Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 AĞUSTOS2000SAU CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DertzBayfcal
Tratazon'da
• TRABZON (AA) - Eski
CHT Genel Başkanı Deniz
Baykal, Trabzon'da bir
süre önce vefat eden CHP
Trabzon Yomra îlçe
Başkanı Muamtner
Pekşen'in ailesine
başsağlığı dilemek üzere
Trabzon'a geldi. Ziyareti
sırasuıda CHP parti
binasmda partililerle
sohbet eden Baykal,
gazetecilerin sorulan
üzerine "Siyasetle ilgili
olarak konuşmak
istemiyorum. Buraya
sadece başsağlığı
ziyaretinde bulunmak
üzere geldim" diye
konuştu.
LeHgaro'nun
yorumu
• PARlS (AA) - Fransa'da
yayımlanan Le Figaro
gazetesinde çıkan bir
haberde, Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in,
devlet memurlan
bakkındakı kanun
hükmünde karamamenin
(KHK) onaylanması
konusunda hükümetle
"gûç çekişmesi içine
girdiği" bildirildi. Le
Figaro'nun haberinde,
"KHK'nin önemsiz bir
konu olmadığı, ülkenin
anahtar sorunlanndan biri
olan rejimin
demokratıkleşmesi ile
ilgili bir konu olduğu"
kaydedüdi. Haberde,
Cumhurbaşkani Sezer'in
"YÖK'ün yapüğı rektör
atamalanndan bın ile ilgili
olarak koyduğu veto"
anımsatıldı.
hssıı
kaçakçftğı
• ANKARA (AA) - Insan
kaçakçılığıyla bağlanülı
organize suçlarla ortak
mücadeleyi amaçlayan ve
aralannda Türkiye'nin de
bulunduğu "Adriyatik
Girişimi" ûlkeleri, 10
Ağustos'ta Roma'da
yapuklan toplantıda, bu
suçlarla mücadelede etkin
önlemler alınmasını içeren
bir paketı kabul ettiler.
Italya Büyükelçiliği'nden
yapılan açıklamada,
"Adriyatik Girişimi "ne
katılan ülkelerin içişleri ve
dışişleri bakanlıklan
müsteşarları seviyesinde
yapılan toplantının
amacının, insan
kaçakçılığı konusunda
durumun saptanması ve
insan kaçakçılığıyla
mücadelede ülkeîer
arasındaki işbirliğini daha
iyi hale getinnek olduğu
ifade edildi.
Mrzaoğkı
hgltere'ye grtti
• istanbulHaberServisi-
Devlet Bakanı Ramazan
Mirzaoğlu, denizcilik
alanında bazı inceleme ve
temaslarda bulunmak
üzere Ingıltere'nin
başkenti Londra'ya gitti.
Mirzaoğlu, Ingiltere
Denizcilik Bakanı ile iki
ülke arasındaki mevcut
denizcilik faalıyetlerinin
geliştirilmesı konusunda
görüşme yapacağını
söyleyerek bu yıl sonuna
kadar kıyı ve Boğazlar'da
hızmet verebilecek 22 acil
müdahale istasyonu
kuracaklannı açıkladı.
TÜMTtS'ten tepki
• İstanbul Haber Servisi-
Türkıye Motorlu Taşıt
Işçılen Sendikası
(TÜMTÎS), memur
kararnamesinin iş
gûvencesıni ortadan
kaldırdığını belirtti.
KHK'nin geri çekilmesini
ve çalışanlara örgütlenme
özgürlügü ve ış güvencesı
sağlanmasını savunan
TUMTİS üyelen, mücadele
yaratılması ıçın
çıhşmalannı
yoğunlaştıracaklannı
söylediler.
Cumhurbaşkanı'nın tavnnın 'geri adım atmama' yönünde olduğu öğrenildi
Sezer'e gerekçeK KHKHükümetln gerekçeleri
# tadeniz hukuki değil, keyfi bir tutum.
# tmzaladığınız diğer KHK'lerle çelişki
içindesimz.
# Anayasa Mahkemesi'nin zıt kararlan var. Son
takdir yetkisi yüksek mahkemenin olmalı.
# Olağan dönemdeki KHK'lerde
Cumhurbaşkanı'nın iradesi şeklidir.
# Devlet krizi, yasama, yürütme ve yargının
dûzenli ve uyumlu çalışmasını engeller.
# Devlet kadrolanna yerleşmiş PKK ve
Hizbullah militanlan disiplin suçu kapsamına
alınmalı.
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Hükümet, memurlann meslekten
atılmasmı kolaylaştıran kanun
hükmünde kararnameyi (KHK)
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'e suçlamalar içeren "bflgi
notuyta" ve değiştirmeden ıkinci
kez Çankaya Köşkü'ne gönderdı.
Cumhurbaşkanı Sezer'in ise, "esas
MS IBUI" yönünden itirazlannı
sürdürdüğü, "geri adım atmama
eğfliminde olduğu" öğrenildi.
KHK'yi yasa gibi değerlendirerek
Cumhurbaşkanı'ndan 15 gün
içinde imzalamasını isteyen
Başbakan Bülent Ecevit, Sezer'e
itirazını "Kevfi davranryorsunuz;
daha önce benzer kararnameleri
imzaladınız; ceiişki içindesiniz;
imzanız 'şekli onay' niteiiğindedir;
anayasaya aykın davranıyorsunuz;
Anayasa Mahkemesi'nin takdir
yetkkini engeUryorsunuz"
gerekçelenyle iletti. Hükûmetin,
devlet kadrolanna yerleşen PKK
ve Hizbullah mılitanlanyla
DYP ve FP
Muhalefet
desteği
sürüyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Muhalefetin
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'e desteği sü-
rüyor. DYP Genel Başkan
Yannmcısı MehmetAfi Ya-
vuz, hükûmetin Sezer'i is-
tifaya kadar götürmek iste-
diğini savundu. FP Genel
Başkan Yardımcısı Ertan
Yfiîek de Cumhurbaşka-
nı 'nın anayasaya aykın ol-
duğunu bildiği bir kararna-
meyi imzalamama hakkı
bulunduğunu vurguladı.
Yülek, hükûmetin Yetki
Yasası'na dayanarak böyle
bir kararname hazuiamak-
la yetkısinı kötüye kullan-
dığını savundu.
ANAP Trabzon Millet-
vekih Eyûp Aşık, KHK'yi
eleştirerek, "Bu kararna-
meyi yalnız içüne değil, dı-
şuna da sindiremiyorum"
dedi. Aşık, düzenledıği ba-
sın toplantısmda "Hek he-
le Cumhurbaşkanı taran
Hiperaktif' bir caz gıtanstn-
dan Anayasa'ya aykın ol-
duğu ikazedilerekgerigön-
derilmesine rağmen buyan-
uşta diretilmesi, iktidara
mensup bir partinin millet-
vekfii olarak beni rahatsız
etmiştir" dıye konuştu.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
Eski Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptaa, 'Bafina' operasyonunun kilit ismi
Niyazoğlu'ndan para aldığını itiraf ettL
mücadele etmekte "hukuki
boşhık" nedeniyle yetersiz
kaldığmı savunan Başbakan,
"devtet krizi"' uyansmdan neyi
kastettiğini, "Yasama, yûrûtme ve
yargı organlannın düzenli ve
uyumlu çahşması engeüenir" dıye
anlattı. Hükümet, bu konuda
Anayasa Mahkemesi'nin birbiriyle
çelişen kararlan bulunduğunu
vurgulamakla birlikte "olağan"
yönetim döneminde
Cumhurbaşkanı'nın imzasmın
"şekli bir onaydan ibaret
oktuğunu" savundu.
Devlet zirvesinde
bunalıma neden olan
kanun hükmünde
kararname, Başbakan
Bülent Ecevit'in
imzasını taşıyan üst yazı
ve 15 sayfalık bilgi
notuyla Çankaya
Köşkü'ne dün yeniden
sunuldu. Üst yazıda,
anayasaya göre
Cumhurbaşkanı 'nın
KHK'leri geri gönderme
yetkisi bulunmadığı,
buna karşın ıade
işlemiyle yasalara ılişkin
sürecin başlatıldığı
savunuldu. Ecevit
yazısında,
Cumhurbaşkanı'nı şu
ifadelerle imzaya
zorladı:
"TBMM'ce aynen kabul
edilen bir kanunun
Cumhurbaşkanı
taraftndan üdnci kez
iadesi anayasanuza
uygun ounadığına göre,
10 Ağustos 2000 tarihli
Bakanlar Kurulu
toplantısırıda değişiklik
yapdmaksızın
Cumhurbaşkanbğı'na
yeniden gönderUmesi
kararlaşûnlan bu
KHK'nin deikinci kez
iadesi söz konusu olamaz.
lmzalanması anavasaJ
bir zorunluluktur.
Ancak, Cumhurbaşkanı
gerek gördüğü takdirde
KHK'nin iptali amacıyla
Anayasa Mahktmesi'nde
dava açabilir."
CHP lideri Öymen, Cumhurbaşkanı Sezer'e manevi baskı uygulanmaya çalışıldığını söyledi
'Hükümetin tutumu yakışıksız'
SELAHATTİNŞAHİN
NEVŞEHtR -_ CHP Genel
Başkanı Altan Öymen, hükû-
metin, memuriarla ilgili kanun
hükmündeki kararnameyle
(KHK) ilgili Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'e "manevi
baskı'' uygulamaya çalıştığını
söyledi. Oymen, "Hükümet,
Cumhurbaşkanı'na 'Seni sbiz
eçtik, bizim dediğimizi yapa-
caksın'gibi yakışıksız bir tutum
ortaya koydu. Bunlan kabul et-
mememiznıümkün değü" dedi.
Öymen, partısinin Tüzük Ku-
rultayı Hazırhk Toplantısı için
geldiği Nevşehir'in Ürgüp ilçe-
sinde, Belediye Başkanı Bekir
Ödemiş'i makamında ziyaret et-
ti. Gazetecilere yaptığı açıkla-
mada, KHK'nin ardında, enf-
lasyonla mücadelede başansız
olunduğu gerçeğinin yattığını
belirten Oymen, şöyle konuştu:
"Hfikfimet, Cumhurbaşka-
nı'na manevi baskı uygulamaya
çahşıyor. Bu çok yakışıksız ve
yanlış bir tutumdur. Bu durum
gûnlerden beri devam edryor.
Hükümet,tophımun gündemin-
de yer almayan bir konuyu gün-
deme soktu. Toplumun günde-
mi, geçim sıkındsıdır."
Tüzük Kurultayı Hazırlık
Toplantısı ile ilgili bir soru üze-
rine de, seçimlerden başansız-
lıkla çıkan partisinin yeniden
yapılanma sürecine girdiğini
belirten Öymen, şöyle devam
etti:
tt
Cyekrimizi,üTkesoni]ila-
MHP, KHK'nîn çıkarılmasında ısrarlı
'Devletten PKK yanlılan temizlensin'
ANKARA/ERZURUM (Cumhuriyet - TB-
MM gündemınde bulunan irrica yasa tasanla-
nna sıcak bakmayan hükûmetin MHP kanadı-
nın, memurlann meslekten ihracını kolaylaşu-
ran kanun hükmünde kararnamede ısrar etme-
sinintemelinde PKK yanlılannın devlet kadro-
lanndan temizlenmesinin yanığı belirtildi.
MHP kurmaylan, "Hizbullah da Kürt devleti
kurmak istiyor. PKK de. Kararnameçıküğı za-
man en çok bunlar etküenecekler" görüşünü
dile getirdiler. MHP Genel Başkanı ve Başba-
kan Yardımcısı Devlet Bahçeli. Cumhurbaşka-
nı AhmetNecdetSezer'in kanun hükmünde ka-
rarnameyi imzalaması gerektığini, tersi durum-
da devlet bunalımı doğacağını dile getiriyor.
28 Şubat sürecinde TBMM'ye gönderilen ve
"irtica yasalan" olarak nitelendirilen yasa ta-
sanlanna sıcak bakmayan hatta bazüanna kar-
şı çıkan MHP, PKK yanlılan nedeniyle Sezer'e
yeniden gönderilen kararnamede ısrar ediyor.
MHP Grup Başkanvekili tsmail Köse. karar-
namenin KHK'nin 28 Şubat sürecinin bir deva-
mı olduğunubelirterek, "Türkjye,çpkzor gün-
ler yaşıyor. Devktin içinde besienen, bölücü, re-
jimin admı değiştirnıek istiyen, bağımsızhğa
kasteden kimselerin temizlenmesilaznn. Bonun
için beklemeden, bir an önce harekete geçme-
miz laznn" dedi.
TlRMIK
n konusunda eğitmeye çalışryo-
ruz. Bu eğitim calışmalannda
ben de çok şey öğrendim. Böige-
sel çahşmalan tamamladıktan
sonra da yeni parti rüzüğünün
haznianması için çahşmalara
başladık Partideöncelîkle,srya-
si ahlakm gereğini yerine getire-
ceğiz. Bunun için bir mevkiye a-
day olacak üyelerimiz için mal
beyanuıda bulunma zorunlulu-
ğu getirmeyi planlıyoruz."
CHP MYK üyelenyle Ürgüp
Belediyesı Meclıs Salonunda,
mahalle muhtarlan, belediye
meclis üyeleri ve sivil toplum
örgütlerinin temsilcilenyle bir
araya gelen Öymen, Türki-
ye'nin sorunlannın çözümü için
ekonomi, tanm, eğitim, çalışma
hayatı ve sosyal güvenlik, sağ-
lık, dışişleri ve enerjı gibi alan-
larda çalışma gruplan oluştur-
duklannı anlattı. CHP'nin Ür-
güp Tüzûk Kurultayı Hazırlık
Toplantısı bugün sona erecek.
IAYDIN ENGtN aengin@doruk.net.tr
An, ah... Bitti.
Kürkçü dükkânına döndüm. Daha ge-
miden iner inmez, oksijen yerine egzoz
gazı solutarak, kendine yakışan bir "hoş
geldin" çeken kenti selamladım ve solu-
ğu gazetede aldım.
Ben olmadan da gazetenin çıktığını,
bahçede her zamanki park kargaşasının
sürdüğünü, kedilerin yemekhane önü
nöbetlerine inatla devam ettiklerini, kat-
lardaki, servisterdeki "kadrolu" kedilerin
arsızlıklannı yitirmeksizin ortalıkta dolan-
dıklannı görüp şaşırdım.
Ne tuhaf, dünya ben olmasam da dö-
nüycx; gazete ben olmasam da çıkıyon
İstanbul, ben olmasam da içinde yaşa-
yanlan kıyasıya hırpalamaya devam edi-
yor.
Eh madem kente, kentte kürkçü dük-
kânına döndük, bari tam olsun. Haftalar-
dır internetsiz, elektronik mektupsuz ge-
çen harikulade günlere inat, bilgisayan
açıp bağlandım.
Kentle köyün farkı işte. Anında bağla-
nıldı. Elektronik posta kutumu açtım...
Breh breh breh...
Kutu dolmuş, taşmış. Ekranlar dolusu
bir e-mektup listesi akıyor: 503 mektup.
Aç aç sonu gelmez; oku oku bitmez...
Kıbnslılar, nükleer karşıtlan, nükleer
yandaşlan, Zeugma savunuculan, çev-
reciler, şakalar, virüs uyarıları, Burdur,
Bergama, Uşak, Diyarbakır, Gebze, Kırk-
lareli, Sağmalcılar, Buca, Aydın, Çankın,
Kürkçü Dükkânında,
E-Mektup Sağanağında...
Adana cezaevlerinden yükselen acı çığ-
lıkları, panel çağnları, kıyı kentlerinden
"şenlik, festival" daverJeri, tutuklu yakın-
lan ve ailelerinden gelmiş uyanlar, daya-
nışma, yardım dilekleri, YÖK karartan ve
rektör atamalan üstüne akademisyen-
lerden gelen mektuplar...
övgüler, sövgüler, sevgiler, fırçalar, akıl
vermeler, hesap sormalar, 450 kelimelik
(herhangi) bir Tırmık'a 1450 kelimelik ya-
nıtlar, eleştiriler, katkılar...
Tümünü ve tek tek yanıtlamak olanak-
sız. Toplu bir yanıt için sınıflandırmak ge-
rek. Ama nasıl? övgüler ve sövgüler di-
ye mi ayırmalı, konulara göre mi bir ara-
ya getirmeli?
Düşünüp oyalanmaktansa bir yanın-
dan başlamalı...
• * •
KHK üstüne patlak veren "cteWef kri-
zi-hukuk krizi" tartışmasında dilim sürç-
müş "...Ahmet Necdet Sezeryeni se-
çildi. Önünde daha beşyıl var" diye yaz-
mışım. Cumhuriyet okuru bu, kaçınrmı?
17 e-mektup saydım. Hepsi de Cumhur-
başkanı'na Çankaya'da beş yıllık ömür
biçmemi yakalamış, tatlı tatlı dalga ge-
çip fırça atıyor.
Bence suç gene Ecevtt'in ve ortakla-
nnın. 5+5 formülleri ile kafamızı öylesine
kanştırdılar ki cumhurbaşkanlannın yedi
yıl için seçildiğini bile unutmuşuz. Dilimin
sürçtüğüne yanmıyorum, diyelim sürçtü,
o zaman beş yıl yerine niye on beş yıl
yazmadım diye hayıflanıyorum. Oyle
"sürçseydim" belki fırça bile yemez, "di-
line sağlık" diye övgüler bile alırdım...
Yanılıyor muyum?
Kıbns üstüne mektup yollayanlardan
öven, katkı yapan, bilgilendiren, düzel-
tenleri biryanabırakalım. Hepsindenya-
rartandım. Sövgüler düzenleri de bir de-
ğil iki yana bırakalım. Öylesi mektuplara
karşı artık nasır bağladık. Amaaaa...
Ama "Behey Engin Efendi, sen Türk
müsûn, Ermeni mi" diye soran ve mek-
tubu "Bir TMTmücahidi" diye imzalayıp
kimliğini saklayan, ama mektubunu baş-
tan sona ağza alınmaz küfür ve ürkütü-
cü tehditlerfe dolduran "yiğit'e bir çift
sözüm olsun.
Bir kere, gerçi babamın ustası bir Er-
meniydi; dostlanm, arkadaşlanm arasın-
da epey Ermeni var, ama konu Kıbns ol-
duğuna göre sorunun "Sen Türkmüsûn,
Rum musun" diye düzenlenmesi gerek-
mez miydi? Doğrusu bu mantık hatasını
"bir TMT mücahıdi"ne hiç yakıştırama-
dım. Geçelim. Mektubundaki "Sen sün-
net oldun mu" sorusunu ıse hıç anlama-
dım. Küçükken oldum. Inanmazsa bir
gün gazeteye uğrasın...
"YOKAynasında Bir Demokrasi Sına-
vı" başlıklı Tırmık da fırçalardan bolca
nasiplenenlerarasırKla. "B/raA-VottaireV,
mezannda rahat uyusun. Burası Türkiye"
dîyenler de var, demokrasiyi parmak he-
sabına, alınan oy sayısına indirgediğimi
söyleyip eleştirenler de var, Ondokuz
Mayıs Üniversitesi'nde yuvalanmış ülkü-
cü tosunlann değiımenine su taşıdığımı
söyleyip kınayanlar da...
Ben yalnızca, YÖK'ün kararlanna bel
bağlamaktansa, YÖK'ün kararlannın
Cumhurbaşkanı'nca düzeltilmesinden
medet ummaktansa, rektörseçimlerinde
şu niye seçildi, bu niye seçilmedi diye
tartışmaktansa oklanmızı sorunun kalbi-
ne, YÖK sisteminin özüne yöneltmeliyiz,
demek istemiştim. "YÖK yok olmadan
bu sorulann da, sorunlann da çözümü ol-
maz"\ vurgulamaya çabalamıştım.
Demek becerememişim.
F tipi cezaevlerine ve Burdur-Berga-
ma-Buca cezaevleri ekseninde olup bi-
tenlerle ilgili yüzlerce e-mektuba gelin-
ce...
Geleceğiz, geleceğiz. Hem de bıktır-
macasına geleceğiz. Hele şu "köyden
kente dönüş" şaşkınlığını bir atayım...
POIİTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HÎKMET ÇETİNKAYA
•••Avuntulap Bahçesi
Sadece denizin hışırttsı duyuluyor...
Koyu lacivert bir gecenin ıçindeyiz...
Izmit, Adapazarı, Avcılar, Gölcük, Yalova, Değir-
mendere, Çınarcık derin bir uykuda...
Bir yıl önce de aynı saatlerde uykudaydı insan-
lar...
Adım adım yaklaşan ölümün farkında bile değil-
lerdi...
Sokaklar bomboş...
izmit Korfezi'ne karşı kıyıdan vuran kör ışıklar yor-
gun...
Birkaç gün önce bölgeyi gezen arkadaşımız Ha-
tice Tuncer'ın anlattığı öykü, ınsanın içinde derin
sızı bırakıyor, sonra da mavi bir öfkeye dönüşüyor-
du...
Gözlerinde acının izleri silinmemiş Nadire Du-
ran'ın fotoğrafına bakmıştım yola çıkmadan önce...
Elif, Kader ve Soner, umursamazlığı kaçışların
acısıyla sivrilen yaşamın mızrağında ince bir gül ta-
cınadönüşüyordu...
Sadece denizin hışırbsı duyuluyordu...
Gecenin o koyu rengi vuruyordu yüzüne...
Sigarasını çekiştirirken "Artık bizim için yaşam
yok" dedi. Sonra kıyıya doğru yürüdü. Ellerini ha-
vaya kaldınp ekledi:
"Biiiyormusun, biryılönce bugün, aynıyerde ka-
nm ve iki çocuğumla biriikteydik..."
Bense, Hatice Tuncer'in fotoğraflannın ve röpor-
tajının etkisindeydim hâlâ...
Ellerini ceplerine soktu, yanm bir daire çizerken
çığlık attı:
"Onlar muhakkak şimdi benımle birlikteler, beni
izliyoriar; çünkü ölmedıler, yaşıyoriar!.."
Gözlerınin içinden tek kanatlı bir kuş, geceye inat
eflatun çizgiler içinde uçup gitti...
Gökyüzünden kopup gelen bir sevda bulutu, ses-
siz çığlıklann içinde kayboldu...
O ise macerası bitmiş avuntular bahçesinde yü-
riirken bir ses duydu:
Siyah gözlü bir kadın, iki çocuğuyla ona doğru ko-
şuyordu...
Her gece saat 03.00te buradaydı...
İki çocuğunu ve kansını bekliyordu!..
•••
Eşini ve iki çocuğunu 17 Ağustos depreminde yi-
tiren Ahmet, yaşamı boyunca karşı kıyının ışıklan-
na bakacak ve onlann çıkıp gelmesini bekleyecek-
ti...
Peki Soner, Elif ve Kader ne yapacaktı?
Çocuksu düşleri, Soner"i zamanın fırtınasında al-
lak bullak etmişti diğer deprem çocuklan gibi...
Körfez kurşuni bir aydınlıkta paıiarken geçmı-
şin izdüşümü vuruyordu odanın içine...
Acaba umutlar nerede başlar, anılar nerede biter-
di?
Bir yaz günü bahçedeki erik ağaçlan, yaşanan
gizli sevdalan biriktirirdi. Onlar ölümle yaşam ara-
sında çoğaldığında 20 yaşındaki Sibel'in gözlerin-
de bir hüzün belirirdi...
Sibel'in ne annesi, ne babası ne de kardeşleri var-
dı artık...
Ama o ayakta durmayı başarmıştı...
O, "Yaşamam gerek" diyordu. Sonra başını önü-
ne eğip susuyordu. Gözlerinde bir bekleyiş yoktu.
Kendisıni yalnızlığa alıştırmıştı...
Sibel, "Okuyacağım" dedi. Liseyi bitirmiş, üniver-
site sınavlannı kazanmıştı. Bir işte çalışıyordu. Ken-
di yalnızlığını, hüznünü çoğaHrnak yerine, yaşamı
kucaklıyordu...
Şafak, körfezin üzerinde beyaz bir gölgeye dö-
nüştü. Turuncu aydınlık ve lacivert çizgi yitip git-
ti...
Kentte bir hareketlenme başladı...
Yalova'da çarşı uyandı...
Sanki yağmur dinmiş, bulutlar çözülmüştü...
Gece ağaçlan yeni bir güne umutla bakıyoriardı...
Hani vişne çürüğü sıkıntılar vardır ya, onu anım-
satan çaresizükler 17 Ağustos'tan bir yıl sonra in-
sanlann yüzlerinde derin çizgiler oluşturuyordu...
• • •
Üç torununa bakan Nadire Duran; ölümü yaşa-
mın içinde hisseden küçük Soner...
17 Ağustos depremi binlerce insanı öldürdü...
Katil doğa mıydı yoksa o konutlan yapanlar mı?
Bu sortrya yanıtı kim verecek?
On binler yıkıntı altında kaldı; sağ kalanlann ya-
şamlan karanlığa dönüştü...
Körfezde denizin hışırtısını dinlerken gökyüzün-
deki yıldızlann oyununu da izliyorum...
Oysa yaşam da bir oyun!..
Yalnızlıklan yakalayıp hüznün kelepçesini yüreği-
ne vuran Ahmet, hep bu kıyıda her gece yansı eşi-
ni, çocuklannı bekleyecek...
Sonra gün ağaracak!..
O, gizlice yaratrjğı düşler evreninde mevsimler-
le birlikte yürüyecek!..
Bir sigara yakacak sonra...
Sandalyeye oturup çayını içerken gözlerini yu-
macak. Eski dostlan ona artık "delirdi" diyecek...
Kimse susturulmuş şarkılan anımsamayacak!..
Güvercinler eskisi gibi yine kanat çırparak ha-
valanacak!..
Yaşam sürecek!..
hikmetcetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
^ kttap kulübü
N TANIĞI ÜÇ YAZM
. BASI
KUBİLAY OLAYI VE TMİKAT
KAMPLARI
4. BASI
SANCIU YILUR KÜJATIUUJ
SOKAKLAR
4 BASI
KÜZU POSTUNDA KÜRT
ZAMIAKSANADABULASTIKAII
2 BASI
DİN BARONUNUN KAZLARI
AŞIK KADINLAR $0KA6l
2 BAS!
SERİAT PAZARI
SEVDANIN ADRESİ BELIİ DEĞİL
TÜRKİYE'NİN ŞEYTAN ÜÇGENİ
6ÖZLERİN POYRAZ
Cumhunyet Kıtap Kulubu Çağ Pazartama A Ş Turkocağı Cad
No:39/41 (34334) Cağaloğlu-istanbul Tel 514 01 96