16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 2000 PAZARTESİ HABERLER Çakmakoğlu: Mücadelemiz sürecek • TOMARZA (AA) - Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliğini bozmak için araya fıtne fesat sokmak ısteyenler olduğunu belirterek "Bunlar hüsrana uğrayacaktır. 'Komşu' adı altında bize zehir kusanlara karşı mücadelemiz daima devam edecektir" dedi. Çakmakoğlu. Kaysen'nin Tomarza ilçesine bağlı Dadaloğlu beldesinde düzenlenen "12. Dadaloğlu Kültür ve Sanat Şenlıklen"ne katıldı. Kİ'de kimya mühendisliği kongresi • Istanbul Haber Servisi - lstanbul Ünıversıtesi (IÜ) öncülüğünde düzenlenen 4. Ulusal Kjmya Mühendisliği Kongresi bugün ünıversıtenın Avcılar yerleşkesınde saat 09.00'da' başlayacak. İÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu tarafından açılışı yapılacak ve 7 Eylül'de sona erecek kongrede, termodınamık ve enerjı, taşınım olaylan ve ayırma ışlemlen, bıyoteknolojı konulan ele alınacak. ,. t-, .. Doğa Savaşçıları'ndan çevre eylemi • İstanbul Haber Servisi - Doğa Savaşçılan Çevre Örgütü üyeleri, Kilyos'ta ormanlık alanlann kum çıkarılarak tahrip edildiği gerekçesiyle Gümüşdere Aitınkum Ocağı'nda eylem düzenledi. Doğa Savaşçıları Çevre Örgütü Başkanı Zafer Murat Çetintaş, doğarun yoğun şekilde tahrip edildiğini ve yöneticilerin de buna göz yumduğunu savundu. Eylem yap\lan yere gelen Aitınkum Ocağı'nın ortakJanndan Mehmet Yılmaz, bölgenin SÎT alanı ilan edilmesinden sonra çalışmalanna son verdiklerini söyledi. Keşandaki orman yangını • KEŞAN (AA)- Edirne'nin Keşan ilçesinde çıkan orman yangınınm soğutma çalışmalan devam ediyor. Keşan Orman tşletme Müdürlüğü yetkilileri, Gökçetepe iîe Çamlıca köyleri arasında çıkan yangının önceki gün saat 19.00'dakontrolaltına alındığını, soğutma çalışmalannın sürdüğünü bildirdiler. Yetkıliler, "Yaptığımız tespitlere göre 710 hektar çam ormanı yandı" diye konuştular. TGRT'den açıklama • Haber Merkezi-TRT Genel Müdürlüğü Basın Danışmanlığı. gazetemizin 28 Ağustos 2000 tarihli sayısında sinema sanatçısı Tank Akan'la yapılan röportajla ilgili olarak bir açıklama yaptı. Açıklamada özetle şöyle denildi: "Buröportajda Sn. Akan. TGRT'nin bir dizi için kendisine astronomik ücret teklifi yaptığını ifade ederek TGRT'ye bazı haksız iddialar da yöneltmiştir. Akan'ın röportajda değindiği gibi kendisine hiçbır TGRT yetkilisi tarafından herhangi bir dizi projesi teklifınde bulunulmamıştır." CHP Genel Şekreteri, SPY'ye karşın ellerinden geleni yaptıklannı söyledi ÇHP'ye Bberal tüzük geüyor MUTLUSEREIİ ANKARA-CHP Genel Sek- reteri Tarhan Erdem, CHP'de yaklaşık 9 aydır sürdürülen tü- zük değişildiği çalışmalannın artık son aşamasına geldiğini belirterek, "Siyasi Partiler Ya- sasTrun (SPY) bütün olanakaz- lıklanna karşın oidukça ser- best, özgüıiûkçü ve demokrat bir tüzük taslağı hazuiadık" dedi. 30Eylül-l Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek tüzük kurul- tayına hazırlanan CHP'de, ey- lül ayı, tüzük çalışmalanna yö- nelik yoğun toplantılarla geçe- cek. Mart ayından itibaren ger- İP'den açıklama çekleştirilen tüzük ıl ve bölge toplantılannda örgütün öne çı- kan görüşleri genel sekreter Tarhan Erdem ile hukukçu par- ti meclisi (PM) üyeleri Onder Sav ve Demet Işık tarafından konulanna göre aynlarak mad- deleştirildi. CHP Merkez Yönetim Ku- rulu (MYK), 11-12-13-14 Ağustos tarihlerinde Ürgüp'te toplantı yaparak hazırlanan ılk taslağı değerlendirdi. Orgüp toplantısında oidukça sert tar- tışmalar yaşandığı, bazı MYK üyelerinin üst birimlenn alt bi- rimleri görevden almasına yö- nelik düzenlemeye karşı çıktı- ğı belirtildi. Uzun tartışmalardan sonra hazırlanan ikinci taslak ise 27 Ağustos'tan itibaren yeniden bölge toplantılarına sunuldu. Bugüne kadar 6 bölge toplan- tısı gerçekleştırildi. Kurultay delegelerinin katıldığı bölge toplantılannın Ankara ayağı bugün Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde saat 13.00'te yapılacak. CHP'de tüzük taslağı üzerin- deki çahşmalar, 6-7 Eylül'de PCIS Otel'de gerçekleştirilecek il başkanlan toplantısı ve 12-13 Eylül'de gerçekleştirilecek PM toplantısıyla sürecek. Tüm il- lerden kurultay delegesi olan temsilcılerden oluşacak geniş katılımlı "Kurultay Komisyo- nu"nun 26 Eylül'de yapacağı toplantının ardından son hali verilecek tasan 30 Eylül-1 Ekım tarihlerinde Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'ndaki ku- rultaya sunulacak. 'Taslak kabul gördü' CHP Genel Şekreteri Tarhan Erdem, ocak ayında hazırlana- rak tartışılması amacıyla örgü- te gönderilen tüzük çerçeve taslağının genel kabul gördü- ğünü ancak maddeleştirilmiş halinin bir kez daha tartışılma- sı gerektiği için yeniden bölge toplantılan düzenlediklerini söyledi. Türkiye'de SPY'nin, partilerin siyasal yaşamlannın zenginJeştirilmesini büyük öl- çüde zorlaştırdığını vurgulayan Erdem, "Buna karşın partimiz kanunlara saygılı olduğu için bir sivil ıtaatsizüğe yönelmedi Bu koşullarda elimizden geleni yapük" dedi. Erdem, yerel kongrelerin o yöredeki kararlarının parti po- litikası olarak kabul edılmesi. üst birimlerin alt birimleri gö- revden alamaması gibi konu- larda çok önemli adımlar attık- lannı belirterek, oidukça ser- best, özgürlükçü ve demokrat bir tüzük taslağı hazırladıklan- nı söyledi. Balıbey için 26yıl hapis istemi tstanbul Haber Servisi - tşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Tayfun Tabakoğlu. tstanbul Milli Eğitim Mü- dürlüğü'ndeki şeriatçı, ırkçı ve vur- guncu kadrolaşmaya dikkat çekerek, Danıştay2. Dairesi'nin 19Nisantari- hinde, tl Milli Eğitim Müdürü Omer Balıbey'in ve 36 üst düzey bürokratın ağu hapis cezasıyla Kocaeli AğiT Ce- za Mahkemesi 'nde yargılanmasına ka- rar verdiğini açıkladı. lstanbul Milli Eğitim Müdürlü- ğü'ndeki gericı kadrolaşmayla ilgili bir basın toplantısı düzenleyen Taba- koğlu, Danıştay'ın. 1999 yılında Mil- li Eğitim Bakanhğı müfettişlerirun ha- zırladığı rapora ve iki ayn fezlekeye dayanarak, Balıbey'in 26 yıl hapis is- temiyle ağır ceza mahkemesinde yar- gılanması yönünde karar aldığmı söy- ledi. Tabakoğlu, "sahte evrak düzen- lenıe, atama ve yer değiştirmelerde yö- netmeliğe a> kın davranma, okuüarda toplanan eğitime katkı paylannı am- metine geçinne" gibi suçlardan yargı- lanacağını belirttiği Balıbey'i "suç makinesi" olarak tanımladı. Tayfun Tabakoğlu, Milli Eğitim Ba- kanlığı Müsteşan BenerCordan'ın da DSP-ANAP hükümeü döneminde, pa- zarlık sonucu bu göreve geldiğini ve hakkında hazırlanan 3 rapora karşın soruşturulmadığını söyledi. GrevdeldEminönü işçilerinedestek DtSK'e bağlı Nakjiyat-İş Sendikası Başkanı AM Rıza Küçükosmanoğlu ve 40 üye, grevlerinin 7. gününde olan Genei-tş'e bağb Eminönü Belediyesi işçilerine destek ziyaretinde bulundular. Maddi ve manevi olarak Eminönü işçisinin vanında okhıklanra betirten Küçükosmanoğlu, hüküınetin tstanbul ve tzmir'deki grevleri erteleyerek "grev kıncıhğı' yaptığını söyledi. Hükümetin işçileri, sermayenin insafına bıraktığuu ifade eden Küçükosmanoglu. "Hükümet emperyalizmin, IMFnin emirlerine uvuyor, işçisini açuğa ve zulme terk ediyor" dedi. Genel-lş Sendikası 7 INo'hı Şube Başkanı Ismail Yurtseven de beledije yetkiüleriyle bugün göriişeceklerini söyledi. (Fotoğraf: YEŞlM GÜL) Adliyeleri yoğun günler bekliyor İSTANBUL (AA) - Yeni adli yılda Istanbul'daki adliyeleri yo- ğun bir iş yükü bekliyor. 6 Eylül Çarşamba günü başlayacak yeni adli yılda. Egebank'ın eski sahi- bi Yahya Murat Demirel, bazı kredi işlemleriyle Bankekspres'i dolandırdığı, Yurtbank'ın eski sahibi AIi Avni Balkaner de ban- kadan şirketlerine usulsüz kredi verdiği gerekçesiyle lstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez heyet karşısına çıkacak. Mendil satan 10 yaşındaki kız çocuğu Leyla Alkış'ı derin don- durucuya kapattıklan öne sürii- len, eski Beylikdüzü McDo- nald's Müessese Müdürü İnan Ünal ile görevli Vedat Beşli'nin 'Hürrij'eti tahdit' suçundan yar- gılanmasına Bakırköy: 'Tarihi Vefa Bozacısı' Hüseyin Vefa'nın ölümünden sonra eşi Adakt ve oğlu Cem Ziya Vefa arasında çı- kan anlaşmazlıkta 1 kişinin öl- dürülmesiyle ilgili davaya Be- yoğlu adliyelerinde başlanacak. "Gaziosmanpaşa Belediye- si'oe ait 4 taşınmazı usulsüz sat- üklan" gerekçesıyle dönemin lstanbul Büyükşehir Beledıye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belediye Başkanvekili ABMüfit Gürtuna ve Gaziosmanpaşa Be- lediye Başkanı Recep Koralhak- kındaki dava da tstanbul 11. As- liye Ceza Mahkemesi'nde görü- lecek. Devam eden davalar 'Kumarhaneler kralı' olarak tanınan Ömer Lütfü Topal'ın 4 yıl önce Sarıyer'de öldürülme- siyle ilgili 4'üözel timci 8 sanı- ğın yargılanmasına Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde; Be- bek'teki bir çay bahçesinde Tev- fik Nurullah .\ğansm ve 3 kişi- nin öldürülmesiyle ilgili 12sanı- ğın yargılanmasına lstanbul 2. Ağu- Ceza Mahkemesi'nde; Be- yazıt'ta 22 yıl önce 7 ögrencinin ölümü, 41' inin de yaralanmasıy- la sonuçlanan bombalama ve si- lahla tarama olayına ilişkin 3 sa- nığın yargılanmasına lstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde; Ga- latasaray-Leeds United futbol maçı öncesi Taksim Meyda- m'nda 2 Ingiliz taraftann öldü- rülmesiyle ilgili 20 sanığın yar- gılanmasına Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde. Bayram- paşa Cezaevi'nde 8 kişinin ölü- müyle sonuçlanan silahlı çatış- maya ilişkin 32 sanığın yargılan- masına Eyüp 1. Ağır Ceza Mah- kemesi'nde devam edilecek. Şehriban Coşkunfırafı 'şej- tana kurban etmek amacnla öl- dürdükleri* öne sürülen 'Sata- nist' 3 sanığın yargılanması ts- tanbul 2. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde. DİSK genel başkanla- nndan KemalTürkler'in 20 y_ıl önce öldürülmesine ilişkin Ü- nal Osmanağaoğlu'nun yargı- lanması da Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürecek. Sendikacı Süleyman Yeter'in gözaltındayken ölümüyle ilgili 3 polisin yargılanması lstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edecek. Yeni adli yılda, işadarru Korkmaz Yiğit'ın eski sahibi olduğu Bankekspres'ten usulsüz kredi verdiği gerekçe- siyle yargılandığı dava Beyoğ- lu 2. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde görülecek. Terörist Mehmet Ali Ağca'nın, 2 ayn soygun ve bir taksinin gasp edilmesi olaylanna ilişkin yar- gılanması da yeni adli yılda Ka- dıköy 1. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde görülecek. CHP tabanı Trogram ve örgüt partisi olalım' lstanbul Haber Servisi - CHP'nin program, tüzük ve örgüt partisi olması ge- rektiği belirtüerek, parti- nin özüne ve geçmişine bağlı kalarak, yeniden ya- pılanması istendi. Partide hukukun, demokrasinin ve saydamlığın egemen ol- ması durumunda, tek başı- na iküdara geleceği vurgu- landı. CHP'nin iki gün süren lstanbul Tüzük Danışma Kurulu toplantısı sona er- di. Genel Başkan AJtan Oymen'in ilk gün katıldı- ğı toplantıda konuşan CHP'liler, partide grupla- nn, kanatlann varlığını ka- bul edip doğal bulmakla birlikte, parti disiplini ve partililik anlayışının önce gelmesi gerektiğinin altı- nı çizdiler. İl ve ilçe yöne- ticilerinin yanı sıra çok sa- yıda PM üyesi, kurultay delegesi ve parti yönetici- sinin katıldığı toplantıda, parti içindeki kanatlar ge- nel merkeze eleştiri yö- nelttiler. Özellikle, genel merkezin hazırladığı tü- zük taslağının dilinin eski olması tepki çekti. Genel Başkan Oymen de, tüzüğe son şeklini verirken parti içindeki farklı gruplarca hazırlanan tüzük önerile- rini de dikkate alıp değer- lendireceklerini söyledi. 30 Eylül'de Ankara'da ya- pılacak CHP Tüzük Ku- rultayı öncesinde konuşan partililer, parti içi birlik, beraberliğe ve siyasi üreti- me ağırlık verilmesini, mücadelenin içe dönük değil, dışa dönük olması- nı, partinin çalışan emek- çi kesimlerle daha sıkı ıle- tişim kurmasını istediler. Türkiye'ninyüzde 85'inin yoksullaştığı bir süreçte, CHP'nin solcu, toplumcu, altı okçu politikalara yö- nelmesi gerektiğine dikkat çeken CHP'liler, hizipçili- ği ve benmerkezciliği eleş- tirdiler. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Ibrahim Kaypakkaya, 9 arkadaşıyla birlikte 196O'lı yıl- lann ortasında öğrencisi ol- duğu Çapa Yüksek Öğret- men Okulu Fikir Kulübü'nü kurdu. Çapa'iı gençler Fikir Kulüpleri Federasyonu'na bağlı bu kuruluş sırasında bir de ABD aleyhtarı bildiri ya- yımladılar. Okul idaresi top- landı, bu 10 öğrenciyi de okuldan attı. Şimdi Avustral- ya'da yaşayan Muzaffer Oruçoğlu, Cumhuriyet Der- gi'de Ibrahim Kaypakkaya'yı anlattığı yazısında bu okul- dan atılma öyküsünü de dile getiriyor. Bildiri nedeniyle okuldan atılma öyküsü genel bir uygulamanın bir okuldaki örneğiydi. Eften püften ben- zer nedenlerle o kadar çok öğrenci okuldan atılmıştı ki! Çapayatılı birokuldu. Bu 10 öğrenci bir anda yersiz yurtsuz ve geleceksız hissettiler ken- dilerini. Yoksul ailelerin çocuk- iarıydılar. Okuyup öğretmen olacaklardı. Tam anlamıyla ça- resiz kaldılar. 196O'lı yıllarda, 1970'li yıllarda, 1980'li yıllarda ve bütün yıllarda Türkiye'yi yö- Muhalefeti Meşru Olmayan Ülke netenler, okulları yönetenler, en küçük bir muhalefetin bile görüldüğü yerde ezilmesi ge- rektiğini düşündüler ve bu dü- şüncelerini acımasızca uygu- ladılar. O ekipten ibrahim Kaypak- kaya ve Muzaffer Oruçoğlu dağa çıktılar. 10 kişilik listeyi tam olarak bilmediğim için o ekipten başka dağa çıkanlar oldu mu bilemiyorum. Kay- pakkaya ve Oruçoğlu, yaşa- dıktarından sonra bu ülkede demokratik bir muhalefet ya- pılacağına inanmıyorlardı.He- nüz 20 yaşın başındaydılar. 12 Mart askeri darbesini yapan- lar, demokratik muhalefet ya- panlarla, dağa çıkanlar arasın- da bir aynm gözetmediler. Muammer Aksoy, Mümtaz Soysal, Altan Öymen, Fakir Baykurt, Can Yücel, Uğur Mumcu gibi birçok aydın, 68'li gençlerle birlikte askeri cezaevine atıldı. Bizim kuşak, muhalefet et- menin, siyasetle uğraşmanın ne kadar tehlikeli olduğunu kendi 40 yıllık deneyi içinde yaşayarak öğrendi; bütün bastırmalann, acımasızlıkların "uçurumun kenarındaki ül- ke"y\ kurtarmak bahanesiyle tezgâhlandığına da defalarca tanık oldu. 12 Mart 1971 dar- becileri, "Atatürkçü reform- \ar"\ gerçekleştirmek için mü- dahale ettiklerini söylemişler- di. 12 Eylül darbecileri de... Başka ülke deneylerine kendi yaşadıklarımız kadar net hâkim değiliz. Orada da ben- zer şeyler yaşanıyor mu, tam anlamıyla bilemeyiz. Bizim ül- kemizde, tehdit altında bulun- ma sendromu bütün egemen- lik ilişkilerine yön veriyor. Top- lum da buna alışmış durumda; mutlaka, bir yerlerden ülkeyi uçuruma yuvarlamak amacıy- la tehdit geleceğine inanıyor. Bu bir düşünce tarzı olarak beyinlere işlemiş. Bu tehdide karşı, bu nedenle bizi birileri- nin koruması gerekir. Benim aklımın erdiği günden beri böyle bir atmosfer içinde ya- şıyoruz. Şöyle bir geriye dönüp yol- culuk yapın. Gazete başlıkla- nnı karıştınn. 50 yıl önceki bir gazete başlığındaki "78 vafan haini komünist yakalandı" ha- beriyle yolculuğa başlayabilir- siniz. Yolculuğunuz uzargider. Tehdit bitmemiştir, düşman tü- kenmemiştir. Yalnızca adı de- ğişmiştir. Bu konuda en iyi ter- biyeyi McCarthy dönemi ABD'sinden aldığımızı da unutmayalım. Gün oldu, ko- münistleri tehdit görüp hapse tıkan Menderes'in kendisi asıl tehdit haline dönüştü, idam edildi. Gün oldu, Islamcı ce- maat temsilcilerini pariamen- toya taşıyan Demirel, "Şeri- ata karşı mücadele"n\n önde gelen aktörü rolünde sahneye çıktı. Bütün bu uzun yolculuk içinde değişmeyen tek şey var: Bu baskıcı rejimin temel direklerinin mantığı hiç değiş- medi. Onlar, baskı yapmayı, özgüriük isteyeni susturmayı başanyla savundular ve uygu- ladılar. O andaki düşmanlan- nın kimliği bu açıdan hiç önem taşımadı. Önemli olan, kendi hukuksuzluklan ve zorbalıkla- n içinde egemenliklerini sür- dürebilmeleriydi. Bunun için fazla zoriandıklan da söylene- mez. Çünkü her zaman "asıl düşman'a karşı toplumun di- ğer kesimlerinden destek sağ- layabildiler. Dünya değişiyor. Devlet-in- san ilişkileri yeni boyutlar ka- zanıyor. Türkiye'ye yön veren mantık ise değişmemeye ça- balıyor. Değiştiği zaman "ken- disine ihtiyaç kalmayacağı" endişesini taşıyor. Ibrahim Kaypakkaya ve 9 arkadaşını 40 yıl önce sırf bir dernek kur- duğu için sokaklara atan anla- yış bir adım ileriemedi. Onlan okuldan atanlar aynı kafayla bugün de egemenliklerini sür- dürüyorlar. Sanki artık bu filmin son sahnelerini oynuyoruz gibi bir his içindeyim. Herkes Mer- sin'e giderken biz ne kadar tersine gidebiliriz kü? 2000^Lt YILLARDA ERDAL ATABEK .. Banş Bir Kültürdür. Savaş da kendi başına bir kültürdür, banş da. Sa- vaş ve banş, iki ayn kültürdür. Dünya tarihinde 'sa- vaş', hep kutsanan, yüceltilen bir kültür olmuştur, 'banş' ise özlenen, sözü edilen ama ulaşılamayan bir ütopya. Geçmiş binyıllarda savaşı erkekler istemişlerdir. Savaş, erkekler için yükselme olanağı, rütbe, gani- met, servet demektir. Kadınlar ise savaşı değil, banşı istemişlerdir. Çün- kü banş, erkeklerinin yanlannda olması, çocuk do- ğurmalan, çocuklanna güvenlik içinde bakmalan demektir. Daha sonraki yüzyıllarda savaş, başka ülkeleri ele geçirmek isteyen kolonici ülkelerin istediği bir sö- mürge savaşı olmuştur. Sömürge durumundaki ül- keler için de özlem, 'kurtuluş savaşları' olmuştur. Günümüzün savaşlan ise artık büyük sermaye ve sermayenin büyük ülkeleri tarafından hazırianıp sö- mürülmek istenen ülkelerin başına bela edilmekte- dir. Bir savaşın bitip de yenenlerle yenilenler arasın- da imzalanan antlaşmaya ulaşması 'banş' değildir. Çünkü banş başka bir kültürdür. Banş kültürü, şimdilik, toplumlar tarafından tanınmamakta, bilin- memekte, yaşama ekseni kılınmamaktadır. 'Şimdi- lik' diyorum, çünkü banşın ne denli önemli bir şey olduğu er geç anlaşılacaktır. 1 Eylül Dünya Banş Günü'ne gene silah sesleriy- le girdik. Geçen hafta bir aşiret düğününde silahla- nn takır takır atışını ekranlarda gördük. Vali yardtm- cısı da atış yaptığı için haber olmuştu. Vali yardım- cısı hoş bir şey de söylüyordu: "Ikram ettiler, kırmak olmazdı." Oralan bilmeyenler anlayamaz, ama söy- tenen doğrudur. O düğünde silahı "Buyur bey, sen deat" diye ikram ederler, geri çevirirsen kınlmaktan hakaret saymaya kadar yanlış bir olay olur. Silah at- manın yiğitlikle eşdeğer sayıldığı bir kültürde banş- tan söz etmek de korkaklık sayılır. Çünkü banş başka bir kültürdür ve asıl cesaret 'banşçı olmakta yatar. Çünkü, 'banş kültürü', bir arada yaşamayı kabul etmektir. Çünkü, 'banş kültürü', kendini üstün görmekten vazgeçmektir. Çünkü, 'banş kültürü', sorunlann çözümünde şid- detten başka bir yol aramaktır. Çünkü, 'banş kültürü', başkalannı anlama isteği- dir. Çünkü, 'banş kültürü', kendinden başkalannın da hakJan otduğunu kabul etmektir. Çünkü, 'banş kültürü', yaklaşmak ve yakınlaş- maktır. Çünkü, 'banş kültürü', ötekilere eşitlikle bakabil- mektir. Ve bütün bunlar, büyük cesaret isteyen davranış- lardır. Oysa savaş, uzaklaşmak, kendinden başkalannı yaşamaya değmez' saymak, onlan öldürerek, ya- ralayarak, esir alıp küçülterek egemen olmak, ken- di üstünlüğünü kabul ettirmek, kendi haklannı tek hak olarak görmek ve göstermektir. Savaşın temel dinamikleri korku, üstün olmak ve ezmektir. Banşın temel dinamikleri ise cesaret, eşitlik ve bir- likte yaşamaktır. Onun için de banş ayn bir kültürdür. Bu kültür olmadan, istediğiniz kutlamayı yapın, is- tediğiniz övgüyü yagdınn, banş kültürünü yarata- mazsınız. Bugün, Amerika'da da, Batı'da da banş kültürü yoktur, savaş kültürü vardır. Hayatın içinde yaşayan savaş küttürünün merkezleri büyük şirketlerdir, or- dulan da bu şirketlerde çalışanlardır. Bütün şirketler, çalışanlanna 'savaşçı' gözüyle bakmakta, öyle olduklan yolunda eğitmektedir. On- lar 'yeni savaşçılar' olarak ülkeleri, toplumlan ve in- sanlan 'fethedecekler'dir. Yeni fetihler gündelik hayatın içinde olmaktadır. Ve insanlar kolalaria, fast-food'larla, ayakkabılar- la, arabalarla fethedilmektedir. Karşı çıkmaya cesa- retleri bırakılmamıştır. İnsanlar televizyonlaria, sinemalaria fethedilmek- tedir. Bu yeni fetih stratejisi, gönüllü esirler yaratmak- tadır. İnsanlar paralanyla ve kendi istekleriyte yeni sa- vaş esirleri olmaktadır. İnsanlar, kendilerini üstün kılmak için, kendi çıkar- lannı haklı kılmak için, sadece kendi çıkarlan için, başkalannı hiç düşünmeden, kimseye hak verme- den, farkına da varmadan bu savaşa katılmakta, 'savaşçı' olmaktadır. 'Daha üstün olmak', 'en üstûn olmak', özünde şiddet dolu yeni bir savaş kültürüdür. Onun için de, dünyanın ve insanın yeniden 'banş kültürü'ne gereksinmesi var. Hemen, şimdi ve her yerde... E-mail: erdal.atabek(a mynetcom.tr Fax: 0212 513 90 98 Yazıcıoğlu 'Demirel'e iş bulma gayreti ülkeye zarar verir' HASANKIZ1LTAŞ ELAZ1Ğ - Merkez Valisi Recep Yazıcıoğ)u. eski Cumhurbaşkanı Sfileyman Demirel'in ombudsman olmasına ilişkin tartışmalara de- ğinerek "Süleyman De- mirel 30 yıl boyunca ûl- kede iktidar ve muhale- fet rolü üstlendi. Önce bu 30 yüm iyi tahlil edü- mesi lazun: neiergetirdi, neler götürdü. Demirel siyasete girmesin de ona da bir iş bulahm denilir- se ülke zarar görür" di- ye konuştu. Yazıcıoğlu, sistem değişmeden om- budsmanlık uygulama- sınm yapılamayacağını söyledi. Merkez Valisi Recep Yazıcıoğlu bir açılışa katılmak üzere gittiği Elazığ'da basın men- suplanmn sorulannı ya- nıtladı. Öncelikle ülke- de bir sistem sorunu ya- şandığmı vurgulayan Yazıcıoğlu, "Bu sistem değişmehdir. Siyasi par- tilerin oligarşik yapısı, ceza sistemimiz değlş- melidir. Eğer ülkede baklava, tişört çalana ağu- cezalar verilip ka- mu malını yağma edene ödülveriUyorsa bu iş yû- rümez. tlkede s«tygu- nun, vurgunun, çetele- rin yok olması, demok- ratik sisteme geçilerek yönetime halkı da kat- mak gerekir. Bu sistem ûlkeyi ileriye götürür" dedi. Bu konulan herke- sin bildigini, ancak hiç- bir şey yapmadığıru be- lirten Yazıcıoğlu, "Bun- lan yapacak siyasi irade ve güç yoktur. Hükû- metler de değismesi ge- rekriğini ifade ediyor. Ancak değiştirecek bir baba\iğit henüz ortaya çıkmadı" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle