23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART2000CUMA CUMHURİYET SAYFA? 17 SSK'ye boya badana Marmara'daki büyük depremden sonra Istanbul'da birçok kamu binası ciddi ölçüde hasar gördü. Konunun üzeri olabildiğince kapatılarak binalann sessizce onanlması yoluna gidildi. Hasar görmeyen kamu binalannda da olası bir büyük depreme karşı önlemler alınmaya başlandı. Sosyal Sigortalar Kurumu'nun Istanbul'daki beşinci sınıf malzemeyle yapıldığı belli lojmanlanndan birinin de depreme karşı desteklenmesi gerekiyordu. En azından lojmanda oturanlar böyle düşünüyordu. Ve bir gün lojmana ustalar geldi. Boya, badana işleri başladı; her daireye termosifon, şofben ve ocaklar için doğalgaz tesisat kuruldu. Böytece parasızlıktan yakınan Sosyal Sigortalar Kurumu'nun bol keseden ve amaç dışı harcayacak parası olduğu bir kez daha kanıtlandı. Elektronik posta: som@posta.cumhwiyetcom.tr T«fc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Yoksulluk sının 475 milyon lira olmuş.. "Yolsuzluk ise sınır tanımıvor!" M stanbul'da düzenlenen bir toplantıda Istan- bul ve Çanakkale Bogazlan, büyüteç aitına alın- dı. Toplantıya bir bildiri sunan Doç. Dr. Kap- tan Necmettin Akten, Boğazlar'da seyir gü- venliği ve gemi kazalarını anlatırken ilginç bir nok- taya değindi: "Montrö Sözleşmesi, Türk Boğazlanndan geçiş ya- pacak gemiler için, formalite gereği olarak tahlisiye parası ve fener ücreti ödenmesini öngörmektedir. Bu, uluslararası sözleşmenin ticaret gemileri için tanı- dığı bir edimdir. Ne var ki, Türkiye Cumhuriyeti, Montrö ile gemilere getirilmiş ve verilen hizmetlerin karşılıöı olan bu edimi gereğince tahsil edememek- tedir. özellikle Karadeniz ülkelerinin çoğunun 'söz- leşme tanımaz' ve 'Montrö'yü işine geldiğince yo- rumlamaya dayalı' anlayışları karşısında Türkiye, kendisinden istenen yaptırımlara karşı bu olguyu uluslararası platformlara hiç taşımamıştır. Türk yar- gısının önünde, fener ve tahlisiye ücretlerinin gemi Denizcilik donatanı tarafından ödenmemesi yüzünden Türk gemi acentelerinin ödemek durumunda bırakıldık- lan, bırakılmaya zorlandıklan binlerce dava vardır. Tür- kiye, Boğazlanmızda yeni yaptırımlar peşinde ko- şan ülkeleri, özellikle de Ukranya ve Rusya Fede- rasyonu'nu Montrö Sözleşmesi'nin hükümlerini ti- tizlikle yerine getirmeleri konusunda uyarmalıdır." Türkiye'ye fener parası ödemeden Boğazlardan geçen 4 binden fazla gemi var. Aynen, Boğaziçi Köprüsü'nden ücretsiz geçen otomobiller gibi... Fakat takibi yok... Türkiye, yabancılardan alamadığı paranın bir kıs- mını, geminin Türkiye'deki acentesini dava ederek tahsil etmeye çalışıyor. Başkasının borcunu, biz öde- mek durumunda kahyoruz. Türkiye'nin alamadığı fener, tahlisiye ve sağlık res- mi 40 trilyon lirayı buluyor. Ulusal bir gelir, Boğazlardan kaçıp gidiyor. Necmettin Akten: "Türkiye açısından borcunu ödemeyen gemilerin transit geçiş hakkından ve seyirtam serbestisinden yararianamayacaklart açıktır. Zira Montrö Sözleşme- si, seyir ve sefer serbestisini formalitelerin yerine ge- tirilmesi koşuluna bağlamaktadır." Parasını ödemeyen ticaret gemilerine Boğazlan ka- patabiliriz... Ama bunu kim yapacak? Bir ara Denizcilik Bakanlığı'nın kurulması gün- demdeydi. Son duruma göre Başbakanlığa bağlı Denizcilik Müsteşarlığı'nın kaldınlarak tekrar Ulaş- tırma Bakanlığı'na bağlı genel müdüriük yapılması planlanıyor... Trakya ve Anadolu yanmadalan ile altı yanı deniz- lerle çevrili bir ülkeyiz ve fakat denizcilikle ilgimizyok... Genel müdüriük bile fazla! SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Kurban konusunda mılletı koyun yerine koyuyorlar! Başka bir ülkede bambaşka bir vali Yemek yediği lokantada masadaki sigara tablasını temizlemekte geciktiği için garson kovan biri vali olabilir mi? Yolda giderken kendisıne selam dumnadığı için makamına çağırdığı trafık polisinin ağzına tabancasını sokan, kafasına kabza ile vuran ve yaka paça makamından atan biri vali olabilir mi? llde seçilmişlerin toplantısını ceketini çıkartıp belindeki iki tabancayla yöneten biri vali olabilir mı? Resmi daireleri gezerken, eli arkasında duran bir memureye "çek elini g...'ünden" diye bağıran biri vali olabilir mi? Haftanın belli bir günü ibadet için gittiği ibadethanenin çevresini iki saat trafiğe kapatıp, kent merkezinde yaşamı durduran biri vali olabilir mi? Memur ya da amir önüne gelen herkese bağıran, küfreden biri vali olabilir mi? Vali yardımcılannın bile makamına girmeye korktuğu biri vali olabilir mi? Başka ülkelerde belki ama Türkiye'de asla olmaz... Olamaz... Türkiye'de böyle şeyler olsa, Içişleri Bakanlığı hemen gereğini yapar. Fakat başka bir ülke ne olur bilinmez... Başka bir ülkede cezaevinde bulunması gereken mahkûmların, kentin en lüks otelinde kaldığı bir yaralama olayı ile ortaya çıktığında bile böyle bir valiye hiçbir şey olmaz! BÎR BAKIMA SERVER TANlLLÎ Din Şehit İster, Asüman Kurban. Okurlar hemen hatırlaya- caklardır: Yazımızın başlığı, Tevfik Fikret'in ünlü Tarih-i Kadim'inüe geçen bir dize- dir. Büyük şair, o dizeye bir ekleme yaparak bir gerçek- liği evrensel boyutlanyla or- taya koyar ye fikri tamamlar: Din şehitister, asüman kur- ban Herzaman, hertarafta kan, kan, kan!.. Kanla dolu tarihe, savaşla- ra, boş inançlara karşı, banş, akıl ve özgürlük adına yazıl- mış en çarpıçı şiirlerden bi- ridir o. Edebiyatımızda tek- tir ve şairimizin filozof yanı- nı -bütün incelikleriyle- orta- ya koyar. 1905'te yazılan şi- irden Mehmet Akif rahatsız olur ye düpedüz ağzını bo- zar. Fikret, -Molla Sırat dedi- ği- ona, 1914'te Tarih-i Ka- dim'e Zeyl başlıklı bir ekleme ile yanıt verir ki, ilk yazdığı sa- dece tamamlanmakla kal- maz, felsefe daha da yerine oturur, dünyasallaşır, insan- laşır. Onun, biterken dile ge- tirdiği -A.Kadir'in Türkçesiy- le- şu düşüncenin aitına in- san olup da imza atmaya- cak yoktur: Insan gibi yaşamaktır bu- gün gerçek din, Insan gibi yaşamak. Lisede okurken, edebiyat hocamız, Fikret'in üzerinde önemle durmuştu; onun Sis gibi Ferda gibi şiirlerini, üs- telik şairin biraz da zor diliy- leezberlemiştik. Merakede- riz, bugün nesiyle ve nasıl okutulmaktadır okullanmızda Tevfik Fikret? Konuya girmiş- ken, Tarih-i Kadim'lni oku- tup açıklayan edebiyat hoca- lan da var mıdır? Unutmayalım, Tevfik Fik- ret, sadece şiirimizin değil, çagdaş küttürümüzün büyük uğrak noktalarından biridir. Şuna da inanınz: Fikret ol- masaydı, Nâzım daolacağı- nı olmazdı. Birbirini tamamlarlar... • Bugün Kurban Bayramı'nın ikinci günü. Islamda onun adı "Büyük Bayram "dır ki önemini gösterir. Böyle nite- lenmesi de, sanıyoruz, bol bol koç vedeve bogazlanma- sı adına değildir. Pek eski yüzyıllarda insan kurban edi- lirmiş; ona yasak koyup hay- vanların kurban edilmesi yo- lunu açmak, bir yerde bir dö- nüm noktasıdır. Ne varki, Hı- ristiyanlar için kurban şara- ba batırılmış ekmek yemek- tir. Yahudilerde kurban bir Tann buyruğudur. Müslüman- lıkta ise Tann buyruğu değil- dir. Nitekim Kuran, kurban- dan söz etse de emretmez. Peygamber'in yaptığı için ya- pılması gereken bir davra- nış, bir başka söyleyişle "sün- net"Wr. Işin inceliğine dikkat ettiniz mi? 'Din emridir" diye, öyle eli- ne satır alıp dana kovalamak yok. lllâ kan akıtacağım di- ye, gözünü kan bürümek de yok. Onun yerine, felakete uğrayanlara, yoksullara el uzatmanın yolu açık. Kurban Bayramı yaklaşırken, ilahi- yatçılar ve yazarlar, kurban kesimi konusunda farklı gö- rüşler dile getirdiler: Diyanet İşleri Başkanlığı ve kimi ya- zarlar, "kan akıtmave kurban kesme'nin şart olduğunu öne sürerken, kimi ilahiyatçı ve yazarlar da, hayvan kesimi- ne karşı çıkıp bunun yerine fakirlere sadaka verilebile- ceği görüşünü savundular ki, bizce de işin doğrusu oydu. Diyanet İşleri Başkanlığı, bir büyük fırsatı kaçırmıştır: Ko- nuya geniş açıdan bakarak, topluma daha "insanî" bir doğrultuda biradım attırabi- lirdi, başaramadı. "Daha insanî bir doğrultu- da"dedik: Dinsel uygulama kadar, yaşamın her alanında da böyle adımlara ihtiyacı- mız var. En korkunç şey, do- nup kalmak! Hele hele din için... Ama kıpırdayıp hareket eden bir dünyada durağan- laşıp yerinde sayan bir de- mokrasi de, daha o anda bir can çekişmenin bütün belir- tilerini gösteriyor demektir. Demokrasiyi derinleştirirken, onun çehresini bozan eşit- sizlikleri de gidermek gere- kiyor. "Eşitsizlikler" derken, en başta "sosyal" olanları kastetdiğimizi söylemeliyiz. Ama yapacağımız reform- ların arasına eğitimi bir an önce sokmalıyız: Okullanmı- zı ve üniversitelerimizi çağın gerçeklerine açarken, insan- larımızın manevîdünyalannı eğitecek ve zenginleştirecek akılcı gerekçeler de bulma- lıyız. Çözüm, elbette dinin yeri- ne geçmek ya da ona bakıp metafizik çıkmazlara sapmak değildir; çözüm, olsa olsa, demokrasinin kendi zengin hümanist kaynaklarına yeni- den eğilmesi, geçmişindeki o büyük Aydınlanma mirası- na tekrar sahip çıkmasıdır. Ortaya konacak yeni hüma- nist yorumu eğitime de ak- tardığı gün, demokrasi ge- leceğe doğru yürüyüşe yeni bir hız da kazandırmış olacak- tır; çünkü yeni kuşaklarla çık- mış olacaktır yola. Daha aydınlık, daha insan- ca bayramlara sevgili okur- lar!.. ÖZÜR: Teknik hatadan dolayı Kâmil Masaracı'nın "Çizgilik" karikatüründe bir kare fazla çıkmıştır. özür dileriz. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakfa turk.net ÇÎZGlLÎK KÂMtL MASARACI KEDt LEVO APTÜÜKA TARtHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN UMart BALEDE OLAĞANÛSTÜ BİR USTA: NUREYEI/ 1338'DE BUGÜN, UMLU BALET KuDOLF AIUBEYEV DO6MUŞ7U. SOVYET UMHU*IYETL£KİNDEN BİK'MN 7İ/RK KOKENLI HAUa O&4V KIBTLA/ZDANDt. DANSA DUYOUĞU BÜYÜK iLGt MEOEMY- LE LEM/NGeAO BALE OtCULUNOA O&/ZENIM GÖRPÜK - SONBA, ÛMUJ fCıRoV BALESİ'NE KAHL/tKAK SOLO D/lfJSÇl Ot-KıiuŞTU. 196f 'P£, SU fOPU/UjSuM BıR ÇEÇfTU 8AL£ GÖSTlEIZıL£/ÇsAfE~ ÜNLÜ &ALEKM MAeGor FONreYN 'L£ UNUTULJA/tyAC4#: BlK /KİLİ OlMÇTU*M(JŞru. OLAĞAVÜSTTJ DAA/S TEtZ- Nİ6I A/EO£/V/yL£, ÇOĞU K£Z,£FSANEVÎ RUS SA- LETf 1SASLAV Nİ.TİNSKY İLE K/yASLAMAN YOKUMU ACAOAg, KOKeo6GAFİ M SAÇARtLI OLMUÇTVR. y , Ugv- 3»n Süze/'de. Galina Paneıf rfe. ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKÎMOGLU \ Üç Bayram . ; önceTıp Bayramı, şimdi Kurban Bayramı. Uzun. tatiller, dağlara, denizlere gidenler, yaralılar, ölü-1 ler yollarda. Evlerde hiçbir yere gidemeyenler," maaşını da alamadan yalnızlığa gömülen emek-^ liler, ekranlarda değişmeyen görüntüler, aynı yüz- ler, aynı sözler! : Tıp Bayramı nedeniyle belli gerçekler yenidenı gündeme geldi. Doktorlar yakınıyor, hastalar ya- kınıyor; sağlıklı çözümlerbulunamıyorsorunlara., Dahası, değişen kuşaklann sağlık durumu, ruh sağ-( lığı bozuluyor giderek. ANKA Ajansı'nınyayımladığı birraporvar. Yurt-; Kur'un yaptığı bir araştırmayla saptanan gerçek-' leri açıklıyor. Bir stres tablosu da denebilır. Yurt-1 larda kalan gençlerin yüzde 73 oranında psiko- lojik sorunları var. On altı ilimizde 3.551 öğrenci-- yi kapsayan bir araştırmayla saptanıyor. Odalan' kalabalık, yemek ücretini yüksek buluyor genç- ler. Yurda geliş saatlerinin sınırlanmasından dert yanıyor. Korku, bellekyitirmek, aşırı kaygı, panik, uykusuzluk, kararsızlık, içine kapanmak, öfke, gerilim, karşı cinsle ilişkilerdeki çekingenlik, AIDS korkusu nedeniyle strese giriyor. Başka bir de- yişle ruh sağlığını yitiriyor. Ruh sağlığını etkıleyen olayları hepimiz, her' gün, her yerde, her saat yaşıyoruz değil mi? Kü- çükbirkıvılcımyangına, birtartışmakavgayadö- nüşüyor birden, silahlar patlıyor, lüks oteller, ye- şil alanlar kana bulanıyor, nerde, neyle karşılaşa- cağını bilemıyor insanlar. Kurbanlık koyunlar gi- bi boynu bükük bir yaşam! Babam, Kurban Bayramı'nda doğmuş geçen yüzyılın başında. Hakkı Bey'i çok sever, doğu- munu teşekkürle kutlanm. Cebeci'deki mezarlı- ğa gider, söyleşirim kimi zaman. Bu kez susma- yı yeğledım. Yaşadıklarımızı bılmesinı ıstemedim galiba. Kurban kesmediğim için kaç kişiden azar işittim, öğüt dinledim bu bayram! Açıkça soruyor- lar, kurban kestin mi? Kesmedimse neden, ayıp. değil mi? Saçıma, başıma yakışır mı? Böylesine bastınyor karanlık. • * • Derken bir telefon, Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Ayla Hatırlı'dan. lnönü Vakfı ile birlikte düzenlenen Sezen Aksu konsennden 7 milyar gelır sağlanıyor deprem bölgesındeki öğ- rencilere. Depremde nice kurban verildi, ama 400 çocuğa eğitim olanağı sağlanıyor bir gecede, ay- dınlanma yolu açılıyor. Bir bayram armağanı di- ye algıladım bu haberi. Babamın ölmeden önce söyledikleri çınladı kulağımda. - Içinızden gelince bir Fatiha okuyun yeter. Dua için, mevlit için para vermeyin, birçocukokutun. Giderek anlam kazanıyor bu sözler. Olanakla- nmı zorlayarak, karanlığa bir damla ışık katarak yaşıyorum mutluluğu. Babamın sözlerini gerçek- leştimnenin sevincini duyuyorum. • • • Yazımı bir dans bayramıyla sona erdiriyorum.; Devlet Balesi'nden güzel bir armağan sanatse- verlere. Sevgiyle, özenle, coşkuyla oluşan bif ürün, bir dans söleni. Milenyumda Dans. Mavi, Balonumu Gerilstiyonım ve Concerto adlı üç ay- rı bale, ama bütünlüğü var. Bach'ın, Beetho- ven'ın, Şostakoviç'ın müziği dansa dönüşüyor. Dans dalının ünlü ustası James Sutheriand ile Türk balesini yeşerten bir baleci, UğurZeyrek'in emeğiyle boyutlanan bir dans olayı. Insan vücu- dunun gizemini anlatan, anlatım gücünü yansı- tan bir öykü danslarla. Ankara'da değil Kopenhag'da, Paris'te, Lond- ra'da izler gibi, sınırlan aşarak, evrenselliği yaşa- yarak duygulanıyor insan. Sonra da hüzünleniyor,, belli dallardakı yozlaşmayı, düzeyini koruyama- yanlan, çağdışılığı yaşayanları düşünüyor. Çağ- daş düzeyini koruyan sanatçılara saygı duyuyor, sevgisini, coşkusunu yrtirmeden çalışan yöneti- cileri içten destekliyor, umutla selamlıyor. Başarının gizemini yakalamak çok önemli her dalda. Yakalayanlar yeşertiyor, yitirenler sol- duruyor. * • • .- , , Bayramınız kutlu, dalınız yeşil olsun. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA: 1/ XIV ve XV yüzyıllarda ts- panya'da inşa edılînış olan çe- şitli müstahkem yapılaraverilen ad 21 Yapma- cıklıdavranış... Görünüşe göre olacağı sanılan. 3/Gemminbaş- tan ikinci dire- gi. Şöhret 4/ 8 Uflemehbırçal- g gı... Güreştebır oyun. 5/ Bir soru ekı... Bakla ıçıyle yapılan zey- tinyağb yemek. 6/Istan- bul'unbırsemtı. 7/Do- 2 gu Anadoluyöresine öz- gü bir halk oyunu... Kü- tahya'nın Simav ılçesin- de bir kaplıca. 8/ Dar ve kalınca tahta... Büyük çıvı. 91 İçine başka bir sıvı kanştırılmamış iç- ki... Belli bir amacı ol- mayan, dayanaksız söz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir şeyi desteklemek ya da çürütmek için ilen sürü- lenneden. II Bir tür taze ve tuzsuz beyazpeynir... Bir işı ya da bir maü birçok isteklı arasından en uygun koşul- larla kabul edene bırakma. 3/ Sosyolojıde boy... Asya'da bir ülke. 4/ Tiksınme. 5/ Gökküresınde, üzerinde on iki burcun eşit aralıklarla dağıldığı kuşak... Bir haber ajan- sının simgesi. 6/ "Sabahattin —": Yazaranız... Atlann taşınması için yapılmış kapalı taşıma aracı. II Eski Mı- sır'da güneş tannsı... Taze soğan ve marulla pişirilmiş ku- zu eti yemeği. 8/ Tabut... Bektaşi dervişı. 9/ Bir görev- de geçinlen süre... Arkadaş, dost. GAZİANTEP 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ 1998/1506 Esas, 2000/140 Karar Davacı Sevinç Teymur tarafından davahlar Mustafa Çetın ve arkadaşlan aleyhine açılan ortaklığın gı- derilmesi davası karan çıkmış olmakla, Gaziantep ıli Şahinbey ılçesi, Değirmiçem Mahallesi pafta 18, ada 344, parsel 427 sayılı taşınmazda- ki ortaklığın satılmak suretiyle gıderilmesine mahkememızce karar venlmış olup, taşınmaz maliklenn- den ve davalılardan Yunus Yıldınm, Semiha Yıldınm ve Zeynep Yıldınm tüm aramalara rağmen bulu- namadıklanndan dava yokluklannda sonuçlanrrnş olup, bu davalılann ilanın yayunlanmasından sonra 7 gün içerisinde bır itirazlan varsa mahkememize başvurmalan, başvurmadıklan takdirde bu ilanın tebli- gat yerine geçeceği ve karann kesinleşeceği ilan olunur. 29.02.2000 Basnı: 12160 GELİBOLU SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1997/562 Davacı Celal Hasırcı tarafından davahlar Nurı Hasırcı vs. aleyhine mahkememize açılan ortaklığın gıderilmesi davasının yapılan açık duruşması sırasında verilen ara ka- ran gereğince; Gehbolu ılçesi, Tayfur köyü 635, 636, 809, 810, 811, 812, 1050, 1111 ve 1143 par- sel sayıh taşınmaz hissedarlanndan Hasan oğlu Cavit Hasırcı'nın yapılan tüm araştır- malara rağmen adresi tespit edilemediğinden duruşmanın atılı bulunduğu 4 4.2000 gü- nü saat 9.00'da mahkememizde hazır bulunmalan. gelmedikleri takdirde HUMK'nun 509. ve 510. maddeleri gereğınce gıyabınızda karar \enleceği ılan olunur. 15.2.2000. Basın:9136 • • •-•
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle