Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15AĞUSTOS2000SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR [email protected] 15
KENTLER VE KÜLTÜRLER / Bordeaux TURGAY FİŞEKÇİ
• Bordeaux'lular kentlerini tanıtırken "Üç M"nin, Montaigne,
Montesqueu ve Mauriac'ın kenti demeyi hiç unutmuyorlar. Gerçekten de bu
üç isim, Fransa'nın hem düşün, hem de sanatında önemli izler bırakmış. MaJapar-Franço»ManriacMüzea
ŞanûmBordeaux kenti, şarapla öylesine öz-
deş ki, burada başka bir şey düşünebil-
meye olanak yok.
Oysa kent, 18. yûzyıldan kalma iki-
şer katlı taş evleriyle önemli bır mımar-
lık kalıtı. Ilk kez böylesı küçük yapılar-
dan oluşan bir büyük kent görûyorum.
Nüfusu 800.000
Kent merkezinde anıtsal yapılar, ki-
liseler, saraylar elbette var. Ama büyük
alanlann dışındaki bütün "sokaklar, al-
çakgönûllü taş evlerle kaplı. Sanki bir
köye gelmiş izlenımine kapüıyor insan
önce, yadırgıyor böyle bir büyük kenti.
Sonra böyle de kentier olabilirmış diyor,
ısınıyor, seviyor.
Inanamadım buna, sanki bağ evleri-
ni yan yana dizip sokaklar, sonra da ko-
ca bir kent oluşturmuşlar. Çatılarda da
geleneksel kirerriitler.
Kent dışına doğru bu doku değişiyor.
Yüksek yapılar, bahçeü lüks konutlann
oluşturduğu mahalleler başlıyor Hatta
kent merkezıyle çevresindekı bu çağ-
daş yapılaşma arasında bır bağ kurabil-
mek de olanaksız. Merkez ne denli ken-
dine özgü, ne denli kişıliklıyse, çevre de
o denli bakmakalıp, kişüiksiz. Alman-
ya'nınyada ABD'ninherhangı birkent
ya da kasabasında görebıleceğıniz yer-
İejfirn düzenı buralarda da kurulmuş. .
Global beğenı, her yen olduğu gibi
Bordeaux'yu da kuşatmış.
sünenegemenliği
Bağlar veşaraplar
Bordeaux şaraplan Roma dönemin-
den bu yana tarunıyor. Yüzyıllar boyun-
ca, üretım teknıkleri, satış, tümü yerle-
şik bir örgütlü yapıya kavuşmuş. Nere-
deyse Bordeaux'da birbağda yaprak kı-
mıldasa anında bütün dünyanın haberi
oluyor. Her şey öylesine denetim altın-
da.
Bordeaux kentınin yönetsel yapısı bı-
le şarap bölgelenne göre bölümlenmiş.
Bölge, şarap sınıflanna göre 36 ilçeye,
ilçeler de kendi içlerinde bucaklara ay-
nlıyor. Her bucak da şato (château) adı
verüen bağlara bölünmüş.
Her bağ kendı şarabım üreüyor ve şi-
şesinin üzerine de kendi etiketini yapış-
tınyor.
En iyi şaraplara cru classe (has bağ),
sonrakilere cru exceptionnel (olağanüs-
tü bağ) ve daha genış bıralaru kapsa>an-
lara da cru bourgeois (burjuva bağı) adı
verilmiş.
Kimi ilçelerde üretilen şaraplar ıse
özel nitelıklen nedeniyle ılçenin adıyla
anılıyorlar: Medoc ya da St Emıüon gi-
1997'de bölgede üretilen şarap 855
milyon şişe.
•••
Gelelim, Idlometrelerce süren bağlar
içinde dolaşmaya. Hem bağlar da kent
kadar bakımlı, düzenlı, göz alıcı.
Bağlar, kilometrelerce sürse de her
kanş toprağı elden geçmış. Aralannda
kimi zaman motorlu araçlann geçebıle-
ceği, kimi zaman da yalnızca yürüyüş
içın yapılmış yollar var. Dahası bazı
bağlarda bu yollann kenarlanna da gül-
ler, türlü çiçekler dikilmış.
Bızdekı bağ evlennınkarşılığı olan ya-
pılar, burada daha büyük. Mahzenlerin-
de binlerce fıçı şarap bekletıliyor.
Şatolar ve bağlar yalnızca güzel şa-
rapların üretildiğı yerler olarak kalmı-
yor. Buralan gezip görmek isteyen me-
raklı gezginler içın de önemli birer tu-
rizm merkezleri olarak kabul edıliyor.
Bu nedenle kimi şatolar ya da çevre-
sindeki yapılar özel lokanta ya da bir-
kaç odalık küçük oteller olarak düzen-
lenmişler. Böylelikle hem bağlar ara-
sında geziyor, şatolan görüyor, hem de
oralarda üretilmış şaraplann sunuldu-
ğu sofralarda yemekler yiyebiliyor, is-
tersenızoradagecclemeolanagmadaka-
vuşuyorsunuz. Bu da elbet gelırlere ge-
lir katıyor.
• • •
Böylesi bir doğa bereketi içinde zen-
ginleşmek kente tutucu bir toplumsal
yapı da kazandırmış. Bordeaux, uzun yıl-
lardır sağ eğilimli siyasetçilerin yöne-
tımınde.
Eşsiz mimarhk
Bordeaux kent merkezi, eşsiz mima-
ri yapısıyla gezmeye, dolaşmaya doyul-
mayan bir mekân.
Kent dokusu, o denli inceliklerle be-
zenmiş ki, aynmına vardığında şaşıyor
insan.
Sözgehmı, Bordeaıa'nun sembolü
tavşan. Kentm Gıronde Irmağı kıyısın-
da uzanan genış bır bulvannın aydınla-
tılması için dikılmiş elektnk dıreklen te-
pede, tavşan kulağı bıçımınde ıkiye ay-
nlrruş.
Yine kent dışındaki elektrik dırekle-
nne dıkkat edıyonım. Yalnızca elektnk
tellerini taşısın diye dikilmemişler, uzun
uzun güzel olsunlar diye de üstünde dü-
şünülmüşler. Telleri tutan fîncanlar, kü-
pe çiçeği gibi sallanıyor yukandan.
Kentm en işlek küçük sokaklanndan
bınnde bulunan, üç dükkânın yan yana
bırleşunlmesiyle oluşturulmuş Mollat Ki-
tabevi de kentin güzelliğine katkıda bu-
lunuyor.
•••
Içınden ırmak geçen kentier, genellik-
le suyun ıkı yanma yayılırlar. Kentin iki
yakasını birleştiren köprüler de, kente
ayn bir güzellik katar.
Bordeaux, bu genel yaklaşuna da uy-
mayan bir kent. Merkezi, neredeyse ır-
mağa arkasını dönmüş, içinekapanmış.
Ne kıyı boyu, ne de karşı kıyı, kent için
önem taşımıyor.
Bordeam'nuıı yetiştirdiği Üç M
Bordeaux, yetıştirdiğı ünlü yazar ve
düşünürlerryle de övünüyor Kentlenm
tanıörken "UçM"nin, Montaigne, Mon-
tesqneuve Mauriac'ın kenti demeyi hiç
unutmuyorlar.
Gerçekten de bu üç isim, Fransa'nın
hem düşün, hem de sanatında önemli iz-
ler bırakmış.
Montaigne'yi (1533-1592) ve Dene-
meler'ini hepimiz biliyoruz. Sabahattin
Eyuboğtu'nun dilimize çevırdıgı yapı-
tı, yayımlandığından bu yana kım bılir
kaç baskı yaptı. Montaigne, 1581-1585
arasında Bordeaux'nun belediye baş-
kanlığını da yaptı.
Montesqueu (1689-1755) ise, çağına
getirdiği düşünsel yeniliklerle aydınlan-
maya ve Fransız Devrimi'ni hazırlayan
sürece büyük katkılarda bulunmuş bir
düşünür. O da Bordeaux parlamento-
sunda başkan yardımcılığı yapmış
François Mauriac (1885-1970), çağ-
daş Fransız edebiyannın başta gelen ya-
zarlanndan. 1952'de Nobel Edebiyat
Ödülü kazanan yazar, edebıyatın hemen
her alamnda verdiği yapıtlann yanı sı-
ra, siyasal polemiklenyle de tanınıyor.
Mauriac'ın yaz aylannı geçirdıği ve ça-
bştığı Malagar Şatosu, bugün müze ola-
rak düzenlenmış. Yazann hem yaşadı-
ğı mekânlaraynen korunmuş, hem de tür-
lü belgelerin sergilendiği çağdaş bir mü-
ze yaratılmış.
Birdavet
Kentte Fransa'nın eskı başbakanla-
nndan, şımdı Bordeaux Belediye Baş-
kanı Alain Juppe'nin, belediye binasın-
da verdığı davete çağnlıydık.
Belediye binası da kentin güzel yapı-
lanndan biri. Geniş bir bahçe içinde,
tek katlı, geniş salonlan olan neo kJasık
bir yapı.
Yardımcısı birhanım, yazarlara konuş-
tuğunu düşûnerek olmalı, öyle oturaklı
bir konuşma yaptı ki, Ingilızceye çevi-
renin canı çıktı, eveleyip geveledi, söz-
lerini fnr türlü toplayamadı.
Resmı bir davet olmasına karşm ik-
ramlaruı da ilgüıç bir sunuluşu vardı.
Sanki bır pazar yerinde yiyecekler or-
taya dökülmüş gibi masalann üzerine ge-
lişigüzel atıhnış izlenimi venlerek sıra-
lanmıştı. Aralanna tahıl tanelen, otlar,
baharatlar serpıştınlmışti.Ünlü bir ken-
tm belediye binasında değil de, kırda
bir köy evinin sofrası gibiydi. Ortalık-
ta ne çatal bıçak, ne de tabak vardı. Her
şey masa üzerindeki dağınıklıktan elle
alınıp yenecekti.
Kusturica'nın filmlerinin müzikleriyle tanınan Saraybosnalı besteci iki konser için îstanbul'da
Bregoviç Açıkhava'yı çok sevdi
CUMHUR CANBAZOĞLU
Goran Bregoviç, son yıllarda Açıkhava Tiyatro-
su'ndakı etkinliklerin vazgeçilmez isimlerinden bi-
ri oldu. BuaçıdanJanGarbarek'ın Türkiye'deki se-
rüvenini anımsatan bir gelişme sergiliyor Saray-
bosnalı besteci. Önce Uluslararası Istanbul Caz
Festivali'nde, ardından geçenyü yine Most Produc-
tıon organizasyonunda çaldıktan sonra şimdi de iki
konser içın Îstanbul'da.
Yeni birşeylerüretmemesine karşm Bregoviç'in
böyle bir organizasyonda, hem de iki gece art arda
yerahııası Türkiye'deki müzikseverlerin ne derece
sadık olduğunun çarpıcı bir göstergesi. Garbarek
de altın yumurtlayan tavuk misalı her yıl Açıkha-
va'yı doldurması için davet edilmiş, ancak bir sü-
re sonra konserleri esprismi yitirmişti.
Gelelim Bregoviç'in Türkiye'de bu derece sevil-
mesının sınna, bir kere bıze çok yakm bölgelerin,
Balkanlar ve Akdeniz'in tüm müzıkal özellikleri-
ni ıyi özümsemiş bir isim. 1950'de Saraybosna'da
Hnvat baba ve Sırp anneden doğmuş, Müslüman
mahallesinde yetişmiş, Macar, Rumen, Bulgar, Yu-
naa Itaryan, Türk ve Çingene ezgilerinden oluşan
benzersiz bir "müak mozaiği''nin içmde büyümuş
yetmeklı bff besteci o. Profesyonel müzık yaşamı-
na .5 yaşmda "rockçı" olarak başlamış; liderliği-
ni japtığı White Button (Beyaz Dügme) grubuyla
etıık tatü "Y^orock" yolunda yürümüş, çok genç
yaşa pençesine düştüğü LSD tutkusundan kurtul-
vmn başarmış, dünyayı keşfetmek için gittiği Ital-
ya'sa sokak şarkıcıhğıyla yaşamını kazanmış Bre-
g<MÇ.
Ardından "Emir Kusturica dönemi" başlamış
jrasunında. Dostu Kusturica, üçüncü fıhni Çinge-
mier Zamanı için topladığı mûzikal materyalı ona
tesim etmiş; zenginleştirmesini, etnik yanlarmı
Ö*K çıkarmasuu ve yeni bir şeyler katmasını iste-
Kusturica ile müzikal ve gönül bağlıüğı, yönet-
menin Arizona Dream (Arizona Rüyası) ve Un-
derground (Yeraltı) filmlerine yazdığı kompozis-
yonlarla gelişmiş. Işte tam bu sırada Saraybosna'da
savaşın çıkacağuıı ıyi gören Bregoviç. Pans'e yer-
leşmiş ve menajerinın bulduğu dört kışi ile Fran-
sa'nınbaşkentinde Balkan müzığı yaparak geçimi-
ni sağlamaya başlamış. zTamanla işler cıddıleşince
orkestraya etnık sazlar eklenmış ve sonunda Düğûn
ve Cenaze Orkestrasj doğmuş
Gensı tam bır sihırh öykü gibi; Emir Kusturica
ve fılmleri dünya çapındaünleniyor. Dolayısıyla Bre-
goviç'in müzıklen de dikkat çekıyor. Rumeli ha-
valanru, tangolar, Arap ezgilerini, beğendiği her
ezgiyı birlikte yoğuruyor; Osmanlı bandolan ara-
cılığıyla Balkanlar'a girmiş nefesliler ve güçlü n-
tim sazlanyla geleneksel ezgilen süslüyor. Bu ara-
da Türkiye pazannda da ilginç bir rekorun sahibi
• Rumeli
havalarını,
tangolar,
Arap ezgilerini,
beğendiği her
ezgiyi birlikte
yoğuruyor;
Osmanlı
bandolan
aracılığıyla
Balkanlar'a
girmiş nefesliler
ve güçlü ritim
sazlanyla
geleneksel
ezgileri süslüyor.
oluyor. Arizona Dream'ın (1993) müzik albümü-
nün korsan baskısı, üzerinde fılmin adından başka
bilgi olmadan, tezgâh altuıdan satılarak tüm za-
manlann en fazlatalep gören yabancı yapıtlanndan
bıri unvanını kazanıyor...
Emir Kusturica ile aralanaçık
Aynı Haris Alenou ömeğinde olduğu gibi Bre-
goviç bestelen, bizim popçular tarafindan kapışdı-
yor. Sezen Aksu daha da ileri giderek ünlü besteci-
yi Türkiye'ye davet ediyor ve Düğün ve Cenazeal-
bümünde onun kaleminden çıkmış film müzikle-
rini Türkçe sözlerle yorumluyor. O tarihten sonra
da Türkıye'yı komşu kapısı yapıyor.
Bu arada söyleşilerde Kusturica'yla kankardeş ol-
duklannı, kalbınin Saraybosna'da kaldığmı, Bal-
kan müzığiyle MTV'nın sartlanna karşı Donkişot
misali savaştığını anlatıyor...
Işte öykü böyle; ancak müzik dünyasını yakın-
dan izleyenler için bu sihirli masal biraz bunık so-
nuçlandî. Bregoviç, bizde olduğu gibi, Akdemz ül-
kelerinde de tam müthiş bir çıkış yapmışken, bü-
yük turne teklifleri alırken kan kardeşı dedığı Kus-
turica kalktı, ydlardır kendısinin araştınp bulduğu
ezgileri Bregoviç'in utanmadan alnna imzasını ata-
rak albümlere dönüştürdüğünü, büyük paralar ka-
zandığını söyledi ve ortaklıgı bitirdiğini açıkladı.
Tam bu sırada iki Korsikalı besteci de, yapıtlannı
izinsiz kullandığı gerekçesiyle Bregoviç aleyhine
dava açmıştı. O dönem PoryGram, dava nedeniyle
eski albümlerini bir süre basamamıştı.
Aym günlerde Kustunca, yeni fılmi Ak KedüKa-
ra Kedi'nin müziğini başkalanndan istemişti. Bre-
goviç de diğer yanda değişikliğin her zaman iyi ol-
duğu şeklinde demeçler veriyordu basına. Sonra o
da Itafyanlann ünlü gazetesı La Repubbiica'da ya-
yımlanan söyleşıde ağırkonuştu: "Çamurarmak-
tan başka bir şey yapmıyor ve kıskançlıktan ne de-
diğini bilmhror. Onsuz da başan kazanılabfleceğini
kabul edemiyor."
Bregoviç doksanlann ikinci yansmda, görkemli
konserler haricinde, kendi adına dişe dokunur bir
şeyler üretmezken önce Sezen Aksu'ya, ardından
Yunan George Dalaras'a, son olarak da Polonyalı
Kayah'a albümler ürettı. Ilk ikisi orta halli işler
olurken çok gür sesli Kayah'ın yapıtı (Kayah Bre-
goviç) çok başanlıydı. Türkiye'de de yayımlanan
bu albümü, Bregoviç hayranlanrun kaçırmamalan
gerek. Bir de Yaşam Treni (Yön: Radu Mihaileau-
nu -1998) adlı fikne müzikler yazdı, ama pek ses
gelmedi. Şu anda da Sicilya yöresinin etnik ezgi-
leri üzerinde çalışıyor... Bregovıç cephesinden son
haberler böyle. Gerisi Açıkhava sahnesinde; Sa-
raybosnalı besteci, hepsi iyi müzisyenlerden oluşan
orkestrasıyla insanlan çok bilinen ezgileriyle dan-
sa davet ederken birkaç yeni parça da yakalarsak
ne mutlu bize.
Tek Oscarını 1947'de almırtı
Loretta Young
87 yaşında öldü
KültfirServisi-Holly-
wood'un zarafet ve gü-
zellik simgelerinden bi-
ri olan, ünlü oyuncu Lo-
retta Young, Los Ange-
les'ta yaşamını yitirdi.
Yumurtalık kanseri
teşhisiyle bır süredir te-
davı gören Young, 87 ya-
şındaydı. Sessiz fılmler-
le kariyerine başlayan
Young, bir süre sonra
uzun süreli bır televız-
yon programı yaptı.
Hollywood'un altın
döneminde 88filmderol
alan Young, genellikle
iradeli vegüçlü kadın ka-
rakterleri canlandırdı.
Frank Capra. Cecile B.
DeMiIle, John Ford ve
OrsonWeflesgibi önem-
li yönetmenlerle çalışan
Young'un en büyük şans-
sızlığı, çoğu zaman bu
yönetmenlerin ikinci sı-
nıf filmlennde rol alma-
sı idi. Yine de Hollywo-
od'un fabrika gibi film
ürettiği ve oyunculann
seçme şansının olmadı-
ğı bir dönemde, kendi
standartlanna göre hare-
ket eden nadir oyuncular-
dandı. 'Born to Bad"de
CaıyGnınt, 'CallofThe
VVüd'da Clark Gable,
'Shangai'da Charies Bo-
yer gibi dönemın en bü-
yük jönlen ile başrolü
paylaşan Young, tek Os-]
car ödülünü, 1947 yıhn-
da, 'The Farmer's Da-
ughter' filminde kong-
reye kabul edilen Isveç-
li bir hizmetçi rolü ile
'En İyi Kadın Oyuncu'
dalında kazandı. Buna
karşıhk, 1950 ile 1960
yıllan arasında yaptığı
ve her programında ün-
lü bir yıldızın kılığına'
girdiği 'The Loretta Yo^l
ung Show'uyla üç kez
Emmy ödülü kazandı.
4 yaşında iken dayısı
sayesinde gösteri dünya-
sma adım atan Young,
1963 yılmda emeklı ol-
duktan sonra kendini ha-
yır işlerine adamıştı.
20. Dünya ŞaJrler Kongresi
Yunanistan'da yapılacak
• Kühür Servisi - Bu yıl yırmincısı düzenlenecek
Dünya Şairler Kongresi, 15-25 Ağustos tarihlen
arasında Selanik'te yapılacak. ABD'de kurulu
Dünya Kültür Sanat Akademisi'nin organize
ettiğı, Tsigaridas Uluslararası tlişkiler ve Yayın
Bırliği'nin genel yönetmenliğinı üstlendıği
kongreye, kırk ülkeden bin dolayında şair ve
sanatçı katılacak. Dünya Kültür Sanat Akademisi
üyesi Dr.Hüsamettın Olgun da kongrede 'Türk ve
Yunan Şairlerinde Dostluk ve Banş' konulu bir
tebliğ sunacak.
Yönetroen Malcolm Kay İzmiTte
• Kûltür Servisi - Ingiliz yönetmen Malcolm
Keıth Kay, tzmit Şehir Tiyatrosu'nda 'Üç
Kuruşluk Opera' adlı müzikali sahnelemek üzere
Türkiye'ye geldi. Bertolt Brecht'in en fazla
oynanan oyunlanndan bin olan 'Üç Kuruşluk
Opera"nın 14 Ekim'de Izmit'te prömiyeri
gerçekleştirilecek. Epik opera olarak da
değerlendirilen oyun, bu kez ahşıüruşın dışmda
bir yorumla seyircisinin karşısma çıkacak. Türk
tiyatrosu ve izleyicısmı yakından tanıyan Kay,
aynı zamanda Mel Gibson, Nicole Kidman gibi
ünlü oyunculara da hocalık yapmış başanlı bir
oyuncu.
30 yıHık John Lennon nöpoptajı
• Kültür Servisi -
Ölümünün üstünden
yirmi yıl geçmesine
rağmen hâlâ
konuşulan ve 20.
yüzyüın en iyi
müzisyenlerinden
biri olarak kabul
edilen John
Lennon'un,
Amerikan "Rolling
Stone' dergisi
tarafindan 30 yıl
önce yapılan ve
sansürlenen
röportajı günışığına
çıkü. John Lennon'ın Beatles grubu hakkında
gerçek duygu ve düşüncelerini aktardığı röportaj,
Amerika'nm radikal kesiminin sesi olarak
değerlendirilen Rolling Stone dergisi tarafından
fazla duygusal olduğu gerekçesiyle. oldukça
büyük bir sansüre Uğrayarak yayımlanmıştı. John
Lennon'm, Paul McCartney ve George
Harrison'u Yoko Ono'yu sevmedikleri için
eleştirdiği ve Beatles efsanesine artık
inanmadığını belirtfiği röportajın tamamı,
sanatçmm 60. doği4m
günu
o i ^ 9 Ekim'de
yayımlanacak.
Tiyaü^o Beştipmerrleri
Birliği'nden duyuru
• KültürServia-Tiyatro Eleştirmenleri Birliği,
Istanbul Devlet Opt r a v e B a l e s i M ü d ü r ü v e G e n e l
Sanat Yönetmenı Ye k t a
Kara'nm Kültür
Bakanlığı tarafından
görevden almmasmı krnavan
bır basın duyurusunda bulundu. Bu karan, '
başanlanyla sivrilet, ge
rçe
k sanatçılara karşı bir
kırma girişunı olamk niteleyen Tiyatro
Eleştirmenleri Birliği, Kara'mn döneminde
Istanbul Devlet Opçra ve Balesi'nin sadece
yurtıçmde değil yundışında da büyük başanlara
ımza attığımn altuu ^^ Ope r a v e b a
ı e
bıletlenrun. satışa s^uj^gu s a a t i ç i n d e
bıtmesımn Yekta Ka r a yönetiminin bu sanat
dallanmn yaygınla^m l m a s ] n d a başardl
olduğunun bır kanı,,o l a r a k s a y ı l m a s ı
ge r e
ktl ğ
ini
vurgulayan Tiyatro Eleştirmenleri Birliği,
"Izleyen nerkesın a,.akta
alkışladığı ve Gülriz
Surun nm deyışıyl. -g Ö 2 y a ş
ianna boğulduğu'
Lirik Tanh GöstenV n e b i r
^ u
. ,
savunma yapılmad^. s u ç l a m a l a r a
kamtlanmadan uygj J a n a n b u g ö r e v d e n
^ 3
islemıyle kurumla^y, v e h a ş e n g e l l e m e
a
™
ç
! y?
z b
>f
B l 2 i
^s oyununa benzetriğmıızi ve
şıddetle kınadığırn^ k a m u d u y u ^ -
sozlen de Yekta K v d e s t e k
^