Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 AFALIK 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TTB Başkanı Sayek, tedavinin kabul edilmemesi durumunda yapılacak bir şeyin olmadığını söyledi
Doktoılaıtlaıı suçlamaya tepldANKARA/tSTANBUL (Cumhuri-
yet) -Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr.
Füsun Sayek, cezaevlerindeki ölüm
oruçlanna yapılan müdahale sonrasın-
da hekimlerin suçlanmasına tepki gös-
terdi. Müdahale sonrasında yaralanan-
lann devlet hastanelerine kaldınldıkla-
nna dıkkat çeken Sayek, sorumluluğun
Sağlık Bakanlığı'nda olduğunu söyle-
di. Sayek, bakanlık tarafindan yayımla-
nan ve hastanelere gönderilen genelge-
de de "Hastalar istemese de tedavi edi-
lecektir. hekim tedaviyi kesintkk yap-
makla yükümludür" gıbı zorunlulukla-
nn olmadığına dıkkat çekti. Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi eski Hema-
toloji Bilim Dalı Başkanı ve CHP Mer-
kez Yönetım Kurulu üyesı Prof. Dr. Ha-
hık Koç ıse ölümün, pazarlık aracı ola-
rak kullanılamayacağını belirterek "ÖL
mek ûzere olan bir hastanın durumuna
kayıtsız kalmak, hekimlik onuruyla da
ilkielerivk de bağdaşmaz" dedi.
'Savcıhğa ihbar edeceğim'
F tipi cezaevlenni protesto etmek için
ölüm orucu yapan tutuklu ve hüküm-
lülere müdahale edilmesinin ardından
"tibbi müdahak yapıhp yapdmamasT
• TTB Başkanı Dr. Füsun Sayek, cezaevlerindeki ölüm oruçlanna yapılan müdahale sonrasında
hekimlerin suçlanmasına tepkı gösterdi. Müdahale sırasında yaralananlann devlet hastanelerine
kaldınldıklanna dikkat çeken Sayek, sorumluluğun Sağlık Bakanlığı'nda olduğunu söyledi. Prof. Dr.
Haluk Koç ise ölümün pazarlık aracı olarak kullanılamayacağını belirterek "Olmek üzere olan bir
hastanın durumuna kayıtsız kalmak, hekimlik onuruyla da hekimlik ilkeleriyle de bağdaşmaz" dedi.
konusunda hekimlere yapılan baskı
tepki gördü. TTB Başkanı Sayek, he-
kimJikle ilgili konulardaki hiçbir eleş-
tiriyi kabul etmediklerini söyledi. Sa-
yek, hastanelerdeki dunım hakkında
bilgileri olmadığını, grevcilerle iletışim
halinde olan hekimlerin göreve çağnl-
madıklannı da söyledi. Ölüm oruçlan-
nın kimse zarar görmeden sonlandınl-
ması için çok uğraştıklannı da vurgu-
layan Sayek, buna karşın kendilerine
yapılan eleştirilen şöyle değerlendirdi:
"Böyk bir ortamda bütün konu, bilin-
d kapanan bir insanın beslenip beslen-
memesi mi? tnsan yaşamından bahse-
diliyor. Bir annenin üstüne ambulans
süren mi insan yaşaımnı düşünüyor?
Bir gün önce Ftipicezaevlerine kbnse-
nin götürülmeyeceğini söyleyip sonra
herkesi oraya koyan mı etik? Bazı gaze-
teierde, biz ölümlerden sorumlu tutul-
duk. Açhkgrevini ben mi başlatüm. son-
landınnayan ben miyün? Yaşam bk/im
için kntsaldır. Ama biri tedaviyi kabul
etmiyorsa yapacak bir şeyim yok. Bun-
lan savcıhga ihbar edeceğfan."
Istanbul Tabip Odası ise yaptığı
açıklamada, ölürnleri önlemek için he-
kimlerin çabasımn süreceğini belirtti.
Hem kamuoyunun hem de ilgililerin
hekimler üzerinde baskı oluşturacak
şekilde davranmaması istenen yazıda,
"Hekünler üstkrine düşen görevi, he-
kimlik mesleğinin temei ilkekrine uy-
gun olarakyerinegetirecektir" denildi.
Hekimler bölûndû
Bu arada, ölüm orucundaki tutuklu
ve hükümlülere "nzalan olmadan"
tıbbi müdahalede bulunulup bulunul-
mayacağı yönündeki tarbşma, helrim-
leri de böldü. Prof. Dr. Haluk Koç, in-
san ölmesini kimsenin alkışlayamaya-
cağını söyledi. Kişinin nzası olmadan
müdahale edilemeyeceğine yönelik
görüşün a
MaJtaBikürgesi"ne dayandı-
nldığım anımsatan Koç, "Bu bildirge-
nin, anayasanın90. maddesineıryupuy-
madığına bakütnaüdır" dedi. Haluk
Koç, hekimliğin çıkış noktasının "in-
san yaşamı" olduğuna dikkat çekerken
ölmek üzere olan bir hastaya kayıtsız
kalmanın hekimlik onuruyla da hekim-
lik ilkelenyle de bağdaşmayacağmı
söyledi. Koç, "Düşünün bir kere_ Bi-
yolojik olarak yaşıyor hasta ama bilinç
yitimi var. Burada müdahak edilme-
mesi hekimlikle bağdaşır mı" diyerek
bilinç kaybmdan sonra müdahalenin
kaçmılmaz olduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Suat Çağlayan da koşullar
insan yaşamını tehdıt eder boyutlara u-
laştığı zaman hekimin ve tıbbın mut-
lak müdahale hakkı olduğunu söyledi.
Bu durumun kişinin bilinç düzeyi ile
de yakından ilişkili olduğunu anlatan
Çağlayan, "Bir süresonra Idşinin büin-
cinin deetkileneceğı düşünülürse biKn-
cin etkflendiği saptandığı zaman ldşiis-
temese bile tıbbın müdahale şansı var-
dır" dedi.
Hukukçu görûşû
Istemedıklen halde mahkûmlara tıb-
bi müdahale uygulanması konusunun
doktorlann sorumluluğunda olduğunu
söyleyen Istanbul Barosu Başkanı Yü-
celSayman ıse "Bu konudasorumlulu-
ğu olanlar konuşman. Bu işin hukuksal
yaklaşunıoknazİBöylebirfolkloriktar-
toşmaya girmek istemiyorum" dedi.
Kamu Hukuku Profesörü Semih Ge-
malma/ da açlık grevine müdahale ile
cezaevine düzenlenen operasyon son-
rasında gerçekleşen yaralanmadan ötü-
rü müdahalenin birbirinden farklı ol-
duğunu vurguladı. Prof. Gemalmaz,
hekimlerin üst örgütleri tarafindan be-
lirlenen uluslararası standartlara göre
açlık grevlennde ilgilinin açık nzası
bulunmadığı sürece hekimin müdaha-
le edemeyeceğini, hastanın nzası ol-
madan müdahale eden hekim hakkın-
da meslek örgütünce işlem yapılacağı-
nı belirtti.
Bakam
Osman
Durmuş'un
"Öiüm
orucuyak"
açıldamas
tepki çekti.
Hekimler
Durmuş
9
u
yalanltyor
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Sağlık
BakamOsmanDurmuş'un, cezaevinden
hastaneye ulaştınlan eylemcilerin arasmda
ölüm orucunda olan kimsenin bulunmadığı
açıklaması hekimlerce yalanlandı. Durmuş,
mahkûm ve tutuklulann ölüm orucunun
kaçıncı gününde olduklan yönündeki
soruya, "Ölüm orucu yoksa, kaçıncı günûn
tespiti söz konusu olamaz" yarutını verdi.
Ankara Tabıp Odası Başkanı Ümit Erkol ise
Numune Hastanesı'ne getırilen tutuklu ve
hükümlülerde açlık grevindeki bir kişide
görülmesi gereken bütün bulgulan
gözlemledıklerini kaydetti.
Yüksek Sağlık Şûrası'nın dünkü
toplantısımn ardından sorulan yanıtlayan
Durmuş, vakalann genel durumlannın iyi
olduğunu bildırdi. Numune Hastanesi'ni
gezen ATO heyeti ise Durmuş'u yalanladı.
Ankara Tabip Odası Başkanı Ümit Erkol,
genel sekreter Tufan Kaan ve Nöroloji
Uzmaru Dr. Çağn Temuçin, dün
hastanedeki tutuklu ve hükumlüleri
ziyaretlerinin ardından açıklama yaptılar.
Ziyaret ettikleri tutuklu ve hükümlülerin
eylemlerine devam ettiklerini ve tedaviyi
kabul etmedikleriru söyleyen Dr. Temuçin,
ölüm orucundaki kişilerde beklenen
yakınmalann ortaya çıktığmı gördüklerini
söyledi.
Hastanede 9 ölûm
Sağlık Bakanlığı Kriz Merkezi'ne dün
akşam saatlen itibanyla ulaşan bilgilere
göre, operasyonlardan sonra hastanelere 397
vaka ulaştı, bunlardan 2%'sı yaOnldı.
Hastanelerde ölen tutuklu ve hûkümlü sayısı
ise 9 olarak belirlendi. Kriz merkezinin
verilerine göre, iller itibanyla tutuklu ve
hükümlüler ile güvenlik güçlerinin sayüan
ve sağlık durumlan şöyle:
fstanbu! Bavrampaşa: 81 vakadan 66'sı
yaralı. Sağmalcılar Devlet Hastanesi'nde 3,
Bayrampaşa Cezaevi'nde 5 ölü. Istanbul
Ümraoiye: 4 vaka. GATA'da bir uzman
çavuş şehit. 1 ölü. Ankara Ulucanlar: 29
vaka. 1 ölü. 14 taburcu. 14'ü tedaviyi kabul
etmiyor. 2'sinin durumu kritik. tzmir Buca:
6 vaka. Durumlan iyi. Bursa: 33 vaka. 4
asker yaralı. 26 kişi tedaviyi kabul etmiyor.
Aydın: 8 vaka. 6'sı ölüm orucunda, tedaviyi
kabul etmiyor. Aydm (TNazHK): 10 vaka.
Hastanede yatan yok. Nigde: 14 vaka. 14'ü
de taburcu. Çanakkale: Müdahale devam
ettiği için hastanelere getirilen olmadı, 1
şehit verildi. Uşak: 6 vaka. Tümü taburcu.
Adana (Ceyhan): 70 vaka. Kahramanmaraş
(Elbistan): 3 vaka. 2 taburcu. Çankm; 29
vaka 3'ü ağır 11 vaka. Ankara Numune
Hastanesı'ne sevk. 9 mahkûm tedaviyi
kabul etmiyor. 5 güvenlik görevlisi
hastanede yanyor. Maiatya: 33 vaka.
Durumlan iyi. Bartm: 38 vaka. 9 mahkûm
ve güvenlik görevlilerinin tümü taburcu. 16
tutuklu ve hükümlü tedaviyi reddediyor.
Kocaeü (Gebze): 13 vaka. Hastanede
yatanlann genel durumu iyi. 3 kişi tedaviyi
kabul etmiyor. 3 kişi Kartal Araşnrma
Hastanesı'ne sevk edildi. 3 kadın, 4 erkek
ölüm orucunda. Kırşebin 12 vaka.
Hastanede tedaviyi reddettikleri için
taburcu. Genel durumlan iyi. Nevşehin 8
vaka. Nevşehir Devlet Hastanesi'nde
gözlem altında. Karaman (Ermenek):
Hastanede yatan yok.
F tipi cezaevlerine sevk edilen tutuklu ve hükümlülerin, eylemlerine devam ettikleri öne sürüldü
Ölüm oruçlan hastanede sürüyorİstanbul Haber Servisi -
2'si asker 19 kişinin yaşamı-
nı yitirmesiyle sonuçlanan
"Hayata Dönüş" operasyo-
nu, ölüm orucu eylemlerini
bitiremedi. Eylemci tutuklu
ve hükümlülerin büyuk bö-
lümü, kaldınldığı Sağmalcı-
lar Devlet Hastanesi'nde ey-
lemlerini sürdürürken TA-
YAD'lı aileler adına yapılan
açıklamada, F tipi cezaevle-
rine sevk edilen tutuklu ve
hükümlülerin de eylemleri-
ni hücrelerde sürdürdüklen
öne sürüldü.
Açhk grevindeki bir
kişi tedaviyi kabul etti
Bayrampaşa Cezaevi'nde
ölüm orucu ve açlık grevine
başlayan eylemciler. müda-
hale olasılığına karşı günler-
ce önceden hazırlanan istan-
bul Tıp Fakültesi yerine
Bayrampaşa Cezaevi içeri-
sindeki Sağmalcılar Devlet
Hastanesi'ne kaldınldılar.
Buradakı tutuklu ve hüküm-
lülerin tedaviyi kabul etme-
Ümraniye Cezaevi'nde dün de devam eden 'Hayata Dönûş' operasyonu kapsannnda eylemciler hastuıeye götürfildü.
yerek eylemlerini sürdürdükleri
belirtildi. Haseki Hastanesi yetki-
lileri ise kendilerine getirilen 5 ya-
ralı arasında bulunan açlık grevi
eylemcisi Dinçer Otiuçimen'in te-
daviyi kabul ettiğım bıldirdi. Yet-
kililer, ateşli silah yaralanmasma
bağlı olarak hastaneye getirilen di-
ğer yaralılardan Okan Banş Ekin-
d'nin durumunun ağır olduğunu
ve yoğun bakımda tutulduğunu,
Cuma Sat, Songül tnce ve AIi Ek-
ber Dûzova'mn ise yaşamsal tehli-
kesinin bulunmadığım kaydettiler.
4 tutuklu cezaevine gönderildi
Haseki Hastanesi'ndeki 5 yaralı
tutukludan durumu ağır olan Banş
Ekinci dışmdakiler daha sonra ce-
zaevine geri götürüldüler.
Yanık ve kurşun yarası bulunan
bazı tutuklular da Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi'nde tedavi görüyor. Bu-
radaki yaralılann isimleri ve sağ-
lık durumlan şöyle:
Hacer Ankan, 33 yaşında, yüz-
de 37 alev yanığı. Birsen Kars, 27
yaşmda, yüzde 28 alev yamğı ve
kafa travması. Erol Ankan, 38 ya-
şmda, ateşli silah yaralanması, na-
bız alınamıyor. Ebru Dinçer, 24
yaşmda, yüzde 22 alev yamğı. Gû-
lizar Kesici, 27 yaşmda, yüzde 14
alev yamğı.
Zeytinburnu Ülkü Ocaklan Şu-
besi'ne önceki gün yapılan silahlı
saldında yaralanan 15 yaşmdaki K
. G, 13 yaşındaki H. S ve 17 yaşm-
daki L B'nın tedavısı de Cerrahpa-
şa Tıp Fakültesi'nde sürüyor. Du-
rumu ciddiyetini koruyan K. G. yo-
ğun bakımda tutulurken H. S. ve 1.
B.'nin sağlık durumunun iyi oldu-
ğu belirtildi.
ADALET BAKANLIĞI, 3 AYRI YASA TASLAĞINI tLGtLİ KURUMLARIN GÖRÜŞÜNE SUNDU
F tipiııe yasal altyapı lıazu'hğı
AYŞESAYBS
ANKARA - Adalet Bakanlığı,
cezaevlerinde önceki gün başlatı-
lan operasyonlann ardından "fî-
ilen" uygulamaya başlanan F tipi
cezaevlerine dönük "yasal altyapı"
için de hazırlıklarmı hızlandırdı.
Bakanlık tarafindan hazırlanan
3 yasa taslağı, ilgili kurum ve ku-
ruluşlar düzeyinde tartışmaya açıl-
dı. Bakanlığm, TBMM tnsan Hak-
lanm Inceleme Komisyonu'na da
gönderdiği yasa taslaklan, sivil
toplum örgütlerinin temsilcilerin-
den oluşacak "cezaevi izleme kuru-
lu" kuruhnası, cezaevlerindeki so-
runlar ve şikâyetleri incelemek, ka-
rara bağlama görevıni üstlenecek
"infaz hâkimliği" ve terör suçlula-
nmn ortak yaşam alanlarmın kul-
lanımına ilişkin düzenlemeleri ön-
görüyor.
Adalet Bakanhğı'nın hazrrladı-
ğı tnfaz Hâkimhği, Ceza İnfaz Ku-
rumlan ve Tutukevleri İzleme Ku-
rullan yasa taslaklan ve Terörle
Mücadele Yasası'nın 16. madde-
sinin değişikliği ile öngörülen dü-
zenlemeler özetle şöyle:
- Ceza ve infaz kurumlan ve tutu-
kevlerinde bulunan hükümlü ve tu-
tuklular hakkında uygulanan infaz
ve tutukluluk iştemleri ile ilgili şikâ-
yetieri incelemek, karara bağlamak
ve yasalarla verilen diğer görevleri
yerine getirmek amacryla infaz hâ-
kimngi kurumu ohışturulacak. An-
cak askeri cezaevleri bu yasa hükmü
dışuıda tutulacak.
- İnfaz hâkunleri, ağu" ceza mah-
• Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan 3 yasa taslağı ile yeniden
yapılanma öngörülüyor. Buna göre, sivil toplum örgütlerinin
temsilcilerinden oluşan 'cezaevi izleme kurulu' oluşturulması,
cezaevlerindeki işlem ve şikâyetleri incelemek üzere 'infaz
hâkimliği' sisteminin başlatılması ve terör suçlulannın da ortak
yaşam alanlanndan yararlanmalan öngörülüyor.
kemesi bulunan yerlerde kurulacak.
Her infaz hâkimliğinin yetki alam,
kurulduğu yer ağu- ceza mahkeme-
sinin yargı çevresi ile sırurb olacak
ve ağır ceza hâkimlerinin yetkileri-
ne sahip olacak. Gereksinime göre
aynı yerde birden fazla infaz hâkim-
liği kunüabilecek.
- tnfaz hâkimleri, hükümlü vetu-
tuktularm cezavetutuke\1erine ka-
bul edUmeleri, yerieştirilmeleri, ba-
rmdmlmalan,iaşeteri,temizlikleri-
nin sağlanması, muayene ve tedavi-
lerinin yaptinhnası vs. işlem ve fa-
aüyetiere ilişkin şikâyetleri incele-
me ve karara bağlamakla yetkih'
olacak. Hükümlülerin cezahrmm
infazL, müşahade altma atanmalan,
açık cezaevlerine aynlmalan, izin,
sevk, nakil ve tahliyeleri gibi konu-
lan da yine infaz hâkimleri karara
bağlayacak.
- Getirihnesi öngörülen bir başka
düzenlemeyle de ceza ve tutukevle-
rinin, "sivil toplumun denetimine"
açıhnası hedefleniyor. Bu çerçeve-
de, cezaevleri ve tutukevlerinin yö-
netim, işleyiş ve uygulamalannı ye-
rinde görmek, incelemek, bilgi al-
mak ve tespitlerini rapor halinde il-
gili mercilere sunmakla görevli "ce-
za ve tutukevi izleme kurulu" oluş-
Polis otosuna saldırı: 2yaralı
İstanbul Haber Servisi - E-5 Otoyolu ûzerinden Mecidiyeköy
yönüne gitmekte olan Çevre Yollan Trafik Ekipler
Müdürlüğü'ne bağlı "34 A 5666" plakalı trafik ekip otosuna dün
saat 17.30 sıralannda, Okmeydanı mevkiinde uzun namlulu
silahlarla ateş açıldı. Açılan ateş sonucu araçta görevli olan polis
memurlan Çetin Şahinoğlu ve Cdalettin Bakı yaralandılar.
Hastaneye kaldınlan polis memurlarımn hayati tehlikelerinm
bulunmadığı bildirildi. Yaralı polis memurİarından Balcı'yı
tedavi gördüğü Vakıf Gureba Hastanesi'nde ziyaret eden
istanbul Emniyet Müdürü Kaznn Abanoz, trafik ekibine yapılan
saidınnın, tahrike yönelik olduğunu söyleyerek "İkiçapukubir
araya getiyor, bir oraya, bir buraya saknnyt>riar. Sonunda
düşecekkri yer, yine bizim enmiz" dedi.
turulması öngörülüyor.
- İzleme kurulunda görev alacak
üyelerde,üp,eczacıhk, hukuk, kamu
yönetimi, psikoloji, sosyoloji, sosyal
hizmerJer ve eğram biümleri alanın-
da 4 yılhk yükseköğrenim kurumla-
nndan mezun ohnalan, kamu ya da
özel sektörde en az 10 yıl çabşmala-
n, "kişisel nıteükleri ile çcvrelerin-
de dürüst, güveniür ve ahJaklı okna-
lan ve siyasi partilere üye ohnama-
lan" koşulu aranacak. Bulunduğu
yargı çevresinde görev yapacak ku-
rullar en az 5, en fazla 7 üyeden olu-
şacak ve kurul üyelerinin görev sü-
resi 4 yıl olacak.
- Adli Yargı Adalet Komisyo-
nu'nca seçilecek kurul üyeleri,
"namus ve şerefleri'' üzerine ant
içerek göreve başlayacaklar. Ku-
rul, cezaevlerindeki incelemeleriy-
le ilgili en az 3 ayda bir hazırlaya-
caklan raporlannı infaz hâkimli-
ği, cumhunyet başsavcılığı ve TB-
MM İnsan Haklannı Inceleme Ko-
misyonu'na gönderecek.
- Terörle Mücadele Yasası'nm 16.
maddesinde değişiklikle. terör suç-
hılannm ortakyaşam alanlanndan
yararlanmalan öngörülüyor.Buna
göre hükümlüler iyileştirme ve eği-
tim programlanna uygun olarak,
cezaevlerindeki ortak yaşam alan-
lanndaeğrrim. spor, rehabüıtas-
yon ve iş yurdu çahşmalan ile diğer
sosyal ve kültürel faaüyetlere kab-
labilecek. Bakanlık bu düzenle-
meyle F tipi cezaevkriıün en büyük
sakmcası olarak ifade edilen "tec-
rit ve kişiliksizleştirme" eleştirile-
rinin önüne geçmeyi bedefliyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Tüpkiyeyi Yok Saymak
Yaşarnın her aşamasında, öyle bazı tekliflerle kar-
şılaşabiliriz ki; tek başına böyle bir teklifin yapılabil-
mesi bile, düpedüz "istiskal"6\r, düpedüz hakaret-
tir.
Bu türden tekliflerin, farklı amaçlan olabilir. Örne-
ğin; böyle bir teklif yapan, yaptığı teklifin "samimi-
yetine" gerçekten inanabilir. Karşısındakini "adam
yerine" koymadığından, böyle bir teklifin "kıncı"
olabileceğini, karşısındakinin bunu bir hakaret ola-
rak değerlendirebileceğini hiç aklına getirmez.
Bir başka amaç, karşısındakini iyice siniriendir-
mek ve soğukkanlılığını yitirtmek olabilir.
Ya da ipe sapa gelmez kimi tekliflerle ortaya çı-
karak "pazarlıkgücünüzü" arttırabilirsiniz ya da art-
tırabileceğinizi zannedebilirsiniz.
Nihayet son bir amaç, görüşmeleri çıkmaza sok-
mak ve sona erdirmek olabilir. Görüşmelerin sona
ermesinin sorumluluğunu taşımamak isteyen bir
"taraf, karşı tarafı böyle sıkıştırarak, görüşmelerin
sona erdirilmesinin günahını karşı tarafa yıkabilir ya
da yıkabileceğini zannedebilir.
• * •
Bireysel düzeyde "anlaşılabilir" olan bu türden bir
tutum, uluslararası düzeyde ve devletlerin ikili yada
farklı ilişkilerinde ortaya çıktığı zaman, (bence) "an-
laşılmaz" oluyor. Zira, insan bireysel olarak gururu-
nun kınlması pahasına, bir şeyler elde etmeye ça-
balayabilir. Bu o kişinin kendi karandır ve böyle bir
durumda, kendisi ve yakın çevresi dışında, kimse-
ye karşı "hesap verme" durumunda değildir.
Fakat masa başına oturan ve bir ulusu temsil e-
den bir siyasetçi, bu türden "gurur kıncı" teklifler
karşısında, kendi başına karar veremez. Kendı "ruh
yapısrve "beklentilen" çerçevesinde hareket ede-
mez. (Eğer gerçekten bir devleti ve o devlet çerçe-
vesinde bir ulusu temsil ediyorsa.)
• • •
Türkiye bu anlamda çok itilip kakılıyor. Ve epey
uzun bir zamandır itilip kakılıyor. Bu çerçevedeki
yazilanmı 5 - 6 yıl önce, "Ne Oldu Bize?" başlığıy-
la kitaplaştırmıştım ve Çınar Yayınlan'ndan çıkan
bu kitap inanılmaz derecede satmıştı. (Elbette "kor-
san "ı da yapılmıştı ve özellikle Anadolu'da, bu "kor-
sanlardan" çok imzalamıştım.)
Türkiye'ye böyle bir politikayı layık görenler aca-
ba ne düşünüyor ve neye güveniyorlar? Galiba bu
konudaki en sağlıklı saptamayı Prusyalı devlet ada-
mı Bismarck söylemiş: "Türklerin en büyük hata-
lan" diyor Bismarck, "Dostlannın dostlannı dost,
dostlannın düşmanlannı düşman saymalan; tam
aksine, düşmanlannın dostlannı düşman, düşman-
lannın düşmanlannı dost sanmasıdır"...
Çok doğru bir saptama. Ve aradan bunca yüzyıl
geçtikten sonra, bu "zaafımız", bireysel ilişkilenmiz-
de bile etkisini sürdürür. Fakat konu uluslararası iliş-
kiler olduğu zaman, karşımıza çok ağır faturalar çı-
kabilmekte.
•••
Avrupa Birtiği ile ilişkilerimizde, Birlik üyesi ülke-
lerin bize karşı tutumlan, gerçekten "tadını kaçırdı".
Ya da bir başka deyişle, "kabak tadı verdi". Hele ül-
ke içinde kimi "süperzekâlılann" yazdıkları ve ko-
nuştuklan, "kara mizah" sınıriarının da dışına çıktı
ve "komedi" nrteliğine döndü.
Ortaya atılan laf şu: "Avrupa Birliği'ne ginnemizi
istemeyenler var." Neden varmış? Türkiye'de bas-
kıcı yöntemleri terk etmek istemeyenler ve demok-
rasinin gelişmesinden endişe duyanlar, AB'ye giril-
mesine karşı çıkıyor ve bu süreci baltalıyorlarmış.
Bu "muhteremlerin" görüşlerinin bir "kıymet-i
harbiyesi"n\n olabilmesi için, AB'nin Türi<iye'yi üye
olarak almak istemesi gerek. Adamlar seni istemi-
yor ki "girelim mi - ginveyelim mi" tartışması yapı-
yorsun.
Burada ilginç bir görüş sergiliyorlar: "Efendim" di-
yorlar, "siz bir kulûbe üye olmak ıstiyorsunuz. O za-
man o kulübün kurallanna uyacaksınız ve o kulü-
bün standartlannda yaşayacaksınız".
Elhak, doğru. Buna kimse itiraz edemez. Ama o
kulüp, başka ülkelere aynı koşullan ilerı sürmüyor.
Mesela eski Doğu Bloku üyelerinin eksiklıkleri, Tür-
kiye'den çok daha fazla. Ama onlara, "aday" sta-
tüsü veriyor ve "kendinizi düzeltin" diyor. Ama ko-
nu Türkiye olunca, adây statüsünü vermiyor. "Ön-
ce kendinizi düzeltin, sizi sonra aday yapalım" di-
yoriar.
Olacak iş mi bu?
GüneyKıbnsRum Hükümeti'ne, "Seni adayyap-
tık" diyorlar. Ama konu Türkiye olunca, "Kıbns me-
seleni halletmeden adaylık falan olmaz" diyorlar.
Bunun adına, "çifte standart" denir ve bunu yapan-
lar Türkiye'yi yok sayıyorlar.
Şimdi de Türkiye'yi, Avrupa Güvenlik ve Savun-
ma Kimliği çerçevesinde sıkıştırmak istiyoriar. NA-
TO ile işbirliği yapalım, ama karar sürecine sen ka-
tılma diyorlar. Ayıp yahu...
Gerçekten birileri Türkiye'yi yok sayıyor. Ama Tür-
kiye burada... Gün gelecek, bunu hepsi öğrenecek.
Tüm Yargı-Sen Genel Başkanı
'Nakillerle infaz koruma
memurlan sürgün edildi'
İstanbul Haber Servi- toplumsal mutabakat
si-Tüm Yargı-Sen Genel sağlanana dek F tipi ce-
BaşkanıTeldnYıldız,ce- zaevlenne geçışın süre-
zaevlerinde operasyon- siz ertelendığı açıklama-
larla birlikte gerçekleş- sının operasyonlarla çe-
tirilen nakillerle, infaz liştiğini ifade etti. Edirne
koruma memurlannın F Tipi Cezaevi'ne Tekir-
da sürgüne tabi tutuldu- dağ'daki üyelerinin, Sin-
ğunu belirtti. Yıldız, canF Tipi Cezaevi'nede
"Devtetin, cezaevlerinde- Ankara ve Bartın ceza-
ki saldırgan tutumunu evlerindeki, üyelerinin
personelimize karşı sür- gönderildiğini anlatan
dürmesini asla kabul Yıldız. "Üyelerimizade-
edemeyiz" dedi. ta sürgün edildi" diye
Cezaevlennde yürütü- konuştu.
len operasyonlan değer- F tipi cezaevlerini in-
lendiren Tekin Yıldız, celediklerinı belirten
bugüne dek devletin ya Yıldız şunlan söyledi:
da Adalet Bakanlığı'mn "F tipi, infaz koruma
cezaevleri sorunlan kar- memurlarımn da tecridi-
şısında uzlaşma yolunu ni içeriyor. Üyelerimiz,
seçmediğini, 'müdaha- tek sandalye üzerinde ve
le' ile 'ölüm' yolunu ter- doğal olmayan bir ışıkal-
cih ettiğini öne sürdü. tmda nöbet tutmak zo-
Cezaevlerinde can gü- rundalar. Şu an F tipin-
venliği devlete teslim de görevlendirilen infaz
edilen insanların öldü- koruma memurtanndan
rülmesinin kabul edile- hiçbirinzasıyla görev al-
mez olduğunu vurgula- mamıştır.Ftipininçirkin
yan Yıldız, Adalet Baka- yüzü, çahşanlarunıza da
nıHikmetSamiTürk'ün davatıldı."