17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2000 PERŞEMBE HABERLER DIMEADA BUGUN ALt SİRMEN Devlet Kin Tutmaz Bu satıriar yazılırken, henüz cezaevleri operas- yonlannın sona erdiğine dair bir haber gelmiş de- ğildi. Ama umanm siz gazeteyi elinize alana ka- dar sükûnet sağlanmış olur. Bilanço çok ağır. Bu ağırlığın sorumluluğunu tü- müyle devletin sırtına yıkmak haksızlık olur. Dev- letin sonjmluluğu, cezaevlerinin denetimini taa 1991 yılında elinden kaçırdığı halde bugüne ka- dar beklemesidir. Köklü önlemler yerine günü kurtarmayı yeğle- yen Türk politikasının elli yıllık hastalığının alışıl- mış örneklerinden biriyle karşı karşıyayız. Ama kabul etmek gerekir ki, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ılımlı politikacıdan da öte, devlet adamı anlayışı içinde, geniş katılımlı birtar- tışma ile uzlaşmayı sağlayacak bir yol bulmaya çalıştı. Gönül isterdi ki cezaevinde direnişte olan ör- gütler de bu çağrıya olumlu yanıt versinler. Belki de bu çok gerçekçi bir istek değildi. A- ma görüyorsunuz, uzlaşmaz tutum bizi nerelere getirdi. Bu arada, cezaevlerindeki ölüm oruçlannın bir bölümünün gerçek olmadığı konusu üzerinde durmak istemiyorum. Bunlar gerçek olsalardı bile, böylesine inatlaş- mayı onaylamak yine de mümkün değildi. Zaten kamuoyu da çok geniş kesimiyle ceza- evlerinde direnişte olanlara hak vermedi. Hak vermemenin de ötesinde, onlann aleyhin- de çok güçlü bir hava oluştu. • • • Görünen o ki, anlaşmazlığın her iki yanı da kar- şı tarafı düşman olarak görmektedir. Anlamsız ve insan canıyla oynayan kanlı dire- niş sırasında elde edilen telefon konuşmalann- da, militanların liderlerinin karşı tarafı resmen düşman olarak kabul ve ilan ettiği görülüyor. Eğri oturup doğru konuşalım: Kamuoyunun tü- mü degilse de bir kesimi ve devlet içindeki kimi kişi ve kuruluşlar da, bu çocuklan düşman ola- rak görmektedirler. Toplumsal yaşamda düşmanlar yaratmak, çö- zümleri ve uzlaşmayı olanaksızlaştınr. Devlet ise kim olursa olsun, suçunun büyüklü- ğü hangi kerteye vanrsa varsın, vatandaşını düş- man olarak görmez. Düşman kavramı, artık uluslararası arenada bi- le karşrt veya rakibe dönüşmekte; böyle bir or- tamda içerde düşman yaratmak kimseye bir şey kazandırmaz. Çatışmada şehitler olması da devletin kin tut- masına neden olmamalıdır. Unutmayalım, devlet kin tutmaz, tutamaz. "Devlet duruma egemen, şimdi bütûn bunla- n söylemenin anlamı ne?" diye düşünmek de doğru değil. Çünkü daha çözülecek sorunlar var. • • • Çözülecek sorun, F Tipi cezaevleridir. Kaç kez yazdım. Yanlış anlamaya meydan ver- memek için bir daha söylüyorum, koğuş siste- mine dönüş yoktur, olmamalıdır. Yalnız siyasi de- ğil, adli tutuklular için de söz konusu değil bu yön- tem. Cezaevlerinin yeniden örgütlü suç odağı hali- ne dönüşmesini aklı baştnda kimse istemez, is- teyemez. Ama bu gerçekleri görmek, F Tipi'nin sakınca- larını görmemeye de neden olmamalıdır. Aslolan. insanlan, çok haklı, kanunda açıkça belirtilmiş gerekçeler ve bu gerekçelerin şeffaf denetimi olmadan tecrit etmeyecek bir infaz sis- temini bulmaktır. Unutmayalım, tecrit, dünyanın birçok uygar ül- kesinde ancak infaz sırasında, kurallara uyma- makta direnenler için istisnai bir uygulamadır. F Tipi cezaevlerinde bunu normal uygulama- ya dönüştürebılecek yanlar düzeltilmeüdir. Adalet Bakanı Türk'ün, kimi tutuklu ve hüküm- lülerin neden F Tipi cezaevlerine naklediklerini soran ve bu uygulamanın F Tipi'nin ertelendiği açıklamasıyla çeliştiğini söyleyen gazetecilere, son operasyonlar sırasında tahrip olan cezaev- lerinin durumunu gerekçe gösteren konuşması- nı, uygulamanın durum normale döndükten son- ra devam etmeyeceği şeklinde anlamak istryo- ruz. Evet, devletin, kin tutmadan, Sayın Bakan'ın da belirttiği gibi, geniş katılımcı, yapıcı birtartışmay- la soruna yanıt bulması için durum bundan son- ra daha elverişli olacak. Bütün sorun, bu çözümü içtenlikle istemektir. Altın yaldızlı.14.5 kilo Kültür Bakanlığı Kuran bastırdı ANKARA (Cumhu- riyet Bûrosu) - Kültür Bakanlığı, 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süley- man'ın isteği üzerine Ahmet Karahisari'nin yazdığı Kuranıkerim'in tıpkıbasımını yaptı. Al- tın yaldızlı tek ciltlik Kuranıkerim'in ağırlı- ğının 14.5 kılo olduğu bildirildi. Kültür Bakanlığı Gü- zel Sanatlar Genel Mü- dürlüğü, halen Topkapı Sarayı Kütüphane- si'nde bulunan Karahi- sari'nin el yazması on- jinal Arapça Kuranıke- rim'inyeniden basımını gerçekleştirdi. Mimar Sinan'ın da yakın arka- daşı olan Karahisari'nin 12 yılda yazdığı Ku- ran'ın, Hırka-i Saadet Camıi'nde 415 yıl bo- yunca okunduğu belir- tıldi. Bakanlıkça, ashna sadık kalınarak basılan kitabın, 62x43 santi- metre boyutlannda ol- duğu kaydedildi. 604 sayfadan oluşan tek cilt- lik Kuran'da toplam 2 bin 300 çeşit süsleme bulunuyor. îşleme ve nakışlann yanı sıra altın yaldızlann kullanıldığı Kuranıkerim'in toplam ağırhğı ise 14.5 kiloya ulaşıyor. 1000 adet bastırılan Kuranıkerim'in toplam maliyetinin 100 milyar lıra olduğu belirtildi. Kitabuı, Kültür Bakan- lığı'nın yurt çapındaki Döner Sermaye îşlet- meleri (DÖSÎM) mağa- zalannda 250 milyon li- radan satışa sunulacağı kaydedildi. Hükümetin cezaevlerine yönelik operasyonlannı siyasiler farklı değerlendirdi DYP: Ftipinmsayısı artmah• TBMM Başkanı Izgi, yapılan operasyonun doğru olduğunu söylerken, FP'li Doğan, ölümü önlemek isterken 20kişinin öldüğünü vurguladı, DYP'li Güven ise F tipi cezaevleri sayısının arttınlmasını istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hü- kümetin cezaevlerindeki Ölüm orucu ey- lemlenni bitirmeye yönelik başlattığı ope- rasyona siyasılerden farklı tepkiler geldi. TBMM Başkanı Ömer İzgi, operasyonu doğru bulmasına karşın daha önce yapıl- ması gerektığını söyledi. FP Grup Başkan- vekıli Avni Doğan, devletin ölümü önle- mek için cezaevlerine girdiğini belirterek "Ama öiü sayısı 20 civannda. Hükümet bu operasyonda ne kadar dikkatli olduğunu iddia ederse ctsin, ölüm getirdi" dedı. ANAP Grup Başkanvekılı Zeki Çakan ve DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven de operasyonlann geciktiğini kaydettiler. Gü- ven, F tipi cezaevlerinin dünya mimarisi- ne uygun olduğunu savunarak sayılannın arttınlmasuıı ve uygulamaya konulmasını istedi. Cezaevlerindeki ölüm oruçlanna yönelik operasyonlara TBMM'den farklı tepkiler geldi. Danışma Kurulu toplantısın- dan çıkan TBMM Başkanı Izgi, bu yönde- ki sorulan yanıtladı. Izgi, cezaevlerine yö- nelik operasyonlann sürdüğünü belirterek "Hükümetin belki çok önceden yapması gereken bir operasyondu" dedi. Cezaevlerinde "kan dökülmeden" uzla- şılması için bugüne kadar beklendiğini ve bu yönde yoğun gayret gösterildiğini an- latan Izgi, gelinen noktada uzlaşma sağla- namaması nedeniyle operasyonun bir zo- runluluk haline geldiğini vurguladı. Yapı- lan işlemlerin doğru olduğunu savunan Iz- gi, şöyle konuştu: "Cezaevlerine 1991 yıhndan beri girile- mediği söyleniyor. Bu bir facia." FP Grup Başkanvekili Hatiboğlu ise devletin görevinin suçluyu da suçsuzu da korumak olduğunu kaydederek "Bu olay- da, siyasi iktklar fevkalade tedbirsiz dav- ranmıştır'' dedi. FP'nin dığer grup başkanvekili Avni Do- ğan da "Devletingöreviölümü engeüemek- tir. Vani başansız, zamansız bir operasyon- la karşı karşıyayız'' dedi. Operasyonlann ardından "Cezaevlerinde tekrar yönetim ele gecirikü" gibi açıklamalar yapıldığım anımsatan Doğan, "Bu abes, aym, çirkin bir lafnr. Çokçirkin bir ıtirafür. Vani başımız- da bir hükümetolmadığınınenaçık bir bel- gesidir" dedi. Devletin ölüm oruçlannı ön- lemek için cezaevlerine girdiğını belirten Doğan, "Ama ölü sayısı 20 civannda. Hü- kümetbuoperasyonda ne kadar dikkatliot- duğunu iddia ederse etsin, ölüm getirdi. Halbuki devletin göreviölümü engellemek- rir. Yani başansız, zamansız bir operasyon- la karşı karşryayız'' dedı. DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven. devletin geç kaldığmı savunarak "Devlet, kendi ciddiyeti içinde görevini yapmalıdır ve yapmışür" dedı. F tıpı cezaevlerinin dünya mımarisıne uygun olduğunu. sayı- lannın arttınlması gerektığını savunan Gü- ven, "Türldye koğuş sisteminden vazgeçer- se bu tip olaylara artık şahit olmaz" dedi. ANAP Grup Başkanvekılı Zeki Çakan, operasyonlar için geç kalındığını kaydetti. Tutuklu ve hükümlüyakınlan hastaneleri dolaşarak bilgi almaya çalışıyor Analar: Çocuklanmznevede? Istanbul Haber Servisi- Cezaevlerindeki ölüm orucu eylemlerini sonlandırmak amacıyla gerçekleştirilen "Hayata Dönüş" operasyonuyla ilgılı çeşıtlı kesımlerce farklı değerlendirmeler yapılırken, hastaneleri dolaşan tutuklu ve hükümlü yakınlannın endışeli bekleyişleri sürüyor. Yakınlannın durumu hakkında bilgi edinememekten yakınan aileler, hastaneye kaldınlan ya da başka cezaevlerine nakledilenlenn ısimlerinin açıklanmasını ıstediler. Operasyonun dün de sürdüğü Ümraniye Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlülerin yakınlan, sabah saatlerinden itibaren cezaevinin yaklaşık 3 kilometre dışuıda oluşturulan kontrol noktasuıda beklemeye başladı. Bayrampaşa'dan çıkanlan tutuklulann yakınlan ise hastane hastane dolaşıp çocuklannı aradı. Hastanelere Mmse alınmıyor Ölüm orucu eylemcılerinin bulunduğu Sağmalcılar Devlet Hastanesi'ne tutuklu yakınlan dahil kimse ahnmıyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde karşılaştığımız, açhk grevi eylemcisi Fevzi SayguYnın babası, tüm aramalanna karşın oğlunun akıbetini öğrenemediğini belirtti. Ismini vermek ıstemeyen baba Saygılı, 27 yaşındaki oğlunun Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler ıkınci sımf öğrencisiyken 5 yıl önce Bayrampaşa Cezaevf ne girdiğini kaydederek "Bu sabah Maraş'tan geldim. Fevzi açhk grevindeydi. Operasyondan sonra Hasekiyc getirilmiş, bacağmda 2 kurşun varmış. Ancak Haseki'den götürmüşler, nerede olduğu beUi değiTdedi. Ismını vermek istemeyen Alev Yıküz'ın annesı ise 23 yaşındaki kızının 5 yıldır içerde olduğunu ve şu an nerede olduğunu bilemediğini söyledi. Aslan Tavuk da ölüm orucu eylemcisi 29 yaşındaki oğlu Fırat'ın akıbetini henüz öğrenemediğini kaydetti. Operasyonu sert ifadelerle eleştiren Aslan Tavuk, "Herkes kirti kottuğuna oturmuş, kalkmamak için oyunlar oynuyor" dedi. ölüm orucu eylemcisi 29 yaşındaki AK Ateş'in babası Ahmet Ateş de şunlan söyledi: "Oğlum 54 gündür ölüm orucunda. Onlar sadece kendi sorunlan için değil, herkesin sorunu için ölüm orucundaydılar." Eylemcller serbest Operasyonu protesto etmek amacıyla önceki gün Kızılay Meydanı'nda gerçekleştirilen gösteriden sonra gözaltına alınlardan 10 kişi, çıkanldıklan nöbetçi Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nce serbest bırakıldı. Basm Cumhuriyet Savcılan Metin Sezgin ve Hamza Uçar tarafmdan sorgulanan 10 kişi, 3005 sayılı Suçüstü Kanunu uyannca haklannda2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yüriiyuşleri Kanunu'na muhalefet etmekten dava açıldıktan sonra, nöbetçi mahkemeye çıkanldılar. Polisin mahkemeye götürdüğü 10 kişi, nöbetçi Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki sorgulanmn ardından serbest Tutuklu ve hükümlü yakınlannın hastane önlerindeki endişeü bekleyişleri sürüyor. (Fotoğraf: ÖZLEM GUVEMLİ) bırakıldılar. 1996'da 12 kişinin öldüğü ölüm oruçlan döneminin Adalet Bakanı Kazan 'Kalaşnikofiddiaları yalan' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Siyasi tutuklu ve hüküm- lülerin 1996 yılında gerçekleş- tirdiği ve 12 kişinin yaşamım yi- tirdiği ölüm oruçlan döneminin Adalet Bakanı Şevket Kazan, operasyonla kurtanlmak iste- nenden çok kayıp verildiğini söyledi. Kazan, operasyonla F tipi cezaevlerinin uygulamaya geçiriknesinin hedeflenmiş ola- bileceğini kaydetti. Tutuklulann Kalaşnikofla karşılık verdiği savlanm inandıncı bulmadığuıı vurgulayan Kazan, "O kesime x-ray sisteminden geçirilerek Kalaşnikof sokulması mümkün değil. Kendisini yakacak kadar gözü kararan bir insan, kendisi- ni yakmadan önce içerde Kalaş- nikof olsa kullanmaz mı?" dıye konuştu. 'Durum değerlendirilmedi' "Tabuthık genelgesi" nede- niyle yapılan ve 1996'da 12 ki- şinin yaşammı yitirdiği dönemin Adalet Bakanı Kazan, "Hayata Dönüş" operasyonunun, içerde- ki durum iyice değerlendirilme- den gerçekleştirildiğini söyledi. Kazan, kendi dönemindeki olaylann Milli Güvenlik Kuru- lu'nda gündeme geldiğini ve müdahalenin önerildiğini, ancak bunlann kayda geçmediğim be- lirtti. F tipi cezaevlerinden vaz- geçilmesinin mümkün olmadı- ğım anlatan Kazan, "Cezaevle- rine devlet hâkinı değil dive bir şikâyet varsa, ortadan kaldınl- masının tekyolu koğuş sistemin- den 2-4-6 kişilik koğuş sistemine geçmektir" dedi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün tutumunu haklı buldu- ğunu bildiren Kazan, "Ama Sa- söyledi: "Operasyonu önceden haber verecek olursak tepkiv le karşıla- şırız, deniyor. T.C. ordusu düş- manla savaşmıyor ki birtakım bilgilergizJensin. Kendi ülkemiz- de, kurumlannuzda bir operas- yon yapacağız. Bu operasyon, koğuşlan küçük cezaevinde baş- latılnuş olsav dı. diğerieri değer- lendirerek vazgeçebilir, Bayram- • "Tabutluk genelgesi" nedeniyle yapılan ve 1996'da 12 kişinin yaşamım yitirdiği dönemin Adalet Bakanı Kazan, "Hayata Dönüş" operasyonunun, içerideki durum iyice değerlendirilmeden gerçekleştirildiğim söyledi. ym Bakammız akşam başka di- yor,sabah bir başka şey söylüyor. Kararta konuşmuyor. Bilim adamlan araşürmayı severier, aiternatifti çabşırlar. halbuki yö- neticflik aheman'ften birini ter- cih etmeyi ve kararülığı gerekti- rir. Saym Bakan'm yöneticüik yönünü pek güçlü görmediğimi ifade ediyonun" diye konuştu. Operasyon karannın gizlen- mesini eleştiren Kazan, şunlan paşa'da bu zaiyat ounazdı. Bay- rampaşa inşaattekniği bakımın- dan çokzoroperasyon yapılacak cezaevi. Egemenliklerini kurmuş 800 kişilik bir topluluğun üzeri- ne tek kapıdan girebilirsiniz. Tek kapıdan girdiğinizde elbette gü- venlik güçlerinden olsun,içerde- kilerden olsun kayıp olacak." Kazan, operasyonla ölüm oru- cundakilerin kurtanlmak isten- diğine, ancak bu. "hesapsız'' ya- pıldığı için kurtanhnak istene- nın sayısmdan fazla kayıp oldu- ğuna dikkat çekti. Adalet Bakam Türk'ün 1991 yıhndan bu yana cezaevlerine girilmediği yönündeki açıkla- malanna Kazan, "1996 yıhnda- ki operasyonun ardından bizbu- ralara gü-dik" dedi. 'Kalajnikofyalan' Şevket Kazan, içerdekilerin Kalaşnikoflarla karşılık verdiği iddialanyla ilgili olarak, "Ka- laşnikof vardı diyoriar, ama bu- napekinanamryorum. O kesime x-ray sisteminden geçirilerek Kalaşnikof sokulması mümkün değil. Ortada içerdekilerin Ka- laşnikofla karsüığı yok. Kendisi- ni yakacak kadar gözü kararan bir insan, kendisini yakmadan önce içerde Kalaşnikof olsa kul- lanmaz mı?" dıye konuştu. Operasyonla "yüriirhlğe kon- mayacakdenen Ftipi uygulama- sımn başlanlmasımn" öngörül- müş olabileceğini vurgulayan Kazan, "Ölüm orucundaküerin hayannı kurtarahm diyoriar, bu neden kadar önemh' olan bir baş- ka neden de operasyonu yapma- dan F tipi cezaevlerinin uygula- maya konulamayacağı kaygısı olabüir. Operasyonla bu da he- deflenmiş otabüir" dedı. operasyona tepkiler Hükümete ve MGK'ye suç duyurusu Haber Merkezi - Cezaevlerindeki operasyona ve F tipi cezaevlennin açılmasına tepkiler sürü- yor. lstanbul 'da siyasi partiler, sendikalar ve mes- lek örgütleri ile tutuklu ve hükümlü yakınlan, MGK, hükümet ve güvenlik güçleri hakkında ls- tanbul Cumhuriyet Başsavcılığf na suç duyuru- sunda bulundular. Izmir Barosu Başkanı Avukat NoyanÖzkan, operasyonlann cvrensel temel hak ve özgürlükleri düzenleyen Bırleşmiş Milletler beyannamelerine ve kriterlerine aykın olduğunu belirtirken İHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, operasyonlara "Hayata Dönüş" adı verildiğini anımsatarak, "Vahşetin adı yaşama dönüş olabi- Krmi?"dedi. ÎHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül, operasyon öncesinde cezaevlennde tüm görüşmelerin sür- dürülmesi yönündeki girişimlenn son dönemde reddedildiğıni belirterek, "Ancak görünüm ile devletin gizü planlanmn farklı olduğu ve devletin gerçektegizM piana göre hareketeö@ anlaşıfanak- tadır" dedi. Öndül operasyonlara "Hayata Dö- nüş" adı verildiğini anımsatarak "Vahşetin adı ya- şama dönüş olabilir mi?" yorumunda bulundu. Sağlık ve Sosyal Hızmet Emekçileri Sendika- sı'ndan yapılan açıklamada. operasyonun katli- ama dönüştüp belirtilerek "Devlet tüm vatan- daşlarmın ister içeride. ister dısanda canından ve sağhğmdan sorumludur" denıldı. Tüm Banka- Sen'den yapılan açıklamada şöyle denildi: " Bu katüanıın, daha bir hafta önce silahlan elinde sokaklara dökülen ve kana kan intikam naralan atan poliskre, işte intikamınızı aldık. kanımza kan akrtük yaıutı vertrek onlan cesareriendirmekten, ödün vermekten başka bir anlamı yoktur." 1 Suç duyurusu Istanbul'da İHD lstanbul Şube Başkanı Eren Keskin. ÖDP lstanbul tl Başkanı Vahit Genç, HADEP lstanbul II Başkanı Doğan Erbaş. E- MEP lstanbul tl Başkanı Kamil Tekin Sürek, DBP îl Başkanı Mustafa Aytaş ve TMMOB Ikin- ci Başkanı Celal Beşiktepe, dün öğleden sonra geldiklen lstanbul Adliye Sarayı'nda suç duyu- rusunda bulundular. MGK Genel Sekreteri Cum- hur Aspar. Başbakan Bülent Ecevit, Adalet Ba- kanı Hikmet Sami Türk. tçişlen Bakanı Sadet- tin Tantan. Sağlık Bakanı Osman Durmuş ve operasyona katılan görevliler hakkında yapılan suç duyurusunda, sorumlulann "canavarca his sevküfcadamoldürme". "işkence", "darpve ya- ralama" suçlanm ışlediği belirtildi. Aynca dün Adliye'ye gelen tutuklu ve hüküm- lü yakını bir grup da Cumhuriyet Savcılığı'na Başbakan, Adalet Bakanı, Içişleri Bakanı ve ope- rasyonda yer alan güvenlik güçleri hakkında suç duyurusunda bulundular. Tutuklu ve hükümlü yakınlan, "Bayrampaşa'da kar maskeli timlerin 6 kadm mahkûmun üzerine benzin dökerek yak- üklannr iddia ettiler. lstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, açhk grevleri ve ölüm oruçlannı sona erdirmek için se- çilen yöntemi onaylamadığmı bildirirken KESK'e bağlı Eğitim-Sen lstanbul 2 No'lu Şu- be Yönetim Kurulu, ölüm orucu ve açlık grevi eylemlerinin şıddete başvurularak sonlandml- mak istenmesinin toplumsal uzlaşma kültürüne indirilen bir darbe olduğunu savundu. EMEP, HADEP ve ÖDP il örgütleri ile KESK, tHD lstanbul Şubesi, TMOBB ve ÇHD tarafin- dan yapılan ortak açıklamada, hastaneye kaldı- nlan tutuklu ve hükümlülerle Türk Tabipleri Bir- hği aracılığıyla temas kurulması istendi. Açık- lamada F tipi cezaevlerine nakillerin durdurul- ması istendi. 68'lilerVakfı Başkanı HaşmetAta- han. Adalet Bakanlığı'nm baştaki uzlaşmacı yak- laşımını keserek ani bir operasyon düzenlemesi- ni protesto ettiklerini belirtti. EMEP Genel Baş- kanı Levent Tüzel de tüm toplumun aldatıldığı- nı ve iyi niyetle çözüm için çaba harcayanlann saldın ortamımn hazırlanması için kullanıidığı- nı öne sürdü. Halknı Hukuk Bürosu'ndan yapı- lan açıklamada ise Adalet Bakanı Türk'ün ope- rasyon öncesi yaptığı, "F tipi cezaevi projesi er- (dendP yönündeki açıklamasına karşm, bu ce- zavelerine nakiller yapıldığma dikkat çekildi. KESK'e bağh BES lstanbul 1,2 ve 3 No'lu Şu- beler adma yapılan açıklamada da görüşmelerin devlet tarafından çıkmaza sokulduğu öne sürül- dü ve operasyon kınandı. Izmir Barosu Başkanı Avukat Noyan Özkan, operasyonlann evrensel temel hak ve özgürlükleri düzenleyen Birleşmiş Milletler beyannamelerine ve kriterlerine aykın olduğunu söyledi. Özkan, eylemcüerle yeniden diyaloğun baslatılmasını istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle