25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 Nİ3AN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI KOBI kredileri kullınılamıyor • KİLİS (Cumhuriyet) - Kilıs Ticaret ve Sanayı Odası Başkanı Mehmet Özçilcglu. KOBİ ıçın kullaniınlması öngörilen kredılere, yüzde 40 özsermaye koşulı. ve aşın bürokrasi yüzünden ılginın az olduğunu bıldirdi. Özçıkğlu, KOBt kredilerinın orta ve büyûk işletmelere kullandınldığını belirterek. "Orneğin 15 milyaı lira kredi kullanmak isteven bir işletmeci en az 6 mılyar lira özsermayeye sahip olmalı. Bu anlayış küçûk esnafa uymuyor. Bu nedenle de bu tür kredilere ılgi az" dedi Emlak Bankası'ndan 10binkonut • İSTANBUL(AA)- EmlaK Bankası ınşa ettırdiğı modern şehir projelerinde yer alan konutlara olan büyük ilgi nedenıyle, bu yıl içın 6 bın olarak belırlediğı konut satış hedefini 10 bıne çıkardı. Emlak Bankası'ndan alınan bilgiye göre, geçen yılın ocak-mart döneminde 2 trilyon 208 milyar lira değennde 582 adet konut ve dükkân satışı yapılırken, bu yıl aynı dönemde 29 tnlyon 400 milyar lira bedel ile 3 bin 471 adet konut ve dükkân satıldı. Halka açılma beneketi • ANKARA(ANKA)- Son dört yılda 97 şırketin halka açılma yoluyla toplam 930 milyon dolar, yaklaşık 124 trilyon lira kaynak topladığı belirlendi. Halka açık şirketlerin toplam sayısı ise 800 'ün üzennde buJunuyor. Bunlann 200 dolayındakı bölümünün hisseleri borsada işlem görüyor. Halka arz şirketlere ucuz maliyetlı fon sağlayarak yeni yatttrmlaTa gidebilme olanağı sag^ıyor. Aynca halka açılmanın yararlan arasında vergi avantajı, hısse senetlennin likidite kazanması, hısse senetlennin teminat olarak kullanılması yer alıyor. Çin ekonomisi ABD'yi geçecek CANBERRA(AA) - Çin ekonomisinın2020 yılına kadar ABD ekonomisini, hem toplam mal ve hizmet ürerimi, hem de toplam satınalma gûcü bakımından geçeceği hesaplandı. Avustralya diplomatik servisınin "'Çin Pazan Kucaklıyor, Başanlar, Engeller ve Fırsatlar" adlı raporuna göre, ABD ekonomısınin 15-20 yılda ortalama yüzde 3, Çin ekonomısimn de yılda ortalama yüzde 7 büyümeye devamı halinde. Çin'in toplam içi satınalma gücü, 2020 yılında ABD'ninkini aşacak. Ancak bu Çin halkınm ABD'lilerden daha zengın olacağı Orman arazflerinin konut alanı haline dönüştürülmesiyle Istanbul'daki ormanhk alanlann oranı yüzde 40'a kadar düştü. Ormanlar 'mafya'ya satdık Konut alanma dönüştürülen araziler, mafyaya trilyonluk rant sağlıyor MUTLU GÜNEŞ SÖNMEZ tstanbul'un özellikle Anado- lu yakasında yoğunlaşan orman arazisi vurgununun ürkütücü bo- yutlara vardığını belırten Orman Mühendisleri Odası Genel Baş- kanı Salih Sönmezışık, 'Konut için arsa yaratmayı amaçlayan yasal düzenlemelerie. daha düne kadar orman olan yerier. bu va- sıftan çıkarüarak işgakilere saü- uyor" diye konuştu. Istanbul'un doğal ormanhk alanlannın işgalcısıne satılması- na olanak tanıyan ve orman köy- lüsünü arazi sahibi yapma kısve- si altında yoğunlaşan yasalar çer- çevesinde binlerce hektarhk or- manlık alan parasal kaygılara kurban ediliyor. Istanbul'daki ormanlık alanla- nn orarunın yüzde 40'a kadar düştüğünü belırten yetkililer, bu oranın daha da düşeceğini söylü- yorlar. Orman arazilerinin bu ni- telikten çıkanlarak konut alanı haline dönüştüriildüğünü belir- ten yetkililer, bu şekilde oluşan yeni yerleşim birimlerinde bele- dıyelerin kurulmasıyla birlikte orman yağmasının hızlandığını vurguluyorlar. lstanbul 'daki boş alanlarla ilgı- li çalışmalar yürüten Harita Mü- hendisleri Odası lstanbul Şubesi Eski Başkanı Ata Soycan, "Istan- bulormanlan tam anlamıyla pa- ra basnor. Rantın bu kadar yûk- seldiği bir başka alan yok" diye- rek bu alandaki rantın tnlyonlar- la ıfade edilebileceğını söyledi. Türk halkının korkunç bir mül- kiyet hastalığına yakalandığını söyleyen Soycan, kentin mücavir bölgelenndeki ormanlann kent- sel arsa mafyası tarafından yağ- malandığını anlattı. Soycan, özellikle Anadolu yakasındaki orman arazilerinin, kent dışında yaşamak ısteyenlere pazarlandı- ğını anımsatarak Elmalı ve Omerli çevresindeki ormanlara mayfanın göz koyduğunu kay- detti Yağmalanan bölgeler Istanbul'un en çok yağmala- nan ve değer kazanan bölgeleri arasında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün çevre bağlantılan- nın geçtiği güzergâh göstenliyor. Bu alanlann da birkaç yıl önce- sine kadar ormanhk olduğunu AB'nin Güney Kıbrıs'a istemeden tam üyelik tavizi verdiği belirtiliyor 'Avrupa 'dan GümrükBiriiğiödünü Ekonomi Servisi - Avrupa Bırlığı'nin, Türkıye'yle gümrûk birliğinı gerçekleş- tırebılmek ıçin Güney Kıbns Rum Yöne- timı'nin AB'ye tam üyelığiru gündeme getırdiği biçimındekı savlar, Avrupalı profesörler tarafindan da dogrulandı. Al- man profesör Jorg Monar, AB'nin. Tür- kıye'nm gümrük birliğı ıçın Güney Kıb- ns'a tam üyelik tavizi verdiğini söyledi. Le4cester Cnıversitesi Avrupa Siyase- tı ve Kurumlan Merkezi Müdürü Prof. Dr. Jorg Monar, Türkıye'nin Avrupa'yla gümrük bırliğıne girebılmesi için Ati- na'nın onayının alınması gerektığim be- lirterek "AB Bakanlar Konseyi'nin Tür- kiye Qe gümrük biriiği konusunu karara bağlayabilmesi için Atina'nın itimzlannı kaktırması gerekiyordu. 'Kıbns'ın üye- lığı konusu görüşülebilir' deroekle Ati- na' nın on*ı abndLAshndaABüyesidev- lerJer gerçekten Kıbns'ın üyetiğini iste- diklerinden değil Türkiye ik Uişkueri gümrük biriiği aşamasına sokabilmek için böyle biraçıklama yapûlar. Daha son- ra da Atina, Kıbns'm tam üyeliği için bas- tırmaya devam etti" dedi. Kıbns'ın Avrupa Birliğı'ne iki ayn devlet olarak kabul edüme seçeneğinin reddedilmesınin nedenini "Yunanistan vetosu ve karar mekanizmalanndaki oy ağıriığı sorunu'*na bağlayan Prof. Jorg Monar, Avrupa Bırlıgı'nın adada "fede- ral çözüm" ıstedığinı belirttı. Prof. Mo- nar. AB'nın "Kıbns'ta önce bir federal sistem kurun. sonra federasyon için ge- rekli koşullan oluştunüun" tavnnın yan- lış olduğunu belirterek "Kıbns'ta fede- rasyon için gerekli koşullarotusmamıştır. Federal yapıyı kabul etmeden önce kar- şıhklıgüvenvt işbiriiğiruhuolmasıgerek- Bdir. Kıbns'ta her iki taraâa da birbirine güven duyduğunu öne sürmek mümkün degildir. Bu nedenle en gerçekçi çözüm, konfederasyondur. Konfederasyon için- de karsılıklı güven saglanmay a çahşılır\e ondan sonra federal yapıya geçilirse da- ha sağlam bir zemin olusur. Siyasi teori. konfederasyonda taraflann kendi ege- menliklerinikorumalannı da zorunlugö- rür. Konfederasyonda Kıbns Türkleri. Rumlann sorun çıkarmalan halinde ay- nlmahakkınıdaellerindetutarlar'* diye konuştu. Prof. Monar, AB'ye aday devletler içinde stratejik ve jeopolitik önemi en büyük ülke olan Türkıye'ye tam üyelik ıçın tarih verilmesi gerektiğıni söyledi. Monar aynca son dönemlerde Türki- ye'nin AB üyeliğiyle ilgıli olumsuz de- meçlenn Brüksel' in resmi görüşü olarak algılanmaması gerektiğinı de behrtti. Liverpool Üniversitesi Avrupa Huku- ku Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Nanette Neuwahl da Türklenn dışanda bırakıla- rak sadece Kıbns Rumlannın AB'ye alınmasının "AB politikalannni fetaketi" olacağını kaydederek Kıbns'ta konfede- rasyon çözümü önerdi. Prof. Neuwahl, gümrük birliğı konusunda ise şu değer- lendırmeyi yaptı. "Ortak rekabet potitikası, ortak sınai ve fıkri mülkiyet vtrgi gibi birçok alan- da uyum sağlanmaktadır. Mali işbîrtiğj- nin gerçekleşmemesi AB'nin aleyhinedir. AB arük Türkiye'ye gereken önemi ver- mek durumundadır.'' Avrupalı hukukçular Kıbns'ta konfederasyon öneriyor. anımsatan Soycan, Boğaz'ın iki yanında yer alan Beykoz, San- yer, Kavacık, Zekeriyaköy, De- mirciköy, Uskumruköy ve Ça- vuşbaşı ile birlikte Kilyos'un en güzel ormanhk bölgelerinin ka- panın elinde kaldığını söyledi. tstanbul'un özellikle Anado- lu yakasında yoğunlaşan orman arazisi vurgununun ürkütücü bo- yatlara vardığını belirten Orman Mühendisleri Odası Genel Baş- kanı Salih Sonmeaşık, "Kentsel arazi için ormanlar yok ediliyor. Konut için arsa yaratmayı amaç- layan yasal düzenlemelerie daha düne kadar orman olan yerier, bu vasıftan çıkan- larak işgalcilere saülıyor" diye konuştu. Orman arazisi üzerin- de kurulan yerier arasın- da en ünlüsü Sultanbeyli olarak gösteriliyor. Bu il- çedeki yerleşimin yakla- şık 15 bin hektarhk or- man alarıırunyok edilme- siyleoluşan arazi üzenn- de şekillendiğını belırten yetkililer, buradakı or- man arazisi içinde yapı- lan kaçak apartmanlarda her bir dairenin 3-4 mil- yar, villa tipi evlerinse 10-15 milyar lira fiyatla satılabildığini belirtiyor- lar. Orman Mühendisleri Odası, Koç, Sabancı, Işık, Galatasaray ve Batı gibi vakıf üniversiteleri- ne devlet tarafından pa- rasız devTedilen ve top- lam 13 milyon 350 bin metrekareye ulaşan or- manlık alanlann çevTe- sinde,yakın bırgelecek- te konut yapırruna da baş- lanarak yeni rant kapıla- nnın açılacağı uyansında bulunuyor. Turyap Emlak Bilgi Bankası yetkililen de Is- tanbul'un en çok değerle- necek bölgeleri arasında Boğaz'ın iki yakasında y- er alan ve daha önce or- manlık arazi içinde kalan Sanyer ve Kavacık gibi bölgeleri göstererek söz konusu yerlerde daire fıyatlannın 6 milyardan başladığına dikkat çekiyoriar. İŞÇİNİN EVREMNDEN ŞÜKRAN SONER Mızmızlanma Herkes bir şeylere takar ya, ben de son günlerde "şeriatdarbe kıskacından", "MGK'li demokrasiden " yakınanlara takmış bulunuyorum. Saptamalannda haksız olduklan için değil tabii ki. Yakınmalann üs- lubundan, bu tabloyu değiştirmeye yönelik bir ça- ba, karşı duruştan çok, kadercilik, boyun eğme, ka- bullenme, ayıbinı örtmek üzere de mızmızlanma ha- vası aldığım için. REFAHYOL'un lider ikilisi, partilerinin içi, parla- mento içi ve dışı muhalefeti, kimilerine küçümseme, kimilerine saldın, kimilerine de satın almataktikleri- ni bir bir uygulayarak püskürtme oyunlannı sürdü- rüyorlar. Çiller ve Erbakan ikilisinin gözü kara gidişlerin- de, ne pahasına olursa olsun iktidar hırsı, tutkusu mu, işledikleri günahlann hesap vereceklerı suçla- nn büyüklüğünün korkusu, paniği mi egemen bilin- mez. Ancak bütün kadrolan ile birlikte son yaptıkla- n her harekette sağduyunun izinin kalmadığı, poli- tikalannın tahrik ve çelişkileri arttırmak taktiği üze- nnde yürütiildüğü bir gerçek. REFAHYOL iktidannın hukuk devleti, demokrasi, rejim, hak, hukuk çizgisi içine sokulması umudu ve niyeti yok. Belli ki iktidarlannı uzatmak ve iktidar nımetlerin- den yararlanmak üzere ellerinden geleni ardlanna koymayacaklar. Biryandan da kaçınılmaz gidişleri- nin parti içi demokrasi, pariamento içinde çözüm- le, pariamento dışmdaki demokratik güçlerin ağıriı- ğı ile demokratik yoldan olmaması için her şeyi ya- pacaklar. özellikle Refah cephesinde Erbakan'ın lidertiğıni yaptığı kadrolar, demokratik yoldan gklişin, şenat ik- tidan umudu, ideolojilerinin çöküşü olarak algılıyor olmalılar ki muhalefette düşünmedikleri tahrikçiliği, askerlerin üzerine gıderek yürütüyorlar. Hal ve gidiş böyle olunca da, REFAHYOL iktida- nnın gidişine, uygulamalanna, demokrasi içinde, caydıncı güç oluşturmada üzerine düşenlen yapma- yanlann "MGK'li demokrasiden" yakınmalan bana pek içtenlikli, dürüst, en azından sorumlu davranış gibi gelmiyor. Kurban Bayramı ile gelen uzun tatilin bir soluk al- ma, sağduyulu düşünme aracı olabileceği umul- muştu. Besbelli tahrik etmeye yönelik yaratılan gö- rüntülerle, beceriksizlik, aymazlıktan gelen olum- suzluklar çakışınca, bayram ipleri koparmak üzere geren bir araç haline geldı. Sızı bilmem ama, bu Kurban Bayramı'nın belleği- me kazınan görüntülerinde sadece kan, vahşet, il- kellik, çirkinlik, isyan ettiren haksızlıklar, tahrikler var. Can derdine düşmüş dananın panzerle yakalanı- şı, direnen devenin ayakta öldürülüşü, her adım ba- şında kesılen bir hayvanın başında toplanmış insan- lar ve etlerini paylaşmak üzere aç kurtlar gibi dik.il- mış gözler, her tarafta kan ve vahşet... Ahlak dinin- de, Müslümanın kurban kesmesi ile amaçlanan bu olabilır mi? Hacdan gelen ve özellikle Refahlı milletvekilleri- nin kendilerince meydan okuma adına yarattıklan görüntüleri içinize sindirebilir misinız? Sırtlanndan büyük paralar kazanıldığı halde önlem alınmayarak, kaçıncı kez yüzlerle kutsal ibadete gitmiş Müslüma- nın katledilmesine, cinayet ışlenmesine yol açan şeyhlerin şeriat iktidannın ilkelliği ile milletvekilleri- mizin yarattıklan görüntüler yanşıyor. Uygariığı mil- letvekilliğini borçlu olduklan cumhuriyet ve demok- rasiyi değil, şeyhlerin şeriat iktidariannın ilkelliğini kendilerine model alan milletvekillerimizi, siz vekili- niz olarak içinize sindirebiliyor musunuz? Kıllı göğüslerini, göbeklerini kameralardan kaçır- mak üzere özen göstermemeleri, çiğköfte partileri, tükürükle sinek kovalama, elleri ile ayak parmakla- nnı kaşıma, sadece ilkel kültürün yansımalan, ınsa- nı rahatsız eden görüntüler sayılabilir. Ama zıkir ayin- leri, Arap giysileri ile televizyon kameralanna görün- mek üzere yanşmalan çok bilinçli bir tahrik ve mey- dan okuma. Bayramdan beynime kazınan çirkin görüntülere, bankaönlerindekiemeklilerin, kente, ancak bayram günlerinde ücretsiz otobüslerie inebılen varoşlarda- ki çoğunluğun çaresizliği ile Erbakan ve Çiller'in bay- ram şovlan arasındakı çelişkıler ekleniyor. "REFAHYOL iktidannın iktidarda kaldığı her gü- nü, Türkiye'nin çağdışı, demokrasi dışı bir düzene çekilmesinin önemli araç/anndan biri olarak gör- me" olarak özetlenebilecek yargım kafamda gide- rek büyüyen bir saplantı haline geliyor. Işte bu noktada da askeri darbeye zoriayan Erba- kan-Çiller ikilisi ve takımlannın tahrikçiliği yanında, onlann yaptıklannı onaylamıyor görünüp üzerine dü- şenlen yapmayanlara daha çok kızıyorum. Bu ikti- dara ve yaptıklanna demokrasi içinde çözüm üre- temeyen, seçenek yaratmayan siyasiler, pariamen- to, pariamento dışmdaki muhalefet, sendikalar, demokrasi güçleri, herkes, dolaylı da olsa darbeler için ortam yaratmadan sorumlu değil miyiz? ÇİFTÇİNtN DOSTU / SADULLAH vsma Erbakan da Çiftçiyi Dışladı Türkiye ne günlere kaldı? Aklı- mıza gelmeyenler başımıza geldi. Devletten haberi olmayanlarbaş- bakan ve bakan oldu. Alavere- dalavere, yalan-dolan Türkiye'nin gündemine yerteşti. Insanlanmız çile dolduruyor. 30 milyona yakın çiftçimiz perişan. Milyonlarca memur ve emekli geçim sıkıntısı içinde. Emekliler maaş kuyrukla- nnda ölüyor, sağ kalanlar para- sızlıktan kıvranıyor!.. Banka kapılannda çile doldu- ran, üç kuruş maaş farkını alabil- mek için geceyansı kuyruklara gi- ren hasta, yaşlı, sakat emeklilerin çektiği çileyı görenlerin içi sızlı- yor. Bunlar bizim insanlarımız. Türkiye'ye bir ömür boyu hizmet vermişler. Saygı ve sevgi görme- lerinı gerektiren bir dönemde rti- lip kakılmaları utanç verici... Milyonlarca çiftçi bayrama beş parasız girdi. Trilyonlarca lira ala- cağı için aylardan beri banka ka- pılannı aşındıran tütün, pancarve süt üreticilerinin çoğu evine eli boş döndü. Türkıye'yi böylesine bir facia ortamına sürükleyenler güleç yüzlerle Suudi Arabistan yollanna düştüler... Hele Tansu Çiller'in vurdumduymazlığı... Mil- yonlarca çiftçi ve emeklinin tep- kisi karşısında sadece "Bankala- ra talimat verdik. Bayramda da ödemeler devam edecek" de- mekle yetindi... Cumhuriyet ku- rulduğu günden bu yana ilk defa yaşanan böyle bir facia karşısın- da milletinden bırtek kelime ile bi- leözürdilemedi... Kuşadası'nda- ki çrftliğine çekiliverdi... Koca devlet, 17 yıldan beri her ay başında banka kuyruklannda çekilen çileye son veremedi. Her aybaşında bir veya iki emekliyi kaybediyoruz. Bunlan bile bile, hükümetin maaş farklannın za- manında ve rahat ödenebilmesi için önlem alamaması hayret ve- ricidir. Mesele ödeme emrini ver- mek değil, ödenmesini temin et- mektir... Erbakan ve Çiller istifa etmelidir Çiftçiler de memurlar da emek- liler de perişan oldular. Buna ne- den olan insanlann hükümet et- meye haklan yoktur... Erbakan da Tansu Çiller de en kısa zaman- da, hatta Meclis'in çalışmaya başlayacağı ilk hafta içinde istifa etmelidir!... Son yurt gezimde yüzlerce, binlerce çiftçinin sorunlannı din- ledim. Vatandaş REFAHYOL'dan artıktamamen umudunu kesmiş. Erbakan ve Çiller'i istemedikleri- ni, kasaba ve köy kahvelerinden yüksek sesle haykıranlann sayısı her geçen gün biraz daha artı- yor!.. Hele Erbakan ve Çiller'in hâ- lâ televizyon ekranlanndan yeni yeni vaatlerde bulunması insan- lanmızı çılgına çeviriyor!... Örneğin Başbakan Erbakan ve Tansu Çiller'in, "Ödemelerin ta- mamını bayrama kadar bitirdik" demelerine rağmen milyonlarca çiftçinin hâlâ devletten trilyonlar- ca lira alacağı var... Ya Erbakan ve Çiller'in soyledikleri gerçek dışı ya da devlet kademelerındeki yetkililer kendilerine doğru bilgi vermiyori.. Fındık paralarının ödenmesi aylarca sürdü. Çay üreticileri yaş çay bedellerini ancak dört veya beş ay sonra alabildi. Pamuk, ay- çiçeği, zeytinyağı gibi ürünlerin paralannı alana kadar üreticilerin göbeği çatladı. Tekel ürün bedel- lerini ödedi, amatüccann üreticı- ye olan 30 trilyon liraya yakın bor- cuhâlâduruyor!... Ya süt ve gübre destekleri... 1996 yılının kasım ayından bu ya- na litre başına verilmesi gereken 3 bin lira devlet desteğinden bu- güne kadar bir tek kuruş ödeme yapılmadı. Gübrede ise en çok 1996 yılının ekım-kasım aylannda tariaya atlan gübrelerin destekle- ri verildi. O tarihten sonra gene üreticiler uyutuldu... Devletin tüm üreticilere süt desteğinden kaynaklanan borcu- nu tam olarak tespit etmeye im- kân yok, ama tahminı yapılan he- saplara göre belki 30 trilyon, bel- ki de 40 trilyon lira... Ancak bili- nen bir şey varsa o da 10 sağmal ineği olan bir üreticınin devletten alacağı, 100 milyon liraya yakın. Milyonlarca süt üreticisinin oldu- ğu düşünülurse devletin borcu- nun ne kadar yüksek olduğu or- tayaçıkar... SÜRECEK ralarımız Tükeniyor yıl kırsal kesimden kentlere göç eden insan sayısı 1 milyon 200 bin Keşke insanları doğduklan yerlerde mutlu edebilsek Gerekli besiai olamayan hayvanlar insanlaro da ihtiyoçları OIOR ürünâ ve geliri veremiyor. Meralarımızdaki aşırı ve dvzensiz otlatma baskısını azaltmak için hayvoncıiıkla ığraşan köylüye olternatif geçim kaynaklorı da snnomıyoruz. Doğduklan yerde geçim kaynaklarını yitiren insanlarımız kentlere göç ediyor. fazla keşke dememek için biraz ilgi biraz bilgi TEMA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle