25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 OCAK 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER İktisat Bankası'ndan açıMama ı tipi yatınm fonlannın portfö ylerindeki repo ve Hazine bonolannın ödemeleri nedeniyle ortaya çıkan vergi alacaklannın devlet tarafindan ödenip ödenmeyeceği konusu uzun süre belirsiz kalmış, ancak Maliye Bakanlığı'nın 18 Haziran 1999 tarihli yazısı ile açıklığa kavuşmuştur. Bu açıklamadan sonra İktisat Bankası, kendi yatının fonları ile ilgili olarak herhangi bir denetim ve inceleme yapılmasını bile beklemeden 24 Ağustos 1999günüSPK'ye başvurmuş ve söz konusu tutarlan yaünm fonlanna nakden ve defaten ödemeye hazır olduğunu açıklamıştır. SPK'nin ağustos ayındaki bu başvurumuz üzerine aldığı ve dûn (önceki gün) basında yer alan kararı, iktisat Bankasrnın yaptığı başvuru sonrastnda verilmiş bir karardır. iktisat Bankası, SPK karanna uygun olarak, pay sahiplerinin zararlan ile ilgıli tutarlan derhal yatınıncılann hesaplanna aktaracaktu". Deprem çadırlaraıda yangın • İstanbul Haber Servisi - Şirinevler Meydanı'nda bulunan Şeyh Şamil Parkı içinde deprem korkusuyla yurttaslar taraftndan kurulan çadırlardan birinde, yemek yapmak için kullanılan piknik tüpûnûn alev alması sonucu yangın çıktı. Çevresindeki 5 çadıra daha sıçrayarak çadırlann kısmen yanmasına neden olan yangında ölen ya da yaralanan olmadı. Posta işletmesi AB'yehanr • ANKARA (AA) - Posta İşletmesi Genel Müdürû Dursun Dağaşan, Türkiye'nin, posta bizmetleri konusunda mevzuat ve uygulama açısmdan birçok Avrupa ülkesinden ikride olduğunu söyledı. Posta sistemimizin AB içia yeniden düzenlenmesine gerek olmadığını kaydeden Dağaşan, "Mevzuat ve uygulama açısmdan birçok Avrupa ülkesinden ilerideyi 2 - Havale işlemlerinde bilgisayarlar aracılığıyla son teknolojik gelışmeleri uyguluyoruz. Avrupa ülkesi olduğu halde, uygun sıstemi olmadığı için teknolojiyi kullanamayan birçok ülke var" dedi. Eczaneye bombah saldm • İstanbul Haber Servisi - Gazıosmapaşa General Aldoğan Caddesi üzerindeki Kenan Eczanesi'nin önûne dün sabah saatlerinde bomba konuldu. "Boru tipi" olduğu belirlenen bombanın patlaması sonucu eczanede küçük çapta maddi hasar meydana geldi. Saldınnın ardından olay yerinde araşnrma yapan bomba uzmanlan eczanenin kepenkleri arasma sıkışünlmış bir bomba daha buldu. Incelemede "sigara ateşlemeli boru tipi" olduğu anlaşılan bombanın, sigaranın erken sönmesi nedeniyle patlamadığı belirlendi. Soğuk ve yağışlı hava geliyor • ANKARA (AA)- Türkiye'yi, yüın ilk günlerinde soğuk ve yağışlı bır hava bekliyor. Yağışlı havakütlesi bugûnden itibaren yurdun büyûk bölûmünde etkili olacak. ' Yağışlı havanın Doğu bölgelerinde de 2-3 gün etkili olması bekleniyor. Maraıara'nm doğusu, iç Ege. Iç Anadolu'nun kuzeyi ve karadenız'in iç kesnnlerinde görülmeye başlanacak olan kar yağışının, ilerleyen günlerde yuriın Doğu kesimlerinde de ekili olacağı bildirildi. W uçagmdanTHYUÇ2 zopunlu• İstanbul Haber Servisi- THY'nin İstanbul-Cape Taım seferini yapan Airbus 340tipi yolcu uçağı, kalkışı sıreında martı sürüsüne gErek motorunun analanması üzerine Attürk Havalünanı'na zonnlu iniş yaptı. 2 motoru «ndar kapağı hasar gören tça, THY Teknik Bakım Mekezi'nde bakıma alındı. Demirel, Öcalan'ın cezası konusunda AİHM'nin kararının beklenmesi gerektiğini söyledi 'AIHM'ye 6 sana ne' diyemeyiz' Cumhurfoaşkam DemireL ANKARA (Cumhurryet Bflro- su) - Cumhurbaşkanı Sfileyman DemireL Türkiye'nin ölüm ceza- sının kaldınlmasına ilişkin pro- tokolü imzalamadığmı, ancak Avrupa tnsan Haklan Mahkeme- si'nin (AİHM) kararlannı kabul ettiğini vurgulayarak Abdullah Öcalan'ın ıdamı konusunda "so- ğukkanlı ve akühca" karar veril- mesi, AİHM'nin kararının bekle- nilmesi gerektiğini söyledi. De- mirel, "AÎHM'ye 'sana ne olu- yor' dryemeyiz. Dediginiz nokta- da Avrupa'dan koparsınız. AİHM'nin getirdiği kayda uy- mazsak daha başlangıçtaki gül- memiz yanm kahr" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel, NTV'de yayımlanan "Ankara Kutisi" programında iç ve dış ge- lişmelerle ilgili değerlendirmeler yaptı Demirel, -Abdullah Öca- lan'ınidamınakarşımıçıkıyorsu- nuz" sorusu üzerine, Türkiye'de- ki mahkemelerin hukuk içinde karar verdiğini, Öcalan olayuıda karann verildiğini söyledi. Idam karannm TBMM'nin onaylama- sıyla infaz edilebileceğini kayde- den Demirel, ülkede 15 yıldır • "AÎHM'yi dinlemezsek Avrupa'dan kopanz." • "Devlet hizmetleri soğukkanlılık ister." • "Ülkenin yüksek menfaatlan dikkate alınmahdır." idamlann uygulanmadığına dik- kat çekti. Demirel, şu görüşleri dile getirdi: "Yalnız bu hadisenin bir fark- hhğı var. Bir tarafuıdan AB aday- hğına, Avrupa ile entegre olacagt- nuz için seviniyonız, öbür taraf- tan da Avrupa'nın şartianna kar- şı çıkıyoruz. Tüıidye, idam ceza- smın kaldınlmasına ilişkin ek 6. protokolü İm7alamamıştır1 ama AtHM'nin kararlanna kanlmavı kabul etmiştir. Türkiye AİHM sana ne oluyor' diyemez, dediği- niz noktada Avrupa'dan koparsı- nız. Devlet hizmetleri soğukkanb- hk ister. Husumeti, Idni ve hidde- ti kakürmaz. Karar akılla verfle- cektir. Vatandaş olarak bana so- rarsaıuz terör 5 bin gencecik as- kerimin, polisimin hayatma mal obnuş. 25 bin tane bu ülkenin ço- cuklan olan gencecik insanlar yanhş yola sevk edilmiş. Türki- ye'de bu hadisenin önemti izleri var. Bu izj daha çok derinleştir- me, daha çok bölünmeye götürme ya da bütünleştirme,verüecek ka- rarda fevkalade önem taşır. Çok düşüne taşına karar verilmesi la- zundır.'' Demirel, verilecek kararlarm bazen insanlann içine sinmeye- bileceğini belirterek "Ama evve- la hangj karar verilecek? Bunu pariamento verecek. Ona bir şey demryorum. Yahuz sorunun mu- hatabı ben olduğuma göre, ben şunu diyorum; bu karar çok dik- katk verilmeti. İldncisi, karann bir başka tarafi. AİHM'nin getir- diği kayda -ki o ana karan değiş- tirmez, onun başka bir prosedü- rü var- uymazsak, daha başlan- gıçta sevincimiz içimizde kahr, gühnemiz yanm kahr" dedi. "AİHM niye kanşıyor" diye sorulabileceğüu belirten Demi- rel, AİHM'nin yalnrz bu olaya değil, başka konulara da kanşabi- leceğine dikkat çekti. Her devle- tin hem ulus devlet hem de hü- kümranlık haklanndan belli bir oranda fedakârlık yapacağmı, bu- nun birilerinin emrine güme ola- yı ohnadığmı savunan Demirel, "Bu dayanışma, bu bir modern kavram'7 dedi. Demirel, "Açık- hkla söylüyorum. AtHM'nin bu konuda karannı beklemek lazun. İnfaz mı yapmak istiyorsunuz? Ne zaman isterseniz yaparsııuz. Ama ne getirip ne götüreceğuıi, benim yüreği yarah şehit anam hesapla- mak mecburiyetinde değiL Dev- leti yönetenler hesaplamak mec- buriyetinde. Kolay karaıian kim olsa verir. Zor kanuian vermek- tir deviet yönetküeri için önemli olan. Velhasıl 21. yüzyıla girerken Türkiye'yi incitecek. iç bünyesin- de sıkuıO çıkaracak bir şeye gir- meyeüm"' dıye konuştu. Demirel, bir başka soru üzeri- ne, terörün alt sıralara düştüğü- nü, ancak henüz tamamıyla bit- mediğini söyledi. Demirel, "Cumhurbaşkanhğı seçimi için anayasa değisikliği yapılacaksa şu anda yapılmah mı? Mayısta bir sorun çıkar mı" sorulan üze- rine de bu konuda kulis yapma- sı ya da siyasi bir faaliyette bu- lunmasının mümkün olmadığını bildirdi. ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART HEVVOOO.. 2000BL Burdur DSP'de atama skandalı îl yönetimine DYP, ANAP ve MHP'liler getirildi BURDUR (Cumhuri- yet) - DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit tarafindan görevden alınan Burdur DSP il ve merkez ilçe yönetimine yeni ata- nan üyeler arasında DYP, ANAP ve MHP'lilerinyer ahnalan parti içi muhale- fetin tepkısıni çekti. Yöne- time getirilenler rasında MHP'lilerle kadınlara sar- kuıtılık ettikleri gerekçe- siyle işlerinden uzaklaştı- nlanlann olduğuda bildi- rildi. Burdur'da Ömer Çe- fikerbaşkanhğındaki il yö- netimi ile merkez ilçe yö- neticilerini görevden alan DSP Genel Merkezi, Va- kıflar Bankası'ndan emek- li olan ve parti ile bir bağı bulunmayan Mevlüt Çi- çek' i il başkanlığına getir- di. Merkez ilçe yönetimine atananlar arasında adı bu- lunan Uğur Hekimogiu. DYP'h olduğu gerekçesiy- le görevi kabul etmedi. Ay- nı listede adı geçen Bûtent Suna da ANAP'lı olduğu için istifa etti. DYP Işçi Kollan Yöne- tim Kurulu üyesi ve parti delegesi olduğunu belirten Hekimoğlu, faksmesajm- da şunlan belirtti: " Yeni yapılan atamada ilçe yönetim kuruhı üyeh- ğinde görev venniş bulun- maktasuuz. Ancak ben Uğur Hekimoğlu, DYP Iş- ci Koflan Yönetim Kuruhı üyesi ve detegesiyim. DSP Ue hiçbir bağım yoktur. Hatta üye bile değflİm. Ba- na sormadan yapılan bu il- çe yönetim kurulu üveliği- ni kabul etmiyorum. Istifa- mm kabuhinü arzederim." PKKy nm bombacısına ölüm cezası istendi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Börosu) - PKK'nin Romanya sorumlusu Ömer Ağaoğhı hakkında DiyarbakırDGM'de idam istemiyle açılan davanm ıddianamesınde, örgüte Bulgarlar, Yunanlılar ve Kürdistan Demokratik Partisi'nin (KDP) destek verdiği belirtildi. Iddianamede, Yunanülardan TNT eğrtımıalan Ağaoğlu'nun, Sofyalı general ve profesörlerle de SAM-7 füzesi alımı ve kullanımı konusunda görüşmeler yaptığına dikkat çekıldi. Diyarbakır DGM'ce hazırlanan iddianamede, Ömer Ağaoğlu'nun 1992-99 yıllan arasmda PKK'nin siyasi kanadı ERNK makbuzlanyla otobüs fırmalanndan ve bazı işyerlerinden sürekli olarak para topladığı, paralan da Yunanıstan'da örgüte ait Kürt Kızılay'ı sorumlusuna gönderdiği kaydedildi. Örgütün Yunanistan kamplannda siyasi ve askeri eğttim aldığı belirtilen Ağaoğlu'nun PKK'ye TNT patlayıcısı bulrnak ve eğitimini almak amacıyla Bulganstan'a gönderildıği, Hakkâri'de güvenlik güçlerine teslım olan AB Sapan'dan da eylem taUmatı aldığı vurgulandı. Valiye suikast samkları EHyarbakır'da 8 kişiye yatakhk suçlaması MAHMUTORAL Dİ\ARBAKIR - Eski Bingöl Valisi Sükyman Kamçı'ya yönelik olarak düzenlenen bombah in- tihar saldınsım gerçek- leştiren PKK'lileri barm- dırdıklan iddiasıyla ara- lannda HADEP Bingöl Merkez ilçe Başkanı Hamza Omak'ın da bu- lunduğu 8 kişiye Diyar- bakır DGM'de dava açıl- dı. Diyarbaku- DGM Sav- cılığı tarafindan Hamza Omak ve 7 kişiyle ilgili hazırlanan iddianamede, sanıklann Bingöl merke- zi ile ilçelerinde askeri birliklerin faaliyetleri hakkında topladıklan bilgileri lursaldaki P- KK'lüere ilettUderi vur- gulandı. Sanıklann aynca P- KK'lilere erzak ve mü- himmat sağladıklan be- lirtilen iddianamede şöy- le denıldı: "Samklar, Bingöl lar- sahndaki Karacehennem Ormanlan'nda güvenlik güçlerine pusu kuran P- KK'likre kılavıızhık ya- parak güvenlik güçleri- nin faaüy eüerive operas- yonlannın tarihleri hak- kında bilgi vermişlerdir. Şanhurfa ilinden temin ettikleri silah ve mermile- ri buğday çuvaDan içeri- sinde gizleyerek, Karace- hennem Ormanlan'nda kendilerini bekleyen ör- güt mensuplanna odun kesme bahanesiyle atla- ra yükleyerek ulaşörmış- lardir.'' aengin(5 doruk.nettr llkin, gereği varsa da yoksa da, yeni bir başlangıcın simgesi olsun diye, bir yerlere günün tarihini yazalım: 2 Oca/c 2000. Elimizi kâğıttan kaldınp yazdığı- mıza keyifle bakalım. Bundan böyle "bin dokuz yüz doksan bilmem kaç" diye yazmayacağımızı, artık 2000'li yıllann başladığını düşünüp, hiçbir anlamı ol- madığını bile bile keyiflenelim. 2000 gi- bi "yepyeni b/rsay/'nın, bir "s/7 baştan" karariılığı çağnştıfdığını duyumsayalım. Ve başlayalım tutamayacağımız söz- leri art arda sıralamaya: Bir kere şu 9O'lı yıllar boyunca, içimiz- de derin bir suçluluk duygusu ile sürdür- düğümüz, her hafta "Bu pazartesiden itibaren kesinlikle..." diye başladığımız, olmayınca, her ay sonunda, "Evet, evet, bu ay başından itibaren..." diye yinele- diğimiz; bunda da çuvallayınca, 9O'lı yıl- lann herhangi birinin sonu göründüğün- de, 'Yeniyıllabiriikteyepy&ni, sağlıklıbir yaşam" diye başlayıp, "bolekmek, ağır kızartmalar, kaymaklı ekmek kadayıfı, i- ki duble rakı, koca bir tas kahve ve üç parmak konyak"\a donanmış yemek alışkanlığımızı terk edeceğimize ilişkin verdiğimiz ve asla tutamadığımız bütün sözleri, sonuçlannı, sözünü tutamama- nın yılgınlıklannı, ıtiraf editmeyen yenil- gi duygusunu, her şeyi, hepsini toptan silelim; keyifle unutalım. Boru mu, yeni bir yıl değil, yeni bir Haydi, Tutamayacağımız SözlerVerelimL yüzyıl da değil, yeni bir binyıl başladı. Yepyeni bir başlangıç için işte mükem- mel bir dönüm noktası. Bundan böyle bol ve yagsız salata, in- ceciiiiiiiik bir dilim ekmek, yanm kibrit kutusu tam yagsız beyaz peynir, şeker- siz çay, günde en çok yanm bardak be- yaz şarap... Yalnız bunu uygulamam için, benim Mete Tapan, Gencay Gürsoy, Etem Kiper'le filan hemen arayı bozmam, bır daha yüzlerini bile görmeyecek şiddet- te kavga çıkarmam şart. flk iş birazdan Mete Tapan'a telefon edeyim, akşam bir meyhanede buluşalım ve yemeğin sonuna doğru bir yolunu bulup kavga çıkarayım ve birbirimize küselim. Yann Gencay Gürsoy'u yemeğe çağınr, ye- meğin sonunda onunla da hır çıkannm. Bu arada siz de kendi listenizi yapın ve "kötü arkadaşlannızı" ayıklamanın bir yolunu bulun. Söz mü? Söz! • • • Aynca 9O'lı yıllar boyunca gerçekleş- tirilemeyen "artık ciddi, derinliği olan, saygınlık yaratan, sululuk yapmayan" yazılar yazma karannı da hayata geçir- menin "binyılı" geldi işte. Bundan böyle ağır, oturaklı, "Bırak yav, gene sululuk yapıyor işte" dedirt- meyen T/rm/fr'laryazılacak. Siz de yazı yazanlardansanız beni iz- leyin. Yok bu ilişkinin "okuyucu" kesi- minde görevliyseniz, yeni binyılın ba- şında silkinip, kendine ve yazdıklanna çekidüzen vermeyi başarmış gazete- cilerin yazılanndan başkasını sakın okumayın. Söz mü? Söz! ••• Hazır yaşam biçiminde "ö/ny;/"temiz- liği yapmak için kollan sıvamışken, yıl- lardır yemin billah söz verip tutulamayan şu "panel" sorununu da, yeni bir binyı- la yaraşır kesin bir çözüme kavuştur- malı. Sahneye sıralanmış dört panelist ve sözü birinden ötekine aktanrken pa- nelistlerden daha çok konuşan panel yönetmeni ve sıralan dolduran (çoğu kez dörtte birini bile dolduramayan) din- leyicilerin, "bitse de gitsek" diyen göz- leri... Hayır hayır... Yeni binyıldan itibaren hiçbir panel daveti kabul edilmeyecek, hiçbir panele dinleyici olarak da, konuş- macı olarak da, panel yönetmeni olarak da gidilmeyecek. Söz mü? Söz! Haftanın bazı günleri, "Yüzümü din- lendirmem lazım" yalanını kıvınp tıraş olmamak; gözünün önünde duran diş fırçasını bulamamış ayaklanna yatıp diş- leri her gün fırçalamamak, pipo doldur- mak şimdi uzun sürer mazeretine sığı- nıp, pipoya sigarayı. sigaraya pipoyu ekleyip baca misali tütmek, çalışma ma- sasının üstünü it dolaşmış yonca tarla- sı gibi bırakmak alışkanlıklannı terk et- mek zaten artık farz oldu. Gördüğünüz gibi yeni binyıla hızlı, kesin, karartı, köklü ve tertemiz bir gi- nş yapıyorum. Söz mü? Söz! Kendimi annmış, güçlü, suçluluk duygulanndan kurtulmuş, yepyeni bir insan olmanın eşiğinde görüyorum. Şimdi masanın üstûndeki şu kâğıt yığınını elimle biraz kenara itip yer aça- yım. Koca bir tas kahvenin yanına iki parmak konyak koyup, bir pipo yaka- yım ve yeni binyılımı düşleyeyim. Zaten akşam olmak üzere. Artık diş- lerimi yann sabah işe giderken, tıraş ol- madan önce fırçalanm. Bugün zaten yüzümü dinlendirmek için tıraş olma- yacağım... POLİTtKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Zamanın Tıtreyişi Beyaz bulutlar evlerin üzerine doğru yürüyor gi- bi... Soğuktan çatlamış birtutku ıımağı uykunun için- de sanki gezintiye çıkmış... t Geridekalanbiryıl!.. Artık 2000'li yıllardayız... Galiba biraz da yorgunuz!.. Düşsel bir zenginlik içinde gezinmeye ne dersi- niz? Bir bıldırcın sürüsü havalandığında san bozkır yalnızlığını düşlemek bilirim biraz masalımsı gelir insana... Orta Anadolu'da bir istasyon şefinin kansı ve ço- cuklanyla yeni yıla girişini, yani elli yıi öncesini düş- lemek, 2000'e girerken televizyonlann canlı yayın- lannda Prag Meydanı'ndan Tokyo'ya gitmek ça- ğın o büyük zaferinin habercisidir... 50 yıl önce 50 yıl sonra... Kendi çocukluğumuzdan bir tutam sevinci en güneşli gölgelere taşıdığımızda yürek kıpırtısının da sesini duyar, o bozkır yalnızlığını yaşarsınız... Bir tren sesi soluksuzdur, dağ taş yankılanır... O anda masallar anlatıhr size, dört ayaklı man- galda çızilmiş kestaneler patlar.. portakal kabuk- lan, yanıp parlayan kömürierin üzerine atılır... . Bir yalnızlık büyür ansızın... Bir sevgi çoğalır o bozkır gecesinde.. tutar sizi lyonya'ya taşır, Ida Dağı eteklerinden indirip Fo- ça'ya götürür... Karaburun, büyülü ışıklanyla denizin az ötesin- de gibidir... Oralarda genç kızlar yanm kalmış umutlann giz- li nakışında oldukça alaycıdır... Bu mevsim Karaburun'da karanfiller uyanır... Çok uzaklardan gelir acının soluğu suskunlu- ğun yıldızsız akşamlanna... Benim çocukluğum ve gençliğim, kapatılmış ka- pılardan giren düşlerin penceresıni hep açık tut- muştur... Salondaki 'Aga' marka radyo bir eski şarkıyla uyuturbeni... Babaannemin masmavi gözlerinde- ki düşler savaş yıllannın başladığı tarihe götürür beni... ••• Biraz hüzün, biraz da umutf... Binlerce yılın ötesinden çıkıp gelse Andromak- he, Troya Sarayı'nın Kadınlar Dairesi'ne, siz şaşı- nr mısınız bilmem ama.. ben çok şaşınnm... Bir çığlık atar, mekik dokuyan tüm kızlar.. Bir işkence belirir düşlerinde.. Bir korku dalar gecenin sessizliğine... Televizyon ekranlannda Avustralyalı yerlilerin danslannı izleri<en o bozkır akşamlannın yalnızlı- ğını, Afyon yönünden gelen posta trenini karşıla- yan istasyon şefini düşündüm dün gece... Yeni bir yıl... Taptaze umutlar!.. Sonra eski bir albüme baktım... Çok eski zamanlardan kalan acılar sardı beni... Sahi.. acılar simsiyah bulutlann asık suratlı göl- gesinde mi büyürdü? Bir ölgün ışık çepeçevre kuşattığında kentleri, siz o saatlerde ne yapardınız? Beyazın maviyle buluşruğu bir sabah... Hani fener bekçileri vardır. 'sessiz sevdalan' devşiririer geceler boyu. Hani bir tuhaf dokunuşu tadar kadınlar denize açık pencerelerden. Hani çocuklar kapatılır kapılar ardına, çığlık çığlığa ge- çen gemilerin güvertelerini gömnemeleri için... Akşam olur.. hüzün çöker... Bozkır yine kendi yalnızlığına döner... Radyoda 'memleket haberleri' ardından 'memleket türküleri' gelir... istasyon şefi son posta trenini uğuriamıştır... Mevsim kıştır... Kar fırtınası dinmiştir... Ayışığı bozkıra süzülür, beyazın üzerinde san halkalar çizmektedir... ••• Siz de benim gibi bu sabah birtaşra kasabasın- da geçen çocukluk düşlerinizi yaşadınız mı? Ka- pılanndan, pencerelerinden sarkan kış çiçeklerini, fesleğen kokulannı anımsadınız mı?.. O ıhlamur ağacı.. Yanı başında nar ağacı.. Taş avluda ahşap ev.. Fırtınalı aşklann yaşandığı türkülü geceler... Turuncu bir şafakta yalnız kentin sokak lamba- lan sönerdi... İlk tren saatinden ben istasyon şeft ayaktaydı... Nerde o çocukluk düşleri? Şarkılardan kopup gelen çığlık, bir başağnsı, tu- haf bir ürperti... Bu.. zamanın bitmeyen öyküsüdür... hikmetcetinkaya@cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 GOZLERİN POYRAZ Cumhuriyet k t t a p I a r ı Gazeteci-Yazar Hikmet Çetinkaya'nın içindeki fırtınalı evrende geliştirdiği, duygu denizinde damıttığı yazılan. Bir solukta okunacak, kimi zaman bır nisan yagmuru altında, bazan poyraz yetinin soğuk savurganlığında ya da karanlık bir gecenin yahuzlıgında yeniden okunacak, yer yer okunacak bir kitap bu kitap • y Cumhuriret Çağ Pazartama A.Ş. Tiırkocağı Cad. No:39/41 J * ^ kitap kulübû (34334)Cağa)oğlu-!stanbul Tel: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle