23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 1997 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI Çin Büyükelçisi Keming, Türkiye'de laikliğin kolay kolay değişmeyeceğini söyledi Laildiklıalknıtereiln diplomat / bizi bize / anlatıyor Hazırlayan: ÖZCEN ACAR 7 f ' ~'^4 ın Halk Cumhuriyeti m Büyükelçisi VVu Keming I ile 12 yıl önce Ankara'da ^ ^ • / başkâtip olarak _ 3 bulunduğunda tanışmıştım. Şimdi ülkesini Ankara'da büyükelçi olarak temsil eden bu güleç Çinli diplomat, yaşını hiç göstermiyor. Sanki 12 yıl öncesinin dinçliği ile karşımda duruyor. O Türk yemeklerinı. ben Çin yemeklerini ne kadar çok sevdiğimizi söyleyerek. mülakatımızı gerçekleştirdik. Çin'deki gelenek büyükelçilikte de geçerliydi. Söyleşi boyunca yasemin çayım bittikçe fincanımız dolduruluyordu. İlk kez hangi >il Türkiye'ye geldiniz? 1984 ile 199l'arasındâbulundum. 1988'e kadar Ankara'daydım. Sonra 1991 "e kadar Istanbul'da kaldım. Oldukça uzun bir süre. Yedi yı! yedi ay. Ankara'da başkâtip, Istanbul'da başkonsolos. Son gelişinizle eskisi arasında ne gibi farklar gördünüz? Farklar çok bence. Örneğin siyasal bakımdan. çok fark var. Bu kez geldiğimde, Refah Partisi'nin çok geliştiğini gördüm. Hatta iktidara bile gelmişti. Eskiden Milli Selamet Partisi vardı, ama o kadar güçlü değildi. Bu kez geldiğimde bu partinin gelişmiş olduğunu gördüm. Hatta halk arasında epeyce oy toplamış. Bence bu da en büyük değişikliklerden biri. Türkiye'de laiklik konusunda ne gibi değişiklikler gördünüz? Laiklik bence Türkiye'ye kök salmış bir rejimdir veiaJklar arasında çok beğenilen btPTejiftidtr. Bence bu koTay kötay değiştirilemez. Size açıkça şunu da söyleyebılinm. Şimdi sakallı erkekler çoğalıyor. başörtülü. çarşaflı hanımlar çoğalıyor. Ankara'da böyle şeyler çok seyrekti. Bu bir tehlike değil mi Türkiye'de laiklik için? Bence bu halkın seçtiği bır rejim olabilir. Halk ne beğenirse o rejimi seçebilir. Benim bu konuda bir şey söylemem doğru olmaz. İlk gelişinizle şimdiki gelişiniz arasında Türkiye'nin ekonomik ve mali durumunda ne gibi değişiklikler gördünüz? Türkiye'nin ekonomisi durmadan gelişiyor. Bu da bır gerçek. Tabii Î994'te biraz gerileme var, ama 1995 ve 1996'da oldukça gelişme var. Yüzde 6, 7. 8, 9 gibi bir kalkınma rakamı hiç de küçük değil. 1984 Türkiyesi'ndeki ekonomik manzara ile bugünkü durum arasında ne gibi bir fark gördünüz? Eskiden o kadar araç yoktu. Ankara eskiden tenha ve sakindi. Ama şimdi çok kalabalık. Ben 80'li yıllarda Türkiye'de araba kullandım. Rahat sürebiliyordum. Ama şimdi çok kalabalık. tkincisi, 80'li yıllarda Ankara'da bulunduğum sırada karşımızda çıplak dağlar, tepeler vardı. Oysa şimdi betonlaryığılı. Evlerin binalann çoğalması da gelişmenın bir başka kanıtıdır. Ancak ne var ki çirkinleşme de başlıyor. Yani eskiden o tepeler ağaçlı, ormanlık idi. Çok yeşillik vardı. Şimdi yok. Bence bu hem iyi hem de kötüdür. Ankara şimdi bayağı büyüdü. Burada şimdi metro kuruluyor. Bu da yeni bir şey. Kentteki ulaşım sorunlannın çözülmesi için çok önemli bir önlemdir. Ankara'nın çok kalabalık olduğunu söylediniz. Herhalde Pekin kadar kalabalık değil! Ömeğin Kızılay'da, Ulus'ta çok insan var. Sokakta öylece karşıdan karşıya geçen insanlar çok. Wu Keming kimdir? Şanghay da doğan Wu Keming (57) üniversitenin Türkoloji bölümünden 1962 de mezun oldu. Iki vıl sonra Dışişleri Bakanhğı 'nda Türkçe çevirmen olarak çalışmaya başladı. İlk dış göreve 1972 de Kıbrıs 'a ikinci kâtip olarak atandı. Bu görevde beşyıl kaldı. Pekin 'e döndüğünde bakanlığm Batı Asya ve Kuzey Afrika Genel Müdürlüğü 'nde ikinci kâtip olarak çalıştı. 1984'te Ankara'ya başkâtip olarak gönderildi. Dört yıl sonra Istanbul da başkonsolosluğa yükseldi. Bu görevi üç yıl sürdü. 1991de bakanhkta Personel Genel Müdür Yardımcdığı na getirildi. Dört vıl sonra yeniden Ankara ya geldiğinde bu kez "Büyükelçi" umanım da almıştı. Evli olan büyükelçinin bir oğlu var. Arabanızı artık hızlı süremezsiniz. Türk dış siyasasında bir değişiklik var mı? Genel olarak bakarsak, dış siyasada büyük bır değişikliğin varlığını sanmıyorum. Çünkü Türkiye'nin geleneksel dış sivasası Batı'ya yöneliktir. Şimdi yineaynı durumdadır; Amerika'ya. Batı'ya bağlıdır. Hatta şimdi Türkiye Avrupa Birligi'ne girmek için çok çaba harcıyor. Bu. günümüzde çok konuşulaıvbirkonuoldu. Herkesin ilgi gösterdiği Bir konu. Ama bazı şeyler fark ettim. Özellikle Refah Partisi iktidara geldikten sonra Müslüman ülkelere, gelişmekte olan ülkelere yönelik bazı hareketler var. Bence bu yenidir. Türkiye'nin dış siyasasında kökten bir değişikliğin karşılıklı ziyaretler sürüyor. Geçen yıl Sayın Cumhurbaşkanı Demirel Çin'e gitti. Ondan sonra bizim üst düzeydeki yönetıcilerimizin ziyaretleri oldu. Örneğin Genelkurmay Başkanımız, komutanlanmız, Meclis Başkanımız gibi yetkililerin ziyaretleri gerçekleşti. 1984'teki Türkiye-Çin dış ticaret rakamı ile 19% rakamını kıvaslar nusuıız? 4980 yı dolarlık idi. Şimdi 1994-95't'e 600- milyon dolar civanndadır. Türkiye'nin Çin'den almak istediği füzeler konusunda bir gelişme var mı? Bu konuda bilgim yok. Tabii, eğer Türk tarafının böyle bir düşüncesi gerekçe yaratarak baskı yapıyorlar, bence bunu anlamak güç. Bence Türkiye bu konuda çaba harcıyor. Yani iyileşmeyi sürdürüyor. Tabii Türkiye'nin Avrupa Birligi'ne girmek için çok çaba harcaması gerekiyor. 1980'li vıllara kıyasla Türkiye'deki demokratikleşme açısından bir değerlendirme yapar mısuıız? Bence demokrasi kavramında, ülkelerde durum farkhdır. bir demokrasi modeli yoktur. Yani hangi ülkedeki demokrasi için en tipik, en örnek denilebilir? Ülkelere göre değişik demokrasi vardır. Tabii bir ülkenin kendi demokratik durumuna göre başka ülkelere bir şey söylemesi pek dosru olamaz. ile Türkiye arasında 80'li yıllarda ilişkiler iyiydi. Sayın Kenan Evren'in ve bizim Cumhurbaşkanımızın başlattığı resmi ziyaretler, ticaret var. Karşılıklı ziyaretler çok başanlı geçmişti. o zaman iki ülke arasındaki ilişkiler çok iyiydi. Birkaç yıl sürdü. Hatta siyasal ilişkilerin gelişmesine uyarak ekonomik ilişkilerde de gelişme başladı. Bence 80'li yıllardaki bu dönem iyiydi. Şimdi gerileme var. olduğunu sanmıyorum. Türkhe ile Çin arasındaki ilişkilerde nasıl bir değişme ya da gelişme var? Çin ile Türkiye arasında 80'lı yıllarda ilişkiler iyiydi. Sayın Kenan Evren'in ve bizim Cumhurbaşkanımızın başlattığı resmi ziyaretler, ticaret var. Karşılıklı ziyaretler çok başanlı geçmişti. o zaman iki ülke arasındaki ilişkiler çok iyiydi. Birkaç yıl sürdü. Hatta siyasal ilişkilerin gelişmesine uyarak ekonomik ilişkilerde de gelişme başladı. Bence 80"li yıllardaki bu dönem iyiydi. Şimdi gerileme var. Özellikle 1989. yani 80"li yıllann sonunda başlayan bir gerileme. Bunun nedeni çok açık. O zaman Çin'de "Tianenmen OlaylarT vardı. Tabii o zaman Batılı ülkeler Çin'e karşı bir kampanya açmışlardı. Tabii bu Çin'e karşı birhaksızlık. Maalesef burada da Batı'ya uyarak bazı şeyler oldu. Burada da aramızda bazı şeyler doğdu. Yine de son 2-3 yıl içinde ikili ilişkilerimizde yeni gelişmeler ortaya çıktı. Üst düzeyde varsa. bize söyleyebilirler. Söylenmedi mi bu? Benim haberim yok. Tianenmen olaylanndan söz ettiniz. Dünya, bu olavlardan "insan haklan ihlali" diye söz etti. BabJılar da Türkiye'deki insan haklan ihlallerinden söz ediyor. 1984'teki ve bugünkü gözlemleriniz arasında Türkiye'deki insan haklan ihlalleri hakkında nasıl bir değerlendirme vaparsınız? Buna yanıt vermek benim için çok zor. Çünkü insan haklan denilen kavramın çeşitli ülkelerde değışik standartlan var. Örneğin bazı ülkeler her zaman Çin'e karşı insan haklan gerekçesiyle baskı yapıyor. Bence bu hiç doğru değil. Bu, Çin'in içişlerine kanşmak demektir. Onlann içişlerimize kanşmaya haklan yoktur. Ikincisi, bunlan söyleyen ülkelerin içinde, insan haklan gerçekten mevcut olmayanlan da vardır. Örneğin başkalannı azarlayan Amerika'da insan haklan alanında pek de güzel bir durumun varlığından söz edilemez. Niye Çin'e karşı bir Sizin ilk gelişinizle bugünkü durum arasında kentleşme. çevre kirlenmesi, nüfus arnşı gibi konularda ne gibi değişiklikler gördünüz? Bu konularda sorunlar var. Örneğin doğudan gelen köylüler var. Belki oradaki siyasal durumdan dolayı göç oldu. Bubir... lkincisi Türkiye'de zenginler ile yoksullar arasındaki fark biraz büyüyor. Doğudaki bazı insanlar kentlere akın ediyor. Kentlerde nüfus çok çoğalıyor. Nüfus çoğalması çok büyük toplumsal sorunlara gebedir. Ne gibi olaylara gebe? Örneğin gecekondular çoğalıyor. Sonra toplumsal tesisler karşılanamıyor. Bütün gelişmekte olan ülkeler böyle oluşumlar ile karşı karşıyadır. Eğer hükümet makul bir ders alabilirse, bence bu sorunlar çözülebilir. Ders alınmazsa, bazı ciddi sorunlar çıkabilir, bence. Örneğin Türkiye'de grevler var. Gösteriler var. Bu gibi şeyler artabilir. Çevre kirienmesi konusunda bir fark var mı Türkiye'de? Çevre kirienmesi konusunda fark var bence. Ankara'ya geçen gelişimde durum çok iyiydi. Ben bu durumdan çok memnundum. Ama bu yıl yine bir gerileme var. Ankara'da bu yıl hava o kadar iyi değil. Istanbul'da durum daha kötü. Başka kentleri bilemiyorum. Hava ve su kirienmesi gibi olaylar var. Türk hükümeti buna çok dikîcat ediyor ama. bu pek yeterli değil. Türkiye'nin nerelerini gezdiniz bu güne kadar? Daha çok Ege Denizi, Akdeniz kıyılannı. Karadeniz kıyılannda da yalnız Samsun, Trabzon gibi kentlere gittim. Orada Karadeniz'de çay üretimi yapıkyor. Çin'in yasemin çayı orada üretilebilir mi? Üretebilirsiniz. Hava koşullan çok uygun bence. 1984'te Türk ve Çin ekonomüeri o kadar gelişmiş değildi. Fakat geçen yıl Amerika Çin'i ve Türkiye'yi gelişen 10 ülke arasında ilan etti. Çin bu konuda geleceğe yönelik neler yapıyor? Amerika'nın yaptıklan çok acayip bazen. Örneğin Çin bazen çok geri kalmış, bazen de çok gelişmiş bir ülke olarak gösteriliyor. Bence Amerika zaman zaman bu konuda tutarsız. Kendi gereksinimine göre davranıyor. Bence gerek Çin gerek Türkiye yine gelişmekte olan ülkelerdir. Tabii kişi başına düşen ulusal gelir açısından, Türkiye'nin durumu bizden daha iyidir. Sizde 2685, bizde ancak 500 dolar kadar. Onun için sizin durumunuz daha iyi. Türkiye gelişmekte olan bir ülke. Türk gazetelerinde, Çin'de Türk Hereke ipek halılannın aynen dokunup. arkasına Hereke etiketi konulup Avrupa'va, Amerika'ya pazarlandığı bildiriliyor. Türk halıcüann bu vakınmalannı nasıl değerlendiriyorsunuz? Biz bu gibi konulara çok önem veriyoruz. Dikkat ediyoruz. Varsa, bildirilirse araştınnz. Bu dolandıncılıktır. Bence bunu yapmak doğru değil. Varsa cezalandınlır. Eski günlerinizden anımsadığuıız. he^ıflngi b^rj>l^ây|ng s ^ ^ i İlk kez Duraoa Dulûndugum yedi yılın yani sıra şimdiki yaşamımdan da çok memnunum. Türkiye'yi beğendim. Gerçekten Türkiye'de doğa çok güzel. Hava çok güzel. Ürünleri çok bol. Özellikle meyveleri, sebzeleri çoktur. Yemekleri çok çeşitli. Fakat en önemlisi nedir biliyor musunuz? Dostluk. Buradaki insanlan çok beğeniyorum. Türkler sıcakkanlı, canayakın. Ben 1991'de Çin'e döndükten sonra, Çin'de 4 yıl kaldım ve Türkiye'yi, buradaki dostlanmızı, Türk yemeklerini özledim. Pekin'deyken Türk yemeklerini, kebaplannı, mezelerini gerçekten çok özledim. Türkiye'nin Çin'deki büyükelçiliğinde çalışan Türk dostlanmızın evinde yemek yiyerek özlemimizi giderdik. Türkiye'nin bugün karşılaşOğı sorunlar. ya da geleceğine yönelik, düşünceleriniz nedir? En önemli sorun siyasal istikrarsızhktır. Bu çok büyük bir sorun bence. Dediklerine göre bu çok partili bir demokrasinin gereği. Eğer bir ülkede siyasal alanda istikrar yoksa, bu başka sorunlara neden oluyor. Bizim ülkemizde, böyle deneylerimiz var. Böyle şeyler varsa, bu ülkenin ekonomisi de gelişemez. Gerçekten gelişemez. Biraz gelişse bile çabuk gelişemez. Çin'de de öyle... Biz Çin'de son 18- 19 vıl boyunca oldukça gelişme sağİadık. Bunun en önemli nedeni ise Çin'de istikrann olmasıdır. Onun için bizim siyasamız, her şeyden önce istikrara önem vermektedir. Türk yaünmcılanndan. Türk işadamlanndan Çin'de yatınm yapan var mı? Var. Şimdilik fazla değil. Örneğin orada Baycan firması bir çiklet fabrikası kurmuştur. Toplam 20 milyon dolarlık bir yatınm. Henüz fazla değil. POLİTİKA VE ÖTESt MEHMED KEMAL Aynalı Çarşı. Ayağımt sandığın üstüne koymuş. pabucumu bo- yatıyorum. Boyacı bir yandan boyuyor, bir yandan da türkü söylüyor. Çanakkale içinde aynalıçarşı Ana ben gidiyorum düşmana karşı Martın sonları Çanakkale'den geçilmiyor. Rad- yoda, televizyondaÇanakkale... Eskiden Çanakka- le deyince "18 Mart" gelirdi. Şimdi martın her gü- nünde bir Çanakkale var. Bir de birkaç dizelık bir şi- ir: Sordular adresini çeşmeye karşı dedim Çanakkale içinde aynalı çarşı dedim Boyacılar makamla ayakkabı boyuyorlar. Her bi- rinin dılinde başka bir türkü var. Çarşıdan aldım pirinci... Pirinci Çanakkale'nin boyacılan birinci... Bundan sonra kocaman bir uzatmayla bir birinci daha... Işi olmayan boyacı da boş durmuyor, açmış ga- zeteyi, gazete okuyor. Başlık şöyle: öğrenci binbaşıyı derste vurdu. "Salarsan çocuklan sokağa, binbaşıyı da vurur- lar, albayı da..." "Ulan sokakta vurmuyor, derste vuruyor." "Vuruyor, ha sokak olmuş, ha ders... Ikisi de bir kapıya çıkar... Terbiye yok bu öğrencilerde... Dur- madan cinayet işlenıyor. Bıçağı kapan birini vuru- yor. " Kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal'ın öldürül- mesinden bu yana aylar geçti, katilleri bir türlü bu- lunamadı. Sedat Bucak'ın korumalan öldürdü de- diler, henüz bir sonuç çıkmadı. Emekli polis amirleri bızım lokalde (Gazeteciler Cemiyeti) içiyorlar. Polis muhabirleriyle emekliler içli dışlı, ne de olsa meslekten sayılırlar. Gazeteci- liğin eskiden giriş kapısı adlıye-polis muhabirlığiy- di. Mesleğe mi gireceksin, açık kapı burası. "Eskiden racon buydu." Işin hilesi de vardı. Akşam üstü polis müdürlüğün- de toplaşılır, haberler arada bölüşülürdü. Yerine göre, şu sana, bu bana, şu da... Işi çıkıp da bölüşmeye gelemeyen arkaya... Hele bir muha- bir var, ona pay verilmezdı. "Neden?" . ; "Geç onu, adam değil..." "Neden allasen?" "Her türlü pislik var onda, kadın bile satar... Ran- devuevinden haraç bile alır. Kumardan şundan bundan haracı ziyadesiyledir." Eskilerin sayılı polis muhabirlerinden bir Ali Ka- rakurt vardı, ona kimse yetişmezdi. Ali Karakurt diyeceksin; duracaksın, bir süre dü- şüneceksin.. öyle baba bır adamdı.Ozamanlar po- lis müdürü Kemal Aygün'dü. Şaşı olduğu için Kör Kemal derlerdi. Işte Kemal Bey, Ali'yı korurdu. Ar- navutköy'de ona bır ev vermişti. Beş çocuk vardı Ali'de... Ev Rumlardan kalmaydı. Bu evde kira mi- ra vermeden otururdu. Laf döndü dolaştı Topal'dan sonra Susuriuk ci- nayetine geldi. Yeni polis müdürlerini eleştirmeye . başladılar, İ Ji ^ ' l Ağarrhı; BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOUHN SAĞA: 1/ Meksıka'da bü- yük bir uygarlık kurmuş olan eskı halk. 2/ Alkolsüz içecek. meşrubat... "Herkes yarasına derman anyor — belli değil dert bel- li değil" (Ruhsati). 3/ Türk müzığınde bileşik bır ma- kam... Duvar için- de bırakılan oyuk 8 bölüm. 4/ Küçük g mağara... Bir tür geçinmsiz toprak... cervel türü. 5/ Artvin ilinin eski adı. 6/ Bir hükümdann yönetimi altındakı halk... Hatay ılinde bir ırmak. 7/ 3 Argoda rakıya verilen ad. 4 8/ Bir sahnenin fılme alı- nabılmesi için açık ya da kapalı bir mekânda hazır- lanmış yer... Çok yıyen. obur. 9/ Deriden sızan sı- 8 vı... Bin Erzurumlu, dı- g ğen Ercişli lakabıyla anı- lan ıki halk ozanımızın ortak adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Lor pevninne venlen bir başka ad. 2/ Oynak kemıklerin arasındaki açılan genişletmeye yarayan kaslann genel adı... Boynun arkası. 3/ Bır vidada iki diş arasında kalan çukur bölüm... Küçük bır alan üzerine odaklanmış yoğun ışık kay- nağı. 4/ Eski dilde arkeolojı. 5/ İçinde diri balık saklanan, denızden aynlmış havuz. 6/ Şöhret... Bir nota... Elektnk di- renç bırimi. II Evcil bir geyik... Kadınlar hamamında hız- met eden ve müşterilen yıkayan kadın. 8/ Otomobıllenn çe- kiş vehızını ayarlayan dişlılerdüzenı... Eski Mısır'dagüneş tannsı. 9/ Damga, mühür... Tann. YOZGAT ASLİYE (1İÇARET) HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1996-630 Davacı Seyit Mehmet Ekinci tarafmdan mahkememi- ze hasımsız olarak açılan çek iptalı davasının dunışması sırasmda venlen ara karan gereğince: Yozgat Şekerbank Şube Müdürlüğû'nün 320O612'8 nolu hesabına ait B.6436751 sıra numarasından başlayıp 6436775 sıra numarasma kadar olan çek defterimn kay- bedildıği bildirildiğinden, üçüncü şahıslarca bulunduğun- da hükümsüz olduğu ilan olunur. 6.3.1997 Basın: 11864 ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI \1LMAZ ŞİPAL Emekli kapıcı çahşırsa Soru: Kapıcımız bir yıl önce sigortadan emekli oldu. Kendisine bü- tün haklannı ödeverek ibraname aldık. Kısa bir süre sonra ye- niden işe başladı. Emekli olduktan sonra vönetici kendisine as- gari ücretin yansmı vermiş. Aşnca, emekli olduğu için sigor- taja bildirim yapmadığı gibi, prim de ödememiş. Çevre apart- mandakiler, bu uvgulamanın v'anlış olduğunu ve bizim kapı- cıva asgari ücreti tam olarak ödememiz ve sigorta primlerini de yahrmamız gerektiğini söv lediler. Sorularım: 1) Emekli olan kapıcıya,asgari ücretin altında ödeme vapılama/ mı? 2) Emek- li olduğna göre. sigorta ile ilgisi kalmamıştır. Yine prim vatır- mamız gerekir mi? 3) Geçmiş yıla ait ücreti ve primleri öder- sek bunlar kimden kesilecek? Bundan sorumlu olan yönetici- den mi, yoksa biz kat sahiplerinden mi? 4) \ önetici. kapıcının birkaç verde birden çalıştığını ve günde sadece 2 saatini bizim apartmana verdiği için bu işlemi yaptığını söyledi. (S.A.) YANIT: 1) Iş Yasası uyannca "Kaloriferli konut kapıcılan ile ça- hşmasuu aviu işverene hasreden konut kapıcılan" İş Yasası kapsamın- da ''işçi", işvereni de u konutun maliki ve>a ortaklarıdu"''. Bu konumda olan kapıcılara, yasa hükümlennın eksiksiz olarak uygulanması öngörülmüştür. Kapıcının herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emekli olma- sı bu sonucu değiştirmez. Kapıcıya ödenecek ücret, asgari ücretten daha az olmayacaktır. Kaldı ki, Konut Kapıcılan Tüzüğü'nün 11. maddesinde. "Kapıcıyıl- lık ücretli izin, hastalık izni ve>a tatil günlerinde görevinden aynklı- gmda" geçıcı kapıcı çalıştınlmasına olanak tanınmakta ve geçici ka- pıcılara da asgari ücretin altında ödeme yapılamayacağı vurgulan- maktadır. Kapıcının Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık aylığı alması. asgari ücretin altında bir ödeme yapılmasını gerektirmez. 2) Yasa ile kurulu sosyal güvenlik kurumlanndan, (TC Emekli San- dığı, Sosyal Sigortalar Kurumu. Bağ-Kur ve Bankalar. Sigorta Şir- ketleri, Odalar ve Borsalar Birlik Personel emekli sandıklan) malul- lük, emeklilik ya da yaşlılık aylığı almakta olup Sosyal Sigortalar Yasası kapsamında çalışanlann ücretlennden. yüzde 6 sı sigortalı ve yüzde 18'i işveren payı olmak üzere, toplam yüzde 24 oranında Sos- yal Güvenlik Destek Primi kesilîr. 3) İş Yasası uyannca (Ek Madde 1) "Konut yöneticisi işveren ve- kfli olup mali sorumluluklar" işveren durumunda olan "konutun ma- liki veya ortaklandır." 4) 29.11.1994 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan "Konut Kapn cılan Tüzüğü", kapıcıyı: " Kapıcı: Kaloriferli konut kaptcılan ile çauşmasını av nı işverene ve- ya aynı konuta hasreden konut kapıcılarTdır diyerek tanımlamıştır. Tüzüğün 6. maddesine göre: "Kapıcının iş süresi haftada en çok45 saattir. İş süresi, kapıcının iş- te geçirdiği zamandır." Ozet olarak, birkaç işverene bağlı ya da birden çok konutta ve haf- tada 45 saatten az çalışan kapıcılara İş Yasası hükümlerinin uygu- lanmaması gerekir. GAZİOSMANPAŞA1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1996/781 Davacı Seviye Düzen tarafından davalı Hamza Düzen aleyhıne açılan boşanma davasmda: Sıvas ili, tmranlı Demirtaş kövü'nde nüfusakayıtlı es- ki adı Selviova Rapoksıte köyü'nde ikamet ettiğı bildiri- len davahya çıkanlan teblıgatın bıla teblığ ıade edildiğı, yapılan zabıta araştırmasına rağmen de adresı tespit edi- lemeyen da\alı Hamza Düzen aleyhıne davacı Seviye Dü- zen tarafından şıddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası ve Serhat ile Samet'in velayetlerinin taraflanna \e- nlmesi hususunda dava açılmış olduğundan. duruşmanın bırakıldığı 23.6.1997 günü saat 10.15'te duruşmayı bız- zat kendisinın takıp etmesı veya bir vekil ıle temsil ettir- mesı, aksi takdirde duruşmanın gıyabında devam edece- ğıni bidirir. HUMK'nııı 509-5lOdeğışık 213 maddesi gereğince meşruhatiı davetıye yenne kaim olmak üzere ılanen teblığ olunur. 20.3.1997 Basın: 13657
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle