16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19EYLÜL2000SAU 8 HABERLER Aslıtürk duruşması erteJendi • LONDRA(AA)- Türkiye'nin iadesini istediği eski Şişti Belediye Başkanı Gülay Ashtürk ile ilgilı olarak Londra'da dün başlayan duruşma, son dakıkada ortaya çıkan 6 yenı suçlamaya ilişkın eksiklerin gidenlebilmesi ıçin 26 Şubat 2001 tarihine ertelendi. Bow Street Sulh Mahkemesi'nde başlayan duruşmada yargıç, iddia ve savunma makamlanndan bu süre içinde dosyadaki eksikJeri tamamlamalannı ve 7 Arahk 2000 tarihinde kendisinin başkanlığında yapılacak ön oturumda bir araya gelmelenni istedi. Egftfm Bakanlığı IşbîPlîğf • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Marmara Depremı sonrası UNICEF tarafindan başlatılan Psiko Sosyal Okul Programj genişliyor. Programm 2000-2001 eğitim-öğretim yılında daha çok çocuğa ulaşmasını sağlamak için bugün Milli Eğitim Bakanlığı ile UNICEF arasında bir protokol imzalanacak. UNICEF'in deprem sonrası başlattığı acil yardım programmın bir parçası olan Psiko Sosyal Eğitim Programı çerçevesinde geçen yıl 15 saatlik bir program mevcut derslere eklenmiş ve agır travmalar için rehber öğretmenler tarafindan seanslar dü2enlenmişti. Bütün çalışmalann aile ve öğrencilerle beraber yürütüldüğü program yaklaşık 13 bin öğrenciye ulaştı. Havel, Tüpkiye'ye geüyor • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Çek Cumhurbaşkanı Vaclav Havel, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in davetlisı olarak 10 Ekim 2000 tarihinde Türkiye'ye geliyor. Havel'e Bilkent Universitesi'nde dûzenlenecek törenle fahri doktora verilecek. Danıştay seçiminde sonuç alınamadı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Erol Çırakman'ın yaş haddinden emekliye aynhnası nedeniyle Danıştay Başkanlığı için yapılan seçimlerde dün sonuç alınamadı. Danıştay Genel Kurulu. Çırakman'ın emekliye aynhnası nedeniyle boşalan başkanlık seçimleri için toplandı. Seçimlerde l.Daire Başkanı Harun Çetintemel, 5. Daire Başkanı Nuri Alan, 6. Daire Başkanı Gürbüz Önbilgin ve 9. Daire Başkanı Uzdem Akyüz başkanlık için yanştılar. Her biri 4 oylamadan oluşan 10 tur sonucunda biçbir aday, salt çoğunluk olan 44 oyu alamadı. Turlardan birinde 5. Daire Başkanı Nuri Alan, 40 oya ulaştı. Arcayürek, kitabında DemireViKöşk'e taşıyan sürece ve dönemin karanlıkta kalan noktalanna ışık tutuyor 'Çiller'in çaresine bakacağım'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yazan Cüneyt Arcayürek 'in, Tiirk siyasalyaşamımn yakın tarihine ışık tuttuğu "Büyüklere Masallar, Küçüklere Gerçekler" diztsinin 4. kitabı olan "Bekieyen Adamın Gerçekleşen Düşü " adlı kitabı yayımlandı. Arcayürek, kitabında, DYP- SHP hükümetinin Çankaya Köşkü 'yle itişkileri ile 1993 yılında Turgut özal'ın ölümünden sonraDemireVi Cumhurbaşkanlığı'na taşıyan sürecinperde arkasını açıklıyor. Arcayürek, aralannda Demirel, Hüsamettin Cindoruk, fsmet Sezgin, Erdal Inönü ve Cavit Çağlar'ın da bulunduğu dönemin önemli styasetçileriyle yaptığı görüşmeler, raporlar veyazışmalara da kitabında yer veriyor. " 11 ciltlik bu kitap dizisini yazarken amacım; yakın geçmişi ileride araştıracaklara ve daha da önemlisi genç gazeteciler ve nesillere günümüze küçük bir ışık tutacak nitelikte yardımcı olmaktı. Bu dizilerdeki olaylar, söyleşi ve söylemler birinci elden edindiğim bilgüeri, notlan içeriyor. Kitaplarda adı geçenlere İcarşı kimilerinin öne süreceği gibi doğrudan bir 'düşmanca tavnm' ya da o kişilerin olaylara bakışlannı saptırma gibi bir niyetim olmadı, olamaz da. 50 yıllık meslek yaşamımda bugüne kadar yazdığım her haberi ve yazıyı doğruluğuna inanarak yazdım. O haber ve yazılar iddialan değil, gerçekleri yansıttı. Aksine görüşler, kimilerinin gerçekleri saptırma saplantısından başka bir şey olamaz." Başbakan DemireTin "partiye yeni ve genç bir çehre kazandırma uğruna" par- tiye alıp önce mılletvekılı, sonra bakan yaptığı Tansu Çiller'den memnun olma- dığı, gelen haberler arasuıdaydı. Birkaç kez, çevresindeki bürokratlara, hüküme- te ters düşen kimi hareketlenne değine- rek Demırel'e bu kadından kurtulmasını salık veren konuşmalar yaptun. Çıller'i onaylamadığı ve ilk fırsatta kurtulmaya çalıştığı söylenebılırdı. Her seferinde ba- na, "Çaresine bakacağım'* dıyordu. "14 Haziran 1993'te gekti" diye söze başladı Demirel, "Şuraya oturdu" diye sürdürdü. Eliyle konut olarak kullanılan Köşk binasının çalışma odasındaki yu- varlak masantn sağında kalan koltuğu gösterdi. Sağında kalan koltuğa oturan; Cumhurbaşkanı'ndan sonra DYP Genel Başkanlığı'na seçılen ve başbakanlık gö- revine getırilmek üzere olan Tansu Çil- ler'di. Demirel, "Başbakanhk görevi ve- receğun" dedı. Söyleşinin önemli vurgulamasını De- mirel, Çiller'e şu cümleyle yaptı: "Mal varhğın senin başuu çok ağrrta- cak!" Demırel'in kabulleri yaptığı çalışma odasındaydık. Bir akşamüzeriydi. Kris- tal avizelerden ışıklar saçıhyordu çevre- Tansu'yu ben bela ettim1 Konu günceldi ve Çiller yönetimiyle il- giliydi. Eleştirileri, şikâyetleri sıralamış- tım Demirel'e, dikkatle dinledi. Hiçbiri- ni yadsımadı. Sonra yavaş, pesten bir ses- le; Tansu'yu ülkenin başuıa ben bela et- tim" dedi. Yüzüme bakıyordu bu cümleyi söyler- ken. O sırada bende bıraktığı izlenim; çok ıçtendi, çok da üzgün. Sesi ıstırap yûklüydü. Bakışlan, ne diyeceğimi sorar gidiydı. Ne diyebilirdim ki, başka konulara geçtik. ^ öıden'l de çlleden çıkardı Yekta Güngör Özden, Ozal'dan sonra kendisini en fazla uğraştıran siyasetçinin Tansu Çiller olduğunu söylüyor. "Bir sryasetçi dostum, ikisi için 'farklı cinsiyette ohnalanna rağmen aynı elbise- yi giyebileceklerini' sövlemişti diyor. Son- ra yargısuu aktanyor Özden: Gerçekten de ikisi aynı kişilikte; birisi erkeği, diğeri dişisi." Oysa Çiller'in sınır tanımaz küs- tahlığına Yekta Güngör Özden gibi er- demli, terbiyeli bir insan bile dayanama- mıştı. Bana anlattığı olay: Ozelleştırme yasalanndan biri yine anayasaya aykırı bulunarak Yüksek Mahkeme tarafindan iptal edilmişti. Tan- su Çiller, Özden'i aradı ve mahkemenin aldığı karann amaçlı olduğunu içeren ağır sözler söyledi. Özden, belki de yaşamı boyunca hiç kimseye, özellikle bir kadına yapmadığı bir hareket yaptı: Çiller'e, hakarete varan sözcüklerle yanıt verdi ve konuşmasına olanak ver- meden telefonu yüzûne kapattı! 'Mumcu'da adres iran'dı' - 1993 yılının şubat ayı boyunca Mum- cu'nun karillerini keşfetmeye çalıştık. Sa- dece biz Cumhuriyet ailesı değıl, sadece Türk basını, aydını, sıyasetçisi değil, hü- kümet bütün gücüyle katillerin hiç de- ğilse kimliğini, milliyetini saptamak için uğraşıyor. Ne bir iz ne de küçük bir işa- ret. Yok! Ne ki, hükümet daha çok "chşa- ndan gelen katiUer"le olay arasında bağ- Demird, "DYP'yeyeni ve genç bir çehre kazandırma uğruna", partiye alıp önce miflerveküi, sonra bakan yapüğı Tansu ÇiBer'den memnun değiküve "Tansu'yu ülkenin başına ben bela ettim" diyordu. Susıoiuk'ta Tansu Çükrtmfi16 Ocak 1998, Çankaya Köşkü. Demirel'le bir saat sö- ren söyleşide değişik konula- ra değindik. Konular günceldi. Hem de siyasal olaylarla birlikte kimi kişilerden de söz ediyorduk. Tabii, Tansu Çiller'in de adı sık sık geçiyordu. Bir ara, öy- le bir noktaya geldi ki söyleşi, geçmişe dönük kimi anılannı aktarmaya başladı Cumhur- başkanı. Aynen şöyle dedi: "Tansu Çffler hükümet ol- duktan (1993) bir süre sonra bana geldi. Şuradaki kottuğa oturdu. 'Ben terör ışinı özel harekât timleri ile çözeceğim' dedi Bak, dedim kendisine 'Özel timier gün gelir, başına bela olur. Bunlara hâkim ola- mazsın. Her çeşit iş gelir başı- na, bu memleketin iki ordusu yok. Terörü bu orduyla çöze- ceksin.' GHti, GeneDoırmay Başkanı Doğan Güreş'le, öte- ki komutanlarla öyle kaynaşü kL" Devletin yönetim kaüannda açıktan söylenmeyen "ismi" artık biçimlendirebiliriz. Demirel, 1993'te başlayan olaylar zincirinin oluşmasına "Sözlü oiarak kimin tatimat verdigmi'' bu ifadesiyle ortaya koyuyordu. Çiller, polisteki şahinlere yol veriyor, beri yandan da or- du ile içli dışlı konuma geliyor, 'takdeyineeşakdryerekheris- teğini yerine getiren'lerle Su- surluk olayma kadar yürüyüp geliyordu. lantı kurarak sonuca gitmeye çalışıyor. Yakalanan kimi kişilerin ifadelerinden, Mumcu'yu Iran tslam rejiminin öldür- düğü sonucunu çıkanyor. Daha doğrusu kimi kanıtlann Tahran'ı ışaret ettiğine inanıyor. Demirerie sık sık Mumcu cina- yetini konuşuyoruz. Tabii Başbakan çok dikkatli. Bir açıklama yaparken kesin bir sonuç söylemiyor. Zira hemen her şey daha çok varsayımlara dayanıyor. Ufak tefek bilgilerin toplanmasıyla ortaya çı- kan varsayunlara. Ne ki; Üğur laiklik konusunda son de- rece duyarlı bir yazar. "Rabrta" gibi ki- taplan var. Irticahareketlerine sık sık de- ğinmesi (Salman Rüşdü'ye ölüm ferma- nı çıkaran) Tahran'ı akla getiriyor. Demirel, tran olasılığını reddetmiyor özel söyleşilerimizde. Ama özel söyleşi- lerde bile açık açık tran'ı sorumlu tutan bir yaklaşım da göstermiyor. IsmetSezgin (dönemin Içişleri Bakanı) daha aynntıh bilgiler vererek Iran'ı artık doğrudan suçluyor. "Örgüt üyeierinden bûyük bölümünün sahte ve gerçek belge- lerie İran'a giderek Tahran ve Kum ken- ti arasında bulunan 'resmi bir kurumda, askeri ünıformalı ve etrafı sıkı korunan bir tesıste' askeri ve teorik eğitim gör- dûklerini, eğhimin iki ve dört ayhk sürekri kapsadığnu, eği- tünlerde ağırlıklı olarak su- ikastlann gerçekleştirUmesi konusunun öğretildiğini" açık- lıyor. Içişleri Bakanı sözünü şöyle bağlıyor: "Takip ettikleri yöntemler, kuüandıklan suç maddeleri ve seçtikleri hedefler itibanyla daha evvel işienen ve faili meç- hul görünen Bahnye Üçok, Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu cinayetlerinin de bu örgüt mensuplarınca işlenme- si muhtemei görülmektedir." Eşref Bltlls ölünce sağ fcolum kırıldı' Demirel-Arcayürek göriiş- mesinden bir kesit: CA: Jandarma Genel Ko- mutanlığı'na Aydın Üter Pa- şa'yı (Orgeneral Eşref BithYin uçak kazasında ölmesinden sonra) getiriyormuşsunuz... SD: Getiriyoruz. CA: Nasıl bir asker? SD: tki tane orgeneral var. Bir tanesi Hikmet soyadı ga- liba Özkan. Bir de Ayduı Pa- şa. Asayiş Komutanlığı yap- mış korgeneralken. Önce Hik- met Paşa'yı getirelim dediler, ama pek heves etmemiş, onun üzerine Aydm Paşa'yı getirdi- ler. Baktıİc. Backgroundu pek iyi. Genelkurmay Başkanı (Doğan Gûreş), "Liyakarlı adamdır, bu işi yapar" diyor. Terör Türkiye'nin en önemli işidir. Bu görev Türkiye'nin en önemli görevidir. CA: Bitlis Paşa'yla terörü tam boynundan yakalamıştı- nız. SD: Ah, evet yakalamıştık. Bitlis Paşa'nm ölümüyle sağ kolum kırıldı. Bitlis Paşa nasıl iyi girmişti işin içine. Cumar- tesi günü -13 Şubat- ne güzel şeyler söyledi. "Brarin bu işj" dedim. Bana şöyle dedi: Me- rak etmeyin, ilkbaharda bu işi (PKK terörünü) mutlaka bitireceğiz. Bende kalan son sözleri işte bunlar. Boş diışleri de vardı' 'Özal, Kürtlerle federasyon istiyordu' 16 Ocak 1998 Salı gecesi, De- mirel'le PKK terörünün artık düşük düzeye indiğini ve T- SK'nin başany- la PKK terörü- nün içinden çık- tığını konuşu- yorduk. Cumhurbaş- kanı'na Ozal'ın ölümünden bır- kaç ay önce P- KK ile banş ve Kürt federasyo- nu konulannda- ki davramşlarını anımsattım. Ne ki, Özal'ın bir türlü inanmadığım yüzey- sel sözlerine değinirken "Kürüerie federasyon konusunu sadecetarnşmaolsun diyeortayage- tirmediğini'' söyledim. Bana kalırsa Özal, Türkiye'deki Kürtlerle, Kuzey Irak'taki Kürtlen bir federasyon bün- yesınde bir araya getinp Tiirkiye Cumhuriye- ti'ne bağlamak istıyordu. Boş düşleri de var- dı. Ömeğin böyle bir federasyon aracılığıyla Kerkük ve Musul petrol yataklannı yeniden sa- hiplenmek gibi! Demirel, dinledi söyledikle- rimi ve yumuşak, olağan bir olayı naklediyor- muş havası veren bir ses tonuyla "Ben bökü- meti kurduktan sonra" diye başladı. Belleği- nin bir köşesindeki o güne aıt sözler; yıllar sonra, yavaş yavaş canlanıyor ve Demirel din- gin bir sesle anlatıyor: "Konuyu bana Turgut Özal açn. Dedi ki: Biz ikimiz bu meseleyi hallederiz. Sordum: Nasıl? Dedi ki: Önce içerde bir şeyler yapanz." Ben Demirere sordum: Kültürel haklar ve- saire gibi mi? Demirel başıyla onayladı ve sürdürdü ko- nuşmasmı: "Özal, 'Sonra Kuzey Irak'taki Kürtlerle fe- derasyon kuranz' dedi. Ben de ona 'Bu, ülke- nin bölünmesi olur' dedim." 4 Ocak 1988. Demirerie uzun bir görüşme. Demirel, "Ne var ne yok" diye sordu. "StsB bir hava" dedim. Özal'ın ne yapaca- ğını gösteren henüz bir ışaret yoktu. Cumhur- başkanı seçimine yaklaşık 2 yıl gibi uzun bir zaman vardı. Ne ki, Özal'ın, Kenan Evren'in görev süresi tamamlandıktan sonra 8. Cumhur- başkanı olarak Çankaya'ya çıkacağı basında yazılıyor, siyasi kulislerde konuşuluyordu. De- mirel şöyle dedi: "Cumhurbaşkanhğı firsao- nı kaçırmaz. Doğrusu ben de Turgut Özal'ın durumunda ve yerinde olsam hemen kendimi seçtiririm. Zaten bu Odyıl hep Çankaya içinoy- nayacak, Her uygulama bunu gösterrvwrf 17 Nisan 1993 (Özal'ın ölümünün açıklan- masmın ardından) Cindoruk-Arcayürek gö- rüşmesinden bir kesit: CA: Peki ne olacak şimdi? Esasa gelelim, o konuya.. HC: Vallahi seçim zor bir işrir. CA: Senin vaziyetin nedir? HC: Ben yokum o işin içinde. CA: Ciddı misin? HC: Yalnız sana söylüyorum: Baba'yı bu işin içine itmek lazım. SAĞLIK İÇİN TEŞEKKÜR öze\ Isviçre Hastanesi'nde Kardtolog Dr. Güvenç Yûksel ve Dr. Haldun Algöz'ün koydukları tanıdan sonra Doç. Dr. Besim Yiğrter, Op. Dr. Mahmut Akyıldız, Op. Dr. Cantürk Çakalağaoğlu, Op. Dr. Özkan Kantarcı, Anestezi uzmanları Dr. Asuman Suzer ve Dr. Songûl Kızılarslan'dan oluşan ekibin başanlı açık kalp amelıyatıyla (3'lü by-pass) sağlığıma kavuştum. Bu ekıbe ve yakın ılgısinı, sevgısini eksik etmeyen Özel Isviçre Hastanesi Başhekimi Dr. Kâzım Taş başta olmak uzere, Başhekım Yrd. Dr. Mualla Taş ve Dr. Murat Özdemir, Başhemşıre Esma Sirmacı, Başhemşire Yrd. Nigâr Karataş, Amelıyathane Sor. Hemşiresi Necla Anık, Amelıyathane Pompist Hemşjresi Suna Ziyal, Yoğun Bakım Sor. Hemşiresi Öznur Biçer, 3. Kat Hemşiresi Hanife Gökay, Halkla Ihşkiler Md. Ufuk Ekinci, Sekreter Zerrin Birinci, dostum Idare Md. Alişan Ak'a, Yoğun Bakım ve 3. Kat servisteki tüm diğer hastane görevlilerine; ameliyatım sonrasında ilgilerinı, iyi dileklerinı çeşitll yollaria ileten tüm dostlarıma teşekkür ederim. ÖNER YAĞCI ANMA Sevgili ENVER TÜRKOĞLU (1943-1985) Bugün eşin, oğulların ve dostların, hepimiz seni, aramızdan aynlışının 15. yılında, kabrinin başında yürekten anacağız. Nur içinde yat! BAKAN ÜNLÜ, BÜYÜK ÎKRAMİYENİN 5 TRİLYON OLMASINI İSTEDt Mîlli PiyangoMa ikramiye tarbşması Pasomu Kaybettim. Hükümsüzdür DENİZ TANIŞ ANKARA (AA) - Milli Piyango tdaresi, yılbaşı özel çekilişi için çalışmalara başladı. Idareden sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü, büyük ikramiyenin 5 trilyon lira olmasını isterken başlangıçta büyük ikramiyenin 2 trilyon lira olmasını planlayan MiUi Piyango Idaresi, 2001 programını da dikkate alarak bir rakam belirleme karan aldı. Milli Piyango tdaresi'nce başlatılan 31 Aralık yılbaşı özel çekilişi için çeşitli alternatifler üzerinde duruluyor. 31 Aralık 1999 özel çekilişinde büyük ikramiye olarak 1 trilyon lira veren Milli Piyango Idaresi'nde yönetim, başlangıçta bu yılbaşında ise söz konusu tutann 2 trilyon lira olması yönünde görüş belirledi. Milli Piyango yönetimi, 2 trilyon liralık büyük ikramiyeye dönük hazırhklar yaparken idarenin bağlı olduğu Devlet Bakanı Fikret Ünlü, yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 5 trilyon lira olmasını istedi. Bakan Ünlü, bu şekilde bilet satışlannın artacağını ve çok daha ses getinci bir çekılış gerçekleştirileceğini behrtti. Ünlû'nfin önerisine destek Ünlü'nün 5 trilyon liralık büyük ikramiye önerisine bayilerden de destek geldi. Geçen yıl istedikleri bileti satamayan piyango bayileri de, baş bayilikler aracılığı ile kuruma, yılbaşında büyük ikramiyenin 5 trilyon lira düzeyinde olması talebirü ilettiler. Milli Piyango'nun, zaten haftalık sayısal loto çekilişleriyle 500 milyar, 700 milyar lira gibi ikramiyeler verdiğine dıkkati çeken bayiler, yılda bir kez düzenlenen yılbaşı özel çekilişinde de ikramiyenin cazip hale getirihnesi gerektiğini savunuyor. Milli Piyango yönetimi ise büyük ikramiye tutannı Devlet Bakanı Ünlü ile Sydney Olimpiyatlan dönüşünde yeniden görüşmeyi planlıyor. Idare yöneticileri 5 trilyon liralık büyük ikramiyenin, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Ozal'ın başbakanlığı döneminde, 1986 yılında, ekstra çekiliş ile büyük ikramiyenin 1 milyar liraya çıkanlmasmda olduğu gibi ses getireceğini kabul ediyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle