Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 MART2001 CUMARTESİ CUMHURİYET ~ SAYI
EKONOM/ekonomi@cumhuriyet.com.tr u
ŞİRKETLERDEN
• DIESEL ilkbahar-
yaz kampanyasında
dünya haritasuu
başaşağı çevirip,
merkeze Afiika krtasını
yerieştirdi
Kataloğunda, dfinyanın
merkea Afrika oisaydı
temasını işleyen Diesd,
gerçek dünyanın
çılgnıbğma ve
dengcsizligine farkb bir
balaşveyorum
getirmeyi araaçlryor.
• PROFlLO AJışveriş
Merkezi, dünya
markalannın yer aldıgı
magazalannın dışında,
farkJı dekor ve
tarzlanyla ziyaretçilere
değişik seçenekler
sunan kafelerle alışveriş
ortamına eglence
kaünaya çaJışıyor.
Alışveriş
Merkezi'ndeki Amazon
Cafe, ekvatorik bir
mekânda günün
yorgunlugundan
sıynlmanızı sağJıyor.
• ESCADAflkbahar-
yaz koleksivonu, zengin
işlemeler ve nakışlaıia
romantizmin geri
dönüşünü yansıtıyor.
Yeni koleksiyon,Escada
kadınına Akdeniz
çekiciJiği katmaya
çahşıyor.
• MARKOM LEO
BURNETT GRUBU,
Tûrkiye'de ilk kez
"entegre iletişim"
aianında hizmet
kalitesini belgeledi, Det
Norske Veritas
tarafından veriJen ISO
9001 KaJite Yönetim
Sistem beigesini aldı.
• MOTHERCARE
ilkbahar koleksiyonu,
bebekler, 1-8 yaş arasj
çocukJar ve anne
adaylan için rahaf ve
eğienceti bir yaz olanağı
sunmayı amaçhyor.
Kız bebekler için
hazırfanan çiçek
desenl/ tulumlar,
erkek bebekler
kjncekederve
şapkalar uzerine
ekîenen ûrbflargdze
çarpryor.
I LEVI'S Engineered
;ans, bu sezon
miliklerle doJu.
>rm, fonksiyon ve
ımaş kombinasyonu
zahnarak hazırJanan
leksiyon 2001
S>ahar-yazında farkJj
inmeyi sevenlere
enekfer sunuyor.
»ELPAK
VLU'mın «Bir
subedava"
panvasımart .
Ja da devam ediyor.
'ticifer dort adet
JanSeJpak
ıraüçadetfiyaa
>riar.
ABD'li ekonomist Daniel Rodrik, IMF ve Dünya Bankası'nın politikalannı eleştirdi
Sonm, kajjiüdisf düzende• ABD, IMF ve
Dünya Bankası
politikalarmın
kendi içinde tutarlı
oJduğunu söyleyen
Daniel Rodrik, asıJ
sorunun kapitalist
ekonomide
yattığını, IMF'nin
Türkiye
reçeteJerinin de
yanlış olduğunu
söyledi.
METEKLZIK ~
VtYANA-Uluslarara-
sı bir toplantı için geçen
hafta Udinese'de bulu-
nan global ekonomi kar-
şıtı Amerikalı Harvard
ekonomisti Daniel
Rodrik, \Vashington
patentli neoliberaJ po-
litikalan yerden yere
vurdu. Rodrik, Türki-
ye'deki son ekonomik
krizle ilgili olarak "IMF'nin reçetesi
birçok AvTupa ülkesi için geçerti ola-
bilirdi ama Türkiye için degîr dedi.
Rodrik, kapitalist sistem içinde IMF,
Dünya Bankası ve ABD kaynaklı re-
çetelerin dogru oldugunu, ancak asıl
sorunun kapitalizmin kendinde oldu-
gunu vurguladı.
IMF reçetelerinin bütçenin disipline
edilmesi, açık malipazar, serbest pazar
ve güvenceli
Özel mülkiyet hak-
kına dayandıgına işaret eden Rodrik,
gelişmiş ülkeler için yapılan reçetele-
rin yoksul ve gelişmekte olan ülkeler
için uygulanamaz oldugunu söyledi.
Reçeteteryıtamgetiriyor
"Washington'da oturanlar,gelişme
için sadece bir yoJ okhığunu sanırlar.
Onlann aklı hâlâ GüneyKore, Tay-
van ve Çia uygulamalannda. 60 ve
70'b'yıOarda bu ülkeler,Bao'dan tek-
noloji kopyaefmişlerdi ama bugünkü
ekonomikdûzendeopotötikalannhiç-
biri uygulanamaz, VVashington'uı
tavsiyelerine gözü kapaiı uyanlar,
tembel bir öğretmenin öğrencüeri gjh
bidirier'' dedi.
Rodrik, gelişmekte olan ülkeler
için yapılan reçetelerin bir
Batı standardı yakalamayı
hedefledigini ancak bu-
nun özellikle saglık ve
egitim aianında o ülke için
yıkımsal bir bedel olustur-
duguna dikkat çekerek
"Fakir bir ülke, mafi uz-
manmıyetiştinnetiyoksa
öğretmen mi?Ödsi biıük-
te çok zor. tktidaıiardald
mali obgarşi de zayıf. Bu
durumdaBaü tarafindan
gelen baskıiaıia öğret-
menlerden vazgeçiyorlar.
Diğer reformlar uygula-
nanajyor dedi.
'DTO rûya âfeminde'
Sözlerine Dünya Ticaret
Örgütü'nü (DTÖ) de eleş-
tirerek devam eden Dani-
el Rodrik, bu konudaki
yaklaşımlannı şöyle dile
getirdi:
"Dönya Tîcaret Örgûrü
rüya âleminde. Serbest ö-
caretiegelişmenin sag«naragın> sanı-
yor. Gelişmekte olan ülkeler GATT
ilişkisi içindedaha iyi bir çizgideydi,
oysald DTÖ ile tam tersi durum olu-
şuyor. Patentnakiaruun saklıkalma-
sı vepatentkonunasma bayatiönem
veriyor görûnen DTÖ, gelişmekte
olan ülkelerin sendikasız veya çocuk
işçi çaaşbnnalan hiç önemü değfl.
Çünkü ulusiararasttekeOerinistekle-
ri beürJe>id oluyor."
Bir milyonu aşfcın tlcari araç sürücüsü, I$verenin primler konusunda sorumlu davranmasını bekffyor
ŞoförlersosyalgüvenceistiyorGÖZDE AKGÜNGÖR
Sosyal güvencesi olmayan
şoförler, bu güvenceyi
sağlama sorumluluğunun
işverene ait oldugunu
belirterek, sıgorta '""< ,
primlerinin ödenmesini
istiyorlar. Araç sahipleri ise
şoforlerin, pnmlerini
kendilerinin Ödemesi
gerektığini söyleyerek
sorumluluğu, çalışana
yüklüyor.
Ticari Araç Çalışanlan
Yardımiaşma ve Dayanışma
Dernegi (Şof-Der) Genel
Baskanı İmdatPapuç, taksi
• Ticari Araç ÇalışanJan Yardımiaşma ve
Dayanışma Dernegi GeneJ Başkanı Imdat Papuç, taksi
ve minibüs gibi ticari araçlarda çalışan 1 milyonun
üzerinde şoför için, sosyaJ haklan düzenleyen
J^psamlı bir yasaya ihtiyaç duyulduğunu diJe getirdi.
ve minibüs gibi ticari
araçlarda çalışan 1
milyonun üzerinde şofor
için, sosyal haklan
düzenJeyen kapsamlı bir
yasaya ihtiyaç duyulduğunu
dile getirdi. Papuç, Türkiye
Esnaf ve Sanatkârlar Odası
(TESK) Başkanı Derviş
Gûnday'ın da TBMM
Trafik Araştırma
Komisyonu'na bir süre önce
sunduğu raporda,
"joförierin sosyal
güvencesinin işveren insafina
bıraktbnaması, sjgorta
dunununun sürekb'
denedenmesi ve gerekirse
sorumlu olan isvereoin
cezalandmlması
n
. *
gerektiğınden söz ettiğini,
ancak dürüst
davranmadığını ifade etti.
Bu konuda Çalışma Bakanı
YaşarOkuyan'la
görüşmelerinin üzerinden
bir yıl geçtiğini anlatan
Papuç, "Bildirimiişverenin
yapması gereldyor, SSK de
böyle oldugunu söylüyor.
EndonezyatiaayaUıborsaTürk halkınm Tahtakale'de
görmeje altşık oiduğu bu
resmi olmayan döviz
abşverişi görüntüsü,
Endonezyalilann da son
gûnJerde sık sık karşılaşöğı
bir tabk). Ekonomismi IMF
reçeteferinden ve siyaset
göndemini de çalkantılardan
birröriö kurtaramayan
Endonezya'nın para birimi
rupi, dofar karpsmda en
dösük değerine ulaşû.
I dolar=l0 bin rupi suuruu
asan kurun, siyasi istikrar
sağianamazsa
daha da gmleyecegi
ifack-edilıyor.(AA)
Tüm bunlara karşm, bir
adım aülnuyor" diyerek,
yasa için Meclis'e, denetim
için de SSK'ye önemli bir
görev düştügünü ifade etti.
Şoforlerin, çalışma izni için
esnaf odalanna kayıt '_ -m-
yaptırmak zorunda "^ *
1
"
>f
*'
oldugunu belirten Papuç,
araç sahiplerinin, tam da bu
gerekçeyle sorumluluktan
sıynldıklannı söyledi.
Papuç, şoforlerin yevmiye
karşılıgı çalışnklanndan
esnaf sayılmadıklannı,
dolayısıyla Bağ-Kur'a prim
ödemelerinin anlamsız
oldugunu vurgularken
Istanbul Şoförler Esnaf
Odası Başkanı Abduüah
Suahyâreldj, "Tek şoffir
çahşörryonız, biz işveren
sayılmayız, prim ödememiz
gerekmiyor. Ama şoför
küçük esnarar, yine de Bağ-
Kur'a prim yaörmıyor"
diye konuştu. Şofor ve araç
sahibi arasındaki ilişkiyi
düzenleyen 507 sayılı
yasanın "karou yaran"
ilkesi dogrultusunda
şekillendigini belirten
Papuç,
u
Ya kamu yaran
kavramı sorguianman ya da
bu kavramuı getirdiği
sorumiuluklara uygun
davranılmah" dedi.
Şoforlerin sosyal güvence
dışında, iş güvencesi de
aradıgını dile getiren Papuç,
iş saati başta otoıak üzere
çalışma koşullannın
bütünlüklü ve etkin biryasal
düzenlemeye ihtiyaç
duydugunu vurguladı.
Gıda sektörü de durgunluk yaşıyorNe kriz dönemlerinde ne de piyasa-
nın düzenli olarak işlediği dönemler-
de gıda sektöründe yüksek oranlı iniş
çıkışlaryaşanmıyor. Sektörkasımkri-
zinin ardından belki de en çabuk to-
parlanan sektör oldu. Son krizde işlet-
me sermayesi zayıf, kâr marjlan dü-
şûk olan gıda şirketleri zor duruma
düştü. Özellikle perakendecilerin, fa-
izierin yükselmesi sonucu, vadeli al-
dıklan mallann paralannı ürericilere
ödememeleri ise bazı firmalan ke-
penk kapatmaya kadar götürebilir.
Sezginler Gıda Genel Müdürü Sez-
gjd Eimas, özellikJe kriz dönemlerin-
de gıda sektöründe faaliyet gösteren
fifmalann iyi bir strateji izlemeleri
gerektigini ifade etti. Sektörde izle-
nebilecek iki yol olduğuna dikkat çe-
kfli Ehnas,ya mallara hemen zam ya-
pıîacagını ve bunun tüketiciye yansı-
tıöcagını ya da eldeki mallann hemen
s^ışmın saglanıp alacaklann likidite-
SektöreJ
ArayışJar
• Gıda ürünİerine
oİan talep her
dönemde sektörö canJı
tutuyor. Ancak şubat
krizinden sonra mal
hareketleri durdu,
fîrmaJar ödeme
güçlügu çekiyorlar.
ye çevrilecegini belirtti.
Ehnas,gıda sektörünün yüksek enf-
lasyonlu ortamda faaliyetlerini sür-
dünneye alışık oldugunu ifade ede-
rek "Bizimsektörümüzenflasyonu se-
ver,parakazanmasunideofeaişineya-
rar. Ama bu uzun dönemü ve sağfakb
bir çözüm değil" diye konuştu.
İstihdam azalabifar
Sektörün yine dekrizlerden etkilen-
digini ve bunu önlemek amacıyla iş-
ten çıkarmalara gidebilecegini ifade
eden Ehnas, "Biz Sezginler olarak ^~
ten çıkarma yapmanıakta direniyo-
nız, ancakyine de kadrolanmızı göz-
dengeçireceğiz,la$meniştençıkarma-
laryaşanabüır'' dedi.
Tamek Gıda Pazarlama Müdürü
FikretYıidıncı ise kasım ayından be-
ri durgunlugun yaşandıgını, buna rag-
men bütçelenni oturtmaya cahştıkla-
nnı belirtti. Yıldmcı, maliyet artışla-
n yüzünden bu aydan itibaren bütçe-
ierini revize ettiklerini, kendi ürettik-
leri lüks tüketim grubu diye adlandı-
nlan ketçap, mayonez, ithal gazozla-
nn satışlannda azalma oldugunu söy-
ledi. Insanlann satın alma gücü düş-
tükçe, sadece temel gıdaya yöneldik-
lerini ifade eden Yıidıncı, üretim düş-
tükçe sektörde istihdamın da azalaca-
gını vurguladı.
Tavukçularzaten dertii
Tavukçuluk sektöründe faaliyet
gösteren Banvit Şirketi'nin genel
müdürü V'uralGörenerde, tavukçuluk
sektöründe krizden önce de kriz ol-
duguna dikkat çekti. Fazla üretimden
kaynaklanan sorunlanmn var ol-
duguna işaret eden Görener, bundan
çok olumsuz etkilendiklerim belirtti.
Görener, son yaşanan krizde ise daha
da yara aldıklannı, çünkü yurtdışın-
dan soya ve mısın ithal ettiklerini,
dövizin deger artışı ile bu durumun
üstesinden nasıl geleceklerini düşün-
meye başladıklaruıı kaydetti.
ŞUKRAN SONER
TüpşuylaPerbîz
İlk kez duymuyoruz, ama küreselleşmenin dünya
ölçeğtndeki kimi sonuçlannı, Dünya Bankası'nın
yoksulluğun azattılması ve ekonomi yönetiminden
sorumlu başkan yardımcısı Kemal Derviş in ağzın-
dan duymanın anlamı farklı. Derviş, yakın dostlan
ekonomi uzmanlannın NTV'dekj üçlü söyleşilerine
konuk olarak katıldığı önceki geceki programda,
dünyayı tehdit eden yoksullaşmanın boyutlannı an-
lattı..
Rakamlarta bir kez daha içinizi karartmamak için
sonucu akta/makla yetineyım. Dünyadaki bütün ge-
lişmekte olan ve yoksul ülkeler, çok büyük bir hızla
yoksullaşmaya, insanca yaşam ölçülerinin a/tında
düzeyiere inmeyedevam ediyorlar. Türkiye'nin zen-
gin ülkelerin çok gerisinde kalan milli geliri bile bu
öiçülere göreçok yüksek kalmakta. Bize ömek gös-
terilen, özelteştirme, sanayıleşme mucizelerini(!) ger-
çekleştifen, sistemin zoriadığt, devtetiküçüftmebaş-
ta, IMrl Dünya Bankası reçeteterinden gelen ne ka-
dardikte varsa yerine getiren ülketerin hepsi de kriz-
lerden başlannı kaldıramıyor.
Gerçek ücretler, gelirierte halklan hızla yoksulla-
şan, paralannın değerieri çok büyük oranlarda dü-
şen, işsizlikte patlama yaşayan dünyanın yoksul gü-
neyinde, şu aşamada gelişme gösteren sadece Çin
ve Hindistan var. Onlarda da ekonomik büyüme ya-
şanırken, kitlelerin çoğunluğu için büyük biryoksul-
laşma, gelir dagılımı bozulması var.
Mucizeleryaratan ekonominin en pariak ömekle-
rinden, zenginler grubunda olması gereken Japon-
ya'nın bile başı krizden kurtulamıyor. Gelişmenin
mücize ülkeleri Tayland, Güney Kore, Anantin, En-
donezya, birkrizden sıynlmaya çalışırken, daha be-
terine yakalanıyoriar...
Politikacı Başbakan Ecevrt, Kemal Derviş'in yo-
rum yapmadan çizdiği tabloyu, bizi ilgilendiren bo-
yutu ile yorumluyor "IMF, işlevleribakımından ça-
ğın gerisinde kaldı. Genel tutumu ile bize de stkın-
tılar çektirdi" diyor.
"Cumhurt>aşkant'nın Anayasa'yı önüne atması-
na, azarlamasınakatlanamayıp ten\ ettiğiMGKtop-
lantısını kamuoyuna açıklaması ile başlayan krize
kadarIMFnin her dediğini uygulayarakcanımızıya-
kan hükümetin başı, en ûst derecede sonımlusu
değil miydi?", "Iktidarlannın öncelikle geçirdiğiya-
salann kaçı IMF talimatlan ile hazırlanmıştı ?", "Hû-
kûmetlerinin gûn/ök icraatlannda bile Türkiye'ye
yerieşmiş Cottarelli'nin sözünün dışına çıktıklan
olabiliyor muydu?"., gibi kolay sorularia da kafanı-
zı şişirmenin bir yaran yok.
"Altematifsizım" diyerek çamura oturmuş üçlü
koalisyon, besbelli bürokrat düzeyinde degişikfikter-
le, karaya oturttuklan devlet gemisinın hesabını ver-
memek niyetindeler. Nasılsa hesap sorabitecek mu-
ha/efet, parlamento dışında örgütlü demokrasi güç-
leri, kamuoyu, halk yığınlan yok. Bizler en fazJası ile
kaybettikJerimiz için homur homur homurdanmayı
bi/iyoruz.
Bari IMF'nin çöken programına sırtını döndüğü-
nü söyfeyen ve Dünya Bankası'ndan Kemal Der-
viş'i, süperbakan yeticisi ileekonomidümeninin ba-
. Şina geçiren Ecevit Hükümeti'nin, bundan sonrası
için, kulağa çok hoşgelen "ulusa/ff)" sözcüğü ife ta-
nımlanan yeni programla ne yapmaya çalıştığına
bakalım.
Daha program açıklanmadı. Ama açıklandıktan
sonra zaten iş işten geçmiş olacak. Kemal Derviş'in
direksiyonun başına oturduğu, hükümetin tam des-
teğı olmadan açıklanamayacak programın hazırla-
nışı, aşamalan, olmazsa o/maz olarak Derviş'in açık-
(adıklan, basına yansıyanlar, "Adı konmadan, daha
doğrusu milietçe aptal yerine konularak daha ağır
bir IMF, Dünya Bankası patentli acı reçete uygula-
ması ile karşı karştya kalacağız" kaygısı ile paniğe
kapılmamız için yetiyor da artıyor bile.
Anayasal anlamda bileyüzde ellisınden fazlasının
yabancılara venlmesi sakıncalı Telekom'u, eskisin-
den çok daha uygun koşu/larda çogunluk hisseler-
le yabancılara satarak işe başlamayı düşünen Ke-
mal Derviş'in öncelikleri arasında, elimizde kalmış
son değerti kamu işletmelerinin hızla elden çıkanl-
mastvar.
Sayın Derviş saklanamayacak birolguolarak yok-
sul güneyin giderek artan boyutlarda yoksullaşmak-
ta oldugunu, zengin kuzeyle farkın durmadan büy-
düğünü kabul ediyor. Ama özelleştirmeferde muci-
ze(î)yaratan, çok kısa birdönem için buralardan ge-
len paralarfa borçlannı da kapatan Anantin'in yeni
krizlerie neden çok daha ağır bıçimde vurulduğuna
cteginmiyor. Belki ekonomi uzmanı dostlan sorma-
dılar. Ama bu ülkenin insanlannın bu sorunun yanı-
tını bilmeye haklan var.
Evet, Sayın Ecevrt Hükümeti'nin hiç degilse "IMF
çağtngerisinde" dedikten sonra, neden ona boyun
egip Türkiye'yi bu duruma düşürdüklerinin hesabı-
nın verilmesini daha sonraya bıraksak da en azın-
dan yeni programlannın, ne kadar bağımsız(O oldu-
ğuna ilişkin inandıncı açıklamalarda bulunmalan
gerekmiyor rnu?
Şu ana kadar saydıklan öncekilerin kopyası.. bu
ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtiyor.
sukransoner@yahoo.com
Ekonomiye krizi getiren tabfo
Kısa vadelidışborç
rekomdoğrukoştu
ANKARA(ANKA)-
Türkiye'nin kısa vade-
li dış borç stoku, uygu-
lanan kur politikasuun
etkisiyle 2000 yıluıda
rekora koştu. 5.4 mil-
yar dolar büyüyen dış
borç stoku 28.4 rnilyar
dolara kadar tırmana-
rak ülkenin ulusiarara-
sı rezervlerinin yüzde
9O'ı gibi tehlikeli bir
noktaya yaklaştı.
Merkez Bankası ve-
rilerinegöre, kısa vade-
li dış borçlar 2000 yılı
sonunda28 milyar 907
milyon dolar düzeyin-
degerçekleşti. 1999so-
nuna göre 5 milyar 435
milyon dolarhk artışa
işaret eden kısa vadeli
dış borçlardakı bu ge-
lişme, krizlerde temel
bir rol oynadı.
Döviz kurunun ön-
ceden ilan edilen oran-
larda artmasına dayah
kur sistemi özellikie
bankalanndöviz kredi-
si kuJIanmalannı cazip
hale getirdi. Bankalar
2000 yılında dövizkre-
diJerini geçenyıl 4 mil-
yar 696 milyon dolar
arttırdılar. Bu büyüme
sistemin kınlganlıgını
arttırdı ve bankalarka-
sım ve şubat kriz-
lerinde dövize çok bü-
yük talepgösterdiler ve
istikrarprogramını sür-
dürülemez bir konuma
getirdiler.