Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 1997 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
Çin Büyükelçisi Keming, Türkiye'de laikliğin kolay kolay değişmeyeceğini söyledi
Laildiklıalknıtereiln
diplomat
/ bizi bize
/ anlatıyor
Hazırlayan: ÖZCEN ACAR 7
f ' ~'^4 ın Halk Cumhuriyeti
m Büyükelçisi VVu Keming
I ile 12 yıl önce Ankara'da
^ ^ • /
başkâtip olarak
_ 3 bulunduğunda
tanışmıştım. Şimdi ülkesini
Ankara'da büyükelçi olarak temsil
eden bu güleç Çinli diplomat, yaşını
hiç göstermiyor. Sanki 12 yıl
öncesinin dinçliği ile karşımda
duruyor.
O Türk yemeklerinı. ben Çin
yemeklerini ne kadar çok
sevdiğimizi söyleyerek.
mülakatımızı gerçekleştirdik.
Çin'deki gelenek büyükelçilikte de
geçerliydi. Söyleşi boyunca yasemin
çayım bittikçe fincanımız
dolduruluyordu.
İlk kez hangi >il Türkiye'ye geldiniz?
1984 ile 199l'arasındâbulundum.
1988'e kadar Ankara'daydım. Sonra
1991 "e kadar Istanbul'da kaldım.
Oldukça uzun bir süre. Yedi yı! yedi
ay. Ankara'da başkâtip, Istanbul'da
başkonsolos.
Son gelişinizle eskisi arasında ne gibi
farklar gördünüz?
Farklar çok bence. Örneğin siyasal
bakımdan. çok fark var. Bu kez
geldiğimde, Refah Partisi'nin çok
geliştiğini gördüm. Hatta iktidara
bile gelmişti.
Eskiden Milli Selamet Partisi vardı,
ama o kadar güçlü değildi. Bu kez
geldiğimde bu partinin gelişmiş
olduğunu gördüm.
Hatta halk arasında epeyce oy
toplamış. Bence bu da en büyük
değişikliklerden biri.
Türkiye'de laiklik konusunda ne gibi
değişiklikler gördünüz?
Laiklik bence Türkiye'ye kök salmış
bir rejimdir veiaJklar arasında çok
beğenilen btPTejiftidtr. Bence bu
koTay kötay değiştirilemez. Size
açıkça şunu da söyleyebılinm. Şimdi
sakallı erkekler çoğalıyor. başörtülü.
çarşaflı hanımlar çoğalıyor.
Ankara'da böyle şeyler çok seyrekti.
Bu bir tehlike değil mi Türkiye'de
laiklik için?
Bence bu halkın seçtiği bır rejim
olabilir. Halk ne beğenirse o rejimi
seçebilir. Benim bu konuda bir şey
söylemem doğru olmaz.
İlk gelişinizle şimdiki gelişiniz
arasında Türkiye'nin ekonomik ve
mali durumunda ne gibi değişiklikler
gördünüz?
Türkiye'nin ekonomisi durmadan
gelişiyor. Bu da bır gerçek. Tabii
Î994'te biraz gerileme var, ama
1995 ve 1996'da oldukça gelişme
var. Yüzde 6, 7. 8, 9 gibi bir
kalkınma rakamı hiç de küçük değil.
1984 Türkiyesi'ndeki ekonomik
manzara ile bugünkü durum
arasında ne gibi bir fark gördünüz?
Eskiden o kadar araç yoktu. Ankara
eskiden tenha ve sakindi. Ama şimdi
çok kalabalık. Ben 80'li yıllarda
Türkiye'de araba kullandım. Rahat
sürebiliyordum. Ama şimdi çok
kalabalık. tkincisi, 80'li yıllarda
Ankara'da bulunduğum sırada
karşımızda çıplak dağlar, tepeler
vardı. Oysa şimdi betonlaryığılı.
Evlerin binalann çoğalması da
gelişmenın bir başka kanıtıdır.
Ancak ne var ki çirkinleşme de
başlıyor. Yani eskiden o tepeler
ağaçlı, ormanlık idi. Çok yeşillik
vardı. Şimdi yok. Bence bu hem iyi
hem de kötüdür. Ankara şimdi
bayağı büyüdü. Burada şimdi metro
kuruluyor. Bu da yeni bir şey.
Kentteki ulaşım sorunlannın
çözülmesi için çok önemli bir
önlemdir.
Ankara'nın çok kalabalık olduğunu
söylediniz. Herhalde Pekin kadar
kalabalık değil!
Ömeğin Kızılay'da, Ulus'ta çok
insan var. Sokakta öylece karşıdan
karşıya geçen insanlar çok.
Wu
Keming
kimdir?
Şanghay da doğan Wu
Keming (57) üniversitenin
Türkoloji bölümünden
1962 de mezun oldu. Iki
vıl sonra Dışişleri
Bakanhğı 'nda Türkçe
çevirmen olarak
çalışmaya başladı.
İlk dış göreve 1972 de
Kıbrıs 'a ikinci kâtip
olarak atandı. Bu görevde
beşyıl kaldı. Pekin 'e
döndüğünde bakanlığm
Batı Asya ve Kuzey Afrika
Genel Müdürlüğü 'nde
ikinci kâtip olarak çalıştı.
1984'te Ankara'ya
başkâtip olarak
gönderildi. Dört yıl sonra
Istanbul da
başkonsolosluğa yükseldi.
Bu görevi üç yıl sürdü.
1991de bakanhkta
Personel Genel Müdür
Yardımcdığı na getirildi.
Dört vıl sonra yeniden
Ankara ya geldiğinde bu
kez "Büyükelçi" umanım
da almıştı.
Evli olan büyükelçinin bir
oğlu var.
Arabanızı artık hızlı süremezsiniz.
Türk dış siyasasında bir değişiklik
var mı?
Genel olarak bakarsak, dış siyasada
büyük bır değişikliğin varlığını
sanmıyorum. Çünkü Türkiye'nin
geleneksel dış sivasası Batı'ya
yöneliktir. Şimdi yineaynı
durumdadır; Amerika'ya. Batı'ya
bağlıdır. Hatta şimdi Türkiye Avrupa
Birligi'ne girmek için çok çaba
harcıyor. Bu. günümüzde çok
konuşulaıvbirkonuoldu. Herkesin
ilgi gösterdiği Bir konu. Ama bazı
şeyler fark ettim. Özellikle Refah
Partisi iktidara geldikten sonra
Müslüman ülkelere, gelişmekte olan
ülkelere yönelik bazı hareketler var.
Bence bu yenidir. Türkiye'nin dış
siyasasında kökten bir değişikliğin
karşılıklı ziyaretler sürüyor. Geçen
yıl Sayın Cumhurbaşkanı Demirel
Çin'e gitti. Ondan sonra bizim üst
düzeydeki yönetıcilerimizin
ziyaretleri oldu. Örneğin
Genelkurmay Başkanımız,
komutanlanmız, Meclis Başkanımız
gibi yetkililerin ziyaretleri
gerçekleşti.
1984'teki Türkiye-Çin dış ticaret
rakamı ile 19% rakamını kıvaslar
nusuıız?
4980 yı
dolarlık idi. Şimdi 1994-95't'e 600-
milyon dolar civanndadır.
Türkiye'nin Çin'den almak istediği
füzeler konusunda bir gelişme var
mı?
Bu konuda bilgim yok. Tabii, eğer
Türk tarafının böyle bir düşüncesi
gerekçe yaratarak baskı yapıyorlar,
bence bunu anlamak güç. Bence
Türkiye bu konuda çaba harcıyor.
Yani iyileşmeyi sürdürüyor. Tabii
Türkiye'nin Avrupa Birligi'ne
girmek için çok çaba harcaması
gerekiyor.
1980'li vıllara kıyasla Türkiye'deki
demokratikleşme açısından bir
değerlendirme yapar mısuıız?
Bence demokrasi kavramında,
ülkelerde durum farkhdır.
bir demokrasi modeli
yoktur. Yani hangi ülkedeki
demokrasi için en tipik, en örnek
denilebilir? Ülkelere göre değişik
demokrasi vardır. Tabii bir ülkenin
kendi demokratik durumuna göre
başka ülkelere bir şey söylemesi pek
dosru olamaz.
ile Türkiye arasında 80'li yıllarda ilişkiler iyiydi.
Sayın Kenan Evren'in ve bizim Cumhurbaşkanımızın
başlattığı resmi ziyaretler, ticaret var. Karşılıklı ziyaretler
çok başanlı geçmişti. o zaman iki ülke arasındaki ilişkiler çok
iyiydi. Birkaç yıl sürdü. Hatta siyasal ilişkilerin gelişmesine
uyarak ekonomik ilişkilerde de gelişme başladı. Bence 80'li
yıllardaki bu dönem iyiydi. Şimdi gerileme var.
olduğunu sanmıyorum.
Türkhe ile Çin arasındaki ilişkilerde
nasıl bir değişme ya da gelişme var?
Çin ile Türkiye arasında 80'lı
yıllarda ilişkiler iyiydi. Sayın Kenan
Evren'in ve bizim
Cumhurbaşkanımızın başlattığı
resmi ziyaretler, ticaret var.
Karşılıklı ziyaretler çok başanlı
geçmişti. o zaman iki ülke
arasındaki ilişkiler çok iyiydi.
Birkaç yıl sürdü. Hatta siyasal
ilişkilerin gelişmesine uyarak
ekonomik ilişkilerde de gelişme
başladı.
Bence 80"li yıllardaki bu dönem
iyiydi. Şimdi gerileme var. Özellikle
1989. yani 80"li yıllann sonunda
başlayan bir gerileme. Bunun nedeni
çok açık. O zaman Çin'de
"Tianenmen OlaylarT vardı. Tabii o
zaman Batılı ülkeler Çin'e karşı bir
kampanya açmışlardı. Tabii bu Çin'e
karşı birhaksızlık.
Maalesef burada da Batı'ya uyarak
bazı şeyler oldu. Burada da aramızda
bazı şeyler doğdu. Yine de son 2-3
yıl içinde ikili ilişkilerimizde yeni
gelişmeler ortaya çıktı. Üst düzeyde
varsa. bize söyleyebilirler.
Söylenmedi mi bu?
Benim haberim yok.
Tianenmen olaylanndan söz ettiniz.
Dünya, bu olavlardan "insan haklan
ihlali" diye söz etti. BabJılar da
Türkiye'deki insan haklan
ihlallerinden söz ediyor. 1984'teki ve
bugünkü gözlemleriniz arasında
Türkiye'deki insan haklan ihlalleri
hakkında nasıl bir değerlendirme
vaparsınız?
Buna yanıt vermek benim için çok
zor. Çünkü insan haklan denilen
kavramın çeşitli ülkelerde değışik
standartlan var. Örneğin bazı ülkeler
her zaman Çin'e karşı insan haklan
gerekçesiyle baskı yapıyor. Bence
bu hiç doğru değil. Bu, Çin'in
içişlerine kanşmak demektir.
Onlann içişlerimize kanşmaya
haklan yoktur. Ikincisi, bunlan
söyleyen ülkelerin içinde, insan
haklan gerçekten mevcut
olmayanlan da vardır. Örneğin
başkalannı azarlayan Amerika'da
insan haklan alanında pek de güzel
bir durumun varlığından söz
edilemez. Niye Çin'e karşı bir
Sizin ilk gelişinizle bugünkü durum
arasında kentleşme. çevre kirlenmesi,
nüfus arnşı gibi konularda ne gibi
değişiklikler gördünüz?
Bu konularda sorunlar var. Örneğin
doğudan gelen köylüler var. Belki
oradaki siyasal durumdan dolayı göç
oldu. Bubir... lkincisi Türkiye'de
zenginler ile yoksullar arasındaki
fark biraz büyüyor. Doğudaki bazı
insanlar kentlere akın ediyor.
Kentlerde nüfus çok çoğalıyor.
Nüfus çoğalması çok büyük
toplumsal sorunlara gebedir.
Ne gibi olaylara gebe?
Örneğin gecekondular çoğalıyor.
Sonra toplumsal tesisler
karşılanamıyor. Bütün gelişmekte
olan ülkeler böyle oluşumlar ile
karşı karşıyadır. Eğer hükümet
makul bir ders alabilirse, bence bu
sorunlar çözülebilir. Ders alınmazsa,
bazı ciddi sorunlar çıkabilir, bence.
Örneğin Türkiye'de grevler var.
Gösteriler var. Bu gibi şeyler
artabilir.
Çevre kirienmesi konusunda bir fark
var mı Türkiye'de?
Çevre kirienmesi konusunda fark var
bence. Ankara'ya geçen gelişimde
durum çok iyiydi. Ben bu durumdan
çok memnundum. Ama bu yıl yine
bir gerileme var. Ankara'da bu yıl
hava o kadar iyi değil. Istanbul'da
durum daha kötü. Başka kentleri
bilemiyorum. Hava ve su kirienmesi
gibi olaylar var. Türk hükümeti buna
çok dikîcat ediyor ama. bu pek
yeterli değil.
Türkiye'nin nerelerini gezdiniz bu
güne kadar?
Daha çok Ege Denizi, Akdeniz
kıyılannı. Karadeniz kıyılannda da
yalnız Samsun, Trabzon gibi
kentlere gittim.
Orada Karadeniz'de çay üretimi
yapıkyor. Çin'in yasemin çayı orada
üretilebilir mi?
Üretebilirsiniz. Hava koşullan çok
uygun bence.
1984'te Türk ve Çin ekonomüeri o
kadar gelişmiş değildi. Fakat geçen
yıl Amerika Çin'i ve Türkiye'yi
gelişen 10 ülke arasında ilan etti. Çin
bu konuda geleceğe yönelik neler
yapıyor?
Amerika'nın yaptıklan çok acayip
bazen. Örneğin Çin bazen çok geri
kalmış, bazen de çok gelişmiş bir
ülke olarak gösteriliyor. Bence
Amerika zaman zaman bu konuda
tutarsız. Kendi gereksinimine göre
davranıyor.
Bence gerek Çin gerek Türkiye yine
gelişmekte olan ülkelerdir. Tabii kişi
başına düşen ulusal gelir açısından,
Türkiye'nin durumu bizden daha
iyidir. Sizde 2685, bizde ancak 500
dolar kadar. Onun için sizin
durumunuz daha iyi. Türkiye
gelişmekte olan bir ülke.
Türk gazetelerinde, Çin'de Türk
Hereke ipek halılannın aynen
dokunup. arkasına Hereke etiketi
konulup Avrupa'va, Amerika'ya
pazarlandığı bildiriliyor. Türk
halıcüann bu vakınmalannı nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Biz bu gibi konulara çok önem
veriyoruz. Dikkat ediyoruz. Varsa,
bildirilirse araştınnz. Bu
dolandıncılıktır. Bence bunu
yapmak doğru değil. Varsa
cezalandınlır.
Eski günlerinizden anımsadığuıız.
he^ıflngi b^rj>l^ây|ng s ^ ^ i
İlk kez Duraoa Dulûndugum yedi
yılın yani sıra şimdiki yaşamımdan
da çok memnunum. Türkiye'yi
beğendim.
Gerçekten Türkiye'de doğa çok
güzel. Hava çok güzel. Ürünleri çok
bol. Özellikle meyveleri, sebzeleri
çoktur. Yemekleri çok çeşitli. Fakat
en önemlisi nedir biliyor musunuz?
Dostluk. Buradaki insanlan çok
beğeniyorum. Türkler sıcakkanlı,
canayakın. Ben 1991'de Çin'e
döndükten sonra, Çin'de 4 yıl kaldım
ve Türkiye'yi, buradaki dostlanmızı,
Türk yemeklerini özledim.
Pekin'deyken Türk yemeklerini,
kebaplannı, mezelerini gerçekten
çok özledim. Türkiye'nin Çin'deki
büyükelçiliğinde çalışan Türk
dostlanmızın evinde yemek yiyerek
özlemimizi giderdik.
Türkiye'nin bugün karşılaşOğı
sorunlar. ya da geleceğine yönelik,
düşünceleriniz nedir?
En önemli sorun siyasal
istikrarsızhktır. Bu çok büyük bir
sorun bence. Dediklerine göre bu
çok partili bir demokrasinin gereği.
Eğer bir ülkede siyasal alanda
istikrar yoksa, bu başka sorunlara
neden oluyor. Bizim ülkemizde,
böyle deneylerimiz var. Böyle şeyler
varsa, bu ülkenin ekonomisi de
gelişemez. Gerçekten gelişemez.
Biraz gelişse bile çabuk gelişemez.
Çin'de de öyle... Biz Çin'de son 18-
19 vıl boyunca oldukça gelişme
sağİadık. Bunun en önemli nedeni
ise Çin'de istikrann olmasıdır. Onun
için bizim siyasamız, her şeyden
önce istikrara önem vermektedir.
Türk yaünmcılanndan. Türk
işadamlanndan Çin'de yatınm
yapan var mı?
Var. Şimdilik fazla değil. Örneğin
orada Baycan firması bir çiklet
fabrikası kurmuştur. Toplam 20
milyon dolarlık bir yatınm. Henüz
fazla değil.
POLİTİKA VE ÖTESt
MEHMED KEMAL
Aynalı Çarşı.
Ayağımt sandığın üstüne koymuş. pabucumu bo-
yatıyorum. Boyacı bir yandan boyuyor, bir yandan
da türkü söylüyor.
Çanakkale içinde aynalıçarşı
Ana ben gidiyorum düşmana karşı
Martın sonları Çanakkale'den geçilmiyor. Rad-
yoda, televizyondaÇanakkale... Eskiden Çanakka-
le deyince "18 Mart" gelirdi. Şimdi martın her gü-
nünde bir Çanakkale var. Bir de birkaç dizelık bir şi-
ir:
Sordular adresini çeşmeye karşı dedim
Çanakkale içinde aynalı çarşı dedim
Boyacılar makamla ayakkabı boyuyorlar. Her bi-
rinin dılinde başka bir türkü var.
Çarşıdan aldım pirinci... Pirinci
Çanakkale'nin boyacılan birinci...
Bundan sonra kocaman bir uzatmayla bir birinci
daha...
Işi olmayan boyacı da boş durmuyor, açmış ga-
zeteyi, gazete okuyor. Başlık şöyle:
öğrenci
binbaşıyı
derste vurdu.
"Salarsan çocuklan sokağa, binbaşıyı da vurur-
lar, albayı da..."
"Ulan sokakta vurmuyor, derste vuruyor."
"Vuruyor, ha sokak olmuş, ha ders... Ikisi de bir
kapıya çıkar... Terbiye yok bu öğrencilerde... Dur-
madan cinayet işlenıyor. Bıçağı kapan birini vuru-
yor. "
Kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal'ın öldürül-
mesinden bu yana aylar geçti, katilleri bir türlü bu-
lunamadı. Sedat Bucak'ın korumalan öldürdü de-
diler, henüz bir sonuç çıkmadı.
Emekli polis amirleri bızım lokalde (Gazeteciler
Cemiyeti) içiyorlar. Polis muhabirleriyle emekliler
içli dışlı, ne de olsa meslekten sayılırlar. Gazeteci-
liğin eskiden giriş kapısı adlıye-polis muhabirlığiy-
di. Mesleğe mi gireceksin, açık kapı burası.
"Eskiden racon buydu."
Işin hilesi de vardı. Akşam üstü polis müdürlüğün-
de toplaşılır, haberler arada bölüşülürdü.
Yerine göre, şu sana, bu bana, şu da... Işi çıkıp
da bölüşmeye gelemeyen arkaya... Hele bir muha-
bir var, ona pay verilmezdı.
"Neden?" . ;
"Geç onu, adam değil..."
"Neden allasen?"
"Her türlü pislik var onda, kadın bile satar... Ran-
devuevinden haraç bile alır. Kumardan şundan
bundan haracı ziyadesiyledir."
Eskilerin sayılı polis muhabirlerinden bir Ali Ka-
rakurt vardı, ona kimse yetişmezdi.
Ali Karakurt diyeceksin; duracaksın, bir süre dü-
şüneceksin.. öyle baba bır adamdı.Ozamanlar po-
lis müdürü Kemal Aygün'dü. Şaşı olduğu için Kör
Kemal derlerdi. Işte Kemal Bey, Ali'yı korurdu. Ar-
navutköy'de ona bır ev vermişti. Beş çocuk vardı
Ali'de... Ev Rumlardan kalmaydı. Bu evde kira mi-
ra vermeden otururdu.
Laf döndü dolaştı Topal'dan sonra Susuriuk ci-
nayetine geldi. Yeni polis müdürlerini eleştirmeye
. başladılar, İ Ji ^
'
l
Ağarrhı;
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOUHN SAĞA:
1/ Meksıka'da bü-
yük bir uygarlık
kurmuş olan eskı
halk. 2/ Alkolsüz
içecek. meşrubat...
"Herkes yarasına
derman anyor —
belli değil dert bel-
li değil" (Ruhsati).
3/ Türk müzığınde
bileşik bır ma-
kam... Duvar için-
de bırakılan oyuk 8
bölüm. 4/ Küçük g
mağara... Bir tür
geçinmsiz toprak...
cervel türü. 5/ Artvin ilinin
eski adı. 6/ Bir hükümdann
yönetimi altındakı halk...
Hatay ılinde bir ırmak. 7/ 3
Argoda rakıya verilen ad. 4
8/ Bir sahnenin fılme alı-
nabılmesi için açık ya da
kapalı bir mekânda hazır-
lanmış yer... Çok yıyen.
obur. 9/ Deriden sızan sı- 8
vı... Bin Erzurumlu, dı- g
ğen Ercişli lakabıyla anı-
lan ıki halk ozanımızın ortak adı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Lor pevninne venlen bir başka ad. 2/ Oynak kemıklerin
arasındaki açılan genişletmeye yarayan kaslann genel adı...
Boynun arkası. 3/ Bır vidada iki diş arasında kalan çukur
bölüm... Küçük bır alan üzerine odaklanmış yoğun ışık kay-
nağı. 4/ Eski dilde arkeolojı. 5/ İçinde diri balık saklanan,
denızden aynlmış havuz. 6/ Şöhret... Bir nota... Elektnk di-
renç bırimi. II Evcil bir geyik... Kadınlar hamamında hız-
met eden ve müşterilen yıkayan kadın. 8/ Otomobıllenn çe-
kiş vehızını ayarlayan dişlılerdüzenı... Eski Mısır'dagüneş
tannsı. 9/ Damga, mühür... Tann.
YOZGAT ASLİYE (1İÇARET)
HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Sayı: 1996-630
Davacı Seyit Mehmet Ekinci tarafmdan mahkememi-
ze hasımsız olarak açılan çek iptalı davasının dunışması
sırasmda venlen ara karan gereğince:
Yozgat Şekerbank Şube Müdürlüğû'nün 320O612'8
nolu hesabına ait B.6436751 sıra numarasından başlayıp
6436775 sıra numarasma kadar olan çek defterimn kay-
bedildıği bildirildiğinden, üçüncü şahıslarca bulunduğun-
da hükümsüz olduğu ilan olunur. 6.3.1997 Basın: 11864
ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI \1LMAZ ŞİPAL
Emekli kapıcı çahşırsa
Soru: Kapıcımız bir yıl önce sigortadan emekli oldu. Kendisine bü-
tün haklannı ödeverek ibraname aldık. Kısa bir süre sonra ye-
niden işe başladı. Emekli olduktan sonra vönetici kendisine as-
gari ücretin yansmı vermiş. Aşnca, emekli olduğu için sigor-
taja bildirim yapmadığı gibi, prim de ödememiş. Çevre apart-
mandakiler, bu uvgulamanın v'anlış olduğunu ve bizim kapı-
cıva asgari ücreti tam olarak ödememiz ve sigorta primlerini
de yahrmamız gerektiğini söv lediler. Sorularım: 1) Emekli olan
kapıcıya,asgari ücretin altında ödeme vapılama/ mı? 2) Emek-
li olduğna göre. sigorta ile ilgisi kalmamıştır. Yine prim vatır-
mamız gerekir mi? 3) Geçmiş yıla ait ücreti ve primleri öder-
sek bunlar kimden kesilecek? Bundan sorumlu olan yönetici-
den mi, yoksa biz kat sahiplerinden mi? 4) \ önetici. kapıcının
birkaç verde birden çalıştığını ve günde sadece 2 saatini bizim
apartmana verdiği için bu işlemi yaptığını söyledi.
(S.A.)
YANIT: 1) Iş Yasası uyannca "Kaloriferli konut kapıcılan ile ça-
hşmasuu aviu işverene hasreden konut kapıcılan" İş Yasası kapsamın-
da ''işçi", işvereni de
u
konutun maliki ve>a ortaklarıdu"''.
Bu konumda olan kapıcılara, yasa hükümlennın eksiksiz olarak
uygulanması öngörülmüştür.
Kapıcının herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emekli olma-
sı bu sonucu değiştirmez.
Kapıcıya ödenecek ücret, asgari ücretten daha az olmayacaktır.
Kaldı ki, Konut Kapıcılan Tüzüğü'nün 11. maddesinde. "Kapıcıyıl-
lık ücretli izin, hastalık izni ve>a tatil günlerinde görevinden aynklı-
gmda" geçıcı kapıcı çalıştınlmasına olanak tanınmakta ve geçici ka-
pıcılara da asgari ücretin altında ödeme yapılamayacağı vurgulan-
maktadır. Kapıcının Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık aylığı
alması. asgari ücretin altında bir ödeme yapılmasını gerektirmez.
2) Yasa ile kurulu sosyal güvenlik kurumlanndan, (TC Emekli San-
dığı, Sosyal Sigortalar Kurumu. Bağ-Kur ve Bankalar. Sigorta Şir-
ketleri, Odalar ve Borsalar Birlik Personel emekli sandıklan) malul-
lük, emeklilik ya da yaşlılık aylığı almakta olup Sosyal Sigortalar
Yasası kapsamında çalışanlann ücretlennden. yüzde 6 sı sigortalı ve
yüzde 18'i işveren payı olmak üzere, toplam yüzde 24 oranında Sos-
yal Güvenlik Destek Primi kesilîr.
3) İş Yasası uyannca (Ek Madde 1) "Konut yöneticisi işveren ve-
kfli olup mali sorumluluklar" işveren durumunda olan "konutun ma-
liki veya ortaklandır."
4) 29.11.1994 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan "Konut Kapn
cılan Tüzüğü", kapıcıyı:
" Kapıcı: Kaloriferli konut kaptcılan ile çauşmasını av nı işverene ve-
ya aynı konuta hasreden konut kapıcılarTdır diyerek tanımlamıştır.
Tüzüğün 6. maddesine göre:
"Kapıcının iş süresi haftada en çok45 saattir. İş süresi, kapıcının iş-
te geçirdiği zamandır."
Ozet olarak, birkaç işverene bağlı ya da birden çok konutta ve haf-
tada 45 saatten az çalışan kapıcılara İş Yasası hükümlerinin uygu-
lanmaması gerekir.
GAZİOSMANPAŞA1. ASLİYE
HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
1996/781
Davacı Seviye Düzen tarafından davalı Hamza Düzen
aleyhıne açılan boşanma davasmda:
Sıvas ili, tmranlı Demirtaş kövü'nde nüfusakayıtlı es-
ki adı Selviova Rapoksıte köyü'nde ikamet ettiğı bildiri-
len davahya çıkanlan teblıgatın bıla teblığ ıade edildiğı,
yapılan zabıta araştırmasına rağmen de adresı tespit edi-
lemeyen da\alı Hamza Düzen aleyhıne davacı Seviye Dü-
zen tarafından şıddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma
davası ve Serhat ile Samet'in velayetlerinin taraflanna \e-
nlmesi hususunda dava açılmış olduğundan. duruşmanın
bırakıldığı 23.6.1997 günü saat 10.15'te duruşmayı bız-
zat kendisinın takıp etmesı veya bir vekil ıle temsil ettir-
mesı, aksi takdirde duruşmanın gıyabında devam edece-
ğıni bidirir. HUMK'nııı 509-5lOdeğışık 213 maddesi
gereğince meşruhatiı davetıye yenne kaim olmak üzere
ılanen teblığ olunur. 20.3.1997
Basın: 13657