Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 © EYLÜL 2000 SALJ CUMHURİYET SAYFA
17
Nasreddin
Hoca'yı
güldürmek
Akşehir Nasreddin
Hoca Şenliği'ne
katılan Ankara Ekin
Tryatrosu'ndan bir
dostumuz, ilçeye girer
girmez gözüne ilişen
bir görüntüyü
fotoğraflayıp
göndermiş...
Fotoğraf şöyle: Bir
bina... Binanın üst
katında Ülkü
Ocaklan'nın altında
Milliyetçi Hareket
Partisi'nin tabelatarı
var... Camda uluyan
kurt resmi... Binanın
çatısında üç hilalli
bayrak ve aşağıya
sarkıtılmış bir bez
pankart... Pankartta
şenliğin amblemi
eşeğine ders binmiş
Nasreddin Hoca, ve
Hoca'nın üstünde bir
konuşma balonu:
"Sağlığımda bende
ülkücüydüm!"
Necmettin Erbakan'ın
"Yaşasaydı Atatürk
Refahlı olurdu" sözü
gibi pankarttaki bu
"espri" karşısında,
yaşasaydı Nasreddin
Hoca da katıla
katıla gülerdi
herhalde...
Baksanıza
"ülkücü"
olmuşlar ama; "dahi"
anlamındaki "de"yi
ayn yazamayacak
denli Türkçe
bilmiyoriar!
Elektronik posta: som9posta.cumhuriyeLcom.tr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Seyyar santrallar
kunılacakmış...
"Enerjisi yok kullanmaya.
santralla aider aezmeve!"
etrol-lş Sendikası Araştırma Servisi, "500
Büyük Firmanın Öteki Yüzü"nü araştırmış...
Ekonomiye yön veren 500 sanayi firması-
nın özel ve kamu kesimi olarak iki yönden
irdelendiği araştırmayla, 1998 sonunda başlayıp
1999'da derinleşen ve ulusal gelirin yüzde 6.4 kü-
çülmesiyle sonuçlanan ekonomik krizin daha da
büyümemesinde kamu işletmelerinin etkili olduğu,
devlet desteğine karşın özel sektörün sınrfta kaldı-
ğı anlaşılıyor.
Araştırma çarpıcı sonuçlar içeriyor:
"Devletin sübvansiyon adı altında 1994-1999 dö-
neminde 500 büyük firmaya aktardığı kaynaklann yüz-
de 72'sini özel sektör almıştır." "Sübvansiyonlar,
özel kesimdeki ücretlerin yüzde 13'ü düzeyindedir.
Devletin sağladığı sübvansiyonun küçümseneme-
yecek düzeyine karşın, özel kesimin toplusözleşme
müzakerelerinde ücret artışını en alt seviyede tut-
maya çalışması dikkat çekicidir."
Sübvansiyon"Özel kesim, 1999'da dolaylı vergi olarak yaptığı
ödemelerin yüzde 21'ini sübvansiyon aktanmı sa-
yesinde geri almıştır. Kamu kesimi ise, dolaylı ver-
gi ödemesinin ancak yüzde 4.9'unu sübvansiyon-
lar sayesinde geri alabilmiştir."
"özel ve kamu kesiminin sübvansiyon/dolaylı vergi
oranlan arasındaki büyük fark, kamu kesiminin özel
kesimden çok daha fazla vergi verdiğini de ortaya
koymaktadır."
"500 finma içinde yer alan 468 özel firmaya 1999'da
sağlanan sübvansiyon, nüfusun tümüne yönelik
sağlık hizmetleri için yapılan harcamalann yüzde
37'si kadardır."
"Çalışan başına katma değer olarak hesapladığı-
mızverimlilik, 1998-1999 döneminde özel kesimde
yüzde 7.3 oranında azalmış, buna karşılık kamu ke-
siminde yüzde 246 oranında artmıştır. Kamu kesimi-
ni verimsiz diye horlayanlann, kriz koşullannda sağ-
lanan verimlilik artışını dikkatle değerlendirmeleri
gerekmektedir.
"LJberalizm adına, devletin piyasalardan elini çek-
mesi istenirken, devletin sübvansiyonlannın büyük
kısmının özel kesime aktanlması ikiyüzlü bir politi-
kanın dışavurumlanndan birini oluşturmaktadır. O ka-
dar ki devletin özel kesime yaptığı sübvansiyon kat-
kısı, 1999'da ödenen Kurumlar Vergisi'nin yüzde
21 'i düzeyindedir. Bir başka anlatımla özel kesim Ku-
rumlar Vergisi olarak ödediği her 5 liranın 1 lirasını
sübvansiyon olarak geri almıştır."
Sonuç: "500 firmanın öteki yüzü, elde edilen zen-
ginliklerde belirleyici role sahip işçi sınıfının gidişa-
ta müdahale etmesinin yalnızca kendi çıkarları için
değil, toplumun tamamı için kaçınılmaz olduğunu da
ortaya koymaktadır."
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
* ' ' " . » ' * . ; ' ' ' • '
• . t ,
• :
Yûksek Yerilhn Hattı
Erdinç UTKU
Bugünün işini yanna bırakmamız imkânsız,
biz hâlâ dünkü işlemlerle uğraşıyoruz!
Açık Radyo, 15 ay kapalı tutulmalıdır!
Meşhur biri olduğunu söylüyortar
ama ben tanımıyorum; Amerikalı bir
yazar mıymış yoksa şair miymiş her
neyse, Chartes Bukowski adında bi-
ri, bir hikâye yazmış; bir yerinde ay-
nen şöyle diyormuş:
"Bakın bana bir daha bu sirk numa-
ralannı yaparsanız, kendinizi sokak-
ta bulursunuz. Sizin soytanlıklannıza
ihtiyacımız yok burada. Pezevenk sen
git dibini dövdür."
Olacak iş değil ama elin gâvurunun
yazdığı öykuyü hem de bu ve benze-
ri bölümleriyle Açık Radyo'da aynen
okumuşlar...
Ben bu Açık Radyo'dan zaten hep
kuşkulanmışımdır. Birkeresinde Ala-
addin Asna dostum, programına da-
vet etmişti de, gittiğimde duvariarda-
ki afişlere, duyurulara dikkatlice bak-
mıştım; açık seçik bir şey var mı di-
ye. Görsem hemen ikaz edecektim.
Benim göremediğimi duyan olmuş;
geçenlerde o Amerikalının açık seçik
şeyini aynen radyodan okuyarak mil-
letin genel ahlakı ve aile yapımızla oy-
nadıklan hemencecik ihbar ve tes-
pit edilmiş.
Radyo ve Televizyon Üst Ku-1
rulu, gereğini yaparak radyoyu
15gün kapatmış...
Bana kalırsa 15 gün az, 15 ay ka-
patılmalıydı bir... Ikincisi, hazır elleri
değmişken radyonun adını da değiş-
tirtsinler; dediğim gibi insanın aklına
açık saçık şeyler geliyor.
Milletin ahlakından şüphemiz var;
korumak görevimizdir!
Gezegenin , ;
Doğal Dengesi...
TÜRKSEN BAŞER
KAFAOĞLU
iklim değişikliği özellikle son
yıllarda gittikçe artan bir hız-
la devam ediyor. Önlemler alın-
mazsa Dünya ve dünyalılar
için tam bir felaket olacak. 4
Eylül 2000 tarihli Time dergi-
sinden de edindiğimiz özet
bilgilerle konuyu biraz açalım:
Bilim insanları, son 20 yılda
Alaska, Sibirya ve Kanada'nın
buzlaria kaplı bölgelerinde ısı-
nın 4 dereceyükseldiğini, 1980
yılına göre buz kalınlığının yüz-
de 40 inceldiğini, kapladığı
alanın yüzde 6 küçüldüğünü,
kuzey kıyılanndaki dalgalara di-
renç gösteren yeraltındakj sü-
rekli donmuş toprağın erime-
siyle hızlı bir erozyon olacağı-
nı belirtmişlerdir. Aynca Time
dergisi, bölgedeki hızlı ikiim
değişikliğini, Hudson Körfe-
zi'nin Churchill kentindeki ge-
zi turlarını düzenleyenlerce,
eskiden haziran ayı ortalann-
da bölgedeki ırmağın ağzına
gelen Beluga balinalannın şim-
di mayıs ayı başında görül-
düklerini; Eskimoların, besin-
lerini depoladıkları derin don-
durucularının kayboluşu ne-
denryte yaşamsal sıkıntrya düş-
tüklerini; Kuzey Kutbu'ndaki
1.5 kilometre genişliğindeki
gölün, üzerinde çırpınan mar-
tılarla birlikte 90'ıncı eyleme
doğru yayıldığını; buz tutma-
nın 2 hafta daha geç başladı-
ğınr, yazlık evlerinden çıkma
sürecinde buz tutmayan kuze-
ye gidemeyip aç ve bitkin hal-
de kente gelen kutup ayılan-
nın doğal kaynaklar görevli-
lerince oklaria uyuşturulup be-
ton odalara hapsedilerek da-
ha kuzeye taşıtıldıklannı; or-
man ekosistemi içerisindeki
geyik vb. hayvanlann da or-
manla birlikte kaybolmaya
başladığını örneklerie vurgu-
lamış, açık yorumlar yapmış-
tır. İklim değişikliğinin kutup-
lar gibi ve ona ilişkin olarak
dünyanın diğer bölgelerinde
de büyük olumsuzluklar ya-
ratacağı ortada. Kutup bölge-
lerindeki ısı hızla yükselince,
buradan ekvatora "okyanus
konveyörü" denilen ve Ama-
zon Nehri'nin getirdiği suyun
100 katı olduğu hesaplanan bir
su akımına neden olur. Isı ar-
tışının bir kısmı da ekvatora
esen fırtınalann kaynağı olur.
Kutuplar ekvatordan daha faz-
la ısınırsa gezegenin hava do-
laşımı azalır, üretim düşer.
Pek çok bilim insanı, deniz-
lerde ısı değişikliği ile su do-
laşımının azalacağı, üniü gulf
streem akımının sona erebile-
ceği, bunun da global soğu-
malara yol açabileceği yoru-
munu yapmakta.
Birbiri ardından gelebilecek
felaketler üzerinde ülkelera-
rası tartışmalar sürüyor. Pet-
rol ve kömür gibi fosil yakıtla-
nn karbondioksit gibi sera gaz-
lanyla atmosfere verilmesinin
en aza indirilmesi için 160 ül-
ke ile 1997'de Kyoto Protoko-
lü'nün imzalanması acaba uy-
gulamada ne getirecek? En-
düstri ülkeleri, sera gazı emis-
yonlarını 1990'dakine göre
yüzde 5.2 eksiltebilecekler mi?
Bizzat etkilendiğimiz iklim de-
ğişikliklerinin, amacı uygarlığı
korumak olan Kyoto anlaş-
masının 12 yıllık uygulama sü-
recinde daha da neler getire-
ceğini tahmin etmek zor.
HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ igulgec(cıyahoo.com
ÇlZGtLİK KÂMÎL MASARACl
--< ı "-*-;- {fı
HARBİ
<
-
t ' '
SEMtH
< <
POROY
c
• — — — _
semihporoyt&yahoo.com
• • - . •* „ -v
r ı "
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 19 Eylül
İLAN
T.C.
KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE
HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo. 1995,912 E.
KararNo: 1999/1279 K.
Davacı Yağbasanlılar Inş. Tic. Paz. Ltd. Şti. vekili tarafmdan dava-
lılar M. Eyûp Turan, Erol Karaçam vs. aleyhine açılan menfi tespit
davasında;
Zeytinbnmu Cad. No: 53 Etiler/îstanbul adresinde ikamet ettiği
bildirilen davah Erol Karaçam'a mahkememizin 1995/912 E. ve
1999/1279 K. sayılı 23.12.1999 tarihli ilamında davalı Murat Yılmaz
hakkındaki davanın müracaata bırakılmasına, diğer davalılar hakkın-
daki davacının davasını kabulü ile, davacınm Murat Yünjaz haricin-
dekı davalılara borcunun olmadığımn tespıtine, bakiye 31.171.000.-
TL harcın davalı Murat Yılmaz hahcindeki diğer davalılardan tahsı-
line, davacı tarafından yapılan 280.000.- TL tebligat gideri, 2.500.
000.- TL tebligat gideri, 3.000.000.- TL tebligat gideri, 7.000.000.-
TL. bılirkişi ücretı olmak üzere toplam 12. 780.000.- TL mahkeme
masrafının davalı Murat Yılmaz haricindekı davalılardan müştereken
ve müteselsilen tahsiline, davacı vekıline 51.154.500.- TL ücreti ve-
kâlet takdir olunup davalı Murat Yılmaz haricindekı diğer davalılar-
dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olup işbu ka-
rarın ılanen tebliğine karar verildiğinden adı geçene ilan olunur.
07.08.2000 Basın:51186
ISPARTA'DA DAGA ÇARPAN UCAK!
A BU eSC£,SAAT£t-2O'O£, THY'NIN "AN1ALYA"
AOLI 8OCIN6 727 YOLCU UÇAĞI, ISPAKTA YAKINLAHM,
MKİ BİR OAİA (KAKATEPd) ÇARPABAK PARÇALANÛi'.
UÇAK MİLANO'DAH İSTAHBuÎA S£LMİŞ, OKAOAN ÛA
AA/TALYA'YA HM&CETETMİÇTİ.KAZANtN KBSİN N£P£-
Nİ ANlAÇILAMAMAKiA BlHÜKTEl8AZt U2MAMLAR;
KAPTAUIM ALert£ UÇU$ YAPAMSI 6EK£KT76İ HALDt/
GECB KAÜANUĞINM SĞKBRBK UÇUÇU YEĞLEOIĞİ-
NİfglMUN OA KA2AYA YOL AÇTI6INI s6ritY£C£KL£K-
DIR.ONLAKA SÖtSE, SAZI PtLonAR ZAMAAJ TXSAZ-
RUFU İÇİN, KURALLAKA UYGUN UZUN ROTAYI I2LB-
M£MEKTEYDtLEI?. TUTULMASl G&ZEK&İ HOTA, ISPAR-
TA ÖZefMOeN GSÇİLMEStNl OLAHAKSIZ KILMAtcmY.
Dt~ BU BÛfÛK KA2AOA ÇOĞU İTALYAN 7UHİSTt(ai Kt
CÜ) OLAM tSS Klfl >n$AMIMI TİKRD
Kalbinizi koruyunuz.
TÜRKKALPVAKFI
Muayene ve kontrol için
19MayısCd.No:8Şişlı/lSTANBUL
Tel. (0 212) 212 07 07 (pbx) Faks: (0 212) 212 68 35
"' • • . İLAN
.-, . -. AKÇAABAT TEKEL Y. TÜTÜN
İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
1 - Aşağıda aynntılan yazılı nakliyat mahallen arası karayolu ile kamyonlarla Yaprak Tütün Nakliye işi yapılacak olup taştnacak mik-
tar idare lehıne yüzde 25 azalır çoğalır kaydı ile:
Akçaabat-lstanbul: 300 ton, Akçaabat-Adana: 300 ton, Akçaabat-lzmir: 100 ton, Akçaabat-Malatya: 300 tondur. Yükleme ve boşalt-
ma işi idaremize aittir.
2- Nakliye ihaleleri kapalı zarfyöntemiyle Akçaabat Tekel Y. Tütün Işletme Müdürlüğü'nde 19.10.2000 Perşembe günü saat 14.00'te
ayn ayn yapılacaktır.
3- Nakliye işi süresi bir yüdır.
4- Nakliye işi geçici teminatı, Akçaabat-lstanbul 270. 000.000- TL, Akçaabat-Adana 270.000.000.- TL, Akçaabat-lzmir
115.000.000.- TL, Akçaabat-Malatya 255.000.000.- TUdir.
5- Ihale iştirake esas isteklilerden istemlen belgelerin şartnamesinde belirtildiği, şarmame ve eklerini 6.000. 000.- TL karşılığında Ak-
çaabat Tekel Y. Tütün Işletme Müdürlüğü'nden temin edilir.
6- Ödemeler, her partı yaprak tütünün mahallince yapılacak tesellümüne esas yollama vanşmın ibrazı neticesi Akçaabat Tekel Y. Tü-
tün tşletme Müdürlüğü veznesınden yapılacaktır.
7- Tekel Idaresı 2886 sayılı kanun kapsamında olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir veya dilediğine yapmakta veya kıs-
men yapmakta serbesttir.
8- Postada doğacak gecikmeler ile telgraf, faks ve teleks ile yapılan başvurlar geçersiz sayılacaktır.
Isteklilerin ihale günü olan 19.10.2000 Perşembe günü saat 14.00'e kadar geçici teminatlanm idare veznesine yatırdığına dair mak-
buz ve istenilen belgeleri komisyona teslim ederek ihaleye iştirak etmeleri ilanen duyurulur
Basın: 50674
GÖRÜŞ
Prof. Dr. SEBATİ ÖZDE3V1İR*
PPO!. Dr. Uğur
Derman'ın Ardından...
4 Eylül günü Anadolu Devrimi'nin en önemli gün-
lerinden birinin yıldönümüdür. 4 Eylül 1919'da ulu-
sal egemenlik ilkesine dayalı yeni Türkiye Cumhu-
riyeti Devleti'nin kuruluşunatemel olan Sıvas Kong-
resi toplanmıştı. Ulus olarak her 4 Eylül'de bu mut-
lu günün kıvancını yaşarken aynı zamanda hekim-
lerimiz ve bilim adamlarımız acı bir kaybımızı da ha-
tırlamaktadırlar. Bundan altı yıl önce, 4 Eylül 1994
günü, Istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakül-
tesi Iç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Onko-
loji Bilim Dalı (kanser hastalıklan) Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Uğur Derman'ı, eşi ressam Gül Derman'ı
ve dostlan Erim Gözen'i genç yaşlarında Aydın-Ger-
mencik karayolunda trafik canavanna kurban ver-
dik.
Asistanlığından başlayarak ölümüne değin geçen
süre içinde gerek hekim, gerekse yönetici olarak sü-
rekli aktif bir çalışma içinde olan Uğur Derman, ile-
rici, çağdaş ve aydın bir kişiliğe sahip bir bilim ada-
mı kimliğiyle çoğu öğrencisine ve asistanına örnek
olmuştu. Asistanlığı ve uzmanlığı döneminde özel-
likle kalp ve kan hastalıkları konusunda özgün eser-
ler veren ve birçok ödüle layık görülen Derman, ay-
nı zamanda kalp hastalıklan uzmanıydı. Doçentlik
tezini kalp hastalıkları konusunda vermesine kar-
şın Iç Hastalıklan kürsüsünde alt bölümlerin kurul-
duğu dönemde 'sevgili abisi' Prof. Dr. Bülent Ber-
karda ile birlikte çalışmayı sürdürmek amacıyla On-
koloji Bilim Dalı'na yönelmişti. Dört ders kitabı,
200'ün üzerinde bilimsel araştırmalan bulunan Der-
man'ın, başlıca Cumhuriyet gazetesinde olmak üze-
re ülkemizde tıp eğitiminin ve biliminin, üniversite-
lerin, hekim ve hasta sorunlannın irdelendiği otuza
yakın makalesi yayımlanmıştı. Tüm bunlann yanı sı-
ra dekan yardımcılığı, Ingilizce tıp bölümünün ku-
ruluşu, fakülteyönetim kurulu üyeliği, eğitim komis-
yonu başkanlığı ve anabilim dalı başkanlığı gibi yö-
netsel hizmetlerde de bulunmuştu.
Klinikte sürekli beyazlar giyen, iri cüssesine rağ-
men koridorlarda daima koşarcasına yürüyen ve hep
hafifçe yüksek sesle konuşan Uğur Derman, per-
sonelden öğrenciye, hemşire ve asistandan öğre-
tim üyelerine kadar herkesçe sevilen bir insandı. Ge-
rek dekan yardımcılığı ve gerekse anabilim dalı baş-
kanlığı döneminde (bu görevleri yürütmediği za-
manlarda da olmak üzere) ayırt etmeksizin kendi-
sine başvuran ve sorununu anlatan herkesi dikkat-
le dinler ve çözüm üretirdi.
Uğur Derman, çalışkan, çağdaş bir dünya görü-
şüne sahip, öğrencilerinin eğitimini baş kaygısı ola-
rak gören, kişilik haklanna ve fırsat eşitliğine say-
gılı, sahip olduğu erki de bu doğrultularda kullanan
bir bilim adamı ve yöneticiydi. Maalesef her geçen
gün böylesine niteliklere sahip öğretim üyelerinin
gittikçe azaldığı görüldükçe kaybının ne denli bü-
yük olduğu ortaya çıkmakta, onun öğrenciliğini ya
da asistanlığını yapma imkânına sahip olamayan-
lar için bunun ne kadar büyük bir eksiklik olduğu
daha da iyi anlaşılmaktadır.
Ne yazık ki 1994 yılı başlannda kendi yetiştirdiği
doçenti tarafındap 'cinsel taciz' suçlarnasına m^-ıt
ruzKaldı. Hüm'yet gazetesinin manşetlerinetaşınari
bu iddia, gazetenin Avrupa baskısında bile yer al-
mıştı. Tabii ki üniversite çevrelerine bomba gibi dü-
şen bu iddia hakkında hemen herkesin birleştiği bir
nokta vardı ki o da; eğer böyle bir iddia söz konu-
su ise, bunun -etik anlamda- gazete manşetlerine
bir 'dedikodu' gibi yansıtılması değil, üniversite yö-
netimi ve/ya da yargı yollarına başvurulmasıydı. Ne
yazık ki bu çirkin iddia da hiçbir zaman kanıtlana-
madı ve kendisine atılmış bir çamur ve klinikte -ar-
tık sona erdirilemeyecek- bir huzursuzluk etkeni
olarak kaldı.
Çok kınlmış ve yaralanmıştı Uğur Derman... Her
ne kadar böylesine karalayıcı ve aşağılayıcı bir id-
dia karşısında, "Buna öğrencilerim bile gûlüp ge-
çer" dediyse de kendisi gülüp geçemedi ve ölümü-
ne değin geçen 6-7 aylık sürede de yüzü hiç gül-
medi. Ne yazık ki bu acıyı beraberinde taşıyarak o
uğursuz kazada sevgili eşiyle birlikte yaşama veda
etti.
Yapacağı ve üreteceği daha çok şey varken, va-
kitsiz, çok erken kaybettik Uğur Derman'ı. Ama o
gerek onkoloji, gerekse üniversite dünyasında ölüm-
süzler arasına çoktan katılma 'başansını' gösterdi.
Başan diyorum; çünkü ülkemizde ölümünden son-
ra yokluğu fark edilmeyen ve hatta adı bile hatırla-
namayan nice öğretim üyesi var, ne yazık ki.
Sonsuzluğa göçüşünün altıncı yılında anısı önün-
de saygıyla eğiliyorum. Huzur içinde yatsın...
*W Cerrahpaşa TıpFak HepatolojiBihm Dalı Öğr Üyesi
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ Herhangi bir ^
yemekten bir
kimseye veri- 2
len belirli mik-
tar. 2/ Serbest
meslek adam-
larını içinde
toplayan resmı
bırlik... Eskı-
den mest üze-
nne giyilen sa-
npabuç.3/Bı-
reyin kişisel
görüşünden ba-
ğımsız olan... Bir cet-
vel türü. 4/ Arka tara-
ftnda kırmalan çok, ba- 2
caklan dar bir panto- 3
lon... Kokmuş hayvan 4
ölüsü.5/Birsayı...Kü- 5
çükkıtap. 6/Tütünyap- g
raklanndan çıkanlan -,
çok zehirli alkaloıt. 7/
Küçük körfez... Dar,
uzun ve hafif bir yanş ^
kayığı. 8/ Çıplak vücut resmi... Acınma, yerinme. 9/
"Beyaz renge boyar onlar zenciyi / gözlü yapar
kör dilenciyi" (Yusuf Ziya Ortaç)... Memelilerde ana
ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Yuvarlak püskül... Bir soru sözü. 2/ Eskı Yunan'da
müzısyenlerin konser verdiğı basamaklı yer... "Şu
bağnm — oldu hep yana yana / Onu söndürmeğe sel
gerek bana" (Karacaoğlan). 3/ Türk müziğinde bir
makam... Japonlirikdramı. 4/Dıyarbakıryöresmeöz-
gü, sütle yapılan bir hamur tatlısı. 5/ Bir anlatımda ve-
rilmek istenen öz... Tavlada bir sayı. 6/ Romatızma ağ-
nsı... Kısa çorap. II Ateş... " — Tekin": Kadınyaza-
nmız. 8/ Kalite. 9/ Zincırden yular ya da ayak köste-
ğı.,. Deminn simgesı,