Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 OCAK 2000 PAZAR
14 X L J A I . kultur@cumhuriyet.com.tr
İDOB, Rossini'nin 'Italya'da Bir Türk' operasmı Türkiye'de ilk kez sahneliyor
FdSmNapoü'deZaide'nin peşinde
AYŞEKÖKSAL
Istanbul Devlet Opera ve Bale-
si, 2000'in ilk yeni prodûksiyonu
olarak Türkiye'de ilk kez Gioacc-
hinoRosani'nİD ünlü operası 'İtal-
ya'da Bir Tûrk'ü sahneliyor.
Ük sahnelenişi 1814 yıhnda Mi-
lano'daki La Scala tiyatrosunda
gerçekleşen Rossini'nin bu iki per-
delık 'opera buffa'sının (komik
opera) metniiseFdkeRomani'ye
ait
17. yüzyıldan itibaren Osman-
lı tmparatorluğu ve Türklerden et-
kilenen opera bestecilerinin Türk
karakterlere yer vererek bestetedik-
len operalann içınde önemh bırye-
n olan bu yapıt, şairProdocimo'nun
kendisine bir konu ararken Zaıde
adında bir Türk kadını ile karşıla-
şıp onun öyküsünü beğenmesi üze-
rine gelişiyor.
Dekortasanmı SdçukToOu'ya,
kostüm tasanrru Şanda Zıpçj'ya
ait olan operanın koreografisini
Nil Berkan, ışık düzenini ıse Bü-
ient Darcan üstleniyor.
'Itarya'da Bir Türk'ün başrol-
lerini Sııat Anl^GülgezAltında&Mesutlk-
tu, Nursel ÖncûL AH Ihsan Onat, Hüseyin U-
kos,Jaklin Çarkçı, Öziem Sq\ dan, Aylin Ateş,
BurakBigfi ve Şami Gokberkdönüşümlü ola-
rak paylaşıyorlar.
Yapıtta orkesttayı yöneten Nürnberg Ope-
raa'nın birinci orkestra şefi Fabrizio Ventu-
ra,"ltarya'da Bir Türk operasnu ilk defa yö-
netecek olmam beni çok heyecanlandırdL Ay-
nca birçok kültûrün ve dinin içiçe bulunduğu
tstanbul'u yeniden görme şansını da dde et-
tfan" diyor.
Operayı sahneye koyan Itaryan yönetmen
Beppe de Tomasi ise New York Metropolitan
Operası 'ndan Japonya'ya kadar uzanan geniş
bir alanda, dünyanın önde gelen operalann-
da yapıt yönetmiş ve Domingo, Freni, Sutber-
bıüd ve Pavarotti gibi sanatçılarla çalışmış.
- Bu projede ver ahnava nasıl kararverdiııiz?
BEPPE DETOMASİ - İtaryan Konsolos-
luğu bana böyle bir çağn da bulunduğu için
büyük bir onur duyarak kabul ettim. Dığer
önemli birneden ise 'İtarya'da BirTûrk'un Tür-
kiye'de ilk defa sahneye konacak olması. Ben
bu operayı daha önce birçok kere sahneye
koydum. Ama beraber çalıştığım şancı kad-
rosu bır ilk gerçekleştirdiğinden dolayı o ka-
dar heyecan içinde çalıştı ki, daha önce yap-
tığım tüm çahşmalardan çok daha fazla zevk
aldım dıyebilınm.
'Sade ama sembotik dekor yapük'
-Herhangibi-uyartamavadadeğişikfikjap-
ünızmı?
TOMASİ-Türkiye'ye özel bir uyarlama
yapmadım. Çünkü Türkler Itarya'ya geliyor.
Ama farklı bir yorum olarak olaylan anlatan
ve onlardan bır hbretto yazan şairi, bır sine-
ma yönetmeni olarak tasarladım. Yönetmeni
de Feffini gıbi düşündüm. Ceketi, eşarbı ve bü-
yük şapkalanyla tam Fellini gibi giyiniyor.
Onun filmlerinde olduğu gibi bazen öykü,
sanki fılm çekilmiyormuşçasına akıp gidiyor.
Bazen de yönetmen hayattaki ve hikâyedeki
gerçekleri ahp kendi isteğine göre mizansen-
ler ve uyarlamalar yapıyor sahnede. Tıpkı Fel-
lini gibi.
-Sahneteme süretindeherhangi bir zorhık-
la karsüaşûnız mı?
TOMASİ- Sahnede sade ama sembolik bir
dekor yarattık Bu operada Aida'daki gibi kar-
maşık ve kalabalık bir sahneye gerek yok.
Ben daha çok bır sinema yönetmenin, iç me-
kânda, Napoli şehrinı yarattığı izlenimini ver-
meye çahşnm. Sade bir dekor olduğu içın çok
büyük bir zorluk çekmedim. Bir de oyuncu-
larla dıyaloğumuz sırasında dil açısından bi-
raz zörlandık.
-Rossmi'ninyaprtian arasmda booperanın
yerinedir?
tstanbnl Devlet Opera ve Balesi'ude sahnelenen yapıtta orkestrayı şef Fabrizio Ventura yönetiyor.
TOMASİ- Rossinı bu operayı ilk olarak
sahnelediğınde tam bır fıyasko ile karşılaşmış.
Ancak yıllar sonra MariaCaBas'ın La Scala'da
seslendırmesi 'ltalya'da Bir Türk' için tam
manasıyla bir 'rönesans', yeniden doğuş ol-
du. Odönemden sonra 'ltalyalda BirTürk' Av-
rupa'da ve İtalya'da sık sık sahnelenmeye baş-
ladı. Gerçi o dönemde Callas bu operanın ke-
silmış bir versiyonunu oynamıştı. Bız ıse ay-
nen hiç kısaltmadan sahneye koyduk.
'Opera sanaü yerlerde sfirünüyor'
- Bir dönem opera bestedieri Osmanh lm-
paratorhıgu'ndan ve Türklerden çok etkBee-
miş, bu yüzden Türkler üzerine operalar bes-
telemiskr. Ama çoğu hayadannda bir kere bi-
le bir Türlde karşılaşmanıış-.
TOMASİ-Budogru O dönemlerde Türki-
ye'ye gelmek neredeyse imkânsızmış. Gemi-
lerle yolculuk edilıyormuş. Ama Osmanlı tm-
apıtı îtalyan Beppe de
Tomasi sahneye koydu.
Yorumunda, olaylan
anlatan ve onlardan bir
libretto yazan şairi, bir
sinema yönetmeni olarak
tasarlayan Tomasi,
yönetmeni de Fellini gibi
düşünmüş.
paratorluğu'nun o kadar büyük etkisi varmış
ki... Hep Türklerden bahsedıliyormuş. Bu
yüzden yaşamadan ve görmeden sadece duy-
duklannı yansıtmışlar bu operalara. Bu yüz-
den belkı Türkleraçısından birçok şey gerçek-
le bağdaşmıyorolabilir. Aynı olay Puctini'mn
' Madam Butterfly' operası için de geçerlı. Ja-
ponlan çok ıyı tanıyan bin olarak diyebılirkn
kı 'Madam Butterfly "dakı birçok olay tama-
men yanlış ve Japonya'yla hıç ilgısı yok.
-Opera İtaryan külriirünün bir parçası ota-
rak görühlr herzaman. Peki yeni kuşagın ope-
raya iigisi nasıT?
TOMASİ- İtalya'da bir televizyon döne-
mıyle gençlerde bir dönüşüm yaşandı. Genç-
ler televizyonda gördüklen her şeyi biliyor-
lar. Ama bır operayı kim yazdı diye sorsan hıç-
biri cevap veremez. Dolayısıyla operaya ılgi
iyice azaldı. Gençler operadan sıkıldı ve yo-
ruldu. Yeni yapıtlar görmek istiyorlar sahne-
de. Opera sanatının yerlerde süründüğü bir dö-
neme gırdıgımizı düşünüyorum.
- Peki modern operalar bir çözüm oiabiür
mi?
TOMASİ- Modern operalan da kimse iz-
lemeye gitmıyor. Bence opera 1920'lerden
itibaren bir durgunluk dönemıne girdi. Arük
bestecıler halka ve toplumda her kesime ula-
şan operalar yapmıyorlar. Mesela Verio'nun
operalan çok değışık ve ılgmç ama tnsanlar
Oıerak edip bır kere gıdiyorfâr dicadar. Kin*^
se sabah kalkınca Verio'nun bır bestesını mı-
nldanmıyor.
'Opera bir arena gibidir'
- Coppola ile 'Baba Iü' fılminde ortak bir
çalısma yaptınız. Sizce sinema operayı can-
landırmak için bir yol olabilir mi?
TOMASİ- Coppola'nın fıhninde Cavafle-
ria Rustkana'yı fihn müzığı olarak yorum-
ladım. Ama fılmde bır operadan parça kullan-
makla bır operayı fîkn haîine getirmek çok fark-
lı. Bunu Zeflîreffi denedi ve son derece başa-
nsız oldu. Onun 'Oteflo'sımu Milano'da izler-
ken sinemada sadece iki kişiydık. Opera tıyat-
roya uygun bir sanat ve sinemayla bağdaşma-
sıimkânsız.
-Operayı canlandırmakiçin ne yapılabilir?
TOMASİ- Ancak Maria Callas, Domingo
gibi yeni yıldızlar, VVagner, Puccini, VenH gi-
bi yeni besteciler veya Toscanini gibi orkest-
ra şefleri yetiştirilebilirse belki opera yeniden
canlanır. Opera bir arena gibidir. Seyirci ha-
reket ve canlılık ister. Her şeyi görmek ve hıs-
setmek ister. Şarkıcının en iyi şekilde söyle-
mesıru ve operanın doruk noktasına ulaşma-
sını bekler. Operanın o eski şaşah günlerine
dönmesıni bekleyemeyiz ve beklememeliyiz.
Hiçbir dönem kendini tekrarlamaz. Opera da
ya kabuk değiştirecek ya da yok olup gidecek.
Ön çalışmaları Leyla Cencer yaptı
Güleryüzlü, komik
keyifli bir opera
'ttalya'da Bir Türk' operası
üzenne İDOB Genel Sanat Yö-
netmeni Yekta Kara ile görüş-
tük:
-BuoperayıİDOB'nnreper-
tuvanna ahnaya nasıl karar
verdiniz?
YEKTA KARA-Dünya ope-
ra literatüründe Türklen konu
alan eserlerin sayısı çok fazla
olmadığından bu tür yapıtlan
İDOB olarak mutlaka repertu-
vanmıza almamız ve seyircimi-
ze aktarmamız gerektiğini dü-
şünüyorum. Bu ilke doğrultu-
sunda sezon başmda Mozart'ın
'Saraydan Kız Kaçırma' ope-
rasını sahneledik. Şımdı de Tür-
kıye'de ilk kez 'İtalya'da Bir
Türk'ü gündeme getıriyoruz.
- Sahnelenme süred nasıl ol-
du?
KARA - Devlet Sanatçımız
Leyla Gencer her yıl tDOB'da
semmerler kapsa-
mında 'ttalya'da B t
Tûrk'ü sanatçı ar-
kadaşlanmızla za-
ten çalışmıştı. Bu
yüzden şancı arka-
daşlanmız uzun za-
mandır bu operaya
müzikal açıdan ha-
zırlık yapıyorlar di-
yebüiriz. Böyle bir
ön çahşma yapmak,
operayı başanyla
sahneye koymak
için zorunlu ve çok
önemli. Rossmi'nin
kendıne özgü bırüs-
lubu olduğundan,
onun stılınde söy-
leyebihnek için farkh bir çahş-
ma yapüması gerekiyor. Ön ça-
hşnialarRossinı'yi çokiyi bilen
Leyla Gencer'in gözetiminde
yapıldı. Daha sonra orkestra
şefi oyunu devraldı. Sonuç ola-
rak, bu sezon biz sadece sahne
çalışmalannı yaptık.
- Rossmi'nin yapıtlan içinde
bu operanın önemi nedir?
KARA- Rossini 37 yaşında,
en verimli döneminde besteci-
lık yaşamına son noktayı koy-
muş çok üretken bir besteci.
En ünlü operası 'Sevil Berbe-
ri"ni besteledığinde sadece 23
yaşındaymış. Bu operalar için-
de tabıi ki Rossini hemen 'Se-
vil Berberi' ile anıhyor. Ama
'Itahya'da Bir Türk' de farklı
lezzette olan yapıtlanndan bir
tanesi ve Rossini'nin yaranla-
nnda önemh bir yeri olan bir
opera.
- Bu operayı yurtdışma taşı-
mayı düşünüyor musunuz?
KARA - Kesinhkle. Klasik
opera repertuvan bütün dün-
yada rekabete açık bir ortam
sağlıyor. Böyle bir evrensel re-
kabet ortamında Türklerle ilgi-
li bir operanuı bir Türk opera
toplulugu tarafindan sunuhna-
sıniD çok ilgı çekeceğine emi-
izden
izler taşıyan
bir operayı
seyretmek
her zaman
cazip geliyor.
Rossini'nin
bu yapıtı da
seyirciye çok
tat veren bir
opera/
nım. Zaten şımdıden 'Saray-
danKEKaçnroa' ve 'İtalya'da
Bir Tûrk'un çeşitli ülkelerde
sahnelenmesi beklentilerinin
duyumlannı aldım.
- Yönetmen ve orkestra sefi-
ni behrlerken neyi gözettiniz?
KARA-19. yüzyü anlayışın-
dan operanın kurtulması, aolım
yapabümesi ve yenilikçi çalış-
malariçine gırebümesı içintek
yol; sahne üstündeki durağan-
hgı kırmak, olaym sadece bir
müzık sunuşundan öte bir yak-
laşunla ele alınması gerektiği-
ni savunan bır anlayışı günde-
me getırmekti. Bu noktada ba-
şı Almanya çekti. Çünkü ope-
ra geçmişi ve 100'ü aşan ope-
ra toplulugu üe Almanya, her
şeyi çok farklı bir boyutta ger-
çekleştirdı; Alman operalann-
da her şeyden önce reji çok
önemliydi. Böylece bu reji ağır-
lıkh opera anlayı-
şı 1950'li yıllar-
danbuyanageüş-
meye başladı ve
son yıllarda gide-
rek müzik tiyatro-
suna ve operaya
inanılma7 bİT İV-
me kazandırdı.
21.yüzyılagir-
diğimiz şu sıralar-
da operanın salt
müzik olayı ol-
maktan öte, bir
sahne yapıtı oldu-
ğunu vurgulayan
ve sahne üstünde-
ki sanatçılan '5ar-
kı söyleyen bir
oyuncu' olarak gören, tabıı ki
bu çağdaş reji anlayışıdır. Tam
da bu nedenle Italya'nın önde
gelen bir yönetmeni Beppe de
Tomasi ve genç yaşına karşın
Almanya'mn ünlü orkestrası
Nürnberg'in birinci şefi olan
Fabrizio Ventura'yı bu opera
için konuk etme karan aldık.
Çünkü Rossini çok farkh bir
çahşma gerektiren ve üslubu
kolay kolay yakalanması müm-
kün ohnayan bir besteci. Bu
iki önemli konuk ile 'İtalya'da
BirTûrk'ü, Rossini'yi en iyi şe-
kılde sahneye koyduğumuza
ınanıyorum.
- Bu operanın Türk izleyid-
sininilgjsiniçekeceğineinamyor
musunuz?
KARA - Zaten bizden izler
taşıyan bir operayı seyretmek
her zaman cazip geliyor. Nite-
kım 'Saraydan KızKaçırma'da
da böyle oldu ve çok büyük ıl-
gı gördü. Bunun dışında 'İtal-
ya'da Bir Türk' çok güleryüz-
lü, çok keyifli, komik ve izlen-
mesi seyirciye çok tat veren bir
opera. Cıvıl cıvıl müzığı, hare-
ketli oyunu ile izleyiciyi gün-
lük sıkıntı ve telaşlardan biraz
olsun uzaklaşnracağını düşünü-
yorum.
MerylStreep, ortayaştaki kadın oyunculara karşı acımasız olan Hollywood
f
a meydan okuyor
Çetinceviz savaşmaktan vazgeçmiyor
KültürServisi-Hollywood, kadın oyun-
cularda gençliği ve güzelliğı ıdoUeştırir-
ken, yüzü çoktan kınşmış yaşlı erkek
oyunculara başrollerde yer vermekte hiç-
bir sakınca görmüyor. Yine de Hollywo-
od yapımcılannın Meryl Streep gibi usta
bir oyuncunun sonkullamnatarihinin geç-
tiğini düşünmeleri çok şaşırtıcı.
1980'lerin gözde oyunculanndan biri
olan Streep, sorumluluk duygusu ve uıa-
nıhnaz yeteneği tescil editoıiş bir sanat-
çıydı. Acı çeken birkadını canlandıracak
bir oyuncu için (Ava'da ya da Sophie'nin
Seçimi'nde oldugu gibi) ondan daha iyi-
si düşünülemezdı. 'Sflkw)od' adlı fıkn-
deki, derinlikli ve saygın bilim kadınını
ya da 'Benim Afrikam'daki üst düzeye
mensup KarenBSıen'ı hakkını vererek en
iyi Meryl Streep oynardı.
Ama 1990'larda, Streep'e tekhf edilen
roller hem sayıca hem de türyelpazesi açı-
suıdan behrgin biçimde sınırlandı. Sanat-
çı, bu durumdan dolayı sektöre biraz küs-
kün olsa da tam 11 kez Oscar'a aday olan
'KramerKramer'eKarşı' ve 'Sophie'nin
Seçimi'ndekı rolleriyle buödülü kazanan
genç Meryl Streep sahıp olduğu motivas-
yondan vazgeçmeye hiç de nıyetli gözük-
müyor. "Çahşmak isrrvorum. Benim ya-
şundakj pek çok kadın sinemadan nzak-
lasıyor,çünkü istenmi>T)rlar. Eğer sizetek-
lif edikn yaşlı cadı rolİerini kabuOenmeye
hazırsanız, sinema yaşamnıızı sürdürmek
için hâlâ şansınız var kuşknsuz. Kaldı ki
geçen }il buna benzer üç rol teklifedüdL
• Enyenifilmi
'Music of The
Heart'ta New
York'un Doğu
Hlrlem
bölgesindeki yoksul
çocuklara keman
dersi veren Roberta
Guaspari'yi
oynayan Meryl
Streep'in yeni
projesi ise
frapanlığıyla ün
salmış New Yorklu
bir kadın polisi
canlandırmak.
Ancak çokflginctirki,senarisrlerbize uy-
gunrolerehiçyervermiyoriar. Böylece ger-
çekten tstenmryorsunuz." Ama 0, bu du-
rumu hemen kabullenmej;e razı değil,
mücadele etmekte kararlı. Ustelik, kendi
ölçütlerine uygun rollerbulmayı dabaşa-
nyor "Ben çetin biriyim, kendimi korn-
rmn ve işimi sürdürürüm."
Pek çok sinema yıldızı, ün perdesinden
silinmeye yüz tuttuğunda bir film şirketi
kurar. Streep ise bunu hiç düşünmemiş:
" Hayır, bunu istemiyonım. Ya evimde ya
da fıhn senerindeounakisnyorum." Tiyat-
roda oynama seçeneğini de düşünmemiş.
Çünkü yetişme çağında çocuklanyla ak-
şamlan evde birlikte olmak istiyor.
"Pek modaya uygun biri ohnadığnnı
biüyonun. Ama vaşanumın bu noktasm-
da arnk 'iş olsun dıye 1;' yapmak tstemi-
vorum. Son yıllarda yapoğım fnmler hep
içimdeld teOeri oynatan rurdendi. Ve bü-
tün yapmak istediğfan de bu. Modaya uy-
gun olup ounamayı taknırvonım."
Streep zaman zaman gişe hasılatmı gö-
zeten fümlerde rol aldı. Bunlardan biri olan
'Olüm Kadına Yalaşn-' ile kazandığı de-
neyimi tatmin edici bulmadı: "Bu tür is-
kıin çokflgincolduğu zamanlarvardır.ama
bir şeyler kursağunda kaldı yine de, beni
tam olarak kalbimden vurmadV
Heykeltıraş Donald Gummer la evli ve
dört çocuk annesı olan sanatçı için ailesi
hep yaşamının merkezınde oldu: "Dûşü-
nüyorum da ömrümflerledikçeisimin ay-
nnnlan konusunda daha az özenli olma-
ya başUdun. Bu onaylanabilecek bir şey
değil,amakalabalık biryaşamtnw çocuk-
lanmhakkmda sahipolduğum bir sürü
endişenin kaçuulmaz sonucu. Kendimi
bemcahşmhemdee\megErekenözenigös-
termek zorunda olan bütün diğer anne-
ler gibi hissedhvrum. Bu nedenle kafam
her zaman Jack Nicholson'ınkmden çok
daha kanşık, doğal olarak. Ama öte yan-
dan çoculdanm beni zengimeştiriyor.''
0>nayacağı rolleri seçerken hep kalbi-
nin sesinı dinleyen Streep, son çektiği üç
fılminde deböyle yaptı. 'DandngatLugb-
nasa'da (Lughnasa'da Dans) evlenmemış
beş trlandalı kız kardeşin en büyüğunü
oynadı.Gecenyıl 'OneTnıeThing'de(Tek
Bir Gerçek) bir kanser kurbanını canlan-
dırmıştı. Bu rolün onun için anlamı büyük-
tü. 'Ava've 'Baba' filmlennde rol alan ni-
şanhsı John Cazale'ye 1978'de kemik kan-
seıınden ölünceye dek bakmıştı.
En yeni fihni Music of The Heart'
(Kalbin Müziği) New York'un Doğu Har-
lem bölgesindeki yoksul çocuklara ke-
man dersi veren Roberta Goaspari'nın
gerçek yaşamını konu ahyor. Streep'in
haftalarca 12 ayn müzik parcasına çalış-
tığı fıhnin en can alıcı sahnelerinden bi-
ri, Camegie Hall'de ItzhakPerhnan ve Isa-
ac Stern'le birlikte Bach konseri verdığı
bölüm. Yeni projesı rrapanlığıyla ün sal-
mış New Yorklu bir kadın polisi canlan-
dmnak. En çok istediği şey, bu projenin
yaşama geçmesi. Holrywood yaprmcıla-
nna sesleniyor: "Hiçbir şey ispaüamak
zorunda değann."
Y A P I Y 0 R L A
Wajda ve Beatty 'ye
Oscar onur ödülü
• Andrzej Wajda
ve Warren Beatty'ye
Oscar'da onur ödülü
veriliyor. Wajda yaptığı
çalışmalanndan dolayı,
yönetmen Steven
Spielberg'in verdiği
destek sayesinde ilk
defa Oscar'ın en
prestijli ödülü ile
onurlandırıldı.
Akademi'nin
yönetimındeki 39 üye,
Wajda'nın tüm
yapıtlan için
onurlandınlması
karanm aldı. Warren
Beatty'nin ise
'Shampoo', 'Bonnie
and Clyde', 'Bugsy' ve
'Reds' gibi fihnleriyle
aktör, yönetmen,
senanst ve yapımcı
olarak 14 dalda aday
gösteribniş ohnasmdan
dolayı 'Irving G.
Thalberg Memorial
Award' ödülünü
alacağı açıklandı.
• VVhrtney
Houstonm
yargılanıp
yargılanmayacağı hâlâ
taröşılıyor. Houston'm
çantasmda geçen hafta
Hawaiı havaalanı
görevlilerince
marihuana bulunmuştu.
• Arnold
Schwarzenegger.
Vancouver'da
çekımlerine başlanacak
"The Sixth Day'
fılmının çalışmalanna
başlamadan,
'Collateral
Damage' filminin
yapımcılanyla
anlaşma imzaladı.
Andrevv Davis'in
yöneteceği bu
fılmde,
Schwarzenegger,
kansım ve kızmı
öldüren teröristin
peşrne düşen bir
adamı
canlandıracak.
• Cllnt
Eastwood,
oyunculuğunu ve
yönetmenliğini
üstlendiği yeni fıhni
'Space Cöwboy'un
çekimlerini bıtirdi.
FUmde, anza yapan bir
uyduyu tamir etmesi
için uzaya gönderilen
eski bir hava kuvvetleri
askenni canlandıran
Eastwood, Tommy Lee
Jones, James Garner,
James Cromvvell ve
Donald Sutherland ile
oynayacak.
• Rlchard
Attenborough
Papa Giovanni Paolo II
üzerine bir fılm
çekmeyi planlıyor.
Başrolünde Ben
Kingsley'nin oynaması
planlanan fihnin
yapımcüığmı
Meriafiction ve Lux
Vide üstleniyor.
• Ouentln -'^
Tarantfno, stevea-•
Brill'in'Little Nicky'- "•
adlı fılminde rol alacak.
'Cehennemde Bir Gece'
adh fümden beri
oyunculuk yapmayan '**
Tarantino bu fıhnde
Harvey Keitel'ın rolünu
kaparak şeytam
oynayacak.
• LUCy LİU, 'Droles;
De Dames'adh filrhde
Cameron Diaz ve Dçew
Barrymore'la rol
paylaşacak. Daha ödbe'
'Payback' adh
çahşmada göze girmeyi
başaran Liu, bu projede
yer almak içın birçok
işini ertelemek zorunda
kalmış
• Mlchael J. Ftit
rahatsızlığından dolayı,
televizyon için .
gerçekleştirdiği ^
programa bir süreh'ğme
ara vemeyi düşünüyor.
1991 yılından beri ? -
5
parkinson
hastalığıyla savaşan
Fox, iyileşeceğinden
emin olduğunu ve
'SpinCity' adh . •
programdan ; • ( )
hastalığının
tedavisine daha çok
zaman ayırmak îçin
aynlacağım belirtti.
• Erlc Clapton,
Bonnie Raitt, James
Taylor, Lovin'
Spoonful ve /
Moonglows HflOkıO
and Roll HaJlof ,nh
Fame' adı verilea.. ,•••.
konserde yer alacak ıjiı •
sanatçılar arasında. 6 < -
Mart'ta New York'ta'.
yapılacak etkınlikler'i.
kapsarmnda •
ı(
Y- •
gerçekleşecek olan **#>.
konsere üçüncü defa
kaUlacak olan Clapton,
konser sırasmda kayrt
yapacağını da belirtti.
• John Travolta
Nora Ephron'un son
fılmi 'Numbers'da
şişrnan ama çok çekici
bir dolandmcıyı
;
'•
canlandınyor. ' ' '
• Cate Blandıette,
Sam Raımi ve Billy Bob
Thornton'un ortaklaşa
gerçekJeşûrdıkleri yeni
projeleri 'The Gift' adlı
fümde rol alacak.
Arkansas'ta geçecek
olan hikâyede Cate
Blanchette, yetküilere
küçük bir kızın
buhmması için yol
gösteren bir medyumu
canlandıracak.
• TimRottı
Werner Herzog*"un
yazdığı, yönettiği ve
yapımcıhğmı,
üstlendiği ~
'Invuıcible' adlı
fıhnde başrolde
oynuyor.
Çekimlerine mart
ayında başlanacak
olan fılmde
1930'lardagece
kulübünde çahşan
sanşın bır Yahudi
çocuğun hikâyesinin
konu ediliyor.
• lan McKellan
Internet yoluyla kendini
anlatan ilk aktörlerden
biri. Kendine ait site
vasıtasıyla, Bryan
Singer'm fîlmi 'X
Men'in Toronto'da
yapılan çekimlerinde
yaşadıklanm her gün
yüz binlerce kişi ile
paylaşryor.