Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 Nİ3AN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
KOBI kredileri
kullınılamıyor
• KİLİS (Cumhuriyet) -
Kilıs Ticaret ve Sanayı
Odası Başkanı Mehmet
Özçilcglu. KOBİ ıçın
kullaniınlması
öngörilen kredılere,
yüzde 40 özsermaye
koşulı. ve aşın bürokrasi
yüzünden ılginın az
olduğunu bıldirdi.
Özçıkğlu, KOBt
kredilerinın orta ve
büyûk işletmelere
kullandınldığını
belirterek. "Orneğin 15
milyaı lira kredi
kullanmak isteven bir
işletmeci en az 6 mılyar
lira özsermayeye sahip
olmalı. Bu anlayış küçûk
esnafa uymuyor. Bu
nedenle de bu tür
kredilere ılgi az" dedi
Emlak
Bankası'ndan
10binkonut
• İSTANBUL(AA)-
EmlaK Bankası ınşa
ettırdiğı modern şehir
projelerinde yer alan
konutlara olan büyük ilgi
nedenıyle, bu yıl içın 6
bın olarak belırlediğı
konut satış hedefini 10
bıne çıkardı.
Emlak Bankası'ndan
alınan bilgiye göre,
geçen yılın ocak-mart
döneminde 2 trilyon 208
milyar lira değennde 582
adet konut ve dükkân
satışı yapılırken, bu yıl
aynı dönemde 29 tnlyon
400 milyar lira bedel ile
3 bin 471 adet konut ve
dükkân satıldı.
Halka açılma
beneketi
• ANKARA(ANKA)-
Son dört yılda 97 şırketin
halka açılma yoluyla
toplam 930 milyon dolar,
yaklaşık 124 trilyon lira
kaynak topladığı
belirlendi. Halka açık
şirketlerin toplam sayısı
ise 800 'ün üzennde
buJunuyor. Bunlann 200
dolayındakı bölümünün
hisseleri borsada işlem
görüyor. Halka arz
şirketlere ucuz maliyetlı
fon sağlayarak yeni
yatttrmlaTa gidebilme
olanağı sag^ıyor. Aynca
halka açılmanın yararlan
arasında vergi avantajı,
hısse senetlennin likidite
kazanması, hısse
senetlennin teminat
olarak kullanılması yer
alıyor.
Çin ekonomisi
ABD'yi geçecek
CANBERRA(AA) -
Çin ekonomisinın2020
yılına kadar ABD
ekonomisini, hem toplam
mal ve hizmet ürerimi,
hem de toplam
satınalma gûcü
bakımından geçeceği
hesaplandı. Avustralya
diplomatik servisınin
"'Çin Pazan Kucaklıyor,
Başanlar, Engeller ve
Fırsatlar" adlı raporuna
göre, ABD ekonomısınin
15-20 yılda ortalama
yüzde 3, Çin
ekonomısimn de yılda
ortalama yüzde 7
büyümeye devamı
halinde. Çin'in toplam içi
satınalma gücü, 2020
yılında ABD'ninkini
aşacak. Ancak bu Çin
halkınm ABD'lilerden
daha zengın olacağı
Orman arazflerinin konut alanı haline dönüştürülmesiyle Istanbul'daki ormanhk alanlann oranı yüzde 40'a kadar düştü.
Ormanlar 'mafya'ya satdık
Konut alanma dönüştürülen araziler, mafyaya trilyonluk rant sağlıyor
MUTLU GÜNEŞ SÖNMEZ
tstanbul'un özellikle Anado-
lu yakasında yoğunlaşan orman
arazisi vurgununun ürkütücü bo-
yutlara vardığını belırten Orman
Mühendisleri Odası Genel Baş-
kanı Salih Sönmezışık, 'Konut
için arsa yaratmayı amaçlayan
yasal düzenlemelerie. daha düne
kadar orman olan yerier. bu va-
sıftan çıkarüarak işgakilere saü-
uyor" diye konuştu.
Istanbul'un doğal ormanhk
alanlannın işgalcısıne satılması-
na olanak tanıyan ve orman köy-
lüsünü arazi sahibi yapma kısve-
si altında yoğunlaşan yasalar çer-
çevesinde binlerce hektarhk or-
manlık alan parasal kaygılara
kurban ediliyor.
Istanbul'daki ormanlık alanla-
nn orarunın yüzde 40'a kadar
düştüğünü belırten yetkililer, bu
oranın daha da düşeceğini söylü-
yorlar. Orman arazilerinin bu ni-
telikten çıkanlarak konut alanı
haline dönüştüriildüğünü belir-
ten yetkililer, bu şekilde oluşan
yeni yerleşim birimlerinde bele-
dıyelerin kurulmasıyla birlikte
orman yağmasının hızlandığını
vurguluyorlar.
lstanbul 'daki boş alanlarla ilgı-
li çalışmalar yürüten Harita Mü-
hendisleri Odası lstanbul Şubesi
Eski Başkanı Ata Soycan, "Istan-
bulormanlan tam anlamıyla pa-
ra basnor. Rantın bu kadar yûk-
seldiği bir başka alan yok" diye-
rek bu alandaki rantın tnlyonlar-
la ıfade edilebileceğını söyledi.
Türk halkının korkunç bir mül-
kiyet hastalığına yakalandığını
söyleyen Soycan, kentin mücavir
bölgelenndeki ormanlann kent-
sel arsa mafyası tarafından yağ-
malandığını anlattı. Soycan,
özellikle Anadolu yakasındaki
orman arazilerinin, kent dışında
yaşamak ısteyenlere pazarlandı-
ğını anımsatarak Elmalı ve
Omerli çevresindeki ormanlara
mayfanın göz koyduğunu kay-
detti
Yağmalanan bölgeler
Istanbul'un en çok yağmala-
nan ve değer kazanan bölgeleri
arasında Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü'nün çevre bağlantılan-
nın geçtiği güzergâh göstenliyor.
Bu alanlann da birkaç yıl önce-
sine kadar ormanhk olduğunu
AB'nin Güney Kıbrıs'a istemeden tam üyelik tavizi verdiği belirtiliyor
'Avrupa 'dan GümrükBiriiğiödünü
Ekonomi Servisi - Avrupa Bırlığı'nin,
Türkıye'yle gümrûk birliğinı gerçekleş-
tırebılmek ıçin Güney Kıbns Rum Yöne-
timı'nin AB'ye tam üyelığiru gündeme
getırdiği biçimındekı savlar, Avrupalı
profesörler tarafindan da dogrulandı. Al-
man profesör Jorg Monar, AB'nin. Tür-
kıye'nm gümrük birliğı ıçın Güney Kıb-
ns'a tam üyelik tavizi verdiğini söyledi.
Le4cester Cnıversitesi Avrupa Siyase-
tı ve Kurumlan Merkezi Müdürü Prof.
Dr. Jorg Monar, Türkıye'nin Avrupa'yla
gümrük bırliğıne girebılmesi için Ati-
na'nın onayının alınması gerektığim be-
lirterek "AB Bakanlar Konseyi'nin Tür-
kiye Qe gümrük biriiği konusunu karara
bağlayabilmesi için Atina'nın itimzlannı
kaktırması gerekiyordu. 'Kıbns'ın üye-
lığı konusu görüşülebilir' deroekle Ati-
na' nın on*ı abndLAshndaABüyesidev-
lerJer gerçekten Kıbns'ın üyetiğini iste-
diklerinden değil Türkiye ik Uişkueri
gümrük biriiği aşamasına sokabilmek
için böyle biraçıklama yapûlar. Daha son-
ra da Atina, Kıbns'm tam üyeliği için bas-
tırmaya devam etti" dedi.
Kıbns'ın Avrupa Birliğı'ne iki ayn
devlet olarak kabul edüme seçeneğinin
reddedilmesınin nedenini "Yunanistan
vetosu ve karar mekanizmalanndaki oy
ağıriığı sorunu'*na bağlayan Prof. Jorg
Monar, Avrupa Bırlıgı'nın adada "fede-
ral çözüm" ıstedığinı belirttı. Prof. Mo-
nar. AB'nın "Kıbns'ta önce bir federal
sistem kurun. sonra federasyon için ge-
rekli koşullan oluştunüun" tavnnın yan-
lış olduğunu belirterek "Kıbns'ta fede-
rasyon için gerekli koşullarotusmamıştır.
Federal yapıyı kabul etmeden önce kar-
şıhklıgüvenvt işbiriiğiruhuolmasıgerek-
Bdir. Kıbns'ta her iki taraâa da birbirine
güven duyduğunu öne sürmek mümkün
degildir. Bu nedenle en gerçekçi çözüm,
konfederasyondur. Konfederasyon için-
de karsılıklı güven saglanmay a çahşılır\e
ondan sonra federal yapıya geçilirse da-
ha sağlam bir zemin olusur. Siyasi teori.
konfederasyonda taraflann kendi ege-
menliklerinikorumalannı da zorunlugö-
rür. Konfederasyonda Kıbns Türkleri.
Rumlann sorun çıkarmalan halinde ay-
nlmahakkınıdaellerindetutarlar'* diye
konuştu.
Prof. Monar, AB'ye aday devletler
içinde stratejik ve jeopolitik önemi en
büyük ülke olan Türkıye'ye tam üyelik
ıçın tarih verilmesi gerektiğıni söyledi.
Monar aynca son dönemlerde Türki-
ye'nin AB üyeliğiyle ilgıli olumsuz de-
meçlenn Brüksel' in resmi görüşü olarak
algılanmaması gerektiğinı de behrtti.
Liverpool Üniversitesi Avrupa Huku-
ku Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Nanette
Neuwahl da Türklenn dışanda bırakıla-
rak sadece Kıbns Rumlannın AB'ye
alınmasının "AB politikalannni fetaketi"
olacağını kaydederek Kıbns'ta konfede-
rasyon çözümü önerdi. Prof. Neuwahl,
gümrük birliğı konusunda ise şu değer-
lendırmeyi yaptı.
"Ortak rekabet potitikası, ortak sınai
ve fıkri mülkiyet vtrgi gibi birçok alan-
da uyum sağlanmaktadır. Mali işbîrtiğj-
nin gerçekleşmemesi AB'nin aleyhinedir.
AB arük Türkiye'ye gereken önemi ver-
mek durumundadır.''
Avrupalı hukukçular Kıbns'ta konfederasyon öneriyor.
anımsatan Soycan, Boğaz'ın iki
yanında yer alan Beykoz, San-
yer, Kavacık, Zekeriyaköy, De-
mirciköy, Uskumruköy ve Ça-
vuşbaşı ile birlikte Kilyos'un en
güzel ormanhk bölgelerinin ka-
panın elinde kaldığını söyledi.
tstanbul'un özellikle Anado-
lu yakasında yoğunlaşan orman
arazisi vurgununun ürkütücü bo-
yatlara vardığını belirten Orman
Mühendisleri Odası Genel Baş-
kanı Salih Sonmeaşık, "Kentsel
arazi için ormanlar yok ediliyor.
Konut için arsa yaratmayı amaç-
layan yasal düzenlemelerie daha
düne kadar orman olan
yerier, bu vasıftan çıkan-
larak işgalcilere saülıyor"
diye konuştu.
Orman arazisi üzerin-
de kurulan yerier arasın-
da en ünlüsü Sultanbeyli
olarak gösteriliyor. Bu il-
çedeki yerleşimin yakla-
şık 15 bin hektarhk or-
man alarıırunyok edilme-
siyleoluşan arazi üzenn-
de şekillendiğını belırten
yetkililer, buradakı or-
man arazisi içinde yapı-
lan kaçak apartmanlarda
her bir dairenin 3-4 mil-
yar, villa tipi evlerinse
10-15 milyar lira fiyatla
satılabildığini belirtiyor-
lar. Orman Mühendisleri
Odası, Koç, Sabancı,
Işık, Galatasaray ve Batı
gibi vakıf üniversiteleri-
ne devlet tarafından pa-
rasız devTedilen ve top-
lam 13 milyon 350 bin
metrekareye ulaşan or-
manlık alanlann çevTe-
sinde,yakın bırgelecek-
te konut yapırruna da baş-
lanarak yeni rant kapıla-
nnın açılacağı uyansında
bulunuyor.
Turyap Emlak Bilgi
Bankası yetkililen de Is-
tanbul'un en çok değerle-
necek bölgeleri arasında
Boğaz'ın iki yakasında y-
er alan ve daha önce or-
manlık arazi içinde kalan
Sanyer ve Kavacık gibi
bölgeleri göstererek söz
konusu yerlerde daire
fıyatlannın 6 milyardan
başladığına dikkat
çekiyoriar.
İŞÇİNİN EVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
Mızmızlanma
Herkes bir şeylere takar ya, ben de son günlerde
"şeriatdarbe kıskacından", "MGK'li demokrasiden "
yakınanlara takmış bulunuyorum. Saptamalannda
haksız olduklan için değil tabii ki. Yakınmalann üs-
lubundan, bu tabloyu değiştirmeye yönelik bir ça-
ba, karşı duruştan çok, kadercilik, boyun eğme, ka-
bullenme, ayıbinı örtmek üzere de mızmızlanma ha-
vası aldığım için.
REFAHYOL'un lider ikilisi, partilerinin içi, parla-
mento içi ve dışı muhalefeti, kimilerine küçümseme,
kimilerine saldın, kimilerine de satın almataktikleri-
ni bir bir uygulayarak püskürtme oyunlannı sürdü-
rüyorlar.
Çiller ve Erbakan ikilisinin gözü kara gidişlerin-
de, ne pahasına olursa olsun iktidar hırsı, tutkusu
mu, işledikleri günahlann hesap vereceklerı suçla-
nn büyüklüğünün korkusu, paniği mi egemen bilin-
mez. Ancak bütün kadrolan ile birlikte son yaptıkla-
n her harekette sağduyunun izinin kalmadığı, poli-
tikalannın tahrik ve çelişkileri arttırmak taktiği üze-
nnde yürütiildüğü bir gerçek.
REFAHYOL iktidannın hukuk devleti, demokrasi,
rejim, hak, hukuk çizgisi içine sokulması umudu ve
niyeti yok.
Belli ki iktidarlannı uzatmak ve iktidar nımetlerin-
den yararlanmak üzere ellerinden geleni ardlanna
koymayacaklar. Biryandan da kaçınılmaz gidişleri-
nin parti içi demokrasi, pariamento içinde çözüm-
le, pariamento dışmdaki demokratik güçlerin ağıriı-
ğı ile demokratik yoldan olmaması için her şeyi ya-
pacaklar.
özellikle Refah cephesinde Erbakan'ın lidertiğıni
yaptığı kadrolar, demokratik yoldan gklişin, şenat ik-
tidan umudu, ideolojilerinin çöküşü olarak algılıyor
olmalılar ki muhalefette düşünmedikleri tahrikçiliği,
askerlerin üzerine gıderek yürütüyorlar.
Hal ve gidiş böyle olunca da, REFAHYOL iktida-
nnın gidişine, uygulamalanna, demokrasi içinde,
caydıncı güç oluşturmada üzerine düşenlen yapma-
yanlann "MGK'li demokrasiden" yakınmalan bana
pek içtenlikli, dürüst, en azından sorumlu davranış
gibi gelmiyor.
Kurban Bayramı ile gelen uzun tatilin bir soluk al-
ma, sağduyulu düşünme aracı olabileceği umul-
muştu. Besbelli tahrik etmeye yönelik yaratılan gö-
rüntülerle, beceriksizlik, aymazlıktan gelen olum-
suzluklar çakışınca, bayram ipleri koparmak üzere
geren bir araç haline geldı.
Sızı bilmem ama, bu Kurban Bayramı'nın belleği-
me kazınan görüntülerinde sadece kan, vahşet, il-
kellik, çirkinlik, isyan ettiren haksızlıklar, tahrikler var.
Can derdine düşmüş dananın panzerle yakalanı-
şı, direnen devenin ayakta öldürülüşü, her adım ba-
şında kesılen bir hayvanın başında toplanmış insan-
lar ve etlerini paylaşmak üzere aç kurtlar gibi dik.il-
mış gözler, her tarafta kan ve vahşet... Ahlak dinin-
de, Müslümanın kurban kesmesi ile amaçlanan bu
olabilır mi?
Hacdan gelen ve özellikle Refahlı milletvekilleri-
nin kendilerince meydan okuma adına yarattıklan
görüntüleri içinize sindirebilir misinız? Sırtlanndan
büyük paralar kazanıldığı halde önlem alınmayarak,
kaçıncı kez yüzlerle kutsal ibadete gitmiş Müslüma-
nın katledilmesine, cinayet ışlenmesine yol açan
şeyhlerin şeriat iktidannın ilkelliği ile milletvekilleri-
mizin yarattıklan görüntüler yanşıyor. Uygariığı mil-
letvekilliğini borçlu olduklan cumhuriyet ve demok-
rasiyi değil, şeyhlerin şeriat iktidariannın ilkelliğini
kendilerine model alan milletvekillerimizi, siz vekili-
niz olarak içinize sindirebiliyor musunuz?
Kıllı göğüslerini, göbeklerini kameralardan kaçır-
mak üzere özen göstermemeleri, çiğköfte partileri,
tükürükle sinek kovalama, elleri ile ayak parmakla-
nnı kaşıma, sadece ilkel kültürün yansımalan, ınsa-
nı rahatsız eden görüntüler sayılabilir. Ama zıkir ayin-
leri, Arap giysileri ile televizyon kameralanna görün-
mek üzere yanşmalan çok bilinçli bir tahrik ve mey-
dan okuma.
Bayramdan beynime kazınan çirkin görüntülere,
bankaönlerindekiemeklilerin, kente, ancak bayram
günlerinde ücretsiz otobüslerie inebılen varoşlarda-
ki çoğunluğun çaresizliği ile Erbakan ve Çiller'in bay-
ram şovlan arasındakı çelişkıler ekleniyor.
"REFAHYOL iktidannın iktidarda kaldığı her gü-
nü, Türkiye'nin çağdışı, demokrasi dışı bir düzene
çekilmesinin önemli araç/anndan biri olarak gör-
me" olarak özetlenebilecek yargım kafamda gide-
rek büyüyen bir saplantı haline geliyor.
Işte bu noktada da askeri darbeye zoriayan Erba-
kan-Çiller ikilisi ve takımlannın tahrikçiliği yanında,
onlann yaptıklannı onaylamıyor görünüp üzerine dü-
şenlen yapmayanlara daha çok kızıyorum. Bu ikti-
dara ve yaptıklanna demokrasi içinde çözüm üre-
temeyen, seçenek yaratmayan siyasiler, pariamen-
to, pariamento dışmdaki muhalefet, sendikalar,
demokrasi güçleri, herkes, dolaylı da olsa darbeler
için ortam yaratmadan sorumlu değil miyiz?
ÇİFTÇİNtN DOSTU / SADULLAH vsma
Erbakan da Çiftçiyi Dışladı
Türkiye ne günlere kaldı? Aklı-
mıza gelmeyenler başımıza geldi.
Devletten haberi olmayanlarbaş-
bakan ve bakan oldu. Alavere-
dalavere, yalan-dolan Türkiye'nin
gündemine yerteşti. Insanlanmız
çile dolduruyor. 30 milyona yakın
çiftçimiz perişan. Milyonlarca
memur ve emekli geçim sıkıntısı
içinde. Emekliler maaş kuyrukla-
nnda ölüyor, sağ kalanlar para-
sızlıktan kıvranıyor!..
Banka kapılannda çile doldu-
ran, üç kuruş maaş farkını alabil-
mek için geceyansı kuyruklara gi-
ren hasta, yaşlı, sakat emeklilerin
çektiği çileyı görenlerin içi sızlı-
yor. Bunlar bizim insanlarımız.
Türkiye'ye bir ömür boyu hizmet
vermişler. Saygı ve sevgi görme-
lerinı gerektiren bir dönemde rti-
lip kakılmaları utanç verici...
Milyonlarca çiftçi bayrama beş
parasız girdi. Trilyonlarca lira ala-
cağı için aylardan beri banka ka-
pılannı aşındıran tütün, pancarve
süt üreticilerinin çoğu evine eli
boş döndü. Türkıye'yi böylesine
bir facia ortamına sürükleyenler
güleç yüzlerle Suudi Arabistan
yollanna düştüler... Hele Tansu
Çiller'in vurdumduymazlığı... Mil-
yonlarca çiftçi ve emeklinin tep-
kisi karşısında sadece "Bankala-
ra talimat verdik. Bayramda da
ödemeler devam edecek" de-
mekle yetindi... Cumhuriyet ku-
rulduğu günden bu yana ilk defa
yaşanan böyle bir facia karşısın-
da milletinden bırtek kelime ile bi-
leözürdilemedi... Kuşadası'nda-
ki çrftliğine çekiliverdi...
Koca devlet, 17 yıldan beri her
ay başında banka kuyruklannda
çekilen çileye son veremedi. Her
aybaşında bir veya iki emekliyi
kaybediyoruz. Bunlan bile bile,
hükümetin maaş farklannın za-
manında ve rahat ödenebilmesi
için önlem alamaması hayret ve-
ricidir. Mesele ödeme emrini ver-
mek değil, ödenmesini temin et-
mektir...
Erbakan ve Çiller istifa
etmelidir
Çiftçiler de memurlar da emek-
liler de perişan oldular. Buna ne-
den olan insanlann hükümet et-
meye haklan yoktur... Erbakan
da Tansu Çiller de en kısa zaman-
da, hatta Meclis'in çalışmaya
başlayacağı ilk hafta içinde istifa
etmelidir!...
Son yurt gezimde yüzlerce,
binlerce çiftçinin sorunlannı din-
ledim. Vatandaş REFAHYOL'dan
artıktamamen umudunu kesmiş.
Erbakan ve Çiller'i istemedikleri-
ni, kasaba ve köy kahvelerinden
yüksek sesle haykıranlann sayısı
her geçen gün biraz daha artı-
yor!.. Hele Erbakan ve Çiller'in hâ-
lâ televizyon ekranlanndan yeni
yeni vaatlerde bulunması insan-
lanmızı çılgına çeviriyor!...
Örneğin Başbakan Erbakan ve
Tansu Çiller'in, "Ödemelerin ta-
mamını bayrama kadar bitirdik"
demelerine rağmen milyonlarca
çiftçinin hâlâ devletten trilyonlar-
ca lira alacağı var... Ya Erbakan ve
Çiller'in soyledikleri gerçek dışı
ya da devlet kademelerındeki
yetkililer kendilerine doğru bilgi
vermiyori..
Fındık paralarının ödenmesi
aylarca sürdü. Çay üreticileri yaş
çay bedellerini ancak dört veya
beş ay sonra alabildi. Pamuk, ay-
çiçeği, zeytinyağı gibi ürünlerin
paralannı alana kadar üreticilerin
göbeği çatladı. Tekel ürün bedel-
lerini ödedi, amatüccann üreticı-
ye olan 30 trilyon liraya yakın bor-
cuhâlâduruyor!...
Ya süt ve gübre destekleri...
1996 yılının kasım ayından bu ya-
na litre başına verilmesi gereken
3 bin lira devlet desteğinden bu-
güne kadar bir tek kuruş ödeme
yapılmadı. Gübrede ise en çok
1996 yılının ekım-kasım aylannda
tariaya atlan gübrelerin destekle-
ri verildi. O tarihten sonra gene
üreticiler uyutuldu...
Devletin tüm üreticilere süt
desteğinden kaynaklanan borcu-
nu tam olarak tespit etmeye im-
kân yok, ama tahminı yapılan he-
saplara göre belki 30 trilyon, bel-
ki de 40 trilyon lira... Ancak bili-
nen bir şey varsa o da 10 sağmal
ineği olan bir üreticınin devletten
alacağı, 100 milyon liraya yakın.
Milyonlarca süt üreticisinin oldu-
ğu düşünülurse devletin borcu-
nun ne kadar yüksek olduğu or-
tayaçıkar...
SÜRECEK
ralarımız Tükeniyor
yıl kırsal kesimden kentlere göç eden insan sayısı 1 milyon 200 bin
Keşke
insanları doğduklan yerlerde
mutlu edebilsek
Gerekli besiai olamayan hayvanlar insanlaro da ihtiyoçları OIOR ürünâ ve geliri veremiyor.
Meralarımızdaki aşırı ve dvzensiz otlatma baskısını azaltmak için hayvoncıiıkla ığraşan
köylüye olternatif geçim kaynaklorı da snnomıyoruz. Doğduklan yerde geçim kaynaklarını
yitiren insanlarımız kentlere göç ediyor.
fazla keşke dememek için biraz ilgi biraz bilgi
TEMA