Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 2000 PAZAR
10 X AAA-K Y A ^ l L A I v l dishab@cumhuriyet.com.tr
Montreal sokaklannda
Türk polisleri
Pınl pınl, çağcıl ve bınkim dolu üç Türk
genci: Ramazan Sagun, İbrahim Kabalay
ve Önder Suyum. Üçü de Türkiye'de
doğmuşlar ve 1987 başlannda yepyeni bir
yaşamın peşinde, aileleriyle birlikte,
Kanada'nın Quebec yöresine ayak
basmışlar. Göçmenliğin ilk aşamasındaki o
yıldıncı uyum sorunuyla cebelleşmişler bir
ara. Ortalama yaşı 26 olan üç arkadaş,
kendilerini çemberleyen dağlar gibi
güçlükJere karşın yüreklerindeki umut
ışığını yitirmemişler. Savaşımın ilk
bÖlümünde, evdeki sofraya ekmek
koymaya girişen ana ve babalarına yardun
etmeyi, öncelik sorunu yapmışlar. Bir
yandan da Quebec denen diyann dilini
öğrenmek, bir yandan
ekinsel donatunı, yerel
alışkanlık ve töreleri
özümsemek için kitaplara
koşmuşlar. Iş dönüşü ya da
tatil günleri, birçok kırsal ya
da kentsel Türk'ün
yapüğının aksine,
kahvelerde iskambil ve
tavlaya kurban olmak yerine, ^ ^ " " " " ^
yaşamlannın geri kalan bölümünü
sürdürecekleri Kanada'nın bir parçası
olmaya karar veraüşler. Bol parah din
sömürücülerinin, kravatlı yobazlann, taze
kan aramak için oluşturduğu ırtıca
odaklanndan da uzak durmuş Denizlili üç
arkadaş.
Köy çocuğu olmak, kısır döngüyü aşıp gün
ışığına çıkmak kolay iş mi? Yadellerde, dar
boğazlardaki Türk yaşamının iç karartan
getto yalnızlığına karşın, hiç ama hiç
yılgınlığa yenik düşmemişler. El emekçisi
olarak, tüm gün bedenlerini hırpalayan
işlerini bitirir bitirmez, gece kurslannda
Fransızca öğrenmeye girişmişler. Dil
öğreniminin ilk aşaması sona erince, daha
ileri düzeydeki Fransızcaya gönül verip
yeni kurslara kayıt yaptırmışlar.
Denizli'nin Ören, ve Medet köylerinden
olan bu ışık tutkunu gençleri, gönendiren
kimlermiş bihr misiniz? Başta, aydınlanma
sevdalısı olan ana ve babalan, onlann yanı
sıra Fransızca kurslanndaki öğretmen ve
Quebecli arkadaşlan, üç arkadaşın kent
polisi olması önerisini ortaya atmışlar.
Kanada'da, en saygın mesleklerden, en iyi
paraiı ışlerden bıri olan polıslıği, üç
arkadaş hemen benimseyivermiş. 2000
yılının başlannda resmen polis olarak
görevine başlayacak olan Ramazan
MONTREAL
ENGtN
AŞKIN
Sagun'u, birkaç ay sonra Ibrahim Kabalay
ve Onder Suyum izleyecek. "Nkolet PbHs
Enstitüsü Ue Quebec Polis Koteji"nde
eğitim gören üç arkadaşın başansı, tüm
ırkdaşlannı kıvanca boğacak.
Polis gücünde çok az olan göçmen kökenlı
görevli sayısuu arttırmaya çalışan Kanadalı
yetkilüer, polis-kamu ilişkiîerinde yeni bir
duyarlılık döneminin başlamasına ön ayak
oldular böylece.Göçmenlerin, neden
oluştuğunda, kendi dilinden, kendi
kültüründen anlayan bir polisle kolayca
üıntı kuracağına inanan polis yöneticileri,
polislik mesleğine katılmalan için
göçmenlere yaptıklan önerilerin
çekingenlikle karşılaştığını belirtiyorlar.
Kanada polisi, göçmenin
kendi ülkesindeki "polis
imajı"run, çok olumsuz
olduğunu yakından bildiği
için, Kanada'daki polislik
mesleğini, göçmenlere tanıtan
geniş bir karnpanya yürütüyor.
Sanığa el kaldtran, işkence
yapan, kötü davranan polisin
~ ~ " " " " ~ kolay kolay akla gelemeyeceği
Kanada'da, polisteki çürük elmalar,
tümüyle bağımsız sivil denetim
kurullanyla hemen ayıklamyor. Sanığa
dayak atan polislerin uzun yülar
cezaevinde konuk edilmeleri de, kamunun
yasal bir garantısı olmuş. Denizlili üç
arkadaş, şimdi yurttaşı olduklan
Kanada'da, 4 yıllık polislik eğıtimini
bitirip göreve başlamak üzereyken "Neden
polis oldunuz" sorusunu şöyle
yanıthyorlar: "Türkiye'de, her çocuk gibi
biz de polis korkusuyia büyüdûk.
Yetişldnlik yülanmızda bfle, polis görünce
yol değiştirîrdik. Montreal'e flk ayak
bastığımız dönemlerde, polis korkusunu
içfanizden atamamıştık. Oysa, buranın
poHsinin, sadece yurttaşı konımakla,
vasalan savunmakla uğraşöğma tamk
olduk. Polis koiejindeki hocalanmız, bfcderi
aralannda görmek isteyen saygm
uzmanlanİL Yaşamla uyuşan, hallana
saygüı olmaya mecbur, nazik ve güramser
yüziü bir mesleği seçtiğimiz için krvanchyız.
Korkularla kuşaülmış ana yurdumuzun,
kendi polisini seveceği günlerin de
gefeceğine inanryoruz. Bunüarda, polis
arabalannın ön kapıian üstünde iri
harflerk şu yazüar okunun 'Koru ve
Hizmet Et Bizier bu Uketerle hizmet
vereceğiz Quebec topJumuna."
N e w
Yorkhılar 2000 yıhna her yılbaşı olduğu gibi Times
square*de girdüer. SaarJer geceyansı 12'yi gösterirken
meydanda 2 milyon kişi vardı. Dev "Yeni yıl bebeği" ise coşkulu kalabahğa havadan eşlik
etti. (Fotograf: REUTERS)
-3İBT ı>ittlafii>ıhi." ı
Bu gece
svfâ^nl i-A'.rr 0 MJ *?onA .Issün
anyorumrr;Tpn .arnîıs
Nereye bakmalı ki? Odamın içinde
şöylece bir gezdiriyorum gözlerimi.
Canım babamla dans ederken
çekilmiş o güzelim fotograf
durdunıyor beni önce. Nasıl da
mutlulukla ışüdıyor o derin yeşil
gözleri o özel günlerden birinde.
Onunruhuna
kanşıyorum kim bilir kaçıncı kez
Dayanılmaz bir sıcaklık ve sevgi
dalgası yaydıyor içime.
Gülümsüyonım, ağlamıyonım.
Ağlamak kaybedişin işareti.
Kaybedilmiş bir şey yok ki. lşte
ben yine onun gözlerinin içine
bakabiliyorum, yine onunla
konuşuyorum. Onun öğütlerini
dinliyorum ya da belki
dinlemiyorum, yine onu
kızdınyorum, sevindiriyorum,
gururlandınyorum ve işte ben
yine onun o sonsuz, kayıtsız
şartsız şefkatini yüreğimin en
derinliklerinde hissediyorum.
Yalnızca ona sanlamıyorum.
Ama ruhumla sanlıyorum.
Neden yetmiyor? Ve ben halen
aramakta olduğum ruhumla ona
sanlmayı nasıl başarabiliyorum?
Birüerine kanştığında hissedilen
ruh kendi teklığınde neden
tanımlanamıyor?
Bu gece ruhumu anyorum.
Babamı sevgiyle kucakladıktan
sonra kitaplanma çevriliyor
gözlerim. Içi "izm"lerle dolu
felsefe kitaplan belki yardımıma
koşar diye düşünüyorum. Ama
neden bu kadar isteksizim onlara
danışmak konusunda? Kategorileri,
doktrinleri, evreni ve insanı ve
bunlara dair her şeyi çeşitli boyut
ve renklerde pencerelerden
açıklama heveslisı "izm"leri,
numaralı camlan, büyüteçleri
sevmiyorum. Soyutlamaktan da pek
hoşlanmıyorum. Soyutlarken
"gerçek''i içine düşürdüğümüz
binbir güçlük ve karmaşa
bunaltıyor beni. Öyle çok
deformasyona tabi ki zavalh . -
'gerçek' yakında kendi de ne
olduğunu unutacak!
Aslında 'gerçek' ne tekil ne de
sabit/değişmez. Bir nehir benzeri
sessizce akıp duruyor evrimsel
dansı içinde evrenin. Milattan Önce
500 yıhndan beri çoğu filozofun
farkmda olduğu gibi, beş
duyumuzla algıladığımız ve
beynimizde yoğurduğumuz dünya
'gerçek dünya' değıl, fakat bızım
BRICHTON
ÜMtr
DENİZ
yarattığmuz, özene bezene
derlediğımiz bir sanat eseri.
Galüeo'nun şu önermesı boşuna
modern bilimin başlangıcı
olmamış: Renk nesnelerin 'içinde'
değıl, ancak kendi duyulanmızuı
nesnelerle alışverişinin içinde. Ama
bütün bu nörolojik görelilik bilgisi
sağlayamamış. Bunun da en önemli
nedenlerinden biri kanımca 'dil'.
Üetışımı kolaylaşürmak üzere
üremğımiz dil artık bize, düşünme
biçimimize hükmetmeye başlaymca
otomatik çağnşımlarla elimiz
kolumuz bağlanıyor. Bu gece
ruhumu anyorum.
Acaba diyorum, şu 'ruhum' diye
canla başla sahiplendiğim ve büyük
bir sabırla aramaya devam ettiğim
şey beş duyunun ötesindeki, varhğı
'bflimsel' olarak kanıtlanmamış
alüncı duyuyla mı ilintili? Nasıl
tanımlarur ki altıncı duyu?
Metafizik boyutta yaşanan,
rasyonel bir açıklaması olmayan.
daha doğrusu böyle bir açıklamaya
gerek duymayan ve tam da bu
nedenle, yani beynin mantıksal
müdahalesinden uzak olmayı
başardığı için son derece güçlü
bissedilebilen bir yoğunluk. Bana
göre, insan bir olaya ya da duruma
baküğında görüşünü 'yorum'lardan
ve onlann yarattığı kalabalık
karmaşadan temizlemeyi
başanrsa; yani olayı ya da durumu
olduğu gibi, kendisinden
hiçbir şey katmadan bütün
yahnlığıyla öylece görmeyi
başanrsa, işte o zaman altıncı
duyumuz 'gerçek'in evrimsel
akışkanlığına kilitlenmeyi
başarabiliyor. Ve ancak o zaman
koşullanmışlıklann, 'izm'lerin,
soyutlamalann, projeksiyonlann,
geçmiş ve gelecek kaygılannın ve
algı yanıhnalannın yarattığı
kulaklan sağır eden gürültüden
uzak çok net ve berrak bir tath ses
duymak mümkün. Hatta bunun da
ötesi. o ses olmak mümkün.
Dogu'nun mistik geleneğindeki
meditasyon pratiğinin de ulaşmaya
çalıştığı hedef bundan başka bir şey
değıl. Tony Parsonsın 'Aşikâr Giz'
(The Open Secret, 1995) adlı
kıtabında ustalıkla aktarmaya
çalıştığı 'olmak' da bundan başka
bir şey değil. Bu gece ruhumu
anyorum. Yani öyle görünüyor ki
ruhun hiçbir yerlere kaçıp gittiği
yok; ıçimızde öylece tath bir sabırla
ona ulaşmamızı ve onunla bütün
olmamızı beklıyor. Gürültüyü ve
karmaşayı sevmiyor. Basitliğe ve
yalınlığa tapıyor. Elbette ki basit
her zaman kolay değil. Gürültüden
annmak, kendi içindeki o tatlı sesi
dinlemek, çevremizdeki herkesi ve
her şeyi o tatlı sesin sıcaklığtnda
yıkamak ve en önemlısi herkesi
kendi içindeki o tatlı ses ile
tanıştırmak bir yaşam
boyu sürecek bir misyon. Onun için
mi ben 'Hiçbirşeyizm'in
propagandasını yapmaya
soyundum? Bu gece ruhumu
anyorum. Dışanda deüler gibi
aramayı bırakıp 'hiçbirşeyist'
gözlerimi kendi içime
çevirdiğimde, beni büyük bir
sevgiyle orada beklerken
buluveriyorum onu! Ve gecenin
tadını çıkarmaya başlıyorum.
"Venîyılda "î
Trafalgar
Meydanı'ndaYüzyıhn son gününde bu yazıyı
bitirdıkten sonra Ketnal, Nurdan,
L'fük, Agatha. Meral ve ben önce
Covent Garden'da bıraz
dolaşacak, akşam yemeğini güzel
bir lokantada yiyecek, gece 10'a
doğru da Trafalgar Meydanı'nda
yer kapmak üzere yollara
düşeceğiz. Yollara düşmeyi laf
olsun diye söylemiyorum. Çünkü
meydana çıkan tüm yollar bir gece
öncesinden araç geçişine
yasaklandığı için toplutaşuna
araçlanna adeta hücum edilecek
ve biz bu hengâmede de
kendimize yer buhnaya
çalışacağız.
Benim bu Trafalgar denen
meydanla az biraz hukukum
bulunmakta. Bir kere kibar(!)
Ingiliz polisinin copunu
yemişliğim vardır. Mandela
serbest bırakılıncaya kadar Güney
Afrika Elçihği önünde yapılan
gösterilerde ara sıra coplanırdık
biz. Bir de çok özel sayılabilecek
bir anı size: On beş yü önce çok
gencim tabii. Ispanyol
bir de kız arkadaşım
var. Otobüse binmişiz,
ondan biraz daha
eski(!) Londrah
olduğumuzdan
Trafalgar Meydam'na
gidişte ona rehberük
etmekteyiz. Otobüste
ayaktayız tabii. Bir
yandan da kızın yanında falso
venneyeüm diye pür dikkat bir
haldeyiz. Trafalgar'a geldik, hâlâ
anlayabilmiş değiüm, nasıl
olduğunu. otobüsten bir düşüşüm,
daha doğrusu uçuşum var
inanamazsınız. Ne kadar
utanmıştım. İnsan otobüsten
düşemez mi, düşer düşmesine de,
biz o kadar "cool" havalardayız ki
uzaktan görene kasırgada,
tayfunda yıkılmaz bu adam
dedirtir hallerdeyiz. Böyle bir
görüntü içindeyİcen üstelik de
kızın yarundayken sen kalk
otobüsten düş. Olacak şey değıldı
yani. Belki de bu yüzden
Trafalgar Meydanı bana hiç de
flginç gelmez. Sanınm bu ülkeye
ayak basbğım yıl, ilk yılbaşı
kutlamasına bu meydanda
katılışımın da olumsuz etkısi
vardır bunda. Gerçekten çok
kötüydü. Sağa, sola bu arada
üstünüze işeyenler, sarhoşlar, tam
bir rezaletti yani. Buna rağmen on
beş yıl sonra ikinci kez bu
meydana gıdışumn nedeni ne ola?
Bir kere Kemal'le Nurdan'ı bu
yüzyılın en çügın kutlamalanna
(öyle deniyor) götürmemiz lazım.
Türkiye'den buraya ev yemekleri
yemeye gehnediler çünkü. Aynca
Londra'daki tüm yılbaşı
etkinlikleri neredeyse bu meydan
ve nehir çevresine endekslenmiş
durumda. Kurtuluş yok.
Milenyum kubbesinin açılış
törenlerini görmeye çalışacağız.
Ama uzaktan. Çünkü kubbenin
bulunduğu Greenvvich'e
gidebilme şansuruz yok. Bu
kasabanın adını Ingiliz adı
sanmayasmız diye söylüyorum,
bu ad Germen dıllerinde "yeşil
kasaba" anlamı taşıyor ve 10.
yüzyılda Londra'yı işgal eden
Danirnarkalılarca konmuş buraya.
Bu kubbe denilen nesnenin en
yüksek yeri 50 metre. Kubbenin
kendisi de tam 100 bin
metrekarelik kumaşla kaph. Akıl
ahnaz bir harcama yapümış.
LONDRA
MUSTAFA
ERDEMOL
Thames Nehri'nin Westminister'e
bakan karşı tarafındakı milenyum
çemberi de (dönme dolabı) çok
masraflı bir iş oldu. Belki
anımsarsınız çemberin yapımına
karşı çıkan birkaç kişi protesto
amacıyla buraya tırmanmış, epeyi
gürültü kopmuştu. Size dün
akşam (perşembe) duyduğum bir
haberi ileteyim: Mih/onlarca
sterlin harcanan kubbe ve
çemberin teknik bir takun
nedenlerden ötürü ilk gün
çalışmama olasüığı varmış.
Buyrun buradan yakın.
Eğer Noel'de Trafalgar
Meydam'na gelirseniz oradaki
devasa çam ağacını da
göreceksiniz. Yılbaşı sonrasına
kadar bir süre orada kalacak olan
bu ağaç, Norveç hûkümetince
lngiltere"ye hediye olarak
gönderilir her yıl. Belki ilginç
bulursunuz diye yazıyorurn.
Şaka niaka derken ikibinli yıllara
giriyonız demek ki.
flkokuldayken arkadaşlarumzla
ikibin yıhnda kaç
yaşında
olacağımızı
hesaplardık. Ben
kırk yaşında
olacağım diye
kasunkasım
kasdırdım.
Buyrun işte,
kırkma giriyoruz.
Geçen yüzyılda ölüp gıtmiş t
arkadaşlan, kurşunlanmış,
öldürülmüş hocalan, toplumsal
felaketleri, defolası yönetimler
altında inim inim inleyenleri
düşündükçe "Yahu yaşlanıyoruz"
da demeye utanıyor insan.
Ama yine de insanlığın en gülünç
binyıh demek de mümkün: İlk bin
yıla. Son yüzyılında felaketler
olsa da insanlık komedyası olarak
adlandınlacak milyonlarca olay da
var. Ama Türkiye'de, ama ABD'de
hâlâ insan bedeninden korkmalar,
ayıplar, günahlar var. Depremzede
konutlannda ayıp şeyler olabilir
diyenler, Tj<rj4ye'de.yaşryor.
George Washington'un Eraanuei
Leutze tarafından yapılan
resmınde, başkannı ceketinden
aşağıya sarkan köstekli saatinın,
Washington'un cinsel organı
olabileceğini düşünüp resmi
yasaklayanlar da ABD'de;
trajedileri tarihçiler daha çok
yazacak. Ama biz bu verdiğim
örneklere gülüp geçilecek
gülünçlükler diye baktığımu için
tarih bunlan kaale almayacak.
Geçen yüzyılın ınsanınm
en zavalh yanı bu öraeklerde
yatıyor oysa. Trafalgar
Meydanı'yla banşmaya
gidiyorum. Orada bakarsınız
dosüuk halayı da çekilir, bir
ucundan ben de tutarun. Ister
misiniz. halayda sağ eümı sol
omuzuna koyduğum zat, bir de
bakıyormuşum Usame Bin Ladin,
sol elimi sağ omuzuna koyduğum
kişi de Hizbüttahrir militanı
çıksın. Olmaz olmaz demeyin.
Ingiliz medyasına ve hükümetin
istihbarat örgütlerine göre
Trafalgar Meydanı ve Thames
Nehri dolaylannı ziyaret edenler
arasuıda bu türden zevat da
olabüirmiş. Kızın yanında
otobüsten düştük diye hafıf bozuk
olduğumuz Trafalgar Meydam'na
banşçı duygularla gitmeye
kalkıyoruz. şu bendeki şansa
bakarmısımz?
GÖRELE SULH HUKUK MAHKEMESİSAI1Ş
MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKULÜN
AÇIK ARTTIRMA İLANI
DosyaNo: 1999/3 Iz. Şu.
Mahkememizin 17.12.1998 tarih, 1986/23 esas, 1998/372 karar sayüı ilamı ile satı-
larak ortaklığın giderilmesine karar verilen taşınmazlar açık arttırma yolu ile satılacak-
tır.
Taptı kavıdan ve evsafi:
1. taynma?: Görele ilçesi, Çavuşlu beldesi, Sugözü mevkiinde kain tapunun ada: 137,
parsel: 5, pafta 32.30.Z, sayfa: 365'te kayıtlı 1462 m2 findık bahçesidir.
2. taynmaz: Aynı yer mevkiinde kain, tapunun ada: 137, parsel: 6, pafta: 32.30.Z, say-
fa: 366'da kayıtlı 468 m2 findık bahçesi ve tarladır.
3. taşmmaz: Aynı yer mevkiinde kain, tapunun ada: 154, parsel: 8, pafta: 32.30.Z, say-
fa: 555 'te kayıtlı 13.057 m2 findık bahçesi ve tarladır. Tarla üzerinde tek kath, kârgir 36
mZ bına bulunmaktadır. Bina biriket duvarlı olup, dış sıvası yoktur. Mevcut haliyle ahır
olarak kullanılmaktadır.
Imar dununu: Çavuşlu Belediyesi'nin 27.9.1999 tarih ve 386 No'lu yazılannda ta-
şuımazlartn belediye sınırlan içinde, imar planı dışında olduğu aalaşılmıştır.
Taşınmazlann krymeti: Keşif tarihi itibanyla mahalli rayiçlere göre; 1. taymmaz:
1.462.000.000 TL., 2. taşmmaz: 702.000.000 TL., 3. tasmmaz: 13.417.000.000 TL. ol-
mak üzere toplam: 15.581.000.000 TL.'dir.
Saoş şardan, yeri ve zamanı: .
1. Açık arttırma Görele lcra Müdürlüğü'nde, 21.2.2000 tarihinde;
Saat: 13.30-13.40 arasında, ada: 137, parsel: 5 No'hı taşınmaz.
Saat: 13.45-13.55 arasında, ada: 137, parsel: 6 No'lu taşınmaz.
Saat: 14.00-14.10 arasında, ada: 154, parsel: 8 No'lu taşmmaz.
1. arttırmada taşınmazlara takdir edilen kıymetin, satış masraflanyla birlikte teldif
edilen fiyat % 75'ini geçmesi halinde en çok armrana ihale edilecektir. Böyle bir bedel-
le alıcı çıkmadığı takdirde satış 10 gün uzatılarak yine Görele İcra Müdüriügu'nde,
2.3.2000 Perşembe tarihinde; . ,
Saat: 13.30-13.40 arasında, ada: 137, parsel: 5 No'lu taşınmaz.
Saat: 13.45-13.55 arasında, ada: 137, parsel: 6 No'lu taşınmaz.
Saat: 14.00-14.10 arasında, ada: 154, parsel: 8 No'lu taşınmazın ıhalesi yapüacakür.
Bu 2. arttırmada, satış masraflanyla birlikte taşınmazlann takdir edilen kıymetlerinin
% 40'ını geçmesi şartıyla en çok arrarana ihale yapılacaktır.
2. arttırmaya iştirak etmek isteyenler, tahmin edilen laymetin % 20'si oranında pek
akçesi veya millı bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para
iledir. Alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere kendisine süre verilir. Tellaliye resmi,
ihale pulu, ilam harcı, tapu harçlan ve % 15 KDV alıcıya aittir.
3. Ihaleye kanlacaklar; satış şartnamesini okumuş ve kapsamım aynen kabul etmiş
sayılırlar. Satış şartnamesi 21.12.1999 tarihinden itibaren herkesin görebiknesi için
dairede açık olup, masrafi verildigı takdirde isteyenlere bir ömeği gönderilir.
Basın: 67822
MRIKKALE ÎŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEIV
1997/362 Esas
Davacı Hatice Arslan vekili tarafından davahlar SSK Genel Müdürlüğü ve Uğur Inşaat Pazarlama Taahhüt Elektrik
Sanayi ve Turizm Ticaret Limited Şulceti adına Bekır Ince aleyhine açılan tespit davasında davacı vekili, davalılardan hak
sahibi eşinin ölüm gelirine hak kazandığının tespiti isteminde bulunmuştur. Davalılardan Uğur tnşaat Pazarlama Taah-
hüt, Elektrik, Sanayi ve Turizm Ticaret Limited Şirketi adına Bekir hıce, Zafer Caddesi No: 81 Kınkkale adresine çıkar-
tılan tebligatın adresinde bulunamadığı. zabıtaca yapılan tahkikat netıcesinde adresin meçhul kaldığı anlaşıldığından bu
defa yukanda belirtilen hususun iknen tebliğine karar verilmiş olduğundan davalı Uğur înşaat Pazarlama, Taahhüt,
Elektrik Sanayi ve Turizm Ticaret Limited Şirketi adına Bekir tnce'nin duruşmanın atılı bulunduğu 9.3.2000 günü saat
10.25'te mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, gelmediği takdirde HUMK'nun
377. ve 213. maddeleri uyannca tahkikata ve yargılamaya yokluğunda devam olunacağı dava dilekçesi ve davetiye ye-
rine kaim olmak üzere davalı Uğur Înşaat Pazarlama, Taahhüt, Elektrik Sanayi ve Turizm Ticaret Limited Şirketi adına
Bekir Ince'ye ilan olunur. 10.12.1999 Basın: 67512
GAZİOSMANPAŞA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKULÜN AÇIK AKITRMA İLAM
DosyaNo: 1999/250 Tal.
Saülmasına karar verilen, Istanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, Amavutköy mahailesi 4 pafta, 4 ada, 14087 parselde kayıtlı
218 m2 yüzölçûmlü taşınmaz, Kulüp mevkiinde kain arsa üzennde ınşa edılmiş 4 katlı. her katta 1 dairesi bulunan, daireleri
2 oda, salon, mutfak, banyo ve WC'den oluşan Amavutköy Kulüp mevkiinde 320 No'lu sokağa cepheli sosyal olanaklardan
yararlanan, ulaşunı kolay olan, çarşı pazara yakın konumda olan bina vasfindaki taşınmazın bilirkişice her kat ayn ayn de-
ğerlendirilmiş toplam 18.50O.0OO.0O0.- TL muhammen kıymeti bulunan taşınmazın: iinar durumu, Gaziosmanpaşa Arnavut-
köy Belediye Başkanhğı'nın cevabi yazılannda söz konusu taşınmazın unar paftasında StT alamnda kaldığı bildirilmiştir. Sa-
tış fartlan: 1- Satış, 08.02.2000 günü saat 10.30'dan 10.45'e kadar Gaziosmanpaşa 2. lcra Müdürlüğü'nde açık artırma su-
retiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 75'inı ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve sa-
tış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok artıranın taahhüdü bakı kalmak şartıy-
la 18.02.2000 günü aynı yerde aynı saatler arasında ikinci artımaya çıkanlacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edileme-
mişse gaynmenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ılanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana
ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40"ını bulması ve satış ısteyenin alacagına
rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi la-
zımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %
20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para
iledir, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebiltr. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan, Katma
Değer Vergisi alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelınden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (ilgililer
tabirine irtıfak hakkı sahıpleri de dahildir) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususıyle faiz ve masrafa dair olan ıddıalan-
nı dayanağı belgeler ile on beş gün içınde dairemıze bildirmeleri lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu sıcilı ile sabit olmadık-
ça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine se-
bep olan tüm alıcılar ve kefıllen, teklif ettıklen bedel ile son ihale bedelı arasmdakı farktan ve diğer zararlardan ve aynca te-
merrüt faızınden müteselsilen mesul olacaklardır. thale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce
tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelınden alınacaktır. 5- Şartname, ılan tarihinden itibaren herkesin göre-
biknesi için dairede açık olup masrafi venldiği takdirde isteyen alıcıya bir örneğı göndenlebılır. 6- Satışa ıştırak edenlenn şart-
nameyı görmüş ve münderecatım kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bılgı almak isteyenlerin 1999/250 Tal. sayılı dosya nu-
marasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ılan olunur. Basuı: 67515
KARTAL1. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
• ' ' 1998'410
Davacı AIi Çampınar vekili A\ Günay Şalçı tarafından da-
vahlar Ayşe Kadriye Öztürk-Mustafa Yûksel-Hüseyin Oran Öz-
türk aleyhleruıe mahkememize ikame edilen ferağ ıcbar dava-
sında: Davalılardan Mustata Yüksel ile diğer davahlar arasında
14 Ağustos 1987 tanhİJ ve 54520 yevmıye numaralı ve Kadıköy
2. Noterliği'nce düzenlenen gaynmenkul satış vaadı sözleşme-
st yapıldığını. tarafiar yapılan bu sözleşmede Kartal-Yakacık-
Eskı ağıl mevkiı 112 pafta. 1016 ada. 26 parsele kayıtlı olan ve
murislerden olan Mustafa Ceva! Özrürk'ten kalan bu yerdeki
hisselennin tamamının bedehnı alarak Mustafa Öztürk'e satma-
yı vaal ettiklerini, davalılardan Mustafa Yûksel yukanda belir-
tilen sözleşmeye ıstinaden bu sefer Osküdar 3. Noterliği'nin 8
Mayıs 1990 tarih ve 21983 yevmiye numaralı düzenleme şek-
lindeki gaynmenkul sözleşmesı ile sahip olduğu bütün haklan
müvekkilı Ali Çampınar'a devrederek kendısı de satış bedelini
tam olarak aldığını. davalı Mustafa Yüksel davacı mûvekkilin-
den, diğer davalılar ıse Mustafa Yüksel'den satış bedellerini al-
mış olmalanna rağmen bugüne kadar gaynmenkulün intikali ve
ferağ taknri konusunda hiçbir işlem yapılmadığını. yukandaki
dava konusu taşınmazda bulunan ve davahlann murisı olan
Mustafa Cevat Oztürk'ten mirasçılanna kalan tamamının mû-
vekkil adına cebren tescilini. ve gayrimenkulün 3. kişilere dev-
rinin önlenmesı için ihtiyati tedbir konulmasmı söz konusu gay-
rimenkuldeki hissenin müvekkil adına tescilirun mümkün olma-
ması halinde gayrimenkuldela davalılann hisselen ile müvekki-
lın üzerine yapmış olduğu bına değennın dava tarihinden itiba-
ren gerçek değennın faızi ile birlikte tahsıline karar venhnesini
talep etmiş olduğundan; davahlar Ayşe Kadnye Öztürk'e Baha-
riye Sakızgülü Cad. Sevin Apt. Kat. 2 D: 7 Kadıköy/lstanbul ad-
resine, Hüseyın Orhan Öztürk'e Bahariye Sakızgülü Caddesi
Sevin Apt. Kat: 2 Kadıköy/lstanbul adresine davetiye çıkartıl-
mış. tanınmadığından bahısle iade edıldiği, zabıtaca yapılan
arastırmada tanıyan ve bılenin olmadığı bildinldiğınden duruş-
ma günü olan 24.2.2000 günü saat 10.40'ta mahkememizde ha-
zır olarak bulunmalan, veya kendilennı kanunı bir vekille tem-
sil ettirmenız, veya özüriinüzu bıldırmeniz, özürsüz olarak du-
ruşmada hazır bulunmadıfınız takdirde HUMK'mn 213 ve 377.
maddelen gereğince yargılamaya yokluğunuzda devam edilece-
ği ve karar veriîeceği dava dilekçesi ve duruşma günü davetiye-
si yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basuı: 67748
Sosyal sigorta kimliğimi, Merkez Bankası emekli
yakmı kimliğimi ve nüfus cüzdarumı kaybettim.
Hükümsüzdür.
BESÎM KAAN ALDÎNÇ