17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
^ 8 ARAUK 2000 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 4yUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada öğeleri: Banş, mutluluk! Sağlıksa Allah'a emanet. Ülkemizde değil hasta- lanmak, ölmek bile pahalı. Geçmiş zamanın hayali beş para etmiyor. Insanın bayram gelmiş neyimize diyesi geliyor. Bayram sevincini anımsatarak bir günlüğüne evi- rnze giriveren mutluluk bir saatte eriyen mum gibi yraşamımızdan çekip gidecekse; evet, nemize gerek. Kutlamalan deliye her gün bayram diye geçiştir- mek bir bakıma daha akılcı değil mi? Ben her bayram sabahı Ahmet Muhip Dtranas'ın aklımdan çıkmayan dızesini anımsanm: "Dışarda bayram/Bayram bize mahrem." Bir de sonuç yakalanm kendimce. Bugünden ya- nr>a: Âlem o âlem... Devran o devran okjuktan sonra.. Bayramlar elbet bize mahrem! Ya ne yapsam? Sekiz aylıkken babası ölmüş. Ana- sı iki erkek çocuğu büyütmek için saçını süpürge et- miş. Bayramlarda bir çift yeni ayakkabı, bir gömlek y a da piyangodan çıkan 50 lirayla alınan yeni bir ce- kette mutlulugu yakaladığı sanısıyia bugünlere ge- len bir insanın yaşamından söz mü etsem? Hayır, hayır! Insancıllık kokan birey yaşamlan ar- tık çoook gerilerde kaldı. Gelen geçen hükümetler sayesinde toplumsal yoksulluğu sergileyen ıstıraplar sahnede. Ne geçmiş bayramlara övgü, ne bugünkülere se- lam. ••• Gazete sayfalan karamsarlıkia iyimsertik arasında gidip geliyor. İyimsertik geri planda. Çoğu; halkın son üç yıkJa üç büyük ekonomik kriz yaşadığını, sürekli kemer sıkmaya zorlanan işçi, memur, emekli, esnaf ve çift- çinin bu bayrama da buruk girdiğini yazıyor. Ekonomik başanlara yeni yılda başanlar kataca- ğını söyleyen Başbakan Ecevit'i devletin resmi ve- rileri yalanlıyor Ekonomik başanlar sayesinde; 2000'de 26 bin 170 işyeri kapandı. Işsizlik oranı yüzde 6.3'ten yüzde 7.3'e yükseldi. ASO'ya göre geçen ayiarda 15 bin ktşi işten çıkanl- dı. Yaklaşık 2.5 milyon memurun aylık maaşı 4 kişilik bir ailenin mutfak giderterini karşılayamazken 4.5 milyon kişiyi ikjilendiren asgari ücret 102 milyon iira oiarak belirlendi. "Böyle giderse Türkiye şirket mezariığına döne- cek" dıyen Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Ay- gün, üyelerine çağrıda bulunuyor "Stoktan kaçının, borçlanmayın, zorlanmadıkça kredi kullanmayın." 4 Nedenini de söylüyor "2007 çok zor bir yıl ola- cak. Postu deldirmemek zorundayız!" Istanbul Ticaret Odası da aynı yolda konuşuyor. TOBB verileri bir başka gerçeği önümüze koyu- yor. Günde 2 dolann altında yaşayan toplumlarda ilk sırayı Zambiya, ikinci sırayı Nijerya alıyor. Bu yoksul- luk kategorisine göre, Türkiye nüfusunun yüzde 18'i günde 2 dolann altında bir gelirle yaşryor. Günde 1 dolann altında bir gelirle yaşam sürdü- renlerin oranı Zambiya'da yüzde 72.6'yı. Nijerya'da yüzde 70 r ı buluyor. " ' *" Türkiye'de bu yoksulluk smınnda yaşayanlar nü- fusun yüzde 2.5'i dolayında. Bayram kurallan arasındaki umut aşılayan zorun- kJ lider mesajlan ne diyor? Biri dışında devletimizin bütün önde gidenleri; ge- leceğe umutlu, olumlu bakmaya kendini zorluyor... Başbakan Ecevit ise, affa takmış. Cezaevlennden çıkanlann bayramı mutlu aile yuvalannda geçirme- terinden duyduğu sevinci alkışlıyor. Bir zamanlar pek beğendiği "Yannlar bizim" şar- kısıntn ne sözlerini ne de bestesini anımsamaya- rak... ATO Başkanı'nın salık verdiği yönteme uyalım uy- masına.. "Postu deldirmeyelim." Ama nasıl? Sosyolog Pmar Selek Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı 6 Sonınlar şiddede çözülüyor' • Mısır Çarşısı'ndaki patlamanın LPG tüpünden kaynaklandığının anlaşılması üzerine tahliye edilen sosyolog Pınar Selek, Türkiye'de her şeye karşı şiddet uygulandığını belirterek "Oysaki banşın gelişmesi, rahat ve açık tartışmayla mümkün" dedi. • Cezaevi yaşantısının olumsuz etkılerini olumluya çevirmeye çalıştığını vurgulayan Pınar Selek, "Araştırmalanm için daha çok veri topladım. Bol bol televizyon izleme olanağı buldum. Yaşama kanşınca bu deneyimin bana ne katacağım daha iyi göreceğim. Acılara tanıkhk insanı olgunlaştınr" diye konuştu. SÎBEL KıZHJŞıK ECEVJTKILIÇ Mısır Çarşısı'ndaki patlama- nın LPG tüpünden kaynaklandı- ğının anlaşılması üzerine tahliye edilen sosyolog Pınar Selek, Cumhuriyet muhabırlerinin so- rulannı yanıtlarken banş, de- mokrasi ve özgürlük mücadele- siyle yaşamının anlam bulduğu- nu söyledı. "Insanlann siyaset yapabflmeteri, ürettikleri fikirie- ri ortaya kovabürneleri banşûr" diye konuşan Selek, "Yaşadığım toplumda özgürlük olmazsa ben nasıl özgür olabflirim T ' dedi. - bd buçuk yühk haksız uygu- lama sizi nasıl etkfledi? Cezaevi yaşantısının olumsuz etkilehni, aüşkanlıklannı olum- luya çevirmeye çalışnm. Kendimi yetıştinneye çahştım. Araştırma- lanm için daha çok veri topladım. Bol bol televizyon izleme olana- ğı buldum. Yaşama kanşınca bu deneyimin bana ne katacağım da- ha iyi göreceğim. Acılara tanık- lık, insanı olgunlaştınr. Orada 75 yaşında analar vardı. - Neden size kompk) düzenlen- diğini Deri sûrdünöz? Araştınnam Güneydoğu'daki çatışmalar, savaş rantçılığı ile il- giliydi. Çünkü bırileri çaüşmala- nn sürmesini istiyordu. Tam ça- lışmalanmı açıklamak, tartış- mak isterken tehditler almaya, takip edilmeye başlandım. Suri- ye'ye gidecekken gözaltına alın- dım. Gözaltında, nasıl bağlantı kurduğumu sordular. Bağlantı kurduğum kişilerin isimlerini is- tediler. Ama söylemedim. Ilginç olan, Mısır Çarşısı'ndaki patla- ma hakkında bana hiç soru sor- madılar. Atölyemdeki sokak ço- cuklannı kuıye ilan edecekleri- ni söylediler. Beni öldürecekle- rini zannettim. Türkiye'de ban- şm sağlanmasını istemeyenler bu komployu kurdular. - Duruşmalarda kendinizi sa- vunmaktan çok, sürekli bartşı ve demokrasiyi dile getirdiniz— Sırtıma Mısır Çarşısı bomba- cısı olma gibi bir yük yüklediler. Geçmişte aydınlar düşüncele- rinden yargılanıyorlardı. Şimdi artık komplolar, çeteler de örü- yorlar başuruza. Duşünce suç- lusu oiarak da yatamıyorsunuz. Duruşmalarda araştırmamın ne- den elunden ahnıp kaybettiril- diğini, yani bana kurulan komp- loyu, davanın demokrası ve ba- nş davası olduğunu anlattım. Ülkemizde sorunlar şiddet yön- temiyle çözülmeye çalışılıyor. Her şeye; fıkırlere, kültüre, insa- na, yaşantıya şiddet uygulanı- yor. Oysa banşın gelişmesi, ra- hat ve açık tartışmayla mümkün. tnsanlann siyaset yapabilmele- ri, ürettikleri fikirleri ortaya ko- yabilmeleri banştır. - Cezaevine düzenlenen ope- rasyon sırasında neteryaşaduuz? Operasyon sırasında tedirgin- dim. Hayatta kalacak mıyız, bu koğuştan çıkabilecek miyiz kay- gısı duyuyordum. 1 gün koğuş- ta mahsur kaldık. Tüp yoktu. La- ğım patlamıştı. Içeriye atılan gaz bombalanmn etkisini gidermek için yerlere dökecek suyumuz bile yoktu. Askerler bizi başka bir koğuşa sevk etti. Oradan ope- rasyonun sadece sesini duyabili- yordum. - F tipi cezaevlerini nasıldeğer- lendirryorsunuz? Bir ınsana verilecek en büyük ceza, onu hücreye tıkmak. Hüc- re sistemi insanın doğasına aykı- n. F tipi cezaevlerinin modern olduğunu söyleyenlerin bir süre hücrede yaşamalan gerek. Ben yaptığım araştınnalanmda, önce gıder ortamı teneffiis ederim. Genelevlerle ilgili araştırmam- da bile geceleri genelevde kal- dnn. F tipi cezaevinin çağdaş ol- duğunu öne süren Adalet Baka- nı'nın bir ay gelip hücrelerde kalmasını istiyorum. Devletin her soruna çözüm bulabilme gü- cü olmah. F tipüıe çözüm bula- maması. şiddet yoluna başvur- ması toplumda buna karşı şıdde- ti de doğuracak. Ölüm oruçlan- na katılmadım, ama devletin F ti- pi cezaevlerine çözüm geliştire- bilmesi için süresız açlık grevi- ne katıldun. Çünkü içeride tep- kimi gösterebileceğim başka bir yöntetn yoktu. 'Cezaevinde bir arada yaşamak güzeldT Koğuşumuz çok güzeldi. Ko- ğuşu baştan sona çiçeklerle do- namk. Kadmın rengini, yüreği- ni koğuşa yansıtmaya çalıştık. Toprağunız olmadığı için pata- teslerin üzerini kazıp toprak yap- tık. Yumurta kabuklannı ezip, çay ile kanştınp toprak yapıyor- duk. Koğuşta kuşlanmız, balık- lanmız vardı. - Araşürmalanıuza devam edecek misiniz? Cezaevinde Türkiye'deki ba- nş dernekleriyle ilgili yeni bir araştırmaya başladmı. Büyük bir kısmını cezaevinde tamamla- dım. Önceki araştırmamı polis- ler elimden almışlardı. Bu araş- tırmamı güçlükle cezaevinden çıkarabildim. - Neden çahşmalanmz daha çok tophunda dışlanan kesünle- reyöneök? Toplumun dışlanan kesimleri demokrasi mücadelesinin bir parçasıdır. Farklılık, toplumun rengini oluşturur. Insanlann baş- kalannı dışlamasının nedenleri- ni inceledim. Araştınna yap- makla yetinmeyip kurduğum atölyede sokak çocuklan, traves- tiler gibi farklı gruplan bir ara- ya getirdım. - Tahliye haberini kunden at- dınız? Bilirkişi raporunu Ümraniye Cezaevi'nden sevk edilirken ara- ma sırasında askerlerden öğren- dim. Sevk edildığim Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'ne bay- ram nedeniyle televizyon kon- muştu. Televizyonu ilk açüğımız- da da tahliye haberini gördüm. Özgürlüğüme kavuşacağım için çok sevindim, ama yaşadığım topiumda özgürlük olmazsa ben nasıl özgür olabilirim. - Tazminat davaa açacak mı- suuz? Bireysel oiarak hakkımı ara- mayı düşünmüyorum. Demok- ratik çalışmalanmla toplumsal haklann peşinden koşacağım. Sivil toplum örgütleri bile terö- rist ilan ediliyor. Ben şanshydım. Beni çok iyi sahıplendiler. Çok iyi avukatlanm vardı. - Mısır Çarşısı nuğdurlanna söylemek istedikleriniz» Dava boyunca, mağdıır olanlar çok olgun davrandı. Bızi hiçbir zaman rahatsız etmediler. Onlar- la tanışmak ve ilişki kurmak is- terim. Çünkü ben de mağdurum, onlar da. Onlan ziyaret edebili- rim. Mısır Çarşısı'm da gezece- ğim. Çünkü tarihi yerieri çok se- viyorum. GUNDEHV1 MUSTAFA BALBAY B Baştarafi 1. Sayfada vardı. Koaltsyon ortaklan bayram öncesi bir araya. geldiler, duyurdular "öca/an dosyası Avnıpa Insan Haklan Mahkeme- si'nin karannı betdeyecek!" Gündem yoğun olduğu için, bu açıklamanın ardın- dan konu, gazetelerin birinci sayfalanna çok seyrek taşındı. 90'lı yıllar boyunca terör örgütü arkasına yedi dü- veli alıp Türkiye'yi masaya oturtmaya çalıştı. Başara- madı. Türkiye, terör örgütünün liderini masaya değil, sanık sandalyesine oturttu. Gelinen nokta büyük bir başandır, terörün yenilme- sidir. Ancak, Güneydoğu'da kanayan toplumsal ya- ranın sanlması değildir. Bu konudayapılanları yeri gel- dikçe, haber değeri taşıdıkça vurguluyoruz, ama ye- terfi olduğunu söylemek olanaksız. 2001, bu yöndek! adımların daha güçlü atıldığı bir süreç olsun... ••• Yıla damgasını vuran ikinci önemli olay, teröre ve yolsuzluklara karşı sürdürülen operasyonlardı. Ocakta başlayan Hizbullah operasyonları şubat, mart aylannda aynı hızla sürdü. Tüm Türkiye, kendi üyelerini usul usul boğarak öldüren terör örgütüne yönelik, mezar evi operasyonlannı nefesini tutarak iz- ledi. Bu gidişin devamında UMUT operasyonu geldi. Kamuoyunun 6 Mayıs'ta bılgi sahibı olduğu operas- yonda, aralannda katledılen gazetemiz yazarlarının da bulunduğu pek çok faili meçhul olayın aydınlatıl- dığı duyuruldu. Yolsuzluk operasyonları da aynı hızla devam edi- yor. Balina, Kasırga, Paraşüt, Buffalo, Arıtapot, Kar- tal; havadan denize bütün hayvanlan selamlayarak süren operasyonlann sanıklan cezaevinde. Bankalar operasyonununsa dumanı hâlâ tütüyor... Şimdi söz yargının. Bu çalışmalann başanyla so- nuçlanmasında birinci derecede etkin olanların baş- lıca ortak kaygısı şu: - Acaba yargı aşamasında ne olur? Soruyu çengelli bırakıp 2001 'e devreden davalar- dan toplum vicdanını rahatlatacak haberler bekleye- lim! •*• 20O0'de, aylar süren tartışmanın ardından ilk kez hukukçu kökenli bir cumhurbaşkanının seçilmesine tanık oiduk. Demirel'in görev süresinin uzatılması da- ha yılın ilk ayında gundeme geldi. Üç lider, ocak sonunda bir araya gelip hay-kırdı: "5+5'te anlaştık!" Bu demecı daha sonra defalarca dınledik. Ama ol- madı... Milletvekilleri, arasına "kıyak emeklilık" şeke- rinin de konduğu anayasa paketine Ecemirel koalis- yonunun sürmesini sağlayacak yeterlilikte oy verme- diler. • Bunun üzerine Ecevit, başka bir hu-kukla cumhur- başkanı arayışına gırdı. Anayasa Mahkemesi Başka- nı uzerinde anlaşıldı. Ama Sezer, Ecevit'in düşündü- ğü hu-kukla hareket etmedi. Yaz sonunu, daha önce Evren-Özal, Özal-Demi- rel, Demirel-Çiller ikilemlerinden tanıdığımız Köşk- hükümet çekişmesi ile geçirdık. 2001 'de, tepede böylesi çekişmeleryerine korosal seslerin yükselmesini dileyelım. Çünkü içte ve dışta, çok daha zorlu gündemlerle karşı karşıya kalacağız... • • • 2000'in ekonomi gündeminde çok yönlü paket var- dı. Yılın ilk üç ayında özellikle enflasyon, istenilen dü- şüşü göstermeyince, "Sız bizi ıkınci üç ayda görûn" dediler. İkinci üç ayda düşüş yetersiz kalınca, faturayı siv- ribibere kestiler, "Ev hantmlan, fiyatı bir milyonu ge- çen sebzeyialmayın, enflasyona haddini bildirin " cte- diler. Üçüncü üç ayı biraz yaz rehaveti, biraz "Acaba he- deflerde azıcık oynasak bir şey çıkar mı" tedirginliği ile geçirdiler. Sonunda, "Enflasyonu ucundan biraz bûyûtmenin zaran yoktur" dediler. Geldik son üç aya.. Ekonomi duvara tosladı, IMF sedyesiyle acil servise götürüldü. Bu duruma getiri- len, "Borsa kötü ama, döviz kunına dokundurtmuyo- ruz... Merkez Bankası rezervlen eridiama, bütçe açı- ğı hedefini tutturduk'türü açıklamalar şuna benziyor- du: Kalp durmuş, ama kollar sapasağlam! ankcum©ttnetnettr Başbakan Ecevit ofisinde gazetecilerle bayramlaştı 'Cömert yardımlar geldi'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Başbakan Bülent Ecevit, Şartla Sa- hverme Yasası'mn kapsamının Anayasa Mahkemesi taranndan ge- nişletilebileceği tartışmalanyla il- gili oiarak "Herkes tahfiye edDmeh" iddiasında bulunan kimseler var. Ben o göröşte değilhn. Eşhlik, bir mekanik süreç değadn-" dedi. Ece- vit, "bazı çevrekrin kendisini hasta görmek istemelerinden ka>nakla- nan kktialannı yadırgadığmı'' söy- ledı. Ecevit, "ekonomik krizden sonra beklenmedik ötçüde cömert yardımlar gekfiğnü" de vurguladı. Başbakan Ecevit, dün Oran'da konutunun yakınında bulunan ça- lışma ofisinde gazetecileri kabul ederek bayramlaştı. Ecevit, sohbet sırasında "Bayramlar, her şeyden önce evimizde dinlenme nrsaü olu- yor. Ankara dışma gitmrvoruz. Par- tihlerie bayramlaşma olanağı buhı- yoruz. Birikmiş pek çok işimiz ohı- yor, Onlan yaprvtMTiz" dedi. "Kom- şu zryareti oluyor mu" sorusuna, u Birikmişevrakımızvanh,evdağj- nıkn. Başbakanhktaki evrakm ge- niş bir kısmını buraya getirmek 2o- runda kaldık, o bakımdan bizim bayramlar özer yanıtmı veren Ece- vit; "Bayramlarda şür yazar mısı- nız" sorusu üzerine de, "Şiirin ü- ham perismin ne zaman geleceği bel- K ohnaz. Son günkrde gebnedi, ama vakit şiir çeviririm. 'Türkiye, AB üyesi olamaz 9 • Baştarafi 1. Sayfada denoba,kimsel9'imcu>-üzyık]a bir Avn^ta'dan söz edemezdL Avnm«,ozamaB,sdmürgelerive deniâşmAvrupasıikbirbütûn- dü. Bu nedenk de coğrafi smır- lan beürleyki ölçüt oiarak seç- memek gerek. Belki inanmaya- bffiraniz, ama ben bir gün Avnı- pa'nmKaze^Afirica'yaozanabi- teceğini dâşfinüyoram. Tarihte yaşanan ohunsuz olaylara daya- narak da Tfiıidye'nin üyefiğine kanıdeğflim. Geçmişte Türlder rakîbimizdi,anıatarihdeğişiyor. hyız. Aynı şey, din için degeçerti Avrapa'daHDistiyan&kegemaı. AmaMusevflikvelslamiyetara- smda sıkı bir bağianü var ve bu Bddm hiçbtrzamansadece çatış- ma içerisinde değillerdL Avru- p»'yı beürleyen ölçfioer dme da- yanmıyor ve Avropa, sayısı gjde- rek artanbir Müslüman toptotu- ğu 0e yaşamakzorunda. Yaşaya- bffir de. Bunun yani sıra Hnisti- yanhk, Avrupa'ya özgü nkeliğini güngeçtikçekaybediyor.Hıristi- yanbktanla)puş,bicbiryerde Av- nıpa'daki kadar yaygın değfl. Buna kar^hk Türkiye, konoya mfllivekieokıjikduygulanavak- iaşıyor. Türkrye'nin demokratik yapBinda eksOdik var. Bu ülke Ermenistan'dan özür dflemediği sürece, benim açnndan, AB ûye- Bğine kabul edaemez." AB yöneticilerinin hukuk dev- leti, serbestpiyasa ekonomisi gi- bi kaülım ölçütleri belirlediğini, bu şartlarda da Türkiye'nin üyc- liğe kabul edilmeyeceği görü- şünde olduklannı bıldiğini kay- deden Jacques Le Goff, "Törld- ye kendmi eğer bu aşamada ge- hştirirse AB'ye kablmasma bir engel kabnaz. Beni ürküten şey, hobrakdasoHakflerin, Ankara karş^smdagözyummaktanyana ofanalan. Örneğhı Helsnki Zir- veâ'nde çok ifcri gittikr" diye konuştu. Çeviremezsem de okurum" dedi. Ecevit'e CHP lideri Deniz Bay- kal'ın, sağlığıyla ilgili haberlere tep- ki göstererek "Roosevelt tekeıiekli sandahede ülkesine büyük hizmet- ler verdi Siyasetçüerin sağhk ve ya- şryla ilgili kişisel değerlendirmeler yapmak çok yanuş" sözleri aktanl- dı. Ecevit, "Bu insani ilgüer başka- dır. Siyasi çeüşkfler her zaman ki$i- sdihşkilereyansunaz.Barşkalileçe- kişsekde geçmişte sorunlarla birlik- te uğraşok. Tabii sürekli oiarak ba- zı çevrelerin beni hasta görmek iste- melermden kaynaklanan kktialannı biraz yadnpyorum, şimdiye kadar oananuş bir olay. Bazı yorgun gün- lerim ohıyor ama sizlerin degörmüş olduğu gibi herhalde fazla bir hasta- hk beürtim yok" diye konuştu. 'Tûrkiye'nin Snemi arttyor' Ecevit, "2001 yıhnda dış politika- da ekonomide, Türkiye\i nereye oturtuyorsunuz" sorusuna da şu ya- nıü verdi: "Türkiye'nin dûnyadaki önemi gittikçe arnyor. Son ekonomik kriz- den sonra şimdiye kadar ahşık o\- madığnnız kadar cömertçe dış yar- dnn geldL Türkrye'nin güvenUiriiği- nigösteriyor. Türkrye'nin enflasyon sorunu var. Ücreder arasında den- gesiztik sorunu var, bunlan çözme- ye çahyıcağıy. Son Mecbs tatilinden önce çıkardığımız yasa ile ücretler arasındaki dengesiztikleri çözmeye r, tabii eğer kaynak bula- büırsek. Ayhklara zam, başta gelen görevimiz. Onun dışında, iç sorun- lanmız var. Fakat bunlan etkfli şe- küdedeahyoruz." YILBAŞINDA, TEK EKSİÖİNİZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle