25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23-OCAK 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kanuı-Sen'den ek ücret açıklaması • istanbulHaberServisi- Tüsririye Kamu Çalışanlan Seandikalan Kc«ıfederasyonu (Kamu- Sem) lstanbul Bölge Ba-şkanı Yard. Doç. Dr. M. Hanefı Bostan, döner ser-mayeden sağlık çal ışanlanna yapılan ek ödemedekı adaletsızlığın, t ü m sağlık çalışanlanna yüzde yüz ek ödeme yapılarak dûzeltilmesini istedi. Bostan, ek ücret ödeme yetkısinın hastane başhekıralenrun ınisiyatıfınden alınarak yasal ve adaletli bır kuruma verilmesi isteminde de bulundu Cezaevtepl Kuruftayı • Aa\NA(Cumhıırivet Börosu)-HD'de 29-30 Ocak tanhlerinde yapılacak "Cezaevleri KurultayTna hazarhklar sürerkan, Adana Ternsilcisi Mehmet Dagdeviren ve Cezaevleri tzleme Komisyonu adına Lale Türüç, yapüklan açtklamalarda cezaevlerinde kötû koşullann yaru sıra baskı ve saldınlann sûrdûğünü belirttiler. Dağdeviren ve Türüç, "Biz, emek, toprak ve alınteri ile büyüttüğümüz çocuklanmızı cezaevlerinde öldürülsün diye yetiştirmedik. Onlan sonuna kadar korumak, haklannı aramakbizim görevirnizdir" dediler. Usans süpelerl uzattt • ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Radyo ve Televızyon Üst Kunılu (RTÜK), kablolu TV yaym lisans süreleri dolacak olan televizyonlann, Başbakanlık'ın güvenlik belgesı çalışmalan tamamlanana kadar yayınlanna devam etmelerini kararlaşbrdı. Başbakanlık'ın çalışması bittikten sonra yayın kuruluşlannın durumunun yeniden değerlendirileceği bildiriîdl. ;, .„. Masonhıp kendüerinl tamttı • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Loncası, yeni binyıhn ilk etkinliğini Ankara'da düzenledilderi sergide kendilerini tanıtarak gerçekleştirdi. Lonca içerisinde 'Masonlann Büyük Üstadı' olarak nitelenen Sahir Talat Akev, "Mason ideali birleştıncıdır. Mason, in.^Tilik ve bütün insanlar için banş ve mutluluk yuvası olacak bir ülkü mabedinın peşindedir" dedi. Sergiye, şeriatçı ve muhafazakâr bastn yayın kuruluşlannın büyük ilgi göstenneleri dikkat çekti. İP'den eteştlrf • tstanbol Haber ServM - Işçi Partisi (tP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Curnhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Gürcistan Devlet Başkanı'nı 'özel elçi' sıfatiyla ziyaret etmesini eleştirdi. Demirel'in bu ülkede yapnğı Kafkas Pakü önensıni ABD planının bir parçası olarak değerlendiren Perinçek, bu plannı Rusya'nın ginşımıyle çöktüğunü ifade etti. Ktt kıyafet soruşturması • ANKARA (AA)- Sakarya Üniversitesi'nde görev yapan bir diyetisyene, ideolojik amaçla, kılık-kıyafet yönetmeliğine uymayarak üniversitede huzur ve sükûnu bozduğu iddiasıyla kamu görevinden çıkarma cezası verildi. Yûkseköğretim Kıırulu BaşkanlığVnın konuyla ilgili ilanı, Resmi Gazete'nin dünkü sayısmda yayımlandı. Tebligata elvenşli adresinin bebrlenememesi nedeniyle Fatma Aykul'a tebliğ edilemeyen kararm, Resmi Gazete'deki yayımından bir hafta sonra ilgüiye tebliğ edilmiş sayüacağı bildirilen ilanda, Aykul'un karara karşı 60 gün içinde dava açabüeceği belirtildi. Ecevit, Demirel için ikinci bir tur yaptıktan sonra anayasa değişikliği önerisini getirecek DemireFîn geleceği MHP'deANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Bülent Ecevit'ın, Cumhurbaşkanı Sükyman Demi- rel'in görev süresinin uzatılması için liderler düzeyinde gerçekleş- tirdiği turun ardından gözler MHP'ye çevrildi. MHP lideri DevletBahçeh"nin, yann toplaya- cağı Başkanlık Divam'nda konu- yu gündeme getirmesi beklenir- ken, MHP'liler Demireri "enson seçenek" olarak görüyor. Başbakan Ecevit'in liderlerle ikinci tur görüşmeler yapabilece- ği ve bundan sonra ortaya çıkacak eğilime göre anayasa değişikliği önensinin gündeme getirileceği bildirildi. Cumhurbaşkanının halk tara- findan seçilmesini içeren anaya- sa değişikliği için yeterli imzayı toplayamayan DYP, cumhurbaş- kanınınu 5+5fonnülü"yle Meclis tarafindan seçılmesuıe dönük öneriyi dün diğer gruplann da im- zasınaaçu. Koalisyon ortağı MHP, Demi- rel'e mesafeli yaklaşunı nedeniy- le cumhurbaşkanhğı seçimi tar- tışmalannda kilit partı konumuna geldı. Seçimlerin mayısta yapılacak olması nedeniyle cumhurbaşkan- hğı tartışmalannı "erken" bulan Bahçeli'nin, Ecevit'in turunun ar- dından yann yapılacak Başkan- hk Divanı'nda konuyu gündeme getirmesi bekleniyor. YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Görnz'ün yeniden görev e atan- ması ve AbduDah Öcalan la ilgi- li açıklamalan nedeniyle Demi- rel'e tepki gösteren MHP'de, Baş- kanlık Divanı'ndan çıkacak kara- nn önemine dikkat çeküdi. Cumhurbaşkanının "5+5" ola- rak iki dönem seçılebılmesine ılışkın anayasa değişikliği öneri- sine çok uzak olmayan MHP, za- manı geldiğinde TBMM içinden cumhurbaşkanının seçilmesini savunuyor. Cumhurbaşkanlığı seçimini "bunahm" haİine de getirmek ıs- temeyen MHP'nın, son ana kadar diğer partilerin ortaya koyacağı eğilimi bekleyeceği, Demirel dı- ştnda bir seçenek için uğraşacagı belirtüirken, Demirel'i ise "en son seçenek" olarak gördüğü be- lirtiüyor. DYP'den bir adun daha Bazı MHP'li yöneticiler, "Bu tarüşmalar ve anayasa değişikliği önensinin getirihnesi için henfiz çok erken. Daha seçimlere 3 ay var. Bu çok uzun bir süre ve Ttr- kive'de bir günde çok şey değişe- bflir'' diyerek, Demirel üzerinde uzlaşılsa bile son anda birtakun yeni formüllerm gündeme gelebi- leceğini belirtiyor. DYP'nin, cumhurbaşkanının halk tarafindan seçilmesini içe- ren anayasa değişikliği önerisi, FP dışındaki siyasi partilerden il- gi görmeyince, DYP, cumhurbaş- kamnuı Meclis taranndan 2 dö- nem ve 5'er yılhğına seçilebüme- sine ilişkın ikinci anayasa deği- şıklığı önensıni dün diğer grup- lann imzasına açb. DYP bu amaçla, diğer grupla- nn da imzalamalan için öneriyi 85 imzayla TBMM Başkanhğı'na iletti. Önerinin başkanlıkta işlem görebihnesi için toplam 184 im- za gerekiyor. DYP Grup Başkanveküi Tur- han Göven, kendilerinin öneriyi vermek için yeterli imzaya sahip olmadığını, bu nedenle Meclis Başkanlığı aracılığıyla diğer par- tilerin de im7a<;ina açıldığım ifa- de etti. DSP'nin de aynı yönde deği- şiklik önerisi hazırlaması duru- munda, iki önerinin birieştirilebi- leceğını behrten Güven, cumhur- başkanının halk tarafindan seçil- mesine üişkin değışıkük önerisi için FP'den destek sözü aldıklan- nı ifade etti. FP'nin bu çerçevede, hem ben- zeryöndeki önerisini imzaya aça- cağı hem de DYP'nin önerisine destek vereceği ifade edildi. Ecevjt'ten ikinci tur Liderler düzeyinde bir tur daha yapacak olan Ecevit'in, bu turdan edineceği izlenimlere göre ana- yasa değişikliği önerisini getire- ceği kaydedildi. Ecevit, ANAP Genel Başkanı MesntYdmaz'ın, Demirel'in gö- rev süresinin uzatılmasına destek vermeyeceği yönündeki haberler üzerine bir yazılı açıklama yaptı. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART \ \ 1h%Bİ B V»L «VHA VEPİKJ? Yöneticiler; KlT'ler, banka ve finans kuruluşlannda görev alamayacak CHP örgüt yapısını değiştiriyor • Örgütlenmeler; yerleşim yerlerinin coğrafi özellüderi, insanlann üretim, yaşam ve demografik şartlanna göre gerçekleştirilecek. Örgütlenmeye esas alınacak köy, mahalle, ilçe ve illerin azami nüfuslan Merkez Yönetim Kurulu'nca belirlenecek. MinTLUSERELt ANKARA -Yeniden yapılanma çalışmalannı sürdüren CHP, örgüt yapısmı değiştiriyor. PM'de dün ele alınan tüzük taslağmda, partı- nin 1960'tan önceki örgütlenme- sinde yer alan, ancak daha sonra yasayla partilerin siyasal örgütlen- mesinden çıkanlan u ocak siste- mi"nin yeniden yaşama geçiril- mesi öngörülüyor. Metropol kentlerde farklı örgüt- lenme modelleri geliştirilmesine olanak sağlayan tüzük taslağmda, "Parti genel merkezyöneticfleri, fl başkanlan ve partfli betedhe baş- kanlannın devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri beledrveler fle banka ve finans kurumlannda yönetici obunamalan" hükmü de yer alı- yor. Yeniden yapılanma projesi kap- sanunda tüzük değişikliği çalış- malanm sürdüren CHP MYK, tü- zük taslağı hazırladı. Genel Sek- reter Tarhan Erdem'in başkanlı- ğında MYK üyeleri Algan Haca- lopı, Orhan VeH Yıkunm, Metin Arifağaoğhı ve Ibrahim İez'den oluşan Tüzük Komisyonu'nun sürdürdüğü çahşmalara MYK'nin geçen salı günkü toplannsmda son biçimi verildi. MYK'nin onayladığı tüzük tas- lağı PM'de dün ele alındı. Tüzük, ancak 2000 yılı içinde gerçekleş- tirilmesi planlanan tüzük kurulta- ymdan sonra geçerlilik kazana- cak. Genel merkez yönetimi tü- zük kurultayı için 2000 yünun Ey- lül ayuıı öngörüyor. Ancak bazı MYK ve PM üyeleri, "geç ohca- ğı" gerekçesiyle kurultaym nazi- randa yapdmasmı istiyorlar. Taslak, CHP'nin örgüt yapısı- nm tamamen yenilenmesini öngö- rüyor. Tüzük taslağmda yer verilen il- ke ve kurallardan bazılan şöyle: • Üst birimler alt birimleri gö- revden alamaz, görevlerini başka bir kurula veremez. • Üst binmler alt birimlerin kongrelerini toplayarak başkan ve yönetim kurulu üyelerinin görev- den alınmasını ya da seçimlerin yenilenmesini isteyebilirler. Kongre bu ısteğı görüşür ve kara- nnı verir. • Orgüt; merkez organlan, il, ilçe, belde birimleri, TBMM, il genel meclisleri ve belediye mec- üsleri gruplanyla birlikte yan ku- ruluşlardan oluşur. (Ocak ve böl- ge birimleriyle gençlik kollan, ka- dm kollan vb. kurumşlar) • Birimlerin örgütlenme mode- ü bütün ülkede aynı olmayabüir. • Birimler yerleşim yerleri, coğrafi özelliklerine, insanlann üretim, yaşam ve demografik şart- lanna göre kurulur. Örgütlenme- ye esas alınacak köy, mahalle, il- çe ve illerin azami nüfuslan Mer- kez Yönetim Kurulu'nca beürle- rar. • lstanbul, Ankara, Izmir, Ada- na, lçel gıbı metropollerde farklı örgütlenme modelleri gelişnrilir. • Ünıversite ve fakülteler, sana- yi kuruluşlan, organize sanayi bölgeleri, yeni yerleşim alanlan, yazlık yerleşim yerleri ve benzer- lerinde parti binmlerine bağlı ya- tay alt birimler kurulabilir. ilçe ve Ulere yatay olarak bağlananbubi- rimler ilçe, ocak veya muhtarbk birimi gibi işlem görürler. Çağdaş Sanatlar Merkezı'nde gerçekleştırilen kaulım töreninin ardmdan saat 13. 00'te toplanan CHP Parti Meclisi (PM), dün yak- laşık 5 buçuk saat süren birtoplan- tı yapü. PM, Siyasi Partiler Yasa- sı'nda yapılan ve partilerin kadın, gençlik kollan ve yan kollar kura- bihnesine izin veren düzenleme doğrultusundaki tüzük değışıklik- lerini onayladı. Buna göre CHP, kadın ve genç- lik kollannm yanı sıra yurtdışm- da da temsUcilikler kurabilecek. PM, bugün yeniden toplanarak MYK'nin hazrrladığı tüzük tasla- ğının aynnblannı görüşecek. istifacılar Eski FP'li, ANAP'ta yer anyor AYŞESAYIN ANKARA - ANAP'm Güneydoğu'ya dönük yeni söylemi FP'yi vurdu. FP'nin AbduDah Öcalan polıtıkası ve "idamın ko- nmmaa" yönündeki söyle- minden rahatsız olduklan gerekçesiyle ıstifa eden 2 Güneydoğu mületvekilinin transferi için temasa geçti- ği belirtilen ANAP'ta milli- yetçi kanadın direnişiyle karşılaşıldığı ögrenildi. FP'den istifa eden Diyarba- kır Mületvekili Haşim Ha- ^mi'nin, Öcalan politikası nedeniyle istifa ettiğine dik- kat çeken ANAP'm milli- yetçi kanadı. "öcalan savu- nncnbırnını hamim ofauna- yn" görüşünü dile getiriyor. ANAP yönetiminin de bu direnci kırabilmek için transferlerin zamana yayıl- ması karannı aldığı beluii- liyor. FP'den istifa eden Ağn Mületvekili Cehl Ean, Di- yarbaku" Mületvekili Ha- şim Haşimi ve Merve Safa Kavakçı krizi sonrasmda is- tifa eden Evliya Parlak'm ANAP'a geçeceğı kulisler- de yayılrrken, bu konuda henüz somut bir adun atıl- madı. ANAP'm, başta ola- ganüstü hal uygulamasuun kaldınhnası olmak üzere, bölgeye dönükyeni açüun- lar içeren politıkasının, FP'li istifacüar için bu par- tiyi çekim merkezi haline getirdiği ifade edüiyor. An- cak ANAP içindeki müli- yetçi kanat, geçmişte HEP'le işbirliği nedeniyle sonmlar yaşayan SHP'nin hem batıda oy kaybettiğine hem de bölge halkını mem- nun edemediğine işaret edi- yor. Bu görüşleri parti yöneti- mine de ileten bazı ANAP'hlann, "Eğer bn isimler partiye ahnır ve de- vamı gelirse bu kez diğer bölgelerde oy kaybederiz. Haşinıi, Öcalan'ın idamına karşı cıktığı için istifa etti. BizÖcalan savunuculannm hamisiobunayız'' görüşünü dile getirdüderi ifade edildi. IRMIKIAYDEV ENGİN aengin(Ş doruk.nettr BERLİN - Gecekondu bahçelerinde, kömürlüklennde ha bire çukur kazılıp, ce- set çıkanlmasından içim dışıma çıktı; mt- dem de, "ruhum" da berbat. Birfırsat ya- rattım, iki üç günlüğüne Berlin'e tüydüm. Yol boyu düşler kurdum. Avrupa'nın en güzel başkentlerinden birinde (bana göre birincisinde) üç günlük bir kaçama- ğın sunduğu olanaklan sıraladım. Rosa Lüxemburgn un öJdürülüp cesedinin fır- latıldtğı kanal kıyısında, küçücük anıta bir kızıl karanfil koyarım diye düşündüm. Sonra kanal boyu yürüyüp Kottbusser Tor yakınlanndaki kryı kahveierinden bi- rinde sütlü kahve ve konyak içerim diye hesapladım. Bir gece yer bulursam Ber- lin Filarmoni'de bir konser çekerim; bel- ki oğlumu kandınr, okulu asmasını sağ- layıp birlikte Treptovv'daki birbirine geç- miş göllerden herhangi birinin kıyısında- ki derme çatma kahvelerden herhangi birinde, kızarmış sosis yiyip birkaç koca bardak bira devirir, keyîfli bir tembelliğin ve karta kaplı ormanda yürüyerek Orta Avrupa kışının tadını sindire sindire çıka- nnm diye düşledim. Boşunaymış. Burada da çukur kaziyorlar. Haftalar- dır. Ha bire. Durup dinlenmeksizin çukur kazryoriar. Çukur derinleştikçe, Alman tutuculuğunun en büyük siyasi örgütü Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) safla- Almanya'da da Çukurlar Kazılıyor nndan yükselen çürümüş ceset kokusu tüm ülkeyi sarmakta. Cesedin adı: ''Si- yasi ahlak." Aynntılar bu yazının degil, haberterin konusu. özeti ise şu: 1981'den 1997 sonuna kadar 16 yıl süreyle Avrupa'nın en güçlü ekonomisi, en gelişmiş ülkesi Almanya'yı yöneten CDU ve onun iki Almanya'nın birieşme- si sırasında neredeyse "ulusal kahra- man" ilan edilecek kadar şişirilen lideri Helmut Kohl, ihaleler vermek, kamu mülkünü ucuza satmak, koruyup kolla- mak gibi "koiaylıklar" karşıhğı anlı şanlı ve çok büyük Alman şirketlerinden, işa- damlanndan, emlakçilerden, inşaatçılar- dan, sanayicilerden çuvallar dolusu pa- ra toplamış. Kendilerinin "bağış" adını taktıklan rüşvetler, partinin "kara para ka- sası"nda toplanmış. Bu paralaria seçim kampanyalan finanse edilmiş, partinin tepelerindeki siyaset esnafı beslenmiş, iktidarda kalabilmek için binbir türlü ka- ranlık manevranın masraflan karşılanmış. Hele hele iki Almanya'nın birieşmesi; daha doğru bir deyimle "kapitalist" Al- manya'nın, sosyalizm kuruculuğunu yü- züne gözüne bulaştırmış "sosyalist" Al- manya'yı yuttuğu sırada, kamu mülküne dönüşmüş Doğu Almanya sanayi tesis- lerinin, benzin istasyonlannın, havaalan- lannın, demiryolu, havayolu, karayolu iş- letmelerinin, çrftliklerinin, enerji kurumla- nnm "özelleştirilmesi7 ' sürecindeki vur- gunlann boyutu, bizcileyin fanilerin de- ğil, koskoca servetlere komuta eden şir- ket yöneticilerinin, orta boy devletlerin başkanlannın bile dudaklannı uçuklata- cak ölçüde. Almanya'da ha bire çukur kazılıyor ve çukuriardan milyonlarca ve milyonlarca marklık kara para fışkınyor. Bogulmuş, ağır işkencelerden geçirilerek yok edil- miş "siyasi ahlak", marklardan oiuşan kefeninin içinde açığa çıkıyor. Gelişmişliğin, bir refah toplumundan sanayi ötesi birtopluma sıçramanın gu- rurunu (ve bazen kibrini) yıllardır keyrfte yaşayan Alman halkı şaşkın. Çürüme- nin, pisliğin ulaştığı boyutlar, refah getir- diği, ekonomiyi düze sonra da doruğa çı- kardığı söylenen Alman gericiliğinin kir- lenmişliği gerçekten de ürkütücü. "Kopenhag ölçütleri"r\\n ateşli savu- nucusu, Avrupa Birliği adaylanna ahlak ve demokrasi dersi veren Almanya'nm bugün başı önünde. Sorunlann banşçıl çözümü vaazlan ve- ren Avrupa Biriiği'nin lokomotifı Alman- ya'da, el altından silah satışı ve bu satış- lar karşıhğı Ortadoğu ve Asya ülkelerin- den CDU tepelerine aktanlan rüşvetler, Türkiye'deki cesetler kadar mkte bulan- dıncı, utandıncı ve korkunç. Yani üç günlük kaçamak düşlerim su- ya düştü. Köktendinci vahşetin çukurla- rmdan ktsa bir süre için de olsa kaçar- ken bir başka iğrenç çukura düşmüş gi- biyim. Galiba sorgulanması gereken "Kim kimden, ne karşıhğı, ne kadar avanta al- dı" sorusunun dipsiz kuyusunda dolaş- mak değil; serbest piyasa ekonomisi de- nen modem vahşetin yol açtığı ahlaki bozulma ve çürüme. Şu üç günlük kaçamak sırasında Ber- lin'de sürtmektense, en iyisi benim oğ- lanın evine kapanıp, ağır ağır düşerek çatılan ağır ağır örten karlan pencereden seyretmekle yetinip, "kapıtalizmin doğa- sındaki ahlaksızlığı, gericiliği ve haksız- lığı" sergileyen ve kanrtlayan Marksizmin temel metinlerini bir kez daha, yetmez- se bir kez daha elden geçirmek... Dolaplan kanştınp bir bakayim, oğla- nın zulasında konyak var mı? Birtas kah- ve, iki parmak konyak ye Marx... Almanya'da ve Türkiye'de çukuriar- dan fışkıran cesetlere karşı bugün en doğru seçim, galiba bu. POLİTİKA GÜINLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Uyku Alanlan... Sabah kar başlamıştı... Beyaz bir örtü boğazın yamaçlannda soluk bir aydınlığın içinden gülümsüyor gibiydi... Lacivert bir derinliğın solumasını andıran deniz, yaşamın tüm görüntülerinden uzaktaydı sanki... Televizyon kanallanna takılıkalmıştım... Konya Meram'da bir vıllanın bodrum katındaki dehlizden çıkan, birbirine telle bağlanmış dört ce- setten birisi kadındı ve bunun da Mersin'de kaçın- lan Konca Kuriş olduğu saptanmıştı... öğle saatlerinde güneş yüzünü gösterdi... Kardinmişti... Bir ilişkiler yumağı yırmı yıliık sürecin o bitmeyen acısıyla buluştu, nice faili meçhul cinayetler karan- lığın sisleri içinde ortaya çıkıyordu... Kafamdakı sorular bilinen cinayet zincirinin hal- kalarını oluşturuyordu... Muammer Aksoy'dan Bahriye Üçok'a; Uğur Mumcu'dan Çetin Emeç'e; Turan Dursun'dan Musa Anter'e; Mehmet Sincar'dan Onat Kut- lar'a; Nesim Malki'den Ahmet Taner Kışlalı'ya dek bunca faili meçhul cinayet bugüne dek çözü- lememişti... Gazeteye geldim... O engınlenn tıtreyen yüreciği, zaman zaman do- ğan yüzleri Robert Desnos'un 'Uyku Alanlan'mn içine koydum... Acaba günler geçip gıderken trenler, vapuriar gü- neşlik ülkelere de uğrayıp günbatımlannın son so- luklannı. ilk ürperişlerini duyumsuyoriar mıydı? Bir piyano ezgisi, bir ses çınlaması... Çarpan kapının sesi... Bir duvar saatı... Bır tak- vim yaprağı: 24 Ocak 1993. Baktım, bizim Cumali Tuncay... Uğur Mum- cu'nun, Onat Kutlar'ın, Ahmet Taner Kışlalı'nın fo- toğraflannı camlara yapıştınyor... Yann 24 Ocak 2000... Uğur'u yitınleli yedi yıl olmuş... Katillerortadayok... • • • 1990-1994 yıllan Hizb-i Kontra'nın Güneydo- ğu'da terör estirdiğı dönemdır... Burada üç ayak bulunuyor... 1- Yüksekova ve Çermik'teki çeteler. 2- Batman, Diyarbakır, Mardin, Bingöl, Şırnak, Hakkân'deki çe- te, Hizb-i Kontr ve korucular. 3- Siyasal erk, devlet erki ve Susurtuk çetesi Üç ayak birbiriyle iç içeydı... PKK, eli kanlı cinayetlen işlerken Hizb-i Kontra devreye sokulmuş, devlet erki tarafindan korunup kollanmıştı... 1990-1994 yıllan arasında 3 bin kişi faili meçhul dnayete kurban gitti... Uğur Mumcu'nun öldurülmesinden sonra Istan- bul'da kaçınlarak öldürülen Behçet Cantürk, Sa- vaş Buklan, Hacı Kıray vb., Ankara'da kaçınlarak karledilen emekli Binbaşı Cem Ersever ve iki arka- daşı, Batman'da güpegündüz vurulan milletvekili Mehmet Sincar... Eski MİT Müsteşan Teoman Koman'ın o tarih- teki açıklamalanna bakın: "Hangi Hizbullah? Iran'dakj mi? Güneydoğu'da. PKK baskınlanna karşı kendini koruyan, dipi irfflfâo lıkJşilervar..." , 9 n . t Işin ilginç yanı, yine aynı tanhlerde yakalanan W-- mi Hizbullahçılann üzennden MİT kımiiğı çıkıyor- du... Hizbullah operasyonlannın 'devlet içindeki aya- ğı' çökertilmediği sürece daha çok 'villa mezariar' ortaya çıkar, ama Türkiye tünelin ucundaki aydınlı- ğaulaşamaz... Televizyon ekranlanndan toplu mezariann ortaya çıkışını ızlerken, kamuoyu şaşınyor, olup bitenler karşısında sankı küçük dilıni yutuyor... Bu olup bitenler karşısında Fazilet Partililer her za- man olduğu gibi 'aslan' kesilıyor, ipin ucunun Su- surluk Çetesı'ne uzandığını açıklıyoriar... Ne derler adama? Günaydın!.. Başbakanlık koltuğuna oturan Necmettin Erba- kan, Susuriuk'la ilgili fezlekeleri masasında 65 gün bekletirken, Hizb-ı Kontra Diyarbakır ve Bat- man'da pantolon giyen kadınlann kulaklannı ke- serken susuyordu... 'SürekliAydınlık İçin BirDakika Karanlık' eylemi- ne katılanlaria dalga geçiyordu... "Gulu gulu dansı yapıyoriar!..' ••• Hizbullah'ın devlet erkıne sızmaları 1995-1997 yıllan arasındadır... özellıkle geçici ışçi olarak bazı kamu kuruluşlan- na giren Hizbullah militanlannın, daha sonraki yıl- larda Başbakanlığa dek sızdıklan da önceki günkü operasyonda ortaya çıktı... Televizyonlar, gazeteler Hizbullah'ı anlatryor, ya- zıyor... Kar yağışı yine başladı... Gökyüzünde kurşuni bir çizgi boğazın üzennden mavinin derinliğine düşüyor... Yann (pazartesi) saat 13.00'te Cumhuriyet'in Cağaloğlu'ndakı merkez binasının bahçesınde Uğur Mumcu'yu anacağız... Gözlerimi yumuyorum ve kendi kendıme soruyo- rum: Dağlann inişlı çıkışlı yüzeyınde, güneşın son ışı- ğını yansıttığı saatte yaşamın ve sonsuzluğun adı nedir? Toplum olarak 'Uyku Alanlan 'nı terk etmek zorun- dayız... Bakın gün ışımak üzere!.. hikmet.cetinkaya@ cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 DYP Genel Başkanı Çiller 'Hizbullah'ın üzerine en şiddetli biz gittik' tstanbulHaberServisi- D\T Genel Başkanı Tan- su Cüler, "HizbuUah bir vahşet içinde. lnandmaz. Bir korku filmi gibi. Bu- nunşktdetiekuianmasuun ötesinde. devlet bunun yok edümesi için elindcn gekn berşevi yapmabdu-*' dedi. Çiller. lstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odalan Bırli- ği'ni ziyaret ederek birlik yöneticüeriyle görüştü. Hizbullah vahşetiyle ilgili olarak gazetecilerin soru- lanm yarutlayan Çiller, 'Anasoi hûkûnıeti'nın 3 yıldır iktidarda olduğunu, ancak terör örgütünün 18 ay önce tslamcı feminist y azar Konca Kuriş'i kaçır- dı£ını anımsattı. Çiller, -L ç yıkkr kbnse farkmda de01 mi bunun? Biz Hiz- bullah üzerine en şiddetli 0den ekibtz. Guneydo- ğu'nun dışına. babsına ge- çebibniş bir ola\ değfldi. Güneydoğu'da şiddetle üzerine gidiyorduk. Baş- bakanhk'ta çahşanm kim olduğunun bunca yıkfar farkında ohnayacaksm, sonra dheteksin ki 'Çiller bunun başındaydı ve de Refahyol döneminde bun- lar oldu'. Bunu çocuklara söyteseniz güler" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle