Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 MART 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
ROPORTAJ
Üniversiteli gençler, günlük yaşamın sıkıntılanndan kulüpler sayesinde uzaklaşıyor
Gençlere kutüp dopmgı• Üniversiteli gençler,
derslerin ve günlük yaşamın
sıkıntılanndan, kurduklan
kulüpler sayesinde
uzaklaşıyorlar. Gençler,
fakültelerinde yer alan
kulüplerin çatısı altında
birleşerek sosyal ve kültürel
etkinliklerde bulunuyorlar
ONUR ŞAHİN / BİROL KELEŞ
Üniversiteli gençler, derslerin ve
günlük yaşamın sıkıntılarından, kur-
duklan kulüpler sayesinde uzaklaşı-
yorlar. Gençler, fakültelerinde yer
alan kulüplerin çatısı altında birleşe-
rek, sosyal ve kültürel etkinliklerde
bulunuyorlar.
Üniversite kulüpleri, doğa sporla-
nndan satranca, siyasetten tiyatroya,
meslek alanlanndan geziye, hemen
her konuda çalışma yürütüyorlar. Ba-
zı kulüpler, birlikler ya da federas-
yonlar oluşturarak, Türkiye çapında
etkinlikte bulunurken, bazılanysa
birkaç üyesiyle varolmaya çalışıyor.
Bran; kulüplerl
Gençler, eğitim gördükleri fakülte-
lerde, branş kulüpleri olarak "hu-
kuk", "uetişttn". "matematik", "mü-
hendisttk", "ekonomi". "işletme" gi-
bi alan topluluklan kurarak, eğitim-
lerinde karşüaştıklan eksiklikleri gi-
dermeye çalışıyorlar. Uluslararası
Hukuk Kulüpleri, her yıl, bilimsel bir
rekabete üyelerini hazırlayan branş
kulüpleri arasında yer alıyor. Dünya-
nın tüm saygın hukuk fakültelerinin
katıldığı "sanal mahkeme" yanşma-
suıın, geçen yıl ABD'de düzenlenen
finallerinde, Türkiye'yi Marmara
Üniversitesi Uluslararası Hukuk Ku-
lübü, başanyla temsil etti. Bu yılki
Türkiye elemelerini ise ÎÜ Uluslara-
rası Hukuk Kulübü kazandı. Dokuz
Eylül Üniversitesi (DEÜ) Işletme
Kulübü, gerek yayınlan, gerekse yö-
neticilik seminerleri ve kariyer gün-
leri çahşmalanyla. bu alanda iddialı
kulüplerden bıri. DEÜ lşletme Kulü-
bü, BÜ, HÜ, ÎÜ, MÜ ve ODTÜ iş-
letme kulübü ve topluluklanrun da
aralannda olduğu îşletme Kulüpleri
Topluluklan Platformu'nun da kuru-
cu üyesi. Platform, üniversıtelerara-
sı iş kolu dayanışmasının ve bilimsel
çalışmalann eşgüdümünü sağlıyor,
kongreler düzenleyor.
Spor kulüpleri:
Üıırvershdigençktf kendfleıiııitMiıyabü^ (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
Üniversiteliler, futbol, basketbol,
voleybol gibi temel sporlarla, öğren-
ci kulüpleri çatısı altında ilgilenme
firsatı buluyor. Boğaziçi Üniversitesi
(BÜ), Orta Doğu Teknik Üniversite-
si (ODTÜ), Bükent Üniversite» ise
buz hokeyı, Amerikan futbolu gibi
sıradışı spor çalışmalanyla dikkat çe-
kiyor. Marmara Üniversitesi (MÜ),
Gazi Üniversitesi (GÜ) ve Akdeniz
Üniversitesi (AÜ) gibi, Spor Akade-
mileri ya da Beden Eğıtımi bölümle-
riyle ünlü okullardakı spor kulüple-
rinin üstünlüğü, yetiştirdikleri pek
çok profesvonel isimle kanıtlanmış
durumda. fstanbul Teknik Üniversi-
tesi (ITÜ) de, 17 ayn spor branşmda
yaptığı çalışmalarla spora damgası-
nı vuran okullar arasında yer alıyor.
Maceracı bir ruhla bır araya gelen
gençler ise doğayla iç içe çalışma yü-
rüten kulüplerde buluşuyorlar. Dağ-
cılık ve Doğa Sporlan Kulüpleri, ad-
renalini seven gençler arasındatercih
edilen kulüplerin başında geliyor.
Sualtı spor kulüpleri, yaz aylann-
da, Kaş, Fethıye, Armutlu gibi bölge-
lerde, profesyonellerin denetiminde
dalış kamplan düzenliyorlar.
Yamaç paraşütü
Bazı üniversitelerde Türk Hava
Kurumu (THK) ile etkileşim içinde
çahşan tt
SKil Havacıhk Kulüpleri''
bile bulunuyor. Bu kulüplerin üyele-
ri, THK'nın Inönü'deki ve Etimes-
gut'taki kamplanna, Ege ve Akde-
niz'deki yamaç paraşütü kurslanna
katılıyorlar. Planörcülük ve balon
uçuşlan ise ekonomik imkânsızlıklar
nedeniyle, uzun süredir askıya alın-
mış durumda.
Slyaset lculûplerl: - _
Atatürkçü Düşünce Kulûpleri
(ADK) ve Topluluklan (ADT), üni-
versitelerdekı en etkın siyasi kulüp-
ler. Atatürkçü Düşünce Kulübü üye-
si gençler, Atatürkçü kulüplerin özel-
likle gazetemiz yazan Uğur Mum-
cu'nun 24 Ocak 1993'te katledilme-
sinden sonra yaygınlaştığına dikkat
çektiler. Kemalist akademisyenlenn
ve sivil toplum kuruluşlannın deste-
ği ile gehşen ADK'ler 29 Ekim 2000
tarihınde düzenlenen bir kurultayla
federasyonlannı (ADKF) kurdular.
ADT'ler ise üniversitelerde Ulusal
Gençlik Birliği (UGB) üyesi gençle-
rin ya da Aydınlanma 1923 Dergisi
etrafinda çalışma yürüten öğrencile-
rin siyaset yaptıklan çatıyı oluşturu-
yor. "Sosvalist Kültür" adı altındaki
kulüpler de, kampüslerde ideolojile-
ri dogrultusunda siyasi çalışmada bu-
lunan başhca yapılar arasında. Günü-
müzün, yasal, siyasi öğrenci kulüp-
leri ve topluluklan, ortak pek çok
söylemlerine karşın büyük bir dağı-
nıkhk gösteriyor. Siyasi kulüpler, da-
ha çok "68 Kuşagmın" oluşturduğu
Istanbul'daki Devrimci Öğrenci Bir-
liğı (DÖB) ve Ankara'daki FKF (Fi-
kir Kulüpleri Federasyonu)'nu kendi-
lerine örnek birer yapılanma olarak
görüyorlar.
Sanat kulüpleri, okullann öğrenci
profiline ve ekonomik gücüne göre
değişmekle birlikte, üniversitelileri
sanatın hemen her dalında motive
ediyor. Örneğin dans kulüpleri, ağır-
lıklı olarak modern dans ve flemen-
ko dansı kapsamında etkinlikte bulu-
nuyor. Klasik danslardan ise vals, bu
kulüplerin üyesi öğrencilerin, en be-
lırgin tercihleri arasmda yer ahyor.
Folklorla ilgilenen öğrencilerin oluş-
turduğu kulüpler ise genellikle halk-
bilim kulüpleri adı altında toplanı-
yor. Halkbilim kulübü üyeleri, Tür-
kiye'nin yöresel kültürlerini tanıya-
rak Anadolu'nun zenginliğini öğren-
meyi amaç edinmişler. Üyeler, siya-
si bazı etkinliklerde de bulunuyorlar.
Başhca dans kulüpleri ise Bilgi, Ga-
zi, Yıldız Teknik ve Boğaziçi Üni-
versiteleri'nde yer alıyor.
oyunlar sahnellvoriar
Tiyatro kulüpleri, atöhye çalışmala-
nnın ve teorik derslerin yanı sıra
oyunlar sahneliyor, düzenledikleri
sohbetlerde ünlü tiyatrocularla üye-
lerini bir araya getiriyor. özellikle
Marmara Üniversitesi Iletişim Fakül-
tesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara
Üniversitesi, ODTÜ, BilkentÜniver-
sitesi, lstanbul Ünivesitesi, Samsun
19 Mayıs Üniversitesi, Uludağ Üni-
versitesi tiyatro kulüpleri sahneledik-
leri oyunlardaki başanlanyla dikkat
çekiyorlar. Sinema kulüpleri, özel-
likle film gösterimleri nedeniyle ge-
nelde tüm okullarda en fazla ilgi gö-
ren kulüpler. Bu kulüpler, Türk ve
dünya sinemasından klasikleri, pole-
mik yaratmış siyasi filmleri belirli
zamanlarda öğrenciye sunuyorlar. Bu
kulüpler, yönetmen ve oyunculan da
sık sık düzenledikleri panellere davet
ediyorlar. BÜ Sinema Kulübü'nün
geleneksel hale getirdiği film ise
"Dünyayı Kurtaran Adam". Cûneyt
Arkm'ın ünlü fılminı kampuslannda,
her yıl gösterime sokan Boğazıçilıler,
bastırdıklan afişlerin üzerine büyük
harflerle yazmışlar: "SinemaKulübü
Utançla Sunar."
cenç fotoflrafçılar
Fotoğrafçılık kulüplerinde, en dog-
rutekniklerle fotoğraf çekmeyi, film
banyosunu öğrenen üyeler, yapıtlan-
nı sergiliyorlar, yanşmalar açıyorlar.
Müzikkulüplerinde, her türlü enstrü-
manı çalma konusunda kendilerini
geliştinyorlar, oluşturduklan grup-
larla konserler düzenliyorlar. Kulüp
çatısı altında olmasa da, "Harami-
ler", "Mor ve ÖtesP, "Athena" gibi
pek çok gnıp, üyelerinin öğrencilik
yıllannda kurularak profesyonelliğe
adım atıyor. Edebiyat Kulüpleri üye-
leri ise dergiler çıkartıyor, şiir mati-
neleri ve yazarlarla söyleşiler düzen-
liyor. Plastik sanatlar, resim, mima-
ri, heykel konulannm da kulüpleri
bulunuyor. Üniversite kulüpleri,
azimli gençlerin, kendilerini ve okul-
lannı geliştirebilmek için çabaladık-
lan, sosyal gruplar. Ancak büyük bir
bölümü, gelişmiş ülkelerdeki örnek-
lerinin çok gerisinde. Bunun temel
nedenleri arasında, Türkiye'nin eği-
tim politikası, ekonomik sıkıntılar ve
sosyal kısıtlamalar bulunuyor. Ku-
lüpler, yalnızca öğrencilerin ve bazı
öğretim üyelerinin kişisel özverile-
riyle yaşayabiliyor. Güneydoğu ve
Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan
üniversitelerde, kulüp çahşmalan son
derece sınırlı.
Farkh (lüııyalara yolcuhıkSELENBAyCAN
"_.troanoğhınun içinde bazı man-
ükdışL, akıl dışı korkulan vardır. Ka-
ranhktan korkar. Yeralbnda olmak-
tan korkar. Yalıuz olmaktan korkar.
En büyük korkulan ise; bir, karanh-
ğuı içine düşmek; ild, dehlizlerde yo-
lunu bulamadan dolaşıp durmaktır.
Ve mağaracı dediğin adam, çdguun,
kaçığın biri olduğu için bütün bu kâ-
buslaria yüz yüze gelmeyi kendi ser-
best seçimrvle istemektedir. lşte bu
yüzden o, dağadan daha delidir.Çün-
kü ka>bedeceği şe>. tehlikeye koyduğu
şey akbdn-." Mağaracıhğıri rehber ki-
tabı sayılan Tre\'anian'ın "Şibumi"
adlı romanında mağaracılık işte bu
sözİCTİe anlatılıyor.
Aklını kaybetmefc
'Alallarmı kaybetmeyi' göze almış
bu gençleT, 1973 yıhnda Boğaziçi
Üniversitesi Mağara Araştırma Kulü-
bü (BÜMAK) bünyesinde bir araya
gelmiş. llk kurulduğu yıllarda Istan-
bul'dan çıkmazken, 1977 yılından iti-
baren çalışmalannı, Türkiye geneline
yayma karan ahnışlar. Yaptıklan iş
'deKlik' olarak nitelendirilse bile ma-
ğaracılık, başanlı olabilmek için de-
neyim, güç ve dayanıklılık gerektiren
zor bir ış. Kulübe yeni katılanlar bile
yapnklannı, "Yaşamadan anlaşılama-
yacak bir şey" diyerek anlatıyorlar.
Mağaracılık onlar içintt
neden"ıni,aı-
lelenne, çogu zaman kendilenne bile
zor açıklayabildikleri bir sp_or.
Kulüp Başkanı Yaman Ozakm da
mağaracıhğın Türkiye'de bılinmeyen
yapmak" amacıyla 1980 yılında ku-
rulmuş.
YTUDAK Yönetım Kurulu Üyesi
Hakan Balaban dağcılığı şöyle anla-
tıyor:
"Bireysel bir spor. Sonunda maddi
anlamda ödülü olan bir şey değil ama
doğayla bütünkşmenin en etkili yoila-
nndan birisi. Dağcıhğm bir spor ola-
rak hedeflerinden birisi de insanm
kendi kendisini disipline etmesini sağ-
sunuz. Anlaülması zor bir şey" diyor.
YTÜDAK'a yeni katılanlar, iki yıl-
lık yoğun bir eğitim görüyorlar. Eğı-
timin ilk yılında, dağcılığın ne oldu-
ğu ile teknik bilgiler, ikinci yılda ise
teknik konulann yanı sıra farklı nrma-
nış türleri üzerinde çalışıhyor. Yıl
sonlanndakulüp üyelenne uygulanan
sınavlarda, belli bir yeterlilik göste-
renler, büyük zirve tırmanışlanna ka-
tılabıliyorlar.
• Dağcılar, sporlannın son yıllarda popüler hale gelmesinden
rahatsızlar. Çok tecriibeli insaniann bile hayatlannı kaybedebildiğini
belirten dağcılar, bilgisizce doğaya gidenlerin sayısının artmasının
kazalan fazlalaştırdığım vurguluyorlar.
bir spor olduğunu, "Insanlar çoğu za-
man bize 'mağara adamlan' dryorlar.
Araştirma için gjttiğimiz yörelerde
yerli halk da 'Burada hazıne mı var-
mış' diye soruyor. Biz çok gülüyoruz,
ama künse yeraltındaki zenginliğin
farkında değfl" diyerek anlatıyor.
Yıldız Teknik Universitesi Dağcı-
hk Kulübü (YTÜDAK), "bu spora gö-
nülveren üniversite öğrencüerini aynı
çat ahmda buluşturmak, işe nereden
başjayacağnu bUmeyenlere rehberiik
lamak. Aynı zamanda doğayla baş ba-
şa, arkadaşlarla eğlenceli valdt geçir-
menin de iyi bir yoiu."
Kulüp Başkanı Akhan Atalay da,
"Sportif boyutu ön planda olsa da bu
tek başına yeterii ohnuyor. tnsan Diş-
kilerini geliştirmesi açısradan sosyal
bir üetişim aracı ofana bmııtu var ki
dağdayaşanan dosüuklar şehir içinde-
kilerden çok daha farkh oluyor. Çün-
kü şartlar kötüye gittikçe kaçınumaz
bir sekUde derin dosüuklar kuruyor-
Dağcılık, farklı zemin koşullanna
göre; yüksek irtifa nrmanışı, orta ir-
tifa, yapay duvar tırmanışı, donmuş
şelale, buzul tırmanışlan gibi değişik
bölümlere aynhyor.
Bir dağcuıın bunlann hepsini hem
teorik hem de uygulama anlamında
bihnesi gerekiyor.
Aynca diğer doğa sporlannda ol-
duğu gibi zor bir uğraş. Katılanlann,
zor koşullar karşısında güzel anılarla
bu işi bıraktıklannı anlatan Akhan
Atalay, dağcılığın pahalı bir spor ol-
duğuna dikkat çekiyor. Hakan Bala-
ban da "Şimdiye kadar harcadığnnız
paralan bir köşeye koysaydık, pahah
birersporaraba sahibiolabttirdik''di-
yor.
Kendlnl daflcı sananlar
Görüştügümüz dağcılar, dağcılığın
özelükle son yülarda popülerhale gel-
mesinden ise oldukça rahatsızlar.
Dağcıhğuıpopülaritesinin kullanıldı-
ğını vurgulayan Akhan Atalay şunla-
n söylüyor:
"Dağcılık potansiyel risklerie dohı
bir spor. Çok tecrübeli insanlar bile
hayatlarmı kaybedebflıyoriar. Dağa-
hk yapacaklann bilgi ve öngörüleri ile
bu riskleri değeriendirebilmesi gere-
kiyor. Ama bilgisizce doğaya gidenle-
rin sayısı artükça kazalar da artıyor.
Gore-tex mont giyen herkes kendini
dağcı samyor."
Bu sporun üniversite yıllannda yo-
ğun olarak yapıldığını ve sonra da ev-
lilik, iş hayatı gibi nedenlerle unutu-
lup gittiğini anlatan Balaban, sözleri-
ni, "Kz evlenmeyeceğiz. Gelecekte de
dağcıhğa devam" diye bitiriyor.
GEÇMÎŞTEN
GELECEĞE
ORHANERİNÇ
Dışı Sizî Yakar, İçi Bid...
Uzatmalı bayram tatilinin sonuna geldik. Türki- •
ye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Mustafa
Yûcel Hocamız sağ olsaydı bır kez daha "Ei iyd-
i ekber (Büyük bayram - Arifesi cumaya rastlayan
Kurban Bayramı) eyledi, biz matem eyledik" der-
di.
Basın çalışanlannın büyük bölümüne bayram
zehir oldu. Çünkü işsiz bırakılmışlardı.
Bir bölümünün ise yürekleri kıpır kıpırdı. Pazar-
tesi günü yeniden çalışmaya başlayacak "Insan
Kaynaklan" bölümlerinin ellerine işten çıkanlma
yazılannı tutuşturmasının ya da giriş kartlannın ge-
çecekleri turnikenin bağlı olduğu bilgisayardan si-
linmiş olmasıyla kapı önlerinde kalıvermenin tedir-
ginligini üzerierinden atamamışlardı.
Bütün yaldızlı sözlereve goruntulere karşın med-
yada işterin iyi gitmediği anlaşılıyor. Çünkü dağı-
tım kuruluşlannın, Türkiye çapında dağıtımı yapı-
lan 25 gazetenin günlük satışlannı gösteren tab-
lolann dağıtılmasına da yasak geldi. Şimdi grup-
lann dışında kalan gazetelerin yöneticileri, yalnız
kendi gazetelerine ilişkin sayılan öğrenebiliyoriar.
Nedeni kesin olarak bilinmiyor. Ancak kuşkular,
yasağın, medyanın günlük satış toplamı ortalama-
sının 3.5 milyonun da altına düşmüş, çoksatışlı ga-
zetelerden kimilerinin büyük ölçüde okur kaybet-
miş olmasından kaynaklandığı konusundayoğun-
laşıyor.
Her bayram, tatilcilerin yer değiştirmesine daya-
lı olarak toplam okur sayısında bir azalma olur. Ki-
mi gazeteler, okurlannın nerelere gittiği belli olma-
dığından onlara ulaşmakta sıkıntıya düşer. Dileye-
lim ki bu kez de aynı gerçekyaşanmıştır. Aksini dü-
şünmek, medya çalışanlannın geleceği için daha
da karanlık bir dönemi anımsatır ki, bu da zaten
dibe vurmuş olan medyanın sonu demektir.
• • •
Medyanın yaşam kaynaklanndan en önemlisi
reklamlardır. Gazeteler arasındaki çekişmenin baş
nedenlennden biri de ulkedekı reklam pastasından
aslan payını alma istegidir.
Ama medyanın bu alanda da yeni rekoriara im-
za attığı görülüyor.
Reklamcılar Derneği'nin açıklamasına göre,
2000yılının reklam pastası hacmi 1.411 milyardo-
lar olmuştur. Işin ilgi çekici yönunü ise bu pasta-
nın 875 milyon dolariık bölümünü basın-yayın sek1
törünün verdiği ilanlann oluşturmasıdır. Bir dolar
632.330 lira üzerinden yapılan hesaplara göre ba-
sın-yayın sektörü içinde de Bilgin Grubu, 138 mil-
yon dolariık reklam yaparak ilk sırayı almıştır. Park
Medya 66 milyonluk reklamla ikinci, Milliyet gaze-
tesi de 54 milyon dolarla üçüncü olmuştur.
Hemen belirtelim ki bu tutarlargerçekte sayma-
ca bir sonucu yansrtmaktadır.
Reklamcılar Demeği, hesaplamalanndateleviz-
yonlarla gazetelerin belirli ölçütlere göre açıkla-
dıklan ilan fiyatlannı esas almaktadır. Gazetelerin,
kendi gaıplanna ait ilanlan para almadan yayım-
lamalan olasıdır. Televizyonlar ise RTÜK'e bildirdik-
leri ilan tarifeleri üzerinden yüzde 95'e kadar in-
dirim yapabilmektedir. RTÜK'e verilecek pay dışın-
da yayın kuruluşlannın kasalanndan para çıkma-
ması, karşılıklı mahsup yoluyla reklamlann yayım-
lanmış olabileceği de gözden uzak tutulmamalı-
dır.
Bu bilgiler, medyanın bol keseden reklam yap-
tığını göstermek için değil, kendi çıkanna hiçbir
ödeme yapmadan kullanabileceği parasal gücü
anımsatmak için aktanlmıştır.
Asıl sorun, medyanın özgünlük uğruna günde-
me getimneye özen gösterdiği canının çektiği ha-
berlerie hem siz izleyici-okuru hem de biz gazete-
cileri yakmakta oluşudur.
•••
Türk basınının duayenlennden karikatürist Nec-
mi Rıza Ayça'yı dun Karikatür Müzesi'nın bahçe-
sinden sonsuzluğa uğuriadık.
llk karikatürü 1927 yılındaCumhuriyet'teyayım-
lanan Ayça, 87 yıllık yaşamında, basına ilk girdiği
günkü gibi kalmayı başaran ustalanmızdan biriy-
di. Karikatürün ve resmin her dalında seçkin eser-
ler vermiş, geçmişin çok ünlü mizah dergilerinde
en çok sayıda kapak karikatürü yayımlanan kişi ol-
muştu. Yaşına ve kıdemine karşın, alçakgönüllü,
efendi, saygılı tutumu, aşınya kaçmadan ıkı dirhem
bir çekirdek diye özetlenebilecek kılık kıyafeti, sa-
natı yanında unutulmayacak özellikleri arasınday-
dı. Aynı yıllarda gazetecilik yapmaktan onur duy- •
dugum Ayça'nın bana göre bir özelliği de karika
1
-
türde de olsa çizdiği bütün kadınlann güzel olma-
srydı.
Işıklar içinde yatsın.
oerinc@cumhuriyet.com.tr.
Muhalifler gundeme getirmişti
Kızılay'da oloğonüstii
kongre tarttşması
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Kızılay
Genel Başkanlığı'nda,
mahkemelik olan ola-
ğanüstü kongre toplan-
ması konusundaki tar-
tışma sürüyor.
Kızılay'da muhalifle-
rin gundeme getirdiği
olağanüstü kongrenin
bugün yapılacağınuı
duyuruhnasınnı ardın-
dan dün Kızılay Genel
Başkanı Ertan Gönen
açıklama yaparak
kongrenin 1 Nısan'da
yapılacağını kaydetti.
Ankara 12. Sulh Hu-
kuk Mahkemesi'nin
kongre yapıhnası yö-
nündeki karannı temyiz
ettiklerini bıldiren Gö-
nen, "Olağanüstü kong-
re isteyen grup, temyiz
başvurumuzun ardın-
danYargrtay'a müraca-
at ederek davanm önce-
tikligörüşülmesini talep
etti. Bu talep Yargrtav 2.
Hukuk Dairesi tarafin-
dan reddedildi. Ancak
olağanüstü kongre iste-
yenler, >üksek mahke-
meninkaranna rağmen
hukuku çiğneyerek 10
Martta kongreye topla-
ma çabalannı sürdür-
düler" dedı.
Ankara 1. Sulh Hu-
kuk Mahkemesi'nin,
yaptıklan başvuru üze-
rine olağanüstü kongre
için 'ihtiyati tedbir' ka-
ran aldığını belirten
Gönen, Kızılay Tüzü-
ğü'ne görenisan ayında
zaten kongreye gidile-
cekken bu tarihe kısa
bir süre kala olajanüs-
tü kongre toplamayı an-
lamsız bulduklannı
söyledi.