17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA I U A I . [email protected] 15 ALLECRO EVtN tLYASOĞLU 2001 VerdTyi arnna yıhJoseph Fortunin François VenJi, 27 Ocak 1901 'de öldü. Tam yüz yıl ön- ce. 2001, bütün dünyada Verdi yıh olarak anılacak. Böylece yalnız Ver- di'ye değil, Italyan operasına, roman- tik döneme ve genel olarak opera sa- natına çevrilecek dikkatler. Yirminci yüzyılın ikinci yansında sık sık gündemi tutmuş bir sorudnr: Opera unutuluyormu? Öyle ya, bir za- manlann en görkemli sanat dalı, hat- ta Wagner'in tanımıyla tüm sanatlan içinde barındıran tek sanat dalı ope- ra, sinemanın ortaya çıkışı, video, DVD ve elektronik ortamın gelişme- siyle birincil olma özelliğini yitiriyor mu? Öte yandan elektronik gelişme- den yararlanan rejisörler bu sanat da- lına yepyeni boyutlar kazandırdılar. Büyük sâhnelerde görselliğin derinlik kazanması kadar işitsellik de güçlen- di. Canlı icralann harika kayıtlan ya- pıldı. Opera salonuna hiç girmemiş kişiler de evlerinde oturup bu sanatı izleme olanağı buldu. Bu yıl dünyanın her köşesinde Ver- di'nin operalan gösterime giriyor. Me- raklılan için bir web sitesi adresi ve- reyim: www.guiseppeverdi.org. Bu- rada her gece, nerede, hangi Verdi temsili varsa aynntılanyla bulabilir- siniz. Türkiye'de basılmış"bır de Ver- di kitabı öneririm: "Koronun Babası Verdi" adını taşıyor. Sabri Şatır yaz- mış. (Pan Yayıncılık 1999). Besteci- nin yaşamöyküsü içinde operalan an- latılmış. Her bir operanın mûzik tari- hindekı yeri, müzik akımlan içindeki önemi ele alınmış. Bir de Leyla Gen- cer'in o korsan kayıtlardaki Verdi ar- yalanru bulup dinlemenizi öneririm: Macbeth, Don Carlo, Talihin Kudre- tL İl Trovatore, La Traviata, Aida,Mas- keli Balo.. Üç Rigoletto Opera sanatına böylesi dikkatlerin çekileceği bir dönemde ne rastlantı ki îstanbul Devlet Opera ve Balesi de kuruluşunun 40. yıldönümünü kutla- makta. Mevsimin açılışına bir Alman- ya turnesi ile başlayan topluluk, Mü- nih'in Herkül Salonu'nda Selman Ada'nın Mavi Nokta adlı yapıtını ses- lendirmiştı. Kırk yıllık serüvenini kap- sayan bir de kitapçık hazırlanmakta. Verdi yıh, Izmir, Ankara ve îstan- bul operalannda Rigoletto temsilleriy- le kutlanacak. Üç ayn kentimizde üç ayn rejideki Rigoletto'yu birbiriyle karşılaştırabilirsiniz. Izmir ve Anka- ra'dakiler gösterime girdi, îstanbul ise mevsimin son prodüksiyonu olarak 12 Mayıs'ta sahnelemeye başlay acak. Aynca, îstanbul Devlet Senfoni Orkest- rasıda Ankara Devlet Operası'nınko- rosu ile 13-14 Nisan konserlerini Ver- di'nin Requiem'ine ayırmış. Konseri Alexander Rahbari yönetecek. Giuseppe Verdi Donizetti'den sonra îtalyan opera tarihini oluşturan, romantik îtalyan operasının en önemli bestecisidir. Gü- zel ve dokunakh melodileri, dramatik etkinliği, orkestra ve koro zenginliği ile opera tarihine başyapıtlar kazan- • Bu yıl dünyanın her köşesinde Verdi'nin operalan gösterime giriyor. Meraklıları için bir web sitesi adresi vereyim: www.guiseppeverdi.org. Türkiye'de basılmış Sabri Şatır'ın yazdığı "Koronun Babası Verdi" adlı kitabı ve Leyla Gencer'in korsan kayıtlardaki Verdi aryalarını dinlemenizi öneririm.Verdi yıh, îzmir, Ankara ve Îstanbul operalannda Rigoletto temsilleriyle kutlanacak. dırmıştır. Aynca tutkulu bir vatanse- ver olarak, sanatın siyasi gücûnü ka- nıtlayan operalan ve kitle psikolojisi- ni yansıtan korolanndaki coşkulu al- benı ile seçkinleşmiştir. Yoksul bir hancının oğlu olan Ver- di, 10 Ekim 1813'te, Parma yakınla- nnda Le Roncole köyünde dünyaya ge- lir. îlk ciddi müzik çahşmalannı Bus- seto kasabasının orgcusu Ferdinando Provesiıleyapar. 1832'deMılanoKon- servatuvan'na başvurur, ancak yaş sı- nınnı geçtiği ve iyi piyano çalamadı- ğı gerekçesiyle kabul edilmez. Mila- no'da Vmcenzo Lavigna'dan özel ders- ler ahr. 1835'te Busseto'ya dönüp org- culuk ve öğretmenlik yapar. Aynı yıl Margheritha ile evlenır. Bu arada bir- kaç kutsal koro parçası ile kısa çalgı- sal parçalardan oluşan ilk yapıtlan or- Aralık ayınm fld armağanı ONPER KUTAHYALI tZMtR - 2 l'inci yüzyı- lın ilk üç gününü yaşamış olmak büyük mutluluk. Gende bıraktığımız bin- yıl, özeUikle de 20'nci yüz- yıl, yeryüzüne kan ve göz- yaşı getirdi. Oysa Vktor Hugo onu, her türlü soru- nu çözecek olan dönem saymıştı. Umudumuz, ye- ni yılın ve yüzyılın siyasal, ekonomik, bilimsel ve sa- natsal yönlerden dünyaya gönenç, erinç ve güzellik- ler getirmesidir. Değerli okurlann yeni yılını en ıyı dileklerle kutlanm. 2001 yıhnı sevinçle kar- şıladüc, ama tarihe uğurla- dığımız 2000 yılının Ara- lık ayında, benim açımdan armağan niteliği taşıyan ikı müzik olayı vardı. Bunlann ilki, Borusan Îs- tanbul Filarmoni Orkestrasrnın Gü- rer Aykalyönetiminde ve FazüSay'ın solocu olarak katıldığı Çaykovski din- letisiydi. '\eni Yıh Karşüama Konser- leri' başlığı ile Îstanbul ve Ankara'da da yinelenmiş olan dınletı, Izmir Efes Convention Center'da verildi. Toplantı amacıyla kullanılan bu bi- nanın îngilizce adı beni her zaman utandırmıştır. Aynca, sanat kurumla- nmızın yazık ki bazen dinleti verdi- ği üst kattaki büyük salonda, 'akus- tik' dediğimiz olgunun izi bile yok. Üstehk IZDSO'nun Cumhuriyet Bay- ramı Dinletısi nedeniyle genişletilen sahne, zemin düzeyine indirgenmiş; böylece estetik açıdan hiç de hoş ol- mayan bir durum ortaya çıkmış. îlk sırada, binnci kemanlann karşısına oturdum; fakat üflemeli çalgılann sesleri 20 metre genden geliyor gi- biydi. Orkestramn bu kesimındeki aynntılann büyük bölümünü işite- medim. Öte yandan dinletiden önce önemli bir sorun ortaya çıktı. Fazıl Say, kiralanan piyanoyu Çaykovski kon- çertosu için yeterli görmemişti. îve- di bir çalışmayla ÎZDSO'nun piyano- su getirildi ve akortlandı. Bu neden- le dinleti hem geç başladı hem de ız- lencenin ikinci yapıtı olan Çaykovs- ki'nin Op. 64 No. 5 mi minör senfo- nisi öne alındı. • Gürer Aykal, Izmir konserinde kariyerinin belki en başanlı Çaykovski yorumlanndan birini ortaya koydu. Borusan Filarmoni Orkestrası'nın şefe uyum bakımından gösterdiği ustalık hayranlık vericiydi. Konserde çalışkan ve güçlü bir dünya piyanistini, Fazıl Say'ı yeniden dinlemenin mutluluğunu yaşadık. Gürer Aykal, kariyerinin belki en başanlı Çaykovski yorumlanndan bi- rinı ortaya koydu. Birinci bölüm, be- ğeni dolu bir tempo esnekliği saye- sinde şarkısal nıtelikler kazanmıştı. Or- kestranın şefe uyum bakınundan gös- terdıği ustalık, hayranlık vericiydi. İkinci bölümün ünlü korno solosun- da orkestramn sanatçısı, bu şarkısal ortama güzellık bakımından yeni bir boyut getirdi. Üçüncü bölüm (vals), sevimli ve müziksel, dördüncü bö- lüm ise görkemliydi. Tını, 'kusur- suz' denecek kertede güzeldi. Fazıl Say, Çaykovski konçertosunun birinci bölümünde sanınm rahat de- ğildi. Özelhkle ikinci temada bazı notalar, armoninin seslerine kanştı; ancak yapıtın sonraki bölümlerinde yüksek düzeyli bir seslendirmeyle karşılaştık. Şiirsel bir söy- leyiş olarak algıladığımız ikinci bölümde, bestecinin orta kesime koyduğu 'Pres- nssimo'da, son derece akı- cı bir legato içinde çalınan hızlı pasajlardakı kısa erim- li crescendolar, yoruma dramsal bir hava kazandır- dı. Üçüncü bölüm ise can- lıydı; ritmik vurgulama- larla doluydu ve coşturu- cuydu. Böylece, çalışkan ve güçlü bir dünya piyanis- tini yeniden dinlemenin mutluluğunu yaşadık. Aralık ayının ikinci ar- mağanı, genç piyanistTo- rosCan'ın gönderdiğı GD oldu. Bir TEmpreinteDi- gitale' yapımı olan ve sa- natçının kasım ayında ver- dıği dinletilerle müzik dünyasma ta- nıtılan CD, G. Iigetti'nin 17 etüdü- nü içeriyor. Toros Can'ın bu yapım- daki başansını yansıtabilmek için JacquesDriDon'un 17 Kasım 2000 ta- rihli 'Le Nouvel Observateur'de çıkan yazısmdan bazı satırlan sunuyorum: "Sıradışı bir kayrt! Yanan bir mü- zik, ateş içinde bir pryanist Ligetti'nin incenk ve zevk getiren, insanı teknik ve akılcı zortuğa iten etütierini çala- bilmek için biraz deli olmak gerek. Öyle ki bu derecede fazla fiziksel ve entelektüel güç sarf etmek göze alın- sın. Toros Can, Pierre-Laurens Ai- mard gibi kendini bu volkana atmış. BeDd de daha ince, daha kurnazve da- ha fazla tutkulu." Etütler, müzik dili yönünden so- yutlamanın doruğunda. Etkili bir an- latım için yapıhnası istenen şeyler en uç noktaya vardınlmış. Piyano tekni- ğı ise akla sığacak gibi değil. Her etü- dün teknik ya da estetik bir başlığı var ve sanatçı başlığın çağnşımını, yoru- munabaşanylayansıtıyor. Sözgelimi birinci etüdün ('Düzensizlik') müzi- ği, gerçek bir karmaşadm Dördün- cüde ('Fanfarlar'), piyanonun sağ elinden çan benzeri akorlar ışitiyor- sunuz. 'Varşova'da Sonbahar' baş- lıklı altıncı etütte ise sisli bir tını var. Toros Can etüderin tümünde üstün bir piyanist olduğunu kanıtlıyor ve din- leyene heyecan veriyor. En içten duy- gularla kutlanm. taya çıkar. Sahne için muzikyazma tut- kusu üç yıl sonra onu yine Milano'ya götürür. ilk operası Oberto, 1839'da La Scala'da temsil edilir. Çok parlak bir başan getirmese de bundan sonrası için kendisine her sekiz ayda bir tane tamamlanmak üzere üç opera ısmar- lanır. Aynı yıllarda Verdi'nin yaşa- mmda bir dizi ölüm yer alır. Önce 17 yaşındaki kız kardeşini, ardından en yaİan hocası Lavigna'yı, onun ardın- dan yirmi iki ay içinde iki çocuğunu ve 1840'ta da eşini yitirir. Büyük bir bunalıma girer. 1842'de La Scala'nın müdürü Merelli, Sofcra'nın metnine da- yah bir opera yazmasını önerir ve böy- lece Nabucco'nun bestelenmesine önayak olur. Üçüncü perdedeki Esir- ler Korosu'nun şarkısı, o sıralarda Avusturya ve îspanya egemenliğin- deki îtalyan kentlerinin özgürlük mar- şı haline gelir. 1859'da Nabucco'da Abigale rolünü oynayan soprano Gi- ussepina Strepponi ile evlenır. On beş yıl içinde 18 opera besteler. Yalmz Milano için değil, Italya'nın pek çok kenti, Londra ve Paris operalan için de siparişler ahnaya başlar. 1850'ler- de artık uluslararası bir kişilik haline gehniştir. Ve siyaset ile yakm ilişkidedir. Ga- ribaldi Fransız ordulannı Güney Ital- ya topraklanndan temizlemiş; Avus- turyalılar Lombardiya'yı boşaltmışlar ve en sonunda Vrttorio Emmanuete Italya Krah olmuştur. Verdi. îtalya'nın birleşmesinden sonra, 1861 -1885 ara- sında, Turin'deki ilk Millet Mecli- si'nde üyelik yapar. Besteci, Aida'yı yazdıktan sonra yan emekli bir ya- şam sürdürmeye başlar. 1870'lerin en büyük ürünü Requiem'dir. Opera bes- teciliğinden el ayak çekmeye karar verdığı halde yayıncısı Ricordi'nin ıs- ran ile lıbrettolannın yazan Arrigo Boito'nun yardımıyla iki büyük ope- ra daha ortaya çıkanr. Otello ve Fals- tarT. Shakespeare karakterindeki bu iki yapıtın biri acıklı, diğeri gülünç- lüdür. Bundan sonra birkaç kutsal şar- kı yazıp kendini doğa ile uğraşmaya verir. 1897'de Giuseppina ölür. Verdi de son şarkılannı tamamlar. 27 Ocak 1901 yılında Milano'da öldüğü zaman cenazesi Esirler Korosu'nun müziği eş- ligınde devlet töreni ile kaldırüır ve uhı- sal yas ilan edilir. Verdi'nin önemi Verdi'nin yapıtlanndaki vokal çiz- gi büyük önem taşır. Yalın eşlikler kullamlır; bir parçadan diğerine doğal bir geçiş sağlar; aryalar, belli temel bir şancı için yazılmıştır. Kulakta ka- lan melodileriyle özel bir coşku geti- rir. Ömek bir Verdi operasında bir te- nor ve soprano anlatıcı roldedir. Kar- şılığında bir romantik düşman vardır. Bariton rolleri Verdi operalannın bir başka özelhğidir. îlk dönemındeki ope- ralannda bazı kolay ızlenebilme yol- lanna başvunnuştur. Örneğin, Don Carlos ve Macbeth'te Fransızlann dans ve bale geleneğini kullanmıştır. 1850 ve 60*h yıllarda geleneksel kalıplar- dan annmaya başlar. Eşlikler daha zenginleşir, müziksel geçişler daha yumuşak hale gelir; dinleyicinin alı- şageldiği, beklediği olaylar değişikli- ğe uğrar. Aida, Otello ve Falstaffgibi yapıtlannda üstün bir opera tekniğı ve ustalıklı bir orkestra eşliği kullanmış- tır. Verdi'nin etkisi Alman çağdaşı Wag- ner'e göre daha az yaygındır. Roman- tik stili koruyan birçok besteci için ro- mantik opera, Verdi ve Wagner'in stil- leri bir arada algılandığı sürece önem- lidir. Ancak 1900'den sonra gelişen müziksel dil, Verdi'nin lirizminden çok, Wagner'in karmaşık yapısına, pohfonik ve kromatik armonisine bağ- lı kahnıştır. Zamanın eleştirmenleri ve akade- misyenleri tarafindan Verdi, Wagner'e kıyasla daha tutucu olarak nitelenmiş- tir. Verdi, olgunluk döneminde gele- neksel yapıyı daha esnekleştirmeye ve müzik eşliğini daha anlatımcı kıl- maya çalışmıştır. Yine de melodisinin gücünden, melodik çizginin görke- minden hiçbir zaman ödün vermez. Requiem'i, birkaç dinsel içerikli şar- kısı ve bir yaylı çalgılar kuvarteti dı- şmda Verdi'nin tüm yapıtlan sahne için yazılmıştır. Hiçbir zaman ne geçmiş ve gelenek ile bağlannı koparmış ne de yeni de- neylere girişmiştir. Geliştirdiği rafıne teknik ile Îtalyan operasını kimsenin ulaşamadığı bir doruğa yükseltmişfir. Romantizmin Îtalyan operasını etkile- yen en önemli öğesi, ulusçuluk kav- ramı olmuştur. Verdi de ilk ünlü ope- rası Nabucco ile başlayarak kendi ulu- sunun şarkı söyleme tekniğini, insan sesi yapısını ve kendine özgü yerel havalannı incelemiş; özel sorunlannı yansıtan konulan işlemiştir. Halk, is- minin baş harfini Italya'run birleşme- si için yaratılan bir deyişin baş harf- leriyle özleştinniştir: Viva Verdi diye bağırmak, "Viva Vîttorio Emmanu- ele,ReD'Italia!" (îtalya Krah çok ya- şa) sözleriyle eşdeğer olmuştur. [email protected] Tuluytıan Ufiurlu ile on bin yü öncesine yolculuk • Kültür Servisi - însanın gezgin yaşamdan yerleşik yaşama geçtiği neolitik dönemin en önemli halkalanndan biri olan 10 bin nüfuslu Çatalhöyük, Tuluyhan Uğurlu"nun müziği ve 120'ye yakın görüntü ile seyirci karşısına çıkacak. Tuluyhan Uğurlu, 9 Ocak 2001 tarihinde saat 19.30'da. Boğazıçi Üniversitesi Kültür Merkezı'nde bir konser verecek. Uğurlu, konserde 'Çatalhöyük: Zamanın Şaşmaz Tiktaklan', 'Ertelenmış Mutluluklar Serüveni", 'Ana Tannça: Doğum Yaşam ve Ölümün Eşsiz Bestesi', 'Bir Şehırdı Geldi Geçti", 'Sonsuzluğu Kovalayan İnsan" bölümlerinden oluşan yeni eserinı seslendirecek. Boğaziçi Mezunlar Derneği'nin Çatalhöyük Dostlan Derneği'yle birlikte düzenlediği konsere, Çatalhöyük kazılannı yürüten Profesör Ian Hodder da katılacak. Günter Grass'ın Yüzyılım'ı Gendaş Kültür'de YUZYtUM I Kültür Senisi - Gendaş Kültür 1999Nobel EdebiyatÖdül'lü Alman yazar Günter Grass'uı kitaplannı yayımlamaya devam ediyor. Yayınevi 'Teneke Trampet', 'Dışi Fare' ve 'Kafadan Doğumlar' adlı kıtaplanndan sonra yazann 'Yüzyılım' romanını da okuyucularla buluşturdu. Yüz ayn bölümden oluşan 'Yüzyılım' ahşılmamış bir konseptin içinde sunulan bir tarih kitabı, bir hikâyeler toplamı ya da bütünlüklü bir roman olarak okunabilır. Kitapta yer alan yüz ayn bölümün her biri 20. yüzyılın bir yılının tek bir olayını anlatıyor. Yazar her bölümde başka bir anlatıcı kullanarak gerçek ve hayalı olaylan zaman zaman yan yana ve iç içe veriyor. Yazarlardan 2000 yılı kitap değeplendirmeleri • ANKARA (AA) - Türkiye'nin önde galen yazarlan, bu yıl okuduklan kitaplan değerlendirdıler. Yılmaz Erdoğan, Alain de Botton'un 'Proust Yaşamınızı Nasıl Değiştirebilir'inı; Cezmı Ersöz, Jean Genct'nın 'Çiçeklerin Meryem Anası'nı; İnci Aral, Özcan Karabulut'un 'Hüzünle Bazı Günler' inı; Nazlı Eray da încı Aral'ın 'Gölgede Kırk Derece'sını bu yıl okuduklan kitaplar arasmda en sevdikleri olarak tanımladılar. Öykü yazan Cemil Kavukçu, William Trevor'un 'Felıcia'nın Yolculuğu'ndan çok etkilendiğini belirtirken Sunay Akın'ın gözdesi ise Akgün Akova'nın yazdığı 'Yıkık Bir Çocuk Bahçesiydi Yüzün' oldu. Siyasal roman tartışmalanna yeni bir soluk getiren Oya Baydar, Nazi katliamından kurtulan bir çocuğun belleğinde yaşadığı hesaplaşmayı anlatan 'Suikast'ı son dönemlerde yazılan en kaliteli yapıtlardan biri olarak değerlendirdi. Sosyolog-yazar Emre Kongar da bu yıl okuduğu kitaplar arasında Macide Tarur'ın 'Bir Tiyatronun Cadısı'nı çok beğendiğini belirttı. Yavuz Tanyeli'nin resim sergisi I Kültür Servisi - Ankara Helikon Sanat Galerisi 3-27 Ocak tarihleri arasında sıradışı ressam Yavuz Tanyeli'nin son yapıtlannı sergilıyor. Özgün fıgür yorumlanyla dikkat çeken sanatçı. yapıtlanna 12 Ağustos 1999 güneş tutulması ve 17 Ağustos Marmara depreminin etkilerini yansıtmış. 'Yeryüzü ince siyah bır tül peçeye bürünüyor. Büyük sarsıntının ve kınlmanın trajik sonucunu yere kapaklanıp kahnış ve sırtına, yıkılan bir minarenın âlemi saplanmış ak bır ölü at simgeliyor...' îlk kişısel sergisini 1982 yılında îstanbul'da açan Tanyeli, aynı yıl Vakko Büviik Resim Yanşması'nda başan ödülünü, 1987 yılında da Günümüz Sanatçılan Sergisı'nde birincilik ödülünü aldı. BUGÜN • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda saat 19.30'da îstanbul Kafkas Dance Gompany'nin gösterisi izlenebilir. (232 98 30)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle