Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞUSTOS 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Arzu ve şehvetin labirentlerindeki bildik bir geziye bilet kesen bir Ispanyol filmi
4
Oteld ben'in erotîk
La Mirada del Otro
Yönetmen: Vicente
Aranda / Senaryo:
Alvaro Del Amo, V.
Aranda I Kamera:
Flavio Martinez
Labiano / Müzik: Jose
Nieto / Oyuncular:
Laura Morante, Miguel
Bose, Jose Coronado,
Ana G. Obregon,
Miguel Angel Garcia,
Sancho Gracia, Juanjo
Puigcorbe, Blanca
Apilanez, Alonso
Caparros, Maria Jesus
Valdes/ 1997ispanya
(Belge Film)
] 99O'lı yıllarda 'Amantes', 'El
Amante Bilingue'. çoğu Istan-
bul"da çekümiş 'La Pasion Tur-
ca' ve 'Libertarias'gibi yakın ta-
rihli filmleri peş peşe sinemala-
nmıza gelen, günümiiz ispanyol
sinemasının (çok önemli olama-
sa da) kuşkusuz en venmli yönet-
menlerinden bırı olan Vicente
Aranda'nın bu yılın Berlın festi-
valınde yanşma bölümünde gös-
terilmışsonesen "La Mirada Del
Otro- Çıplak Bakış'. kadın kah-
ramanının ağzından anlatılmış,
iddialı bircinsel fantezilerdeme-
ti. Alışıldıgı üzereyazmevsımin-
de ortalıgı saran erotik fılmler
kervanına katılarak gösterime çı-
kan ve kuşkusuz Tuıto Bras'ınkin-
den farklı bırerotizmi sergıleyen
•ÇıplakBakış'. Ispanya'nın büyük
kentlerinden birindeki istatistik
bürosunda çalışan, yolun yansı-
nı dönmüş, mesleğindeki gibi al-
datmalar-yalanlar üstüne uzman-
laşmış. ateşli. çekici ve güzel bir
kadının, gözükara aşk-erkek ko-
leksıyoncusu 36 yaşındakı Bego-
na'nın (on yıl kadar önce Alain
Tanner'ın, Sinema Günleri'nde
seyrettigımız 'La V'allee Fanto-
me- Hayaletier Vadisi'nde hayran
kajdığjmoz. lstanbul'a dakpnuk
ettiğimiz îtalyan oyuncu Laura
Morante), sıradışı arzu-şehvet
arayışlannı hikâye ediyor.
Erkekten erkege sürüklenen,
lstanbul'a da konuk ettiğimiz ttalyan oyuncu Laura Morante, 'ÇıpJak Bakış'ta sıradışı arzu-şehvet ara> tşlannı hikâye ediyor.
cınsel bakımdan doymak biime-
yen, sınırlan aşmış, sürekli şeh-
vete aç bir seks bagımlısı Bego-
na'nın azgınlıgı ve asiliği, 13 ya-
şında varlıklı bir aılenın söz din-
leyen. uslu kızıyken, ablası Isa-
bel'ı (Blanca Apilanez) babası-
nın dızlen üstünde oturmuş bir
halde görüp yakalamasıyla baş-
lıyor. O günden sonra bu sırn pay-
laştığı ablası ailenın gözde kızı
olurken, kabak çiçegi gibi açılı-
veren B-gona, bir an önce evlen-
mesı için bastıran annesine çok
çektinyor, biidiginden şaşmayıp
yıllarca sınır tanımaz bir aşk ha-
yatı sürdürerek.
Bedenini verir, ruhunu asla!
Barlann. çılgın panılenn. âlem-
lerin vazgeçilmez ve dayanılmaz
kadinına dönüşüyor lyı aıle kızı.
Pul biriktinrcesine erkek ve ilış-
ki koleksıyonu yapan, yaman er-
kek avcısı Begona'nın yaşamın-
da duygulara pek yer yoktur, ama
şehvet baş köşededir. Genelde ol-
gun erkek seven, ar daman çat-
lamış bu kaşarlanmış "pratik, re-
alist ve egoist" kötü kadın, sev i-
şirken bedenini verir, ama ruhu-
nu asla!
Harley Davidson motosıkletli,
zengın aıle cocugu olan eski sev-
gılısi Elıo'dan (Jose Coronado).
evlenıp barklanarak çoluk çocu-
ğa karışmış eski âşıklanna (Mi-
guel Bose,Juanjo Puigcorbe). ilk
kez 15 vaşındayken yattıgı, mo-
dellik yaptıgı yaşlı ressam Igna-
cıo'dan (SanchoGracia) "kötülü-
ğünden feyzalmak" isteyerek göl-
gesı gibi peşinde dolanan, onda
şehvetten çok şefkat uyandıran.
sonunda genç koca gibisi yoktur
diyerek evlenip çocugunu da do-
ğuracagı 18 yaşındaki toy. kıbar
delikanlı Daniel'e (Miguel An-
gel Garcia) kadar emrine amade
tüm erkeklenyle cınselligin dala-
gını yardıgı, bütün o şehvet ara-
yışlannın gıderek tam birçıkma-
za soktugu. bunalıma ıttıgı güzel
Begona, ruh doktorunun öğüdü-
ne uyarak bir günlük tutuyor so-
nunda.
Begona'nın günlüğû
Ama yazılan. çızilen cinsten
bir günlük degildır Begona'nın
güncesi.
Henüz daha pıyasaya venlme-
miş en son Japon harikası. cama
gömülü bir minı mıruıacık v ideo
alıcı-kamera aygıtırun tanıtımına
katılan seksi istatistikçımız, bü-
tün sesleri. konuşmalan anında
kaydedip görünrünün yanı sıra
ekranda yazıya da dönüştürebi-
len, özellikle yazar-gazeteci tay-
fası içın gerçekten harika bir bu-
luş nıtelıgindeki bu minyarürka-
meraya ilişkilerini anlatıyor tey-
be konuşurcasına. Azgın ve ateş-
li Begona'nın 'öteldben'ıni göz-
lemledigi, Japon ışi bu 'yeni bu-
luş'a bütün mahrem köşelenyle
tüm bedenini dinletiyor şehvet-
perest kahramanımız; cinsel de-
neyimlerini. fantezilenni filan
kaydediyor tekmili birden. Hat-
ta insanın düşüncelerinı bile oku-
yor bu harika yenı icat. Bego-
na'nın elektronık günlügü sıradan
birgüncedençokkişıselbırana-
lız aygıtına dönüşüyor giderek.
Işte 'Çıplak Bakış'ta Bego-
na'nın sesınden anlatılmış bu
günlügünü izliyoruz özetle.
Son bir çare olarak. tam yan ya-
şındaki Don Daniel çıtınyla ev-
lenıp annesıyle ablasını da mem-
nun eden. üstelik yapay döllen-
me yoluyla çocuk sahibi olan es-
ki okul arkadaşı. sanşın Mari-
an 'dan (Ana G. Obregon) özene-
rek bir de çocuk doğuruyor Be-
gona. Sonrasında yine 'Belle de
Jour' sendromu nüksederek ger-
çek mekânkr<Wttson biroraepu-- •
luk âleminin bızzat tecavüz edi-
îeni olan ve elektronık güncesı-
ne kaydettigı bu üçlü- dörtlü sand-
vıç partısinı seyrettırdıği, ama iz-
lediklerini midesi kaldırmayan
genç kocasıyla, "Senarükyalnız
olmak istiyorsun" diyerek onu
terk eden eski âşığı Elio'nun çı-
kıp gıtmeleriyle yalnız kalan Be-
gona artık çocuguyla baş başadır
finalde...
1963'ten beri hemen hemen
her türde film çeken ve dogrusu
son yıllarda yaşı yetmişi devirin-
ce vatandaşı Bigas Luna gibi, ero-
tik konularla fazlaca haşır neşir
olagelen, Barcelona, 1926 do-
gumlu Katalan yönefmen, sena-
rist, yapımcı Vicente Aranda'nın
1997 yapımı "La Mirada del Ot-
ro-ÇıplakBakış'ı. FernandoGar-
cia Delgado adlı bir yazann aynı
addakı romanından perdeye uyar-
lanmış.
Baştan sona cinsellik
Bunuel ustanın Joseph Kes-
sel'in romanından 1967'deçekti-
gı, Catherine Deneuve'lü unutul-
maz 'GündüzGüzeü'nden Bigas
Luna'nın 1990 yapımı, Frances-
ca Neri'li 'Lulu'suna kadar uza-
tılabilecek cinsten, beyazperde-
de erkegin yerini almış. cüretkâr
bir kadın kahramanın sınır tanı-
mayan cinsel serüvenleri ve fan-
tezileri üstüne kurulmuş erotik
fılmlerin arasına dahil edebile-
cegimız 'Çıplak Bakış'. sonuçta
öz bakımından yeni bir şey söy-
lemeyen, ancak gözalıcı bir biçe-
min alttan alta kendıni duyurdu-
gu, 'rafîne bir estetizmin' göze
çarptıgı, dilber Laura Moran-
te'nin sürükJediği, yer yer ilginç
nitelemesini hak eden bir fante-
zı. Vicente Aranda'nın filmogra-
fisıne, 'Türk Tutkusu'ndan daha
iyi bir ihtiras, şehvet, erotizm ça-
lışması olarak geçmeye aday 'Çİp-
iak Bakış' bızce bir 'Libertari-
as'ın düzeyine pek enşemese de
ilgiyle ızleniyor özetle.
Aşkın, ilişkilerin yozlaşıp çü-
rüdüğü, kokuştuğu bir toplum
eleştirisi içeren sahnelerle de be-
zeli. baştan sona cınselligin agır
bastıgı, eli yüzü düzgün. özene be-
zene çekilmiş bu yeni İspanyol ya-
pımını, dogrusu fazlaca bir şey-
ler ummadan, kımi beklentilere
kapılmadan salt Laura Moran-
çje'oin yüzü suyu hürmetine"glt--
tik, gördük. tükettik kısacası. tçi-
mizdeki 'öteirî ben' yine de mem-
nun kaldı diyebılirız Vicente
Aranda'nın 'Çıplak Bakış'ndan.
Grease, 'hit' şarkı ve danslarla bezenmiş bir masal-fılm ve Amerikan eğlenceliği
20yıl öncesinüıpopülergençlik müzjkali
Yönetmen: Randal
Kleiser / Senaryo:
Bronte Woodard /
Kamera: Bill Butler /
Müzik: Bill Oakes /
Koreografi: Patricia
Birch / Oyuncular: John
Travolta, Olivia
Newton-John,
Stockard Channing,
Jeff Conavvay, Eve
Arden, Joan Blondell,
Edd Byrnes, Sid
Caesar, Lorenzo
Lamas, Michael Tucci,
DidiConn/1978ABD
(UIP)
20 yıl öncesının ünlü gençlik mü-
zikali 'Grease'. ancak Amerikalıla-
ra 5zgü, her mılletten seyırciye yö-
nejk bir pazarlama becensiyle. tüm
dünyada olduğu gibi bızde de bugün-
deı itıbaren yeniden gösterime gi-
rîyor.
1970'li yıllarda Broadvvay'de sah-
ne'endikten sonra adı sanı duyul-
mimış. genç bir aceminin (Randal
Ktiser'ın) yönetmenliğınde, John
Tmolta/Olhia Ne^ton-John çifti-
niî başı çektigi parlak bir kadroyla
siremaya da aktanlıp zaman içinde
tipkbir Amenkan klasigi halınege-
leiîk efsaneleşen 'Grease'ı. yıllar
soıra. yeniden izlemek. dogrusu bi-
zepek bir şey ifade etmiyor. Zaten
Bnadvvay'de başan kazanmış mü-
zillı bir oyunun çok geçmeden be-
y-xperdeye uyarlanması da müzi-
k:a türünün degişmez geleneklerin-
cjeı bın değıl midir?
îızde Türkçe bir ad koymaksızın
orıinal adıyla göstenlen ilk film-
l<den olan 'Grease'i. beylik deyiş-
l-c•>hoş ve boş esprisi içinde, epey-
senrgıra alarak seyrermiştik vaktiy-
1< 0 tarihlerde henüz kariyerinin
tsamdaki gencecik birJohn Travol-
^a>asınımızda resımleriyle bol bol
3 7 gösterirken Avustralyalı çıtıpı-
oı )lıviaNew1on-John'ın şarkılan da
-3/\onun dınleyici ıstek programla-
-n işgal etmışti.
Amerikan sınemasında özellikle
1950lerde Stanlev Donen, Gene
Kelly, \lncente Minıieft'lerle altm ça-
ğını yaşayan müzikal türünün,
1960*lardaki anlı şanlı örneği 'West
Side Story'den bolca etkiler içeren.
1980'deki uzannsı sayılabilecek 'Gre-
ase'. derslerden çok karşı cinse ha-
va atmakla. bnyantınlı saçlarla, blu-
cın-derı gıysılerle. yaz aşklanyla.
araba yanştırmakla filan uğraşan.
lise çağındakı. başlannda kavak yel-
len esen. Amenkan 'teenage'lerinın
romantik tasvirlenni yapan, 'hit' şar-
kılarla. danslarla bezenmiş bir ma-
sal-film, renklı bir Amerikan eğlen-
celiği.
50'lilerin modası canlanıyor
Hollyvvood rüya fabrikasının
gençlik üstüne, bıldık klışelerle tez-
gâhladığı. bu cılalı, gözalıcı müzi-
kalm şimdı bütün dünyada yeniden
gösterilmesi, kof Amerikan kültürü-
nün zengin ve köklü Avrupa kültü-
ründen bir ceşit intikam alışı olarak
da yorumlanabilir.
Coca Cola, hamburger. patlamış
mısırağırlıklı Amenkan kültürem-
peryalizmınin her alanda borusunu
örtürmeye başladığı ve rock and
roll'un ortalıgı ıyice sardığı 1950'li
yıllann modalannı yeniden canlan-
dıımaya soyunan bir film 'Grease'.
Gıcırgıcır blucınleri içinde kası-
la kasıla yürüyen, dans eden. Ehis
stili, bolca bnyantinlenmiş saçlan-
nı afili tavırlarla tarayan. abartmalı
davranışlan ve benmerkezli konuş-
malanyla sinir mi sinir birtakım gür-
büz ve fıyakalı oğlanlarla: 1950 mo-
deli. genış, yayla gibi Buick ya da
Chevrolet marka arabalarda gez-
mekten. oğlanlarla kınştırmaktan
ve dans etmekten başka dertleri bu-
lunmayan, sağlıklı.çokbilmiş, lüks
düşkünü. gürbüz kızlardan geçilmi-
vor filmde.
Arka fondakı Amerikan lisesi de-
koru. oğlanlarla kızlara ve danslara
dekor olmaktan öteye geçemıyor.
Amerikanvari okul yaşamı, öğren-
cı-öğretmen çevresi. kız-erkek iliş-
kileri, araba yanşlan. mahalle ara-
sı çeteler ve alabıldiğine yapay çe-
te çatışmalan. hafta sonu ateşini tu-
tuşturan cumartesi gecesi danslan,
Brian De Palma'nın klasığı 'Car-
rie'deki gibi bir yıl sonu mezunıyet
balosu. kıskandırmaya yönelik cin-
sel oyunlar, cilveleşmeler. sonunda
tatlıya bağlanan, romantik gönül
oyunlannın vb. yürek çarptıran du-
rumlann. müzik, dans ve çeşitli şar-
kılar eşliğınde art arda sıralandığı
'Grease'. üstünkörü bir yaklaşımla
kotanlmış. ancak zaman içinde bir
'hit' filme dönüşmüş ve kabul gör-
müş bir müzikal. Aslında renkleri,
dekorlan, giysileri. müziği. şarkıla-
n ve koreografisiyle Amerikan zev-
kinin (ya da zevksizliğinın) tipik ör-
negı nitelığinde bir film olduğu da
rahathkte ıleri sürülebilir 'Grease'in.
Müzik, dans ve koreografi
Önemlı sayılacak bir içeriği bu-
lunmayan 'Grease'; müzik. dans ve
koreografi öğeleri bakımından da
müzikal sinema tarihinde yer edecek
birçalışma değıl. Ne var ki zaman-
la nostaljık tatlara bürünüp değer
kazanan filmler kategonsıne dahil
olan 'Grease'de. fılme admı \eren
şarkıyı söyleyen Frankie Avalon,
Bee Gees'den Barrj' Gibb,John Far-
rargibi dönemin tanınmış solıstle-
riyle Sha-Na-Na gibi gruplann şar-
kıları var. Ayrıca Broadvvay'deki
oyundan farklı olarak sırfbu film için
yazılmış, Olivia Nevvton- John'ın
seslendirdığı "You're one that I
want", "Hopelessly devoted to you",
"Summer nights'", "Sand>" vb. gi-
bi şarkılar da filme çok şey katıyor.
Sonuçta idare eden, danslı-şarkılı
müzikal bölümlerin yanı sıra plas-
tik ve estetik açıdan bize v^ktiyle hay-
li kuru gelen bu ünlü müzikalin. ko-
reograf Patricia Birch'ün yönet-
men liğinde Michelle Pfeiffer-Max-
wellCaulfieldçifti>le çekilmiş 1982
yapımı. devam filmi 'Grease2', ıl-
kinin yanına bıle yaklaşamayan, ya-
van ve 'feci bir müzikal'dı. Yıllar
sonra 'Grease' yeniden çekilir mı
bilemem?
YENİ BASLAYANLAR ..
Cehennem Silahı 4 /
Lethai Weapon 4
Kûltür Servisi - Cehennem Silahı bu hafta
dördüncü kez sinemaseverlerin karşısma
çıkacak. Birinctsi 1987'de gösterime giren
Cehennem Silahı serisinın sonuncusu,
'Cehennem Süahı 4'te başrollen MeJ Gibson,
Dany Gtover, Joe Pesci, Rene Russo ve dörtiûye
yeni katılan Lee Butterspaylaşıyor.
Dedektiflerin bu seferki görevi, bir göçmen
kaçakçılık ve sahtecilik çetesinin soruınlu
olduğu seri cinayeti aydınlatmak.
Çetenin lideri, savaş sanatlannda uzman,
Çinli aksiyon oyuncusu Jet LJ'nin canlandırdığı
Wag Sing Ku. Yönetaenliğini Rfchard
Donner'uı yaptığı filmın müzıklen, Mkhaei
Kamen. Eric Clapton ve Etavid Sanborn
tarafindan yapılmış.
Filmin görüntü yönetmeni ise Andrzej
Bartkcnviak. Izleyicinin 1987'de buluştugu
karakterierden çılgın polis dedektifî Marün
Riggs kansmın ölmü nedeniyle hayata
kûsmüş kendi hayatına hiç önem vermeyen bir
kişiliği. Roger Murtaugh ise aile babası,
kurallara aykın davranmaktan ya da kendisini
riske sokacak şeyler yapmaktan uzan duıan bir
kişiliği temsil ediyordu. Bu iki ortak arasındaki
didişme sonunda Riggs, Murtaugh ve onun
ailesiyle kurduğu dostluk sayesinde hayata
yeniden bağlanmaya başlar. Murtaugh ise
Riggs'teki kararhktan enerji toplar ve
isteksizce de olsa maceranın içine atar
kendisini. Filmin ikinci ve ûçüncü
bölümlerinde yeni karakterlerle farklı renkler
katıimaya talışıldı diziye.
KEDİGÖZÜ
VECDt SAYAR
Patlıcanlı Kültür
"önü önlüklü, başı keçiMİ, morfıstanlı, yeşilkaftan-
lı"
"Karş/dan baktım bûkgibi, yanına vardım ç.. gibi"
"Dibi kıllanır, ucu sallanır"
"Bir ufacık boyu var, kadifeden donu var"
Bildiniz değil mi?
Zaten, "Bayır aşağı, mordurt. bunu bilmeyen
kâfireşeği"^)
•••
Kediler patlıcandan ne anlar demeyin.
Bal gibi de anlarlar.
Hangi partiden olursa, Türk kedilerinin patJıcana
özel bir zaaflan olduğunu düşünürüm.
Fakat, pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da
genellemeden kaçınmak gerektiğinin farkındayım.
Ola ki, patlıcandan hoşlanmayan kediler devardır...
Bazılan, patlıcan turşusuna bayılır da, patiıcan re-
çeline tahammül edemez, mesela
Ben de "patlıcanlı" kültürden hiç hoşlanmam.
• • •
Bugünkü gazeteierde Türk büyüklerinden Abdul-
lah Gül'ün birfotoğrafı yeralıyor. Elindeki patlıcanla-
n yeni partisinin simgesine benzettim önce.
Meğerse, "4. Patlıcan Kültür Festivali"nde çektir-
miş bu fotografı.
"Bugünlere gelmesinde patlıcanın büyük katkısı
olduğunu" soytemişsaym milletvekilimiz. "Küçükyaş-
ta Yamula patltcanı satarak kazanmayı, kaybetmeyi
ve ticareti" öğrenmiş...
Milletvekilinin patlıcanla kurduğu bu sıcak ilişkiye
bir diyeceğimiz olamaz elbet; benim derdim Yemlihan
Beledıyesi ıle...
Madem, patlıcan sizin için bu kadar önemli, yap bir
Türk Mutfağı Festivali". Oturt patlıcanı baş köşeye!
Patlıcanı kültürle kanştrmanın ne âlemi var...
•••
Dilerseniz, patlıcanı bırakıp geçen haftaki konumu-
za dönelim. Yerel yönetimler ve küttür ilişkisine.
Size, Fransa'daki yaz festivallerinden söz etmafc
istiyorum. •<:>
Yani, festivallerin patlıcansız olanlanndan!
Şu sıralar, Fransa'nın dört bir köşesi festival kaynh
yor. Müzik festivalleri, sayıca en fazla Aix-en-Pro-
vence'dan Annecy'ye, Besançon'dan Marsilya'ya
Fransa'nın her köşesinde bir müzik şenliği...
Her kent, yörenin küttürel özellikleri doğrultusunda
bir tema seçmiş. Mulhouse'da Bach festivali, Sairrt-
Malo'da dini müzik festivali, Orange'da opera festi-
vali, La Rochelle'de varyete festivali; Paris, Deauvil-
le, Orieans'ta caz festivalleri; Lyon, Montpellier, Biar-
ritz'de dans festivalleri.
Sinema festivallerinin sayısı ise her geçen yıl arb-
yor. Neredeyse, her kentin bir film şenliği var. Hepsi
de, tematik ya da bölgese) bir uzrnanlaşma içinde.'
Tiyatro dünyasının en önemli festivali Avignon ye-
ni brtti. Ama, daha pek çok kentte tiyatro festivalleri
var. Bunlann bir bölümü kukla tiyatrosu; bir bölümü
mim, kabare, sirk dallannda uzmanlaşmış. Aurillac, Cha-
lon-sur-Saone, Annonay, Rouen kentlerindeki sokak
tiyatrolan festivalleri, en çok ilgi gören festivaller ara-
sında.
Angouteme'dekj çizgi roman festlvalkiden Lyon'da-
ki Çağdaş Sanat Bıenali'ne, Arles ve Perpignan'daki
fotoğraf festivallenne, Saint-Malo'daki gezi yazarian
festivalinden Pont-a-Mousson'dakJ tjyatro yazarian fes-
tivaline, daha pek çok uzmanlaşmış şenlik... Şiir, ede-
biyat dalındaki festivaller de çok ilginç. (Lodeve'deki
Şiirfestivalinin konuklan arasında bu yıl iki de Türk şa-
iri, Özdemir Ince ve Salih Ecer yer aldı.)
Birde Paris Belediyesi'nin düzenlediği "Ouartjerd'ef-
e" (Yaz Mekânlan) ya da Paris Sonbahar Festivali gi-
bi geniş çaplı etkinliklervar ki, bunlarda tüm sanat dal-
lan yer alıyor.
Bu festivallerin bütçeleri, yerel yönetimler, bölge-
sel yönetimler ve Kültür Bakanlığı'nca ortaklaşa kar-
şılanıyor. Kısacası, festivaller, yerel yöneticilerin "da-
mak zevki'ne göre değil, halkın kültürel gereksinimi-
ni karşılamak amacı ile düzenleniyor.
Türkiye'de de böylesi festivallerin sayısı her geçen
gün artıyor. Işıl Kasapoğlu'nun yönetiminde Izmrt
Belediyesi tarafindan düzenlenen "Uluslararası So-
kak Tiyatrolan Festivali", Tamer Levent'in yöneti-
mindeTOBAVın düzenlediği "Alçat UluslararasıAma-
tör Tıyatrolar Festivali", TURSAK'ın, Garanti Banka-
sı finansmanı ile Bodrum'da düzenlediği "Uluslara-
rası Çevre Filmleri Festivali", Mimar Sinan Üniversi-
tesi"nin düzenlediği "Ahşap Heykel Sempozyumu"
ve "Granit Heykel Sempozyumu" gibi etkinlikler, Ya-
yıncılar Birliği'nin düzenlediği "Uluslararası Kitap Fu-
an", Pozitif'in düzenlediği "Istanbul Müzik Şenliği",
Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği'nin "Genç Et-
kinlik"ı, Evrensel Kültür Merkezi'nin Bergama'da dü-
zenlediği "Dünya Gençliğı Buluşması", Ersin Onay'ın
yönetiminde Bilkent Üniversitesi'nce düzenlenen
"Anadolu Müzik Festivali" ve Hakan Erdoğan'ın Ak-
bank finansmanı ile eylül ayında Istanbul'da düzen-
leyeceği "Bach Festivali" bu bağlamda son derece
önemli, işlevsel etkinlikler.
Kiraz, Vişne, Çilek, Nar, Bma, Yoğurt, Yağlı Güreş
ve Deveşenliklerinden sanatşeniiklerinedoğaı bir ge-
lişme var gibi... demeye hazırtanıyordum ki... bir baş-
ka festival haberi...
Şu günlerde Kahramanmaraş'ta bir 'festival" dü-
zenleniyormuş: "Kırmızı Biber, Tamana ve Dondur-
ma Festivali"\ Dogrusu, festivale katılacak politikaa-
lar için malzeme bol; isteyen kırmızj biberin vetarha-
nanın nimetlerinden söz açar, isteyen dondurmanın...
"Patlıcansız" kültürü, "patlıcanlı" kültürden ay?r-
mayı başaran politikacılann ve yerel yöneticilerin sa-
yısının artmasını dilemekten başka bir şey gelmiyor
elimizden.
Ama, bu konuda siyasi partilerimiz sorumluluktan
kaçamaz. Yerel yönetimlere gösterecekleri adayian be-
lirlerken "patlıcan" testinden geçirmelerinin çok ya-
rarlı olacağını düşünüyor kediler...
(*) Türk Bilmeceleri II, llhan Başgöz, Kültür Bakan-
lığı Yayınlan.
Bu Yayınevi Çocuk Edebiyatı
Masal Yarısması sonuçlandı
• Kültür Servisi - Bu Yayınevi tarafindan düzenlenen
'Çocuk Edebiyatı Masal Yanşması' sonuçlandı.
Yanşmaya gönderilen 158 yapıt arasından birinciliğe ;
'Anam Düştü Beşikten' adlı masalıyla Semiha
Türkyılmaz layık görülürken ikincilik ödülünü 'Kar
Çiçeİderi' ile Hamdullah Köseoğlu, üçüncülük
ödülünü ise 'Güneş Öpücükleri' adlı masalıyla Özlem ?
Mumcuoğlu aldı. 'Çınar Ağacındaki Gizli Geçit' ile ;J
Miyase Sertbanıt birinci mansiyona deger bulunurken *;
Adnan Çakmakçıoğlu Özel Ödülü'ne de 'Gül Kız' adlj
masalıyla Pakize Özcan layık görüldü. Yanşmada
dereceye girenlerin ödülleri, kasım ayında ',
gerçekleştirilecek olan 17. Tüyap Kitap Fuan'nda *-l*
verilecek. Aynca yanşmada dereceye giren yapıtlar ..^l
ödül törenine dek kitap olarak yayımlanacak. ^*"
• : • * '