Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 OCAK 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
I U A I . kultur@cumhuriyet.com.tr 15
ALLECRO EVtN tLYASOĞLU
2001 VerdTyi arnna yıhJoseph Fortunin François VenJi, 27
Ocak 1901 'de öldü. Tam yüz yıl ön-
ce. 2001, bütün dünyada Verdi yıh
olarak anılacak. Böylece yalnız Ver-
di'ye değil, Italyan operasına, roman-
tik döneme ve genel olarak opera sa-
natına çevrilecek dikkatler.
Yirminci yüzyılın ikinci yansında
sık sık gündemi tutmuş bir sorudnr:
Opera unutuluyormu? Öyle ya, bir za-
manlann en görkemli sanat dalı, hat-
ta Wagner'in tanımıyla tüm sanatlan
içinde barındıran tek sanat dalı ope-
ra, sinemanın ortaya çıkışı, video,
DVD ve elektronik ortamın gelişme-
siyle birincil olma özelliğini yitiriyor
mu? Öte yandan elektronik gelişme-
den yararlanan rejisörler bu sanat da-
lına yepyeni boyutlar kazandırdılar.
Büyük sâhnelerde görselliğin derinlik
kazanması kadar işitsellik de güçlen-
di. Canlı icralann harika kayıtlan ya-
pıldı. Opera salonuna hiç girmemiş
kişiler de evlerinde oturup bu sanatı
izleme olanağı buldu.
Bu yıl dünyanın her köşesinde Ver-
di'nin operalan gösterime giriyor. Me-
raklılan için bir web sitesi adresi ve-
reyim: www.guiseppeverdi.org. Bu-
rada her gece, nerede, hangi Verdi
temsili varsa aynntılanyla bulabilir-
siniz. Türkiye'de basılmış"bır de Ver-
di kitabı öneririm: "Koronun Babası
Verdi" adını taşıyor. Sabri Şatır yaz-
mış. (Pan Yayıncılık 1999). Besteci-
nin yaşamöyküsü içinde operalan an-
latılmış. Her bir operanın mûzik tari-
hindekı yeri, müzik akımlan içindeki
önemi ele alınmış. Bir de Leyla Gen-
cer'in o korsan kayıtlardaki Verdi ar-
yalanru bulup dinlemenizi öneririm:
Macbeth, Don Carlo, Talihin Kudre-
tL İl Trovatore, La Traviata, Aida,Mas-
keli Balo..
Üç Rigoletto
Opera sanatına böylesi dikkatlerin
çekileceği bir dönemde ne rastlantı ki
îstanbul Devlet Opera ve Balesi de
kuruluşunun 40. yıldönümünü kutla-
makta. Mevsimin açılışına bir Alman-
ya turnesi ile başlayan topluluk, Mü-
nih'in Herkül Salonu'nda Selman
Ada'nın Mavi Nokta adlı yapıtını ses-
lendirmiştı. Kırk yıllık serüvenini kap-
sayan bir de kitapçık hazırlanmakta.
Verdi yıh, Izmir, Ankara ve îstan-
bul operalannda Rigoletto temsilleriy-
le kutlanacak. Üç ayn kentimizde üç
ayn rejideki Rigoletto'yu birbiriyle
karşılaştırabilirsiniz. Izmir ve Anka-
ra'dakiler gösterime girdi, îstanbul ise
mevsimin son prodüksiyonu olarak
12 Mayıs'ta sahnelemeye başlay acak.
Aynca, îstanbul Devlet Senfoni Orkest-
rasıda Ankara Devlet Operası'nınko-
rosu ile 13-14 Nisan konserlerini Ver-
di'nin Requiem'ine ayırmış. Konseri
Alexander Rahbari yönetecek.
Giuseppe Verdi
Donizetti'den sonra îtalyan opera
tarihini oluşturan, romantik îtalyan
operasının en önemli bestecisidir. Gü-
zel ve dokunakh melodileri, dramatik
etkinliği, orkestra ve koro zenginliği
ile opera tarihine başyapıtlar kazan-
• Bu yıl dünyanın her
köşesinde Verdi'nin
operalan gösterime giriyor.
Meraklıları için bir web
sitesi adresi vereyim:
www.guiseppeverdi.org.
Türkiye'de basılmış Sabri
Şatır'ın yazdığı "Koronun
Babası Verdi" adlı kitabı ve
Leyla Gencer'in korsan
kayıtlardaki Verdi
aryalarını dinlemenizi
öneririm.Verdi yıh, îzmir,
Ankara ve Îstanbul
operalannda Rigoletto
temsilleriyle kutlanacak.
dırmıştır. Aynca tutkulu bir vatanse-
ver olarak, sanatın siyasi gücûnü ka-
nıtlayan operalan ve kitle psikolojisi-
ni yansıtan korolanndaki coşkulu al-
benı ile seçkinleşmiştir.
Yoksul bir hancının oğlu olan Ver-
di, 10 Ekim 1813'te, Parma yakınla-
nnda Le Roncole köyünde dünyaya ge-
lir. îlk ciddi müzik çahşmalannı Bus-
seto kasabasının orgcusu Ferdinando
Provesiıleyapar. 1832'deMılanoKon-
servatuvan'na başvurur, ancak yaş sı-
nınnı geçtiği ve iyi piyano çalamadı-
ğı gerekçesiyle kabul edilmez. Mila-
no'da Vmcenzo Lavigna'dan özel ders-
ler ahr. 1835'te Busseto'ya dönüp org-
culuk ve öğretmenlik yapar. Aynı yıl
Margheritha ile evlenır. Bu arada bir-
kaç kutsal koro parçası ile kısa çalgı-
sal parçalardan oluşan ilk yapıtlan or-
Aralık ayınm fld armağanı
ONPER KUTAHYALI
tZMtR - 2 l'inci yüzyı-
lın ilk üç gününü yaşamış
olmak büyük mutluluk.
Gende bıraktığımız bin-
yıl, özeUikle de 20'nci yüz-
yıl, yeryüzüne kan ve göz-
yaşı getirdi. Oysa Vktor
Hugo onu, her türlü soru-
nu çözecek olan dönem
saymıştı. Umudumuz, ye-
ni yılın ve yüzyılın siyasal,
ekonomik, bilimsel ve sa-
natsal yönlerden dünyaya
gönenç, erinç ve güzellik-
ler getirmesidir. Değerli
okurlann yeni yılını en ıyı
dileklerle kutlanm.
2001 yıhnı sevinçle kar-
şıladüc, ama tarihe uğurla-
dığımız 2000 yılının Ara-
lık ayında, benim açımdan
armağan niteliği taşıyan ikı müzik
olayı vardı. Bunlann ilki, Borusan Îs-
tanbul Filarmoni Orkestrasrnın Gü-
rer Aykalyönetiminde ve FazüSay'ın
solocu olarak katıldığı Çaykovski din-
letisiydi. '\eni Yıh Karşüama Konser-
leri' başlığı ile Îstanbul ve Ankara'da
da yinelenmiş olan dınletı, Izmir Efes
Convention Center'da verildi.
Toplantı amacıyla kullanılan bu bi-
nanın îngilizce adı beni her zaman
utandırmıştır. Aynca, sanat kurumla-
nmızın yazık ki bazen dinleti verdi-
ği üst kattaki büyük salonda, 'akus-
tik' dediğimiz olgunun izi bile yok.
Üstehk IZDSO'nun Cumhuriyet Bay-
ramı Dinletısi nedeniyle genişletilen
sahne, zemin düzeyine indirgenmiş;
böylece estetik açıdan hiç de hoş ol-
mayan bir durum ortaya çıkmış. îlk
sırada, binnci kemanlann karşısına
oturdum; fakat üflemeli çalgılann
sesleri 20 metre genden geliyor gi-
biydi. Orkestramn bu kesimındeki
aynntılann büyük bölümünü işite-
medim. Öte yandan dinletiden önce
önemli bir sorun ortaya çıktı. Fazıl Say,
kiralanan piyanoyu Çaykovski kon-
çertosu için yeterli görmemişti. îve-
di bir çalışmayla ÎZDSO'nun piyano-
su getirildi ve akortlandı. Bu neden-
le dinleti hem geç başladı hem de ız-
lencenin ikinci yapıtı olan Çaykovs-
ki'nin Op. 64 No. 5 mi minör senfo-
nisi öne alındı.
• Gürer Aykal, Izmir konserinde kariyerinin belki en
başanlı Çaykovski yorumlanndan birini ortaya koydu.
Borusan Filarmoni Orkestrası'nın şefe uyum bakımından
gösterdiği ustalık hayranlık vericiydi. Konserde çalışkan
ve güçlü bir dünya piyanistini, Fazıl Say'ı yeniden
dinlemenin mutluluğunu yaşadık.
Gürer Aykal, kariyerinin belki en
başanlı Çaykovski yorumlanndan bi-
rinı ortaya koydu. Birinci bölüm, be-
ğeni dolu bir tempo esnekliği saye-
sinde şarkısal nıtelikler kazanmıştı. Or-
kestranın şefe uyum bakınundan gös-
terdıği ustalık, hayranlık vericiydi.
İkinci bölümün ünlü korno solosun-
da orkestramn sanatçısı, bu şarkısal
ortama güzellık bakımından yeni bir
boyut getirdi. Üçüncü bölüm (vals),
sevimli ve müziksel, dördüncü bö-
lüm ise görkemliydi. Tını, 'kusur-
suz' denecek kertede güzeldi.
Fazıl Say, Çaykovski konçertosunun
birinci bölümünde sanınm rahat de-
ğildi. Özelhkle ikinci temada bazı
notalar, armoninin seslerine kanştı;
ancak yapıtın sonraki bölümlerinde
yüksek düzeyli bir seslendirmeyle
karşılaştık. Şiirsel bir söy-
leyiş olarak algıladığımız
ikinci bölümde, bestecinin
orta kesime koyduğu 'Pres-
nssimo'da, son derece akı-
cı bir legato içinde çalınan
hızlı pasajlardakı kısa erim-
li crescendolar, yoruma
dramsal bir hava kazandır-
dı. Üçüncü bölüm ise can-
lıydı; ritmik vurgulama-
larla doluydu ve coşturu-
cuydu. Böylece, çalışkan
ve güçlü bir dünya piyanis-
tini yeniden dinlemenin
mutluluğunu yaşadık.
Aralık ayının ikinci ar-
mağanı, genç piyanistTo-
rosCan'ın gönderdiğı GD
oldu. Bir TEmpreinteDi-
gitale' yapımı olan ve sa-
natçının kasım ayında ver-
dıği dinletilerle müzik dünyasma ta-
nıtılan CD, G. Iigetti'nin 17 etüdü-
nü içeriyor. Toros Can'ın bu yapım-
daki başansını yansıtabilmek için
JacquesDriDon'un 17 Kasım 2000 ta-
rihli 'Le Nouvel Observateur'de çıkan
yazısmdan bazı satırlan sunuyorum:
"Sıradışı bir kayrt! Yanan bir mü-
zik, ateş içinde bir pryanist Ligetti'nin
incenk ve zevk getiren, insanı teknik
ve akılcı zortuğa iten etütierini çala-
bilmek için biraz deli olmak gerek.
Öyle ki bu derecede fazla fiziksel ve
entelektüel güç sarf etmek göze alın-
sın. Toros Can, Pierre-Laurens Ai-
mard gibi kendini bu volkana atmış.
BeDd de daha ince, daha kurnazve da-
ha fazla tutkulu."
Etütler, müzik dili yönünden so-
yutlamanın doruğunda. Etkili bir an-
latım için yapıhnası istenen şeyler en
uç noktaya vardınlmış. Piyano tekni-
ğı ise akla sığacak gibi değil. Her etü-
dün teknik ya da estetik bir başlığı var
ve sanatçı başlığın çağnşımını, yoru-
munabaşanylayansıtıyor. Sözgelimi
birinci etüdün ('Düzensizlik') müzi-
ği, gerçek bir karmaşadm Dördün-
cüde ('Fanfarlar'), piyanonun sağ
elinden çan benzeri akorlar ışitiyor-
sunuz. 'Varşova'da Sonbahar' baş-
lıklı altıncı etütte ise sisli bir tını var.
Toros Can etüderin tümünde üstün bir
piyanist olduğunu kanıtlıyor ve din-
leyene heyecan veriyor. En içten duy-
gularla kutlanm.
taya çıkar. Sahne için muzikyazma tut-
kusu üç yıl sonra onu yine Milano'ya
götürür. ilk operası Oberto, 1839'da La
Scala'da temsil edilir. Çok parlak bir
başan getirmese de bundan sonrası
için kendisine her sekiz ayda bir tane
tamamlanmak üzere üç opera ısmar-
lanır. Aynı yıllarda Verdi'nin yaşa-
mmda bir dizi ölüm yer alır. Önce 17
yaşındaki kız kardeşini, ardından en
yaİan hocası Lavigna'yı, onun ardın-
dan yirmi iki ay içinde iki çocuğunu
ve 1840'ta da eşini yitirir. Büyük bir
bunalıma girer. 1842'de La Scala'nın
müdürü Merelli, Sofcra'nın metnine da-
yah bir opera yazmasını önerir ve böy-
lece Nabucco'nun bestelenmesine
önayak olur. Üçüncü perdedeki Esir-
ler Korosu'nun şarkısı, o sıralarda
Avusturya ve îspanya egemenliğin-
deki îtalyan kentlerinin özgürlük mar-
şı haline gelir. 1859'da Nabucco'da
Abigale rolünü oynayan soprano Gi-
ussepina Strepponi ile evlenır. On beş
yıl içinde 18 opera besteler. Yalmz
Milano için değil, Italya'nın pek çok
kenti, Londra ve Paris operalan için
de siparişler ahnaya başlar. 1850'ler-
de artık uluslararası bir kişilik haline
gehniştir.
Ve siyaset ile yakm ilişkidedir. Ga-
ribaldi Fransız ordulannı Güney Ital-
ya topraklanndan temizlemiş; Avus-
turyalılar Lombardiya'yı boşaltmışlar
ve en sonunda Vrttorio Emmanuete
Italya Krah olmuştur. Verdi. îtalya'nın
birleşmesinden sonra, 1861 -1885 ara-
sında, Turin'deki ilk Millet Mecli-
si'nde üyelik yapar. Besteci, Aida'yı
yazdıktan sonra yan emekli bir ya-
şam sürdürmeye başlar. 1870'lerin en
büyük ürünü Requiem'dir. Opera bes-
teciliğinden el ayak çekmeye karar
verdığı halde yayıncısı Ricordi'nin ıs-
ran ile lıbrettolannın yazan Arrigo
Boito'nun yardımıyla iki büyük ope-
ra daha ortaya çıkanr. Otello ve Fals-
tarT. Shakespeare karakterindeki bu
iki yapıtın biri acıklı, diğeri gülünç-
lüdür. Bundan sonra birkaç kutsal şar-
kı yazıp kendini doğa ile uğraşmaya
verir. 1897'de Giuseppina ölür. Verdi
de son şarkılannı tamamlar. 27 Ocak
1901 yılında Milano'da öldüğü zaman
cenazesi Esirler Korosu'nun müziği eş-
ligınde devlet töreni ile kaldırüır ve uhı-
sal yas ilan edilir.
Verdi'nin önemi
Verdi'nin yapıtlanndaki vokal çiz-
gi büyük önem taşır. Yalın eşlikler
kullamlır; bir parçadan diğerine doğal
bir geçiş sağlar; aryalar, belli temel
bir şancı için yazılmıştır. Kulakta ka-
lan melodileriyle özel bir coşku geti-
rir. Ömek bir Verdi operasında bir te-
nor ve soprano anlatıcı roldedir. Kar-
şılığında bir romantik düşman vardır.
Bariton rolleri Verdi operalannın bir
başka özelhğidir. îlk dönemındeki ope-
ralannda bazı kolay ızlenebilme yol-
lanna başvunnuştur. Örneğin, Don
Carlos ve Macbeth'te Fransızlann dans
ve bale geleneğini kullanmıştır. 1850
ve 60*h yıllarda geleneksel kalıplar-
dan annmaya başlar. Eşlikler daha
zenginleşir, müziksel geçişler daha
yumuşak hale gelir; dinleyicinin alı-
şageldiği, beklediği olaylar değişikli-
ğe uğrar. Aida, Otello ve Falstaffgibi
yapıtlannda üstün bir opera tekniğı ve
ustalıklı bir orkestra eşliği kullanmış-
tır.
Verdi'nin etkisi Alman çağdaşı Wag-
ner'e göre daha az yaygındır. Roman-
tik stili koruyan birçok besteci için ro-
mantik opera, Verdi ve Wagner'in stil-
leri bir arada algılandığı sürece önem-
lidir. Ancak 1900'den sonra gelişen
müziksel dil, Verdi'nin lirizminden
çok, Wagner'in karmaşık yapısına,
pohfonik ve kromatik armonisine bağ-
lı kahnıştır.
Zamanın eleştirmenleri ve akade-
misyenleri tarafindan Verdi, Wagner'e
kıyasla daha tutucu olarak nitelenmiş-
tir. Verdi, olgunluk döneminde gele-
neksel yapıyı daha esnekleştirmeye
ve müzik eşliğini daha anlatımcı kıl-
maya çalışmıştır. Yine de melodisinin
gücünden, melodik çizginin görke-
minden hiçbir zaman ödün vermez.
Requiem'i, birkaç dinsel içerikli şar-
kısı ve bir yaylı çalgılar kuvarteti dı-
şmda Verdi'nin tüm yapıtlan sahne
için yazılmıştır.
Hiçbir zaman ne geçmiş ve gelenek
ile bağlannı koparmış ne de yeni de-
neylere girişmiştir. Geliştirdiği rafıne
teknik ile Îtalyan operasını kimsenin
ulaşamadığı bir doruğa yükseltmişfir.
Romantizmin Îtalyan operasını etkile-
yen en önemli öğesi, ulusçuluk kav-
ramı olmuştur. Verdi de ilk ünlü ope-
rası Nabucco ile başlayarak kendi ulu-
sunun şarkı söyleme tekniğini, insan
sesi yapısını ve kendine özgü yerel
havalannı incelemiş; özel sorunlannı
yansıtan konulan işlemiştir. Halk, is-
minin baş harfini Italya'run birleşme-
si için yaratılan bir deyişin baş harf-
leriyle özleştinniştir: Viva Verdi diye
bağırmak, "Viva Vîttorio Emmanu-
ele,ReD'Italia!" (îtalya Krah çok ya-
şa) sözleriyle eşdeğer olmuştur.
evini@boun.edu.tr
Tuluytıan Ufiurlu ile on bin yü
öncesine yolculuk
• Kültür Servisi - însanın gezgin yaşamdan
yerleşik yaşama geçtiği neolitik dönemin en önemli
halkalanndan biri olan 10 bin nüfuslu Çatalhöyük,
Tuluyhan Uğurlu"nun müziği ve 120'ye yakın
görüntü ile seyirci karşısına çıkacak. Tuluyhan
Uğurlu, 9 Ocak 2001 tarihinde saat 19.30'da.
Boğazıçi Üniversitesi Kültür Merkezı'nde bir
konser verecek. Uğurlu, konserde 'Çatalhöyük:
Zamanın Şaşmaz Tiktaklan', 'Ertelenmış
Mutluluklar Serüveni", 'Ana Tannça: Doğum
Yaşam ve Ölümün Eşsiz Bestesi', 'Bir Şehırdı
Geldi Geçti", 'Sonsuzluğu Kovalayan İnsan"
bölümlerinden oluşan yeni eserinı seslendirecek.
Boğaziçi Mezunlar Derneği'nin Çatalhöyük
Dostlan Derneği'yle birlikte düzenlediği konsere,
Çatalhöyük kazılannı yürüten Profesör Ian Hodder
da katılacak.
Günter Grass'ın Yüzyılım'ı
Gendaş Kültür'de
YUZYtUM
I Kültür Senisi -
Gendaş Kültür
1999Nobel
EdebiyatÖdül'lü
Alman yazar
Günter Grass'uı
kitaplannı
yayımlamaya
devam ediyor.
Yayınevi 'Teneke
Trampet', 'Dışi
Fare' ve 'Kafadan
Doğumlar' adlı
kıtaplanndan sonra
yazann 'Yüzyılım'
romanını da
okuyucularla
buluşturdu. Yüz
ayn bölümden oluşan 'Yüzyılım' ahşılmamış bir
konseptin içinde sunulan bir tarih kitabı, bir
hikâyeler toplamı ya da bütünlüklü bir roman
olarak okunabilır. Kitapta yer alan yüz ayn
bölümün her biri 20. yüzyılın bir yılının tek bir
olayını anlatıyor. Yazar her bölümde başka bir
anlatıcı kullanarak gerçek ve hayalı olaylan
zaman zaman yan yana ve iç içe veriyor.
Yazarlardan 2000 yılı kitap
değeplendirmeleri
• ANKARA (AA) - Türkiye'nin önde galen
yazarlan, bu yıl okuduklan kitaplan
değerlendirdıler. Yılmaz Erdoğan, Alain de
Botton'un 'Proust Yaşamınızı Nasıl
Değiştirebilir'inı; Cezmı Ersöz, Jean Genct'nın
'Çiçeklerin Meryem Anası'nı; İnci Aral, Özcan
Karabulut'un 'Hüzünle Bazı Günler' inı; Nazlı
Eray da încı Aral'ın 'Gölgede Kırk Derece'sını bu
yıl okuduklan kitaplar arasmda en sevdikleri
olarak tanımladılar. Öykü yazan
Cemil Kavukçu, William Trevor'un 'Felıcia'nın
Yolculuğu'ndan çok etkilendiğini belirtirken
Sunay Akın'ın gözdesi ise Akgün Akova'nın
yazdığı 'Yıkık Bir Çocuk Bahçesiydi Yüzün'
oldu. Siyasal roman tartışmalanna yeni bir soluk
getiren Oya Baydar, Nazi katliamından
kurtulan bir çocuğun belleğinde yaşadığı
hesaplaşmayı anlatan 'Suikast'ı son dönemlerde
yazılan en kaliteli yapıtlardan biri olarak
değerlendirdi. Sosyolog-yazar
Emre Kongar da bu yıl okuduğu kitaplar arasında
Macide Tarur'ın 'Bir Tiyatronun Cadısı'nı çok
beğendiğini belirttı.
Yavuz Tanyeli'nin resim sergisi
I Kültür Servisi - Ankara Helikon Sanat Galerisi
3-27 Ocak tarihleri arasında sıradışı ressam Yavuz
Tanyeli'nin son yapıtlannı sergilıyor. Özgün fıgür
yorumlanyla dikkat çeken sanatçı. yapıtlanna 12
Ağustos 1999 güneş tutulması ve 17 Ağustos
Marmara depreminin etkilerini yansıtmış.
'Yeryüzü ince siyah bır tül peçeye bürünüyor.
Büyük sarsıntının ve kınlmanın trajik sonucunu
yere kapaklanıp kahnış ve sırtına, yıkılan bir
minarenın âlemi saplanmış ak bır ölü at
simgeliyor...' îlk kişısel sergisini 1982 yılında
îstanbul'da açan Tanyeli, aynı yıl Vakko Büviik
Resim Yanşması'nda başan ödülünü, 1987
yılında da Günümüz Sanatçılan Sergisı'nde
birincilik ödülünü aldı.
BUGÜN
• CEMAL REŞİT REY KONSER
SALONU'nda saat 19.30'da îstanbul Kafkas
Dance Gompany'nin gösterisi izlenebilir.
(232 98 30)