Katalog

7 NİSAN 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMOTde bu hafta • ANKARA (Cummıriyet Bürosu) - Ahnan karar gereği bu hifta cuma gûnü de dahil 4 gün çalışacak olan TBMM. tüm mesaisini yasa yaprriEya ayıracak. Salı günü TBMVİ Genel (£.uruhı'n<k. SSJC'nin prim ye dığer alacaklannın tahsilinin h zlandınlmasını öngören yasa tasansı görüşülecek. RP'li Salih Kaptı&uz ik DYP'h Ali Rıza Gönü!"ün hazırladığı. YÖK. Başkını ve üyelerinin yenıden seçilmesinı öngören yasa teklifı de ele alınacak. T3MM Anayasa KomisyonL'nda. anayasa değişikligke paralel olarak DernekJer Yasası'nda değişıklik >apılmasına dair yasateklifmin görüşülmesine devam edflecek. Keskin'den Alkan eteştirisi • ANKARA (Cuınhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Başbakan Necmettin Erbakan'ı RP'li Gebze- Güzeltepe Belediye Başkanı Yaşar Alkan hakkında partisinin disiplin kurullannı ışletmeye, tçişleri Bakanlığı'nı da soruşturma başlatmaya çağırdı. Alkan. Atatürk büstünü, "umumaaçık" tuvalet girişine koyarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun anısına hakaret ettiği gerekçesiyle 3 yıl hap^ cezasına çarptınlmıştı. BVIO yönetjcileri kazada öldü • AMASYA (Cumhuriyet) - Elektrik Mühendısleri Odasi (EMO) Adana Şubesfnın dört yönetıcisı Samsun'dakı bölge toplantısına giderken geçırdıkleri trafik kazası sonucu öldü. Amasya'dan Havza yönüne giden Ahmet Altınköse yönetimındeki 28 AC 823 plakalı kamyon ile Celal Polat'ınkullandığıOl HL %2 plflkal ı otomobi1 . çarpıştı. Dün meydana gelen kazada Samsun'daki bölge toplantısına giden EMO Adana Şubesi Başkan Yardımcısı tbrahim Atali. sayman Celal Polat ıle eski CHP yöneticisi Tevfık Okumuş, ve Mehmet Aysan olay yerinde öldüler. Bursa SSK Hastanesi açıldı • BLRSA(AA)- Başbakan Necmettin Erbakan, Bursa Yıldınm'da yaptınlan ikınci SSK Hastanesi'nin temelini törenle attı. Erbakan, burada yaptığı konuşmada, hükümetin oluşumunun ardından Türkiye'nin meselelerinin teker teker çözümlenip, icraatlann gerçekleştirilmeye başladığını bildirdi. Operasyonlar • Haber Merkezi - Sıvas'ta, bir hücre evine yapılan operasyonda 4 kişi yakalandı. Sıvas Emniyet Müdürlügü Terörle Mücadele Şubesi'nden yapılan açıklamaya göre, Jasadışı DHKP-C orgütünün Tokat-Sıvas kuryesi Cenk Aksan (21) ile birlikte örgüte katılmak üzere kırsal kesime gıdecek olan "Hasan' kod adlı Ali Rıza Akaslan (21). 'Ayşe' kod adh Fıliz Ünal (23) ve Suzi Enüstekingonca (40) ile birlikte örgütsel dokümanlar, kırsal kesime gönderilmek üzere hazırlanmış çok miktarda giyecek ve bannma malzemesi de ele geçiriidi. Hatay'ın Dörtyol ilçesinde güvenlik güçleri ile çatışmaya giren bir terörist öldürüklü. Krefeld yangını • HANNOVER(AA)- Almanya'nın Krefeld kentinde meydana gelen kundaklama olayından sonra, eşi ve iki çocuğunun ölümüne yol açtığı gerekçesiyle tutuklanan baba Aziz Demir'ın Hannoverli avukatı Adnan Menderes Erdal, savcılığın olayla ilgili 350 sayfalık dosya hazırladığını söyledi. Erdal, "Spekülasyon yapmak ıstemiyorum. Aziz Demir'ın suçlu veya suçsuz olduğu konusunda şu anda bir yorum yapmak doğru olmaz" dedi. Köşk, Alaaddin Yüksel'i görevden alan kararnameyi geri çevireceği mesajı verdi Demirel iınzalamayacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tçiş- len Bakanı Meral Akşener'in, yasadışı bi- çimde atadığı Emniyet Genel Müdür Veki- li'ni baskın operasyonla koltuğa oturtması sonucu oluşan bunalım tırmanıyor. Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümete uyanlannı sürdürürken. "Benyaptımoldu. de\ let hizmetinde geçerli bir yöntem değil- dir. Bir gün sizin başınıza da geJir"" sözle- riyle. kararname bunalımının işaretini ver- di. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden uzak- laştınlan Alaaddin Yükscl. yasaya aykırı işlemın ıptali ve yürürlüğün durdurulması istemiyle bugün Danıştay 5. Dairesi'nde dava açacak. Millı Güvenlik Kurulu'na (MGK) sunulan kapsamh irtica raporu ne- deniyle Yûksel'in alınmasını isteyen, an- cak emniyet baskınından rahatsız olan Baş- bakan Necmettin Erbakan. Çankaya Köş- kü'yle gerginliğin tırmanması üzerine Bal- gat'taki konutuna çağırdığı Meral Akşe- ner'le. 1.5 saatlik uzun bir görüşme yaptı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. kİIİtledİ Yasadışı biçimde atadığı Emniyet Genel MüdüriTnü baskın operasyonla koltuğuna oturtan Meral Akşener, Çankaya Köşkü'nden istediği kararnameyi çıkarma yolunu da tıkadı. Cumhurbaşkanı Demirel. hükümete uyanlannı sürdürürken "Ben yaptım oldu, devlette geçerli bir yöntem değildir? Hukuk herkese lazımdır. Bir gün sizin başınıza da gelir" dedi. Cumhuriyet'in Emniyet Genel Müdürlügü bunalımına ilişkin sorulannı yanıtlarken, hükümete eleştirilerini ağırlaştırdı. Demi- rel, "Hukuk herkese lazım olur. Ben otay- ların tarafı değilim. Hukukun tarafıyım. Taruşmalann merkezini bana koymadan olaya önyargısız bakın. Bir kişi devlet hiz- metine nasıl gelmişse öyle gider. Burada bu duruma dikkat edilmemiş. Ben >aptım ol- du, dev let hizmetinde geçerli bir > öntem de- ğildir. Bir gün sizin başınıza da gelir" dedi. Meral Akşener'in, hazırladığı \alilerka- ramamesiyle de, RP'ye yakın 15 ve DYP'ye yakın 5 merkez valisini aktıf gö- revlere getirmek istediği öğrenildi. Demi- rel'in cıkışını değerlendıren kaynaklar, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne vekâleten getirilen KemaJ Çelik'in. cumhurbaşkanı- nın da onayını gerektiren kararnameyle •'asaleten" atanmasınm olanaklı olmadığı- na dikkat cektiler. DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan da Alaaddin Yüksel' in görevinden alınma biçimini değerlendinrken, "'Her yi- ğktin bir yoğurt yiyişi vardır; ama ben ol- saydım farklı davrarurdım'" dedi. Bir genel müdürün görevden alınmasın- da bu noktaya gelmenin ilgınç olduğunu belirten Gölhan. gazetecilerin, "Bu yoğurt yiyiş hukuld mi" sorusuna. "Tabti ki bir hukuk devleti içinde belli ilkelere uyulma- lı. ama hukuk devleti içinde de uygulama- larda farkulıklar olabilir. Olayuı aynntısıru bümiyorum, ama yine de söylüyorum; ben olsam farklı davranırdım'" yanıtını verdi. Hukukçularla görüşen Alaaddin Yüksel, bugün Danıştay'a "iptal davaa" açmaya karar verdi. Yûksel'in hazırlattığı dava di- lekçesi, avukatları tarafından bugün Da- nıştay Başkanlıgı'na verilecek. Danıştay Başkanı Fıruzan İkincioğulları dilekçeyi inceledikten sonra, davayı sonuçlandıracak olan Danıştay 5. Dairesi'ne havaleedecek. Yûksel'in. dava dilekçesınde, 'Ş'ürürlügün durdurulması" isteminde de bulunduğu öğrenildi. Yüksel'in avukatlannın verdiğı bilgıye göre, dava dilekçesınde Yûksel'in vekâle- ten Çankın Valiliği'ne atanması ve Kemal Çelik'in Hakkâri Valiliği'nden alınıp Em- niyet Genel Müdürlüğü'ne vekâleten geti- rilmesiyle ilgili iki işlemın de iptal edilme- si istendi. Türkeş'e anıt mezar ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Yasa uyann- ca Devlet Mezarhğı'na gömülemeyen MHP Ge- nel Başkanı Alparslan Türkeş'in cenazesi ıçin Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi tahsis edil- di. 80 yaşında ölen Türkeş ıçin düzenlenen cenaze tö- reni açıklandı. Türkeş'in cenazesi, salı günü Bayın- dır Tıp Merkezi'nden alı- narak, TBMM'ye getirile- cek. MHP Genel Merke- zi'ndekı törenin ardından Türkeş ıçin Kocatepe Ca- mıi'nde cenaze namazı kı- lınacak. Türkeş'in cenaze- si, Emek kavşağında bu- lunan Atatürk Orman Çiftliğı'nin çamlık alanı- na defhedilecek. CHP'lı Yenimahalle Belediye- si'nin yetkı alanına giren alanda dün çalışma yapan ^MHP'lı Keeıören Bdedı- '• yesi'mn iş makmaflarr, ba- zı ağaçlan kaldırarak me- zar yerini hazırladılar. Türkeş'in cenazesinın devlet mezarlığına gömül- mesinin yasal açıdan ola- naksız olduğu, bu nedenle Bakanlar Kurulu karany- la devlet mezarlığı yanın- da anıt mezar yaptınlaca- ğı bildırildı. Cumhuriyefe değer- lendirme yapan DSP'li. hukuk profesörü Hikmet Sami Türk. 2549 Sayılı Dev let Mezarlığı Hakkın- da Yasa uyannca, bunun olanaksız olduğunu bildir- di. Bu yasada, devlet me- zarlığına "Türkiye cum- huriyeticumhurbaşkanla- n ve devlet başkanlan ile cumhurrvetin kuruluşuna hayat veren ulu önder Ata- türk'ün en yakın silah ar- kadaşlan olan tstiklal Harbi komutanlannın" defhedilebileceğı bildirili- yor. Türk, "RahmeÜi Tür- keş''e saygı göstermek ayn, yasalara uymak ayn. Tür- keş'e bağh olanlann duy- gulannı incitmek istemem. Ama devlet mezarhğına gömülemez, ayn bir anıt mezar yapunlabilir"dedi. YazıcıoMu yuhalandı MHP'de genel başkanlık ibresi oğul Tuğrul Türkeş'ten yana ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alparslan Türkeş'in 80 yaşında ölmesinin ardından, MHP'de ortaya çıkan liderarayışında, Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in şanslı olduğu belirtildi. MHP'nin etkili isimlerinden Rıza Müftüoğlu'nun destek verdiğı Türkeş'in yanında, Ülkü Ocaklan'nın büyük bölümünün de yer aldığı bildirildi. MHP'nin lider adaylan arasında adı geçen, Susurluk skandalının odağındaki ısim DYP Elazığ Milletvekilı Mehmet .\ğar'a ise partide etkinliği olan genış bir kesimin, "Ağar'ın seçilmesi, devlet içindeld çetenin MHP operasyonu ohır" diye tepki gösterdiği öğrenildi. MHP'liler dün genel merkezi ziyaret eden BBP Genel Başkanı Muhsin Vaacıoglu'nu yuhaladılar. Yazıcıoğlu, "Ülkücü hareket engeUenemez" sloganlan arasında polis eşliğinde binadan aynldı. Türkeş'in ölümünün ardından. - ğferfel başkan yardımcıianndan Muhittm Çölak'ın vekâlet ettiği genel başkanlık için MHP'de yarış erken başladı. MHP'de dün de yoğun bir şekilde süren başsağlığı ziyaretleri sırasında, partililer kendi aralannda bundan sonraki döneme ilişkin değerlendirmelerde bulundular. Cumhuriyet'in partiye yakın kaynaklardan aldığı bilgiye göre, 2 ay içinde gerçekleştirilecek bü>ük kongrede, en şanslı aday, Tuğrul Türkeş olacak. KaynakJar, eski Genel Başkan Yardımcısı ve MHP'nin kurmaylanndan olan Rıza Müftüoğlu'nun, Tuğrul Türkeş'in yanında yer aldığını belirterek Türkeş-Müftüoğlu ikilisinin, kongreden zaferle çıkmasının beklendiğini belirttiler. Eski Ülkü Ocaklan Genel Başkanı Alaaddin Aldenür ile yeni başkan Azmi Karamahmutoğlu nun da Tuğrul Türkeş'ın yanında yer aldıkJanru söyleyen kaynaklar, şu ana kadar gerçekleştirilen 35 il kongresinde, genel merkez yönetiminin istediği listelerin iş başına geldiğini ve il örgütlerinin Türkeş-Müftüoğlu çizgisinde olduğunu kaydettiler. Kongrenin "dikcnsiz gül bahçesi" olmayacağını, Türkeş-Müftüoğlu ekibine karşı muhalefetin de kendini göstereceğini bildiren kaynaklar, MHP'de parti içi muhalefetin önde gelen v**ın l ı n T i ı * ^ a s a &"& devlet mezarlığına gömülemeyen MHP Genel Başkanı Al- j c ı ı ı i t U J i parslan Türkeş için Emek kavşağmda buliınan Atatürk Orman Çiftliği içindeld çamlık alan tahsis edildi. Alanda çalışma yapan MHP'li Keçiören Bclcdivesi'nc ait iş makinele- ri flebazı ağaçlar söküierek mezar yeri haoriandi. (Fotoğraf: TARJKTINAZAY) isimlerinden Muharrem Şemsek'in de yanşa katılacağını söyledıler. Kaynaklar. Şemsek ekibinin daha önce tasfiye edildiğini anımsatarak "Şemsek'in bu çıkışı, Türkeş'in liderligini engelleyecek güçte değfl"" yorumunu yaptılar. Elazığ'da MHP bayraklan ile karşılanmasının ardından MHP'nin lider adaylan arasında adı konuşulmaya başlanan ve Susurluk skandalının odağındaki kişi olan DYP'li Ağar'a ise şans tanınmıyor. Kaynaklar. Susurluk skandalına adı kanşan eski ülkücülerin, partiye zarar verdiğini belirterek şu görüşlen dile getirdiler: "Partide belirli bir ekip. Abdullah Çatlı'ya sahip çıkıbnası gerektiğuu belirtirkcn, geniş bir kesim Çatlı ve onun gibi diğer isimlerin ülkücü olarak anılmasının harekete zarar vereceğini savundular. Partide geniş bir kesim. Ağar'ın liderligini 'Devlet içindeki çetelerin MHP v operasyonu' olarak değenendiriyorlar. Ağar'ın, aldanmadan MHP'nin başına gelmesini çok kimse istemiyor. Bu nedenle Ağar'ın da kongrede şansı yok." Kulıslerde. Alparslan Türkeş'in ölümünden bir süre önce "Ben artık koşeme çekilmek istiyorum, partiye donüp bayrağı teslim ahn" mesajı verdiği, MHP'nin 12 Eylül öncesindeki önemli isimlerinden DYP'li Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek'in de liderlik konusunda bir "sürpriz" yapabileceği dile getirildi. KaynakJar, kurultay sonrası Muhsin Yazjcıoğlu'nun Büyük Birlik Partisi'nin (BBP). MHP'yi bölmeye yönelik girişimlerini arttıracağına dikkat cektiler. Yazıcıoğlu'nun MHP liderliği konusundaki haberlerin de gerçekdışı olduğu vurgulandı. MHP'ye 2 gündür yoğun bir biçimde süren ziyaretçi akını dün de devam ederken, BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu'nun başsağlığına geleceği haberi partiyi kanştırdı. MHP Genel Merkezi önünde bekleyen bir grup genç, Türkeş'in "harekete ihanette" suçladığı Yazıcıoğlu'nun gelmemesi gerektiği yönünde görüşlerini dile getirdiler. Ülkü OcakJan Genel Başkanı Karamahmutoğlu, gruba müdahale ederek "Susun ve geüşine müdahale ermevin" dedi. Yazıcıoğlu 14.40 sıralannda geldiği MHP Genel Merkezi'nde "Ülkücü hareket engellenemez" sloganlanyla karşı laştı. Yazıcıoğlu, Tuğrul Türkeş ve parti üst düzey yöneticileriyle görüşerek başsağlığı diledi. Yazıcıoğlu MHP Genel Merkezi'nden aynlırken "Ülkücü hareket engeflenemez" sloganına "Başbuğ Türkeş, Başbuğlar öhnez" sloganı eklendi. Bazı MHP'liler de Yazıcoğlu'nu yuhaladılar. Yazıcıoğlu, binadan çıkmadan önce saldın olabileceği gerekçesiyle bir süre bekletildi. Yazıcıoğlu, polis barikatı oluştunılduktan sonra binadan aynlabildi. TRT'de yayımlanan mûzik eğlence programı "Pazar 97"nin dün yayından kaldırtlması, "TRT, Türkeş için yas programı uyguluyor" yorumlanna neden oldu. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (g planet.com.tr Alparslan Türkeş öldü. Ölümüne ailesi, karısı, çocuk- lan, oğullan elbette üzülmüştür. MHP yandaşlan, MHP kadrola- nnın piştiğı, staj yaptığı Ülkü Ocaklan üyeleri de üzülmüştür. Sıyasiler alışılagelmiş "baş- sağlığı" dileklerinin arasına onunla ilgili kişisel yargılannı da sıkıştırdılar Demirel, Türkeş'in ölümünü "siyasi hayatımız bakımından büyük bir kayıp" olarak gördü- ğünü belirtti. Erbakan a göre "... yapmış olduğu hizmetlerie her zaman takdir ve şükranla anıla- cağı..." anlaşıldı. Ecevit'in, Tür- keş'le "milletsevgisi, Atatürkçü- lük ve laik cumhuriyet gibi konu- larda görüş birliğı içinde olduğu- nu" öğrendik. Mesut Yılmaz'ın ağzından Türkeş'in "mılliyetçi ol- duğu kadar demokrat bir devlet adamı olduğu" bize aktarıldı. Benim kuşağım onu 27 Mayıs 1960 sabahı tanıdı. Bu tanışıklık otuz yedi yıl sürdü. Son otuz ye- di yılımızın her dönemecinde, her anında Alparslan Türkeş'in bir ış- levi, bir etkisi vardı. 27 Mayıs 1960'ta Türkeş'ten bize kalan tok. etkileyici bir se- sin haber verdiği askeri darbey- Sevdi ve Terk Etti di. Silahlı Kuwetler'in ülkeyöne- timine elkoyduğunu duyuran ve daha sonraki yıllarda Türkeş'in tek başına kaleme aldığını öğ- rendiğimiz bildiriyi şimdi anım- samıyoruz. Ama nedense "NA- TO'ya ve CENTO'ya bağlıyız" vurgulan gene de bellekte yer et- miş. 1965'te siyasal olarak zaten bitmiş bir partiyi (CKMP) ele ge- çirdi, o partinin tabelası ve yasal varlığını kullanarak kendi parti- sini, Milliyetçi Hareket Partisi'ni (MHP) kurdu. Az sonra "9 Işıkla tanıştık. Türkiye Işçi Partili genç- ler bir süre bunu tartıştılar. Baba tarafından yörük dede- lerimin katışıksız Türk kanı, ana tarafından Sisamlı büyük ninem- den gelen Rum kanıyia kanştı- ğından, 9 Işık'ta Türk ırkçılığının derin izlerini taşıyan ideolojik çız- gı daha baştan beni sarmadı. Birkaç yıl sonra çevresinde halkalanan genç bozkurtlar, Tür- keş'i Başbuğ diye anar oldular. Bir sohbette bilgiçlik tasladım: - Türkeş, Türk milliyetçiliğıni ve ırkçılığını vurgulamak üzere kendisi için Ortaasya'da ka/mış bir Türkçe sözcüğü seçmiş, de- dim. Eski tüfek Abidin Nesimi ma- vi, çipil gözlerini kısıp güldü: - Yanılıyorsun delikanlım, de- di. Başbuğ Almancadan bir çe- viridir. Führer demektir. 1970'lerden sonrası ise Tür- keş benim ve kuşağımın büyük bir kesimi için, zor kullanımını si- yasete bir araç olarak sokan, 1970 öncesindeki Komünizmle Mücadele Dernekleri'nin ama- törlüğünü. Ülkü Ocaklan fıdeli- ğinde nitelikçe profesyonelleşti- ren bir siyasi hareketin Führer'iy- dı artık. Aramıza kan girdı, karşıtlığımız kan davasına dönüştü. Milliyetçi Cephe hükümetleri- nin başbakan yardımcısı Türkeş, ağıriıklı olarak devletin istihbarat ve güvenlik birimleriyle ilgilendi. Kadro yerleştirme stratejilerini sabırta ve ustaca sürdürdü. Ül- kede kuş uçsa haberi olur hale geldiğine inanıyordu. 1978'de yönettığim gazetede bir belge yayımladım. Nazi Almanyası'nda Alman Dışişleri Bakanlığı'nın Türkiye'deki doğrudan ilişki için- de olduğu kişiler listesirtde Tür- keş'e baş köşede yer verilmiş, "çokgizli" damgalı bir belgeydi. Tekzip yolladı. Dava actı. Ama daha önemli bir bilgiye gereksi- nimi vardı. Gazeteye bizzat tele- fon etti: - Bir tek şey sö'y/e, başka so- rumyokdedi. Belge diyeyayım- ladığın o kâğıdı sana kim sızdır- dı? Haberleşme özgürlüğünden, gazetecinin aldığı bilgilerin kay- nağını açıklamama hakkından söz ettim. Telefonu yüzüme ka- pattı. Belgeyi değil, kim tarafın- dan stzdınldığını merak ediyor- du? 12 Eylül karanlığında Türkeş'i o tarihsel sözü ile anımsıyorum: Fikirlerimız iktidarda, biz hapis- teyiz! 12 Eylül faşizmini hiçbir de- ğerlendirmenin bu kadar açık seçik tanımlayamadığına bugün de ınanıyorum. 1990 sonrasının Türkeş'i, bili- nen, alışılagelmiş Türkeş'ten abartılmaması gereken bir sap- mayı sergiliyor. Pek çok kışinin diline pelesenk ettiği de bu za- ten. MHP'yi merkez sağa çek- meyi denedi. Daha banşçıl, da- ha uzlaşmacı bir görünüm çiz- meye çabaladı. MHP tabanı kendine biçilen bu yeni giysiyi gönülsüz giydi. Kürt milliyetçili- ğine karşı kabaran Türk milliyet- çiliğinin yol açtığı elverişli koşul- lara rağmen, aşırı sağdaki seç- men MHP'yi yeni giysisi ile pek benimsemedi. Türkeş parlamento dışında kaldı. Önder olarak partisinde gitgide bir sembol işlevi görme- ye başladı. Siyasal etkisi gitgide azaldı. Izleyenler söylediklerin- den çok seksen yaşına rağmen saçlarının nasıl ağarmadığını, TV'lerdeki tartışma programla- nnda uyuyup uyumadığını konu- şur oldu. Ama gene de Kürt so- rununa askeri olmayan bir çö- züm arayanlara karşı "Ne moza- yığı ulan!" (öz)deyişi belleklere kazındı. Doğrudur. Bütün yaşamı bo- yunca Türkleri çok sevdi ve yal- nız Türkleri sevdi. Ama doğa yasası ışledi. Sevdi ve terk etti. POÜTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET CETİNKAYA • ••Bir Düş GÖPdüm Dışanda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor- du... Kaçak düşleri kovalayan ben, karanlığın içinden çık- mak için sabahı bekliyordum. Tüm televizyon kanal- lan ayaktaydı ve muhabirler cep telefonlarıyla çelişki- li haberler veriyordu... İçimde bir tuhaf sıkıntı vardı. Yağmur camlara vuru- yordu... Bulanık ırmaklar, mavisini yitirmiş denizler, acının çoğalan fotoğraflan, sırtından vurulmuş bir delikanlı- nın çığlığı yüreğımin derinliğinden fışkınp beynime gi- riyor gibıydi... 1980 öncesinin bir kan gölünde miydim, yoksa ye- ni bir düş peşinde mi? Dönek golgelerin ortalıkta dolaştğı bir masal ülke- sindeydim belki; belki de anımsaması zor bir savaşın ekrana düşen gri vuruşlannı seyrediyordum... _ Kurulan pusularla alçakça katledilen savçı Doğan Öz'le konuşuyordum hıç farkına varmadan; Ümit Kaf- tancıoğlu'yla bir Akdeniz güneşinde Taşucu'nda ba- lıkçılarla şakalaşıyordum... Belleğımde iz bırakan hüznün şarkısı Orhan Ya- vuz'la birlikte Erzurum'da Atatürk Üniversitesi'nin kampusuna düşüyordu. Ucu keskin bir muşta, o yiğit insanın tam böğrüne gırerken 'aç kurtlaf bununla da yetinmeyip üzerine çullanıyordu... Vızıldayan bir kurşun, kahpece hazırlanmış bir tu- zak Abdi ipekçi'nin, Kemal Türkler'in, Necdet Güç- lü'nün, CevatYurdakul'un, Orhan Cavit Tütengil'in, Balgat'ta, Bahçelievler'de, istanbul Ünıversrtesi'nde öldürülen gençlerin bedenlerinde kırmızı karanfilleri büyütüyordu... Aydın'da, Malatya'da, Manisa'da, Çorum'da. Iz- mir'de, Kahramanmaraş'ta oğretmenler, işçiter, me- murlar, öğrenciler öldürülüyordu... Yenmden kalktım, pencereyeyöneldim... Bir sigara yaktım, yağan yağmurda dönek gölgele- ri aradım. Müziğin sesini kestim. Karanlıktan kurtulmak için sabahı bekliyordum... Dışanda genç ve yiğit ölüler kol kola girmişti. Onlar ıslak gözleriyle mavisi çalınmış denizlerde, bu- lanık ırmaklarda canilere meydan okuyordu... • • • Uzaklardan kurt ulumalan geliyordu... Perdeleri çektim... Saat gece yansını çoktan geçmişti. Tüm kent uyu- yor gibiydi... O eski albümü kanştrmaya başladım yeniden. Bir beyaz güvercinin kanat çırpışını hatırladım: Yıne yağ- murlu bir akşamdı. Namlular ölüm kusuyordu. Bir sesle irkildim: "Bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsi- niz..." Ben karanlıktan kurtulmak için sabahı bekliyordum... _ Gözlerim lambaya takıldı. San ışık demetinin içinde Ümit Doğanay gulümserken şöyle diyordu: "Yalan söylüyor!.." Ümit Doğanay'la konuşurken Bedrettin Cömert çıktı o san ışık seli içinden... Dediki: "Uğur Mumcu'nun, Metin Göktepe'n/n, Musa Anter'ın katilleri bulundu mu?" Tanıdık bir ses yanrt verdi bu soruya. Baktım, Bed- ri Karafakioğlu'ydu o... , Şoyle konuştu: "Ben Abdullah Çatlı'y/a konuştum az bnee.'^nrJf katillerimızı tek tek açıkladı. Sonra bizden özür dile- di. " Orhan Yavuz'un gözlerini yakaladım... Gür sesi salonda yankılandı: "Katillenmiz faşistlerdiri.." Yüreğim hızlı hızlı çarpıyordu. Yaralı bir martının çığ- lığını duydum... Bir zaman tünelinden çıkıp koşmaya başladım. Ka- labalıklar gerideydı, bağınyoriardr. "Komünistler Moskova'ya... Komünistler Mosko- va'ya..." ••• Bir rüzgâr esti, yağmur dindi... Gökyüzü, lacivert bir karanlığın içinde alaca şafağı yakalamak istiyordu... Ben o sırada Hatice Özen, Cemil Sönmez, Baki Ekiz, A. Turan Ören, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl ve Murat Kurfla kucaklaşıyordum... Belki bir deniz kıyısında, belki de yabanıl çiçeklerin boy verdiği bir uçurum kenanndaydım. Sevgisızliğin çoğaldığı, ölümlerin kol gezdiği evrenden kaçmak is- tiyordum... Serdar Alten gözlerini kısıyordu, Latrf Can konuş- muyordu. Osman Nuri Uzunlar, Efrairn Ezgin, Hür- can Gürses sevdanın şiirini okuyordu. Faruk Ersan, Salih Gevenci zamansız ölümlere inanmıyordu... Necati Candal, Hayrettin Devecioğlu, Necaü Yıl- maz, Mehmet Bağbaşı ise bir yeşil vadinin ortasın- da beyaz kelebekler gibi uçuşuyordu... Kurt ulumalan, silah sesleri yankılanıyordu... Gür sesli bıri ise haykınyordu: "Komünistleri öldürün!" Ölümün fildişi beyazlığında bir başka ses daha duy- dum. Bu kurt adamın sesıydi: "Davadan dönenleri vurunl.." Gözlerimi açtım. Odanın içi karanlıktı. Sınlsıklamter- lemiştim. Perdelen çektim. Gökyüzü masmaviydi... Korkunç bir düş görmüştüm... Oysa ben kaçak düşleri kovalamakla ünlenmemiş miydim? Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR HİKMET CETINKAYA Hlıiii ÇnimnTA - rr POSTUNDA 450.000 TL(KDV dahil) 2. BASI CIKTI Çağ Pazariama A.Ş. Yerebatan Caddesı Salkımsöğut Sokak No: 9/B Cağalo§fu İstanbul Tel:514 01 95/96 Postaçekino.: 666322