri tanıma- makta ve devriye uçuşlanna ço- ğu zaman ateş açmaktadır. Sonuç ABD-lngiltere ikilisi, Irak po- litikasını revizyona tabi tutmalı- dır. Uçuşa yasak bölgelerdeki devriye görevleri ileri sürülerek girişilen bombardımanlar bir yandan ABD'nin bölgedeki ima- jını zedelerken diğeryandan da müttefiklerarasındaki dayanış- mayı da olumsuz etkilemiştir. ABD ve Ingiltere dışında bütün ülkelerin karşı çıktığı bu uygu- lamalara son verilmesi ve yeni bir yaptmmlar rejimı düşünül- mesi yarariı dacaktır. Bunun için de gayenin iyi tespiti ve yaptı- nmlann bu gayeye yönelik olma- sı gerekmektedir. Bizce gaye Saddam'ın askeri gücünün za- yrflatılması, kitle imha silahlan imalinin önlenmesi, gerek ülke- si içindeki Kürtlere ve Şiilere karşı harekâta geçememesi, ge- rek bölge ülkelerine tehdit teş- kil edememesi ile sınıriı olması ve Irak halkını sıkıntıya sokacak hissi önlemleri kapsamaması oJmalıdır. Burada, baştaABD, In- giltere, Almanya, Fransa, Rus- ya gibi kitle imha silah teknolo- jileri ileri olan ülkelenn de ken- di ilgili kurumlannı ve üretici fir- malannı ciddi bir kontrol altın- da tutmalan büyük önem taşı- maktadır. * Ortadoğu ve Balkan înce- lemeleri Vakfı Direktörü Ortadoğu ABD'nin dış politika başhklan arasında hep önemli yer tuttu. Cbnton dönemindeki banş hamlelerhım boşa çıktığı ve şiddetin yeniden yoğunlaşüğı tsraü-Filistin sorunu ve ABD yönetimi için arnk bir "namus meseles" haline gelmiş olan Saddam sorunu ABD'yi zora sokacak bir biçimde ortaklaştL Bölgedeki ûlkeler ikiı başlıkta da ABD pohtikalan nedeniylezora düşmûş durumdalar. Irak ve Filistin haiklaruun kaderi ABD karşıttağuıda büieşiyor ve diğer Arap ülkeleri de bu ortakhktan kendikrini fazla uzak tutanuyor. Waslıiııgtoıı*> uı fiize hamlesi Ulusal Füze Kalkanı projesi dünyanın pek çok ülkesinin tepkisini çekiyor Dış Haberler Servisi - ABD Başkanı George W. Bush, gö- reve geldikten kısa bir süre son- ra, Ulusal Füze Savunma Stra- tejisi veya Ulusal Füze Kalka- nı olarak adlandınlan projeyi gündeme getirdi. Gerçi bu pro- je, eski Başkan Bill Cünton dö- neminde de tartışılmış ancak fazla üzerinde durulmamıştı. Dış politıkada genel olarak "temkinli'' bir yaklaşım benim- seyen Bush, iş Irak ve füze kal- kanına gelince oldukça kararlı birtavır sergiliyor. ABD, "terörû destekleyen ülkeler" olarak ad- landırdığı yeni dünya düzeninin "kurallanna" uymayan Irak, Iran ve Kuzey Kore gibi ülke- lerden gelecek füze tehdidine karşı ABD vatandaşlannın ken- disini "gûvensiz" hissetmesini engellemek için bir savunma sistemi kurmak istediğıni söy- lüyor. Hedef, kesuılikle Rusya veya Çin'in caydıncı güçlerini etkisizleştirmek değil. Elbette bu naif tez, başta Rusya ve Çin ile kimi Avrupa ülkeleri için ikna edici olmadı. Çok "lavrak" bir politika iz- leyen Almanya, Rusya'yı öne sürerek ABD'nin Rusya ve Çin'in tepkilerini dikkate al- ması gerektiğini savunuyor. Al- manya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, 20 Şubat'ta yaptığı ABD ziyaretinde Povvell'ın bu konuda anlattıklannı "ilgiyle dmlediğini'' söyleyerek "ABD bizim en önemli müttefiküniz- dir ve NATO'nun bir parçası olarak yakm ilişkiler içindeyiz. Ancak iki büyük nükleer gü- cün, ulusal füze savunma siste- minin muhtemel uygulanması konusundaki meseleleri, işbirü- ği ortamı içinde tartışmalan çı- karmuzadır'' demekle yetındi. Avrupa'nın önemli aktörle- rinden Fransa ise projenin 1972'deki anti-balistik füze antlaşmasına (ABM) aykın ol- duğunu ve ABM'yi yok say- ORTRE / COLİNPOVVELL 'Amerikan rüyasını gerçekleştirdim' Jamaika kökenli bir ailenin oğlu olarak 1937'de, Harlem'de doğan CoBn Luther FoweO' ın çocukluğu ve gençliği de New York'un, göçmenlerin yaşadığı semtlerinde geçti. Kolejdeyken orduya katılan Povvell, 1962'de evlenmesinden kısa bir süre sonra, Güney Vietnam'a askeri danışman olarak gitti. Povvell'm yolu 1968'de ikincı kez, bu defa başka bir görcvle Vietnam'a düştü. Savaştaki hizmetlerinden ötürü madalya aldı. ABD'ye döndükten sonra George Washington Üniversitesi'ne giren Powell, 1971 'de burayı bitirdi. Bir sonraki yd, Beyaz Saray Kardeşlik ödülüyle onurlandınldı. Carter döneminde Enerji ve Savunma Bölümû'nde yetkili olarak çalışan PoweÜ, bu zamana kadar ordu içinde ve dışmda bir dızi ûst-düzey konumda görev aldı. Reagan döneminde Savunma Bakanı Casper Weinberger'ın askeri danışman]ığını yürüttü ve 1987'de Reagan tarafından Ulusal Güvenlik Danışmanlığı'na atandı. 1989'da Başkan George Bush döneminde Genelkurmay Başkanlığı'na atandı ve Irak'a düzenknen Çöl Fırtınası operasyonunun en kritik ldşisi oldu. CNN televizyonunun ^ naklen yayımladığı bu operasyon, 4 tarihteki en önemli "yüksek askeri teknoktji kampanyasır ' olarak adlandınhyor.Mart 1991'deki "zaferin" ardından önemli bir askeri basan sağlamış olan Colin Powell, 30Ekiml993'teABD ordusundan emekli oldu. 18 Ocak günü, Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, emekli General Colin Povrefl'ın, Dışişleri Bakanhğı'ru onayladı. manın yeni bir silahlanma ya- nşını başlatma anlamına gele- ceğini düşünüyor. Rusya ise başından itibaren bu konuda "sert" tepki gösteriyor. Rusya yetküileri, yapüklan açık- lamalarda, Fransa'ya benzer bir şekilde bu adurun ABM'nin ihlalı anlamına geleceğini, uzay- daki silahlanma da dahil olmak Üzere bir "silahlanma yanşi" başlatacağını, yıldız savaşlan projesinin bir devamı olduğu- nu savunuyorlar. 'HedefRusya' Rusya Savunma Bakanı lgor Sergeyev, 23 Şubat Cuma günü, fuze savunma sisteminin Rus- ya'yı hedef aldığını söyledi. "NDM sistemi her şeyden önce bizi hedef alryor, ABD dünyada stratejik hâkimiyet kurmak pe- şmde" diyen Sergeyev ABD'nin "kontrol edilemeyen ülkderden gelecek kıtalararası baüstik fü- zelerin gerçek bir tehdit unsuru oiduğu" duşüncesini birriskola- rak görmediklerini söylüyordu. Bush yaptığı açıklamalarda "yeni bir stratejik vizyon" ola- rak adlandn"dığı fuze savunma- sının NATO'nun tüm üyelerinin yanı sua tsrail'i kapsaması ge- rektiğini vurgularken Avrupa- lı NATO ülkelenni yanına çek- meyi gözetiyordu. Füze savunma sisteminin ABD'nin müttefîklerini kapsa- yacak olması ve Tayvan'm da bu listede bulunması nedeniyle cid- di rahatsızlık duyan Çin ise ABD'ye "NMD kurma plan- lannı en kısa zamanda terk et- mesi'' çağnsında bulundu. Bombalarm mesajı 'Sana diyorum kı&m' • ABD'nin Irak'a gönderdiği bombalarda "başkalanna" gitmesi gereken mesajlar vardı. ABD'nin Irak'a ilk bombalan yağdırdığı Körfez Savaşı'nın ya- şandığı yıl, sosyalist sistemin çö- zülmesinin ardından "tki Kutup- luDünya" sisteminin ve onun oluş- turduğu dengelerin ciddi dönüşüm yaşadığı bir dönemdi. Yeni dönem- de nasıl bir uluslararası hiyerarşi- nin ortaya çıkacağı tartışmalan arasında eski dünyanın lideri ABD'nin arnk misyonunu tamam- ladığı, yerini ekonomik olarak hız- la ilerleyen Almanya merkezli bir Avrupa ülkeleri topluluğunun ala- bileceği gibi görüşler de ifade edi- liyordu. ABD'nin "Çöl Fu-tması'' Operasyonu ile Irak'ın tepesine bombalan indirmeye başlaması- nın ardından bu tartışmalar nokta- landı ve ABD'nin liderlik rolünü sürdürmeye kararlı olduğu ve sür- düreceğı anlaşıldı. ABD'nin Irak'la ilgili hedeflerine ne ölçüde ulaşü- ğı bir yana, bombalar aracılığıyla dünyaya vereceği mesajlan ver- miş oldu. Son bombardımanda da Irak'la ilgili olarak dile getirilen gerekçe- lerin dışında, ABD'nin "nüdpte- rine" verdiği mesajlan daha fazla önemsediği söylenebilir. 1990'lar- dakinden farklı olarak topyekûn bir yeniden yapılanma gündemde değil ancak Avrupa ve ABD ara- sında Rusya'nın da bir üçüncü odak olduğu bazı gerilim ve çekişme başhklan bulunuyor. ABD, yöne- tim değişikliğinin ardından Irak'ı yeniden bombalıyor ve böylece "tavrmı'' ilan etmiş oluyor. Alaca- ğı tepkilere göre, kimin hangi me- safede bulunduğunu sınıyor. Diğer aktörler de "mesafelerine" göre yanıt veriyor. Böylelıkle dengeler yeniden kuruluyor. Saddam Hüseyin ve Irak halkı mı? Irak'uı tepesine yağan bom- balar mı? "GerekMokluğuna inan- dığmuz sürece bu misyonu sür- düreceğiz'' diyor ColinPowefl Irak bombardımanının ardından... Irak'ın bombalanması Tepkiler sertolduRUSya: Dışişleri Bakanbgı 'ndan yapılan açıklamada, "uluslarara- sı yasalar ve BM Sözleşmesi'ne ay- kuı obnasına rağmen Irak'a kar- şı gÜÇ kııllanımmnı sûrdüğü" be- lirtildi. Savunma Bakanlığı 'nın üst düzey yetkililerinden General Le- onid tvaşov, ABD yönetiminin "Rus tehdkfi" açıklamalanna kar- şı yaptığı açıklamada, Bush yöne- timinin Rusya'ya karşı "kovboy- luk yapbğpn" ileri sürmüş, Was- hington'm amacının, dikkatleri başka yöne çekmek olduğunu sa- vunmuştu. Bağdat'ın bombalan- masının ardından da tvaşov, "ABD'nin kendisinidünyajandar- ması yerine kovduğunu" belirtti. Çin: Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhu Bangzao, ABD ve In- giltere'nin Irak'ı bombalamalan- nın Birleşmiş Milletler Tüzüğü'ne ve uluslararası ilişkilerde kabul gören ilkelere aykın olduğunu sa- vunarak uluslararası toplumun kı- namasına uğramalannın "normaP olduğunu söyledi. Fransa: Fransa, ABD ve tn- giltere'yi, Irak'ı bombalamalan- nın ardından oldukça sert bir bi- çimde eleştirdi. Fransa Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine, Irak'a dü- zenlenen hava saldınsuıın uhısla- rarası hukuk açısısdan dayanağı- nm olmadığını söyledi. Irak hal- kının durumuna değinen Vedrine, Fransa'nın Irak'a uygulananeko- nomik ambargonun sona erdiğmi görmek istediğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle