Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2001 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGIM
ALt StRMEN
'Benim Şeyhim İyidir'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, odasına
Şeyh Edebali'nin öğütlerini asmasını eleştiren-
lere kızmış, "ne yani.. onlann şeyhi iyi de be~
nimki mi kötü?" diyor.
Haksız da değil hani...onlannki ne kadar Şeyh
ise Edebali de o kadar şeyh işte.
Tarikat ve şeyhler yoluyla siyaset yapılacak-
sa eğer, "şeyhin hikmetinden sual olunmaz"...
llginç bir politikacı Deniz Baykal.. son seçim-
lerden önceki CHP Kurultayı'nda Ricky Mar-
tin'e özenmiş, onun gibi ışıklı merdivenlerden
inerek genç lider imajı yaratmaya çalışmıştı.
Sonuçta, seçimlerde Baykal CHP'si barajın
altına düştü. Bu düşüşteki Baykal imajının et-
kisini anlamak için genel ve yerel seçimlerde
kullanılan oy sayısına bakmak yeterli olacaktır.
Deniz Bey'in büyük hırsla yeniden genel baş-
kanlığını eline geçirdiği CHP'nin bugünkü an-
ketlerde görülen yeri ise yüzde 6'larda.
Baykal düşürmeyi çok iyi beceriyor. Hani di-
yorum, kendisini dışardan enflasyon bakanı
yapsalar, şıpın işi onu bile düşürür.
Deniz Baykal, şimdi hırçın imajını silmeye ça-
lışıyor; daha doğrusu partisi içinde kendisiyle
aynı görüşte olmayanlara karşı hırçınlığını sür-
dürürken, dışarıya ılımlı, uzlaşmacı birgörüntü
vermeye çalışıyor.
Öte yandan da siyasi çizgisini laiklikten ayı-
rarak şeyhli, tarikatlı uygulamaya yöneliyor.
Bu yolu tutarken, Denizci takımının egemen-
liğindeki örgütü de ona göre dizayn ediyon Tür-
kiye'nin en büyük kentinin il yönetimini değiş-
tirip Istanbul (l Başkanlığı'na islamcı takımın
ağırtoplarından Ali Coşkun'u CHP'ye davet e-
den Ali Topuz'u getiriyor.
Ve böylece, okus pokus gidiyor CHP.
• • •
CHP artık eski CHP değildir. Barajı aşsa da
aşmasa da Atatürk'ün kurduğu partiden bu-
günkü CHP'ye hiçbir şey kalmamıştır.
Artık o da öbür partiler kervanı içinde yer al-
makta, onlarla aynı biçemde politika yapmak-
tadır.
Deniz Baykal bu arada, kendi görüntüsünü
güçlendirmek üzere, pek hünerii olduğu anla-
şılan danışmanlannın tavsiyelerine uyarak yeni
bir imaj çizmek üzere başka ufuklara yelken
açarken, henüz günümüz sorunlarıyla uzaktan
yakından ilgili en ufak bir görüş de açıklamış de-
ğil-
Ali Topuz'un Istanbul'un başına getirilmesi gi-
bi, bu tavır da bir Deniz Bey klasiğidir.
Deniz Baykal, bugüne değin Türkiye'nin han-
gi konusunda görüş açıklamıştır ki?..
•••
Son Kurultay'da CHP'nin önünde iki seçenek
vardı. Ya küreselleşmenin getirdiği sorunları
doğru irdeleyecek, Türkiye'yi 21. yüzyıla hazır-
layacak reformları gündeme getirecek, bir yan-
dan Cumhuriyet'in temel ilkelerini savunup on-
lan günün koşullan içindeki yerine oturtacak,
genç yapılı, katılımcı, yaratıcı, parti içi demok-
rasinin yanşmacılıkja birteşmiş yaratıcılığıyla ül-
keye yeni ufuklar açacaktı CHR. ya da gelenek-
selleşmiş okus pokusçu çizgi, popülizme bu-
lanarak nafile oy arayışlan içine girilecekti.
Son Kurultay birinci yolu seçmeyeceğini ira-
desiyle belli etti.
Şimdi Deniz Bey ikinci yolu deniyor.
Öyle görünüyor ki, Atatürk'ün kurduğu CHP,
misyonunu tamamlamış olarak tarihteki yerini
almanın hazırlığı içinde.
"Benim şeyhim iyidir" politikası güden
CHP'nin, önümüzdeki seçimlerde barajı aşıp
aşamaması da bir önem taşımıyor artık.
Çok yazık!
izmir Barosu
Başhekim içîn
suç duyıırusu
İZMÎR (Cumhumet
Egc Bürosu) - tzmir Ba-
rosu Cezaevi Izleme
Heyeti avukatlan. Ata-
türk Eğitim Hastane-
si'nde ölüm orucu eyle-
mini sürdüren tutuklu
ve hükümlülerle görüş-
tü. Avukat Nurhan Do-
ğan ve Devrim Cengiz,
operasyonda çenesi ve
sol el parmağı kırılan
Mesut Avcı'nın film
çektirmek istedığini.
ancak hastane yöneti-
minin bu istemi yerine
getirmediğini belirterek
başhekim hakkında tz-
rtıir Cumhuriyet Savcı-
lığı'na suç duyurusun-
da bulunacaklarını açık-
ladılar.
F tipi cezaevlerine
yönelik ölüm orucu ve
süresiz açlık grevleri
79. gününe girerken ey-
lemcilerin sağlık du-
rumlannın giderek kri-
tikleştiği bildirildi. tz-
mir Barosu Cezaevi Iz-
leme Heyeti 'nden avu-
kat Nurhan Doğan ile
Devrim Cengiz, Buca
Kapah Ceza ve Tutuke-
vi'nden Izmir Atatürk
Eğitim Hastanesi'ne
sevk edilen, Mesut Av-
cı, Celal Alpav, Ümit
Kanh, Banş Yıldırım.
Ferhat Karadumanlı.
Abdullah Bozdağ ile
görüştüler. Cezaevi yö-
netiminin, heyetin ey-
lemcilerle görüşme is-
teğine olumsuz yanıt
verdiğini söyleyen avu-
kat Nurhan Doğan ve
Devrim Cengiz, kendi-
lerinin eylemcilerin
avukatlan olduğuna
ilişkin vekâletnameleri
göstermeleri üzerine
görüş izni alabildikleri-
ni kaydetti. Görüşmede
tutuklu ve hükümlülerin
sağlık durumlarının iyi
olmadığını gözlemle-
diklerini belirten Doğan
ve Cengiz şunlan söy-
ledi:
"Müvekkillerimizle
yaptığınıız görüşmede,
tamamında aşın kilo
kaybı, yoğun halsizük
gördük. Kaslannın ağ-
ndığuu, baş dönmesi ve
görme bozukluğu yaşa-
dıklannı. uyku uyuya-
madıklannı söylediler.
Bunun dışında Mesut
Avcı'nın operasyon sıra-
smda darptan kaynakh
sol el serçe parmağı kı-
nlmıştı, çenede çıkık
vardı. Ümit Kanlı ve Ba-
nş Yüdınm'da unut-
kanlık başlanuş ve aşın
ishale bağu su ahmı art-
mış, mide bulantısı baş-
lamış. bu durumda şe-
ker alamadıklanm söy-
lediler. Mesut Avcı par-
mak ve çenesinin fîlmi-
nin çekümesi ve tedavisi
için başhekimlikten ta-
lepte buiunmuş, 15 gün-
dür bu talep yerine geti-
rilmedi. Biz avukatlan
olarak başhekim hak-
kında savcüığa suç du-
yurusunda bulunaca-
ğız."
Tutuklu ve hükümlü yakınlan ölümlerden operasyona karar verenlerin sorumlu olduğunu savundu
Ailelerden suç• TAYAD'h aileler,
cezaevlerindeki operasyon sonrası
ölümJerden sorumlu olduklan
gerekçesiyle Başbakan Ecevit,
Adalet Bakanı Türk, îçişleri
Bakanı Tantan ve operasyonda yer
alan görevliler hakkında Istanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç
duyurusunda bulundular.
Eylemcilerin ölümün eşiğine
gelmesine karşın duyarsızlığın
devam ettiğinin savunulduğu
dilekçede, yakınlannın
durumlanyla ilgili net bilgi
alınamadığı ve hücrelerde
işkencenin sürdüğü iddia edildi.
İstanbul Haber Servisi - Tutuklu ve
Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derne-
ği (TAYAD) üyeleri, cezaevlerindeki
operasyon sonrası ölümlerden ve bun-
dan sonra olabilecek ölümlerden Baş-
bakan Bülent Ecevit, Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk, îçişleri Bakanı Sa-
dettin Tantan iie operasyonlarda yer
alan görevlilerin sorumlu olduğunu be-
lirterek Istanbul Cumhuriyet Savcılı-
gı 'na suç duyurusunda bulundular. F ti-
pı cezaevlerindeki ölüm orucu eylemi
79. gününe, TAYAD'h ailelerin ölüm
orucu eylemi ise 54. gününe girdi.
F tipi cezaevlerinin kapatılması iste-
miyle ölüm orucu eylemi yapan tutuk-
lu ve hükümlülere karşı gerçekleştiri-
len ve 32 kişinin ölümüyle sonuçlanan
"HayataDönüş" operasyonunun ardın-
dan on sekiz gün geçmesine karşuı tu-
tuklu ve hükümlülerin durumu hakkın-
da net bilgi elde edilemedi. F tipi ceza-
evine sevk edilenlerin aileleri, yakınla-
ruıa dayak atıldığuıı, yaralannın teda-
vi edilmediğini ve ölüm orucunda
olanlara yapılan zorla müdahalenin
ölüm ve sakathklara neden olabilece-
ğini belirttiler.
Duyarsızhk suçlaması
TAYAD'h ailelerin Istanbul Cumhu-
riyet Başsavcılığı'na dün verdikleri di-
lekçede, ölüm orucunun 78. gününde
(bugün 79) olduğu anımsatılarak ölü-
mün eşiğine gelindiği halde duyarsız
kalındığı ve sorunlann çözümü yerine
"kurtarma operasyonu" adı altında 32
kişinin katledildiği ifade edildi. Hasta-
nelerde zorla müdahalenin gerçekleşti-
ği kaydedilen suç duyurusu dilekçesin-
de "Dunımlan ağır olmakla biriikte.
netbir bilgialamıyoruz. Hastanedeolan
yakınlanmızla izin almamıza rağmen
görüştürülmüyoruz. Şimdi hücrelerde
işkence devam etmektedir'* denıldı.
Dilekçe verenlerden NuriyeÖzdemir,
sorunlannın gazete ve TV'lerde yer al-
mamasından dolayı basındaki patron-
lan kınadığını belirterek "Edirne F Ti-
piCezaevi'ndekioğlumunüzerindekan-
lar kurumuştu. Kurşun yaralan yıkan-
mamışü" dedı. Kandıra Cezaevi'ndeki
oğlu Sadık Eroğtu'nun görüşte perişan
durumda olduğunu anlatan Kedine
Eroğlu da oğlunun ayağma poşet bağ-
layıp geldiğini, kendisinin götürdüğü
ayakkabının alınmadığını söyledi. Kan-
dıra F Tipi Cezaevi'ne konulan Orhan
Dağdeten'in ise operasyon sırasında sağ
gözünü kaybetmesine karşın tedavisi-
nin yapıhnadığı bildirildi. Bursa'da
ölüm orucunda olan TAYAD'lılar Hül-
ya Şimşek, Serkan Bulut Ali Rıza Ne-
mutiu ise gözaltında bulunuyorlar.
TAYAD binasına baskın
TAYAD'ın Aksaray'daki binası ise
dün polis tarafından basılarak arandı.
Ümraniye Cezaevi önünde toplanan
tutuklu ve hükümlü yakınlan, yakınla-
nnı ziyaret etmelenne izin verilmediği
için basın açıklaması yaptı. Aileler adı-
na yapılan basın açıklamasında, yakın-
lannı ziyaret edemedikleri, gıda madde-
Ieri ile sigaralann ıçeri alınmadığı ve
bilgi edinemedikleri ifade edildi.
Dr. Ayhan Akcan'ın araştırması
'Siyasi hükümlünün
haklı gerekçeleri var'
SİBELKIZnJŞIK
Psikiyatrlar, siyasi tutuklu ve hüküm-
lülerin. yargılama ve cezalannın infazı
aşamalannda adli tutuklu ve hükümlü-
lerden ayn ve ağırlaştıncı hukuki statü-
ye sokuhnasının, cezaevi içinde "birlik-
teharekete" yol açtığını öne sürdü. Uz-
manlar, siyasi tutuklu ve hükümlülerin
açık görüş yapamadıklan. DGM gibi
"olağanüstü bir mahkemede" yargılan-
dıklan için koğuşlarda örgütlendikleri-
ni savundular.
Kriminal (suç) psikiyatri üzerine ça-
lışmalan bulunan psikiyatr Dr. Ayhan
Akcan. Türkiye'de tutuklu ve hükümlü
tipini, yargılanmalan ve davranış biçim-
lerine göre 3'e ayırdı. Siyasi, adli ve çı-
kar gruplannın oluşturduğu mafya tipi
hükümlüler arasında en kültürlü olan
hükümlü tipinin siyasi hükümlüler ol-
duğunu ifade eden Dr. Akcan. "Siyasi
tutuklu ve hükümlüler diğerlerinden
faridı olarak açık görüşme yapamazlar.
Diğertutuklu >ehükümlülercezalannın
beşte ikisini yatarken siyasi tutuklu ve
hüldimlülerdörtte üçünii yatar.3713 sa-
>ih yasa ujannca da cezalan yüzde 50
arttinur. De\let ashnda farkuıda olma-
dan bunlan DGM gibi olağanüstü bir
mahkemede yargüayarak da adli tutuk-
lu ve hükümlülerden farklı bir po/is>o-
na çekti" diye konuştu. Bu uygulama-
lar yüzünden siyasi tutuklu ve hüküm-
lülerin, koguşlarda biriikte hareket et-
tiklerini belirten Akcan, Terörle Müca-
dele Yasası'nın yeniden düzenlenmesi
gerektiğini vurguladı.
Ortaklaşa yaşama biçimi
Dr. Akcan, siyasi tutuklu ve hüküm-
lülerin. koğuşlannda oluşturduklan ku-
rallara göre yaşadıklannı ve bu kuralla-
nn uygulanmasmı sağlayan yöneticile-
ri olduğunu öne sürdü. Dr. Akcan, siya-
si hükümlülerin diğer davranış biçimle-
rini şöyle sıraladı:
"TemizUk, yemek gibi işler kolektif
olarak yapılıyor. Kültür programlan ve
geceler düzenuvor, okuma ahskanhkla-
n edinivoriar. Siyasi tutuklular, cezaevi
me^zuatının dayatılmasına geneUikle
karşı geliyorlar ve önceiikle anlaşma ze-
mini anyorlar. Anlaşma sağlanmazsa
eylem aşamasma gcciyorlar. Sağlık, bes-
lenmc gibi temel ihtiyaçlann karşüan-
ması konusunda Hak venlmez alınır'
temel ilkesine göre hareket ediyorlar."
Psikiyatr Doç. Dr. Gökhan Oral, ya-
kınlanyla görüşemeyen, her zaman yap-
tığı işleri yapamayan, sosyal yaşamı fel-
ce uğrayan hükümlüler için cezaevi or-
tamının ruhsal bozukluğa neden oldu-
ğunu belirtti.
fĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
HAKfOlWTtmflWMflKr^q^^
Operasyonun ardından öldüğü açıklanan Özlem Ercan'ın yaşadığı ileri sürüldü
^Hayata Dönüş
9
skandala dönüştü
Özlem Ercan'ın yaşadığuım iddia edilmesi kuşkuyaratn.
Hayata Dönüş operasyonu sırasında BayTam-
paşa Cezaevi'nde İcendini yakarak öldüğü açık-
lanan ve ailesi tarafından Cebeci Mezarlığı'nda
toprağa verilen Özlem Ercan'ın "yaşadığT ile-
ri sürüldü. DNA testi yaptırmaya gerek göıme-
yen Ercan ailesi, Özlem Ercan'a ait olduğunu
sandığı cesedi toprağa verdi. Ancak aile. daha
sonra televizyon haberlerinde Özlem Ercan'ın
hiç yara almadan bir başka cezaevine nakliyle
ilgili görüntülerle karşılaştı.
Özlem Ercan'ın kardeşi Rah-
şan Ercan, görüntülerdeki ki-
şinin kardeşı olduğunu belir-
terek "Izledigimiz görüntü-
lerdeki kişimimikleriyle,dav- __
ranışlarrvia, fizüd görüntüsüyle Özlem'di" der-
ken Özlem Ercan'ın avukatı, olayla ilgili ola-
rak savcılığa başvuracaklannı söyledi.
Yasadışı DHKP-C örgütüne üye olmak, 1995
yılında Alibeyköy Karakolu'nu taramak ve
Emlak Bank'ı bombalamak olaylanyla ilgili
olarak yargılanan ve 5 yıldır Bayrampaşa Ce-
zaevi'nde tutuklu bulunan Özlem Ercan'ın adı,
Hayata Dönüş operasyonunda "ölüler" listesin-
de yer aldı. Cezaevi yetkilileri tarafından, ken-
dini yakarak öldükleri ileri sürülen 6 kadın tu-
tuklunun cesedi Adli Tıp Kurumu morguna
kaldınldı. Özlem Ercan'm babası Hıdır Ercan
ve avukatı Gazi .\lba>ir, 6 kadından 3'ünün
teşhis edildiğı morgda, sadece dişleri belli olan,
tamamen yanmış bir ceset gördüler. Aile, kız-
lannı teşhis edebilecek hiçbir bulgunun ouna-
ması ve DNA testinin yapümamasına rağmen
cesedin kızlanna ait olduğunu düşünüp Adli
Tıp Kurumu'na başMirdu. Ceset, aileye veril-
di. Özlem Ercan, Cebeci Mezarlığı'nda 2 Ocak
2001 tarihinde düzenlenen bir törenle toprağa
• DNA testi yaptırmayan Ercan ailesi, tanınmayacak şekilde yanmış
olan cesedi Adli Tıp Kurumu morgundan alarak toprağa verdi, ancak
televizyon haberlerinde kızlannı gördüklerini iddia ediyorlar.
verildi. Ercan'ın cenaze töreninin ardından bir
televizyon kanalmın haber bülteninde, operas-
yonla ilgili görüntülere yer verildi. Ercan'ın ai-
lesinin iddialanna göre, görüntülerde Özlem
Ercan hiçbir yara almamış durumda,jandarma-
nın kollan arasında Bayrampaşa Cezaevi'nden
bir başka cezaevine naklediliyordu.
Özlem Ercan'ın avukatı Gazi AJbayır da ope-
rasyon sonrası müvekkilinin resmen öldüğünü
Bayrampaşa Cezaevi yetkililerinden öğrendi-
ğini belirtti. Albayır, olayla ilgili gelişmeleri
şöyle anlattı: "Biz ailesiyle biriikte Adli Tıp Ku-
rumu'na giftiğimizde, ceseder tanınma>acak
durumdaydL Kül ounuş insanlar arasında Öz-
lem'i anyorduk. Elbette bulamadık. ancak ai-
lesibir sürebekledikten sonra kimsenin baş\ıu--
maması üzerine. bir cesedin kızlanna ait olabi-
leceğini düşünüp aldj. Ancak Özlem'e ait hiç-
bir şey yoktu cesedin üzerinde. Bayram dönü-
şü ayuı 2'sinde Özlem toprağa verildi. Toprağa
verildikten birkaç gün sonra evde televizyon
seyrederken haberlerde operasyon görüntüleri-
. ^ _ _ _ _ _ _ ^ nerastJadım. Baktım Özlem,
bir jandarnıanın kollan ara-
suıda» Yüzü kameraya dö-
nükrü. görülüyordu. Önce
koltuktan kalkarak havaya
^~™"^™^~~" zıpladım. Sonra yanılıyor
olabilirim. diye düşündüm. Telefon çaldı. Öz-
lem 'in ailesi de a>nı görüntüleri izlemiş. Daha
sonra o televizyon kanalına gjdip görüntüleri iz-
ledim. Ancak görüntülerdeki kişinin Özlem ol-
duğundan emin olamadım. Yine de savcılığa
başvurup ola>la ilgili araşürma yapümasını is-
teyeceğiz.''
Adli Tıp Kurumu Morg Ihtisas Daıre Başka-
nı SennetKoç, bu olayda ailenin kusurunun bu-
lunduğunu, kendilerine başvoırulması halinde
DNA testinin yapılabileceğinı söyledi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Bu yıl kış yumuşak geçiyor. Henüz Is-
tanbul'a kar bile yağmadı. Bilgisayann
başına yazı için oturduğumda, "Bugün
güzel şeylerden söz edeceğim" diye
kendi kendime söz verdim. O nedenle,
o bildiğiniz olaylardan söz etmeden bir
yazı yazmayı deneyeceğim. Örneğin
şimdi gazetede olmak yerine Büyüka-
da'da Horoz Reis'in kahvesinde ola-
biliryadabalıkçıiskelesindeHovsep'le
bir çay yudumlayabilir ve Adalann gü-
zelliklerinden söz edebilirdik.
Aylardır Lefter'i, Yorgo'yu görmü-
yorum. Merkez Eczanesi'nin kapısına
oturur onlarla eski günlere yolculukla-
ra çıkabilirdik. Yorgo, 8 yaşında geldi-
ği Ada'nın, 76 yıl önceki halini anlata-
bilirdi. Ressam Tiraje Dikmen'in bal-
konuna oturur, denizin dalgalarını din-
leyebilirdik. Amelie ile kedileri başımı-
za toplar, birer birer adlannı saymaya
çalışabilirdik.
Burgazada bir koca yemiş cenneti-
dir şimdi. Ormanın arasına dalıp kızar-
mış koca yemişleri mideye indirebilir-
Bir Kış Sabahı...
dim. Martılara ekmek atıp iskeleye top-
layabilirdim. Hayal gücümü zorluyo-
rum, şimdi Tarsus'ta, Dedeler köyünde
olabilirdim. 90 yaşını aşmış Ömer Ça-
vuş'la babamın gençliğini konuşabilir,
ondan Kurtuluş Savaşı günlerinin Çu-
kurova'sını dinleyebilirdim. Belki de fut-
bol sahasına gider, eski futbolcu arka-
daşlarımla bir çift kale maç yapabilir-
dim. Totocu Mustafa, Kâmil, Sayman
daha ismini sayamayacağım kadar çok
arkadaşımla biriikte 30 yıl öncesine yol-
culuk yapabilirdik. Hakemliği de Niya-
zi Oksal üstlenirdi.
•••
2001 yılına grrdik. Bir altüstoluş için-
de geçen ömrümüzün muhasebesini
yapacağımız günleri yaşıyoruz. 54 yılı
geride bıraktım. Bu 54 yıl boyunca bir-
çok olayın birinci dereceden tanığı ol-
dum. Çok sıradan günlergeçirdiğim gi-
bi, çok olağanüstü günler de yaşadım.
Umudumu hiç yitirmedim, iyimsertiği-
mi hiç elden bırakmadım. Zaman za-
man moralim bozuldu, canım sıkıldı, a-
ma en kötü durumda bile umut ışığı
aramaktan vazgeçmedim.
Türkiye'de yaşamak, 20. yüzyılın
ikinci yansından 21. yüzyıla uzanan sü-
reci yaşamak bir yönüyle bir değişim ve
dönüşüme tanıklık etmekti. Bir yönüy-
le ise hiçbir şeyin degişmediği bir tı-
kanmayla yüz yüze gelmekti. llk tran-
sistöriü radyoyu elime alıp amca oğlu
Nihat'la köye yaptığım yolculuk dün
gibi hatınmda. Aradan 45 sene geç-
miş. Almanya'ya işçi olmak üzere ilk
giden köylüleri anımsıyorum. Ne kadar
uzak, ne kadar bilinmezdi.
TVnin hayatımıza girişi, iki saatlik de-
nemeyayınlarıne kadargeride kaldı. ilk
tükenmezkalemi ortaokulda iken bir
vali çocuğu olan arkadaşımdan ödünç
almıştım. Kalemin içi o gece aktı. Gün-
lerce bunu arkadaşıma nasıl anlataca-
ğımın sıkıntısını yaşamıştım. Okula di-
vit ve hokka götürürdük güzel yazı öğ-
renmek için.
Dedemin bakırcı dükkânında körük
çekerdim. Namrun yaylasının birtepe-
sinden diğerine koştururdum. Mahalle-
de ilk futbol takımımızı kurduğumuzda
Kenan Usta'nın, dışını deri yerine ip-
likle sanp bezle diktiği toplann peşin-
de koşmaya başlamıştık. Kenan Usta
karnını doyurabilsin diye harçlıklanmı-
zı onunla paylaşırdık. Kenan Usta, Tar-
sus'ta bir nesle futbolu sevdiren adam-
dı. Bir gün sazdan kulübesinde ölmüş-
W. Günlerce kimsenin haberi olmamış-
tı.
Kendimi geçmiş günlerin peşine ka-
pıp koyvermeyi çok seviyorum. Zaman
zaman da bu yolculuğu sizlerle payla-
şıyorum. Doğru mu yapıyorum bilemi-
yorum.Ben seviyorum. Gündelik siya-
si yaşamın içinde çok acı şeyler yaşı-
yoruz. Türkiye bir insafsızlık ülkesi. Her
şey sert ve diğerine karşı büyük bir acı-
masızlık kültürü egemen. Ben de bu
kültürün bir parçası olarak büyüdüm.
Yaşanan acı deneyler, giderek başka-
sını anlamayı, başkasının yerine düşün-
meyi, yani empati yapmayı öğretti.
Dışarıda güneş doğuyor. Bulutlar bir
açıp bir kapryor. Yaşam devam ediyor.
Ölüm olduğu sürece, yaşamanın anla-
mını daha iyi kavnyoruz. Hayat iniş çı-
kışlanyla büyük birzenginlik içinde akıp
gidiyor. Dünyadönüyor, milyonlarcayıl-
dan bu yana dönüyor. Yeni çocuklar
doğuyor, yeni tohumlarfiliz veriyor. Her
zaman insanı hayata yeniden bağlaya-
cak bir yol bulunabilir.
Hayat, iniş çıkışlanyla, kavgası, öfke-
si, sevgisi, yenilgileri ve başarılarıyla
güzel. Yaşamasını bildikten sonra, ya-
şaması güzel.
Yaşamı yalnızca güzel ve anlamlı
yaşamak üzere kuracağımız günlere
yolculuğumuz, hep umutla sürsün...