28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 1998 CUh 4 HABERLER Zıriılı araç tartışması • ANKARA(UBA)- Başbakanlık, Anayasa Mahkemesi'nin eski başkanı. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Yekta Güngör Özden'in "zırhlı aracına şehir dışı benzin •verilmernesi" sorununu çözdü. Özden, "Beni bugün aradılar. Benzin verilmemesinde bır kasıt olmadığını, benzinden kaynaklanan bir sıkıntı buiunduğunu, ancak sorunun çözüleceğini ve şehir dışına gidebileceğimi söylediler. 'Ama artık geçti' dedim" diye konuştu. Özden, Akit gazetesinin "Benzini alıp, Yalova'ya latile gitti" yayınıni da yalanlayarak, "Yalova'ya gitmedim, Ankara'dayım" diye konuştu. Askerlik süresi kısalmıyop • A Y D I N ( A A ) - Başbakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı Ismet Sezgin, "Güvenlik gereği askerlik süresini kısaltmayı düşünmüyoruz" dedi. Askerliğini yapmayan polislerin kadroya alınmalanyla büyük bir yanlışlık yapıldığını vurgulayan Sezgin, "Ortada bir anayasa var, askerliğin. Türk vatandaşı tçin bir ödev ve hak olduğunu öngörüyor. Polislerimiz de bu görevi yapmak istiyor, ama ıçinde balunduklan durum, belırlı bir zamanda bunu imkânsızlaştınyor" dedi. Orman yangını şehitleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Orman Bakanı Ersın Taranoğlu, CHP 'Erzincan Milletvekili Mustafa Kul'un yazılı soru önergesine verdiğı cevapta, son 12 yılda 225 orman mühendisi ve orman muhafaza memurunun şehit olduğunu bildirdf. Taranoğlu, ormanlann korunmasmm 29'Orman Bölge Müdürlüğü, 245 Orman lşletme Müdürlügu, 1328 Orman lşletme şefliklerinde görevli teknik elemanlar idaresindekı orman muhafaza memurlan ile sürdüriildügünü belirtti. BüyükşehiP'e siyah çelenk • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Sekreteri Mehmet Ekici. Ankara Büyükşehir Beledıyesi'nde greve çıkan işçıleri destekJediklenni ve grevi hakli gördüklerini söyledi. Mehmet Ekici, Büyükşehir Belediyesi'ndeki 10 gündür grev yapan işçilere destek \ermek amacıyla, işçileri ziyaret etti ve belediyenin Kızılay'daki başkanlık bınasına siyah çelenk koydu. Hizmet-lş Sendikası Genel Başkanı Hiiseyin Tann\erdi de Melih Gökçek'e yeni bir çağnda bulunduklannı belirterek, "'Sendikanın ıstediği 129 milyon lira yerine, suya yapılan zam baz alınarak bir ışçının ücretinin 122 milyon olmasıru eğer kabul ederse anlasalım" dedi. Baykal'dan Almanya'da Eylül '98'de yapılacak seçimler öncesi Türk yurttaşlara oy çağnsı 4 Geleceğiniz için SPD'yi seçin' ANKARA (CumhuriyetBürosu)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Almanya'da yaşayan Türk yurttaşlannı Alman Sosyal Demokrat Partisi'ne (SPD) oy vermeye çağırdı. Deniz Baykal, gurbetçilere gön- derdiği ve Helmut KobJ hükümetinde te- dirginlik yaratan mektubunda, evrensel sosyal demokrat değerlerle Türk yurttaş- lannın sorunlannın daha kolay aşılacağı- nı belirtti. Helmut Kohl hükümetinin reddettiği çifte yurttaşlık yasasını SPD'nin progra- mına alması ve Türkiye'nin Avrupa Bır- liği'ne girmesıni destekJeme sözü verme- si, SPD'nin 230 bin Türk yurttaşı üzerin- de etkisinin yükselmesine neden oldu Baykal da SPD'nin ısteği üzerine Alman- ya'da 27 Eylül'de yapılacak seçimler ön- cesinde Türk yurttaşlannı SPD'ye oy ver- meye çağırdı. Deniz Baykal'ın mektubu şöyle: "Yeni sol dünyada ve Avrupa'da değişi- min, banşın, istikrann, esitliğin, dengeii • Helmut Kohl hükümetinin reddettigi çifte yurttaşlık yasasını SPD'nin programına alması ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini destekleme sözü vermesi, SPD'nin 230 bin Türk seçmeni üzerinde etkisinin yükselmesine neden oldu. Deniz Baykal da SPD'nin isteği üzerine 27 Eylül'de yapılacak seçimler öncesinde Türk yurttaşlannı SPD'ye oy vermeye çağırdı. kalkınmanın. dayanışmanın. ortak vara- nn öneüsü ve güvencesi oimuştur. Avru- pa'da çağın ihriyacı olan reformları ger- çekleştirme noktasında yetersiz kalan sağ ikridarlar. yerlerini birer birer sosyal de- mokrat iktklartara bırakmaktadır. Öylegöriiniiyor ki Eyiül98'de yapdacak seçimler yıllar sonra Almanya'da da yeni- den sosyal demokratları iktidara taşıya- cakrır. Sonbahardaki bu seçimlerde (sizin gibi) Almanya'da yaşayan yakiaşık200 bin Türk oy kullanacakür. Yani sizter Alman- ya'nın kaderini belirieyecek bu seçûnde çok önemti bir rol oynayacaksınız. Giicü- nüzü bilinçli ve doğnı bir yönde kullandı- ğuiız takdirde, yaşadığuuz sorunları gele- cekte büyük ölçüde asma şansını da yara- tacaksıniz. Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ikb'dannda, yaşadığınız sorunlann büyük bir kısmının daha kolay aşılacağı; Alman- ya-Türkiy e ilişkilerinin \e dayaıuşmasııun daha da gelişeceğine inanıyoruz. Sosyal demokrasinin, uJuslararası da- yanısmav ı esas alan, tüm kitleleri, ulusla- n eşit sayan; din, diL, ırk gibi gerekçelerte dışlamayan evrensel değerleri ve SPD ile CHP arasında var olan yakın, yoğun, ve- rimli iliskiler ve ortak sorunlara dönük anlayış birliği bu inancımızı güçlendir- mektedir. Mevcut ikridann aksine Alman- ya'da yaşayan Türk yurttaşlarınuzuı te- mel sorunlan,çifte vatandaşkk uygulama- sınınyaygmlaştınlması veTürkiye'nin Av- rupa ile bütünieşmesi gibi tüm konularda SPD, CHP ile ortak bir bakış acısma sa- hiptir. Bu çerçevede önümüzdeki seçünler- de SPD'vi destekleverek, .-Vlmanya'nın ve orada vaşavan Türklerin kendi geleceğine sahip çıkmanız); Avrupa 'daki tarihsel de- ğisime katkı vermenizi diliyonun. Bunu başaracağuuza yürekten inanıyor, sevgj- ler, saygıiar sunuyorum." Secim anketi tnternet'te CHP ilksırada • Internefteki Superonline World tarafından başlatılan seçim anketinde ANAP 7. olurken DSP 8. sırada yer aldı. İstanbulHaberServisi- Internefte yapılan bir seçim anketine göre CHP yüzde 30.8 oyla birinci parti olurken, ANAP yüzde 4.34'le 7., DSP ise yüzde 3.21 oyla 8. parti oldular. CHP'yi yüzde 16.4'leDYPve yüzde 14.4'ledeFPizIediler. İnsan kopyalanmasıyla ilgili bir başka ankete katılanlar ise yüzde 51.5 oy oranıyla insan kopyalanmasma "hayır" dediler. Internefteki VVEB sitelerinden olan -Superonline Worfd . tarafindan 14Nisan'da başlatılan ve 1.5 milyandan fazla kişınin görüş belirttiği seçim anketmden CHP açık farkla birinci parti olarak çıktı. "Olası bir secimde hangi partiyi tercih edersiniz" sorusuna Internet kullanıcılanndan yüzde 30.8'i CHP yanıtını verdiler. DYP'ye oy vereceğıni söyleyenlerin oranı yüzde 16.4, FP'yi tercih edenlerin oranı ise yüzde 14.4 oldu. Buüç partiyi sırasıyla MHP, BBP, ÖDP. ANAP ve DSP izlediler. Ankette MHP'ye yüzde 9.42, BBP'ye yüzde 9.12, ÖDP'ye yüzde 6.21, ANAP'a yüzde 4.34, DSP'ye ise yüzde 3.21 oy çıktı. Diğer partileri tercih edenlenn oranı yüzde 5.66 olurken, kararsızlar yüzde 0.26'lık bir dilim oluşturdular. Yine aynı tnternet sitesinde düzenlenen ve "Sizce insan kopyalanmalı mı" sorusunun soruldugu ankette ise kopyalamaya karşı olanlann sayısı çok az farkla önde çıktı. 3 bin 640 Internet kullanıcısının katıldığı referandumda -İnsan kopyalamaya hayır" diyenlerin oranı yüzde 51.5. insan kopyalanmasma sıcak bakanlann oranı da yüzde 48.5 oldu. Almanya'da sağcı DVU ve NPD'nin 27 Eylül seçimlerinde parlamentoya girebileceği söyleniyor Görevdekipotitikactlardan ne kadar memnunsunuz? EdmundStoiber, CSU |G«t>ard, I Schfödor, SPD • Radikal sağ seçmen arasında yapılan araştırmalarda, bu kesimin, oylannı "karizmatik liderlere" ya da "parti programlanna" vermedikleri görülüyor. Eski doğu eyaletlerinde aşın sağ seçmenin yüzde 65'i (gerekçe olarak bu iki unsuru gösterdikleri halde) oyunu verdiği partinin program ve hedeflerini, yine yüzde 6O'ı ise bu partilerin yönetim kadrolannı tanımıyor. Rahatsa edici gerçekler Cumhuriyetçiter, DVU ve NPD hakkında ne düşünüyorsunuz? Oakar Franz SchonhtAer, DVU Ranatsii edia gerçekteri soytedikleri ıçin önemK partiJer Geçici protesto oytanrn topiuyoriar Demokrasiteınie otmasa gereken unsurtar m m 14) fte*,BM} Rscher, Hebmıt 8'90/Gn>W KON.COU Partilerin çahşmatonndan memnun musunuz? REP NPDte BüNDNISÇO DIEGRÜNEN Radikal Sağ Seçmen; Cumhuriyetçihri, DVUya da NPDyi ntçm seçiyor? Çok fazta yabana sosyai sistemi sömûrdüğıi için Yöoetimde*cıpart!ferhiçbrş©y yapmadtğt için fktfdar ve devtet iştenen suçiara karşı dntem afenadtğt için Almanya'da çok fazla yabana yaşadtğtiçin IkMarçoksözverip, sokaktakiadam için htçbir şey yapmadıg) için SağdaM partSer m» değertere sahip Siyasi bir yöoetim obnadığı için Sağdaki partiter iyi programlara sahip oJduktaniçin Radikal sağ korkutuyorÇeviriServisi-Almanya, radikal sağ DVUpar- tisinin Sachsen-Anhait seçimlerinde gösterdigi başandan sonra, 27 Eylül 1998 tanhınde yapıla- cak olan genel seçımlerde DVU ve NPD'nin par- lamentoya giripgıremeyeceğını tartışıyor. Dene- yimli politikacı Hans Dİetrich Geııscher. Magde- burg (Sachsen Anhalt evaletı başkenîi) sendro- munun genel seçimlerde tekrarlanmayacağı inan- cmı her konuşmasında vurgularken. seçim ön araştırmalannm sonuçlan radikal sağ seçmenin AJmanya genelınde yüzde 10 cıvannda, eski do- ğu eyaletlerinde ise bu oranın da üzerinde oldu- ğunu göstenyor. Mecklenburg-Vorpommem eyaletinde (eski Doğu Almanya) oylann en az yüzde 16'sının radikal kanata akması bekleniyor. Bavyera eyaletinde on yıllardır yüzde 5 civa- nnda bulunan Curnhuriyetçi (Republikaner) oy- lardaki amş ise. genel seçimlerden bir hafta ön- cesinde, 13 Eylül tarihınde yapılacak olan eyalet seçimlerinde ortaya çıkacak. Oylann aşın sağ kanada kayması. merkez sağda çekişen CDU ve CSU'nun yanı sıra FDP ve Yeşilİer'i de oy kaybı açısından kaygılandmyor. Polıtık ve ekonomrk sistemle bağdaşmayan seçmeni bünyesinde ba- nndıran SPD'nin ise bugüne kadar merkez sağ partilere oy vermiş ancak radikal sağ oylann yük- selmesinden kaygılanan kesimlerin oylannı top- laması ve genel seçımlerde yüzde 41 oranında oy alması bekleniyor. Radikal sağ seçmen arasında yapılan araştır- malarda, bu kesımın. oylannı -karizmatik Bder- lere" ya da "parti programlanna" \ ermedıkleri görülüyor. Eski doğu eyaletlennde aşın sağ seç- menin yüzde 65ı (gerekçe olarak bu iki unsuru gösterdikleri halde) oyunu verdiği partmin prog- ram ve hedeflennı, yine yüzde 6O'ı ise bu parti- lerin yönetim kadrolannı tanımıyor. DVU'nun en çok bilinen ısimleri arasında mü- cadele gücü ve arzusuyla tanınan parti başkanı Gerhard Frey gelıyor. Frey'm seçim kampanya- lannda yaptığı şahsı harcamalar için Münih Ana- yasa Mahkemesi Başkanı'nın. "Ahnam'agenelin- de kampanya yapacak kadarserveö var" diyerek. uyanda bulunduğu belırtılıyor. Almanya'nm ra- dikal sağının genel profilıne bakıldığında, bü- yük oranda protesto seçmeniyle karşılaşılıyor. Iş- sizlik ve gelecek korkusu (yüzde 68) ile Alman- ya'da bulunan yabancı işçilere öfke (yüzde 79) radikal sağ seçmeni bir araya getıren en önemli iki etken olarak ortaya çıkıyor. Aynca merkezde- kı partilerin uzun yıllardır hıçbir alanda çözüm üretememeleri ve belirgin bir siyasal ideolojiye sahip olmamalan da seçmenin bir kısmmı radi- kal partilen denemeye iriyor. UZ YAZI/ORHAJS BtRGtT Seçimlerde birbirine yakın partilerin rttifak yapmalannı savunan aklıevvel- ler. böyle bır olasılığın yasalaşarak ger- çekleşmesi halinde nasıl bir "cephe- leşme"n\n olabileceğinin ipuçlannı O- tağtepe buluşması ile görmüş olmalı- lar. Prematür doğmuş kızına "Selvi", çir- kin bebeğine "Ahu" adını koyma öz- gürlüğüne sahip olan anne- babalar gi- bi, Barlas'lann konuklan da bir ağus- tos akşamı tepeden seyran ettikleri Bo- ğaziçi'ne baktıkça düş fırtınalaması yapmış olmalılar ki, "Kutan-Çiller- ûzal ve Gûzel" buluşmasını kamuoyuna "demokrasi cephesi" olarak sunuyor- lar. Besim Tibuk, her zamanki dağınık- lığı içerisinde, Otağteoe çağnsına po- litik amaçlarla gitmediğini ve o fotoğ- rafta kendilerinin yerinin bulunmadığı- ni söyleyerek, bir durum düzettmesi ya- pıyor. Aynı tür bir düzeltmeyi de "Yeni Şafak" yazarian arasında yer alacağı duyurulan için aldığı tepkilerden sonra da yapmıştı. Ama, ayn....ı fotoğrafta portre vere- mediği için hayrfianan bir başka küçük , parti lideri, Muhsin Yazıcıoğlu, öyle anlaşılıyor ki, Ankara'da yapılacak ikin- ci toplantı için çağn beklemektedır. Otağtepe toplantısında yenilip, içi- lenleri de; konuşulanlan da kamuoyu "kapalı bir oturumdan" sızdınlmak is- tenildiği kadan ile öğrenebıldi. Gerçi, Fazilet Partisi'nin Genel Başkan Yar- dımcılanndan Prof. Nevzat Yalçıntaş, birlikteliklerinin kapalı bir toplantıda ol- madığına kamuoyunu inandırmak için. "bu toplantıya gazeteciler de davet edilmişti" diyor ama, başta evsahıple- ri olmak üzere çağnlı meslektaşların kimlikleri oluşturulmak istenilen cep- henin görevli kalemşorları için yeterfi bonservisler olarak görülüyor. Demokrasilerde, elbette her isteyen her istediği ile kapalı kapılar arkasında oturur, konuşur. Oyfe bir toplantıyafark- lı kimliklerte katılan politikacılann dışın- da gazeteciler de varsa ve konuşulan- lar, şayet toplumun sorunlan ise, med- ya dünyası olayın bu yönü ile igilenir. Benim gazeteciliğimin ilk basamak- lannda, dönemin iktidarı Demokrat Parti'ye karşı, Cumhuriyet Halk Partisi, Cepheleşme!. Hürriyet Partisi ve Curnhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin, bir anayasa değişikli- ği, özgür bir basın ve ispat hakkı gibi konularda "güç birliği" yapmalan için böyle toplantılar düzenlenmişti. Onlar- da sadece politika önderleri bulunu- yordu ve gazeteciler ayınmsız, gün- demleri belli bu ilişkileri, kapalı kapıla- nn öbür yanında izlemeye çalışıyortar- dı. Otağtepe toplantısının asıl gündemi, kim ne derse desin bellidir: Erbakan ve Çiller ikilisini, yani Re- fahyol gemisinin kaptanlannı yeni bir yüz ile kamuoyuna sunmak. Daha açık bir deyiş ile birincisine yeniden seçile- bilme. aday olabilme özgürlüğünü ver- mek. ikincisini de Yüce Divan'ın sanık iskemlesinden kurtarmak. Böylece, hocayı cumhurbaşkanlığı- na, bacıyı da başbakanlığa oturtmak! Öbür küsurat partilerini de bu furya içinde, liderleri ile de olsa parlamento- ya sokarak, "Demokrasi Cephesi"riı genış yelpazeli bir tek parti haline ge- tirmek. Bir süredir, önümüzdeki parla- mentoya türbanlı milletvekillerinin de girebileceği yolunda tartışmalan gün- deme taşıyanlar, böyle bir cepheieş- menin karşı tarafını da, "laik cumhuri- yetçiler" olarak tanımlarken anayasa- nın2. maddesindeTürkiyeCumhuriye- ti için sıralanmış olan "vazgeçilmez"'te- mel ilkeleri de bilerek göz ardı ediyor- lar. Türbanın bir inanç simgesi olduğu- nu savunanlara karşı, türbanı siyasal bir amaç olarak kullanılıyor gösteren- leri haklı çıkartarak ve anayasanın 2. maddesinde yer alan "toplumun huzu- oı, millı dayanışma"gibi bu ülkedeya- şayan herkes için paratoner sayılabile- cek değerieri hiçe saymayı da peşinen göze almış oluyortar. Kuzum; nerede o Fazilet Partisi'nde Recai Kutan'ın vrtri- ne çıkması ile aklın ve sağduyunun ka- zandığını söyleyen kalemler? Türbanlı milletvekili adayını parla- mentoya sokma isteğini seçim kam- panyasının başlıca malzemesi yapma- ya hazırlanan bir "cephe", öyle anlaşı- lıyor ki din sömürüsü suçlaması ile ka- patılmış Refah'ın Anayasa Mahkeme- si'nin kararlannın yer aldığı dosyalann- daki belgelere de rahmet okutrnak is- temektedir. Peki ama, bugün bir Istanbul tepe- sinde kurulan bu "otağ"da kader birli- ği yapmaya kalkışanlann yakın geçmiş- lerinde, birbirleri için söyledikleri, o "de- mokrasi cephesi"n\n yapılışı için harç olarak mı kullanılacaktır? örneğin, Doğru Yol'un son genel se- çimlerde seçmenden kendisine oy is- terken Refah Partisi ve lideri için söy- ledikleri... Yine, Refah Partisi'nin lideri ve kur- maylannın Çiller için, Meclistutanakla- nna geçirilerek sarfedilen suçlamaları. Ama öyle görülüyor ki, Otağtepe do- ruğuna katılanlann hemen tümü, ayn- calıksız olarak birbirleri için, ne söyle- rnişlerse, onlann tümünü kendi hafıza- lanndan silmeye hazır bir şartlanmanın içindedirler. Inanmayanlar, Nazlı llıcak Şirin'in dünkü "Yeni Şafak"taki sütununda Doğru Yol Genel Başkanı'na çiçek atan yazısına bakar. Faks: 0212-6770762- E-Mail: Obirgrthurriyet.com. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Bekir Yıldız'ın Arkasından.. Edebiyatımızın göğünden bir yıldız daha kaydı. Bekir Yıldız öldü. İlk öykü kitaplannı hatırlıyorum. 60'lann sonlan^ la 70'lerin başlarında fîeşo Ağa'y\, Kara Vagoriı Kaçakçı Şahan'\ yayımlamıştı. Güneydoğu'yu anl; tıyordu. Yalnız iktisadi çaresizlik içinde yok olanla değil, insanlannı, hele hele kadınını-kızını çarpıp eze korkunç töreiehn kıskacında çırpınanlan anlatıyoı du. Yazdfklarındaki dehşet hepimizi sendeletmişti. Reşo Ağa adlı öyküsünü okuduğum gece, sabatı lara kadar uyuyamamıştım. Siz de öyle oldunuz sanınm! Bir rastlantıyla okumamış olanlara hatırlatayırr Reşo Ağa'nın genç bir kızı vardır. Gelin olmak içiı babasının vereceği kararı beklediği bir dönemde ağaya çoban olmuş güzel bir gence tutulur. Yaşa rnın kerldilerine sunduğu en güzel armağan olan aş kı tatmak için tek çare vardır ellerinde: Kaçmak! Ka çarlar. Ama Ağa'nın ve çevresinin gözünde, namu sa sürülmüş bir lekedir bu. Temizlemek gerekir. Na sıl? Reşo Ağa, dört bir yana atlılarını salar. Sonun da iki sevgili yakalanır. Genç, elini de değdirmemiş- tir. Olsun! Reşo Ağa, kızını terkisine alır. beraberin- de hısım-akraba atlılar, mezarlıkta yeni kazılmış biı mezarın yanında inerler; kızı mezann hemen kena- nna getirir ve hep beraber kurşunlayıp çukura yıkar- lar, üstünü toprakla doldurup "namuslannı temizle- me"nin gururu içinde dönerier. Reşo Ağa'nın evde- ki eşi de, yine hısım-akraba kadınlannı hamama ça- ğırmaktadır: Namuslannı bir de böyle temizleyecek- lerdir... Güzel mi? • Bekir Yıldız'ın, o ve onu izleyen yıllar, büyük bir okur kitlesıni arkasından çekip götürmesini, birden- bire bir ilgi odağı olup çıkmasını, bir süre sanat-dışı etkenlere bağlayanlar çıktı. Ortamdı onlara göre be- lirleyici olan; "o ortam Bekir YıldızV yarattığı gibi, bir başkasmı da yaratabilirdi" demeye getirildi. fyi hatırlıyorum, 1975 yılında Mehmet Ergün, Hi- kâyemizde Bekir Yıldız Gerçeği adlı -pek önemli- ça- lışmasını yayımlıyor ve "Bekir Yıldız'ın hikâyelerini tü- rün genel evrimini dikkate almadan belli bir yere oturtmaya imkân yoktur" dıyordu. Şuydu işin aslı yazanmıza göre: Bir edebî tür ola- rak kendine özgü bir yapı kurmaya çalışmış olan hi- kâyemizin, 1936 sonrası dönem içerisinde, konum- lan farklı iki çizgi üzerinde gelişimini sürdürdüğü gö- rülür Onlardan biri, öncüsünün Sait Faik olduğu ve bunalımcı hikâyemıze doğru uzanan 'bireyci çizgi"; öteki de, öncüsünün Sabahattin Aii olduğu ve top- lumcu gerçekçi hikâyeye doğru açılan "toplumsal gerçekçi hikâye çizgisi"d\r. Bekir Yıldız'ın ilk öykülerini yayımladığı yıllarda, birinci çizgi -tam anlamıyla- bir genel bunalım için- de, giderek çıkmazda idi. Bekir Yıldız, ışte böyle bir ortamda hikâyeye adımını atar. Mehmet Ergün, söz konusu eserinde şöyle sürdürür: "Bu dönem, kesin birseçmeyigerektiren;yalpalamayı, kararsızlığı ba- ğışlamayan bir dönemdir. Bekir Yıldız, bu durum karşısında, toplumsal gerçekçi hikâye çizgisinden yana seçmesiniyaparak, söz konusu çizginin uzan- tısında yer aftr. Önü açık, topknndaki.degisim.ve dönüşümler yoğunlaştıkça, daha da geniş oianak- lara kavuşacak olan bu çizgiyi derinleştirmeye, ona ivme kazandırmaya çalışır. Üstesinden gelmeyi be- cerdiği için de, hikâyemizde birgerçek haline gelir. Yani Bekir Yıldız'ın kısa zamanda hikâyeciliğimizin öndegelen imzalan arasındayer alışının nedeni, sa- nat dışı faktörier değil, bizzat Bekir Yıldız'ın sanatçı yeteneği ve gücüdür." (s, 36-39) Hikâyemizde "Bekir Yıldız Gerçe<J/"nin aslı budur! Sanatçımız, çıktığı yolda hep hatırianacak ömek- ler koydu ortaya. Yalnız "Güneydoğu gerçekliği"y\e yetinmedi. Almanya'da çalıştığı yılların gözlemlerini de kaleminin malzemesine ekledi. Çocuklan da unutmadı, onlar için de yazdı. Bir sanatçı olarak, kendi deyişiyle, "Yeşermemiş umutlann, yaşanmamış sevgilerin, verilmemiş hak- lann alacaklılan yanında" oldu hep. Sanatının iniş- çıkışlan arasında arkaya bıraktığı miras, son bir çö- zümlemede edebıyatımız için yüzakıdır. Ölümüyle kaybımız büyüktür. Akla gelecektir belki de: "Güneydoğu gerçekli- ği"nden Bekir Yıldız'ın öykülerine yansıyanlar, özel- likle o yörenin kadına -o insafsız- bakışı; sevgı ve aşk karşısındaki o gaddar tavrı değişmiş midir bugün? Buna bir yanıt bulabilmek için Mehmet Faraç'ın Töre Kıskacında Kadın adlı kıtabını okuyunuz; bir de Milliyefie, sevgili Duygu Asena'nın, son haftalarda o yöre üstüne yazdıklanna bir göz atınız lütfen!.. Kenan Mak cinayeti Faşist sanıklar duruşmaya katılmadı CELALYILMAZ İZMİR - Bolu'da lzzet Baysal Ünıversitesi ögren- cisi Kenan Mak'ı öldüren ve "güvenlik" gerekçesiy- le tzmir'de yargılanacak olan biri tutuklu 16 sanık dünkü yargılamaya katıl- madı. Mak'ın arkadaşı olan ve kavgada yaralanan Mustafa Orhan'la birlikte toplam 4 mağdur sanığm katılarak ifade verdiği Iz- mir 4. Ağır Ceza Mahke- mesi'ndeki duruşma, Bo- lu Ülkü Ocaklan Derne- ği'nden çıkarak Mak'ı adeta linç ederek öldür- dükleri savıyla yargılanan sanıklann mahkemeye ge- tirilmesi karanyla 11 Ey- lü] tarihine ertelendi. Duruşmaya müdahil olarak katılan 120avukatın da üyesi olduğu Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Ay- dm Erdogaa ÇHD Izmır Şube Başkanı Nedim De- ğirmenci, CHP tzmır Mıl- ietvekiliSabriErgüLCHP Gençlik Kollan Başkanı ve Parti Meclisi Üyesi Erhan Baydar, öldürülen Kenan Mak'ın babası Zeynel Mak, annesı Hatun Mak katıldı. Mahkeme, duruşmaya katılan 4 mağdur sanık. Mustafa Orhan, Serdar Koçyiğit, Ferit Öncel ve Sezai Koçviğit ın kimlık tespitiyle başladı. Daha sonra ifadelerine başvurul- du. Mak'ın faşistlerce öl- dürüldüğü olayda dövüle- rek yaralanan Mustafa Or- han, Bolu'daki olayda ülkü ocağından çıkan çok sayı- daki kişinin kendilerine saldırdıklannı belirterek. olayda konınmak için ma- kas çıkardığmı söyledi. Orhan, saldın sırasmda baygın olduğu için Mak'ı öldürenin kim olduğunu tam olarak bilemediğinı anlattı. Mağdur sanıklar- dan Serdar Koçyiğit, Sezaı Koçyiğit ve Ferit Öncel kavgayı ayırmak için mü- dahale ettiklerini, saldıran- lan ve ölen Mak'ı tanıma- dıklannı söyleyerek, her- hangi bir siyasi görüşe de sahip olmadıklannı belirt- tiler. Müdahil avukatlann bu talebi üzerine duruşma- ya kısa süre ara veren İzmiı 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Adnan Er- soy, salon değişikliği iste- minin reddedildiğini belir- tırken, Ankara Merkez Ce- zaevı'nde tutuklu Sonet Gökgiil ve tutuksuz diğeı 15 sanığın gelecek duruş- maya getirilmesi karan ve- rildiğini açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle