09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet | İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç I Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya 0 Yazuşlen Müdünı tbrahim Yddız • Sorumlu Müdür Fikret llkiz # Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Istıhbarat- Cengiz Yıldınm • Ekonomr OzJem Yüzak 9 Kültür: Handan Şenköken • Spor: Abdülkadir Yiicelman • Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme Abduilalı Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu # Bilgi-Belge: Edibc Büğr» • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yayın Kıırulu: llhan Selçnk (Başkan). Orhan Erinç. Hikmet Çetinkaya, Şâkran Soner. tbrahim Yİkfaz, Orhan Bnrsalı, Mustafa Balbay. Hakan Kara. Ankara Temsücısı: Mustafa Balbay Atatüık Bulvan No: 125,Kat.4,Bakanlıklar-AnkaraTel. 4195020(7hat). Faks. 4195027 • Lzmır Temsılcısı Serdar Kmk, H Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel 4411220, Faks: 4419117 •AdanaTemsücisı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 363 12 ll.Faks:363 12 15 Müessese Müdürü: Cstfin Akmen • Koordınatör. Ahmet Korulsan 0 Muhasebe: Bölent Yener • tdare: Hûseyin Gürer • Satış: Fazilet Kuza MEDYA C: • Yönetım Kurulıı Başkanı - Genel Müdür Gülbin Erduran 0 Koordınatör Reha Işrtman # Genel MüdürYardımcısı. SevdaÇoban Tel. 514 07 53 - 51395 80-513846Wl.Faks:5138463 YaYimla>an ve Basan: Yenı Gûn Haber -\jansi, Basm ve Yaymçıiık A Ş Türkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 tstanbu! PK 246 - Sİrkec. 34435 tstanbul Tel (O.212)512 05O5(2Ohat) Faks (0712) 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 17MART2000 lmsak:4.39 Güneş: 6.06 Öğle: 12.20 tkindi: 15.39 Akşam: 18.20 Yatsı: 19.41 McCartney ilişkisim doğruladı • LONDRA(AA)-Ünlü Ingiliz rock grubu Beatles'ın üyesi Paul McCartney, hayır işleri sırasında tanıştığı eski manken Heather Mills ile ilişkisini doğruladı. Eşi Linda'yı yaklaşık 2 yıl önce göğüs kanserinden kaybeden McCartney, eski mankenle ilişkisi hakkında Times gazetesine yaptığı açıklamada, "Çok iyi arkadaşız. Çok etkileyıci bir kadın. Hayır işinde beraber çalıştık ve yakınlaştık. Beraber tarile çıktık o kadar' dedi. Hepdakikaii kişiye ADS bulaşıyor • ANKARA (AA) - Dünyada her dakika 11 kişinin AJDS hastalığına yakalandığı ve toplam 33.4 milyon kişinin AJDS virüsü ile yaşadığı tahmin ediliyor. Birleşmiş Milletler, Birleşik AIDS Programı UNADIS'in raporuna göre, HIV virüsü taşıyıcılannın yüzde 43'ünü kadınlar meydana getiriyor. Vakaların yandan fazlasının 25 yaşından genç olduğu saptandı. Başlangıcından bu yana 3.2 milyonu 15 yaşından küçük çocuk olmak üzere toplam 13.9 milyon kişi AIDS nedenıyle hayatını kaybetti. Türkiye'de ise 1999yılındaSağhk Bakanlığı'na bildirilen AIDS'li kişi sayısı 928. Türkiye'nin tanıtım atağı • ANKARA (AA) - 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı oluşturma çalışmalan çerçevesinde kuru'an Tanıtma Özel thtisas Komisyonu, hazırladığı raporda Türkiye'nin imaj konusundaki sorunlanna yönelik, tanıtma konseyi ve tanıtma koordinasyon grubu kurulmasım önerdi. Komisyon raporunda, olumlu imaj oluşturma çabalanna tüm kamu ve özel kesım kuruluşlan ile meslek ve sivil toplum örgütlerinin bir eşgüdüm sistemi içinde ve birbırlerini destekler şekilde katılımının sağlanması gerektiği vurgulandı. AkıHı evter • İSTANBUL (AA)- "Akıllı evler" artık hayatımıza ginyor. Türkiye'de uygulanmaya başlanan bir sistemle, enerjı. iklimlendırme, aydınlatma, güvenlik ve haberleşme işlemleri, herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan kendiliğinden ayarlanabilecek. Siemens tarafından geliştirilen ve 4 yıldır Türkiye'de uygulanan "Instabus EIB" sistemi, her türlü cihazın merkezi bir panodan takibini ve kontrolünü sağlıyor. Bilim adamları, bazı rahatsızlıkların ünlülerin başarılannda önemli rol oynadığını ileri sürüyorlar Tariheyön verenhastahklarANKARA (AA) -Günümüzde teda- visi çok kolay olan bazı hastalıklann, geçmişte tarüıe mal olmuş ünlü kişi- lerin başarılannda önemli rol oynadı- ğı belirtildi. Tıp otoriteleri, Napole- on'un ünlü Waterloo Savaşı'nı hemo- roidi yüzünden kaybettiği görüşünü savunurken kimi hekimler de ünlü ha- tip Çiçero, besteci Chopin ve ozan Elizabeth Brmvning'ın dehasını, ya- kalandıklan verem hastalığına bağla- dılar. 'Bütün Düny-a' dergısinin bu ayki sa- yısında, dünya tarihine yön veren ün- lülerin bazı önemli hastalıklanna yer verildi. Günümüz doktorlannın artık dünün tanılannı yeniden değerlendi- rebildiklerinin ifade edildiği yazıda. bu doktorlann tarihı kişilıklenn hastalık belirtileriyle eldeki son bilgileri birleş- tirip bu ünlü kişilerin rahatsızlıklannı yeniden tanımlayabildiklen bildınldı. Dönemin doktorlan, Fransa Imparato- ru Napoleon Bonaparte'ın, 40 yaşın- dan sonra ortaya çıkan zihni ve bede- ni yavaşlamasını, Napoleon'un zaman tddiaya göre Fransa tmparatonı Napoleon Bonaparte'ın hemoroidi olmasaydı Water1oo Savaşı'nı kazanınu. zaman sancıya yol açan mide ülseri ile seferlerinden birinde kaptığı bulaşıcı bir cilt hastalığına bağlarken günümüz doktorlan ise buna neden olarak Na- poleon'un, üst idraryolundaki şiddet- li enfeksiyonu gösteriyordu. Tıp oto- riteleri, bu rahatsızhklannın yanı sıra VVaterloo Savaşı öncesinde geçirdiği son derece acı veren hemoroid krizi- nin Napoleon'un başansını etkıledığı- ni belirterek Napoleon'un Waterloo Savaşı'nı belki de bu sağlık sorunlan yüzünden kaybettiğini belirttiler. Yaada Pers Imparatoru Kurus'un ise gözleri bozuk olduğu için Salamis'te tarihin en büyük deniz savaşlanndan birini kaybettiği belirtiliyor ve şöyle de- niliyor: "Kurus,Salamis boğazuu çokiyi bi- çimde gören bir kaya üzerinde dunı- yordu. Gözleri bozuk olmasaydı bu- lunduğu yerden Boğazın, filosunun manevra yapmasuu engelleyecek dar- hkta olduğunun avtrdına varmaması olanakstzdL" Kimilerinin başanlannı engelleyen hastalıklann, kımi ünlülerin de başa- nlanna neden olduğunun belirtildiği yazıda, verem hastalığına yakalanan ün- lülenn sayısının dıkkat çekıci olduğu • Tıp adamlan, kimilerinin başanlannı engelleyen hastalıklann, kimi ünlülerin de başanlanna neden olduğunu söylüyorlar. Verem hastalığına yakalanan ünlülerin sayısının dikkat çekici olduğunu belirten tıp adamlan, hatip Çiçero, besteci Chopin ve ozan Elizabeth Browning'i bu duruma örnek olarak gösteriyorlar kaydedildi. Hatip Çiçero, besteci Cho- pin ve ozan Elizabeth Browning'in buna örnek gösterildiği yazıda, kimi hekimlerin veremin kişinin içinde uyu- yan dehayı harekete geçirebileceğine inandıklan, "hastadaldyüksekateşiıı, anlayışı kesküüeştirdiği ve entelektüel tşteyişi oMuğundan daha hızlı bir du- ruma getirdiği" görüşünü savunduk- lan bildirildi. Chopin dehasını vereme borçlu yâtİaraan önceki dununu. Göğüs şampiyomımın kuşkulu ölümü man Lolo Ferrari'nin eşi. 130 santim enindeki göğüs ölçüsüyle Avrupa birincisiydi. Fransa'nın Grasse bölgesinde- ki evinde ölü bulunan Lolo'nun ölûm sebebi mechul. Eşi Vlgne'ye göre, hayat dolu bir insanın 30 yaşında intihara kalkışması mümkûn değfl. Yapüan otopsilerde, öktürüldüğüne dair hiçbir kanıt bulunamayan Lokt'nun, geçirdi- ği ameliyatlardan dolayı yaşamıru yitirrniş olma ihtimali çok yûksek. Ozellikk de burun ameüyatlan sonrasmda iyiden iyiye daralan burun delikieri, ani bir sektenin sebebi olarak gosteriliyor. Lolo, 6 kez burun ametiyan, 3 kez göz ameliyan geçirmekle yetinmeyip şakak. dudak ve alnını düzelttirmek için birkaç kez bıçak alüna yatmış. MENGÛERTEL ÇrvufCksa*ux£ı*u*v, hiçmetUv öteilndes b L b f a d l d iayftdcuîcu.. /Tan Oral İdarecilerin tutumuna elestiri çalışanı hakkıııı kullanamıyor e-posta : tan @ prizma. net. tr ANKARA (Cumhuri)« Bürosu)-İstanbul Üniver- sıtesı Çocuk Sağlığı Ens- titüsü Oğretim Uyesi Doç. Dr. Nuriye Ortayb; Türki- ye'de kadın sağlık çahşan- lanmn yasal haklannı ye- teri kadar kullanmadıkla- nnı belirterek "Birçok ka- dın hekun ve hemşire, ge- beliklermi bir günah gjbi >*asaınakİBvenedenolduk- İanıngunsuzdurumunya- ratacağı eleşurfleri en aza indinnekiçmgebeikvean- neKge Uişkiıı yasal hakb- nnıbikkuBanmaktanvBZ- geçmektedtr" dedi. Türk Tabıpleri Birli- ği'nın(TTB)desteğiyle,8 devlet hastanesi ile 3 büyük bankanın çalışanlan ara- sından seçilen 186 kadın hekim, 201 hemşire ve 200 bayan banka çalışanıyla görüşülerek gerçekleştiri- len araştırmada ilgi çekici sonuçlara ulaşıldı. Kadın hekimlerin daha az çocuk sahibi olduğu belirlenen araştırmada, ılk hamileliğin hemşıreler ve bankacılar- da planlanmış olmasına karşın, kadın hekimlerin yüzde 9'unun birinci ha- mileliğırıi sonlandırmayı tercih ettiği belirlendi. Sağ- lık çalışanlannın çoğunun doğum öncesi bir kez bile muayeneye gitmediği kay- dedildi. AraşOnnaya göre, hem- şirekrin yüzde 22'si ile ban- kada çalışan kadınların yüzde 4.5'i, idarecilerin tu- tumundan yakınıyor. He- kimlerin yüzde 60'ı ile hemşirelerin yüzde 80'i "sfit izni" kullanırken bu oran, bankada çalışan ka- dınlarda yüzde sıfir. Bayan hekimlerin hami- lelik döneminde de gece nöbeti tutmaya devam et- tiklerine işaret edilen araş- tırmada, hekimlerin yüz- de 95 'inin nöbet ertesi izin kullanmayarak 36 saat ke- sintisiz çalıştıklan vurgu- landı. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN O Telefon Neye İşâret? Ankara'dan telefon: narin bir kadın sesi, müte- reddit soruyor: "-...yüksek hemşire bir dos- tum, Avustralya'daydı; Melboume'dan Hıristi- yan döndü; konuştu mu, aklımı çeliyor, elinde Türkçe Incil tefsirteri; CD'lerde, görkemli ko- rolann söylediği ilâhiler vs..." Protestanlığa 'kay- dığını' hısseden, laik ve modem Türk kadınının, en- dişesi çok açık! Telefonu kapatır kapatmaz, yanm yüzyıl önce- sinin Paris'i; yanılmıyorsarn, St-Germain-des- Pres'de Mırç'la (Cahit Güçbilmez) konuşarak yürümekteyiz; her hâliyle, kibar; hiç tanımadığı- mız, yaşlıca bir zat yakJaşıyor "-...affedersiniz, Tûrk müsünüz? Konuşmanızı duydum da!.. Ben de Türküm, senelerdir Türkiye ve Türkçe hasreti çekiyorum..." Kahvenin binne çöreklendik; o, göz- leri dalgın, kirpikleri nemli; kusursuz İstanbul Türk- çesiyle anlattı: Fransız Mektebi'nde okurken, Ka- tolikliğe heves etmiş, onu Fransa'ya getirmişler; o gün bugündür, Hıristiyan: yurdundan ve ailesinden kopmuş, yalnız ve mutsuz bir adam! O günden sonra, ben ve Mırç, bu işe kafayı tak- tık: Hıristiyan Misyonlan'nın yürüttüğü 'Katolikleş- tfrme'faaliyetini araştınyoruz; epeyce ıncelemışiz- dir, sonuç şu: 'Hıristiyan, beyaz ve Emperyalist' Batı, Türkü ve Türkiye'yi ancak Hıristiyan olursa benimseyebilir; aksi takdirde, hayır! Lord Pal- merstone'un, daha Osmanlı'nın paylaşılması yıl- lannda, ne dediğini unuttunuz mu? "...Türkler^e, Müslümanlıklan açısından, hiçbir şekilde taraf- tar değilim. Eğer Hıristiyan yapılabilirlerse, son derece mutlu olacağım!" Bilir misıniz ki, Tanzi- mat-ı Hayriye ilân edılirken, Ingiliz Elçisi Lord Stras- ford Canning, Sultan'ın, Müslümanlann din de- ğiştirme hakkını, açıkça ilân etmesini istemiştir. (Taner Timur) Ahtapotun kollan Komprador 'kültür ilericiliği'nn yaygınlaştığı top- lumlarda, din faktörü emme/basma bir tulum- ba gibi işliyor: ümmet kültürü'nden 'ulusal (millet) kültürü'nü geçememiş; Bat hayranı 'kültür ilerici- si', ümmet düzeyinden kopmuşturya, o düzeyde bıraktığı halkının -Batı'ya tepki olarak- 'irticaa' kaydığını görünce dehşete düşecektir; onu, Hıris- tiyan tabanlı Bat'lı Kültür'e, işte bu dehşet sürük- lüyor irtica, dinin, insanoğlunun elinde zulme dö- nüşmesi, değil mi? Üstelik, hangi din olursa olsun, bu böyte: islâm'da Alamut Katesi'nde Hassan Sab- bah'ın 'haşhaşinler'i varsa; Hıristiyanlık'da o kos- kocaman Ortaçağ Engizisyonu yok mu? Ama, 'kül- tür ilericisi'nin dehşeti o kadar büyük, aklı o kadar küçüktür ki, hem Hıristiyan irticaaını görmez, ben- liğini büsbütün o ahtapotun kollanna bırakır; hem de bu işi mistisizmin yoğun saflığıyla yapar. Oysa, Misyonlann Incil'i yayma hareketinin, münhasıran Isa ve Meryem sevgisinden doğmadığını, hanidir dünya âlem biliyor. Ahtapot, Sömürge ya da Pa- zar olarak, hangi toprağa gözünü dikmişse, kol- lannı sessizce oraya uzatmaktadır. Kanıt/1: American Board of Mission adına bir açıklama yapmış olan, Mr. H.O. Dwight, daha 1895 tarihinde şunlan demiştir: "...demeğimiz yaklaşık 65 yıldır Türkiye'de faaliyette bulun- maktadır. Ticari ilişkiler yönünden misyoner- ler, bu bölgede elverişli bir ortam yaratmışlar- dır. Bu ortam misyonlann iki yönlü çalışmala- n sayesinde gerçekleşmiştir: 1/ Geniş bir eği- tim düzeni. 2/ Geniş bir basın yayın örgütü. Biz bu bölge halkını, yalnız bizim sattklanmızı al- malan için değil, gelecekte kurulacak tesisle- ri geliştirip yaşatabilecekleri bir düzeye gel- meleri için de eğitiyoruz. Bu yoldan Amerikan yatnmlanna yeni alanlar açmak umudundayız. Örgütün devamlı olarak yaşayabilmesi için ya- pılan harcamalar, yıllık artı milyon dolar civa- nndadır. Amerikalılar Asya Türkiyesi'nde, da- ha şimdiden kâriılığa geçen bir iş kurmuşlar- dır. Bu durum, bütün bu bölge halkının, bir gün bizim müşterimiz olacağına dair umudumuzu gerçekleştirmektedir. Şu anda Asya Türkiye- si'nin değişik bölgelerinde 435 okulumuz ve bunlarda eğrtim gören 19.795 öğrenci mevcut- tur." Nasıl, adam adeta kâhin mi, değil mi? Kanrt/2: E. Mead Earl adındaki Amerikalı ya- zar. 'American Mission in the Near East' adlı ese- rinde şunlan demektedir "...misyonlann temel iş- levi, ticarete uygun bir ortam hazırlamaktr. In- sanda yaratbklan ruhsal heyecan ve benzeri duy- gularia, yerli ırkın Bat uygartığına eyilim duy- ması sonucunu vermektedir. Dünyayı ve Bat uygariığını yakından tanımalan, o bölgelerde- ki halklar gibi yaşama isteğini artrmakta ve bu- nun da doğal sonucu olarak ticari faaliyet art- maktadır..." ('Batı'nın Delı Gömleği', II. Basım, s.122, Bilgi Yayınevi, 1995) Elli yıl sonra... Eflâtunla mor arası o Paris akşamında, havaga- zı lâmbalan, gizlice uyanıyordu; bulvar boyun- ca uzanan, kestane ağaçlanndan aşağıya, yorgun ve yanlış bir pus iniyor; göz alabildiğine, arabala- nn kırmızı fren lâmbalarından oluşmuş, bir gelin- cik tarlası! Tanzimat ve Meşrutiyet 'alafrangalı- (J/'nın zavallı kurbanı, o kibar İstanbul lu zat; omuz- lan düşük, elleri ceplerinde kayıp, sislerin loşluğu arasında kayboluyor. Artık doğru dürüst hatıriayamıyorum ya, o anda kendime mi, yoksa Mırç a mı bilemem, aklımdan geçenleri söylüyorum: "-...kendini hâlâ bağım- sız zanneden bir ülkede, eğer ekonomik temel dağıhnışsa; üstelik 'ecnebi', alt/yapıdan gizli giz- li, üst/yapıdan açık açık, içeri sızıyorsa; so- nunda olacağı budur; kırsal ümmette kalır, kentsel 'gâvurlaştkça', 'irticaa' dönüşür; kır- sal yâni halk irticaa kaydıkça, kentsel büsbü- tün ulusaldan kopar, hem ecnebileşir, hem de 'gâvurtaşır1 : bu Osmanlı'nın son yıllannda, böy- le işledi; ama 'sıkıysa', aynı şeyi Kemalist Cum- huriyet'te denesinler; 'zırnık işlemez'!" Peki, 50 yıl sonra, Ankara'dan o telefon, 'neyin' işareti? httpV/www.prizma.netta-/AILHAN http'7/www.bilgiyayınevi.com.tr/ailhan Faks/0-212/26019 88 ELEKTRİK, SU GİBİ HER TÜRLÜ FATURANIZI KDLAYCA DDEMEK İÇİN, HEMEN ARAYINÎ DİS İ l MAPI KJLtf>\ YAPI^CKREDi "hjzmette sınır yoktur"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle