Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 AĞUSTOS 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
DEPREM
Deprem gefişmiş kentleıi vurdu
Bursa 'nın, yetişmiş insan gücü enyüksek il olduğu, depremle adetayerle bir olan Yalova 'nın ikinci,
Kocaeli ve Istanbul 'un üç ve dördüncü, Adapazarı 'nın da altıncı sırada bulunduğu belirlendi.
ÖZCANGÜNEŞ
ŞANLJURFA - Deprem
felaketıne uğrayan Marmara
Bölgesi'ndeki kentlerin, afete
uğramadan önce Tûrkiye'nin
insani yoksulluk endeksi (İYE)
en az, insani gelişme
endeksinin ise (İGE) en
yûksek illeri olduğu belirlendi.
Depretnde en fazla
etkılenenlerden Yalova"nın en
varsıl kent olduğu, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'daki
kentlerin ise yüksek yetişmiş
insan gücü sevıyesine
ulaşamadığı ortaya çıktı.
Bırleşmiş Milletler'ın desteğı
ile Türkiye Ekonomik ve
Sosyal Etütler Vakfı (TESEV)
tarafından depremden önce
hazırlanan "Ûlusal İnsani
Getişme" raporunda, Marmara
Bölgesı'ndeki tüm kentlerin
yüksek düzeyde insani gelişme
gösterdıği bildinldi.
Türkiye'deki nüfusun sadece
yansınm orta düzeyde insani
gelişme gösteren kentlerde
yaşadıklan kaydedılen
raporda, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerindeki hiçbir
kentın yüksek yetişmiş insan
gücünün düzeyinde olmadığı
bildırildi. Raporda, depremi
diğer illere göre daha az
hasarla atlatan Bursa'nın.
yetişmiş insan gücü en yüksek
il olduğu, depremle adeta yerle
bır olan Yalova'nın ikinci,
Kocaeli ve Istanbul'un üç ve
dördüncü, Adapazan'nın da
altıncı sırada bulunduğu
belirlendi. Buna karşın Bıngöl,
Biths, Muş, Ağn. Hakkâri ve
Şırnak'ın ise insani kalite
endeksi sıralamasında en altta
yer aldıklan görüldü. On
bınlerce insanın yaşamını
yıtirmesıne ve büyük
ekonomik kayba yol açan 7.4
şıddetindekı depremin vurduğu
yatınm zengını kentlenn aynı
zamanda en az yoksul bölge
olduğu anlaşıldı. TESEV
raporundaki, insani yoksulluk
endeksi en az olan ıller
listesinde Yalova yüzde 12 ile
ilk sırada bulunurken, yüzde
13'lük oranlarla Kocaeli 2,
Eskişehır 4, Bursa 7. Istanbul
ise 8'inci sırada yer aldı.
Sıralamada yüzde 14'le
Adapazan 9'uncu, Bolu da
12'ncı oldu. Depremden sonra
temel gereksınimlerinı bile
karşılayamaz duruma gelen ve
salgın hastalık tehlıkesıyle
karşı karşıya kalınan bölgede.
deprem öncesı sağlık
hizmetlerinden memnun
olmayanların oranı Yalova,
Kocaeli, Eskışehir, Bursa, Bolu
ve Sakarya'da yüzde 18 iken,
tstanbul'da yüzde 24 olarak
tespit edildı.
Raporda, bölgede nüfusun
yüzde 25'inin saglıklı suya
enşemedığı. ancak Bolu'da bu
oranın yüzde 19'da kaldığı
vurgulandı. Depremden sonra
birçoğu sahipsiz kalan ve başta
ishal olmak üzere çeşitli
hastalıklara yakalanan deprem
bölgesindekı 0-5 yaş
arasındakı çocuklann diğer
bölgelere oranla daha iyı
beslendiklerinı ortaya koyan
rapor, Karadenız ile Doğu ve
Güneydoğu Anadolu
bölgelerinde az beslenen çocuk
oranı yüzde 19 iken deprem
bölgesinde bunun yüzde 6-8
olduğunu da gösterdi.
Şanlıurfa, Van, Surt, Mardin,
Hakkâri gibi illerde okuma
yazma bılmeyenlenn oram
yüzde 41 -45 iken, aynı oranın
Yalova'da yüzde 7, Kocaeli'de
11. Bursa'da 13, Istanbul'da 9,
Adapazan'nda 15, Bolu da ise
yüzde 16 olduğu anlaşıldı.
Bir
kurtara
öykiisü
AYDEVENGtN
Gölcük-Kavaklı. Ay ışığı bulutlann
ardına saklanmış. Agustos ortasında
ince bir kış yagmuru başladı. Denız
kıyısında, gazetecilerin üslendikleri
kaldınma haber geldi:
-bticanİL-
Günlerdır gelen haberler gibi bir ha-
ber ışte. Tepkıler de amk ezberlenmiş:
- Kesin mi?
- Galıba.
-Nerde?_
Belediye lojmanlan var ya... Kriz
masasının az ilerisuıdekı büyük yıkın-
tıbe...
Kamerasını kapan, kemirmekte ol-
duğu kuru ekmeğı firlatan ayaklandı.
Dipten gelen darbenın üstünden tas-
tamam yedi gün geçtı.
Belediye lojmanlannın tam karşı-
sındakı ürkütücü yıkıntılarda iki dev
buldozer, iki kepçe ve bir beton kıncı
pusuda beklıyor. Onlar saldınya geçti
mi artık canlı umudunuz kalmaz. O
yüzden akşam karanlığında ve çısele-
yen yağmur altmda daha da ürkütücü-
ler...
Kavranması güç büyüklükte bir en-
kaz yığınının bir köşesinde sessiz ve
gergin bır çalışma sürüyor. Soluklar
tutulmuş,fisıltıylabile konuşulmuyor.
Sessizlik ürküntüyü daha da ağırlaştı-
nyor.
Danimarka ekibi dinleme yapıyor.
Alman ekibi az önce köpeklerle ılk
aramayı yaptı. İki eğitilmiş köpek ay-
nı noktaya yöneldi ve hırsla havladı-
lar. Şimdı sıra Danimarka ekıbinın ay-
gıt dınlemesinde. Soluklar o yüzden tu-
tuldu.
Dakıkalar geçmek bilmiyor. Ama
geçtiler gene de. Kısık bir sevinç ve
umut çığhğı yükseldi:
- Ritimleri birbirinden farkh vegüç-
lü kalp atışlan saptandi—
Bunun anlamı günlerdir nice kur-
tarma izlemiş gazeteciler için çok açık:
Yıkmtı alnnda en az iki canh varL
Almanlar ve Danımarkalılann ışı
bitti. Onlar şımdi bir başka yıkıntı al-
tında canh saptamaya gidecekler. Bır
kahve molası bile vermeden aygıtlan-
nı, eğitimli köpeklerinı toplayıp ve gö-
revi devralan. enkaz altından canlıya
ulaşma ve canlıyı canlı çıkarmada uz-
manlaşmış Belçika ve Meksika ekip-
lerine bol şans dileyip uzaklaştılar.
Dünyanın öteki ucundan kopup ge-
len Meksikahlar, Meksiko Cıty'yi yı-
kan depremden süzdükleri deneylerle;
Belçikalılar, "GenninaTin çocuklan,
Arden Kömür ocaklannda bıriktırdik-
len bılgilerle burda, Gölcük'te, Ka-
vaklı beldesinde sayılan birden fazla oJ-
dnğu kesin canlılara ulaşmaya çalışa-
caklar.
Gazeteci takrmının ölümü kanıksa-
mış, boşa çıkan umutlara duyarsızlaş-
madanalışmışbüinçlerifikırfikır.Aca-
ba ulaşılabilecek mi? Acaba şu pusu-
da bekleyen dozerden, kepçeden, be-
tonkrncıdan önce davranıp orada dip-
te yatanlar gün ışığına çıkanlabilecek
mi?
Bu sorulann yanıtı için çok erken.
Kapkara gözlen, kapkara saçlanyla
Meksika ekibi beton delmeye başladı.
En az dört saat sürer.
Haydi kıyıya gidelim, Deli Erkan'm
kafeteryasında nasıl olsa çay kaynı-
yordur. Gidelim kıyıda yorgun kemik-
lerimizi biraz daha dinlendırelim. Bes-
belli gece çetin geçecek. Ah! Şu yağ-
murun srrası mıydı şimdi?
Gece yansını geçtik. Haber geldi.
Hâlâ canlılara ulaşılamadı. Ama ya-
kın...mış!
Kırpiklerine kadar toza ve çamura
batmış Meksikalı Zko Armendis yor-
gunluktan kan çanağına dönmüş göz-
len ışıyarak yineledı:
Arada gene dinleme yapük. Canlı
var. Canblarvar. Kesin. Ulaşacağız. Ke-
sin.
Meksikalının Ispanyolcası Ingılizce-
ye, oradan Türkçeye çevriliyor... Her-
kes ıçinden sevinç çığlıklan attı. Yağ-
mur şiddetini arttırdı, ınsafuıı azalttı.
Belçika ekibinın başı on dakikahk
mola ilan ettı. Mola lafi agzından çı-
kar çıkmaz Meksika ve Belçika ekip-
Umudun bittiği an: Zko Amendis ve Marco (Only Marco) İspanyol dilinde lanetin ve küfretmenin ağdalı
örneklerini \eri\orlar (üstte). Meksika ve Belçika ekipieri yıkıntının dibindeki iki canlrsa milim miBm,
kuyumcusabn\laulaşmayaçabalıwrlar(sağda) Bude\ vıkıntının albndaenaz iki kalp hâlâ çarpıyordu.
27 saatlik bir' kurtaramama' serüveninden sonra buldozerler saldınya geçtiğuıde hâlâ çarpıyoriardı(altta).
lerinın dal gibi delikanlılan >Tkıntılann bır
yerme çöküp on dakikalık tavşan uyku-
suna geçtiler. Yıkıntının tepesinde enkaz
kaldırmak için değil. kurtarmaya destek
için çalışan dev kepçenin homurtusu ke-
sıldi.
Kepçe operatörü de mola verdi. Sessiz-
lik iyiden iyıye ürkütücü. Yıkıntının di-
binde, belki şu kovuğun hemen ardında,
belki metrelerce ve metrelerce uzakta,
dev beton kolonlann ardında bekleyen
"en az iki canh" ne yapıyorlar şimdi.
Mola bırtı. On dakikadır neredeyse ko-
yun koyuna uyuyan esmer Meksikalı de-
likanlılarla, sanşın Belçikalılar sanki sa-
atlerdir uyuyormuşçasına gerinerek uyan-
dılar.
Yeniden işbaşı. Keskiler ve küçük kaz-
malar bır kuyumcu ritizliği ile kovuğu
canlılara doğnı milim milim yürütüyor.
Umutlar da mılım milim büyüyor.
tspanyolcabir küfür. Tercümana gerek
yok. Bu okkalı bir küfür. Bir lanet çığh-
ğı. Kovuk dev bır beton kolona ulaştı.
Pes etmek yok. O kolonu tepede hazır
bekleyen kepçe kaldıracak. Sonra kuyum-
cular yeniden başlayacaklar.
- Kepçe operatörü!..
Sesyok...
- Heeeeeeyyyy, kepçe operatörüfifiü!
Yanıt yok.
-Heeeeeey!
Yanıt oralarda amaçsız bekleyen Doğu-
lu bir delikanlıdan geldi:
- O getti ağabey. Bitişik yıkıntının kep-
cesi paydos etti, buranın enayisi ben mi-
yim deyip grttL
Olamaz. Cıddi olamaz. Belçikalı tercü-
mana güvenmedi, duyduğunun doğru ola-
cağına olanak vermıyor. Bir daha çevril-
di: Operatör, kepçeyi kilitleyip çekti gittL
Belçika dilinde ana avrat, din ıman, soy
sop, gehniş geçmiş nasıl sayılır? Kimse
Flamanca anlamıyor. Ama gerek yok.
Herkes söyleneni anladı.
Yıkıntı başmda bekleşen birkaç gaze-
teci, "gazeted" şapkalannı çıkanp "yurt-
taş" şapkalannı kuşandılar.
- Kaymakam Bey operatör gittL
Kaymakam uykusuzluğun ve sorumlu-
luğun altında ezılmış, yam>assı olmuş.
Reuters muhabirinin gözüne boş boş ba-
kıyor:
- Sanmrvorum!
Bu yanıta ne diyebilirsiniz? Ama öfke-
lenmeye kimsenin hakkı yok. Orada yı-
kıntılann altında en az ıkı canlı var...
Bır daha. bir daha, bir daha anlatıldı.
Kaymakam anladı.
- Ben şimdi ponslere emir veririm, ope-
ratörü bulurlar-
Yanm saat sonra bir polıs memuru ga-
zetecilere yanaştı:
- Beyim, bu aradığuuz operatörün adı
adresi ne?
Ağlamalı mı, küfür mü etmeli?
Gene kaymakamlık. Oradan kriz mer-
kezi. Oradan bihnem ne hanım. Oradan
bilmem ne bey. Bir operatörbulundu. Bel-
çikalı babasını buLmuş gibi çığhk atn:
- Yihhhhuuuuu!
Meksikalı olmayan şapkasına attı eli-
ni:
-Ofcee!
Acele ettik. Camını kınp sürücü yeri-
ne tırmanan genç operatör geri geldi:
- Bu alet Samsung. Bilgisavar sistemi ile
işliyor. Düz kontakla çahşmaz. Operatö-
rü bulmadan imkânsız.
Bu kez Ispanyolca, Türkçe, Flamanca,
Valonca ve Kürtçe küfürler birbirine ka-
nştı.
Ekipler aletlerini topladılar. Kurtarma
operasyonu "kurtaramama" operasyo-
nuna dönüştü.
Gölcük-Kavakh'da şafak söküyor. En
az iki canlı bulunan yıkınrj sağanak altm-
da ağlıyor.
Gün ışıdı. Pusudaki buldozerler, kep-
çeler homurtularla çalışmaya başladı. En-
kaz kaldınlıyor artık.
Sağanak Kavaklı'yı dövüyor...
Düzce'de depremzedenin cilesi bitmiyor Karamursel'in FP'li belediyesi fiyat arttırdı
Acil gıda ihtiyacı 150 milyona defîn
DtLEKAKIRMAK
BOLU- Düzce'de çok acil olarak ek-
mek ve gıdaya gereksinim duyulduğu-
nubelirtenyetkililer, "thtivacacevapve-
recekyeterfi gıda yok. Cnnısyeri Uçean-
de de gıdaya ihtiyaç var. tlçeye her gün
bin ekmek gönderilmesi gerekiyor* de-
diler. Depremin Abant tzzet Baysal Üni-
versitesi'nde de (AtBÜ) 4 trilyon 800
milyar zararayol açtığı behrtilirken yet-
kililer öğrenci kaybından da endişe du-
yuyor.
Depremin en çok zarar verdiği Bo-
lu'nun Düzce ilçesinde bir taraftan gı-
da gereksinimi bir taraftan da yağmu-
run yağması zaten morali bozukolan dep-
remzedelen daha da çok sarsü. Dün de
yağmurun bastumasıyla birlikte dep-
rem bölgesinde yaşam felçolurken, Bo-
lu VaUliği tarafından Istanbul'dan sipa-
riş edilerek getirilen 3 ton naylon, dün
vatandaşlara dağrüldı. Aynca Çevre Ba-
kanlığı ve belediye yetldlileri, Düzce'de-
ki pazaryerinin bannma yeri olarak hal-
kaaçılmasınakarar verdi. Düzce'de be-
lediye ve Afet fşleri Genel Müdüriü-
ğü'nün ortak çahşmalan ile enkaz kal-
dırma çahşmalanna da başlandı.
Bolu Valiliği Kriz Masası'ndan ya-
pılan açıklamada, afet bölgesinde 30
kişilık bir grubun. çocuklan kaçıra-
rak organ ticaretinde kullanacaklan
yolundaihbaralmdığıbildirildi. Açık-
lamada, 17 Ağustos'ta meydana gelen
depremden büyük hasar gören afet
bölgelerinde yaklaşık 30 kişilik bir
grubun, depremde yakınlan ölmüş,
kimsesiz karmış veya aileleri enkaz
telaşına düşmüş çocuklan, Istanbul'da-
ki ve yurdun değişüc yerlerindeki kamp-
lara ve emniyetli yerlere yerleştire-
ceklerini söyleyerek götürmek iste-
dikleri kaydedildi.
CELALYTLMAZ
KARAMÜRSEL-Türkiye'ninyaşa-
dığı deprem felaketinin yerle bir ettiği
bölgede bulunan Karamürsel'de özellik-
le kıyı şeridinde ağır hasar var. Özellik-
le emeklilerin yaşadığı ilçe, Yalova, De-
ğirmendere, Haîıdere, Gölcük, Izmit
ve Sakarya'ya göre daha az can ve mal
kaybına uğramasına karşın halk gele-
ceğe umutla bakamıyor. 18 Nisan seçim-
lerinde belediye başkanhğını kazanan
FP'li Belediye Başkanı'nın defin ücre-
tini 1 milyon liradan 150 milyon liraya
çıkarması depremle birlikte en önemli
sorun olmuş.
Yaşanan felaketin ardından ölülerini
gömmek isteyen acüı yurttaşlar ekme-
ği ve suyu zorlukla bulabildikleriru be-
lirterek 150 kat arttınlan defin bedeli-
ne isyan ediyorlar.
Karamürsel'de yaklaşık 10 bin kişi
depremden ağır biçimde etkilenmiş.
Denizin büyük tahribat yaptığı sahil ke-
siminde tüm işyerleri, çay bahçeleri,
kafeteryalar, restoranlar ve yeşil alan-
lar tamamen yok olmuş. Depremle bir-
likte yükselen deniz, daha önce doldu-
rulan bu alandaki eski smınna yeniden
gelmiş. Deniz kıynsındaki Atatürk Anı-
tı da yan yatmasma karşın yine de ayak-
ta kalabilmeyi başarmış. Karamürsel-
liler deprem sonrasında yeniden yapı-
lanmanın ilçeyi eski haline döndürece-
ğine inanmıyorlar.
Yıkılmış ya da ayakta kahnasına kar-
şın hasar görmüş binalarda yaşayan ai-
leler zorlukla kurtarabildikleri eşyala-
nnı, bulabildikleri herhangi bir araca
yükleyerek ilçeyi terk ediyorlar. Dep-
rem bolgesindeki diğer yerleşim birim-
lerinde olduğu gibi Karamürsel'de de göç
yoğun biçimde sürüyor. Esnaf ve işye-
ri sahipleri de umutsuz.
DUZYAZI
ORHAN BtRGİT
Deprem Sendromu...
Dünkü "Türkiye" gazetesinin birınci sayfasının
manşetinde, yaşadığımız bu sendrom kısa başlık-
laria şöyle anlatılıyordu:
"TV'lerde günlerdir gösterilen deprem görüntü-
leri toplumun ruh sağlığını yerle bir etti. En ufak bir
sallantı insanlara çığlık attınyor, sokaklara döküyor,
cinnet geçirtiyor."
17 Ağustos'tan bu yana hepimizin yaşantısını di-
le getiren bu ortak hastalığımızdan öyle anlaşılıyor
ki, en az haberli olanlar hukümet üyeleri ile Maliye
Bakanlığı bürokrasisidir. Depremin yaralannı sarmak.
için parasal kaynak arayan hükümetin halkın üze-
rine salmak istediği yeni vergiler, tıpkı en ufak bir
sallantıda çığlık atarak sokaklara dökülen, cinnet ge-
çiren ruh sağlığı bozulmuş toplumumuzda inanılmaz
tepkilere neden oldu.
Oysa 17 Ağustos gecesini ve o gecenin sonra-
sını hep birlikte yaşıyoruz.
öyle anlaşılıyor ki, hükümet depremin neden ol-
duğu zararian giderebilmek için hızla ek kaynak
aramaktadır. Ve ilk bakışta, bu arayış onun zorun-
lu görevleri araşındadır.
Hükümet, öyle bir kaynak için sadece olası dış
yardımlara bel bağlayamaz. Dünya Bankası, Ulus-
lararast Afet Fonu, IMF gibi kuruluşlar bu konuda
ne kadar cömert davranmak isterlerse istesinler,
öncelikle afeti geçiren ülkenın ınsanlarının neler
yaptığını öğrenmek isterler.
Bizim söyleyeceklerımiz de zaten bu öğreniş is-
teğine ortak olmayı amaçlıyor. Günlerden beri Türk
ulusunun hemen her ferdi, yaşadığı şoka ve içinde
bulunduğu sendroma aldınş etmeden felaketin bi-
re bir tanıklanna yardım için kendisiyle yanşa gir-
miştir.
O bölgeye kurtarma için koşuşanlan, gönderilen
yiyecek, giyecek konvoylannı bir kenarda tutarak
söyleyeiim. Her kesimden halkımız açılmış kam-
panya hesaplarına Türk ürası, dolar, mark, frank,
şilin demeden para yağdınyor.
Ozellikle devletin, TRT aracılığı ile açtığı "Gün
Bugündür" kampanyasını yurtıçinden, yurtdışın-
dan arayanlar geceli gündüzlü ekran başmda bir or-
kestra şefi titizliği ile katılımcılarla ilişkileri yöneten
Mehpare Çelik'e hem duygulannı aktarma olana-
ğı buluyoriar hem de küçüklü büyüklü bağışlannı bil-
diriyoriar.
Tabii bir de büyük kuruluşlann, ekranlara değil ga-
zetelere yansıyan trilyonluk, çok milyarlı bağışlan da
var. "Bir Tuğla da Sız Koyun" diyen medya biriik-
teliği var. Başbakanlık Kriz Merkezı, tıpkı ölü sayı-
sını açıkladığı gibi, bu bağışların toplam tutannı, fa-
iz gelirlerinı de ekleyerek kamuoyuna bildırmelidir.
Hükümete düşen, öncelikle depremin ekonomi-
mizde açtığı çukurun parasal karşılığını da belirte-
mek ve ilan etmek olmalıdır.
Çok şükür, enfrastrüktüryatınmlarda -Deniz Kuv-
vetleri Tersanesi dışında- çok önemli bir hasar bu-
lunmadığı söyleniliyor. Kimi 20 milyar dolariık bir za-
rardan söz ederken, ölü sayımızla yıkılan evlerin
tahminı tutaıiannı gozlemleyen ABD çevreleri, bu za-
ran, bizim resmı ağızlanmızın hesaplarının yansına
indirıyorlar.
Zaran karşılamakiçın vergi salmaya kalkışan Ma-
liye bürokrasimizin girişıminin gerçekleşmesi ha-
linde, halkın cömertlik yanşı halındekı bağışlannın
frenleneceğini söyleyen özel sektör örgütlerinin en
yetkili ağızlandır.
Aynı girişımi hesapsız bulduklannı önceki gece Büt-
çe ve Plan Komisyonu'nda dıle getiren milletvekil-
lerinin önemli bir bölümü DSP, ANAP ve MHP'li
üyelerdir. Herhalde o tepkilerin etkisiyle Maliye Ba-
kanı, cep telefonlanna bıçmek ıstedığı 50 milyon li-
ralık vergiyi dolaylı biçıme döndürmek zorunda kal-
mıştır.
Hükümet aradığı kaynak ıçın Istanbul Menkul kıy-
metler Borsası ve Rekabet Kurulu gibi gelirieri yük-
sek kurumlann kaynaklanna da başvurmayı ancak
ilktepkilerigörünceakıl edebilmiştir. Tıpkı Borsave
Rekabet Kurulu gibi geçici bir süre için Türkiye Jo-
key Kulübü'nün at yanşlan ve ortak bahis oyunla-
nnın gelirleriyle Milli Piyango'nun, Toto ve Loto ge-
lirierinin paylaşımı da yeniden düzenlenebilir. Tanıt-
ma başta olmak üzere çeşitli fonlarda birikmiş kay-
naklar kullanılabılir. Mesela sadece tanıtma fonun-
da birikmiş 35 milyon dolarlık bir kaynak, turizm se-
zonu bitmiş, kullanılmadan beklıyor.
Ve elbette aynca deprem tahvilleri de çıkanlabi-
lir.
Ama halkın gönüllü yardımları yerine Iskende-
run'dan TRT kampanyasına katılan ve demir-çelik
çalışanlan adına 36 milyar liralık bağış yaptıklannı
söyleyen Ibrahim Ataman'ın dediğı gibi "Hükümet
dayatma yöntemi uygulayarak bu yardımlann önü-
nü kesmemelidir."
Faks:0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgrt(a do.net.tr.
?1 Ağustos 1999
Bugün depremin
.gunu
Profesyonel
jönû'Hülerimiz hâlâ
depremzedelerin
vanında
Deprem Bölgesı Rehabılitasyon Merkezleri
ACİL İHTİYAÇ LİSTESİ
Deprem bölgesinde kuruiu 6 rehabilitasyon
merkezinde çalışacak gönüllü
öğretmen, psikolog ve pedagoglar.
TV. radyo-kasetçalar, çocuk kasetleri.
Yardımlarınız ıçın:
(0212)252 44 33/252 0353
lûtkıye ninGelecek Gtırencesı