19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhao Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinkaya • Yazıışlen Müdurû ibrahim Yıldız • Sorumlu Mudur Fikret Ükiz 0 Haber Merkezı Müdüru. Hakan Kara • Görsel Yönetmen Fikret Eser tsühbarat Cengiz Y ıjdınm • Ekonomı Öziem V üzak • Kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Vncelman # Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bügi-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kunilu tlhan Selçnk (Başkan), Orhao Erinç, Hikmet Çetinkaya. Şnkran Sooer,tbrahim Yİkhz, Orhao Bnrsah, Mostafa Balbay, Hakan Kara. Ankaıa Temsılcısı Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125,Kat:4,Bakanlıklar-AnkaraTei-4195020(7hat), Faks- 4195027 • Izmır Temsılcısı. Serdar Kmk, H Zıya Blv 1352 S 23 TeL 4411220, Faks:4419n7»AdanaTansüası Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S. No:l Kjtl, Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdürü Cstfin Akmen 9 Koordınatör: Akmet Kernlsan • Muhasebe Bfilent Ye»er • Idare Höseyin GOrer • Satış: Fazilet Knza MEDYA C: • Yoneöm Kunilu Başkanı - Genel Müdür Cilbin Erduran # Koordınatör Reha fytman • Gend MüdürYanhmcısı SevdaÇobao Tel 514 07 53 - 51395 80-5!384#Wl,Faks: 5138463 Ya)imla>ajı \e Basae: > enı Oun Haber Ajansı, Basın ve Yayınctlık A Ş TOAocağı Cad. 39 41 Cagaloglu 34334 tjtanbul PK 246 - Sukecı 34435 Istanbul lc\ (0/212)5120505 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95 www cumhnriyet.com.tr 23OCAK2000 -îmsak:5.45 Güneş:7.16 Öğle: 12.23 Öcindi: 14.52 Akşam: 17.15 Yatsı: 18.41 Kapçocukları sevindipdi • Haber Merkezi - Soğuk ve karlı hava tüm yurtta etkisini sürdûrürken, kar yağışı nedeniyle kapanan yollan ulaşıma açma çalısmalan sürdürülüyor. Devlet Meteorolojı îşlen Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı hava tahmin raporuna göre Türkiye'nin batı bölgelennın bugünden ıtibaren Akdenız'den gelen yeni bir yağışlı havanın etkisine gırecegı büdırüdı. Sıvas'tan Samsun'a giden TCDD'nin Zile Postası treni Zile ilçesi yakınlannda kara saplandı. Demiryolu ulaşıma, yaklaşık yedi saatlik çalışma sonucu açıldı. Kar yağışı yurdun büyük kesimini beyaza bürürken yağışa sevinealenn başında yine çocuklar geliyordu. Hayvanları Koruma Yasa Tasansı • ANKARA(AA)-Çevre Bakanı Fevzı Aytekin, Hayvanlan Koruma Yasa Tasansf nın TBMM'den çıkmasryla hayvanseveTİer, belediyeler ve vatandaşlar arasındaki tartışmalara son noktanın konulacagını söyleyerek, herkesin kanun çıkana kadar sakin olmalan çağnsında bulundu Aytekin, tasannın TBMM Genel Kurulu'nda 39. sırada bulunduğunu belirterek, tasannın bir an önce kanunlaşması ıçin Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan üe görüştüğünü ve yardım ıstediğını söyledı. 'Anti nükleer rincir' ohişturtJldu • tZMİR (Cmnhuriyet Ege Bürosu) - tzmir'dekj Nükleer Enerji Santrallanna Karşı Güçbırüğı dün Cumhunyet Alanı'nda toplanarak 'anti nükleer zincir' oluşturdu. Gıiçbırlığı adına bir konuşma yapan Elektrik Mühendislen Odası tzmır Şubesi Başkanı Macit Mutaf, nükleer santral ihalesinin sonsuza kadar ertelenmesini istedi. 'TopkapTnın Hazinelepi' • WASHINGTON (AA) - Topkapı Sarayı'nın Osmanlı dönemindeki mücevher ve hazinelennin tanınlacağı bir gezici sergi, bu yıl ABD'de üç müzede açılacak. "Altm ve Işık Sarayı. Topkapı'nın Hazınelen" adlı sergınin en önemli özellığinin, sergılenecek eserlenn pek çoğunun daha önce Topkapı Sarayı'nın dışına çıkarılmaması olduğu belirtilıyor. Sergi, Wasbington'dakı ünlü Corcoran Sanat Galensi'nde, Kalifomrya'daki San Diego Sanat Müzesi'nde ve Florida'dakı Fort Lauderdale Sanat Müzesi'nde düzenlenecek Sergıde ünlü Topkapı hançen de yer alacak. BanşTreni yotaçıkü • İstanbul Haber Servisi - Türk-Yunan demiryolu ıdarelennin işbirliğiyle Dedeağaç-îstanbul- Dedeağaç arasında sefere konulan 'Dostluk-Banş Trenı', dün çoğunluğunu gazetecilerin oluşturduğu 85 yolcusu ıle İstanbul'dan aynldj. Uğurlamaya katılan TCDD Genel Müdürü Hasan Mollaoğullan, tstanbul- Selanık arasında 28 Mayıs'ta düzenlı yolcu seferierini başlatacaklannı ve bunun modern bir işletmecüik olacağını bebrtn. 4 Sanal Üniversite' başlıyor IÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, amaçlannın gelişmekte olan üniversitelere öğretim üyesi desteği vermek olduğunu söyledi. FİGENATALAY tstanbul Üniversıtesi, gelismek- te olan ünrversıtelere öğretim üve- sı desteği vermek amacıyla ''Sa- nal Üniversite" yöntemmi başla- tıyor. Şubat ayında başlayacak Sanal Üniversite sayesinde, Har- ran Üniversitesi öğrencileri IÜ öğrencıleriyle aynı hocalara sahip olacak, aynı dersleri izleyebılecek- ler. tstanbul Ünıversıtesi Rektö- rü Prof Dr. Kemal Alemdaroğhı ile "Sanal Üniversite ProjesP. üniversitenın toplumu bilinçlen- dırme işlevı ve öğretim üyeleri- nin ekonomik sıkıntılan üzerine görüştük. Sanal Üniversite'yi "geKsenbi- lişim çağında bilginin, iletişim araçlan kulianılarak en son şek- Byle değeriendirümesi topluma ulaşbnlmasL üretilen bflgmin tü- keticiye verilmesi*' olarak değer- lendiren ÎÜ Rektörü, bu projeyı şöyleanlattı: "Bûtünamac,geli$- mişüniversitenm,gefişmekteotan bir üniversiteye öğretim üyesi De destek >ermesjdir. Sanal Üniver- site, önceükle tıp, fen ve hukuk faküitelerinde uygulanacak. Tıp fakültesinde anatomi, fizyoloji; fen fakültesinde matematik; hu- knjt fakültesinde temel derslerin aygulaınaya konulması planlam- yor. Sanal Üniversite başladığm- da, örneğin İstanbul Üniversitesi TıpFakültesi'ndeanlatıtacak ana- tomi dersine, Urfa'daki Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi öğren- cileri interaktif biçimde kaola- caklar. Bu,Açıköğretim 'den fark- b bir yöntem. Açıköğretim 'de tek yanhbir eğttimvar; buradaise ild vanh. Yani, dersifcdeyenHarran Üniversitesi öğrencileri tÜ Tıp Fa- kültesi hocasma istedikleri soru- lan soracak, derse aktif olarak kaulacaklar. ÎÜ TıpFakültesi ho- casu Harran Üniversitesi Tıp Fa- kültesi öğrencismin de hocasıola- cak.'- Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Pamukkale, Harran ve Cumhuri- yet üniversiteleriyle görüşmele- rin sürdüğünü, uygulamanın ön- ce bunlardan bıriyle başlayacağı- nı, daha sonra yaygınlaştuılaca- ğım söyledi. 'Maaşlar düşük' Prof. Dr Kemal Alemdaroğlu, "Dersfcre ve suıavlara kaolan öğ- renci sayısmın artmasıyia öğre- tim üyeİerinin yûkü fazialasma- yacak mı" sorusu üzerine şöyle konuştu: "Öğretim üyeteri zaten son derece özverili çahşıyorlar. Tek sıkıntılan maaşlann düşük- Ifiğü. Devlet üniversitelerindeki öğretim üyekrinûi maaşlan 800 dolar dvannda. Bu çok gülünç bir rakam. \ akıf iini versitelerine giden öğretim üyelerini elestir- mek giderek güçJeşiyor. Bir pro- fesörün maaymn en az 3 bin do- lar ohnası lazım. Çağı yakalaya- bflmemiz için devlet üniversitele- rine her türlü desteğin verttmesi- ni istiyoruz." Ünıversıtenin üç işlevi bulun- duğunu hatırlatan IÜ Rektörü, bunlan bilimsel araştırma, eği- tim-öğretim ve toplumun aydm- latılması olarak sıraladı ve üçün- cü işlev olan toplumu aydınlatma ve topluma bizmeü çok genişkap- samlı ve yaygın olarak yapükla- nnı anlattı. firi tıp fakültesi, ve- terinerlik ve diş hekimüği fakül- teleriyle toplumunhızmeünde ol- duklannı behrten Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, "Bonnn yanı s n toplumu yönlendirmek,tophımn aydmbtmakişlevmien üst duzey- deyapdğunızı bûtfin Türk toplu- mu bflıyor. Son zamanlarda özrf- Hkle kdktendmdkrden nasıl bir nefretie tehdhier aktağunız, tB- DA-C örgütünün isim üstesinde yer aküğımız da Atatürfcçû çizgi- mizde ne denli yol aldtğnmzı gös- teriyor" dedı. Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, toplumu aydınlatma işlevini Sa- nal Üniversite uyguJamasıy la da- ha da yaygınlaştırarak sürdüre- ceklerini vurguladı. 'Çiçek Pasajı' artıksoldu tstanbul Haber Servisi - Cite de Pera, bugünkü adıyla Çiçek Pasajı, 1876'da İstıklal Caddesi üe Sahne Sokagı'nı bırleş- tiren bir çarşı olarak hız- met venneye başladı. Bir zamanlar, tuhafiyecilerin, züccaciyecilenn, şarküte- rilenn, terzihanelerin ve tütüncülerin bulunduğu pasaj, bugün sadece 11 ta- ne restoranı ile varlığını sürdürüyor. "Hıristaki Pasajı" ola- rak bilinen mekân, 1917'de Rusya'da ıhtilal olunca, tstanbul'a gelen beyaz Rus kadınlannın burada çiçek satmaya baş- laması ve 1930'larda Çi- çekçiler Kooperatifı'nin pasaja taşınması ile Çi- çek Pasajı adını alıdı. An- cak. "anason kokusu çiçek kokusu~na baskm çıkın- ca 1950'li yıllarda çiçek- çiler yan sokağa taşuıdı ve pasaj, giderek bugün- kü kimliğıne büründü. Gazeteci-yazar Ergun HiçyiBnaz. gecmışle günü- müz arasında bu- kıyasla- ma yapılırsa, düne hak- sızük yapılmış olacağmı belirterek, Türkiye'nin çektiği "insan sıkıntı- $1"^^ Çiçek Pasajı'na da yansıdığını söylüyor. "Dûnvadaki mekânbrda, msantarm arkasmdan bas- kalan gelir.Ancak bugün, bir 'Akordeoncu Madam Anayit'in arkasmdan baş- kası gehnedi" dıye konu- şan Hıçyılmaz, bu duru- mun "lahmacunla rakı içen* zihniyetm ürünü ol- duğunu ifade edıyor. Hiç- yüînaz, içkı ıçmenın bu meziyet olduğunu, herke- sin harcı olmadığını belir- terek, "Pasajda, esldden sarhoşgörülmezdiArtık, çiçeğisoldurdular" dıyor. Eskiden, Çiçek Pasa- jı'nın hayatın bir rengi, yansıncısı olduğunu söy- leyen Hiçyılmaz, "Me- kânlann, müşteri seçme lüksü yok. Masalar da es- kisi gibi keyiffi değfl. Ar- nk,esld payİaşun yok" di- ye konuşuyor Hıçyılmaz, " zenginöğin masaya ko- nnhıs şekn'"aın degıştiöı- m ifade ederek, eskî me- kân sahiplerinın gitmesı hahnde meyhanelenn yer- lerine pıdecı ve dönercı- lerin açılacağını vurgulu- yor. GOZUM SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK ba*o@boba*am Köpekler, kediler ve insana dair Baştan söylemeliyim, ben kedileri de köpekleri de severim. Güneşli bırkış gü- nü, ıssız ada sahıllerinde, hiç kımıldama- dan duran, gözleri denize dıkıli kedi or- dularmı izlemeye bayılınm. Her biri bir insan karakterini anlaör. Annesi tarafın- dan yalanan yavru kedinin keyiften göz- leri kısık, mınl mınl mınldanması şu yufka yüreğimi öylesine yumuşaOr ki, gözlerim dolar. Anne-yavru, bu muhte- şem ikili ister kedi sülalesine, ister ger- gedan sülalesine ait olsun, künin yüre- ğini yumuşatmaz ki... Kedileri severim de köpekleri sevmez miyim? Aman efendim, onlan sevme- mek mümkün mü? Hele Boxer cinsi olup adı Aşur'sa. Uzunca bir giriş oldu biliyo- rum. Ama bu uzun gırişi yapmak ve bir fanatik olmasam da hayvanlan sevdiği- mi söylemek zorundaydım. Bu bir çeşit önsavunma. Şimdi rastladığım bazı hayvan ve in- san ilişkilerini izninizle anlatmak istiyo- rum. Yer ada Mevsim kış. Birköpeğm umut- suz çağnlan ge- ce gündüz hiç dunnadan sürup gidiyor. Köpek bir Alman Kurt'u. Kaslan koşmak için. Kuvvetli çenesi, sürüye saldıran kurtlan ensesin- denısırmakiçin. Burun delikleri yüzlerce kilo- metre öteden düşmanın koku- sunu almak için. Ama zavallı Kurt, günlerce öyle bağb, kapı- nın önünde bek- leyıp duruyor. Bedeninde biri- ken toksin, sinir sistemini allak bullak etmiş. Gözlen görme yeteneğini usul usul yitiriyor. Ölümü bekliyor. Çünkü onu buraya ge- tirip bırafcnlar. Çünkü işi bitti. Şimdi ölüp gitmeh ve daha genç bir Alman Kurt'u, sahıbinin dört çekerli cıpınde, arka kol- tukta oturup çevresine bakınmaü. Çün- kü o yaşh sayüıyor artık, saryalan cipin deri koltuklannı kirletiyor ve arada uyuk- luyor. Şundı ölmelı ve yenne yenisı gel-- meli. Evet, bu nasıl bir sevgi? Japonlarda eski bir gelenek varmış, arnk işlemiyor. Geleneğe göre, ailenın yaşülan bir an önce ölsün diye dağa çıkanlıp orada bı- rakılırmış. Bizim canhıraş bir biçimde uluyan Kurt gibi. Yer, Fransa. Aylardan ağustos. Bütün Fransa tatile koşuyor. O da ne, anayolda sürekli köpek ölüleri. Durmanm yasak ol- duğu ve çok hızlı gıdilen bu yolda bu kö- pek ölülen ne anyor? Çok basit, tatile çıkan köpek sahiple- rinden bir kısmı tatilde köpeklerine ba- kacak birini bulamadıklan için onlan bu anayola bırakıveriyorlar. Dönünce nasıl olsa yeni bır köpek alabüir ve hayvanla- rı ne kadar çok sevdiklerini eşe dosta gösterebilirler. Yer, Fmdıklı Parkı. Aylardan temmuz. Çok sıcak. Zavallı Sibirya Huskyfci bembeyazkür- küyle o temmuz ayının cehennem gün- lerini geçirmeye çalışıyor. Dili bir kanş dışarda. Geldığı ülkemn soğuk rüzgârla- nm özlüyor, ama nafile, onu çok sevdi- ğini söyleyen sahibiyle bu cehennem sı- cağmda kovalamaca oynamak zorunda. Terden sınlsıklam olsa da, dili bir kanş dışan sarksa da oynayacak. Çünkü sahi- bi köpek seviyor. Hep insanlar ve köpeklere dair durum- lardan söz ettun. Kediler de var tabıi. Sı- cak bir okşama için beslediğjmiz ve gün- lerce evde tek başına bırakıp gittiğümz kediler. Yamızlıktan nasıl çüdırmıyorlar hayret. Sonra kısırlaştırdığımız kediler, onlan çok sevdiğinuz için onlarmen kut- sal halclnm gasp ediyoruz; olsun, onlan seviyonız ya. Evet, hiç işin bu yanını düşûn- dünüz mü? Ger- çekten kedi ve köpeklerlebizim aramızdaki ben- cil bir sevgi. Hep bir taraf veriyor. O tarafda köpek- lerve kediler. Biz hiç dunnadan ahyoruz, işe ya- ramadıklannda da onlan gözü- nün yaşına bak- madan kapıya koyuveriyoruz. Bunun da adı sevgi oluyor. Buralara ne- dengeldim?Ku- duz sorunu tar- üşması nedeniy- le özellikle bazı hayvanseverlerin gereğinden faz- la hırslı davran- dıklannı, akla karayı birbirine kanstırdığmı düsûnûyo- rum. Evet, varsm kimileri hayvan eevsin, kimileri sevmesin, ama kuduz için yapı- lan her öneriye de karşı çüalmasın. ör- neğin Hindistan'da Hındu dınınin kural- lanna göre bütün canlılar kutsaldır ve as- la öldürülrnemelıdırler. Buna rağmen ge- çen yıl Delhi'yi basan maymun sürüle- rini, hastalık yayıhnasmı engellemek için gözlerini kırpmadan öldürdüler. Şu gün- lerde de Istanbul'u köpekler istila etmiş gibi. özellikle gece geç saatlerde ve sa- bahleyin erken, sürüler halinde dolaşıyor- lar ve gercekten insanlara korkulu daki- kalar yaşatıyorlar. Özellikle de çok erken saatlerde okula gıtmek zorunda olan ço- cuklara. Ne yapalım ki bu dünya adalet- siz; bazı köpekler ve kediler şanslı, ge- risi ise ayda seksen milyona nasıl geçın- diklerini bilemediğımiz yoksullar gibi şanssız. Biz şimdi hangisiyle uğraşalun? Işte soru bu. VERY CHRISTIAN SLATER CAMERON DIAZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle