23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 OCAK 2001 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGIM ALt StRMEN 'Benim Şeyhim İyidir' CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, odasına Şeyh Edebali'nin öğütlerini asmasını eleştiren- lere kızmış, "ne yani.. onlann şeyhi iyi de be~ nimki mi kötü?" diyor. Haksız da değil hani...onlannki ne kadar Şeyh ise Edebali de o kadar şeyh işte. Tarikat ve şeyhler yoluyla siyaset yapılacak- sa eğer, "şeyhin hikmetinden sual olunmaz"... llginç bir politikacı Deniz Baykal.. son seçim- lerden önceki CHP Kurultayı'nda Ricky Mar- tin'e özenmiş, onun gibi ışıklı merdivenlerden inerek genç lider imajı yaratmaya çalışmıştı. Sonuçta, seçimlerde Baykal CHP'si barajın altına düştü. Bu düşüşteki Baykal imajının et- kisini anlamak için genel ve yerel seçimlerde kullanılan oy sayısına bakmak yeterli olacaktır. Deniz Bey'in büyük hırsla yeniden genel baş- kanlığını eline geçirdiği CHP'nin bugünkü an- ketlerde görülen yeri ise yüzde 6'larda. Baykal düşürmeyi çok iyi beceriyor. Hani di- yorum, kendisini dışardan enflasyon bakanı yapsalar, şıpın işi onu bile düşürür. Deniz Baykal, şimdi hırçın imajını silmeye ça- lışıyor; daha doğrusu partisi içinde kendisiyle aynı görüşte olmayanlara karşı hırçınlığını sür- dürürken, dışarıya ılımlı, uzlaşmacı birgörüntü vermeye çalışıyor. Öte yandan da siyasi çizgisini laiklikten ayı- rarak şeyhli, tarikatlı uygulamaya yöneliyor. Bu yolu tutarken, Denizci takımının egemen- liğindeki örgütü de ona göre dizayn ediyon Tür- kiye'nin en büyük kentinin il yönetimini değiş- tirip Istanbul (l Başkanlığı'na islamcı takımın ağırtoplarından Ali Coşkun'u CHP'ye davet e- den Ali Topuz'u getiriyor. Ve böylece, okus pokus gidiyor CHP. • • • CHP artık eski CHP değildir. Barajı aşsa da aşmasa da Atatürk'ün kurduğu partiden bu- günkü CHP'ye hiçbir şey kalmamıştır. Artık o da öbür partiler kervanı içinde yer al- makta, onlarla aynı biçemde politika yapmak- tadır. Deniz Baykal bu arada, kendi görüntüsünü güçlendirmek üzere, pek hünerii olduğu anla- şılan danışmanlannın tavsiyelerine uyarak yeni bir imaj çizmek üzere başka ufuklara yelken açarken, henüz günümüz sorunlarıyla uzaktan yakından ilgili en ufak bir görüş de açıklamış de- ğil- Ali Topuz'un Istanbul'un başına getirilmesi gi- bi, bu tavır da bir Deniz Bey klasiğidir. Deniz Baykal, bugüne değin Türkiye'nin han- gi konusunda görüş açıklamıştır ki?.. ••• Son Kurultay'da CHP'nin önünde iki seçenek vardı. Ya küreselleşmenin getirdiği sorunları doğru irdeleyecek, Türkiye'yi 21. yüzyıla hazır- layacak reformları gündeme getirecek, bir yan- dan Cumhuriyet'in temel ilkelerini savunup on- lan günün koşullan içindeki yerine oturtacak, genç yapılı, katılımcı, yaratıcı, parti içi demok- rasinin yanşmacılıkja birteşmiş yaratıcılığıyla ül- keye yeni ufuklar açacaktı CHR. ya da gelenek- selleşmiş okus pokusçu çizgi, popülizme bu- lanarak nafile oy arayışlan içine girilecekti. Son Kurultay birinci yolu seçmeyeceğini ira- desiyle belli etti. Şimdi Deniz Bey ikinci yolu deniyor. Öyle görünüyor ki, Atatürk'ün kurduğu CHP, misyonunu tamamlamış olarak tarihteki yerini almanın hazırlığı içinde. "Benim şeyhim iyidir" politikası güden CHP'nin, önümüzdeki seçimlerde barajı aşıp aşamaması da bir önem taşımıyor artık. Çok yazık! izmir Barosu Başhekim içîn suç duyıırusu İZMÎR (Cumhumet Egc Bürosu) - tzmir Ba- rosu Cezaevi Izleme Heyeti avukatlan. Ata- türk Eğitim Hastane- si'nde ölüm orucu eyle- mini sürdüren tutuklu ve hükümlülerle görüş- tü. Avukat Nurhan Do- ğan ve Devrim Cengiz, operasyonda çenesi ve sol el parmağı kırılan Mesut Avcı'nın film çektirmek istedığini. ancak hastane yöneti- minin bu istemi yerine getirmediğini belirterek başhekim hakkında tz- rtıir Cumhuriyet Savcı- lığı'na suç duyurusun- da bulunacaklarını açık- ladılar. F tipi cezaevlerine yönelik ölüm orucu ve süresiz açlık grevleri 79. gününe girerken ey- lemcilerin sağlık du- rumlannın giderek kri- tikleştiği bildirildi. tz- mir Barosu Cezaevi Iz- leme Heyeti 'nden avu- kat Nurhan Doğan ile Devrim Cengiz, Buca Kapah Ceza ve Tutuke- vi'nden Izmir Atatürk Eğitim Hastanesi'ne sevk edilen, Mesut Av- cı, Celal Alpav, Ümit Kanh, Banş Yıldırım. Ferhat Karadumanlı. Abdullah Bozdağ ile görüştüler. Cezaevi yö- netiminin, heyetin ey- lemcilerle görüşme is- teğine olumsuz yanıt verdiğini söyleyen avu- kat Nurhan Doğan ve Devrim Cengiz, kendi- lerinin eylemcilerin avukatlan olduğuna ilişkin vekâletnameleri göstermeleri üzerine görüş izni alabildikleri- ni kaydetti. Görüşmede tutuklu ve hükümlülerin sağlık durumlarının iyi olmadığını gözlemle- diklerini belirten Doğan ve Cengiz şunlan söy- ledi: "Müvekkillerimizle yaptığınıız görüşmede, tamamında aşın kilo kaybı, yoğun halsizük gördük. Kaslannın ağ- ndığuu, baş dönmesi ve görme bozukluğu yaşa- dıklannı. uyku uyuya- madıklannı söylediler. Bunun dışında Mesut Avcı'nın operasyon sıra- smda darptan kaynakh sol el serçe parmağı kı- nlmıştı, çenede çıkık vardı. Ümit Kanlı ve Ba- nş Yüdınm'da unut- kanlık başlanuş ve aşın ishale bağu su ahmı art- mış, mide bulantısı baş- lamış. bu durumda şe- ker alamadıklanm söy- lediler. Mesut Avcı par- mak ve çenesinin fîlmi- nin çekümesi ve tedavisi için başhekimlikten ta- lepte buiunmuş, 15 gün- dür bu talep yerine geti- rilmedi. Biz avukatlan olarak başhekim hak- kında savcüığa suç du- yurusunda bulunaca- ğız." Tutuklu ve hükümlü yakınlan ölümlerden operasyona karar verenlerin sorumlu olduğunu savundu Ailelerden suç• TAYAD'h aileler, cezaevlerindeki operasyon sonrası ölümJerden sorumlu olduklan gerekçesiyle Başbakan Ecevit, Adalet Bakanı Türk, îçişleri Bakanı Tantan ve operasyonda yer alan görevliler hakkında Istanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundular. Eylemcilerin ölümün eşiğine gelmesine karşın duyarsızlığın devam ettiğinin savunulduğu dilekçede, yakınlannın durumlanyla ilgili net bilgi alınamadığı ve hücrelerde işkencenin sürdüğü iddia edildi. İstanbul Haber Servisi - Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derne- ği (TAYAD) üyeleri, cezaevlerindeki operasyon sonrası ölümlerden ve bun- dan sonra olabilecek ölümlerden Baş- bakan Bülent Ecevit, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, îçişleri Bakanı Sa- dettin Tantan iie operasyonlarda yer alan görevlilerin sorumlu olduğunu be- lirterek Istanbul Cumhuriyet Savcılı- gı 'na suç duyurusunda bulundular. F ti- pı cezaevlerindeki ölüm orucu eylemi 79. gününe, TAYAD'h ailelerin ölüm orucu eylemi ise 54. gününe girdi. F tipi cezaevlerinin kapatılması iste- miyle ölüm orucu eylemi yapan tutuk- lu ve hükümlülere karşı gerçekleştiri- len ve 32 kişinin ölümüyle sonuçlanan "HayataDönüş" operasyonunun ardın- dan on sekiz gün geçmesine karşuı tu- tuklu ve hükümlülerin durumu hakkın- da net bilgi elde edilemedi. F tipi ceza- evine sevk edilenlerin aileleri, yakınla- ruıa dayak atıldığuıı, yaralannın teda- vi edilmediğini ve ölüm orucunda olanlara yapılan zorla müdahalenin ölüm ve sakathklara neden olabilece- ğini belirttiler. Duyarsızhk suçlaması TAYAD'h ailelerin Istanbul Cumhu- riyet Başsavcılığı'na dün verdikleri di- lekçede, ölüm orucunun 78. gününde (bugün 79) olduğu anımsatılarak ölü- mün eşiğine gelindiği halde duyarsız kalındığı ve sorunlann çözümü yerine "kurtarma operasyonu" adı altında 32 kişinin katledildiği ifade edildi. Hasta- nelerde zorla müdahalenin gerçekleşti- ği kaydedilen suç duyurusu dilekçesin- de "Dunımlan ağır olmakla biriikte. netbir bilgialamıyoruz. Hastanedeolan yakınlanmızla izin almamıza rağmen görüştürülmüyoruz. Şimdi hücrelerde işkence devam etmektedir'* denıldı. Dilekçe verenlerden NuriyeÖzdemir, sorunlannın gazete ve TV'lerde yer al- mamasından dolayı basındaki patron- lan kınadığını belirterek "Edirne F Ti- piCezaevi'ndekioğlumunüzerindekan- lar kurumuştu. Kurşun yaralan yıkan- mamışü" dedı. Kandıra Cezaevi'ndeki oğlu Sadık Eroğtu'nun görüşte perişan durumda olduğunu anlatan Kedine Eroğlu da oğlunun ayağma poşet bağ- layıp geldiğini, kendisinin götürdüğü ayakkabının alınmadığını söyledi. Kan- dıra F Tipi Cezaevi'ne konulan Orhan Dağdeten'in ise operasyon sırasında sağ gözünü kaybetmesine karşın tedavisi- nin yapıhnadığı bildirildi. Bursa'da ölüm orucunda olan TAYAD'lılar Hül- ya Şimşek, Serkan Bulut Ali Rıza Ne- mutiu ise gözaltında bulunuyorlar. TAYAD binasına baskın TAYAD'ın Aksaray'daki binası ise dün polis tarafından basılarak arandı. Ümraniye Cezaevi önünde toplanan tutuklu ve hükümlü yakınlan, yakınla- nnı ziyaret etmelenne izin verilmediği için basın açıklaması yaptı. Aileler adı- na yapılan basın açıklamasında, yakın- lannı ziyaret edemedikleri, gıda madde- Ieri ile sigaralann ıçeri alınmadığı ve bilgi edinemedikleri ifade edildi. Dr. Ayhan Akcan'ın araştırması 'Siyasi hükümlünün haklı gerekçeleri var' SİBELKIZnJŞIK Psikiyatrlar, siyasi tutuklu ve hüküm- lülerin. yargılama ve cezalannın infazı aşamalannda adli tutuklu ve hükümlü- lerden ayn ve ağırlaştıncı hukuki statü- ye sokuhnasının, cezaevi içinde "birlik- teharekete" yol açtığını öne sürdü. Uz- manlar, siyasi tutuklu ve hükümlülerin açık görüş yapamadıklan. DGM gibi "olağanüstü bir mahkemede" yargılan- dıklan için koğuşlarda örgütlendikleri- ni savundular. Kriminal (suç) psikiyatri üzerine ça- lışmalan bulunan psikiyatr Dr. Ayhan Akcan. Türkiye'de tutuklu ve hükümlü tipini, yargılanmalan ve davranış biçim- lerine göre 3'e ayırdı. Siyasi, adli ve çı- kar gruplannın oluşturduğu mafya tipi hükümlüler arasında en kültürlü olan hükümlü tipinin siyasi hükümlüler ol- duğunu ifade eden Dr. Akcan. "Siyasi tutuklu ve hükümlüler diğerlerinden faridı olarak açık görüşme yapamazlar. Diğertutuklu >ehükümlülercezalannın beşte ikisini yatarken siyasi tutuklu ve hüldimlülerdörtte üçünii yatar.3713 sa- >ih yasa ujannca da cezalan yüzde 50 arttinur. De\let ashnda farkuıda olma- dan bunlan DGM gibi olağanüstü bir mahkemede yargüayarak da adli tutuk- lu ve hükümlülerden farklı bir po/is>o- na çekti" diye konuştu. Bu uygulama- lar yüzünden siyasi tutuklu ve hüküm- lülerin, koguşlarda biriikte hareket et- tiklerini belirten Akcan, Terörle Müca- dele Yasası'nın yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Ortaklaşa yaşama biçimi Dr. Akcan, siyasi tutuklu ve hüküm- lülerin. koğuşlannda oluşturduklan ku- rallara göre yaşadıklannı ve bu kuralla- nn uygulanmasmı sağlayan yöneticile- ri olduğunu öne sürdü. Dr. Akcan, siya- si hükümlülerin diğer davranış biçimle- rini şöyle sıraladı: "TemizUk, yemek gibi işler kolektif olarak yapılıyor. Kültür programlan ve geceler düzenuvor, okuma ahskanhkla- n edinivoriar. Siyasi tutuklular, cezaevi me^zuatının dayatılmasına geneUikle karşı geliyorlar ve önceiikle anlaşma ze- mini anyorlar. Anlaşma sağlanmazsa eylem aşamasma gcciyorlar. Sağlık, bes- lenmc gibi temel ihtiyaçlann karşüan- ması konusunda Hak venlmez alınır' temel ilkesine göre hareket ediyorlar." Psikiyatr Doç. Dr. Gökhan Oral, ya- kınlanyla görüşemeyen, her zaman yap- tığı işleri yapamayan, sosyal yaşamı fel- ce uğrayan hükümlüler için cezaevi or- tamının ruhsal bozukluğa neden oldu- ğunu belirtti. fĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN HAKfOlWTtmflWMflKr^q^^ Operasyonun ardından öldüğü açıklanan Özlem Ercan'ın yaşadığı ileri sürüldü ^Hayata Dönüş 9 skandala dönüştü Özlem Ercan'ın yaşadığuım iddia edilmesi kuşkuyaratn. Hayata Dönüş operasyonu sırasında BayTam- paşa Cezaevi'nde İcendini yakarak öldüğü açık- lanan ve ailesi tarafından Cebeci Mezarlığı'nda toprağa verilen Özlem Ercan'ın "yaşadığT ile- ri sürüldü. DNA testi yaptırmaya gerek göıme- yen Ercan ailesi, Özlem Ercan'a ait olduğunu sandığı cesedi toprağa verdi. Ancak aile. daha sonra televizyon haberlerinde Özlem Ercan'ın hiç yara almadan bir başka cezaevine nakliyle ilgili görüntülerle karşılaştı. Özlem Ercan'ın kardeşi Rah- şan Ercan, görüntülerdeki ki- şinin kardeşı olduğunu belir- terek "Izledigimiz görüntü- lerdeki kişimimikleriyle,dav- __ ranışlarrvia, fizüd görüntüsüyle Özlem'di" der- ken Özlem Ercan'ın avukatı, olayla ilgili ola- rak savcılığa başvuracaklannı söyledi. Yasadışı DHKP-C örgütüne üye olmak, 1995 yılında Alibeyköy Karakolu'nu taramak ve Emlak Bank'ı bombalamak olaylanyla ilgili olarak yargılanan ve 5 yıldır Bayrampaşa Ce- zaevi'nde tutuklu bulunan Özlem Ercan'ın adı, Hayata Dönüş operasyonunda "ölüler" listesin- de yer aldı. Cezaevi yetkilileri tarafından, ken- dini yakarak öldükleri ileri sürülen 6 kadın tu- tuklunun cesedi Adli Tıp Kurumu morguna kaldınldı. Özlem Ercan'm babası Hıdır Ercan ve avukatı Gazi .\lba>ir, 6 kadından 3'ünün teşhis edildiğı morgda, sadece dişleri belli olan, tamamen yanmış bir ceset gördüler. Aile, kız- lannı teşhis edebilecek hiçbir bulgunun ouna- ması ve DNA testinin yapümamasına rağmen cesedin kızlanna ait olduğunu düşünüp Adli Tıp Kurumu'na başMirdu. Ceset, aileye veril- di. Özlem Ercan, Cebeci Mezarlığı'nda 2 Ocak 2001 tarihinde düzenlenen bir törenle toprağa • DNA testi yaptırmayan Ercan ailesi, tanınmayacak şekilde yanmış olan cesedi Adli Tıp Kurumu morgundan alarak toprağa verdi, ancak televizyon haberlerinde kızlannı gördüklerini iddia ediyorlar. verildi. Ercan'ın cenaze töreninin ardından bir televizyon kanalmın haber bülteninde, operas- yonla ilgili görüntülere yer verildi. Ercan'ın ai- lesinin iddialanna göre, görüntülerde Özlem Ercan hiçbir yara almamış durumda,jandarma- nın kollan arasında Bayrampaşa Cezaevi'nden bir başka cezaevine naklediliyordu. Özlem Ercan'ın avukatı Gazi AJbayır da ope- rasyon sonrası müvekkilinin resmen öldüğünü Bayrampaşa Cezaevi yetkililerinden öğrendi- ğini belirtti. Albayır, olayla ilgili gelişmeleri şöyle anlattı: "Biz ailesiyle biriikte Adli Tıp Ku- rumu'na giftiğimizde, ceseder tanınma>acak durumdaydL Kül ounuş insanlar arasında Öz- lem'i anyorduk. Elbette bulamadık. ancak ai- lesibir sürebekledikten sonra kimsenin baş\ıu-- maması üzerine. bir cesedin kızlanna ait olabi- leceğini düşünüp aldj. Ancak Özlem'e ait hiç- bir şey yoktu cesedin üzerinde. Bayram dönü- şü ayuı 2'sinde Özlem toprağa verildi. Toprağa verildikten birkaç gün sonra evde televizyon seyrederken haberlerde operasyon görüntüleri- . ^ _ _ _ _ _ _ ^ nerastJadım. Baktım Özlem, bir jandarnıanın kollan ara- suıda» Yüzü kameraya dö- nükrü. görülüyordu. Önce koltuktan kalkarak havaya ^~™"^™^~~" zıpladım. Sonra yanılıyor olabilirim. diye düşündüm. Telefon çaldı. Öz- lem 'in ailesi de a>nı görüntüleri izlemiş. Daha sonra o televizyon kanalına gjdip görüntüleri iz- ledim. Ancak görüntülerdeki kişinin Özlem ol- duğundan emin olamadım. Yine de savcılığa başvurup ola>la ilgili araşürma yapümasını is- teyeceğiz.'' Adli Tıp Kurumu Morg Ihtisas Daıre Başka- nı SennetKoç, bu olayda ailenin kusurunun bu- lunduğunu, kendilerine başvoırulması halinde DNA testinin yapılabileceğinı söyledi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Bu yıl kış yumuşak geçiyor. Henüz Is- tanbul'a kar bile yağmadı. Bilgisayann başına yazı için oturduğumda, "Bugün güzel şeylerden söz edeceğim" diye kendi kendime söz verdim. O nedenle, o bildiğiniz olaylardan söz etmeden bir yazı yazmayı deneyeceğim. Örneğin şimdi gazetede olmak yerine Büyüka- da'da Horoz Reis'in kahvesinde ola- biliryadabalıkçıiskelesindeHovsep'le bir çay yudumlayabilir ve Adalann gü- zelliklerinden söz edebilirdik. Aylardır Lefter'i, Yorgo'yu görmü- yorum. Merkez Eczanesi'nin kapısına oturur onlarla eski günlere yolculukla- ra çıkabilirdik. Yorgo, 8 yaşında geldi- ği Ada'nın, 76 yıl önceki halini anlata- bilirdi. Ressam Tiraje Dikmen'in bal- konuna oturur, denizin dalgalarını din- leyebilirdik. Amelie ile kedileri başımı- za toplar, birer birer adlannı saymaya çalışabilirdik. Burgazada bir koca yemiş cenneti- dir şimdi. Ormanın arasına dalıp kızar- mış koca yemişleri mideye indirebilir- Bir Kış Sabahı... dim. Martılara ekmek atıp iskeleye top- layabilirdim. Hayal gücümü zorluyo- rum, şimdi Tarsus'ta, Dedeler köyünde olabilirdim. 90 yaşını aşmış Ömer Ça- vuş'la babamın gençliğini konuşabilir, ondan Kurtuluş Savaşı günlerinin Çu- kurova'sını dinleyebilirdim. Belki de fut- bol sahasına gider, eski futbolcu arka- daşlarımla bir çift kale maç yapabilir- dim. Totocu Mustafa, Kâmil, Sayman daha ismini sayamayacağım kadar çok arkadaşımla biriikte 30 yıl öncesine yol- culuk yapabilirdik. Hakemliği de Niya- zi Oksal üstlenirdi. ••• 2001 yılına grrdik. Bir altüstoluş için- de geçen ömrümüzün muhasebesini yapacağımız günleri yaşıyoruz. 54 yılı geride bıraktım. Bu 54 yıl boyunca bir- çok olayın birinci dereceden tanığı ol- dum. Çok sıradan günlergeçirdiğim gi- bi, çok olağanüstü günler de yaşadım. Umudumu hiç yitirmedim, iyimsertiği- mi hiç elden bırakmadım. Zaman za- man moralim bozuldu, canım sıkıldı, a- ma en kötü durumda bile umut ışığı aramaktan vazgeçmedim. Türkiye'de yaşamak, 20. yüzyılın ikinci yansından 21. yüzyıla uzanan sü- reci yaşamak bir yönüyle bir değişim ve dönüşüme tanıklık etmekti. Bir yönüy- le ise hiçbir şeyin degişmediği bir tı- kanmayla yüz yüze gelmekti. llk tran- sistöriü radyoyu elime alıp amca oğlu Nihat'la köye yaptığım yolculuk dün gibi hatınmda. Aradan 45 sene geç- miş. Almanya'ya işçi olmak üzere ilk giden köylüleri anımsıyorum. Ne kadar uzak, ne kadar bilinmezdi. TVnin hayatımıza girişi, iki saatlik de- nemeyayınlarıne kadargeride kaldı. ilk tükenmezkalemi ortaokulda iken bir vali çocuğu olan arkadaşımdan ödünç almıştım. Kalemin içi o gece aktı. Gün- lerce bunu arkadaşıma nasıl anlataca- ğımın sıkıntısını yaşamıştım. Okula di- vit ve hokka götürürdük güzel yazı öğ- renmek için. Dedemin bakırcı dükkânında körük çekerdim. Namrun yaylasının birtepe- sinden diğerine koştururdum. Mahalle- de ilk futbol takımımızı kurduğumuzda Kenan Usta'nın, dışını deri yerine ip- likle sanp bezle diktiği toplann peşin- de koşmaya başlamıştık. Kenan Usta karnını doyurabilsin diye harçlıklanmı- zı onunla paylaşırdık. Kenan Usta, Tar- sus'ta bir nesle futbolu sevdiren adam- dı. Bir gün sazdan kulübesinde ölmüş- W. Günlerce kimsenin haberi olmamış- tı. Kendimi geçmiş günlerin peşine ka- pıp koyvermeyi çok seviyorum. Zaman zaman da bu yolculuğu sizlerle payla- şıyorum. Doğru mu yapıyorum bilemi- yorum.Ben seviyorum. Gündelik siya- si yaşamın içinde çok acı şeyler yaşı- yoruz. Türkiye bir insafsızlık ülkesi. Her şey sert ve diğerine karşı büyük bir acı- masızlık kültürü egemen. Ben de bu kültürün bir parçası olarak büyüdüm. Yaşanan acı deneyler, giderek başka- sını anlamayı, başkasının yerine düşün- meyi, yani empati yapmayı öğretti. Dışarıda güneş doğuyor. Bulutlar bir açıp bir kapryor. Yaşam devam ediyor. Ölüm olduğu sürece, yaşamanın anla- mını daha iyi kavnyoruz. Hayat iniş çı- kışlanyla büyük birzenginlik içinde akıp gidiyor. Dünyadönüyor, milyonlarcayıl- dan bu yana dönüyor. Yeni çocuklar doğuyor, yeni tohumlarfiliz veriyor. Her zaman insanı hayata yeniden bağlaya- cak bir yol bulunabilir. Hayat, iniş çıkışlanyla, kavgası, öfke- si, sevgisi, yenilgileri ve başarılarıyla güzel. Yaşamasını bildikten sonra, ya- şaması güzel. Yaşamı yalnızca güzel ve anlamlı yaşamak üzere kuracağımız günlere yolculuğumuz, hep umutla sürsün...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle