Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19EYLÜL2000SAU
8 HABERLER
Aslıtürk
duruşması
erteJendi
• LONDRA(AA)-
Türkiye'nin iadesini
istediği eski Şişti
Belediye Başkanı Gülay
Ashtürk ile ilgilı olarak
Londra'da dün başlayan
duruşma, son dakıkada
ortaya çıkan 6 yenı
suçlamaya ilişkın
eksiklerin
gidenlebilmesi ıçin 26
Şubat 2001 tarihine
ertelendi. Bow Street
Sulh Mahkemesi'nde
başlayan duruşmada
yargıç, iddia ve savunma
makamlanndan bu süre
içinde dosyadaki
eksikJeri
tamamlamalannı ve 7
Arahk 2000 tarihinde
kendisinin başkanlığında
yapılacak ön oturumda
bir araya gelmelenni
istedi.
Egftfm Bakanlığı
IşbîPlîğf
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Marmara Depremı
sonrası UNICEF
tarafindan başlatılan
Psiko Sosyal Okul
Programj genişliyor.
Programm 2000-2001
eğitim-öğretim yılında
daha çok çocuğa
ulaşmasını sağlamak için
bugün Milli Eğitim
Bakanlığı ile UNICEF
arasında bir protokol
imzalanacak.
UNICEF'in deprem
sonrası başlattığı acil
yardım programmın bir
parçası olan Psiko
Sosyal Eğitim Programı
çerçevesinde geçen yıl
15 saatlik bir program
mevcut derslere
eklenmiş ve agır
travmalar için rehber
öğretmenler tarafindan
seanslar dü2enlenmişti.
Bütün çalışmalann aile
ve öğrencilerle beraber
yürütüldüğü program
yaklaşık 13 bin
öğrenciye ulaştı.
Havel,
Tüpkiye'ye
geüyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Çek Cumhurbaşkanı
Vaclav Havel,
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in davetlisı
olarak 10 Ekim 2000
tarihinde Türkiye'ye
geliyor. Havel'e Bilkent
Universitesi'nde
dûzenlenecek törenle
fahri doktora verilecek.
Danıştay
seçiminde
sonuç alınamadı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Erol Çırakman'ın yaş
haddinden emekliye
aynhnası nedeniyle
Danıştay Başkanlığı için
yapılan seçimlerde dün
sonuç alınamadı.
Danıştay Genel Kurulu.
Çırakman'ın emekliye
aynhnası nedeniyle
boşalan başkanlık
seçimleri için toplandı.
Seçimlerde l.Daire
Başkanı Harun
Çetintemel, 5. Daire
Başkanı Nuri Alan, 6.
Daire Başkanı Gürbüz
Önbilgin ve 9. Daire
Başkanı Uzdem Akyüz
başkanlık için yanştılar.
Her biri 4 oylamadan
oluşan 10 tur sonucunda
biçbir aday, salt
çoğunluk olan 44 oyu
alamadı. Turlardan
birinde 5. Daire Başkanı
Nuri Alan, 40 oya ulaştı.
Arcayürek, kitabında DemireViKöşk'e taşıyan sürece ve dönemin karanlıkta kalan noktalanna ışık tutuyor
'Çiller'in çaresine bakacağım'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yazan Cüneyt Arcayürek 'in,
Tiirk siyasalyaşamımn yakın tarihine ışık tuttuğu "Büyüklere Masallar,
Küçüklere Gerçekler" diztsinin 4. kitabı olan "Bekieyen Adamın
Gerçekleşen Düşü " adlı kitabı yayımlandı. Arcayürek, kitabında, DYP-
SHP hükümetinin Çankaya Köşkü 'yle itişkileri ile 1993 yılında Turgut
özal'ın ölümünden sonraDemireVi Cumhurbaşkanlığı'na taşıyan
sürecinperde arkasını açıklıyor. Arcayürek, aralannda Demirel,
Hüsamettin Cindoruk, fsmet Sezgin, Erdal Inönü ve Cavit Çağlar'ın da
bulunduğu dönemin önemli styasetçileriyle yaptığı görüşmeler, raporlar
veyazışmalara da kitabında yer veriyor.
" 11 ciltlik bu kitap dizisini yazarken amacım; yakın geçmişi ileride araştıracaklara ve daha
da önemlisi genç gazeteciler ve nesillere günümüze küçük bir ışık tutacak nitelikte yardımcı
olmaktı. Bu dizilerdeki olaylar, söyleşi ve söylemler birinci elden edindiğim bilgüeri, notlan
içeriyor. Kitaplarda adı geçenlere İcarşı kimilerinin öne süreceği gibi doğrudan bir
'düşmanca tavnm' ya da o kişilerin olaylara bakışlannı saptırma gibi bir niyetim olmadı,
olamaz da. 50 yıllık meslek yaşamımda bugüne kadar yazdığım her haberi ve yazıyı
doğruluğuna inanarak yazdım. O haber ve yazılar iddialan değil, gerçekleri yansıttı. Aksine
görüşler, kimilerinin gerçekleri saptırma saplantısından başka bir şey olamaz."
Başbakan DemireTin "partiye yeni ve
genç bir çehre kazandırma uğruna" par-
tiye alıp önce mılletvekılı, sonra bakan
yaptığı Tansu Çiller'den memnun olma-
dığı, gelen haberler arasuıdaydı. Birkaç
kez, çevresindeki bürokratlara, hüküme-
te ters düşen kimi hareketlenne değine-
rek Demırel'e bu kadından kurtulmasını
salık veren konuşmalar yaptun. Çıller'i
onaylamadığı ve ilk fırsatta kurtulmaya
çalıştığı söylenebılırdı. Her seferinde ba-
na, "Çaresine bakacağım'* dıyordu.
"14 Haziran 1993'te gekti" diye söze
başladı Demirel, "Şuraya oturdu" diye
sürdürdü. Eliyle konut olarak kullanılan
Köşk binasının çalışma odasındaki yu-
varlak masantn sağında kalan koltuğu
gösterdi. Sağında kalan koltuğa oturan;
Cumhurbaşkanı'ndan sonra DYP Genel
Başkanlığı'na seçılen ve başbakanlık gö-
revine getırilmek üzere olan Tansu Çil-
ler'di. Demirel, "Başbakanhk görevi ve-
receğun" dedı.
Söyleşinin önemli vurgulamasını De-
mirel, Çiller'e şu cümleyle yaptı:
"Mal varhğın senin başuu çok ağrrta-
cak!"
Demırel'in kabulleri yaptığı çalışma
odasındaydık. Bir akşamüzeriydi. Kris-
tal avizelerden ışıklar saçıhyordu çevre-
Tansu'yu ben bela ettim1
Konu günceldi ve Çiller yönetimiyle il-
giliydi. Eleştirileri, şikâyetleri sıralamış-
tım Demirel'e, dikkatle dinledi. Hiçbiri-
ni yadsımadı. Sonra yavaş, pesten bir ses-
le; Tansu'yu ülkenin başuıa ben bela et-
tim" dedi.
Yüzüme bakıyordu bu cümleyi söyler-
ken. O sırada bende bıraktığı izlenim;
çok ıçtendi, çok da üzgün. Sesi ıstırap
yûklüydü.
Bakışlan, ne diyeceğimi sorar gidiydı.
Ne diyebilirdim ki, başka konulara
geçtik. ^
öıden'l de çlleden çıkardı
Yekta Güngör Özden, Ozal'dan sonra
kendisini en fazla uğraştıran siyasetçinin
Tansu Çiller olduğunu söylüyor.
"Bir sryasetçi dostum, ikisi için 'farklı
cinsiyette ohnalanna rağmen aynı elbise-
yi giyebileceklerini' sövlemişti diyor. Son-
ra yargısuu aktanyor Özden: Gerçekten
de ikisi aynı kişilikte; birisi erkeği, diğeri
dişisi." Oysa Çiller'in sınır tanımaz küs-
tahlığına Yekta Güngör Özden gibi er-
demli, terbiyeli bir insan bile dayanama-
mıştı. Bana anlattığı olay:
Ozelleştırme yasalanndan biri yine
anayasaya aykırı bulunarak Yüksek
Mahkeme tarafindan iptal edilmişti. Tan-
su Çiller, Özden'i aradı ve mahkemenin
aldığı karann amaçlı olduğunu içeren
ağır sözler söyledi.
Özden, belki de yaşamı boyunca hiç
kimseye, özellikle bir kadına yapmadığı
bir hareket yaptı:
Çiller'e, hakarete varan sözcüklerle
yanıt verdi ve konuşmasına olanak ver-
meden telefonu yüzûne kapattı!
'Mumcu'da adres iran'dı'
- 1993 yılının şubat ayı boyunca Mum-
cu'nun karillerini keşfetmeye çalıştık. Sa-
dece biz Cumhuriyet ailesı değıl, sadece
Türk basını, aydını, sıyasetçisi değil, hü-
kümet bütün gücüyle katillerin hiç de-
ğilse kimliğini, milliyetini saptamak için
uğraşıyor. Ne bir iz ne de küçük bir işa-
ret.
Yok! Ne ki, hükümet daha çok "chşa-
ndan gelen katiUer"le olay arasında bağ-
Demird,
"DYP'yeyeni
ve genç bir
çehre
kazandırma
uğruna",
partiye alıp
önce
miflerveküi,
sonra bakan
yapüğı Tansu
ÇiBer'den
memnun
değiküve
"Tansu'yu
ülkenin başına
ben bela
ettim"
diyordu.
Susıoiuk'ta Tansu Çükrtmfi16 Ocak 1998, Çankaya
Köşkü. Demirel'le bir saat sö-
ren söyleşide değişik konula-
ra değindik.
Konular günceldi. Hem de
siyasal olaylarla birlikte kimi
kişilerden de söz ediyorduk.
Tabii, Tansu Çiller'in de adı
sık sık geçiyordu. Bir ara, öy-
le bir noktaya geldi ki söyleşi,
geçmişe dönük kimi anılannı
aktarmaya başladı Cumhur-
başkanı.
Aynen şöyle dedi:
"Tansu Çffler hükümet ol-
duktan (1993) bir süre sonra
bana geldi. Şuradaki kottuğa
oturdu. 'Ben terör ışinı özel
harekât timleri ile çözeceğim'
dedi Bak, dedim kendisine
'Özel timier gün gelir, başına
bela olur. Bunlara hâkim ola-
mazsın. Her çeşit iş gelir başı-
na, bu memleketin iki ordusu
yok. Terörü bu orduyla çöze-
ceksin.' GHti, GeneDoırmay
Başkanı Doğan Güreş'le, öte-
ki komutanlarla öyle kaynaşü
kL"
Devletin yönetim kaüannda
açıktan söylenmeyen "ismi"
artık biçimlendirebiliriz.
Demirel, 1993'te başlayan
olaylar zincirinin oluşmasına
"Sözlü oiarak kimin tatimat
verdigmi'' bu ifadesiyle ortaya
koyuyordu.
Çiller, polisteki şahinlere
yol veriyor, beri yandan da or-
du ile içli dışlı konuma geliyor,
'takdeyineeşakdryerekheris-
teğini yerine getiren'lerle Su-
surluk olayma kadar yürüyüp
geliyordu.
lantı kurarak sonuca gitmeye çalışıyor.
Yakalanan kimi kişilerin ifadelerinden,
Mumcu'yu Iran tslam rejiminin öldür-
düğü sonucunu çıkanyor. Daha doğrusu
kimi kanıtlann Tahran'ı ışaret ettiğine
inanıyor. Demirerie sık sık Mumcu cina-
yetini konuşuyoruz. Tabii Başbakan çok
dikkatli. Bir açıklama yaparken kesin bir
sonuç söylemiyor. Zira hemen her şey
daha çok varsayımlara dayanıyor. Ufak
tefek bilgilerin toplanmasıyla ortaya çı-
kan varsayunlara.
Ne ki; Üğur laiklik konusunda son de-
rece duyarlı bir yazar. "Rabrta" gibi ki-
taplan var. Irticahareketlerine sık sık de-
ğinmesi (Salman Rüşdü'ye ölüm ferma-
nı çıkaran) Tahran'ı akla getiriyor.
Demirel, tran olasılığını reddetmiyor
özel söyleşilerimizde. Ama özel söyleşi-
lerde bile açık açık tran'ı sorumlu tutan
bir yaklaşım da göstermiyor.
IsmetSezgin (dönemin Içişleri Bakanı)
daha aynntıh bilgiler vererek Iran'ı artık
doğrudan suçluyor. "Örgüt üyeierinden
bûyük bölümünün sahte ve gerçek belge-
lerie İran'a giderek Tahran ve Kum ken-
ti arasında bulunan 'resmi bir kurumda,
askeri ünıformalı ve etrafı sıkı korunan
bir tesıste' askeri ve teorik eğitim gör-
dûklerini, eğhimin iki ve dört
ayhk sürekri kapsadığnu, eği-
tünlerde ağırlıklı olarak su-
ikastlann gerçekleştirUmesi
konusunun öğretildiğini" açık-
lıyor. Içişleri Bakanı sözünü
şöyle bağlıyor:
"Takip ettikleri yöntemler,
kuüandıklan suç maddeleri ve
seçtikleri hedefler itibanyla
daha evvel işienen ve faili meç-
hul görünen Bahnye Üçok,
Muammer Aksoy ve Uğur
Mumcu cinayetlerinin de bu
örgüt mensuplarınca işlenme-
si muhtemei görülmektedir."
Eşref Bltlls ölünce
sağ fcolum kırıldı'
Demirel-Arcayürek göriiş-
mesinden bir kesit:
CA: Jandarma Genel Ko-
mutanlığı'na Aydın Üter Pa-
şa'yı (Orgeneral Eşref BithYin
uçak kazasında ölmesinden
sonra) getiriyormuşsunuz...
SD: Getiriyoruz.
CA: Nasıl bir asker?
SD: tki tane orgeneral var.
Bir tanesi Hikmet soyadı ga-
liba Özkan. Bir de Ayduı Pa-
şa. Asayiş Komutanlığı yap-
mış korgeneralken. Önce Hik-
met Paşa'yı getirelim dediler,
ama pek heves etmemiş, onun
üzerine Aydm Paşa'yı getirdi-
ler. Baktıİc. Backgroundu pek
iyi. Genelkurmay Başkanı
(Doğan Gûreş), "Liyakarlı
adamdır, bu işi yapar" diyor.
Terör Türkiye'nin en önemli
işidir. Bu görev Türkiye'nin en
önemli görevidir.
CA: Bitlis Paşa'yla terörü
tam boynundan yakalamıştı-
nız.
SD: Ah, evet yakalamıştık.
Bitlis Paşa'nm ölümüyle sağ
kolum kırıldı. Bitlis Paşa nasıl
iyi girmişti işin içine. Cumar-
tesi günü -13 Şubat- ne güzel
şeyler söyledi. "Brarin bu işj"
dedim. Bana şöyle dedi: Me-
rak etmeyin, ilkbaharda bu işi
(PKK terörünü) mutlaka
bitireceğiz. Bende kalan son
sözleri işte bunlar.
Boş diışleri de vardı'
'Özal, Kürtlerle
federasyon
istiyordu'
16 Ocak 1998
Salı gecesi, De-
mirel'le PKK
terörünün artık
düşük düzeye
indiğini ve T-
SK'nin başany-
la PKK terörü-
nün içinden çık-
tığını konuşu-
yorduk.
Cumhurbaş-
kanı'na Ozal'ın
ölümünden bır-
kaç ay önce P-
KK ile banş ve
Kürt federasyo-
nu konulannda-
ki davramşlarını anımsattım.
Ne ki, Özal'ın bir türlü inanmadığım yüzey-
sel sözlerine değinirken "Kürüerie federasyon
konusunu sadecetarnşmaolsun diyeortayage-
tirmediğini'' söyledim.
Bana kalırsa Özal, Türkiye'deki Kürtlerle,
Kuzey Irak'taki Kürtlen bir federasyon bün-
yesınde bir araya getinp Tiirkiye Cumhuriye-
ti'ne bağlamak istıyordu. Boş düşleri de var-
dı. Ömeğin böyle bir federasyon aracılığıyla
Kerkük ve Musul petrol yataklannı yeniden sa-
hiplenmek gibi! Demirel, dinledi söyledikle-
rimi ve yumuşak, olağan bir olayı naklediyor-
muş havası veren bir ses tonuyla "Ben bökü-
meti kurduktan sonra" diye başladı. Belleği-
nin bir köşesindeki o güne aıt sözler; yıllar
sonra, yavaş yavaş canlanıyor ve Demirel din-
gin bir sesle anlatıyor:
"Konuyu bana Turgut Özal açn.
Dedi ki: Biz ikimiz bu meseleyi hallederiz.
Sordum: Nasıl?
Dedi ki: Önce içerde bir şeyler yapanz."
Ben Demirere sordum: Kültürel haklar ve-
saire gibi mi?
Demirel başıyla onayladı ve sürdürdü ko-
nuşmasmı:
"Özal, 'Sonra Kuzey Irak'taki Kürtlerle fe-
derasyon kuranz' dedi. Ben de ona 'Bu, ülke-
nin bölünmesi olur' dedim."
4 Ocak 1988. Demirerie uzun bir görüşme.
Demirel, "Ne var ne yok" diye sordu.
"StsB bir hava" dedim. Özal'ın ne yapaca-
ğını gösteren henüz bir ışaret yoktu. Cumhur-
başkanı seçimine yaklaşık 2 yıl gibi uzun bir
zaman vardı. Ne ki, Özal'ın, Kenan Evren'in
görev süresi tamamlandıktan sonra 8. Cumhur-
başkanı olarak Çankaya'ya çıkacağı basında
yazılıyor, siyasi kulislerde konuşuluyordu. De-
mirel şöyle dedi: "Cumhurbaşkanhğı firsao-
nı kaçırmaz. Doğrusu ben de Turgut Özal'ın
durumunda ve yerinde olsam hemen kendimi
seçtiririm. Zaten bu Odyıl hep Çankaya içinoy-
nayacak, Her uygulama bunu gösterrvwrf
17 Nisan 1993 (Özal'ın ölümünün açıklan-
masmın ardından) Cindoruk-Arcayürek gö-
rüşmesinden bir kesit:
CA: Peki ne olacak şimdi? Esasa gelelim, o
konuya..
HC: Vallahi seçim zor bir işrir.
CA: Senin vaziyetin nedir?
HC: Ben yokum o işin içinde.
CA: Ciddı misin?
HC: Yalnız sana söylüyorum: Baba'yı bu
işin içine itmek lazım.
SAĞLIK İÇİN TEŞEKKÜR
öze\ Isviçre Hastanesi'nde
Kardtolog Dr. Güvenç Yûksel ve Dr. Haldun
Algöz'ün koydukları tanıdan sonra
Doç. Dr. Besim Yiğrter,
Op. Dr. Mahmut Akyıldız,
Op. Dr. Cantürk Çakalağaoğlu,
Op. Dr. Özkan Kantarcı,
Anestezi uzmanları Dr. Asuman Suzer ve Dr. Songûl
Kızılarslan'dan oluşan ekibin başanlı açık kalp
amelıyatıyla (3'lü by-pass) sağlığıma kavuştum. Bu
ekıbe ve yakın ılgısinı, sevgısini eksik etmeyen
Özel Isviçre Hastanesi Başhekimi Dr. Kâzım Taş
başta olmak uzere, Başhekım Yrd. Dr. Mualla Taş ve
Dr. Murat Özdemir, Başhemşıre Esma Sirmacı,
Başhemşire Yrd. Nigâr Karataş, Amelıyathane Sor.
Hemşiresi Necla Anık, Amelıyathane Pompist
Hemşjresi Suna Ziyal, Yoğun Bakım Sor. Hemşiresi
Öznur Biçer, 3. Kat Hemşiresi Hanife Gökay, Halkla
Ihşkiler Md. Ufuk Ekinci, Sekreter Zerrin Birinci,
dostum Idare Md. Alişan Ak'a, Yoğun Bakım ve 3. Kat
servisteki tüm diğer hastane görevlilerine; ameliyatım
sonrasında ilgilerinı, iyi dileklerinı çeşitll yollaria ileten
tüm dostlarıma teşekkür ederim.
ÖNER YAĞCI
ANMA
Sevgili
ENVER
TÜRKOĞLU
(1943-1985)
Bugün eşin, oğulların ve dostların,
hepimiz
seni, aramızdan aynlışının 15. yılında,
kabrinin başında yürekten anacağız.
Nur içinde yat!
BAKAN ÜNLÜ, BÜYÜK ÎKRAMİYENİN 5 TRİLYON OLMASINI İSTEDt
Mîlli PiyangoMa ikramiye tarbşması
Pasomu Kaybettim. Hükümsüzdür
DENİZ TANIŞ
ANKARA (AA) - Milli Piyango
tdaresi, yılbaşı özel çekilişi için
çalışmalara başladı. Idareden
sorumlu Devlet Bakanı Fikret
Ünlü, büyük ikramiyenin 5 trilyon
lira olmasını isterken başlangıçta
büyük ikramiyenin 2 trilyon lira
olmasını planlayan MiUi Piyango
Idaresi, 2001 programını da
dikkate alarak bir rakam belirleme
karan aldı.
Milli Piyango tdaresi'nce
başlatılan 31 Aralık yılbaşı özel
çekilişi için çeşitli alternatifler
üzerinde duruluyor. 31 Aralık
1999 özel çekilişinde büyük
ikramiye olarak 1 trilyon lira
veren Milli Piyango Idaresi'nde
yönetim, başlangıçta bu
yılbaşında ise söz konusu tutann 2
trilyon lira olması yönünde görüş
belirledi. Milli Piyango yönetimi,
2 trilyon liralık büyük ikramiyeye
dönük hazırhklar yaparken
idarenin bağlı olduğu Devlet
Bakanı Fikret Ünlü, yılbaşı özel
çekilişinde büyük ikramiyenin 5
trilyon lira olmasını istedi. Bakan
Ünlü, bu şekilde bilet satışlannın
artacağını ve çok daha ses getinci
bir çekılış gerçekleştirileceğini
behrtti.
Ünlû'nfin önerisine destek
Ünlü'nün 5 trilyon liralık büyük
ikramiye önerisine bayilerden de
destek geldi. Geçen yıl istedikleri
bileti satamayan piyango bayileri
de, baş bayilikler aracılığı ile
kuruma, yılbaşında büyük
ikramiyenin 5 trilyon lira
düzeyinde olması talebirü ilettiler.
Milli Piyango'nun, zaten haftalık
sayısal loto çekilişleriyle 500
milyar, 700 milyar lira gibi
ikramiyeler verdiğine dıkkati
çeken bayiler, yılda bir kez
düzenlenen yılbaşı özel
çekilişinde de ikramiyenin cazip
hale getirihnesi gerektiğini
savunuyor.
Milli Piyango yönetimi ise büyük
ikramiye tutannı Devlet Bakanı
Ünlü ile Sydney Olimpiyatlan
dönüşünde yeniden görüşmeyi
planlıyor. Idare yöneticileri 5
trilyon liralık büyük ikramiyenin,
8. Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'ın
başbakanlığı döneminde, 1986
yılında, ekstra çekiliş ile büyük
ikramiyenin 1 milyar liraya
çıkanlmasmda olduğu gibi ses
getireceğini kabul ediyorlar.