Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2000 PERŞEMBE
HABERLER
DIMEADA BUGUN
ALt SİRMEN
Devlet Kin Tutmaz
Bu satıriar yazılırken, henüz cezaevleri operas-
yonlannın sona erdiğine dair bir haber gelmiş de-
ğildi. Ama umanm siz gazeteyi elinize alana ka-
dar sükûnet sağlanmış olur.
Bilanço çok ağır. Bu ağırlığın sorumluluğunu tü-
müyle devletin sırtına yıkmak haksızlık olur. Dev-
letin sonjmluluğu, cezaevlerinin denetimini taa
1991 yılında elinden kaçırdığı halde bugüne ka-
dar beklemesidir.
Köklü önlemler yerine günü kurtarmayı yeğle-
yen Türk politikasının elli yıllık hastalığının alışıl-
mış örneklerinden biriyle karşı karşıyayız.
Ama kabul etmek gerekir ki, Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk, ılımlı politikacıdan da öte,
devlet adamı anlayışı içinde, geniş katılımlı birtar-
tışma ile uzlaşmayı sağlayacak bir yol bulmaya
çalıştı.
Gönül isterdi ki cezaevinde direnişte olan ör-
gütler de bu çağrıya olumlu yanıt versinler.
Belki de bu çok gerçekçi bir istek değildi. A-
ma görüyorsunuz, uzlaşmaz tutum bizi nerelere
getirdi.
Bu arada, cezaevlerindeki ölüm oruçlannın bir
bölümünün gerçek olmadığı konusu üzerinde
durmak istemiyorum.
Bunlar gerçek olsalardı bile, böylesine inatlaş-
mayı onaylamak yine de mümkün değildi.
Zaten kamuoyu da çok geniş kesimiyle ceza-
evlerinde direnişte olanlara hak vermedi.
Hak vermemenin de ötesinde, onlann aleyhin-
de çok güçlü bir hava oluştu.
• • •
Görünen o ki, anlaşmazlığın her iki yanı da kar-
şı tarafı düşman olarak görmektedir.
Anlamsız ve insan canıyla oynayan kanlı dire-
niş sırasında elde edilen telefon konuşmalann-
da, militanların liderlerinin karşı tarafı resmen
düşman olarak kabul ve ilan ettiği görülüyor.
Eğri oturup doğru konuşalım: Kamuoyunun tü-
mü degilse de bir kesimi ve devlet içindeki kimi
kişi ve kuruluşlar da, bu çocuklan düşman ola-
rak görmektedirler.
Toplumsal yaşamda düşmanlar yaratmak, çö-
zümleri ve uzlaşmayı olanaksızlaştınr.
Devlet ise kim olursa olsun, suçunun büyüklü-
ğü hangi kerteye vanrsa varsın, vatandaşını düş-
man olarak görmez.
Düşman kavramı, artık uluslararası arenada bi-
le karşrt veya rakibe dönüşmekte; böyle bir or-
tamda içerde düşman yaratmak kimseye bir şey
kazandırmaz.
Çatışmada şehitler olması da devletin kin tut-
masına neden olmamalıdır.
Unutmayalım, devlet kin tutmaz, tutamaz.
"Devlet duruma egemen, şimdi bütûn bunla-
n söylemenin anlamı ne?" diye düşünmek de
doğru değil. Çünkü daha çözülecek sorunlar var.
• • •
Çözülecek sorun, F Tipi cezaevleridir.
Kaç kez yazdım. Yanlış anlamaya meydan ver-
memek için bir daha söylüyorum, koğuş siste-
mine dönüş yoktur, olmamalıdır. Yalnız siyasi de-
ğil, adli tutuklular için de söz konusu değil bu yön-
tem.
Cezaevlerinin yeniden örgütlü suç odağı hali-
ne dönüşmesini aklı baştnda kimse istemez, is-
teyemez.
Ama bu gerçekleri görmek, F Tipi'nin sakınca-
larını görmemeye de neden olmamalıdır.
Aslolan. insanlan, çok haklı, kanunda açıkça
belirtilmiş gerekçeler ve bu gerekçelerin şeffaf
denetimi olmadan tecrit etmeyecek bir infaz sis-
temini bulmaktır.
Unutmayalım, tecrit, dünyanın birçok uygar ül-
kesinde ancak infaz sırasında, kurallara uyma-
makta direnenler için istisnai bir uygulamadır.
F Tipi cezaevlerinde bunu normal uygulama-
ya dönüştürebılecek yanlar düzeltilmeüdir.
Adalet Bakanı Türk'ün, kimi tutuklu ve hüküm-
lülerin neden F Tipi cezaevlerine naklediklerini
soran ve bu uygulamanın F Tipi'nin ertelendiği
açıklamasıyla çeliştiğini söyleyen gazetecilere,
son operasyonlar sırasında tahrip olan cezaev-
lerinin durumunu gerekçe gösteren konuşması-
nı, uygulamanın durum normale döndükten son-
ra devam etmeyeceği şeklinde anlamak istryo-
ruz.
Evet, devletin, kin tutmadan, Sayın Bakan'ın da
belirttiği gibi, geniş katılımcı, yapıcı birtartışmay-
la soruna yanıt bulması için durum bundan son-
ra daha elverişli olacak.
Bütün sorun, bu çözümü içtenlikle istemektir.
Altın yaldızlı.14.5 kilo
Kültür Bakanlığı
Kuran bastırdı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bûrosu) - Kültür
Bakanlığı, 16. yüzyılda
Kanuni Sultan Süley-
man'ın isteği üzerine
Ahmet Karahisari'nin
yazdığı Kuranıkerim'in
tıpkıbasımını yaptı. Al-
tın yaldızlı tek ciltlik
Kuranıkerim'in ağırlı-
ğının 14.5 kılo olduğu
bildirildi.
Kültür Bakanlığı Gü-
zel Sanatlar Genel Mü-
dürlüğü, halen Topkapı
Sarayı Kütüphane-
si'nde bulunan Karahi-
sari'nin el yazması on-
jinal Arapça Kuranıke-
rim'inyeniden basımını
gerçekleştirdi. Mimar
Sinan'ın da yakın arka-
daşı olan Karahisari'nin
12 yılda yazdığı Ku-
ran'ın, Hırka-i Saadet
Camıi'nde 415 yıl bo-
yunca okunduğu belir-
tıldi. Bakanlıkça, ashna
sadık kalınarak basılan
kitabın, 62x43 santi-
metre boyutlannda ol-
duğu kaydedildi. 604
sayfadan oluşan tek cilt-
lik Kuran'da toplam 2
bin 300 çeşit süsleme
bulunuyor. îşleme ve
nakışlann yanı sıra altın
yaldızlann kullanıldığı
Kuranıkerim'in toplam
ağırhğı ise 14.5 kiloya
ulaşıyor.
1000 adet bastırılan
Kuranıkerim'in toplam
maliyetinin 100 milyar
lıra olduğu belirtildi.
Kitabuı, Kültür Bakan-
lığı'nın yurt çapındaki
Döner Sermaye îşlet-
meleri (DÖSÎM) mağa-
zalannda 250 milyon li-
radan satışa sunulacağı
kaydedildi.
Hükümetin cezaevlerine yönelik operasyonlannı siyasiler farklı değerlendirdi
DYP: Ftipinmsayısı artmah• TBMM Başkanı
Izgi, yapılan
operasyonun doğru
olduğunu
söylerken, FP'li
Doğan, ölümü
önlemek isterken
20kişinin
öldüğünü
vurguladı,
DYP'li Güven ise
F tipi cezaevleri
sayısının
arttınlmasını
istedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hü-
kümetin cezaevlerindeki Ölüm orucu ey-
lemlenni bitirmeye yönelik başlattığı ope-
rasyona siyasılerden farklı tepkiler geldi.
TBMM Başkanı Ömer İzgi, operasyonu
doğru bulmasına karşın daha önce yapıl-
ması gerektığını söyledi. FP Grup Başkan-
vekıli Avni Doğan, devletin ölümü önle-
mek için cezaevlerine girdiğini belirterek
"Ama öiü sayısı 20 civannda. Hükümet bu
operasyonda ne kadar dikkatli olduğunu
iddia ederse ctsin, ölüm getirdi" dedı.
ANAP Grup Başkanvekılı Zeki Çakan ve
DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven de
operasyonlann geciktiğini kaydettiler. Gü-
ven, F tipi cezaevlerinin dünya mimarisi-
ne uygun olduğunu savunarak sayılannın
arttınlmasuıı ve uygulamaya konulmasını
istedi. Cezaevlerindeki ölüm oruçlanna
yönelik operasyonlara TBMM'den farklı
tepkiler geldi. Danışma Kurulu toplantısın-
dan çıkan TBMM Başkanı Izgi, bu yönde-
ki sorulan yanıtladı. Izgi, cezaevlerine yö-
nelik operasyonlann sürdüğünü belirterek
"Hükümetin belki çok önceden yapması
gereken bir operasyondu" dedi.
Cezaevlerinde "kan dökülmeden" uzla-
şılması için bugüne kadar beklendiğini ve
bu yönde yoğun gayret gösterildiğini an-
latan Izgi, gelinen noktada uzlaşma sağla-
namaması nedeniyle operasyonun bir zo-
runluluk haline geldiğini vurguladı. Yapı-
lan işlemlerin doğru olduğunu savunan Iz-
gi, şöyle konuştu:
"Cezaevlerine 1991 yıhndan beri girile-
mediği söyleniyor. Bu bir facia."
FP Grup Başkanvekili Hatiboğlu ise
devletin görevinin suçluyu da suçsuzu da
korumak olduğunu kaydederek "Bu olay-
da, siyasi iktklar fevkalade tedbirsiz dav-
ranmıştır'' dedi.
FP'nin dığer grup başkanvekili Avni Do-
ğan da "Devletingöreviölümü engeüemek-
tir. Vani başansız, zamansız bir operasyon-
la karşı karşıyayız'' dedi. Operasyonlann
ardından "Cezaevlerinde tekrar yönetim
ele gecirikü" gibi açıklamalar yapıldığım
anımsatan Doğan, "Bu abes, aym, çirkin bir
lafnr. Çokçirkin bir ıtirafür. Vani başımız-
da bir hükümetolmadığınınenaçık bir bel-
gesidir" dedi. Devletin ölüm oruçlannı ön-
lemek için cezaevlerine girdiğını belirten
Doğan, "Ama ölü sayısı 20 civannda. Hü-
kümetbuoperasyonda ne kadar dikkatliot-
duğunu iddia ederse etsin, ölüm getirdi.
Halbuki devletin göreviölümü engellemek-
rir. Yani başansız, zamansız bir operasyon-
la karşı karşryayız'' dedı.
DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven.
devletin geç kaldığmı savunarak "Devlet,
kendi ciddiyeti içinde görevini yapmalıdır
ve yapmışür" dedı. F tıpı cezaevlerinin
dünya mımarisıne uygun olduğunu. sayı-
lannın arttınlması gerektığını savunan Gü-
ven, "Türldye koğuş sisteminden vazgeçer-
se bu tip olaylara artık şahit olmaz" dedi.
ANAP Grup Başkanvekılı Zeki Çakan,
operasyonlar için geç kalındığını kaydetti.
Tutuklu ve hükümlüyakınlan hastaneleri dolaşarak bilgi almaya çalışıyor
Analar: Çocuklanmznevede?
Istanbul Haber Servisi-
Cezaevlerindeki ölüm orucu
eylemlerini sonlandırmak
amacıyla gerçekleştirilen
"Hayata Dönüş" operasyonuyla
ilgılı çeşıtlı kesımlerce farklı
değerlendirmeler yapılırken,
hastaneleri dolaşan tutuklu ve
hükümlü yakınlannın endışeli
bekleyişleri sürüyor.
Yakınlannın durumu hakkında
bilgi edinememekten yakınan
aileler, hastaneye kaldınlan ya
da başka cezaevlerine
nakledilenlenn ısimlerinin
açıklanmasını ıstediler.
Operasyonun dün de sürdüğü
Ümraniye Cezaevi'ndeki
tutuklu ve hükümlülerin
yakınlan, sabah saatlerinden
itibaren cezaevinin yaklaşık 3
kilometre dışuıda oluşturulan
kontrol noktasuıda beklemeye
başladı. Bayrampaşa'dan
çıkanlan tutuklulann yakınlan
ise hastane hastane dolaşıp
çocuklannı aradı.
Hastanelere
Mmse alınmıyor
Ölüm orucu eylemcılerinin
bulunduğu Sağmalcılar Devlet
Hastanesi'ne tutuklu yakınlan
dahil kimse ahnmıyor.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde
karşılaştığımız, açhk grevi
eylemcisi Fevzi SayguYnın
babası, tüm aramalanna karşın
oğlunun akıbetini
öğrenemediğini belirtti. Ismini
vermek ıstemeyen baba Saygılı,
27 yaşındaki oğlunun
Hacettepe Üniversitesi Sosyal
Hizmetler ıkınci sımf
öğrencisiyken 5 yıl önce
Bayrampaşa Cezaevf ne
girdiğini kaydederek "Bu sabah
Maraş'tan geldim. Fevzi açhk
grevindeydi. Operasyondan
sonra Hasekiyc getirilmiş,
bacağmda 2 kurşun varmış.
Ancak Haseki'den götürmüşler,
nerede olduğu beUi değiTdedi.
Ismını vermek istemeyen Alev
Yıküz'ın annesı ise 23
yaşındaki kızının 5 yıldır içerde
olduğunu ve şu an nerede
olduğunu bilemediğini söyledi.
Aslan Tavuk da ölüm orucu
eylemcisi 29 yaşındaki oğlu
Fırat'ın akıbetini henüz
öğrenemediğini kaydetti.
Operasyonu sert ifadelerle
eleştiren Aslan Tavuk, "Herkes
kirti kottuğuna oturmuş,
kalkmamak için oyunlar
oynuyor" dedi. ölüm orucu
eylemcisi 29 yaşındaki AK
Ateş'in babası Ahmet Ateş de
şunlan söyledi: "Oğlum 54
gündür ölüm orucunda. Onlar
sadece kendi sorunlan için
değil, herkesin sorunu için ölüm
orucundaydılar."
Eylemcller serbest
Operasyonu protesto etmek
amacıyla önceki gün Kızılay
Meydanı'nda
gerçekleştirilen
gösteriden sonra
gözaltına alınlardan
10 kişi, çıkanldıklan
nöbetçi Ankara 16.
Asliye Ceza
Mahkemesi'nce
serbest bırakıldı.
Basm Cumhuriyet
Savcılan Metin
Sezgin ve Hamza
Uçar tarafmdan
sorgulanan
10 kişi,
3005 sayılı Suçüstü
Kanunu uyannca
haklannda2911
sayılı Toplantı ve
Gösteri Yüriiyuşleri
Kanunu'na
muhalefet etmekten
dava açıldıktan
sonra, nöbetçi
mahkemeye
çıkanldılar. Polisin
mahkemeye
götürdüğü 10 kişi,
nöbetçi Ankara 16.
Asliye Ceza
Mahkemesi'ndeki
sorgulanmn
ardından serbest
Tutuklu ve hükümlü yakınlannın hastane önlerindeki endişeü bekleyişleri sürüyor. (Fotoğraf: ÖZLEM GUVEMLİ) bırakıldılar.
1996'da 12 kişinin öldüğü ölüm oruçlan döneminin Adalet Bakanı Kazan
'Kalaşnikofiddiaları yalan'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Siyasi tutuklu ve hüküm-
lülerin 1996 yılında gerçekleş-
tirdiği ve 12 kişinin yaşamım yi-
tirdiği ölüm oruçlan döneminin
Adalet Bakanı Şevket Kazan,
operasyonla kurtanlmak iste-
nenden çok kayıp verildiğini
söyledi. Kazan, operasyonla F
tipi cezaevlerinin uygulamaya
geçiriknesinin hedeflenmiş ola-
bileceğini kaydetti. Tutuklulann
Kalaşnikofla karşılık verdiği
savlanm inandıncı bulmadığuıı
vurgulayan Kazan, "O kesime
x-ray sisteminden geçirilerek
Kalaşnikof sokulması mümkün
değil. Kendisini yakacak kadar
gözü kararan bir insan, kendisi-
ni yakmadan önce içerde Kalaş-
nikof olsa kullanmaz mı?" dıye
konuştu.
'Durum değerlendirilmedi'
"Tabuthık genelgesi" nede-
niyle yapılan ve 1996'da 12 ki-
şinin yaşammı yitirdiği dönemin
Adalet Bakanı Kazan, "Hayata
Dönüş" operasyonunun, içerde-
ki durum iyice değerlendirilme-
den gerçekleştirildiğini söyledi.
Kazan, kendi dönemindeki
olaylann Milli Güvenlik Kuru-
lu'nda gündeme geldiğini ve
müdahalenin önerildiğini, ancak
bunlann kayda geçmediğim be-
lirtti. F tipi cezaevlerinden vaz-
geçilmesinin mümkün olmadı-
ğım anlatan Kazan, "Cezaevle-
rine devlet hâkinı değil dive bir
şikâyet varsa, ortadan kaldınl-
masının tekyolu koğuş sistemin-
den 2-4-6 kişilik koğuş sistemine
geçmektir" dedi.
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'ün tutumunu haklı buldu-
ğunu bildiren Kazan, "Ama Sa-
söyledi:
"Operasyonu önceden haber
verecek olursak tepkiv le karşıla-
şırız, deniyor. T.C. ordusu düş-
manla savaşmıyor ki birtakım
bilgilergizJensin. Kendi ülkemiz-
de, kurumlannuzda bir operas-
yon yapacağız. Bu operasyon,
koğuşlan küçük cezaevinde baş-
latılnuş olsav dı. diğerieri değer-
lendirerek vazgeçebilir, Bayram-
• "Tabutluk genelgesi"
nedeniyle yapılan ve 1996'da
12 kişinin yaşamım yitirdiği
dönemin Adalet Bakanı
Kazan, "Hayata Dönüş"
operasyonunun, içerideki durum
iyice değerlendirilmeden
gerçekleştirildiğim söyledi.
ym Bakammız akşam başka di-
yor,sabah bir başka şey söylüyor.
Kararta konuşmuyor. Bilim
adamlan araşürmayı severier,
aiternatifti çabşırlar. halbuki yö-
neticflik aheman'ften birini ter-
cih etmeyi ve kararülığı gerekti-
rir. Saym Bakan'm yöneticüik
yönünü pek güçlü görmediğimi
ifade ediyonun" diye konuştu.
Operasyon karannın gizlen-
mesini eleştiren Kazan, şunlan
paşa'da bu zaiyat ounazdı. Bay-
rampaşa inşaattekniği bakımın-
dan çokzoroperasyon yapılacak
cezaevi. Egemenliklerini kurmuş
800 kişilik bir topluluğun üzeri-
ne tek kapıdan girebilirsiniz. Tek
kapıdan girdiğinizde elbette gü-
venlik güçlerinden olsun,içerde-
kilerden olsun kayıp olacak."
Kazan, operasyonla ölüm oru-
cundakilerin kurtanlmak isten-
diğine, ancak bu. "hesapsız'' ya-
pıldığı için kurtanhnak istene-
nın sayısmdan fazla kayıp oldu-
ğuna dikkat çekti.
Adalet Bakam Türk'ün 1991
yıhndan bu yana cezaevlerine
girilmediği yönündeki açıkla-
malanna Kazan, "1996 yıhnda-
ki operasyonun ardından bizbu-
ralara gü-dik" dedi.
'Kalajnikofyalan'
Şevket Kazan, içerdekilerin
Kalaşnikoflarla karşılık verdiği
iddialanyla ilgili olarak, "Ka-
laşnikof vardı diyoriar, ama bu-
napekinanamryorum. O kesime
x-ray sisteminden geçirilerek
Kalaşnikof sokulması mümkün
değil. Ortada içerdekilerin Ka-
laşnikofla karsüığı yok. Kendisi-
ni yakacak kadar gözü kararan
bir insan, kendisini yakmadan
önce içerde Kalaşnikof olsa kul-
lanmaz mı?" dıye konuştu.
Operasyonla "yüriirhlğe kon-
mayacakdenen Ftipi uygulama-
sımn başlanlmasımn" öngörül-
müş olabileceğini vurgulayan
Kazan, "Ölüm orucundaküerin
hayannı kurtarahm diyoriar, bu
neden kadar önemh' olan bir baş-
ka neden de operasyonu yapma-
dan F tipi cezaevlerinin uygula-
maya konulamayacağı kaygısı
olabüir. Operasyonla bu da he-
deflenmiş otabüir" dedı.
operasyona tepkiler
Hükümete ve
MGK'ye suç
duyurusu
Haber Merkezi - Cezaevlerindeki operasyona
ve F tipi cezaevlennin açılmasına tepkiler sürü-
yor. lstanbul 'da siyasi partiler, sendikalar ve mes-
lek örgütleri ile tutuklu ve hükümlü yakınlan,
MGK, hükümet ve güvenlik güçleri hakkında ls-
tanbul Cumhuriyet Başsavcılığf na suç duyuru-
sunda bulundular. Izmir Barosu Başkanı Avukat
NoyanÖzkan, operasyonlann cvrensel temel hak
ve özgürlükleri düzenleyen Bırleşmiş Milletler
beyannamelerine ve kriterlerine aykın olduğunu
belirtirken İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül,
operasyonlara "Hayata Dönüş" adı verildiğini
anımsatarak, "Vahşetin adı yaşama dönüş olabi-
Krmi?"dedi.
ÎHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, operasyon
öncesinde cezaevlennde tüm görüşmelerin sür-
dürülmesi yönündeki girişimlenn son dönemde
reddedildiğıni belirterek, "Ancak görünüm ile
devletin gizü planlanmn farklı olduğu ve devletin
gerçektegizM piana göre hareketeö@ anlaşıfanak-
tadır" dedi. Öndül operasyonlara "Hayata Dö-
nüş" adı verildiğini anımsatarak "Vahşetin adı ya-
şama dönüş olabilir mi?" yorumunda bulundu.
Sağlık ve Sosyal Hızmet Emekçileri Sendika-
sı'ndan yapılan açıklamada. operasyonun katli-
ama dönüştüp belirtilerek "Devlet tüm vatan-
daşlarmın ister içeride. ister dısanda canından ve
sağhğmdan sorumludur" denıldı. Tüm Banka-
Sen'den yapılan açıklamada şöyle denildi: "
Bu katüanıın, daha bir hafta önce silahlan elinde
sokaklara dökülen ve kana kan intikam naralan
atan poliskre, işte intikamınızı aldık. kanımza kan
akrtük yaıutı vertrek onlan cesareriendirmekten,
ödün vermekten başka bir anlamı yoktur."
1
Suç duyurusu
Istanbul'da İHD lstanbul Şube Başkanı Eren
Keskin. ÖDP lstanbul tl Başkanı Vahit Genç,
HADEP lstanbul II Başkanı Doğan Erbaş. E-
MEP lstanbul tl Başkanı Kamil Tekin Sürek,
DBP îl Başkanı Mustafa Aytaş ve TMMOB Ikin-
ci Başkanı Celal Beşiktepe, dün öğleden sonra
geldiklen lstanbul Adliye Sarayı'nda suç duyu-
rusunda bulundular. MGK Genel Sekreteri Cum-
hur Aspar. Başbakan Bülent Ecevit, Adalet Ba-
kanı Hikmet Sami Türk. tçişlen Bakanı Sadet-
tin Tantan. Sağlık Bakanı Osman Durmuş ve
operasyona katılan görevliler hakkında yapılan
suç duyurusunda, sorumlulann "canavarca his
sevküfcadamoldürme". "işkence", "darpve ya-
ralama" suçlanm ışlediği belirtildi.
Aynca dün Adliye'ye gelen tutuklu ve hüküm-
lü yakını bir grup da Cumhuriyet Savcılığı'na
Başbakan, Adalet Bakanı, Içişleri Bakanı ve ope-
rasyonda yer alan güvenlik güçleri hakkında suç
duyurusunda bulundular. Tutuklu ve hükümlü
yakınlan, "Bayrampaşa'da kar maskeli timlerin
6 kadm mahkûmun üzerine benzin dökerek yak-
üklannr iddia ettiler.
lstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, açhk
grevleri ve ölüm oruçlannı sona erdirmek için se-
çilen yöntemi onaylamadığmı bildirirken
KESK'e bağlı Eğitim-Sen lstanbul 2 No'lu Şu-
be Yönetim Kurulu, ölüm orucu ve açlık grevi
eylemlerinin şıddete başvurularak sonlandml-
mak istenmesinin toplumsal uzlaşma kültürüne
indirilen bir darbe olduğunu savundu.
EMEP, HADEP ve ÖDP il örgütleri ile KESK,
tHD lstanbul Şubesi, TMOBB ve ÇHD tarafin-
dan yapılan ortak açıklamada, hastaneye kaldı-
nlan tutuklu ve hükümlülerle Türk Tabipleri Bir-
hği aracılığıyla temas kurulması istendi. Açık-
lamada F tipi cezaevlerine nakillerin durdurul-
ması istendi. 68'lilerVakfı Başkanı HaşmetAta-
han. Adalet Bakanlığı'nm baştaki uzlaşmacı yak-
laşımını keserek ani bir operasyon düzenlemesi-
ni protesto ettiklerini belirtti. EMEP Genel Baş-
kanı Levent Tüzel de tüm toplumun aldatıldığı-
nı ve iyi niyetle çözüm için çaba harcayanlann
saldın ortamımn hazırlanması için kullanıidığı-
nı öne sürdü. Halknı Hukuk Bürosu'ndan yapı-
lan açıklamada ise Adalet Bakanı Türk'ün ope-
rasyon öncesi yaptığı, "F tipi cezaevi projesi er-
(dendP yönündeki açıklamasına karşm, bu ce-
zavelerine nakiller yapıldığma dikkat çekildi.
KESK'e bağh BES lstanbul 1,2 ve 3 No'lu Şu-
beler adma yapılan açıklamada da görüşmelerin
devlet tarafından çıkmaza sokulduğu öne sürül-
dü ve operasyon kınandı. Izmir Barosu Başkanı
Avukat Noyan Özkan, operasyonlann evrensel
temel hak ve özgürlükleri düzenleyen Birleşmiş
Milletler beyannamelerine ve kriterlerine aykın
olduğunu söyledi. Özkan, eylemcüerle yeniden
diyaloğun baslatılmasını istedi.