23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15 Klişeleri tersine çeviren feminist yönetmenden, açık saçıklığıyla göz alan, cüretli bir film Sanat sinemasıyla porno kanşnııı Geçen hafta deprem nedeniyle kapı- sından döndüğümüz 'Romance-Ro- mans". günümüzden, Pansli, genç bir çif- ti konu ediniyor. Mane admdaki ilko- kul öğretmeni kız (Caroline Ducey), be- raber oldugu, oyunculuk yapan Paul ad- lı oğlanı (Sagamore Stevenin) seviyor. Ne var ki çevTesine hava basmayi seven. kasıntı aktör oğlan kızı bir süredir yat- mıyor. kendine özgü gerekçeler ileri sü- rerek. N'apsın arzudan kıvTanan Mane'cik? Bir gece vakti, 'hayalannı sıcak tutma- ya yarayan' donunu bile çıkarmadan, honıl horul uyuyan, gıcık sevgilisinin ya- tağından çıkıp, bir bardan, 4 aydır aba- za kalmış, 'Ahm Aletli İtaryan' Paolo'yu (Rocco Siffredi) kaldınyor Derken ehnden on bin kadarkadın geç- mış(!), 'zevk venne ustasu bastan çıka- na ve tecavüzcü'. deneyımlı okul mü- dürü Robert'le (François Berieand) dü- şüp kalkıyor, bayat 'bağla beni' ve ma- lum 'sado-mazo' numaralanyla kanşık. Bu olgun, yere bakıp yürek yakan ero- tızm guru'su müdürden fırsat buldukça, merdiven aralıklannda, yıkamacı-yağ- lamacı bir zorbanın. önden-arkadan ça- lıştığı bir seks nesnesine bile dönüşüyor Mane'cik. 'sado-mazo' türünden sapık- lıklara manız kalarak. 'Allün Aletii ttalyan Aygın' Ancak her tensel aşk serüvemnin so- nunda, inanılmaz bir şekılde gebe ka- lacağı Paul'ün yanına dönüyoryıne de. (Hatta yeni mezun, sivilceli, genç jine- kologlann deneme tahtası bile oluyor, inanılmaz groteskliktekı bir muayene sahnesınde.) Finaldeyse müdür Robert'in hastaneye yetiştirdiği hamile Marie, bir oğlan doğurup, sonunda havaya uçarak cezasını bulan, bencil Paul'ün cenaze- sinde boy gösteriyor bebeği kucağın- da... Kısa bir süre önce, biz tatile çıkarken gösterime giren, 'Romans'dan öncekı fil- mi 'Kusursuz Aşk'ını seyredemediği- miz, 1947 doğumlu Fransız kadın se- narist- yönetmen Catherine BreiUat. vaktiyle görüp aklımızda kalmış '36 FB- lette-Genç Kn' (1988) adlı 'otobiyog- rafik'imsi, ilginç filmiyle mimledıği- miz, kalemi kuvvetli, kamerası gelecek Fransız sinemasının genç oyunculanndan Carotine Ducey, 'Romans'ın ha>li açık saçık sevişme sahnelerinde tutuk ve donuk oynarken, Sagamore Stevenin geleceği pariak bir aktör iztenimi veriyor. Romance / Yönetmen, senaryo: Catherine Breillat / Kamera: Yorgos Arvanitis / Müzik: D.J. Valentin, Raphael Tıdas / Oyuncular: Caroline Ducey, Sagamore Stevenin, François Berieand, Rocco Siffredi / Fransa 1998 (Özen Film) vaad eden bir feministfı 1980'lerde. Za- man içinde giderek eserleriyle, yaygın erkek egemen ıdeolojinin iyice karşı- sında yer alan Breillat, 199O'lı yıllann başında Istanbul'a gelıp festıval jüri- mizde de görev yapmıştı. Nerdeyse çey- rek yüzyıllık sınemacılığmın yanısıra, romanlar, senaryolarda yazan Catheri- ne Breıllat'nın. yine yazıp yönettıği ve bir kaç yıl önce intıhar eden oyuncu ar- kadaşı Christine Pascal'ın anısına ada- dığı bu son fılmı 'Romance'. Fransa'da epeyce tartışmaldra yol açmıjjtı bıhndı- ği gibi,baharaylanndailkgösterildiğin- de. Şimdi de yeni bir deprem beklenti- sinde, sinirleri bozulmuş lstanbul sine- malannı şenlendiriyoryaz mevsimi mü- nasebetiyle. 'Erkek için en değerii kadın henüz d- de edemediğidir, erkekten biraz uzakla- şınca (ya da aldatınca) kadırun değeri ar- tar ve elde etmek için yine kadının kulu kölesi oJurerkek.Aslında karşılıklı bir ik- tidar sorunudur aşk, bir güç mesetesidir, bir saçmahknr.' gibısınden kimi bildik klişeleri dılıne pelesenk etmişe benze- yen Breillat, 'Emmanuefle'lerden 'O'nun Hıkâyesi'ne ve 'Betty Blue'lara uzanan pornomsu erotik filrrüer kervanına ka- tılıyor bu açık saçıklıkta pervasız 'Ro- mans'ıyla. Marie'nin yer yer gevezeleşip didak- ü'kleşen iç ses'iyle aktardığı 'Romance', pornoya yeşil ışık yakarak, cinsellik üs- tüne geyık muhabbeti cinsinden, femi- nist hikmetler yumurtlanarak döktürül- müş, sıradan bir aşk hikayesinı anlatı- yor özetle, feminist-kadm bakış açısın- dan ve lafta kalan bir yoğun cinsel arzu ve ihtirasla kanşık. Kimi güzel uzun plan-sekanslar çekmiş Breillat ama ka- dın eliyle ve uyanıkça çekilmiş bu cü- retkar 'entelektûei porno' denemesinin son tahlilde bir cinsel organ, tüy-kıl, po- zisyon ve et teşhirinden öteye gideme- yen, tatsız tuzsuz. dennliksiz bir film ol- duğu gerçeğini değiştirmiyorbu sekans- lar. Soft değil Hardcore-. Hayatında 'Hardcore' porno görme- miş, püriten seyirciyi koltuğunda irkil- ten (ya da özellikle kadın seyircinin göz- lerini faltaşı gibi açtıran) sahnelerle be- zeli 'Romans'da. sanat fılmiyle pomo türünü harmanlayarak ses getireceğini dûşûnmüş herhalde Breillat. Kuşkusuz soft'tan çok hard'a yakın duran filmde, hassas, kınlgan. tatminsiz ve mutsuz Marie-Caroline Ducey'in nasıl saksa- fon çaldığını. farklı 'iktidar sahibi' er- keklerle giriştiği tensel ihşkilerini ve sözüm ona sado-mazo düzüsme mace- ralannı sıkıntı içinde ızliyoruz. Çünkü cüretkarlığı, açık saçıklığıyla ve porno endüstnsinin. 25 cm'lik ale- tiyle en gözde 'vurucu'lanndan Rocco Siffredi'li kadrosuyla ılgi çekmeyi he- defleyen filmin. gerçekten 'duhulun vu- ku bulduğu' ileri sürülen söz konusu sevışme sahneleri, gayet ruhsuz, cansız ve donuk, bir kere. Tahrik etmek yerine çoğu kez güldü- ren bir groteskliktekı açıksaçıklığı, *ka- dmtecavüzedümekiçin yaraülmışür' gı- bisinden zırva maço söylemleri ve gön- dermeleri 'Romance'ı ıyı fılm yapma- ya yetmiyor tabii ki. Senaryosundan oyunculuğuna, çıplaklığı sansayon ya- ratacak tarzda kullanan. uyanıkça anla- tımından didaktik dıyaloglanna kadar, cûretkar ama başansız bir fılm 'Roman- ce' sonuçta. Kadm-erkek ilişkisine ge- nelde karamsar bakan yazar-yönetmen Breillat'nın, Fransa'da geniş seyirci yı- ğmlanna ulaşıp tartışmalara yol açmış bu popüler erotik-pornografik deneme- si, oldukça geveze, donuk ve sıkıcı bir film bizce. Yine de meraklısına çekicı gelebilir. 1999-2000 sinema mevsiminin Amerikan filmleri: UlP'nin listesinde neler var? macera veyenı çevınmıer. 'The Other Sister'da J. Lewis, D. Keaton. Kültür Servisi - Bu yaz mevsiminin gişe şampi- yonu olan 'Mumya'yı ğetırten UIP, 1999-2000 sine- ma mevsimi boyunca, sinemaseverlere (şimdilik sa- yısı) 30-35 kadar film izlettirecek. Halen UIP liste- sindebelirlenen fılmler. gösterim tarihlerine göre şöy- le sıralanıyor: • 'Schindler'in Listesi'yle adını duyuran senarist Steve Zaillianın ikınci yönetmenlik denemesi olup, John Travoha'nın çevreyı zehırleyen büyük şirket- lere karşı kahramanca mücadele eden bir avukatı can- landırdığı, Robert DuvaU'le VVüiiam H. Macy'nin de rol aldığı 'A Crvil Action-Dava'l 3 ya da 10 eylül). • 'Özel Bir Kadın'ın yönetmeni Gary Marshall'ın, yeniden setlere merhaba dıyerek. yıl lar sonra aile evi- ne dönüp yaşammı yeniden kuran bir genç kızı can- landıran Juliette Lewis ve yıllann Diane Keaton'uy- la çev ırdiğı 'The Other Sister'( 10 ya da 17 eylül). • Steve McQueen-Faye Dunavvay çiftinin unutul- maz fılmlennden olup uzun yıllarönce sinemalan- mızda 'Kibar Soyfiıncu' adıyla gösterilmiş filmin, aksiyon uzmanı \ önetmen John McTiernan eliyle ve Pierce Brosnan- Rene Russo ikılisiyle tezgahla- nıp günümüze uydurularak 'action'laştınlmış yeni- çevrimi 'Thomas Cnmn Affair'( 10 ya da 17 eylül). • Lise çağındaki Amerikalı, öğrenci gençleri ko- 'lOThings I Hate About You' yeni birgençlikfDmL nu alan. kalabalık kadrolu, '10 Things I Hate About You' adlı yeni bir gençlik filmı. • Sandra BuDock'le Ben AfBeck'in başrollerini pay- laştığı 'Forces of Nature' adlı yeni bir romantik ko- medi filmi. • Son dönemın en çok admdan söz ertiren güzel yıldızı Catherine Zeto-Jones'un oynadığı, geçmi- şın hayaletleri üstüne 'The Haunting' adlı yeni bir • • • fantastik film. • John Travoha'nın bu kez kızı öldürülen bir ge- nerali canlandırdığı 'GeneraTs Daughter'. • Bruce WilHs'in başrolünü üstlendiği, reenkar- nasyon üstüne psikolojik bir deneme niteliğindeki 'TheSfcrthSense'. • Yıllar önce BrianDe Pahna'nın yönetiminde gen- cecik Sissy Spacek'le John Travolta'nın oynadığı, ül- kemızde 'Günah Tohumu' adıyla gösterilmiş korku- fantastik klasiği 'Carrie'nin devam filmı olan 'Car- rie2'. • Ünlü ajan 007'nin bu kez dünya nın petrol bo- ru hatlannı kem gözlerden kurtarmaya çalıştığı ve James Bond fılmlerinin şimdilik sonuncusu olan 'The VVorid is Not Enough'. • 19701i yıllann ünlü televizyon dizisinden yıl- lar sonra beyaz perdeye aktanlan 'Mission Imposib- le-Görevüniz TehHke'nm devam fılminde başrolde yine Tom Cruise var. • UIP listesindeki 4 canlandırma fılminden biri olan 'Tarzan', sömestir tatilinde gösterilecek. • Yönetmen Biket tlhan ın geçen yıl çektiği, Yu- nanh genç kızla Egeli balıkçı delikanlının aşkını an- latan 'Kayıkçı' da, UlP'nin yeni mevsim listesinde yer alan biricik Türk filmi. 9 9 U L K E M I Z İ N U G R A D I G I Thomas Crown olayı Kibar Soyguncu'nun yeni versiyonunda McQueen'in rolünü Brosnan canlandırıyor D N K L E R A R 1 H E S T İ R T A R İ H L E R İ I C A D U Y U R U L A C A K T I R . Kültür Servisi - Güzel, zen- gin ve ünlü insanlar.. Dünya on- lann, her şey onlann. Adeta tannlar tarafından özel olarak korunuyor, kendılerini yalnız hi ssetmenin ne demek olduğu- nu hiç bilmiyorlar. Onlar iki sı- radan ınsan ya da 'biz' değıller. Ancak onlar da ağlıyorlar, hem de en çok aşk için... Pierce Bros- nan ve Rene Russo yeni film- lerinde bizlere, ınsan ruhunun ihtıyaç duyduğu cennetlerinpa- rayla satın alınamayacağını an- latıyorlar. Yönetmenligini John McTiernan'ın yap- hğı film, 1968 yılında Norman Jewison'ın çektiği ve başrollerini Steve McQueen'le Fa- ye Dunaway'ın üstlendiklen Kibar Soy- guncu'nun (Thomas Crown Affair) yeni versiyonu. Sinemanın son James Bond'u olan Brosnan, bu filmde McQueen'le kar- şılaştınlmaktan korkmadığını ve artık be- yazperdede kendine tamamen güvendiği- ni söylüyor. Film, yaşamda her konudabaşanlı olmus, bir adamin. Thomas Crovvn'ın (Brosnan) öyküsünü anlatıyor. Ancak o da, artık ken- disine kanıtlayacak hiçbir şey bulamama- nın sıkıntısını yaşıyor. Bu yüzden de bir karar veriyor Thomas Crown. Sahibi olmadıgı tek hazineyi, Mo- net'nın New York'taki büyük bir müzede bulunan ünlü tablosu Soleil Couchant'ı Pierce Brosnan, Rene Russo ile macera peşinde. çalmayı kafasına koyuyor. Kibar Soyguncu'nun ikinci versiyonunun çekilmesine tepki gösterenlere, yeniden yapımlann Lumiere kardeşlerden bu yana var olduğunu belırterek yanıt veriyor Bros- nan: "Klasikleri yeniden çekmek gereksiz olabilir; ama öztediğimiz yıldızlann bclle- ğimizde kalan ban fîlmlerini tekrarlayabi- liriz. Örnegin ben gerçek bir Steve McQu- een hayranıydım. Ayrıca başanh bir erkek- le kadının aşkuiı anlatan bir film yapmayı zaten düşünüyordum." Errol Flynn ya da Clark Gabk gibi mit- leşmiş oyuncular arasındaneden McQueen'i yeğlediğini ise şöyle açıklıyor: "Sadece Kibar Soyguncu'dan değiU Büyük Kaçış ve diğer fUmlerinden de çok etkilenmiştim. Bence McQueen tam anlanuyla sempatik ve centilmen bir kovboydu." KEDt GÖZÜ VECDt SAYAR Ceza Bir haftadır neler çektiğimi az çok tahmin ede- bilirsiniz. Kimle karşılaşsam, dikiyor gözlerini üs- tüme, endişeli bir biçimde hareketlerimi gözleme- ye başlıyor... Yok efendim, davranışlanmda gözle görülür bir değişiklik, bir sıniriilik var mıymış, bı- yiklanmı gerekli gereksiz oynatıp çevremi kuşku- lu gözlerle süzüyor, aniden odanın bir köşesinden fıriayıp öteki köşesine koşturuyor muymuşum? Neymiş, kediler depremi önceden hissedebilir- miş... Pekı öyleyse, o "meşum" kırk beş saniyeyi neden hıssedemedim önceden? Yoksa, ben duy- gusuz bir kedi miyim, diye dertlenip dururken, ger- çeği anlar gibi oldum. Sakın, memur kedilerin al- gılama yetenekleri azalıyor olmasın? Birihtimal dahavar. "Duygusal sömürü "nün son derece "makbul", "duyariı" olmanın "sakıncalı" sayıldığı birtoplumda, kedilerin depremi hissetme yeteneklerinde de bir u kısıtlama"ya gidilmiş ola- bilir pekala... Bu durumda, verilen cezayı kabul- lenmek, "Vallahi hiçbir şey duymadım, görme- dim, hissetmedim" demek en güzel çözümdür. Bunu becerebilenlerin önü açılır, geleceği par- lamaya başlar. Sağlık Bakanı, Ulaştırma Bakanı bi- le olabilirler. Hele bir de her türlü eleştiriye daya- nıklı bir zııtı geliştirebilir, eleştirileri "Marfcsistlerin işi" diye göğüslemeyi öğrenebilirseniz, artık önü- nüzde kimseler duramaz. ••• Yaşadığımız o korkunç deprem, bize çok şey öğ- retti. Orneğin, kırk beş saniyenin ne kadar uzun bir süre olduğunu... öğrendiğimız bir başka gerçek de "Türk'ün aklı ne zaman gelir?" sorusunun ya- nıtı. Yanıtı kısmen biliyorduk, "...sonradan gelir". Şimdi kesin olarak biliyoruz ki "ilküç günden son- ra'' gelirmiş. Eh, bilgı bilgidır. Bir gün işe yaraya- bilir. Tabii, bir de bazı bilgtlerimizi tazelemek olana- ğına kavuştuk. Sivil toplum örgütlerinin, "yaban- c/"lann, hele hele Ermeni ve Yunanlılann ne denli "tehlikeli" olduğu, onlardan yardım falan kabul editemeyeceği gerçeği bir kez daha belleğimize ça- kıldı. "Binanın vezinanın çoğalması"r\ın depreme ne- den olduğu gibi bilımsel gerçeklerden yola çıkan- lardan da çok şey öğrendik. Üç hilalli bayraklaria dolaşan yardım kamyonlan, sopalı milisler, felaket- ten sağlanacak artı değer listesine yazılabilirdi pe- kala. Resmi iş makınelerinin, ambulansların saat hesabı ile kiraya verilmesine karşı çıkanlar düpe- düz "bozgunculuk" yapıyordu. Yabancı ekiplerle birlikte, olağanüstü bir çalış- ma gösteren AKUT gönüllülerinin, "Aman, hasar tespiti yapılmadan, delil toplanmadan enkaz kal- dırma işlemleh tamamlanmasın" diye halkı uya- ran, ücret almadan dava açmaya hazır olduklan- nı belirten avukatlann, işyerlerini kapatıp deprem bölgesine koşan doktorlann, "Kardeşim Mehmet, metin ol!" diye mesaj gönderen Yunanlılann "art niyetli bozguncular" olduklarını da öğrendik şu geride bıraktığımız hafta içinde. Bunlan iyi öğrenemeyenler ise cezayı çoktan hak etmişti zaten. Örneğin, felaketin sorumluları- nın yalnızca müteahhitler olmadığını anlatan, ger- çek sorumlulann göz ardı edilmesini önlemeye ça- lışan televizyon kanallan esaslı bir cezayı hak edi- yordu. "Netekim", Kanal 6, "DeWet kuruluşlanna karşı güvensizlik ve öfke yaratıcı" nitelikte yayın yaptı- ğı için bir hafta süre ile kapatıldı. Neden? Doğru- yu, yanlışı ayırt etmeyi öğrensinler diye. Yani, son- suz bir iyi niyetle. Bakm, gösteri kanalının "muh- teşem" habercisine kanşan görüşen var mı? Ya da çocuk büyük herkesin sinirlerinin bu denli gergin olduğu bir ortamda her gece (hem de "prime ti- me"da) şiddet ve gerilim filmleri göstererek pas- tadan en büyük payı kapmaya çalışan kanallara? Onlara, "bozguncu"dendiğini duydunuzmu hiç? Bu depremden devletı yönetenler de bir şeyler öğrenmışler mıdir acaba, diye soruyordu bir kar- deşimiz. Bana kalırsa, zaten sahip olduklan bir bil- giyi tazelemekle yetindiler. Kedilerin üstünden so- payı eksik etmemek gerektiğini bir kez daha anım- sadılar... Ya, Allah korusun, halk da kedilere uyup, ayak- lannın altındaki enkaza bakmak yerine, başını kal- dırıp üstündeki enkaza bakmaya başlayıverirse... Geceyarısı Bcspresi gündemde • CHICAGO (AA) - Türkiye'de de temsilcisi bulunan ve Türk sinemaseverlennden milyonlarca dolar kazanan Time Wamer firmasının yan kuruluşu olan ABD'nin ünlü kablosuz televizyon kanalı HBO'nun, "Midnight Express- Geceyansı Ekspresi" filmini yeniden yayımlama karan aldığı bildırildi. HBO kanalının, filmi yeniden oynatabileceğini haber veren ABD'deki Türk kunıluşlan. Internet kullanan Türkleri uyararak, kanalın Internet aracılığıyla protesto edilmesini istediler. Chıcago'daki Türk toplumu temsilcileri, 1999 yılında çeşitli defalar filmi yayımlayan HBO kanalının, tam deprem gibi bir faciayla Türkıye'nin gündemde olduğu bir sırada, Türk aleyhtan filmi oynatmasını anlamlı bulduklannı ve birtakım Türkiye aleyhtan güçlerin, Time VVarner firmasını etkilemiş olabileceklerini söylediler. Nurten EPUS yaşıyor • Kültür Servisi - Çarşamba günü müzik yazanmız Evin llyasoğlu'nun 'Nurten Erus'a sesleniyoruz' başlıklı yazısında, Adapazan'nın bir kültür şehri haline getirilmesi için çaba gösteren okurlanmızdan Nurten Erus'tan deprem felaketinden sonra haber alınamadığı belirtiliyordu. Erus, önceki gün Ilyasoğlu'nu arayarak, sağlık durumunun iyi olduğunu, ailesiyle birlikte şu anda Eskişehir'de akrabalannm yanında bulunduğunu ve en kısa sürede Adapazan'na dönüp sanatsal faaliyetlere devam edeceğini bildırdi. Selçuk Efes Festivali iptal edildi • SELÇUK (AA) - Selçuk Efes Kültür Turizm Vakfı tarafından düzenlenen Selçuk Efes Kültür Sanat ve Turizm Festivali, deprem nedeniyle ıptal edildi. Selçuk Belediye Başkanı Vefa Olger ve Kaymakam Yusuf Ziya Karacaev, 1990 yılına kadar 28 kez uluslararası düzeyde gerçekleştirilen festivalin, 9 yıllık aradan sonra bu yıl yeniden yapılması için tüm hazırlıklann ve dış bağlantılann kurulmasma rağmen, deprem faciası nedeniyle iptal edildiğini bildirdi. Festival, Efes Antik Tiyatro'da, 3-6 Eylül tarihleri arasında yapılacaktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle