Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 AĞUSTOS 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Demirel
Istanbul'da
• istanbul Haber Servisi -
Cumhurbaşkanı Süleyman
L>emirel ve eşi Nazmıye
Demirel, "GAP' adlı özel
uçak ile dün akşam saat
18.15'te Istanbul'a geldi.
Dcmırel'i Yeşilköy Askeri
Havalimanı'nda, istanbul
Valisi Erol Çakır, Emnıyet
Müdürü Hasan Özdemir ve
Merkez Komutanı
Tuğgeneral Tuncer Akçay
karşıladı. Istanbul'a yeni
atanan Vali Çakır ile bir
süre görüşen Demirel'in
yaklaşık 15 gün süreyle
çaJışmalannı Istanbul'da
sürdüreceği belirtıldi.
Okuma yazma
seferberliği
• IZMİR(AA)-Devlet
Bakanı Işılay Saygın, son 1
yrl ıçinde 135 bin kadma
okuma yazma öğretildiğini
bildirdi. Izmir'in Gaziemir
ilçesinde, Halk Eğitim
Merkezi 'nce dûzenlenen
1997-98 öğretımyılı son
dönem kurslannı
tamamlayan 81 kursiyere
sertifika verme törenine
katılan Saygın, 1995
yılında Pekin'de
gerçekleştirilen 4'üncü
Dünya Kadın
Konferansı'nda, Türkiye'de
2000 yılında okuma yazma
bilmeyen kadın
kalmayacağı taahhüdünde
bulunulduğunu, bunun
gerçekleşmesi amacıyla
bakanlıkça çabalann
yoğunlaştınldığını kaydetti.
ÖzÜPlülere
kimlik karü
• AJNKARA (AA) - Devlet
Bakanı Hasan Gemici,
Ûzürlü Kimlik Kartı
Yönetmeliği'nin dünkü
Resmi Gazete'de
yayımlandığını belirterek,
'"Özürlü Kimlik Kartı
Yönetmeliği'nin çıkmış
olması, ülkemizin en
sonmlu toplum kesimini
teşkil eden özürlülerin
yaşamlannın
İcolaylaştınlması ve
iyileştirilmesi yolunda
önemli biradımdır" dedi.
Gemici, yönetmeliğe göre,
özürlülerin sağlık kurulu
raporu, tasdflcli mYfiB •&*
cûzdanı örneği ve iki "
J y
"'
fotoğrafla bulunduklan
illerin Sosyal Hizmetler II
Müdürlüğu'ne
başvurabileceklerini
kaydetti.
bütçesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sağlık Bakanı"
Halil Ibrahim Özsoy, genel
bütçeden Sağlık
Bakanlığı'na aynlan payın
düşük olmasının, sağlık
hizmetlerine yapılan
yatınmlann az olduğu
anlamına gelmeyeceğini
söyledi. Özsoy, "Yatırım
vardır ve her seneye
nazaran ikiye, üçe
katlayarak devam
etmektedir" dedi. Sağlığa
aynlan bütçe denildiği
zaman, SSK'ye, Milli
Savunma'ya ve bakanhğa
aynlan paylann tümünün
akla gelmesi gerektiğini
belirten Özsoy, genel
bütçeden alınan rakamın
dışında, toplu konut ve
jiğer fonlardan gelen
saralarla Sağlık
Bakanlığf nm bütçesindeki
yatınmlann 3 katına
;ıkanldığını söyledi.
»ancana16bin
m lira ffiyat
I ANKARA (Cumhuriyet
Sürosu) - Bakanlar Kurulu,
eker pancanna kilo başına
6 bin 500 lira fiyat verdi.
Jakanlar Kurulu'nun,
Lesmi Gazete'nin dünkü
ıükerrer sayısında
ayımlanan karanna göre,
u yıl üretici tarafından
;slimi taahhüt edilen
üzde 25 toleranslı. yüzde
6 şeker içeren firesi
iişürülmüş pancara, kilo
aşma 16 bin 500 lira
deme yapılacak.
sarzani'ye tepkî
I ANKARA (Cumhuriyet
ûrosu) - Irak Türkleri
ültür ve Yardımlaşma
erneği Başkanı Feridun
ürmüzlü, Mesud
îrzani'ye bağlı Irak
irdistan Demokrat Partisi
<DP) güçlennin Erbil'de
şayan Türkmenlere
rıelik saldınlannda ölü
yaralılann olduğunu
dirdi. Hürmüzlü.
ırzani'nin Saddam'la da
ıırliği yaptığını
rgulayarak Kürtlere
nelik katliamlarda da
rzani'nin sorumluluğu
luğunu söyledi.
Prof. Dr. Ilhan Başgöz, 1. Uluslararası Türk Dünyası Eren ve Evliyalan Kongresi'nde konuştu
6
Tarikadarnı hedefi devlet
9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Anadolu Erenleri Külrür
ve Sanat Vakffnca (ERVAK)
dûzenlenen " 1 . lluslararası
Türk Dünyası Eren ve Evliyala-
n Kongresi" dün başladı.
Başbakan Yardımcısı ve Dev-
let Bakanı Bfilent Ecevit, Ata-
türk'ün önderliğinde gerçekleş-
miş olan laik rejimin Türkiye'de
inançlar arası barışın güvencesi
olmaya devam edeceğini belirte-
rek "Sünni ve AJeviyi ayn gözie
görmeye kalkışanlara Türk hal-
kı gereken tepkiyi Süıınisivfe de
Alevisiyle de gösterecektir" dedi.
• Indiana Üniversitesi öğretim üyesi Prof. îlhan Başgöz, tarikatlann sosyal
işlevini aştığını ileri sürerek "Devleti ele geçirmeye çahşıyor" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ise laikliğin, inançlann güvencesi olmayı
sürdüreceğini söyledi.
Başkent Öğretmenevi'ndeki
kongrenin açılışında konuşan
Ecevit. Avrupa ile Asya'nın bü-
tünleşmeye başlaması ile birlik-
te Türk dünyasının kendini yeni-
den keşfetme sürecınin başladı-
ğını söyledi.
Erenlerin, Türklerin Islam an-
layışında da belirleyici etken ol-
duklannı kaydeden Ecevit, çok
sayıda Müslüman toplumun ak-
sine Türklerde din duygusunun
Allah sevgisine dayandığını söy-
ledi.
Allah sevgisinin getirdiğı ın-
san sevgisinden doğan hoşgörü-
nün özgürlük ve demokrasi yo-
lunu açtığına ışaret eden Ecevit,
din duygusunun Allah korkusu-
na dayandıgı toplumlarda bağ-
nazlık ve baskının egemen oldu-
ğunu söyledi.
Kongrenin açılış bildirisini
sunan Indiana Üniversitesi öğre-
tim üyesi Prof. Dr. îlhan Başgöz,
bugünün şeyh efendisinin, sos-
yal işlevinde 13. yüzytlın dervi-
şine benzediğini söyledi.
'Laik devlet şart'
Devletın, yurttaşına insanca
bir hayat ve güven ıçinde yaşa-
ma olanaklannı uzun zaman ve
Aleviler
Yuruyüşçuler
Çorum f
da
MUSTAFA YOLYAPAR
ÇORUM - Gazi olaylan
davasının görüldüğü Trab-
zon'da lOAğustos'tabaşla-
yan "Hacı Bektaş Veli Ba-
nş, DosrJuk ve SevgT yürü-
yüşü devam edıyor.
Dün Çorum'a gelen yü-
rüyüşçülerle Banş Partililer
arasında sert tartışmalar ya-
şandı.
2O'ye yakm örgütlü Ale-
vi derneği tarafından ortak-
laşa dûzenlenen yürüyüşe
sanatçılar Arif Sağ, Tolga
Sağ, ErdaJ Er/incan. Güler
Altan, Gülay Kurt, Ismail
Kaya, Talip Şahin ile Türkı-
ye ve Avrupa'da bulunan dı-
ğer Alevi derneklerinden
temsılciler katıldı.
Saat 11.00'de Merzi-
fon'dan Çorum'a gelen yü-
rüyüşçüler, ilk olarak Hacı
Bektaş Veli Kültür Vakfı
Çorum Şubesi'ni ziyaret et-
tiler. Ziyarette bir grup Ba-
nş Partili gencin partı bay-
ragı ile Hacı Bektaş Veli
Kültür Vakfı Çorum Şube-
si'ne girmek istemesi ve bi-
na önünde parti amblemli
şapkalan dağıtması üzenne
vakıf ve BP yöneticileri ara-
sında sert tartışmalar yaşan-
dı.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
40 ay hapis cezası verilen K1R1K tipinin çizeri Doğan Güzel cezaevinde.
büyük ölçüde sağlayamaz duru-
ma düşmesi halinde daha da
güçlenen şeyh efendi ve tarikat
liderinin devleti kontrol etmeye,
ele geçirmeye çalıştığına işaret
eden Başgöz. şöyle konuştu:
"Asıl tehlikede o vakit başhyor.
Toplum kurumlanna. ekonomik
hayata, eğföme, insan ilişkikrine,
gi.vim-kuşama ve kişisel davra-
nışiara kutsal kitaplarda yüzyü-
Jarcaevvel brçilen bir elbiseyi giy-
dirmeye çalışryor. Dervişüı, $ey-
hin ve tarikatın sosyal işlevini
aşarak polmk bir ideolojiye dö-
nüşmesini öniemenin iki yolu
vardır: Devlet sosyal devlet
olacak. Halkkıtkferine şey-
hin ve tarikatın verdigin-
den daha fazlasını veya hiç
olmazsa onun kadannı
adiice verecek. Devleti poli-
tik din değil, eğemenligin
kaynağı olan halkın temsü-
cileri yönetecek. Yani dev-
let laik devlet olacak."
Ecevit, halk ozanlanmn
şiirlerinin TürkJerin gönül-
bağı olduğunu belirtirken,
bu bağın güçlendirilebildi-
ğı oranda, demokrasi ve la-
ikliğin de korunup gelişti-
rilmesinin kolaylaşacağına
işaret etti.
Kültür Bakanı Istemi-
han Talay, toplum ve ulus-
lann külrurünün gelişme-
sinde manevi değerlerin
önemli bir yeri olduğunu
belirtirken inançlar, gele-
nekler ve düşünsel birikim
olarak ortaya çıkan bu ma-
nevi gücün uluslann ya-
şam biçimini belirleyen
unsurlann başında geldiği-
ni söyledi. Talay, Türk kül-
türünün oluşması ve ku-
şaktan kuşağa ulaşmasın-
da eren ve evliyalann çok
büyük katkısı olduğuna
işaret etti.
ERVAK Başkanı Yıısuf
Dağ, günümüz düşüncele-
rine ışık tutan ve yol göste-
ren eren ve evliyalan kong-
re ile bütünleştirmeyi
amaçladıklarını belirterek,
2000 yılında da "2. Anado-
lu tnançlan Kongresi"ni
dûze^e^ej^rinj bildir-
di. .. ...
DTP Genel Başkanı; hükümeti, irticayı ve kendisine yönelik eleştirileri değerlendirdi
Cindoruk: EMnci cephe oluştu
DÜRPANE KIRÇUVAJL
^
ANKARA - Ko-
alisyon ortağı
DTP'nin Genel Baş-
kanı Hüsamettin
Cindoruk, devlet
içindekileri "irticaa" suçlamasıy-
la dışlamanın kutuplaşma yarata-
cağını belirterek, "Herkesi, iyi ye-
tişmiş gençieri,babaian dedeterİD-
den ötürü dışlarsanız karşınızda
bir dind cephe oluştunırsunuz ve
oluşturulmuştur" dedi. Cındoruk,
partısınin kontenjanından Ulaştır-
ma Bakanlığı'na getırilen Süley-
mancı ArifAhmetDenizolgufi için,
"Kendisinin cumhuri>
ı
et ilkelerine
aykın faaüveti ortava çıkarsa, onu
flk istifa>a çağıran ben oiurum" de-
ğerlendirmesmi yaptı. Cindoruk.
"Kışlasına zorlukla girmişolan bir
silnhlı kuvvetier organizas\onunu
tekrar sahneve Çiller çıkartmışür.
Tarih kamesindençok könî bahse-
decektir" görüşünü dile getirdi.
DTP Iıderi. Cumhurbaşkanı'nın
göre\ süresiyle ilgili tartışmalar
konusunda, "Eğer cumhurbaşka-
nını halk seçerse, bü>ük olasıhkla
• DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Kışlasına zorlukla girmiş olan bir
silahlı kuvvetier organizasyonunu tekrar sahneye Çiller çıkarmıştır. Tarih
kamesinden çok kötü bahsedecektir" görüşünü dile getirdi.
Demirel'i yeniden secer" dedi.
Son zamanlardaki çıkışlanyla
dikkat çeken DTP Iıderi Cindo-
ruk'un değerlendırmeleri şöyle:
tRTİCA: 28 Şubat bir muhtıra-
dır. 12 Mart muhtırası benzeri. As-
kerlerin dayatmasıyla bu kararbaş-
bakan ve başbakan yardımcısı ta-
rafından imzalandı. MGK'nin as-
keri tarafı, yaptınm kelimesini kul-
lanarak kesinlikJe bir muhtıra ver-
miştir. Bununla öncelikle hükümet
modeli değişti, bu çok önemli.
Cumhunyetçilik ılkesine karşı ol-
duğu kuşkusu taşıyan bir parti ve
onun ortağı olan yolsuzluklara ka-
nşmış bir parti hükümet kurmuş-
Iardı. O hükümetin yerine kuşku-
lar taşımayan partıler, dışandan
destekbularak hükümet oluşturdu-
lar. Ülkede dine dayalı devlet kuş-
kulan vardı ama, bu hükümetten
kuşku yoktur.
Irtica olaylannı tanfetmekte uz-
laşmak gerekiyor. Irtica olaylan
birtakım yazarlann-çızerlerin ifa-
deleri ya da makaleleri ise, sayısal
olarak arttığı söylenebilir, içerik
olarak irticanın arttığmı söylemek
insafsızlık olur.
İTTtFAK: Bir tarafta elinde çı-
km olan bir parti, öteki tarafta din-
sel amaçlan söylem haline getır-
miş aşın muhafazakâr birpartı var.
Bu iki partinin ittıfakını Türki-
ye'nin sıyasetınde olabilirgörmü-
yorum, beklediklen oyu alamaz-
lar, ıttifaklar doğal tabanlan olan
birleşmeye açık partıler arasında
olabilir. Bizim partımız, FP ile ke-
sinlikle ittifak yapmaz. Biz DP.
AP'lilerin oluşturduğu kıtle parti-
si merkez partisi oluşturmayı he-
defliyoruz. Bu merkez parti içinde
aşın sağ ya da aşın sol kanatta olan
arkadaşlanmız olabilir, onlara bir
şartımız var: Demokrasi ıdeolojısı
etrafinda buluşmak, fikirleri tartış-
mak ama parti çoğunluğunun koy-
duğu programa uymak.
SEÇİM: Ben seçimlerin ikiye
aynlmasını istiyorum, ertelenme-
sini istemiyorum. Bu iki seçim bir
arada yapılırsa teknik sorunlara, si-
yasi çekişmelere, kargaşaya, oy
tasniflerinde itirazlara yol açar. Biz
parti olarak seçimlerin 4 yılda bir
yapılmasını istiyoruz. 1999 yılı
içinde &eçim yapılsın diyoruz.
Yurtdışındakı yurttaşlanmıza seç-
men hakkı vermek, kolaylaştıncı
seçmen kütükleri yapılması ve
mektupla oy kullanımının sağlan-
ması ıçın tekliflerimizi ekimde or-
taya koyacağız.
BARAJLAR: Barajlann yanın-
da ittifaklan teklifettim. Seçim ön-
cesinde siyasi partilerkendi arala-
nnda iktidara geldiklerinde yapa-
caklan işlerde uzlaşacaklardır. Bu
aynı zamanda parlamentonun he-
deflenni ve çalışma biçimini orta-
ya koyacaktır. Bu aynı zamanda si-
yasal istikran sağlayacaktır. Blok-
lardan daha fazla oy alan ıktidar
olacaktır, az oy alan muhalefet par-
tisi olacaktır. Buna karşı barajlar
yüzde 5'e düşürülürse bütün eği-
limler de Meclis'te yerini almış
olacaktır, kimi ittifaklarla kimi de
bar^ilan aşarak. Önerim yüzde 5.
ÇİLLER: Çiller, Türkiye'nin
uzun yıllar unutamayacağı birsiya-
si felaketi tattırmıştır. Kışlasına
zorluklagirmişolan birsilahlı kuv-
vetier organizasyonunu tekrar sah-
neye çıkartmıştır. Tarih kamesin-
den çok kötü bahsedecektir. Bir ik-
tisatçı Sayın Çiller'in Türkiye'ye
verdiği zaran 25 milyar dolar ola-
rak hesap ediyor.
Çiller meselesi benirn için ka-
panmıştır. Hele Sayın Özer Çil-
ler'in komisyona verdiği ifadede,
bir milyonun üzerindeki dolan çı-
kında bulduğunu söylemesi, me-
seleyi çözmüştür. Bu bir itiraftır.
Haksız sanığın itirafi ve gerekçe-
sıdir. Soruşturma komisyonunun
sonuçlannın ne olacağını bilemem
ama halkın ne karar vereceğini bı-
liyorum. Halk gördü. kesinlikJe
tasfiye edecektir. Sayın Çiller'le
beraber kim siyasette ortaya çık-
nuşsa hepsini tasfiye edecektir.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin @ posta. cumhuriyet. com. tr
Biliyorum, başlığın dili çetre-
fil oldu. Ama ne yapayım, so-
runun kendisi çetrefîl. Haddi-
mi aşıp, hukuk biliminin, felse-
fesinin içine dalmam gerek.
Gerçi kendi kendime "Senin
ne haddine hukukun derinlik-
lerinde dolanmak. Vazgeç" de
diyebilirim. Ama o zaman da
epey ince bir noktada da olsa
meslek ahlakını çiğnemiş ola-
cağım endişesindeyim. O yüz-
den siz sabredin, ben de de-
neyeyim.
Avrupa insan Hakları Mah-
kemesi, geçen haftalarda
önemli bir karar verdi. Karar
DGM'lerin bağımsız ve tarafsız
bir mahkeme sayılamayacağı-
nı, hiçbir tartışmaya yer bırak-
mayacak bir açıklıkla saptadı.
Bu kararın lamı cimi yok, ora-
ya buraya çekiştirilecek yanı
da yok. Avrupa insan Hakları
Mahkemesi açıkça "DGM'ler
bağımsız ve tarafsız bir mah-
keme değildir" dedi. Hukuka
benim kadar bulaşanlar bile
bağımsız ve tarafsız olmadığı
yetkili bir organca "saptan-
mış" bir kuruma "mahkeme"
denemeyeceğini bilir.
Bir Meslek Ahlakı Sorunsalı
Nitekim İstanbul Barosu'na
kayıtlı bir grup hukukçunun çı-
kardığı "Açık Sayfa" adlı hu-
kuk dergisinin son sayısında,
benim gibi hukuk yalamış de-
ğil, gerçek bir hukukçu, Akın
Atalay imzasıyla yayımlanan
bir yazıda bir üst paragraftaki
yargı aynen yinelenmekte.
Hukuksal olarak "mahke-
me" olarak nitelenmesi artık
mümkün olmayan bir kuruma
işi düşen avukatlar, o kurum-
da görevli yargıçlar, o kurum-
da yargılanan sanıklar, o ku-
rumda bilgisine başvurulan ta-
nıklar, o kurumun kararlarını
ele alan Yargıtay gibi yüksek
yargı organlan, bütün yargı er-
kınin tepesindeki Anayasa
Mahkemesi bundan böyie ne
yapar, ne eyler bilemem.
Bildiğim şu:
Bir: Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi (AİHM) kararları,
Avrupa Sözleşmesi'nin altına
imza koyan bütün devletleri
bağlar. Türkiye Cumhuriyeti
Devleti, bu sözleşmenin altına
imzasım koydu. Yani Avrupa
İnsan Haklan Mahkemesi'nin
kararlarının kendisi için bağla-
yıcı olduğunu, iç hukuk ile
AİHM kararlan arasında bir çe-
lişki doğarsa, ıç hukukunu de-
ğiştirmeyi kabul etti.
Devlet bunun gereğini yerı-
ne getirecek mi getirmeyecek
mi bilemem. Getirmezse Avru-
pa Sözleşmesi uyarınca Avru-
pa'dan dışlanmayı göze alırmı
alamaz mıyı da bilemem.
Bildiğim şu:
İki: ÂIHM en az (Bir kez da-
ha: "En az") Anayasa Mahke-
mesi kadar yetkili ve kararlan
bağlayıcı bir hukuk kurumu.
Türkiye Cumhunyeti Anaya-
sası'nın 153. maddesi, Anaya-
sa Mahkemesi kararlanyla ilgi-
li olarak şu ilkeyi koymuş:
"Anayasa Mahkemesi ka-
rarlan yasama, yüretme
veyargı organlannı, idare ma-
kamlarını, gerçek ve tüzelkişi-
leri bağlar."
Haydi buyrun bakalım.
Ben bu ülkede bir "gerçek
kişi" olduğuma kesinlikle emi-
nim. Yani Anayasa Mahkeme-
si kararlan ve "en az onun ka-
daryetkili" Avrupa İnsan Hak-
lan Mahkemesi kararları beni
de bağlıyor. Bu bir anayasal
kural ve ben anayasaya uyma-
nın bir yurttaşlık odevi olduğu-
na inanıyorum.
Yani ben istesem de isteme-
sem de DGM'leri bir mahke-
me olarak "artık" kabul ede-
mem. Edersem anayasaya ve
kararları "en az onun kadar
geçerli" AlHM'ye aykırı dav-
ranmış, hukuku çiğnemiş, hu-
kuk devletinin bir yurttaşı ola-
rak çok temel bir ilkeyi gözar-
dı etmış olurum.
Şimdi gelelim başlıktaki "Bir
Meslek Ahlakı Sorunsalı"na.
Gazeteci olarak görevlerim-
den biri halkın anayasal gü-
vence altına alınmış haber al-
ma hakkını hayata geçirmek.
Meslek ahlakımın anayasası
ise haberlerin doğru olmasını
bırinci maddesine yazmış.
Peki ben şimdi DGM'de bir
duruşma izlesem, sonra gaze-
teye gelip haberi yazsam. ör-
neğin "...bugün İstanbul
DGM'de yapılan duruşmada
çağnlı tanıklann gelmediğian-
laşıldığından duruşma ileri bir
tarihe ertelendi ve sanıklann
tahliye taleplerinin de gelecek
duruşmada karara bağlanma-
sı karariaştırıldı" diye çok ma-
sum bir haber yazsam, mes-
lek ahlakına aykın davranmış
olacak rnyım, olmayacak mı-
yım?
Okuyucuya aslında mahke-
me olmadığı kesinleşmiş bir
kurumu, sanki gerçek birmah-
kemeymiş gibi sunmuş olacak
mıyım, olmayacak mıyım?
Gördünüz değil mi AİHM'-
nin aldığı karann sonuçlannı?
Geldi benim gibi fukara birga-
zetecinin meslek ahlakına ka-
dar uzandı.
Bu çetrefil sorunu kendim
çözemedim. Ama çözünceye
kadar da DGM'de duruşma iz-
lememeye kararlıyım...
Karariıyım da ya DGM'ye
gazeteci olarak değil de sanık
olarak çağnlırsam ne halt ede-
ceğim?
• • w • •
POLİTtKA GÜNLUGU
HtKMET ÇETİNKAYA
Şevket Bey...
Korkut Özal (DP), Hasan Celal Güzel (YDP),
Besim Tibuk'un (LDP) başında bulunduklan par-
tilerin oy oranları ne olur?
Yüzde 1'i bile bulmaz!..
Muhteremler her gece bir gerici televızyon ekra-
nında boy gösterirler...
Tansu Çiller ve Recai Kutan'ın peşine takılıp
Mehmet Barlas'ın villasında Boğaz'a karşı 'De-
mokrasi Cephesi' kuran muhteremlerin bir başka
amacı daha var:
"Tarikatlan da yanına çekmek..."
Yani Süleymancılar, Nakşiler, Fethullahçı Nurcu-
lar, Kadiriler ve Işıkçıları aynı çatı altında topla-
mak...
Bu cepheye BBP ve MHP'yi de katarlarsa Türk
Silahlı Kuvvetleri'ne karşı da bir cephe oluşturacak-
lan hesabındalar...
Takkeli ve takkesiz liboşlar, dinciler, faşistler ni-
ye TSK'ye karşı birleşiyorlar?
Nedeni açık:
"Türk Silahlı Kuvvetleri ilk kez devlet içinde Türk-
Islam sentezinin örgütlendiğiniaçıklıyor..."
Birileri yukarıdan düğmeye bastı ve 'demokratik
cephe' tezgâhını gündeme getirdi...
Başında bir grup yazar, gerici-faşist kadrolarla
yakın ilişki içinde...
Ihale takipçiliğinden zenginliğe geçıp sınıf atla-
yanlar her dönemde aynı numarayı çevirmediler
mi?
Istanbul'dan Isparta'ya geçelim isterseniz...
Gölcük Orman Tesisleri'nde aylar önceki top-
lantryı anımsatalım...
Tarih: 12 Şubat 1998...
Yemekli toplantıda Ispartalı 40 işadamı bulunu-
yor...
Kürsüde konuşan kişi, Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in kardeşi Şevket Demirel...
Şöyle diyor:
"Devletin birçok sahalarda ulaşamadığı, yap-
madığı, maddi imkânlannın yetişemediği yerierde,
böyle bir boşlukta işte bir Fethullah Hoca felse-
fesi ortaya çıkıyor, insanlar dayanışmayla devlet
kadareğitim yapabiliyoriar. Dayanışmanın aşama-
yacağı köprü, yüzemeyeceği deniz yoktur. İşte bu
söylediğim hususlara en iyi misallerden biri de
Fethullah Hoca eğitim seferberliğidir..."
Toplantıya katılan 40 işadamı, 400 öğrenciye
burs vermeye karar verdi.
Şevket Demirel, konuşmasını bitirirken ekled^
"100 öğrenciye ben burs vereceğim..." •'•*
• • •
Cumhurbaşkanı Demirel'in kardeşi Şevket Bey,
Nurculara neden yakın?
Isparta yöresinde tarikatlar, Nurcu ağırlıklıdır ve
siyasette söz sahibidir; Süleymancılar daha çok
Antalya yöresinde egemendir; Nakşiler ise hiç yok-
tur...
Isparta Belediye Başkanı Mehmet Aybatılı,
DYP'liolup, Nurcudur...
Said-i Nursi'nin Barla'daki evi belediyece ona-
nimış ve ziyarete açılmıştır. Evin bulunduğu soka-
ğa da 'Said-i Nursi' adı verilmistır...
Karaağaç Mahallesi'ndeki 'Divan Yolu' cadde-
sinin adı değiştırılmiş midir?
Divan Yolu caddesinin de yeni adı şudur:
"Bediuzzaman Caddesi..."
Isparta'da yayımlanan 'Gülses Gazetesi' habe-
ri şöyle vermiştir:
"Üstadın adının birsokağa ve caddeye verilme-
si Nur öğrencilerini sevindirdi..."
Belediye Başkanı Aybatılı'nın görüşü de şudur:
"Said-i Nursi'nin devletimize, milletimize, dini-
mize büyük emeği geçmiştir..."
Türkiye'nin 1998'de görünen yüzü işte budur...
Irtica, devletin tepelerinden Isparta'ya dek uzan-
maktadır...
• • •
Hep merak ederim:
"Korkut özal'ın 1983 yılında malvariığı neydi
şimdi ne?"
Dünkü yazımda sormuştum:
"Tansu Hanım nasılzengin oldu?"
UBA Ajansı'nın haberine göre Mehmet Barlas'ın
Otağtepe'de bulunan villasındaki gazeteciler şun-
larmış:
"Fehmi Koru, Salih Memecan, Cengiz Çan-
dar, Hasan Karakaya, Nazlı llıcak, Ahmet Ha-
kan, Ahmet Tezcan..."
Yazımı Uğur Mumcu'dan bir alıntıyla noktalıyo-
rum:
"Korkut özal'ın, kurucusu olduğu dinselamaç-
lı iki vakıf var.
Bunlardan birinin adı 'Özbağ Vakfı.' Kuruculan
şunlar:
Korkut Özal, Bahattin Bayraktar^ Talat Içöz,
Murat Mehmet Özal, Mustafa Ali Ozal.
2 Ocak 1987günlü Resmı Gazete'den öğrendi-
ğimize göre vakfın amacı, dini gün ve gecelerde
toplantılar düzenlemek, mescit, cami ve Kuran
kursuyaptırmak, dini ve milli araştırmalaryapılma-
sını teşvik etmek, doğal afetlere maruz kalanlara
yardımda bulunmak, fakir öğrencilere yardım et-
mek, yüz kızartıcı olmayan bir suçtan para ceza-
sı olanlarayardımcı olmaktır.
Korkut özal'ın Suudi Arabistan Krallığı'ndaki 'iti-
ban' yerindedir. Sık sık Riyad'a gidıp gelir.
Bu gidiş gelişlerinin birinde Islam Kalkınma Ban-
kası'nda bir müşaviriik görevini de koparmıştır.
Daha önce aynı görevde bulunan, bir Türkpro-
fesörüdür. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş...
Korkut özal bu görevi Prof. Yalçıntaş'tan dev-
ralmıştır."
Nevzat Yalçıntaş şimdilerde, Fazilet Partisi Ge-
nel Başkan Yardımcısı değil mi?
Dinciler, faşistler, numaracı cumhuriyetçiler 'laik
cumhuriyet'e karşı, nasıl da bırleştiler!..
hckaya(ö posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
DUYURU
MALATYA ASLİYE 3. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1996 600 Esas, 1998 748 Karar.
Davacı Malıye Hazınesı tarafından davalı Musa Çanak alevhı-
ne açtığı tazmınat davasmm açık ya^ılaması sonunda. Daxanın
kabulü ile 525.685.000 TL.'nin voİsuzluğun ve ödemenın >apıldı-
gı tanhlerden ıtibarenyasal faızı ile bırlıkte davalıdan aJınıpda\a-
cıya venlmesıne. 18.924. 660 TL. harcın davalıdan Hazıne adına
alınmasına, davacının yaptıgı 12.687.500 TL >aı?ılama gıden ile
vekili ıçın hesaplanıp takdır olunan 37.027 400 TL vekâlet üeretı-
nin davalıdan alınıp davacıya venlmesıne. yasa yollan açık olmak
üzere karar verilmistır Davalının adresı meçhul olduğundan kara-
nn adı geçene duyuru yolu ile teblığıne karar venlmijtır Duyuru
tanhınden ıtibaren karann 15 gûn sonra tebliğ edilmiş sayılacağı
duyurulur. Basın: 38855