Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatörü: Hikınet
Çetinka\a# Yazüşlen Müdürlen
Ibrahim Vıldız(Sorumlu). Dinç Tayanç
0 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Damşoğlu • tstıhbarat:
Cengi? Yıldınm % Kültur Handan Şenköken
• Spor: Abdülkadir Yücebnan • Makaleler
Sami Karaören 0 IXızeltme Abdullah Yancı
• Fotoğraf Erdoğaü Köseoğlu • Bilgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberleri Mehmet Faraç
YayınKuruhı İlhanSejçuk(Başkan),
Orhan Erinç, Oktay Kurtböke.
Hikmet Çetinka>a, Şükran Soner.
Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa
Balba>, Hakan Kara.
AnkaıaTemsıkısı. Mustafa Balbay0 Haber Müdurü Doğan
Akın Ataturk Bulvan No: 125. Kat 4, Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 0 tzmır Terasıkısı
SereUrKmk,H.ZıyaBl\ 1352 S.Z3Tel 4411220. Faks
4419117 0 Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu. lnönü Cd
119S No.l Kat.l.Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15
K.oordınatör Ahmet Korukan 0
Muhasebe Biilent Yener 0
tdare HüseyinGürer0İşletme
Önder Çeük0 Bılgı-tşlem: Naü
tnal 0 Bılgısayar Sistenr.
Mürûvet ÇUer
MEDYA C: • Yonetım Kunılu
Başkam - Genel Miıdur Cûlbin
Erduran 9 Koordınator Keha
lşıtmatı # Genel Müdür Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
Ya>ımla\an \e Basan: \emGun Haber Ajansı. Basın \e Ya>malık A Ş
TaWıiıCad 3« 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 Istanbul Tel (0 2121 512 05 05 (20hal) Faks (0212)513 85 95
7NİSAN 1997 lmsak:5.01 Güneş:6.31 Öğle: 13.14 İkindi: 16.49 Akşanr. 19.42 Yatsr. 21.06
Barbilene
alternatif
• TAHRAN(AA)-
İranda 'Batı'nın kiiltürel
saldmsr di\e tanımlanan
barbi bebeklere alternatif
olarak yerli yapım
bebeklenn bu yaz
pıyasaya süriileceğı
bıldınldi. İRNA'nTn
haberine göre Iranlı
sanatçılann tasanmı olan
'Sara' adlı kız bebekle,
"Dara" adlı erkek bebek
satışa çıktıktan sonra
İran'ın değışik etnik
gruplanna ozgü gıysıleri
ve aksesuvarlan da
piyasaya sürülecek. îran
radyo televızyonu da
başjollerini Sara ve
Dara'nın paylaştığı dizileri
yayına kayarken Sara ve
Dara'nın maceralannın yer
aldığı kitaplar da pıyasaya
çıkacak.
Dinar Deprem
Projesi'ne kredi
• ANKARA
(Cumhurivet Bürosu) -
Dinar Deprem Projesi'ne
tahsıs edilmek üzere
Avrupa Sosyal Kalkmma
Fonu'ndan sağlanan 59
milyon 567 bın ABD
Dolan tutanndaki krediye
ilışkın anlaşma Bakanlar
Kurulu'nca onaylandı.
Resmi Gazete'de
yayımlanan karara göre,
kredınin ana parası 10
yılda 10 eşıt dilimde
ödenecek. Anlaşmaya
göre. söz konusu kredi 6
a'ylık bir süre içensinde
Dinar ve çevresındeki
verleşım birimknnde
kamu ve tıcari binalar,
ahır, lojmanlann
rehabılıtasyonu ve yeniden
inşası içm kuHamlacak.
Bodrum sezona
hazıp değil
• BOÖRUM
(Cumhuriyet) - Kent
içındeki en önemli
caddelerden Ne\zen
Tevfik, Cevat Şakır,
Atatürk \e K.ale caddeleri
ile limanda süren nhtım
düzenlemesi çalışmalan,
turizm sezonu yaklaşırken
Bodrum'u tümüyle şantiye
göriınümüne soktu
Beledıye Başkanı Tuğnıl
Acar, alt\ apı
çalışmalannın yüzde
50'sini tamamladıklannı
belirtirken Bodrum'un
şantiye görünümü tur
operatörleriyle turizmcileri
endişelendiriyor.
TÜRSAB Başkanı Ali
Güler, "Geçen yüa göre
yüzde 30 fazla rezervasyon
yaptık. Ama kimseyi
Bodrum''a bu halde iken
getiremezsiniz" dedi.
Ingiliz Thomson Tur'un
Bölge Müdürü Ozcan
Tezman ise sezon
başlamadan gerekli
önlemlenn alınmasını
istedi.
İlk otizm
mepkezi
• MENEMEN(AA)-
Türkiye'de ilk kez Izmir'in
Menemen ilçesinde
kurulacak tam teşekkûllü
otizm merkezınin!997-
1998eğıtımyılma
yetiştirilerek hızmete
girmesi bekleniyor. İnsan
Dost îhsan Vakfı
tarafından 1994yılında
temeli atılan ve Otistik
Çocuklann Eğitim
Merkezi Vakfı tarafmdan
yaptınlan merkezin,
ülkemizdeki önemli bir
eksikliği gidereceği
belırtıldi.
Fok saldınsı
• İZMİR(AA)- Izmir'in
Karaburun ilçesındeki bir
balık çifthğine bir aydır
dadanan akdenizfoku,
çiftlikteki binlerce le\Tek
ve çipura balığının denize
kaçmasına. yaklaşık 10
milyar lirahk da maddi
zarara yol açtı.
Akdenizfoku Foça Pilot
Projesi yurütücüsü. deniz
biyoloğu Harun Güçlüsoy,
yerinde inceleme yapmak
ve çiftlik sahiplerinin foku
öldürmesini önlemek için
Karaburun'a gitti. Sualtı
Araştırmalan Derneği
Akdenizfoku Araştırma
Grubu (SAD-AFAG) da,
çiftlik ağlannın, foklann
giremeyeceği şekılde
güvenlıkli onanlması
amacıyla yöreye
gönderildi. Ziraat
Bankası'nın bu olaydan
sonra, fok zararlanna
yönelik kredi vermeyi
kabul ettıği öğrenildi.
Denizlerde eroin kaçakçılığı ve yurtdışına kaçışlardaki artış, devleti harekete geçirdi
Sahil Güvenlîk güçlendirîliyor
YUSUFÖZKAN
• Sahil Güvenlik'in modernizasyonu amacıyla 250
milyon dolar tutannda bir proje hazırlandı. Bu çerçevede
ahnacak 24 hücumbot ve 5 helikopter ile denizlerde daha
etkin denetim sağlanması planlamyor.
göçün büyük artış gösterdiğini belir-
ten savunma kaynaklan. özellikle Ku-
zey Iraklı K.ürtlerin deniz yoluyla Yu-
nanistan ve diğerkomşu ülkelere kaç-
tıklanna dikkat çektiler. Türkiye'nin.
3 tarafı denizlerie çevrili bir ülke ol-
masına karşın. Sahil Güvenlik orga-
nizasyonunun zayıf olduğuna dikkat
çeken kaynaklar, Sahil Güvenlik'in
daha modern donanıma sahip olma-
sı için 250 milyon dolar tutannda bir
proje hazırlandığını bildirdiler.
Ortaküretim
ANKARA - Dışişleri Bakanlığı
Müsteşan OnurÖvmenin. tt
gûnde70
loşT olarakbelirttıği, sahillerdenkom-
şu ülkelere kaçış, ile deniz yoluyla
eroın ticaretinin giderek artması üze-
rine, donanım açısından eksikleri bu-
lunan Sahil Güvenlik'in güçlendiril-
mesi kararlaştmldı. Türkiye, bu amaç-
la orta ve büyük boy toplam 24 hü-
cumbot ve 5 helikopter almak için
harekete geçti.
Türkiye'den son dönemde, Ege De-
nizi'ndeki Yunan adalanna yasadışı Savunma kaynaklannın verdigi bil-
giye göre, Sahil Güvenlik için 10'u
70-100 tonluk orta ve 14'ü de 180-
220 tonluk büyük sınıf olmak üzere
toplam 24 hücumbot satın alınacak.
Tamamı 215 milyon dolara malolacak
hücumbotlann, bir Türk tersanesin-
de, yabancı lisansla ortak üretilmesi
planlandı.
Ortak üretim yoluyla sağlanacak
hücumbotlann dış yüzeyinde ilk kez,
diğer malzemelere oranla daha daya-
nıklı olan "kompozjt" malzeme kul-
lanüması da öngörüldü.
Kaynaklar, orta suııf hücumbotla-
nn ortak üretimi konusunda gerekli
girişimlerin sûıdürüldüğünü ve ça-
lışmalann son aşamaya geldiğıni bil-
dirdiler.
Büyük sınıf hücumbotlar için de
ilgili firmalarabilgi formu gönderil-
diğini ve görüşmelerin devam ettiği-
ni kaydeden kaynaklar, uzun soluklu
bu projeyle ilgili çahşmalann da ge-
lecek günlerde sonuçlandınlacağını
vurguladılar.
HeBkoptere 3 firma aday
Kaynaklar, Sahil Güvenlik için hü-
cumbotlann yanı sıra tam teçhizatlı
ve silahla donatılmış 5 adet helikop-
ter ahnacağını da belirttiler,
Buna göre Sahil Güvenlik kapsa-
mında doğnıdan alınacak helikopter-
ler için Sikorsky fırmasının S-76, Eu-
rocopter fırmasının Dolphinve Agus-
ta-Bell fırmasının ürettiği benzer ni-
telikteki helikopterlerin alımı için gö-
rüşmeler başlatıldı. Tamamı 35 mil-
yon dolan bulan 5 helikopter için, 3
firmadan birinin ürünleri seçilecek.
Kaynaklar, olanaksızlıklar nede-
niyle Sahil Güvenlik'in halinin "iç-
ler acısı" olduğunu belirterek "Yeter-
ü denetimin sağtanamamasniizünden
knılanmE>ol geçen hanınadöndü. De-
niz yoluyla eroin ticaretide büyük ar-
Qş sağladı. Planlanan hücumbot ve
helikopterlerin ahnması ile sahil gü-
\enlikbüyükbir gücekavuşacak. Böy-
lecedenizgüvenliğininsağlanması da
büyük ölçüde kolaylaşacak" görûşü-
nü dile getirdiler.
TBMM SınırGüvenliği Komisyo-
nu raporunda da Sahil Güvenlik'in
envanterinde bulunan hücumbotlann
bir bölümünün ekonomik ömrünü ta-
mamladığı vurgulanarak olanaksızlık-
lar yüzünden, denizleTdeki denetimin
yeterince sağlanamadığına dikkat
çekildi.
İstanbul'u riyaret eden Akdeniz Daimi Deniz Kuv\eti Dönem Komutanı Konstantinos NikHiadis (sagdaki resim) çalışmalan hakkında bilgi \«rdi. (Fotoğraflar. UĞUR GÜNYÜZ)
Akdeniz'in bekçüeriIstunbul'uTjyaretetâİstanbul Haber Servisi -NATO üyesi 8 ülkenin savaş
gemilerinden oluşan Akdeniz Daimi Deniz Kuvveti
(STANAVFORMED) dün tstanbul'a geldi. Türkiye,
Yunanistan, Italya, tspanya, Almanya, Hollanda, İngiltere ile
ABD'nin bırer gemiyle kahldıklan Akdeniz Daimi Deniz
Kuvveti'nin dönem Komutanı Tuğgeneral Konstantinos
Nikitiadis Dolmabahçe açıklarına demirleyen Adatepe
gemisinde düzenlediği basın toplantısında. "Amacınuz
NATO'nun sancağuu Akdeniz'de dal galandırmak ve
NATO'yabaglı bir ani reaksiyon ku>"veti bulundurmak" dedi.
Nikitiadis, kuvvetın 1992 yılında NATO Savunma Planlama
Komitesi'nin karanyla kurulduğunu söyledi. Kuvvet
komutanlığının 8 ülke arasında rotasyon usulüyle
belirlendiğini, süresinın bir yıl olduğunu belirten Nikitiadis,
kendisinin görevi Alman komutandan aldığını ve tspanyol
komutana devredeceğini anlattı. Nikitiadis gücün
çalışmalanyla ilgili olarak şunlan söyledi:
"ÖnceüM görevimiz Akdeniz'de NATO'\'a bağh bir ani
reaksiyon gücünün bulunması \i 8 ülkenin birtikte hareket
etmesL Bir göreve gitmemiz için öncelikk NATO üyesi
ülkelerin ittifakıyla alınan politik bir karar ve ardından askeri
adım gereldyor. Kuvvet, ilk kez eski Yugoslavya'daki obtylar
nedenKle oluşturuldu ve ambargonun uygulanmasuun
dcnctlcnmesindc kullanıldı. Hakn bir gemimiz bu nedenle
Adriyatik'te, Haziran 1996'da bu görev bitti ve o tarihten bu
yana düzenli çalışma\a başlandı. Cöre\lerimiz arasında
eğitim, NATO'nun ve Banş İçin Ortakhk Projesi çerçevesinde
dtğer ülkelerin tatbikatlanna katümak. liman ziyarederi ve
baknn var. NATO dışuıda Fas, Mısır, Ukraviıa ve Tunus'u
ziyaret ettik. Ukrayna ve Romanya deniz kuvvetleriyle ortak
tatbikat yaptık. tstanbul'dan sonraki durağımız İsrail'in
Hayfa Limaıu. Ülkelerin yolladığı gemiler de sürekli değişiyor
ve her gemide ortalama 220 kişi bulunuyvr."
Jale Baysal
'Kütüphane
teknolojiyle
birlikte
gelişecek'
• Eski İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
Kütüphanecilik Bölüm
Başkanı Jale Baysal,
"Kimilerinin iddia ettiği gibi
gelecekte kütüphaneler müze
haline gelmeyecekler, sadece
kullanıldıklan kayvtlar ve
çalışma yöntemleri değişecek"
dedi.
İstanbul Haber Servisi - Bilgiye
ulaşüıp saklanmasında ve çağlar arası
iletişim kurulmasında, vazgeçilmez
bir işleve sahip olan kütüphaneler,
bugün teknolojiyle birlikte ilerliyor.
Ancak kimilerine göre kütüphaneler
kısa bir süre sonra insanlar tarafından
gezilecek birer "müze''ye.
kütüphaneciler ise "antika uzmanı"na .
dönüşecek. Kitap ve kütüphanelerin
insan var oldukça yaşayacağanı
savunan diğer bir gruba göre ise
bunun olumsuz bir sonucu olarak da
insan zihninin yaratıcılığı zamanla
yok olacak.
Pisket ya da kitap
Eski İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Kütüphanecilik Bölüm
Başkanı Jale Baysal, bilgilerin
bilgisayar ya da kitap üzerinde
bulunmasımn "meselenin özünü
degiştirmediği'
1
ni belirterek, kâğıt
üzerine basılı kitaplann da özellikle
sanat ürünleri alanında, tamamen
ortadan kalkacaklanna inarunadığını
kaydettı. Baysal şöyle konuştu:
" Kimilerinin iddia ettikleri gibi
gelecekte kütüphaneler müze haline
gelmeyecekler, gene var olacaklar.
Sadece kullanıldıklan kav ıtiar ve
çahşma yöntemleri değişecek.
Özellikle bibliyografyalar,
ansiklopediler, başvunı eserierinin
çoğu, şimdiden kompakt diskler,
elektronik kav ıtlar halinde önüı.
gelmeye başladılar."
TürkiyeVleki kütüphaneciligin vardiği
noktayla da ilgili bir değerlendirme
yapan Baysal, genel olarak
kütüphanelerimizin olması gereken
düzeyin altında olduğunu vurguladı.
Baysal, buna neden olarak da
"Kütüphanelerin ödenek
yetersizliğini; yetişmiş kütüphaneci
elemanı azlığını; kütüphane
çalışanlaruun düşük ücretlerie
çalışmasıru" gösterdi.
TPBDEIN MUSTAFA BALBAY'A OZEL ODUL
Saygın: Kadımıı statüsü yükselmeli ATT LA LHAN
ANKARA (Cumhurij'et Bürosu) -
Kadın ve aıleden sorumlu Devlet Ba-
kanı Işday Saygın, kadının ekonomik,
siyasal, kültürel ve sosyal olarak sta-
tüsünü yükselterek, 2000'li yıllarda
eşit yurttaşlar olmalannı sağlamayı
amaçladıklannı söyledi.
Türk Parlamenterler Birliği'nce
(TPB) düzenlenen "21. YüzvılEşiğta-
de Kadına Bakış" konulu sempozyum
dün gerçekleştirildi. Sempozyumun
açılış konuşmasını yapan TBP Başka-
nı Zeki Çeliker. kadınlann aleyhıne
olan yasalann değıştirilmesi mücade-
lesine destek olmak için "namus sö-
zü" verdı.
Gazeteci-yazar Yazgülü Aldoğan.
Çeliker'in sözünü. Türk erkeklerinın
namuslanna düşkün olması nedeniy-
le olumlubuldugunu belirterek, bunun.
sorunun çözüleceğini gösterdiğıni söy-
ledi. Basının kadınaayırdığı yerin yüz-
de 3-5 arasında değiştiğini kaydeden
Aldoğan. "Basında yer alanlar da ya
mahvolmuş kadınlar. ya da çıplak ka-
dınlardır. Sporsa>fasındahiçbirkadın
futboku wk" dedi.
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Ayşe
Ayata, cumhuriyet kunılduğunda, Sa-
bihaGÖkçen'inpilotluğu gibi, kadın-
lann erkeklerin bulunduğu farklı alan-
larda çalışmaya sevkedildiğıni belırt-
ti. Siyasetin, acımasız kararlar geTek-
tirdiğini anlatan Ayata, "Biz siyasete
girmekiçin değişmeye hazınz. Çünkü
80 sonrası yeni bir dönem başladı" dı-
ye konuştu.
Birleşmiş Milletler Kadına Karşı
Aynmcılığı Önleme Komitesi Türk
üyesi Prof. Dr. FerideAcar. kadın hak-
lannın muhalefet edilemeyecek olma-
sma karşın, eşitliğin nasıl sağlanabi-
leceği konusunda çok farklı görüşle-
rin ortaya çıktığını söyledi.
Sinema sanatçısı TürkanŞoray, 15
yıldır kadın sorunlanmn en fazla tar-
tışıldığı birdönemin yaşandığını vur-
gulayarak. "Binlerceyüdu-içseUeştire-
mediğimiz bize verilen kaduüık roiü-
ne itira/etmemiz, biz kadınlar için bi-
le kolay değü ama havata erkekler gi-
bi talipolmakbizimhakkımız. Eğergö-
ze girmek istiyorsak. erkekler gibi ol-
mak zorunda>iz" dedi.
Sempozyumdan sonraTPB 'nin özel
ödülleri verildi. Sempozyum konu-
suyla ilgili olarak daha önceki kadın-
dan sorumlu devlet bakanlanna ve ko-
nuşmacılara plaket verildi. Bunun ya-
nı sıra, atvden Ali Kırca, Kanal D'den
Uğur Dündar, Gazetemiz Ankara
Temsilcisi Mustafa Balbay ödüle de-
ğer görüldü.
Eczacılar şikâyetçi
Bııkmüık: Yeterli
uyuz ilacı var
e-posta : tan (g vol. com. tr
İstanbul Haber Servisi-
Istanbul Eczacılar Odası
uyuz tedavisinde kullanılan
ilaçlann piyasada
bulunmadvğını belirtirken,
Sağhk Bakanlığı tlaç ve
Eczacılık Genel
Müdûrlüğü, 1997 yılının
ilk iki ayında 48 bin kutu
üretim gerçekleştiğini, 14
bin 226 kutu da ithal
edildiğini bildirdi.
İstanbul Eczacı Odası
Başkanı Mustafa
Turunç'un "Uviız
tedavisinde kullanılan
ilaçlar piyasada
bulunamıyor"
açıklamasına Sağhk
Bakanlığı'ndan yanıt geldi.
Sağhk Bakanlığı, yaptığı
açıklamada, "Benzfl
Benzoat" maddesi içeren
ilaçlann 1996 yılı içinde
181 bin kutu, 1997'nin ilk
iki ayvnda da 48 bin kutu
üretildiğini belirtti. 80 bin
kutu ilacm da üretim
aşamasında olduğu
belirtilen açıklamada,
"Permethrin" içeren
kremin de 14 bin 226
adetinin ithalinin yapıldığı
kaydedildi.
'Ilaç haarianabilir'
Eczacılann, ilaçlan raftan
alarak hastaya vermesinin
yanı sıra majistral
preparatlann
hazırlanmasının da
gerektiği vurgulanan
Bakanlık açıklamasında,
şöyle denildi:
"Eczacılık bu tür hizmet
sunumunu yapabilen ve
yapmaya yetldli tek
meslektir. Bu nedenle, uyuz
tedavisinde kullanılan ve
kiikürt içeren majistral
preparaüar eczanelerde de
hazırianabüivor.'"
Temel Kavram: 'Çağdaşlaşma'!
Nişantaşı, neden Cumartesi geceleri bana hep
bir 'asfalt ve beton' boşluğu izlenimi verir; Nâ-
nm'ın o unutulmaz, 'Sesini Kaybeden Şehir" (1931)
şiirinin çarpıcı girişini hatırlatır: "Aded-i devir / srfır.
/ Şehir / sustu. / Kenetlendi nokta nokta şehri-
nin / asfalt beton çenesi: / bin dokuz yiiz nokta
nokta senesi / nokta nokta ayında. / Cadde boş
/ Bir uçtan bir uca koş / Cadde boş / bomboş /
cebim gibi / Kesildi akmıyor su / Ne bir motor uğul-
tusu / ne dönen bir tekeriek var / Rüzgâr / sü-
rûklüyor asfaltta mister Ford'un adım: / duvar-
dan kopan renkli bir ilân kâğıdını / kaldınmda sa-
vuruyor..."
Geçen gece, hem Teşvik'rye'ye doğru yürüyor;
hem de hayalimden, bu mısralan söylüyordum ki, bir-
den ofıkre döndüm: Bir 'Kemalizm Ansiklopedisi'nin
temel taşlanndan birisi, hangi kavram olabilirdi? Gâ-
zi sonrasına, lnönü Cumhuriyeti dönemine bakar-
sanız; bu kavram, 'Batf/ı/aşma' kavramıdır, oysa Gâ-
zi'de öyle midir? Öyle olsaydı, niye sorunu 'Muas-
sıriaşmak' diye koysundu ki? 'Muassır medeniyet
seviyesi', aslında, onun projeksiyonundakı anahtar
kavramın 'Bat//ı/aşma' olmadığını, 'Çağdaşlaşma'
olduğunu göstermiyor mu?
Burada 'Çağdaşlaşma' kavramını, Berkes'in de kul-
lanmış olduğu gibi 'Secularisation' karşılığında kul-
lanıyorum; çünkü 'Batıcı/Batı yandaşı' ile Kemalist
arasında son derece önemli farklar var: Müdafaa-i
Hukuk döneminde, 'Batıcı/Batı Yandaşı' olanlar, as-
lında, Kuva-yı MiHtye'cilere 'Kemalist' diye dudak
bükenlerdi; kimler olduklannı, Yakup Kadri bey, na-
sıl sıralamıştır, hatırtarmısınız: "...Osmanlı Haneda-
nı'nın sâdık kullan, halifeliğin cezbeye tutulmuş
âşıklan, manda dilencileri ve paralı bir devietn
sömürge halkından olmaya can atanlar!"
Niyazi Berkes, daha açık ve net söylüyor "Ulu-
sal Kurtuluş Savaşı'nın verdiği ders şuydu: Tür-
kiye ancak Bat'ya rağmen Batlılaşabilir."
Basit bir mukayese...
Gâzi, ne zaman kültürden söz etse, mutlaka ba-
şına 'MillT srfatını eklemiştir. Metinleri üzerinde
çalışırken, bulduğum bazı 'çarpıcı' değeriendirme-
leri, pek çok yerde zikrettiğim için tekrar dönmek is-
temiyorum ama, çok açık ve net olduğu için galiba
şu birkaç satınnın altını çizmeliyim:
* "... artak ıslah-ı hâl etmek için, mutlaka Avru-
pa'dan nasibat almak, bütün işleri Avrupa'nın
emellerine göre tedvir etmek, bütün dersleri Av-
rupa'dan almak gibi birtakım zihniyerjer küşâyiş
buldu. Halbuki hangi istiklâl vardır ki, ecnebile-
rin nasihatlanyta, ptanlanyla yükselebilsin? Tarih
böyle bir hadise kaydetmemiştir!" (8 Mart 1922)
* "... lâalettayin bir ecnebi kürtürü, şimdiye ka-
dar tâkib olunan yabancı kürtürlerin tahrip edici
netcelerini tekrar ettirebilir. Kültür (haraset-i fik-
riyye) zeminle mütenasiptir, o zemin milletn se-
ciyeskür." (Temmuz, 1921)
lnönü Cumhuriyeti'nin 'çağdaşlık' anlayışı bu
muydu? O dönemi ortaöğretimde geçirmiş olanlar,
ne olduğunu elbette unutmamtştır; gençler için sa-
dece 'MiltîŞef İnönü'nün kültür danışmanı Nurul-
lah Ataç'ın, bu anlayışı özetleyen birkaç satınnı ak-
tarayım:
* "...a/ Btzim devrim dediğimiz hareketin ama-
cı bu ülkeyi Batı ülkelerine benzetmektir; devrim-
cisi ile, gelenekçisi ile." b/ Biz görüyoruz eksiği-
mizi, Yunanca öğrenemedik, Latince öğreneme-
dik; Avrupalılann eğitiminden geçemedik, onun
için ne denli uğraşsak Avrupalılar gibi olamıyo-
ruz, buna üzülüyoruz." (Hangi Atatürk, III. Basım.
s. 54)
Bir mukayese zemini teşkil etmesi için bir de Gâ-
zi'nin çok açık ve seçik olan şu sözlerini hatırlatmak
isterim:
* "...millî bir terbrye programmdan bahseder-
ken, eski devrin hurafelerinden ve frtrî vasrflan-
mızla hiçbir münasebeti olmayan yabancı fıkir-
lerden, şarktan ve garpden gelen bütün tesirler-
den uzak, milli seciyemiz ve tarihimizle mütena-
sip bir kültür kasdediyorum..." (Temmuz, 1921)
Dikkat buyruldu değil mi? Mustafa Kemal, yalnız
'Şark'tan değil, aynı zamanda Garp'dan geten 'bil-
cümle tesirieh' kasdediyor.
Tablo aynı tablo değil mi?..
' \/C e m a
' ' z m
Ansiklopedisi', Mustafa Kemal'in
ı \ yeniTürkiye'yi'Avrvpalılanneğıtımindenge-
çirmek' gibi birdüşüncesi olmadığını elbette kaydet-
melidir. O, bilimsel yöntemle gerçekleştirilecek, 'ulu-
sal bir kültürsentezi' projeksiyonu yapmıştı; gelecek
nesillere görev olarak, o projeksiyonu gerçekleştir-
meyi, -yalnız gerçekleştirmeyi mi, hayır,- aynı za-
manda 'çaödaş uygariık düzeyine yükseltmeyi', gö-
rev olarak veriyordu.
Türkrye, bu çizgıye sâdık kalmış mıdır; yoksa bir
yerden itibaren, 'çağdaşlaşma'y\ 'batılı ülkeleri top-
ya etmek' sanıp, yeniden Tanzimat dönemi 'alafran-
galığına' dönmüş müdür? Bunu saptamak çok da
zor olmasa gerek! Sağınıza solunuza dönüp şöyle bir
bakınız: bir yanda, boy boy, çeşit çeşit, kozmopoltt
ve komprador 'sömürge' aydınlan; bir yanda, 'eski
devrin hurafelerine' dalmış, iıtrîvasıflanmızla hiçbir
münasebeti olmayan',. feodal/ümmetçi aydınlar!
Cumhuriyet'e kadar Osmanlı'nın arzettıği tablo,
bu tablo değil miydi? Peki, nerede kaldı 'çağdaşlaş-
mışlığımız'?
http-J/ www. pnzma.net tr/ AILHAN
http-7/www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html