19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA CJJvUiN v f J r L l / ekonomi(S cumhuriyet.com.tr 13 Hükümet, tepkiler üzerine geri adım atarak deprem vergisini ekimde gündeme getirme karan aldı Ek vergi 'beidemeye' ahndıANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Hükümet, tepkiler üzerine ge- ri adım atarak "deprem vergbi" olarak bilinen yasa tasansını ekim ayuıda TBMM gündemine getir- me karan aldı. TBMM, bugün af ve basın yoluyla işlenen suçlara ceza ertelemesi tasanlarını yasa- laştırdıktan sonra tatile girecek. Maliye Bakanı SümerOnü, "Ben- ce bu yasa cıkarılmalıvdı. Sayın Başbakan, hükümet öyle uygun gördü. Ekimde çıkanlacak" dedi. Yoğun tepkilere hedef olan ver- gi reformuyla ilgili Başbakan Bü- lentEcevit, gün içinde çelişkili bir tutum sergiledi. Ecevit, Rekabet Kurulu'nu ziyaretinde gazeteci- lerin sorulanru yanıtlarken "dep- rem vergisi" adı altında sağlana- cak kaynagın, yaralann sanlması • Yurttaşlann yoğun tepkisi karşısında çark eden hükümet, deprem vergisinin Meclis tatilinden sonra genel kurulda görüşülmesine karar verdi. Başbakan Bülent Ecevit, vergi düzenlemesinde yapılacak değişiklik sonucu elde edilecek olan kaynaklarla hem ekonominin canlanacağını hem de depremzedelerin ihtiyaçlanmn karşılanacağını belirtti. yerine başka alanlarda da kullanı- labileceğine ilişkin endişelerin anımsatılması üzerine konunun bir sosyal, bir de ekonomik boyu- tunun bulunduğunu kaydetti. Ece- vit şöyle konuştu. "Vergi düzen- lemesinde yapıian degişiklikJer do- layisıyla sağlayacağımız kaynak- lar, hem ekonomiyi canlandırma, o yoldan da depremzedelere kat- kıda bulunma hem de doğnıdan doğnıya depreme uğrayanlann ivediihtiyaçlannı. insani ihtiyaçla- nnı karşılamak için tam bir say- damlık içinde kullanılacaktır. Bun- dan knşku duymaya da kimsenin hakJayoktur." Ecevtt çantcaya'da Ecevit akşam saatlerinde Baş- bakan Yardımcısı HüsamettinÖz- kan, MHP Genel Başkanı Devtet Bahceli ve ANAP Genel Başkanı Mesırt Ydmaz'la dün akşam saat- lerinde Plan Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen vergi tasansınayöne- lik tepkileri görüşmek üzere TBMM'de bir araya geldi. Top- lantıda, ek vergilerin TBMM ta- tilinin ardından genel kurul gün- demine getirilmesi kararlaştınldı. Özkan, Bahçeli ve Yılmaz'ın gö- rüşmeleri sürerken Başbakan Ece- vit, haftalık görüşmesini yapmak üzere Çankaya Köşkü'ne gitti. Kaynak bllançosu Ecevit Köşk'e çıkmadan önce gazetecilerin sorulanru yanıtlarken de deprem vergilerinin Meclis ta- tilinden sonra genel kurulda ele alınmasınm daha uygun olacağı sonucuna vardıklannı söyledi. Ece- vit, liderler zirvesinde Meclis gün- deminin ele alındığını belirterek şunlan söyledi: u Bu konuyla ilgili son görüşme- mizi vaptık aramızda. Bu arada, vergiyle ilgili değişiklik yasa tasa- nsı, bUdiğiniz gibi komisyondan geçti. Fakat bunun Meclis'in tati- linden sonra genel kurulda elealın- masının daha uygun olacağı sonu- cuna vardık. Çünkü o zamana ka- dar uğradığımız /ararlanru sağia- mamızgereken kaynaklann bilan- çosunu aynntüanyla saptama ola- nağını bulmuş olacağız. O bakun- dan, tatilden sonraya bırakmanın uygun olacağı konusunda görüş büüğine vardık." HAZIR BETONCULAR INCELEME YAPTIRDI 'Adana'dan ders alınmadı' Ekonomi Servisi - Marmara depre- minde yıkılan binalardan alınan beton örnekleri üzerinde yapılan labpratuvar incelemesine ilişkin ilk sonuçlar, daha önceki yıllarda yaşanan Dinar ve Ada- na depremlerinden ders alınmadığmı, söz konusu sistemin denetime tabii tutulma- dığını ortaya koydu. Türkiye Hazır Beton Birliği'nce (THBB) düzenlenen toplantıda, acil ola- rak alınması gereken önlemler sıralanır- ken bilim adamlanndan oluşan bir heyetin dep- rem bölgesinde yaptığı araştırmalarda vanlan sonuçların Dinar ve Adana depremlerinden farklı olmadığı vurgu- landı. 'Bizi denetlevin' eton örnekleri üzerinde yapılan laboratuvar incelemesine ilişkin ilk sonuçlar, Dinar ve Adana depremlerinden ders ahnmadığmı ortaya koyuyor. THBB tarafindan uz- manlara yaptınldığı duyurulan incele- me sonuçlanna göre, yıkılan binalann çok büyük bir kısmı, şantiyelerde elle gelişigüzel hazırlanan ve taşıması ge- reken ağırlığı taşıyamayacak betonlar- la, yetersiz demirle, zemin ve taşıyıcı sistem uygulamalannda hatalar yapı- larak inşa edildi. THBB, istanbuTun Av- cılar ve Bağcılar semtleriyle Adapaza- n'ndaki bazı binalardan alınan beton erneklennın incelendiginı duyurarak elde edilen sonuçlarda kullanılan be- tonun taşıma kapasitesinin düşük oldu- ğunu açıkladı. THBB yöneticileri, dep- rem bölgelerinde en az BS 20 sınıfi beton kullanılması gerektiğini belirte- rek hazır beton sektörünün de denet- lenmesini istedi. 'Suçlu deprem değJT Türkiye'de elle beton dökülmesının yasaklanmasını isteyen THBB Başka- nı Cemil Ersan Çeük, afet bölgesinde de san- timetrekaresi 200 ki- logram ağırlık taşıya- bilen BS 20 sınıfinın altında beton kullanı- mının önüne geçilme- si gerektiğini belirtti. Cemil Ersan Çelik, "Kendimizi yenileme- Iiyiz,değjştinneliyiz: de- ğiştiremiyorsak istifa etmelryiz. Deği- şecek herhangi bir yasa, yetki ya da so- nunluluk değiLbütünüylebir zihniyet- tir, febefedir" dedi. Toplantıda, standart dışı, kalite gü- vence belgesiz beton kullanımınm ya- saklanması, eğitimsiz ve sertifıkasız inşaat kalfasının çahştınlmaması, ya- pılara sigorta sisteminin getirilmesi başta olmak üzere THBB'nin önerile- rini sıraladı. Hükümet depremin yol açüğı ekonomik zaran ek vergilerle karşılamaya çalışıyor. Rqx) vemevduatstopajı aıitınkh Ekonomi Servisi- Bakanlar Kurulu'nun repo ile mevduat faizinin stopajmın arttınlmasına ilişkin karan, 1 Eylül'den geçerli olmak üzere Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni düzenlemeyle, son vergi düzenlemeleri Ue beyanname kapsamından çıkanlan repo gelirlerinden abnacak stopajın oranı yüzde 6'dan yüzde 12'ye çıkanldığı bildirilerek, mevduat faizi üzerindeki yüzde 12'lik stopajın da 1 puan artınlarak yüzde 13'e yükseltildiği kaydedildi. ÇİFFÇİDOSTU SADULLAH USUMt Fındıkta Vurgun Dönemi Bir deprem de Doğu Karadeniz Bölge- si'nde yaşanryor. Bu yıl da umuttan boşa çıkan 8 milyona yakın fındık üreticisi şaş- kın ve karamsar... Adeta kan ağlıyor!.. Buna karşılık, istedıği piyasa ortamına kavuşan bir avuç tüccar ise mutlu. Hem de çok mutlu... Adeta bayram yapıyor. Aslında gelişmeleri iyi izteyenler için bu beklenen bir tabloydu. Ancak, atalanmı- zın "Çıkmadık candan umut kesilmez" dedikleri gibi, milyonlarca üreticimiz mu- cize bekledi. Kötü gelişmeleri bile iyi ni- yetle yorumlamaya çalıştı. Ama ne yazık ki FİSKOBlRÜK'in fmdık alımlanna başlamasına birkaç gün kala, ihracatçı tüccar piyasalarda etkili oldu ve fiyatları aşağıya çekmeye başladı. Bir ay öncesine kadar 900 bin lirarnn üs- tünde seyreden fındık fıyatlan, yeni ürün çıkar çıkrnaz birdenbire 700 bin liraya ka- dar geriledi. Hükümet, 1999 yılı ürünü fındık için 1 milyon 20 bin lira fiyat verdiği halde, ih- racatçı tüccar 700 ile 710 bin lira arasın- da alım yapıyor... Parasızlıktan kıvranan üretici de ürününü hükümetin ilan ettiği fi- yattan 250 ile 300 bin lira eksiğine satmak zorunda kalıyor... Işte vurgun bu... Üretici, kilosunu 750 bin liraya mal et- tiği fındığını 700 bin liraya satmak zorun- da bırakılırsa, bu alışverişi başka türlü ta- nımlamak mümkün müdür? Bu tür alışverişlere 'serbestpazareko- nomisi'nin cilveleri diyebilir miyiz? Geceli gündüzlü fındık bahçelerinde çalışan ve uçurumun kenariannda fındık toplarken her an ölümte burun buruna gelen milyonlarca lira zarar edecek... Av- rupa piyasalarında cirit atan bir avuç tüc- car akıl almaz paralar kazanacak... Uste- lik bu da dogal karşılanacak. Böyle bir sonuç kader midir? ••• Her yıl üreticilerin milyonlarca lira zarar etmesine, tüccann da büyük paralar ka- zanmasına tepki gösterenlere verilen ya- nıtlan artık ezberledik; "We yapalım, serbest pazar ekonomi- si..." Peki, tüccar serbest de, üretici neden değil? Bunun yanıtnı verebilecek bir babayi- ğit var mı? Hükümet üyelerine, yetkili makam sa- hiplerine soruyoruz: "Dünyanın hangi ülkesinde, Türidye'de- ki gibi serbest pazar uygulaması var?" Batlı ülketerde serbest pazar ekonomi- si uygulanıyor, ama hiçbir kesim için ay- nm yok. Herkeseşit koşullarda yartşıyor... Sistem, hem üreticilerin hem de tüccann haklannı aynı ölçüde koruyor. Üstelik, o ülketerde çrftçi kooperatifle- ri veya birlikleri öyiesine güçlü ki... Hiç kimsenin himayesine ihtiyacı yok. özel bankalan var. Yüzde üç veya beş faizle is- tediği kadar kredi alabiliyor. Yüzde yuz- tere varan devlet desteği arkalarında... Pazariama sorunu yok. Urünlerini kendi kooperatiflen veya bııiikteri alıyor ve sa- tryor. Bizde isetam tersi. BinHderveya koope- ratrfter çiftçinin. Emek ve masraflar çiftçi- den... Ama, yöneten, fiyatlan ilan eden hükümet... Hükümet kinîden yana ağırlık koyarsa parayı onlar kazanıyor. ••• Sanayi ve Tıcaret Bakanı Ahmet Ke- nan Tannkulu, fındık iie ilgili 3 yazımıza açıklama göndeımiş. Fındıktan kaynak- lanan sıkıntılann daha önceki dönemler- den beri devam ettiğini anlatmaya çalışı- yor. Tannkukj'nun bu görüşüne katılmamak mümkün değil. Hatta, bizim de iddiamız bu. Anlatmaya çalıştığımız vurgun düze- ni 12 Eylül yönetimi ile biıiikte geldi. Tur- gut Özal ve ondan sonra işbaşına gelen liderler bu düzene uyum sağladılar. Üreticileri ve tüketicileri koruyan tanm- sal Kl"rier haraç mezat satıldı. Gene üre- ticileri özel sektörün sömürüsüne karşı koruması için kurulan FİSKOBİRLİK gibi tanm satış kooperatiflerinin içi oyuldu. Kolu kanadı kınldı. Kasalan boşaltıldı. Borçlandınldı. Değil üreticileri, kendısını bi- le koruyamayacak hale getirikJi... Şimdi FİSKOBİRÜK meteliksiz, 300 ve- ya 400 trilyon lira borcu var. Yeni ürün alı- mı için en azından 300 trilyon daha ge- rek. Ama şu anda bir kilo fındık alabıle- cek gücü yok. Yeni kaynak bulunabilme- si için herkes hükümete yalvar yakar... Milyonlarca üretici, malıyla, emegiyle, pa- rasıyla el etek öpüyor... Sanayi Bakanı Tannkuhj'nun verdiği bil- giye göre, hükümetin bugüne kadar bu- labildiği para sadece 50 trilyon lira. Ama o bile ortada yok. ••• Demek ki, 12 Eylül amacına ulasmış.. Zira, diğerbirlikiergibi, FlSKOBİRLIK'i de çıkmaza sürükteyen sistem 12 Eylül'cü- lerin ve onlardan sonra gelen hükümet- lerin marifetidir. Amaç, serbest pazar ekonomisi adı al- tında piyasalan özel sektöre teslim et- mekti. Bu sonuca ulaşabilmek için üreti- cileri ve tüketicileri koruyan birliklerin yı- kılmas) veya acz içinedüşmesi gerekiyor- du... Nitekim oldu da... Ancak, ne yazık ki 57. hükümet de 12 EylüPcülerin izinde yürüyor... Işin en acı yanı da bu... Sarsılan umutlan onarmak için, birbirimize ihtiyacımız var... • Akbank: TL hesabı (A 00 777-01). dolar hesabı (BU8 555-01), mark hesabı (BU8 666-01). • Anadolubank Merkez Şube: TL hesabı (100 000), • Demirbank Merkez Şubesi: TL hesabı (00329920-498), • Emlak Bankası Merkez Şubesi: TL hesabı (444 444). • Esbank: TL hesabı (444 44 44). doiar hesabı (444 44 44). mark hesabı (444 77 77). • Etibank-Ankara Meşrutiyet Şubesi: TL hesabı (1180-380111-351). dolar hesabı (1180-380111-352). mark hesabı (1180-380111-353), • Halkbank-Ankara Merkez Şubesi: TL hesabı (64050000). dolar hesabı (IR762600), mark hesabı (1S762500). • tnterba* Merkez Şubesi: TL hesab (9142-475924-351). • İş Bankaa-Ankara Merkez Şubesi: TL hesabı (1 000 000). dolar hesabı (3 333 333). mark hesabı (2 222 222). • Osmanlı Bankası-Maslak Şubesi: TL hesabı (1180-773499-351), dolar hesabı (1180-773499-352). mark hesabı (1180-773499-353). • Pamukbank-Ulus/Ankara Şubesi: TL hesabı (198 17020001), dolar hesabı (198 53000050), mark hesabı (54000050). • Şekerbank: TL hesabı (3005070-7). dolar hesabı (3102761-0), mark hesabı (3102760-1). • Toprakbank Genel Müdürlük (İstanbul): TL hesabı (1/782566/1). • Vakıfbank- Ankara Merkez Şubesi: TL hesabı (2333333). dolar hesabı (4111111). mark hesabı (4222222). • Yapı Kredi-Kızılay Şubesi: TL hesabı (1171169-9), dolar hesabı (3019034-8). mark hesabı (3019035-5) • Ziraat Bankası Yenişehir-Ankara Şubesi: TL hesabı (30459/7000-8). dolar hesabı (30103/82000-6). mark hesabı (30103/82001-5). l Tarihimizin en büyük sarsıntılardan birini yaşadık. Yakınlanmızı kaybettik, evlerimizden olduk. Uyumak, bizler için hiçbir zaman bu kadar zor olmadı. Yurdun bir ucundan ötekine. herkes kaygılı bir bekleyiş içinde. Ancak çektiğimiz acı, bizden yardım bekleyenlere el uzatmamıza engel olmamalı. Şimdi çaresizce beklemek değil. harekete geçmek zamanı. Gücümüzü umuda dönüştürme zamanı. Kurumlar ve bireyler olarak. üzerimize düşen görevleri yerine getirmenin, yıkılan umutlan ayağa kaldırmanın zamanı. YAPI^KREDI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle