19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS 1999 CUMA CUMHURtYET SAYFA DEPREM Kocaeli'nde hasar tespit çalışmalanna başlandı. Kentteki çevre kirliliğinin önlenmesi hedefleniyor TeıııizİZMİT (Cumhuriyet) - Ba- yındırlık ve Iskân Bakanhğı uz- manlan Kocaeli'ndeki binalar- da hasar tespit çalışmalanna resmen başladı. Deprem sonra- sı Kocaeli'nde yaşanan çevre kirliliği, düzenlenen genış katı- lımlı toplantıda ele alındı. Çev- re Bakanhğı Müsteşan Doğan Taşdelen, enkazlardan çıkan molozlann temızlenmeden de- nize dolgu malzemesi olarak kullanılmasına izin verilmeye- ceğıni söyledi. Vahlik lOO'üncüYılToplan- tı Salonu'nda Bayındırlık tl Müdürlügü yetkilileri ve muh- tarlarla bir toplantı düzenleyen Bayındırlık ve tskân Bakanhğı Afet Işleri Genel Müdürü Fa- nık Tümer çahşmalarla ilgilı bilgı verdi. Kocaeli Valiliği'ne Ankara'dan gelen uzmanlann 5 ayn ekibe aynldığuıı, Saraybah- çe. Bekirpaşa, Derince ve Kör- fez ilçelerindekı binalarda hasar tespit çalışmalannın başladıgı- nı belirten Tümer şunlan söyle- di: "25 yıldan beri afet işleriyle uğraşıyorum. V üzlerce olayda görev aldım. Çok kalabaJık bir ekiple Kocaeli merkezdnde çab- şacagız. Ön tespit çalışmalannı 15 gün. kati tespit çalışmalannı üç a\da tamamlayacağız. Sokak sokak bütün binalara gireceğiz. Her binaya iki kişilik ekip gire- cek. Biz en büyük yardımı ma- halk muhtarianndan beküyo- ruz. Ekipler gün ışığında çahşa- cak. Saat 18JO'da raporiar top- lanıp bize gelecek. Tespkleri ya- parken az hasar. orta hasar. ağır hasar diye sınıflandırma yapa- cagız. Ağır hasarh binalann ön kapılanna kırmızı boya ile ağır hasarlıdır, girilemez şeklinde uyan levhası koyacağtz. Bu bi- nalann kontol altında yıkılma- smı sağlayacağız." Mahalle muhtarlanna yapa- caklan çalışmalar hakkında bil- giler veren Afet Işlen Genel Müdürü Tümer, uzmanlann hiçbir binayı atlamadan tek tek dolaşacağını, binalann zemin ve bodrum katlanndaki kolon- kiriş bağlantısını kontrol ede- ceklerini açıkladı. Üzerlerinde vatandaşlann büyük baskısını hıssettiklerini de belirten Tü- mer, "Kişflerin evkrine bakma- yacağız. Apartman apartman, bina bina kontrolyapacağız" di- ye konuştu. Tibbl atıklar yakılacak Deprem sonrası Kocaeli'nde yaşanan çevre kirliliği, düzenle- nen geniş katılımlı toplantıda ele alındı. Kocaeli Sanayi Oda- sı'nda (KSO) yapılan toplantı- ya Çevre Müsteşan Doğan Taş- delen başta olmak üzere çeşıtlı kurum ve kuruluşlardan temsil- ciler katıldı. KSO Genel Sekre- ten Hamdi Doğan açış konuş- masında, kritik tesislerin birbir- â°ber]iği leriyle bağlantılı çalıştınbnası, inşaat molozlannın durumu, acil önlem alınması gereken ko- nulann neler olduğu ve Koca- eli'nde ekonomik ve sosyal konsey kurulması gibi konular- da görüş belirtti. Taşdelen en- kazlardan çıkan molozlann te- mizlenmeden denize dolgu malzemesi olarak kullanılması- na izin verilmeyeceğini söyledi. Taşdelen, bir heyet ile tespitin yapılmasının ardından atıklann tzaydaş Çöp Fabrikası'nda ya- kılabileceğini belirtti. Üç gün içinde istenen ısı düzeyine ula- şacak tesiste, daha sonra tıbbi atıklar ağırhkta olmak üzere yakma işlemine geçilecek. Tıb- bi atıklann yanında, defin ışle- minde kullanılan battaniye ve örtüler, ölülerin üzerinden çı- kan kıyafetler ve diğer eşyalar da lzaydaş'ta yakılarak ımha edilecek. Bu eşyalann, tıbbi atıklann toplanması için soğuk hava tertibatlı araçlann gerekti- ği, bunun için gerekli temasla- ra geçildiği kaydedildi. Izaydaş Genel Müdürü Ke- nan Evin ise ellerinde stoklarla 5 bin 500 kilo atık buhınduğu- nu, kapasitelerinin ise 3 bin ki- lo olduğunu anımsattı. Evin, te- sislerinde bir hasann olmadığı- nı belirtti. Cemlci: Çadır jcalmadı Kocaeli Kriz Masası Başka- nı Devlet Bakanı Hasan Gemi- ci, sistemin oturduğunu, zor ko- şullarda çalışmalanna karşın el- lerinden gelen gayreti göster- diklerini söyledi. Bakan Gemı- ci, evleri tamamen yıkılan va- tandaşlann ayakta kalan kamu binalanna yerleştırileceklenm belirterek "Gelen yardımlarda belfi bir planlama yapmak çok zordur* dedi. Felaketin ızlerini yavaş yavaş silmeye çalıştıkla- nnı ifade eden Gemici şunlan söyledi: "Korkunç bir yardun talebi bulunuyor. Bu yardımla- n koordine etmekte zorlanıvo- ruz. Kolay değil. Yavaş yavaş or- ganize olmaya başladık. Cıun- hurbaşkanı ve Başbakan başta olmak üzere rüm ülke seferber olmuştur. Yatandaş. devlet yanı- mızda değil gibi bir düşünceye kapılmasuı. Kısa zamanda to- parianacağız. Konut ihtiyacınn- zı karşılaınak için, yeni konut bölgelerini tespit ermek için, tz- mit Büyükşehir Belediye Başka- nımız Sefa Sirmen ile ortak ha- reket ediyoruz. Bu böyle kalma- yacakür." Devletin elindeki çadırlann tükendiğini, yeni çadırlann imalatına başladıklannı, bunla- nn da bir an önce ulaştınlacagı- nı söyleyen Bakan Gemici, her ihtiyacın ritizlikle incelenece- ğini de dile getirdi. tnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Kera- mettin Gençtürk yaptığı açık- lamada, "Bu cinayeti. hep biriik- te işledik. Çünkü bu depremin gelecegini herkes bfliyordu" de- dı. Türkiye'deki mühendislik eğitimini, "Mühendis olmak, müteahhh olmak, berber ol- maktan daha kolay" diye eleş- tıren Gençtürk. "Deniz kenan- na doigu yapülar. Sonra bu dol- gunun üzerine ev yapülar. Lüks diye, deniz manzarau diye 70 miryara tabut sattriar" dedi. Gençtürk, Kocaeli'ndeki bü- tün inşaat mühendislerinin gö- nüllü olarak göreve hazır oldu- ğunu, kendilerine başvuran va- tandaşlann binalannı inceleye- bileceklerini söyledi. izlenimler: Halkın cilesi bitmiyor AHMETKURT İZMİT - Deprem felaketinde canlannı kurtaran, ancak evlerini kaybeden ya da evleri oturulamaz hale gelenler için yeni bir dram başladı. Çadırda yaşam, yağmur ve havanın serinlemesiyle birlikte yeni bir çilenin başlangıcı oldu. Yüzyıhn en büyük afetinin üzerinden 11 gün geçti. tnsanlar canlannı kurtardı- ğına mı sevinsin, yakınlannın ölümüne, evlerinin yıkılmasına mı üzülsün.... Kar- makanşık duygular içindeki depremze- deler bundan sonra yeni yaşamsal sorun- larla boguşmak zorunda... Özellikle ba- nnma sorunu ileriki haftalarda yağışlı ve soğuk havayla yeni bir çüeyı de berabe- rinde getirecek. Ancak fzmit'te halk ya- vaş yavaş evlerine de dönüyor. Lokanta- lann önünde ise uzun kuyruklar oluşu- yor. Depremden günler sonra ortaya çıkan Kızılay, Kocaeli'nın çeşitlı bölgelerinde çadırkentleri kurmaya başladı. Çadırlann dağıtımından, kunılacağı bölgenin seçı- mine kadar büyük tartışmalar yaratan bu olay hemen hemen tamamlandı. Kızı- lay'm 2. Dünya Savaşı'ndan kalma, ilkel olduğu ileri sürülen çadırlann brandası ve genişliğinde sıkıntı yok, ancak zemin büyük sorun. Yağmur ve çamur nedeniy- le çadınn iç zemininin yüksek tahta pa- letle döşenmesi gerekirken, depremzede- lerin böyle bir olanağı bulunmuyor. He- men hemen her çadırkent su ve yağmur deryası arasında kalmış. Lizunçiftlik'te Nuh Çimento tarafindan yapünlan Trafik Hastanesı binası ve çevresinde kurulan büyük çadırlarda hastane hizmetleri yü- rütülüyor. Bu noktada Japon sağlık ekip- leri de görevli. fzmit'te evsiz kalanlann bannması için kent merkezinde vagonkent oluşturuldu. Adapazan'ndan gelen 9 vagon ile Jzmit Gan'ndaki 3 yük vagonu Gar Müdürü Mehmet Kleci tarafindan Saraybahçe Be- lediyesi emrine tahsis edildi. Bu vagonlardan 4 yolcu ve bir yük vagonu da Bekirpaşa Belediyesi'ne veril- di. Vagonlar, gar yanındaki perrol önü Fet- hiye ile Alemdar Caddesi arasında iki, Tekeli le Yenicuma Camii arasında bir, perşembe pazan karşısında bir adet ol- mak üzere yerleştirildiler. Hedef, lz- mit'ten Köşeköy'e kadar olan işletümek- ten kaldınlmış olan güzergâhta tam bir vagonkent kurulması. * _ . YASADIŞIBİNA YAPANŞlRKETÇORLUBELEDİYESİ'NEMAKAMOTOSUHEDlYEETTİ 6 Çıkarcı zıhııiyet' felakeüerden büe ders alımyor ERDALÖZCAN ÇORLU - Imar Yasası'nı gelır uğruna hiçe sayan belediyeler, Marmara Bölgesi'nde büyük hasara yol açan depremden ders almadılar. Çorlu'nun DSP'li Be- ledıye Başkanı RaufÇetiner. Imar Yasası'nı çiğneyen bir inşaat firmasından makam otosu ile grayderler al- dı. Uygulamayı savunan Çetiner, "Bence usulsüdük wk_ Inşaaü yıknuk yerine belediyeye oto akfak" de- di. Ekonomik sıkıntıdan kurtulmak içvn yıUarchr Imar Yasası'nı çiğneyen ınşaatlan yıkmak yerine para ce- zası uygulayan belediyeler, binlerce inşaatı yerle bir eden depremden sonra da aynı uygulamayı sürdürü- yor. Buna son ömek Çorlu Beledıyesı. Orion fırma- sının, Çorlu Yeni Sanayi Çarşısı gırişınde ışhanı ınşa ederken Imar Yasası'nı çiğnereyerek yola teca\r üz et- tiği belirlendı. Çorlu Beledıyesı, söz konusu ınşaatla ilgilı yasal ışlem yapmaktan kaçındı. Yasadışılığı ran- ta çevirmeyi tercih eden belediye yetkilileri, Onon firmasından ceza olarak Hondamarka birmakam oto- su, iki Renault binek oto, 2 Tovota pıkap ve 2 de ka- zıcı kepçe aldı. Araçlardan bir bolümü deprem önce- si, bir bölümü de öncekı gün belediyeye teslim edil- di. Çetiner ile diğer ilgililer araçlan teslim aldıktan sonra kurban keserek ve dualar okuyarak hizmete soktular Orion fırmasından aldığı araçlan bir basm toplanüsıyla duyuran Çetiner, şunlan söyledi: "De- (fikodulan sokakta duvacağınıza benden duyun. Em- niyet Müdürlüğü yakınındaki inşa halinde olan bina- nın konumunu belediye olarak incelettik. İmar Yasası'na göre yola teca\üz \ar. Biz de inşaatı bitmiş bina>ı yıkmak yerine bunun sahiplerinden belediyeye araç bağışlanıasını sağladık. Bence herhangi bir usul- süzlükyok. Betediyeye cezaoarakmakamotosu, binek otolar ve iş makineleri alınmasını sağtadık." HAFTAYA BAK1Ş AHMET TANER KIŞLALI Hltler'rJen Sevgilerle!.. Buköşede, "Hangi MHP?" diye soralı daha bir ay bile olmadı. Devlet Bahçeli'nin sergilemek için çaba gös- terdiği MHP mi? llımlı, demokrat, milliyetçı, ama ırkçı olmayan... Yoksa Erciyes doruklanndaki kurultayda kapış kapış Hitler'in "Kavgam"ını satın alanların... Çat- lı'lara kahraman olarak bakanların MHP'sı mi? Yanrt çok çabuk geldi. Önce MHP'nin soyadı Durmuş olan, ama dur- madan konuşan bakanından... Sonra da, insanı- mrza "küfür" gibi gelen, en abuk sabuk sözleri bi- le kabullenen, ulusça utandığımız bir bakana "so- nuna kadar" arka çıkan, MHP'nin Sayın Genel Başkanı'ndan. Anladık ki, iki MHP yok, tek MHP varmış! Insanlan rengine, dinine, ulusuna, ırkına göre ayıran. Kendınden olmayan herkese "düşman" diye bakan Hitler'in alnından öpeceği kişılere sa- hip çıkan, hatta onlan kahramanlaştıran bir MHP. Tek bir MHP! • • • Bay Durmuş'u görevinden almış bir Bahçeli bü- yürdü. Güven uyandınr, gerçek bir önder olduğu- nu gösterirdi. Bay Durmuş'u içınden atmış bir hükümet rahat- lardı. Bay Durmuş kamburundan kurtulmuş bir Tür- kiye, dünyada saygınlık kazanırdı. Halkın tepkile- rine duyarsız kalmayan, gelişmiş bir demokrasi ol- ma yolunda önemli aşamalar yaptığını kanıtlardı. Toplumun doğasında ilkelliğe ve vahşiliğe yer bu- lunmadığının altını çizmiş olurdu. Ne yazık ki, olmadı. Bahçeli, ilk büyük hatasını yaptı. Ecevit ise çok kritik bir donemde, bir hükümet bunalımı yaratma- nın bedelıni göze alamadı. Alamadı ama... "Sus artık!" demek ve bir reza- letin dıştaki etkilerini en aza indirmek için DSP'li bakanları seferber etmek zorunda kaldı. • • • Başbakan dayanamıyor ve MHP'Iİ bakana şöy- le diyor: "- Lütfen siz artık susunuz. Dış dünya ile bağ- lantılanmızı Dışişleri Bakanhğı yürütüyor. Dışişle- ri, yardımlarla ilgili talep ve teşekkürleri gerekli yeriere diplomatik bir dille iletir." Diplomatik ve nazik bir dille söylenmiş olan bu sözler ne anlama gelir? Oktay Ekşi köşesinde, bu sorunun yanıtını ve- riyor. Bay Durmuş'un "anlayacağı bir dille... Ekşi'ye göre, Ecevit şöyle demek istedi: Biır... - "Türkler, o kadar kabadırlar ki, felaket karşı- sında insanı yardım elini uzatanlann yüzüne bir to- kat atmalan mümkündür. Bunu Türklerin hepsi için söylemek haksızlık oluşturur, ama, Türkün fürkten başka dostu yoktur diyen ilkel, ırkçı bir zihniyetin sahipleri böyle davranabilirier diye kul- lamtabilecek bir hata yaptınız. f >'v.-r. isu • ıtJb Ikii... - "Keşke bakanlık koltuğuna oturmadan önce, size ana dilinizi, yani Türkçeyi ince birüslupla ko- nuşmayı öğretselerdi, daha iyi olurdu." Uüç... - "Siz bir doktorsunuz. Bir doktorun insani ni- telikleh mesleki niteliklerinden önemlidir. Oysa si- zin bu olumlu, aynı zamanda basit ve temel nite- liklerden yoksun olduğunuz görülüyor." ••• Depremin ertesi günü TV'deki bir görüntü gö- zümün önünden hiç gitmiyor. Yıkıntıların önünde orta yaşlı bir adam. Eşi ve çocuklan, o yıkıntıların altmda kalmış. Çaresiz ağ- lıyor, yürekleri paralarcasına. O yıkıntının başında ağlıyor, izleyenler de ekran- lannın başında. Onun Türk mü, Kürt mü, Çerkez mi, Laz mı, Boşnak mı, Gürcü mü olduğunu bilmeden... Yabancı adam, bir çocuğun ancak ölüsünü çı- karabilmiş beton yığınının altından. Yaşlı baba hem ağlıyor, hem dilini bile bilmediği yabancı kur- tancıya teşekkür ediyor. Onun Belçikalı mı, ısraılli mi, Rus mu, Alman mı, Fransız mı olduğunu bilmeden... Bir yanda, hangi ulustan hangi etnik kesimden olurlarsa olsunlar, insanlar var. Ote yanda da, in- sanlan doğduklan yere, yetiştikleri ortamagöre "iyi ve kötü" olarak sınıflandıran ve kendilerini insan sananlar. Hitler'in alınlanndan öpmek isteyeceği bazı ya- ratıklar! İZLENIMLER I BEHIÇ AK Her şeyın içerigı boşalmış. Meydan artık meydan değil. Heykeller artık heykel değil, ev- ler ev değil, oteller otel değil. Her yapma şey, her yakıştırma, bütün mecazlar yok olmuş. Hiçbir şey kendini veya bir başka şeyı ifade etmiyor artık. Her binanın kendine aıt bir ölü- mü var. Kimısinin zeminin hare- ketlenmesinden dolayı dilım di- lim kesılen katlan, birbirinin üze- rine iskambil kâğıdı gibi yatmış. Kimisi deprem sırasında aşın derecede sallanmış ve hatalı be- ton ve demir kullanımı yüzünden un ufak olmuş, kimisinin alttan bir vuruşla bütün kolonlan kınl- mış ve pasta gibi bütün katlar bir- birinin üzerine yapışmış. Bazıla- nnın ise alt kat kolon kiriş bağlan- tılanyla etriye sıklaştınlması yapılmadığmdan, ya da hatalı beton dökümünden kınlmış, binanın diğer katlan kısmen sağlam kalmış ve bına alt kattakilenn üzenne çöküp, ya öne ya da yana yatmış. Bir çok evin yıkıldığı Başiskele'deki bir vatandaşın anlattıklan çok ilginç. "Burası Bizans. Biz Bizans'ın üzerine kurduk burayı, orüar da çökmüş, yüzkrce yıl önce, biz de onlann üzerine çöktük" diyor. Çökmüş bir medeniyetin üzerine, başka bir medeniyetin çöküşü. Bizans'in üzerine, yapı yap- masıru unutmuş yedi katlı tuğla ve beton mede- niyetinin çöküşü. Mimarlık tarihine yapılışlany- la değil, çöküşleriyle geçecek olan süper lüks yı- kıntılar ve içlerinde bankerden kaçarken, müte- ahhit, politikacı, belediyeci üçlüsüne yakalan- mış, insanlann cesetleri. Emekliler, işçiler, yeni evlıler, gençler. çocuklar, kadınlar, erkekler, ev hayvanlan... C 45 saniye'nin ardmdan (2) "Deniziparselleyerek daha dokhınnadan satan belediye başkanlan var. Hâlâ görevierine detam edijıor'' diyor, bir başkası "orta suııf koşup, ka- pıs kapış denizi satın akü." "Avrupa da milB gelirin en yüksek olduğu böl- gelerden biri tzmit bölgesi. Sanayinin bu dar ala- na süaşması yüzünden böyle bu. Oysa tzmit fakir bir yer, çok fakir. Denizi Idrti. havası küii Konut- lançürük." Arabayla uzaklaşırken, "Izmit bizi cezalandırdı. Çünkü biz Izmit'i hiç sevmedik" lafı beynimin içini kemiriyor. Ger- çekten öyle... Hep ondan aldık ve ona hiçbir şeyi vermedik. Atıklardan başka. Önce deniz yolu ulaşımı ucuz diye sanayıyi buraya kurduk. Donanma gemile- ri, tüpgaz tesisleri, doğal gaz depolan, petrol te- sisleri, cephanelikler, fabrikalaryerleştirdık. De- nizine gırmek için bütün kıyılannı sıtelerle dol- durduk. Bu da yetmedı içınden koca bir otoban geçirdik. Havası- nı kirlettik ve ulaşımı kolaylaştı- ran denizin bir atık çukuru haline dönüştürdük. Daha sonra denizin ulaşımı engellediğini iddia edip, tzmit körfezini köprüyle geçmek için projeler hazırlatıp, ihaleler açtık ve bu projevi "Türkiye'mn dev anhmı" olarak gazete man- şetlerinde ballandıra ballandıra anlattık. Yapılaşmamızı engelle- yen bir su parçası olarak gördüğü- müz denizi doldurup, üzerine ye- di katlı evler kondurduk. Bir kü- çücük mekândan. bırbiriyle çeli- şen bütün ıhtıyaçlanmızı karşıla- maya kalktık. Ondan hem otoban, hem demiryolu, hem ekonominin kurtancısı, hem sanayi merkezi, hem cephane deposu, hem tatil beldesı, hem bütün sanayimizin atıklannı rahat- lıkla boşaltabileceğimız bir atık çukur, hem pet- rol ve LPG deposu, hem emeklilikte kafamızı dinleyebileceğimiz şirin bir köy, hem de içinde yüzebileceğimiz bir deniz olmasını bekledik... Hamasi söylemlerimiz üzerinde dunnaya çalışan bütün bu yanlışlıklan Türkiye'nin dev projeleri olarak sunduk. Oysa, "Izmit, baştan sona yanhş bir projeydi" diyebilmemiz için 45 saniyelik bir fay kınlması yetti. Dolgu alanlar suya gömüldü. Petrol denize aktı, TÜPRAŞ yandı, fabrikalar, evler, askeri tesisler, yıkıldı, binlerce insan öldü... Sonsuza kadar yaşatmayı düşündüğümüz Tür- kiye Cumhuriyeti'nın en önemli sanayi böl- gesinin. iki deprem arasına sıkıştınlmış "sûr- dürükmez" bir kalkınma çabası olduğunu an- lamak için 45 saniye yeterliymiş demek. Topçular'dan geri dönüyonız artık. G E N Ç P A M U K B A N K S A N A T E T K İ N L İ K L E R İ ANNA KARENİNAMACAR DEVLET OPERA BALESİ Kamuoyuna Duyuru Genç Pamukbank Sanat Etkinlikleri çerçevesinde, 1-5 Eylül tarihleri arasında Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde gerçekleştirilmesi pJanlanan Anna Karenina gösterisi yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle iptal edilmiştir. 5 Eylül'deki gösteri için ellerinde bilet bulunan sanatseverler, bu biletleri 6 Eylül 1999 tarihine kadar Suadiye, Taksim ve Akmerkez Vakkorama mağazalarma iade ederek, ödedikleri ücreti geri alabilirler. Mutlu günlerimizde gerçekleştireceğimiz yeni etkinliklerde bir arada olmak dileğiyle... PAMUKBANK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle