Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 1998 CUh
4 HABERLER
Zıriılı araç
tartışması
• ANKARA(UBA)-
Başbakanlık, Anayasa
Mahkemesi'nin eski
başkanı. Atatürkçü
Düşünce Derneği Genel
Başkanı Yekta Güngör
Özden'in "zırhlı aracına
şehir dışı benzin
•verilmernesi" sorununu
çözdü. Özden, "Beni
bugün aradılar. Benzin
verilmemesinde bır kasıt
olmadığını, benzinden
kaynaklanan bir sıkıntı
buiunduğunu, ancak
sorunun çözüleceğini ve
şehir dışına gidebileceğimi
söylediler. 'Ama artık
geçti' dedim" diye
konuştu. Özden, Akit
gazetesinin "Benzini alıp,
Yalova'ya latile gitti"
yayınıni da yalanlayarak,
"Yalova'ya gitmedim,
Ankara'dayım" diye
konuştu.
Askerlik süresi
kısalmıyop
• A Y D I N ( A A ) -
Başbakan Yardımcısı ve
Milli Savunma Bakanı
Ismet Sezgin, "Güvenlik
gereği askerlik süresini
kısaltmayı
düşünmüyoruz" dedi.
Askerliğini yapmayan
polislerin kadroya
alınmalanyla büyük bir
yanlışlık yapıldığını
vurgulayan Sezgin,
"Ortada bir anayasa var,
askerliğin. Türk vatandaşı
tçin bir ödev ve hak
olduğunu öngörüyor.
Polislerimiz de bu görevi
yapmak istiyor, ama ıçinde
balunduklan durum,
belırlı bir zamanda bunu
imkânsızlaştınyor" dedi.
Orman yangını
şehitleri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Orman Bakanı
Ersın Taranoğlu, CHP
'Erzincan Milletvekili
Mustafa Kul'un yazılı soru
önergesine verdiğı
cevapta, son 12 yılda 225
orman mühendisi ve
orman muhafaza
memurunun şehit
olduğunu bildirdf.
Taranoğlu, ormanlann
korunmasmm 29'Orman
Bölge Müdürlüğü, 245
Orman lşletme
Müdürlügu, 1328 Orman
lşletme şefliklerinde
görevli teknik elemanlar
idaresindekı orman
muhafaza memurlan ile
sürdüriildügünü belirtti.
BüyükşehiP'e
siyah çelenk
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Büyük Birlik
Partisi (BBP) Genel
Sekreteri Mehmet Ekici.
Ankara Büyükşehir
Beledıyesi'nde greve çıkan
işçıleri destekJediklenni ve
grevi hakli gördüklerini
söyledi. Mehmet Ekici,
Büyükşehir
Belediyesi'ndeki 10
gündür grev yapan işçilere
destek \ermek amacıyla,
işçileri ziyaret etti ve
belediyenin Kızılay'daki
başkanlık bınasına siyah
çelenk koydu.
Hizmet-lş Sendikası Genel
Başkanı Hiiseyin
Tann\erdi de Melih
Gökçek'e yeni bir çağnda
bulunduklannı belirterek,
"'Sendikanın ıstediği 129
milyon lira yerine, suya
yapılan zam baz alınarak
bir ışçının ücretinin 122
milyon olmasıru eğer
kabul ederse anlasalım"
dedi.
Baykal'dan Almanya'da Eylül '98'de yapılacak seçimler öncesi Türk yurttaşlara oy çağnsı
4
Geleceğiniz için SPD'yi seçin'
ANKARA (CumhuriyetBürosu)- CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal, Almanya'da
yaşayan Türk yurttaşlannı Alman Sosyal
Demokrat Partisi'ne (SPD) oy vermeye
çağırdı. Deniz Baykal, gurbetçilere gön-
derdiği ve Helmut KobJ hükümetinde te-
dirginlik yaratan mektubunda, evrensel
sosyal demokrat değerlerle Türk yurttaş-
lannın sorunlannın daha kolay aşılacağı-
nı belirtti.
Helmut Kohl hükümetinin reddettiği
çifte yurttaşlık yasasını SPD'nin progra-
mına alması ve Türkiye'nin Avrupa Bır-
liği'ne girmesıni destekJeme sözü verme-
si, SPD'nin 230 bin Türk yurttaşı üzerin-
de etkisinin yükselmesine neden oldu
Baykal da SPD'nin ısteği üzerine Alman-
ya'da 27 Eylül'de yapılacak seçimler ön-
cesinde Türk yurttaşlannı SPD'ye oy ver-
meye çağırdı. Deniz Baykal'ın mektubu
şöyle:
"Yeni sol dünyada ve Avrupa'da değişi-
min, banşın, istikrann, esitliğin, dengeii
• Helmut Kohl hükümetinin reddettigi
çifte yurttaşlık yasasını SPD'nin
programına alması ve Türkiye'nin
Avrupa Birliği'ne girmesini destekleme
sözü vermesi, SPD'nin 230 bin Türk
seçmeni üzerinde etkisinin yükselmesine
neden oldu. Deniz Baykal da SPD'nin
isteği üzerine 27 Eylül'de yapılacak
seçimler öncesinde Türk yurttaşlannı
SPD'ye oy vermeye çağırdı.
kalkınmanın. dayanışmanın. ortak vara-
nn öneüsü ve güvencesi oimuştur. Avru-
pa'da çağın ihriyacı olan reformları ger-
çekleştirme noktasında yetersiz kalan sağ
ikridarlar. yerlerini birer birer sosyal de-
mokrat iktklartara bırakmaktadır.
Öylegöriiniiyor ki Eyiül98'de yapdacak
seçimler yıllar sonra Almanya'da da yeni-
den sosyal demokratları iktidara taşıya-
cakrır. Sonbahardaki bu seçimlerde (sizin
gibi) Almanya'da yaşayan yakiaşık200 bin
Türk oy kullanacakür. Yani sizter Alman-
ya'nın kaderini belirieyecek bu seçûnde
çok önemti bir rol oynayacaksınız. Giicü-
nüzü bilinçli ve doğnı bir yönde kullandı-
ğuiız takdirde, yaşadığuuz sorunları gele-
cekte büyük ölçüde asma şansını da yara-
tacaksıniz.
Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD)
ikb'dannda, yaşadığınız sorunlann büyük
bir kısmının daha kolay aşılacağı; Alman-
ya-Türkiy e ilişkilerinin \e dayaıuşmasııun
daha da gelişeceğine inanıyoruz.
Sosyal demokrasinin, uJuslararası da-
yanısmav ı esas alan, tüm kitleleri, ulusla-
n eşit sayan; din, diL, ırk gibi gerekçelerte
dışlamayan evrensel değerleri ve SPD ile
CHP arasında var olan yakın, yoğun, ve-
rimli iliskiler ve ortak sorunlara dönük
anlayış birliği bu inancımızı güçlendir-
mektedir. Mevcut ikridann aksine Alman-
ya'da yaşayan Türk yurttaşlarınuzuı te-
mel sorunlan,çifte vatandaşkk uygulama-
sınınyaygmlaştınlması veTürkiye'nin Av-
rupa ile bütünieşmesi gibi tüm konularda
SPD, CHP ile ortak bir bakış acısma sa-
hiptir. Bu çerçevede önümüzdeki seçünler-
de SPD'vi destekleverek, .-Vlmanya'nın ve
orada vaşavan Türklerin kendi geleceğine
sahip çıkmanız); Avrupa 'daki tarihsel de-
ğisime katkı vermenizi diliyonun. Bunu
başaracağuuza yürekten inanıyor, sevgj-
ler, saygıiar sunuyorum."
Secim anketi
tnternet'te
CHP
ilksırada
• Internefteki
Superonline World
tarafından başlatılan
seçim anketinde
ANAP 7. olurken
DSP 8. sırada yer aldı.
İstanbulHaberServisi-
Internefte yapılan bir
seçim anketine göre CHP
yüzde 30.8 oyla birinci
parti olurken, ANAP
yüzde 4.34'le 7., DSP ise
yüzde 3.21 oyla 8. parti
oldular. CHP'yi yüzde
16.4'leDYPve yüzde
14.4'ledeFPizIediler.
İnsan kopyalanmasıyla
ilgili bir başka ankete
katılanlar ise yüzde 51.5
oy oranıyla insan
kopyalanmasma "hayır"
dediler. Internefteki VVEB
sitelerinden olan
-Superonline Worfd
. tarafindan 14Nisan'da
başlatılan ve 1.5
milyandan fazla kişınin
görüş belirttiği seçim
anketmden CHP açık
farkla birinci parti olarak
çıktı. "Olası bir secimde
hangi partiyi tercih
edersiniz" sorusuna
Internet kullanıcılanndan
yüzde 30.8'i CHP yanıtını
verdiler. DYP'ye oy
vereceğıni söyleyenlerin
oranı yüzde 16.4, FP'yi
tercih edenlerin oranı ise
yüzde 14.4 oldu. Buüç
partiyi sırasıyla MHP,
BBP, ÖDP. ANAP ve DSP
izlediler. Ankette MHP'ye
yüzde 9.42, BBP'ye
yüzde 9.12, ÖDP'ye
yüzde 6.21, ANAP'a
yüzde 4.34, DSP'ye ise
yüzde 3.21 oy çıktı. Diğer
partileri tercih edenlenn
oranı yüzde 5.66 olurken,
kararsızlar yüzde 0.26'lık
bir dilim oluşturdular.
Yine aynı tnternet
sitesinde düzenlenen ve
"Sizce insan kopyalanmalı
mı" sorusunun soruldugu
ankette ise kopyalamaya
karşı olanlann sayısı çok
az farkla önde çıktı. 3 bin
640 Internet kullanıcısının
katıldığı referandumda
-İnsan kopyalamaya
hayır" diyenlerin oranı
yüzde 51.5. insan
kopyalanmasma sıcak
bakanlann oranı da yüzde
48.5 oldu.
Almanya'da sağcı DVU ve NPD'nin 27 Eylül
seçimlerinde parlamentoya girebileceği söyleniyor
Görevdekipotitikactlardan ne
kadar memnunsunuz?
EdmundStoiber,
CSU
|G«t>ard,
I Schfödor, SPD
• Radikal sağ seçmen arasında yapılan araştırmalarda, bu kesimin,
oylannı "karizmatik liderlere" ya da "parti programlanna"
vermedikleri görülüyor. Eski doğu eyaletlerinde aşın sağ seçmenin
yüzde 65'i (gerekçe olarak bu iki unsuru gösterdikleri halde) oyunu
verdiği partinin program ve hedeflerini, yine yüzde 6O'ı ise bu
partilerin yönetim kadrolannı tanımıyor.
Rahatsa edici gerçekler
Cumhuriyetçiter, DVU ve NPD
hakkında ne düşünüyorsunuz?
Oakar
Franz
SchonhtAer,
DVU
Ranatsii edia gerçekteri
soytedikleri ıçin önemK partiJer
Geçici protesto oytanrn
topiuyoriar
Demokrasiteınie otmasa
gereken unsurtar
m
m
14)
fte*,BM} Rscher, Hebmıt
8'90/Gn>W KON.COU
Partilerin çahşmatonndan
memnun musunuz?
REP
NPDte
BüNDNISÇO
DIEGRÜNEN
Radikal Sağ Seçmen;
Cumhuriyetçihri, DVUya da
NPDyi ntçm seçiyor?
Çok fazta yabana sosyai sistemi
sömûrdüğıi için
Yöoetimde*cıpart!ferhiçbrş©y
yapmadtğt için
fktfdar ve devtet iştenen suçiara karşı
dntem afenadtğt için
Almanya'da çok fazla yabana
yaşadtğtiçin
IkMarçoksözverip, sokaktakiadam
için htçbir şey yapmadıg) için
SağdaM partSer m» değertere sahip
Siyasi bir yöoetim obnadığı için
Sağdaki partiter iyi programlara sahip
oJduktaniçin
Radikal sağ korkutuyorÇeviriServisi-Almanya, radikal sağ DVUpar-
tisinin Sachsen-Anhait seçimlerinde gösterdigi
başandan sonra, 27 Eylül 1998 tanhınde yapıla-
cak olan genel seçımlerde DVU ve NPD'nin par-
lamentoya giripgıremeyeceğını tartışıyor. Dene-
yimli politikacı Hans Dİetrich Geııscher. Magde-
burg (Sachsen Anhalt evaletı başkenîi) sendro-
munun genel seçimlerde tekrarlanmayacağı inan-
cmı her konuşmasında vurgularken. seçim ön
araştırmalannm sonuçlan radikal sağ seçmenin
AJmanya genelınde yüzde 10 cıvannda, eski do-
ğu eyaletlerinde ise bu oranın da üzerinde oldu-
ğunu göstenyor. Mecklenburg-Vorpommem
eyaletinde (eski Doğu Almanya) oylann en az
yüzde 16'sının radikal kanata akması bekleniyor.
Bavyera eyaletinde on yıllardır yüzde 5 civa-
nnda bulunan Curnhuriyetçi (Republikaner) oy-
lardaki amş ise. genel seçimlerden bir hafta ön-
cesinde, 13 Eylül tarihınde yapılacak olan eyalet
seçimlerinde ortaya çıkacak. Oylann aşın sağ
kanada kayması. merkez sağda çekişen CDU ve
CSU'nun yanı sıra FDP ve Yeşilİer'i de oy kaybı
açısından kaygılandmyor. Polıtık ve ekonomrk
sistemle bağdaşmayan seçmeni bünyesinde ba-
nndıran SPD'nin ise bugüne kadar merkez sağ
partilere oy vermiş ancak radikal sağ oylann yük-
selmesinden kaygılanan kesimlerin oylannı top-
laması ve genel seçımlerde yüzde 41 oranında oy
alması bekleniyor.
Radikal sağ seçmen arasında yapılan araştır-
malarda, bu kesımın. oylannı -karizmatik Bder-
lere" ya da "parti programlanna" \ ermedıkleri
görülüyor. Eski doğu eyaletlennde aşın sağ seç-
menin yüzde 65ı (gerekçe olarak bu iki unsuru
gösterdikleri halde) oyunu verdiği partmin prog-
ram ve hedeflennı, yine yüzde 6O'ı ise bu parti-
lerin yönetim kadrolannı tanımıyor.
DVU'nun en çok bilinen ısimleri arasında mü-
cadele gücü ve arzusuyla tanınan parti başkanı
Gerhard Frey gelıyor. Frey'm seçim kampanya-
lannda yaptığı şahsı harcamalar için Münih Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı'nın. "Ahnam'agenelin-
de kampanya yapacak kadarserveö var" diyerek.
uyanda bulunduğu belırtılıyor. Almanya'nm ra-
dikal sağının genel profilıne bakıldığında, bü-
yük oranda protesto seçmeniyle karşılaşılıyor. Iş-
sizlik ve gelecek korkusu (yüzde 68) ile Alman-
ya'da bulunan yabancı işçilere öfke (yüzde 79)
radikal sağ seçmeni bir araya getıren en önemli
iki etken olarak ortaya çıkıyor. Aynca merkezde-
kı partilerin uzun yıllardır hıçbir alanda çözüm
üretememeleri ve belirgin bir siyasal ideolojiye
sahip olmamalan da seçmenin bir kısmmı radi-
kal partilen denemeye iriyor.
UZ YAZI/ORHAJS BtRGtT
Seçimlerde birbirine yakın partilerin
rttifak yapmalannı savunan aklıevvel-
ler. böyle bır olasılığın yasalaşarak ger-
çekleşmesi halinde nasıl bir "cephe-
leşme"n\n olabileceğinin ipuçlannı O-
tağtepe buluşması ile görmüş olmalı-
lar.
Prematür doğmuş kızına "Selvi", çir-
kin bebeğine "Ahu" adını koyma öz-
gürlüğüne sahip olan anne- babalar gi-
bi, Barlas'lann konuklan da bir ağus-
tos akşamı tepeden seyran ettikleri Bo-
ğaziçi'ne baktıkça düş fırtınalaması
yapmış olmalılar ki, "Kutan-Çiller- ûzal
ve Gûzel" buluşmasını kamuoyuna
"demokrasi cephesi" olarak sunuyor-
lar.
Besim Tibuk, her zamanki dağınık-
lığı içerisinde, Otağteoe çağnsına po-
litik amaçlarla gitmediğini ve o fotoğ-
rafta kendilerinin yerinin bulunmadığı-
ni söyleyerek, bir durum düzettmesi ya-
pıyor. Aynı tür bir düzeltmeyi de "Yeni
Şafak" yazarian arasında yer alacağı
duyurulan için aldığı tepkilerden sonra
da yapmıştı.
Ama, ayn....ı fotoğrafta portre vere-
mediği için hayrfianan bir başka küçük
, parti lideri, Muhsin Yazıcıoğlu, öyle
anlaşılıyor ki, Ankara'da yapılacak ikin-
ci toplantı için çağn beklemektedır.
Otağtepe toplantısında yenilip, içi-
lenleri de; konuşulanlan da kamuoyu
"kapalı bir oturumdan" sızdınlmak is-
tenildiği kadan ile öğrenebıldi. Gerçi,
Fazilet Partisi'nin Genel Başkan Yar-
dımcılanndan Prof. Nevzat Yalçıntaş,
birlikteliklerinin kapalı bir toplantıda ol-
madığına kamuoyunu inandırmak için.
"bu toplantıya gazeteciler de davet
edilmişti" diyor ama, başta evsahıple-
ri olmak üzere çağnlı meslektaşların
kimlikleri oluşturulmak istenilen cep-
henin görevli kalemşorları için yeterfi
bonservisler olarak görülüyor.
Demokrasilerde, elbette her isteyen
her istediği ile kapalı kapılar arkasında
oturur, konuşur. Oyfe bir toplantıyafark-
lı kimliklerte katılan politikacılann dışın-
da gazeteciler de varsa ve konuşulan-
lar, şayet toplumun sorunlan ise, med-
ya dünyası olayın bu yönü ile igilenir.
Benim gazeteciliğimin ilk basamak-
lannda, dönemin iktidarı Demokrat
Parti'ye karşı, Cumhuriyet Halk Partisi,
Cepheleşme!.
Hürriyet Partisi ve Curnhuriyetçi Köylü
Millet Partisi'nin, bir anayasa değişikli-
ği, özgür bir basın ve ispat hakkı gibi
konularda "güç birliği" yapmalan için
böyle toplantılar düzenlenmişti. Onlar-
da sadece politika önderleri bulunu-
yordu ve gazeteciler ayınmsız, gün-
demleri belli bu ilişkileri, kapalı kapıla-
nn öbür yanında izlemeye çalışıyortar-
dı.
Otağtepe toplantısının asıl gündemi,
kim ne derse desin bellidir:
Erbakan ve Çiller ikilisini, yani Re-
fahyol gemisinin kaptanlannı yeni bir
yüz ile kamuoyuna sunmak. Daha açık
bir deyiş ile birincisine yeniden seçile-
bilme. aday olabilme özgürlüğünü ver-
mek. ikincisini de Yüce Divan'ın sanık
iskemlesinden kurtarmak.
Böylece, hocayı cumhurbaşkanlığı-
na, bacıyı da başbakanlığa oturtmak!
Öbür küsurat partilerini de bu furya
içinde, liderleri ile de olsa parlamento-
ya sokarak, "Demokrasi Cephesi"riı
genış yelpazeli bir tek parti haline ge-
tirmek. Bir süredir, önümüzdeki parla-
mentoya türbanlı milletvekillerinin de
girebileceği yolunda tartışmalan gün-
deme taşıyanlar, böyle bir cepheieş-
menin karşı tarafını da, "laik cumhuri-
yetçiler" olarak tanımlarken anayasa-
nın2. maddesindeTürkiyeCumhuriye-
ti için sıralanmış olan "vazgeçilmez"'te-
mel ilkeleri de bilerek göz ardı ediyor-
lar.
Türbanın bir inanç simgesi olduğu-
nu savunanlara karşı, türbanı siyasal
bir amaç olarak kullanılıyor gösteren-
leri haklı çıkartarak ve anayasanın 2.
maddesinde yer alan "toplumun huzu-
oı, millı dayanışma"gibi bu ülkedeya-
şayan herkes için paratoner sayılabile-
cek değerieri hiçe saymayı da peşinen
göze almış oluyortar. Kuzum; nerede o
Fazilet Partisi'nde Recai Kutan'ın vrtri-
ne çıkması ile aklın ve sağduyunun ka-
zandığını söyleyen kalemler?
Türbanlı milletvekili adayını parla-
mentoya sokma isteğini seçim kam-
panyasının başlıca malzemesi yapma-
ya hazırlanan bir "cephe", öyle anlaşı-
lıyor ki din sömürüsü suçlaması ile ka-
patılmış Refah'ın Anayasa Mahkeme-
si'nin kararlannın yer aldığı dosyalann-
daki belgelere de rahmet okutrnak is-
temektedir.
Peki ama, bugün bir Istanbul tepe-
sinde kurulan bu "otağ"da kader birli-
ği yapmaya kalkışanlann yakın geçmiş-
lerinde, birbirleri için söyledikleri, o "de-
mokrasi cephesi"n\n yapılışı için harç
olarak mı kullanılacaktır?
örneğin, Doğru Yol'un son genel se-
çimlerde seçmenden kendisine oy is-
terken Refah Partisi ve lideri için söy-
ledikleri...
Yine, Refah Partisi'nin lideri ve kur-
maylannın Çiller için, Meclistutanakla-
nna geçirilerek sarfedilen suçlamaları.
Ama öyle görülüyor ki, Otağtepe do-
ruğuna katılanlann hemen tümü, ayn-
calıksız olarak birbirleri için, ne söyle-
rnişlerse, onlann tümünü kendi hafıza-
lanndan silmeye hazır bir şartlanmanın
içindedirler.
Inanmayanlar, Nazlı llıcak Şirin'in
dünkü "Yeni Şafak"taki sütununda
Doğru Yol Genel Başkanı'na çiçek atan
yazısına bakar.
Faks: 0212-6770762- E-Mail:
Obirgrthurriyet.com.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Bekir Yıldız'ın Arkasından..
Edebiyatımızın göğünden bir yıldız daha kaydı.
Bekir Yıldız öldü.
İlk öykü kitaplannı hatırlıyorum. 60'lann sonlan^
la 70'lerin başlarında fîeşo Ağa'y\, Kara Vagoriı
Kaçakçı Şahan'\ yayımlamıştı. Güneydoğu'yu anl;
tıyordu. Yalnız iktisadi çaresizlik içinde yok olanla
değil, insanlannı, hele hele kadınını-kızını çarpıp eze
korkunç töreiehn kıskacında çırpınanlan anlatıyoı
du.
Yazdfklarındaki dehşet hepimizi sendeletmişti.
Reşo Ağa adlı öyküsünü okuduğum gece, sabatı
lara kadar uyuyamamıştım.
Siz de öyle oldunuz sanınm!
Bir rastlantıyla okumamış olanlara hatırlatayırr
Reşo Ağa'nın genç bir kızı vardır. Gelin olmak içiı
babasının vereceği kararı beklediği bir dönemde
ağaya çoban olmuş güzel bir gence tutulur. Yaşa
rnın kerldilerine sunduğu en güzel armağan olan aş
kı tatmak için tek çare vardır ellerinde: Kaçmak! Ka
çarlar. Ama Ağa'nın ve çevresinin gözünde, namu
sa sürülmüş bir lekedir bu. Temizlemek gerekir. Na
sıl? Reşo Ağa, dört bir yana atlılarını salar. Sonun
da iki sevgili yakalanır. Genç, elini de değdirmemiş-
tir. Olsun! Reşo Ağa, kızını terkisine alır. beraberin-
de hısım-akraba atlılar, mezarlıkta yeni kazılmış biı
mezarın yanında inerler; kızı mezann hemen kena-
nna getirir ve hep beraber kurşunlayıp çukura yıkar-
lar, üstünü toprakla doldurup "namuslannı temizle-
me"nin gururu içinde dönerier. Reşo Ağa'nın evde-
ki eşi de, yine hısım-akraba kadınlannı hamama ça-
ğırmaktadır: Namuslannı bir de böyle temizleyecek-
lerdir...
Güzel mi?
•
Bekir Yıldız'ın, o ve onu izleyen yıllar, büyük bir
okur kitlesıni arkasından çekip götürmesini, birden-
bire bir ilgi odağı olup çıkmasını, bir süre sanat-dışı
etkenlere bağlayanlar çıktı. Ortamdı onlara göre be-
lirleyici olan; "o ortam Bekir YıldızV yarattığı gibi, bir
başkasmı da yaratabilirdi" demeye getirildi.
fyi hatırlıyorum, 1975 yılında Mehmet Ergün, Hi-
kâyemizde Bekir Yıldız Gerçeği adlı -pek önemli- ça-
lışmasını yayımlıyor ve "Bekir Yıldız'ın hikâyelerini tü-
rün genel evrimini dikkate almadan belli bir yere
oturtmaya imkân yoktur" dıyordu.
Şuydu işin aslı yazanmıza göre: Bir edebî tür ola-
rak kendine özgü bir yapı kurmaya çalışmış olan hi-
kâyemizin, 1936 sonrası dönem içerisinde, konum-
lan farklı iki çizgi üzerinde gelişimini sürdürdüğü gö-
rülür Onlardan biri, öncüsünün Sait Faik olduğu ve
bunalımcı hikâyemıze doğru uzanan 'bireyci çizgi";
öteki de, öncüsünün Sabahattin Aii olduğu ve top-
lumcu gerçekçi hikâyeye doğru açılan "toplumsal
gerçekçi hikâye çizgisi"d\r.
Bekir Yıldız'ın ilk öykülerini yayımladığı yıllarda,
birinci çizgi -tam anlamıyla- bir genel bunalım için-
de, giderek çıkmazda idi. Bekir Yıldız, ışte böyle bir
ortamda hikâyeye adımını atar. Mehmet Ergün, söz
konusu eserinde şöyle sürdürür: "Bu dönem, kesin
birseçmeyigerektiren;yalpalamayı, kararsızlığı ba-
ğışlamayan bir dönemdir. Bekir Yıldız, bu durum
karşısında, toplumsal gerçekçi hikâye çizgisinden
yana seçmesiniyaparak, söz konusu çizginin uzan-
tısında yer aftr. Önü açık, topknndaki.degisim.ve
dönüşümler yoğunlaştıkça, daha da geniş oianak-
lara kavuşacak olan bu çizgiyi derinleştirmeye, ona
ivme kazandırmaya çalışır. Üstesinden gelmeyi be-
cerdiği için de, hikâyemizde birgerçek haline gelir.
Yani Bekir Yıldız'ın kısa zamanda hikâyeciliğimizin
öndegelen imzalan arasındayer alışının nedeni, sa-
nat dışı faktörier değil, bizzat Bekir Yıldız'ın sanatçı
yeteneği ve gücüdür." (s, 36-39)
Hikâyemizde "Bekir Yıldız Gerçe<J/"nin aslı budur!
Sanatçımız, çıktığı yolda hep hatırianacak ömek-
ler koydu ortaya. Yalnız "Güneydoğu gerçekliği"y\e
yetinmedi. Almanya'da çalıştığı yılların gözlemlerini
de kaleminin malzemesine ekledi.
Çocuklan da unutmadı, onlar için de yazdı.
Bir sanatçı olarak, kendi deyişiyle, "Yeşermemiş
umutlann, yaşanmamış sevgilerin, verilmemiş hak-
lann alacaklılan yanında" oldu hep. Sanatının iniş-
çıkışlan arasında arkaya bıraktığı miras, son bir çö-
zümlemede edebıyatımız için yüzakıdır.
Ölümüyle kaybımız büyüktür.
Akla gelecektir belki de: "Güneydoğu gerçekli-
ği"nden Bekir Yıldız'ın öykülerine yansıyanlar, özel-
likle o yörenin kadına -o insafsız- bakışı; sevgı ve aşk
karşısındaki o gaddar tavrı değişmiş midir bugün?
Buna bir yanıt bulabilmek için Mehmet Faraç'ın
Töre Kıskacında Kadın adlı kıtabını okuyunuz; bir de
Milliyefie, sevgili Duygu Asena'nın, son haftalarda
o yöre üstüne yazdıklanna bir göz atınız lütfen!..
Kenan Mak cinayeti
Faşist sanıklar
duruşmaya katılmadı
CELALYILMAZ
İZMİR - Bolu'da lzzet
Baysal Ünıversitesi ögren-
cisi Kenan Mak'ı öldüren
ve "güvenlik" gerekçesiy-
le tzmir'de yargılanacak
olan biri tutuklu 16 sanık
dünkü yargılamaya katıl-
madı. Mak'ın arkadaşı
olan ve kavgada yaralanan
Mustafa Orhan'la birlikte
toplam 4 mağdur sanığm
katılarak ifade verdiği Iz-
mir 4. Ağır Ceza Mahke-
mesi'ndeki duruşma, Bo-
lu Ülkü Ocaklan Derne-
ği'nden çıkarak Mak'ı
adeta linç ederek öldür-
dükleri savıyla yargılanan
sanıklann mahkemeye ge-
tirilmesi karanyla 11 Ey-
lü] tarihine ertelendi.
Duruşmaya müdahil
olarak katılan 120avukatın
da üyesi olduğu Çağdaş
Hukukçular Derneği
(ÇHD) Genel Başkanı Ay-
dm Erdogaa ÇHD Izmır
Şube Başkanı Nedim De-
ğirmenci, CHP tzmır Mıl-
ietvekiliSabriErgüLCHP
Gençlik Kollan Başkanı ve
Parti Meclisi Üyesi Erhan
Baydar, öldürülen Kenan
Mak'ın babası Zeynel
Mak, annesı Hatun Mak
katıldı.
Mahkeme, duruşmaya
katılan 4 mağdur sanık.
Mustafa Orhan, Serdar
Koçyiğit, Ferit Öncel ve
Sezai Koçviğit ın kimlık
tespitiyle başladı. Daha
sonra ifadelerine başvurul-
du. Mak'ın faşistlerce öl-
dürüldüğü olayda dövüle-
rek yaralanan Mustafa Or-
han, Bolu'daki olayda ülkü
ocağından çıkan çok sayı-
daki kişinin kendilerine
saldırdıklannı belirterek.
olayda konınmak için ma-
kas çıkardığmı söyledi.
Orhan, saldın sırasmda
baygın olduğu için Mak'ı
öldürenin kim olduğunu
tam olarak bilemediğinı
anlattı. Mağdur sanıklar-
dan Serdar Koçyiğit, Sezaı
Koçyiğit ve Ferit Öncel
kavgayı ayırmak için mü-
dahale ettiklerini, saldıran-
lan ve ölen Mak'ı tanıma-
dıklannı söyleyerek, her-
hangi bir siyasi görüşe de
sahip olmadıklannı belirt-
tiler. Müdahil avukatlann
bu talebi üzerine duruşma-
ya kısa süre ara veren İzmiı
4. Ağır Ceza Mahkemesi
Başkanı Hakim Adnan Er-
soy, salon değişikliği iste-
minin reddedildiğini belir-
tırken, Ankara Merkez Ce-
zaevı'nde tutuklu Sonet
Gökgiil ve tutuksuz diğeı
15 sanığın gelecek duruş-
maya getirilmesi karan ve-
rildiğini açıkladı.