07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22NİSAN1997SALI HABERLER Kemal Çelik MGK'de yok • Milli Güvenlik Kurulu'nun 26 nisanda yapacağı topiantıya tartışmah Emniyet Genel Müdürü yerine Içişleri Müsteşan Teoman Ünüsan katılacak ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) 26 nisanda yapacağı topiantıya halen Emniyet Genel Müdürlüğü koltuğunda vekaleten oturan Kemal Çelik' in katılmayacağı, "emniyet brifingi''ni Içişleri Bakanlığı_ Müsteşan Teoman Ünüsan'ın vereceği ögrenildi. Emniyet Genel Müdûrlüğü tartışmasına MGK de taraf oluyor. Kemal Çelik, 4 nisan günü sabaha karşı saat O3.3O'da Içişleri Bakanı Meral Akşener'le birlikte genel müdürlûk makamına gelerek, koltuğa oturmuştu. Emniyet Genel ı Müdürlüğü'nden mevzuata aykın biçimde uzaklaştınlan Alaaddin Yüksd'ın yargıya başvurup "yürütmeyi durdurma" karan almasıyla bunalım büyümüştü. Brifıngi Ünüsan • verecek Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakki Karadayı, Polis Haftas\ kutlamalannda Kemal Çelik'le .görûşmediler. Çelik, bu sürecin , • -- ardından MGK toplantısına da katılamayacak. Edinilen bilgıye göre, MGK Genel Sekreterliği 26 nisan toplantısının gündemini oluşturmaya başladı. Bu çerçevede emniyet brifingini tçişleri Bakanlığı Müsteşan Teoman Ünüsan'ın vermesi kararlaştınldı. Konuya ilişkin düşüncelerini almak üzere aradığımız Ünasan'ın, Ankara dışında olduğu belirtildi. MGK toplantılanna geleneksel olarak katılan Emniyet Genel Müdürü iç güvenlikle ilgili brifing veriyor. Söz konusu brifinglerde terör olgusunun yanı sıra başta irtica faaliyetleri olmak üzere iç güvenliği tehdit eden her konu gündeme geliyor. Kulislerde, Yüksel'in emniyet teşkilah içindeki irticai faaliyetler konusunda da "hassas" davrandiğı, bu dunımun hükümetin RP kanadmı rahatsız ettiği değerlendinneleri yapılıyor. V Refah'tan yedek partiYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nm partiyi kapatmaya yönelik hazırlıklar yaptığı yolundaki haberler üzerine, Refah içinde yeni bir parti için gizli çalışma başlatıldı ANKARA (ANKA)- Başbakan Necmettin Erbakan'm Mısır'da bir gazeteye verdiği demeçle ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nm partiyi takibe alması üzerine RP içinde siyasette yeni bir tartışmaya neden olacak çok gizli bir hazırlık başlatıldı. RP'nin baskın bir kapatılmaya karşı "tanınmamış baa isimlere yeni bir parti kurdurtarak" önlem alacağı iddia edildi. RP içinde görevlendirilen dar bir grup tarafından partiye yönelik hukuksal tartışmalar ve Yargttay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın girişimleri izlemeye alındı. Bu grup, ilk çalışmalannı MGK kararlan öncesinde yapılan bazı RP'lilerin açıklamalan nedeniyle başsavcılığın dava açacağı değerlendinneleri üzerine yaptı. Bu sırada parti içinde en çok kaygı uyandıran ve ciddi bulunan gelişme Kayseri'deki özel üniformalı korumalar konusundakı başsavcılığın ihtar yazısı oldu. Bunun ardından Sincan'daİa Küdus Gecesi ve başta Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin Ceyian ve parti yöneticilerinin açıklamalannın da başsavcıhkça incelenmeye alındığı değerlendinneleri yapıhnca partide alarm hali yaşandı. MGK kararlannda da RP'lilerin bizzat isim verilerek suçlanması ve ardından Erbakan"ın Mısır'daki bir gazeteye verdiği demeç ortaya çıkmca RP'de ilk kez yeni parti kurma formülünün gündeme geldıği iddia edildi. Yeni parti kurulması formülü, partinin özellikle hükümetten düşmesi sonrasında açılacak baskın bir dava sonucu hızla kapatılması olasılığına karşı önlem olarak düşünüldü. Çok gizli olarak tüm yönleriyle ele alınan yeni parti girişimi tartışmasının RP'li birçok yöneticinin de bilgisi dışında yûrütüldüğü ögrenildi. Yeni parti kurma girişiminin özellikle Erbakan'm demecınin yalanlanması konusunda yapılan araştırmalann da başansızlıkla sonuçlanmasından kaynaklandığı belirtildi. Bir süre daha çok gizli yürütülecek tartışma ve hazırlıktan sonra formülün yaşama geçirilmesi karan çıkması halinde süreç şöyle işletılecek: "Halen RP ile hukuksal bir bağı olmayan ve kamuoyunda çok fazla tanınmış bir kurucular kurulu İçişleri Bakanhğı'na yeni parti için kuruluş başvurusu yapacak. Ancak parti öncelikie sadece isim hakkı atıp resmen kurulmuş bir tabela partisi olarak bekleyecek, teşkilatianma ve üye kavdı vapmayacak. Partinin muhalefete düşmesi ve gerilimin kapatmaya doğru gidip partiyi seçim dışı bırakma planlan ortaya çıkarsa RP tümüyie bu partiye taşuıacak." REFAHYOL koalisyonu, irticaya karşı mücadele seçeneklerinde anlaşamadı MGK'ye genelgeli oyalama• Hükümet, 26 nisanda yapılacak MGK toplantısına 'genelgeler çıkararak oyalama' taktiği ile hazırlanıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu)-REFAHYOL hükümeti, irticaya karşı mücadele için belirlenen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlannın uygu- lamasının ele alınacağı 26 nisan toplantısına "genel- ge"ler çıkarıp oyalama taktiği izleyerek hazırlanı- yor. Tçişleri, Adalet, Sağ- lık ve devlet bakanlan, yalnızca genelge yayımla- makla yetinirken; Milli Eğitim Bakanlığı'nın top- iantıya "8 yıllık kesintisiz eğitim. din dersinin içeriği- nin genişletilmesi ve imam- hatip lisesinden önce ha- zırük sının"nı öngören bir modeli sunması bekleni- yor. REFAHYOL ortakla- n temel eğitim konusunda henüz kendi aralannda bir uzlaşmaya varmadığın- dan, MGK toplantısı ön- cesinde bu konudaki be- lirsizlik giderilemedi. 28 şubat tarihli MGK kararlan. mart ayı sonun- da yapılan MGK'de gün- deme getirilmemiş ve hü- kümete bir ay süre tanın- mıştı. MGK'nin yeni top- lantı tarihi yaklaşırken, hükümetin somut adımlar atmaması "Oyalama ile zaman kazanmaya calış> yorlar" yorumlanna ne- den oldu. Hükümetin RP kanadı "imza atüklan" MGK kararlannı tartışma- ya açarken; DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu ÇiUer'in "MGK kararlan halkın içine sinecekşekilde u>gula- nacak* sözleri "sulandırma ve oyalama" taktiğinin işareti olarak değerlendirildi. lstanbul'da yapı- lan DYP ıl başkanlan toplanusın- da da MGK kararlannın yumuşa- tılması istendi. 28 şubat toplantısında alınan ka- rarlar uyannca, bazı bakanlıklann bugüne dek yürüttüğü çalışmalar özetle şöyle: Milli Eğitim Bakanlığı: Bakan- lık, 8 yıllık zorunlu eğıtimin ke- sintisiz 8 yıla çıkanlması konusun- da, okul ve derslik sayısı ve alrya- pıya ilişkin teknik çalışmalar ya- ANAP lideri V ılmaz'a Silifke Belediye Başkanı tabio hediye ettL (Fotoğraf: AA) Yümaz:Darbe be/deyenlervar NAZMİAKDAĞ MERStN - ANAP lideri Mesnt Yıhnaz, "Türldye'nin gündeminin darbe olduğu" yolundaki görûşünü yineleyerek "Bugün hâlâ darbenin gelmesini ve demokrasinin kesintiye uğramasını kurtuluş gibi görenkr var" dedı. Yılmaz, laikliğin Türkiye'nin asla vazgeçerneyeceği temel bir ilke olduğunu da vurguladı. Ydmaz'ın Içel gezisinde, Akdeniz Belediye Başkanı Muzafer Şahin bacağından bıçaklandı. Bayramın dördüncü ve son gününü de Mersin'de geçiren ANAP lideri Mesut Yılmaz, önceki akşam Mersin Sanayici ve Işadamlan Derneği'nde (MESİAD) düzenlenen yemeğe katıldı. Burada bir konuşma da yapan Mesut Yılmaz, darbe konusuna değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Tûrkiye'de demokrasi kesintiye uğrayıp askıya alınırsa hiç şüpheniz affiiasın ki bugünkü vaşadığımız sorunlar daha da ağuiaşarak devam edecektir. Türkiye'nin bûtûn sorunlannı çözebikceği, dfinya ülkeleriyte yanş edebileceği tek sistem demokrasidir. Halkımızın, demokrasiyi sadece sivasetçilerin alanı olarak görme yanılgısından kurtulması lazım. MfllervekiUerini, iktidan beğenınİTOrtarsa bir sonraki secimlerde değjşnfme ünkânı vanbn MiUet, demokrasinin kendi hâkimiyeti olduğunu unutursa memleketin kötfi kaderi o zaman başlar ve kurtuluş imkânı yoktur. Bugün ülkede demokrasinin askna alınmasından medet umaıüar ve darbeyi kurtuluş gibi görenler var. Tûrkiye'de demokrasi üç kez kesintiye uğramasuıa karşm krizden kurtulma başansını gösterdL Ancak bufilmigörmeye can atanlar var." parken, yasal düzenleme anlamın- da somut bir adım atmadı. MGK'nin "kesintisiz" karanna karşın, imam-hanp ortaokullannm korunması için "5+-3* modelini sa- vunan RP'yi ikna edebilmek için ilköğretimin imam-hatipleşmesi- ne yol açacak "temel eğitime Ku- ran ve Arapçanın seçmeti ders ola- rak konması" formülü gündeme getirildi. Bu süreçte "kesintisiz" ve "5+3" modeli tartışmalanndan öteye gidilemedi. Genelkurmay Başkanı Orgene- ral tsmaO Hakİa Karadayı ile gö- rüşmesinın ardından Çiller, ilk kez "kesintisiz" sözünü kullanarak zo- runlu eğitimin kesintisiz 8 yıla çı- kanlacağım söyledi. Eğitimin ye- niden ele alınması gerektiği ve 2001 yıhnda 11 yıllık eğitime ge- çihnesi geTektiğini belirten Çiller, 8 yıllık eğitimin TBMM ve parti- lerden geçeceğıni kaydederek MGK karannı oyalayabıleceği iz- lenimini verdi. Bu gelişmelenn ar- dından Milli Eğitim Bakanı Meh- rnetSağtam, MGK toplantısına su- nacağı eğitim modelini şöyle açık- ladı: • Zorunlu eğitim kesintisiz 8 yı- la çıkanlacak. Liselerbünyesinde- ki ortaokullar temel eğitime devre- dilecek. Temel eğitimde Kuranı- kenm ve Arapça gibi seçmeli ders- ler yer almayacak. • tlkokul 4. sınıftan itibaren okutulan din kültürü ve ahlak bil- gisi dersinin programı, halkın is- teklerine göre yeniden düzenlene- cek. Müfredat değişikliğiyle Isla- mın, imanın şartlan ve gerekleri öğretilecek, bazı surelerezberletı- lebilecek. • Meslek liselerinin önüne ha- zırlık sınıfi konulacak. Arapça, ı- mam-hatip lisesi hazırlık sıaıflan- na konulacak. • 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası ile 222 sayılı llköğretim ve Eğitim Yasası'nm geçici iki mad- desi kaldınlarak 8 yıllık zorunlu eğitime geçilecek. İçişleri Bakanlığı: İçişleri Baka- nı Meral Aksener, 80 ilin va- lisıyle yaptığı toplantıda kök- tendinci kadrolaşmaya karşı uyanlarda bulundu. Çiller de valilerden, MGK kararlannın uygulanması ve irticayla mü- cadele konusunda etkin ön- lemler alınmasım istedi. -\k- şener. valilere 12 sayfalık bir genelge de gönderdi. Bu ge- nelgenin uygulama çizelge- sinde bazı kararlann uygu- lanması için konulan "mi- aflar şöyleydi: • Özel yurt ve vakıf okul- lannın denetim altına alınma- sı (mevcut özel okul ve yurt- lann tespiti 1 ay, yasal olma- yanlann kapatılması sürekli. çalışan personelın durumu- nun gözden geçinlmesi 2 ay). • Diyanet lşieri Başkanlı- ğı'nın denetimi dışındakı Ku- ran kurslarının kapatılması (Sürekli olarak mevcut du- rum ortaya konacak ve yasa- lar uygulanacak). • YAŞ kararlan ile Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkıle- ri kesüen personel konusu- nun istismar edılmemcsı (Durum sürekli olarak izle- neTek cumhuriyet başsavcı- lıklanna intikal ettirilecek). • Kamu kurum ve kuru- luşlan ile belediyelere aşın dinci kesimden veya yasadı- şı örgütlerden muhtemel sız- malan önlemek için persone- lin takibi. sızanlann ışıne son verilmesi (durum tespiti 2 ay, önlemlerin belirlenmesi 3 ay, sızmalarda gerekli işlemin yapılması 6 ay). • Belediyelerin kendileri veya şirketleri vasıtasıyla ir- ticai faaliyetleri, disiplinsiz- likleri veya yasadışı örgütler- le irtibaü nedeniyle ilişkileri kesilen personelin istihdamı- nı teşvik etmemeleri (tekrar- lanmaması için önlem alınması 2 ay, istihdam edilenlere yapılacak işlemin saptanması 2 ay, önleyici tedbirler 2 ay). • Kıyafet Kanunu'na aykm uy- gulamalann önlenmesi, yasal ol- mayan korumalann kaldınlması. Atatürk'e saygısızlığın önlenmesi, kurban derilennin rejim aleyhtan kuruluşlarca toplanmasının önlen- mesi, kısa ve uzun namlulu silah- lara ait ruhsat işlemlerinin dikkat- le değerlendirilmesi (sürekli). Adalet Bakanlığı: Adalet Baka- nı Şevket Kazan da DGM başsa\ - cılanna gönderdıği genelgede, ya- salann titizlikle uygulanmasını is- tedi. ÜZ YAZIIORHAN BtRGİT Adaletin Gözü Bağlıdır. Ya Valiler ile Savcılann Elleri?.. Erzurum Jandarma Asayiş Bölge Komırtanı General Osman Ozbek, bayram öncesi Artvın'de düzenledi- ği yemekte, o bilinen konuşmasını yapıncaya kadar hiç kimse, bu ko- nuşmada tuğgeneralin sabnnı taş- ma noktasına getiren "BirHak Düş- manı" adlı oyunun Erzurum ve Amasya'da sergilendiğinden haber- li görünmüyor. Sözüm ona "iletişim" çağındayız. Her il merkezinde en az bir televiz- yon ve sayısız özel radyomuz var. Ulusal televizyonlanmızın, haber di- ye çırpınıp suyuna tirit konulan ek- ranlara taşimak için yarıştıkları bir dönemdeyiz. Çok tirajlı ulusal bası- nımız, keza haber peşinde koşmak yerine çağı geçmiş promosyon kar- tonlan yayımlamakla uğraşıyor. Derken o konuşma üzerine öğre- niyoruz ki kimlikleri hâlâ iletişim dün- yamızca keşfedilememiş bir grup Is- lamcı gencimiz, kent merkezlerinde sergiledikleri birtiyatro oyunu ile dü- pedüz bir "halk savaş/"nıntohumla- nnı atıyorlar. Oyunu kim yazmış, kim uyarlamış, sahneye koyanlar kimdir? 1997 yılı- nın dördüncü ayında bilgimiz dışın- da. Ama bilinen, sözüm ona hayali bir ülkede geçtiği ileri sürülen bir ti- yatro oyununda, o ülkede iktidara gelen ve asıl amacı "Kuran"a göre yönetimi sağlamak isteyenlerie, bu isteği engellemeye çalışan askerler arasındaki çekişme ele alınıyor. Oyunu 5 nisanda Erzurum'da, 8 nisanda izmir'de sergileyen "Izmir Fetih Sahnesi Oyunculan"rnn, olası bir askeri müdahale için, halkı diren- meye, gerekirse çatışmaya hazırla- mayı amaçlayan kimi sözleri, önce- ki gün "Hürriyet" gazetesinde yer al- mıştı. Dün de Ulusal Basın Ajansı, Erzurum ve Amasya valilerinin ken- dilerine yöneltilen sorular üzerine yaptıkları açıklamalan bültenine aldı. O bilgilerden öğreniyoruz ki Erzu- rum'da 5 nisan günü Halk Eğitim Merkezi'nde, Amasya'da 7 nisan günü II Özel Idare binası salonunda bu gösteri sahnelenmiş. Her iki kent- te de oyunu izleyen güvenlik birim- leri, rapoıiannı o illerin "cumhuriyet başsavcılan"na sunmuşlar. Bu sunuş üzerine her iki ilin cum- huriyet savcılan harekete geçmişler- miş. Erzurum Cumhuriyet Başsavcı- lığı konuyu inceliyormuş. Suç unsu- ru bulursa, gereğini yapacak ve da- va açacak imiş. Amasya Savcılığı da çalışmalannı sürdürüyor imiş. İki valimizin de UBA muhabirleri- ne yaptıklan açıklamanın zamanla- ma açısından da doğru olduğunu varsayalım. Yani Erzurum'da 6 nisan sabahı, Amasya'da da 9 nisan saba- hı, "Izmir Fetih Sahnesi Oyuncula- n"nın bir gece öncesi kentte sergi- leyerek yurttaşları silahlı kuvvetleri- ne ve aynı zamanda birbirlerine kar- şı ayaklanmaya çağıran oyunlan ile ilgili dosyalar o illerin güvenlik birim- leri tarafından sayın "Cumhuriyet" savcılannın makamlanna sunulmuş- tur. Şimdi takvimlerimizi bayram ön- cesine doğru gözden geçirelim: 14 nisan günü İçişleri Bakanı Me- ral Akşener, bütün valileri başkent- te topladı. Bu toplantıda adı geçen illerin sayın valileri, kentlerinde Milli Güvenlik Kurulu'nun 28 şubat kara- n ile ilgili olarak alternatif bir oyun sergilendiğini, bu oyunun halkı birbi- rine düşmanlık duyguları beslemeye çağırdığını, silahlı kuvvetlerimizi tah- kir ertiğini, dahası bir iç savaş tohu- mu atmanın peşinde olunduğunu "bakanlık makamına" duyurdular mı? Aslında sayın valilerin, toplantıyı beklemeden birisinın 6, diğerinin 9 nisan sabahı bir gece önce il mer- kezlerinde "vuku bulan bu türbiro- lay üzerine dosyanın tamamlanarak aidiyeti cihetiyle cumhuriyet savcı- lığına" verildiğini bildirmeleri zaten görevleri gereği değil miydi? Üstelik böyle bir duyurunun pos- tada gecikmesi gibi eski bahaneler de yok artık. Valiliklerdeki fakslar, gö- revi zamanında yapanlar için saati ve dakikası ile bildirilen haberin üze- rine gerekli kaydı yapıyor olmalı. O zaman Meral Akşener de, Baş- bakan Vekili Tansu Çiller'e gerekli duyumu yapar ve her iki çağdaş Türk kadınının, bulunduklan hükü- mette laikliğin, çağdaşlığın güven- cesi olduklarını öğrenmemizi sağla- yacak birer demeç vermeleri kolay- laşırdı. Kimse kimseyi kandırmasın. Olayı, bir kısım politikacılarla as- kerler arasında yetki tartışmasına yöneltmek kadar hatalı, hatalı oldu- ğu kadar da tehlikeli bir yola sok- mak hiç kimseye hiçbir şey kazan- dırmaz. Olay, "iktidarda kimin bulunduğu" sorunudur. Öyle anlaşılıyor ki devle- tin valileri de, savcılan da bu görün- tü sürdükçe anayasal düzeni koru- ma görevlerini yeterince özgür yapa- mamaktadırlar. O zaman herkes ormandan ağaç- ları görememekten vazgeçsin ve üzerine düşen görev ne ise onu yap- maya baksın. GUNDUZ GOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Hoşça Kal Sayın Tanilli Strasbourg Insan Bilimleri Üniversitesi, Departe- ment d'etudes Turques de P'USHS ve 'Vıs-â-vis' Demeği'nin öncülüğünde, TünViye'de Aydınlanma Hareketi adlı bir 'ProfesörServer Tanilli'ye Saygı'gü- nü düzenlenmiştir. Bu amaçla Türk ve yabancı bilginler, yazarlar, dü- şünürler 25-26 IV 1997 günlerinde, Strasbourg'da- ki Palais Universiter salonunda, Türkiye'dekı aydın- lanma hareketi üstüne konuşacaklar. Açılışı Insan Bilimleri Üniversitesi Başkanı Albert Hamm'ın yapacağı bu toplantılarda yer alacak ko- nuşmacılar şunlar: - Türk Etüdleri Müdürü Paul Dumont, - 'Vis-â-vis' Demeği Başkanı Ragıp Ege, - Irene Melikoff, - llhan Selçuk, - Hüseyin Batuhan, - Timour Muhidine, ' S f c <: "*" - Bülent Tanör, - François Georgeon, - Fakir Baykurt, - Server Tanilli, - İlber Ortaylı, - Louis Bazin, - Şirin Tekeli, - Semih Vaner, - Ufuk Doğrusöz, - Demir Özlü, - Ahmet Oktay. Strasbourg Universrtesi'nin Sayın Server Tanilli'ye saygı niyetiyle düzenlediği 'Türkiye'de Aydınlanma Hareketi' adlı bu toplantıdan ötürü mutluluk duydu- ğumu belirtmek isterim. Prof. Tanilli, dersleri ile, yazılan ile, çevirileri ileTür- kiye'deki aydınlanma hareketine büyük katkılarda bulunmuş bir düşünürümüzdür. Prof. Tanilli, bütün büyük düşünürler gibi, us'un i- nanç'a karşı üstünlüğünü kanıtlamak için büyük sa- vaşım vermiş, bir bilimsellik anlayışının yılmaz tem- silcilennden biri olarak tarihe geçecektir. Prof. Tanilli. ancak bilim ahlakından kaynaklana- bilen bir doğruluk ve özgeçi ıralaştırmış bir ömek in- san olarak da lyımserlik, güven ve umut aşılamıştır bizlere. Azız dostumu, bu güzel gününde yanında bulunup kutlamak isterdim elbet. Ama onun da bildiği gibi, sağlığım yol yorgunlu- ğuna katlanmama elverişli değil. Oraya gidebilseydim, söyleyeceğim sözlerin bir- kaçını bu yazımda dile getirdim sanıyorum. Peki ama özellikle son zamanlarda dilimizden hiç düşmeyen şu 'Aydınlanma' ne demektir, ne anlama gelir? Bu konuyu başka bir yazımda ele alacağım. Dostum Tanilli'ye nice başanlar diliyorum. Hoşça kal Sayın Tanilli. LjÖR ÜŞI BÜLENT TANLA 'REFAHYOL'un yeni bir oyunu' REFAHYOL hükümeti. Erbakan la Çiller'in bir- birierinin zaaf, sıkıntı ve açıklannı gidermek üze- re. birbirlerine duydukla- n ihtiyaç ve işbirliği zor- laması sonucu kurul- muştur. Bu işbirliği sonu- cu Çiller, kamu vicdanın- da olmasa dahi, parla- menter denetim meka- nizmalarında aklanarak koalisyonla vaımak iste- diği amaca ulaşmış, Er- bakan ise niyet, tutum ve davranışlanyla rejimi krı- ze sokmuştur. Refah kanadının ana- yasal sistemi hedef alan şeriat yanlısı uygulama- ları büyük tepkilere yol açmış ve kamuoyu bü- tün olumsuzluklan bir ya- na, özünde bu düzenden yana olan Doğru Yol'a koalisyonu bozma me- sajlan vermeye başla- mıştır. Kamuoyunun bir kesi- minde Refah dışında bir hükümet, DYP'den betli sayıdan milletvekilinin yeni bir hükümet oluşu- muna desteği ya da Tan- su Çiller'in de içinde ola- cağı geniş tabanlı bir hü- kümet talepleri yaygınlık kazanmakta ve bu yönde çabalar görülmektedir. Çiller şimdilik durumu kurtarmış gözükürken Erbakan, Mercümek ve mal variığı gibi dosyala- nn tehdidi altında bulun- maktadır. Bütün bu gergin şaröar ve baskılar içinde, Refah Partisi ile DYP'nin erken seçim karan alarak ken- di yararlanna olacak bir işbiıiiğine gitmesi ihtima- li gün geçtikçe güçlen- mektedir. Bu iki parti, pariamento dışında kal- mış siyasal parti ve güç- lerin de desteğini alarak kendilerine yönelik ana- yasal baskı ve tepkiler karşısında zaman kaza- nacak bir davranış içeri- sine girebilirier. Solun bütün bu senar- yo ve hazırlıklar karşısın- da dikkatli olması gerekir. Sağın çeşitli oyunlaria ik- tidannı sürdürme çaba- lannı boşa çıkarmazsak bize bağlanan umut ve beklentilere saygısızlık etmiş oluruz. Hazırlıklı olalım. Eskilerinden fark- lı olmayacak, halka bir şey vermeyecek koalis- yon hayalleriyle vakit ge- çireceğimize, demokra- tik güçbiıiiği ve bütünleş- me çabalanmıza hız ve- relim. Solun iktidan bu güç biriiği ve bütünleş- meden partiler, sivil top- lum kuruluşlan, biriikler, sendikalar ve vakıflarla kunjlan işbirliğinin h^kın özlem ve beklentilerine yönelmesinden geçe- cektir. RP seçmeni MGK kararlanna ılımlı ANKARA (ANKA) - Milli Güvenlik Kuru- lu'nun 28 şubat tarihli top- lantısında ele alınan ve ta\ - siye edilen kararlara karşı çıkan hükümetin büyük ortağı RP'nin seçmeni, MGK kararlannı olumlu karşılıyor. ARSİEM'in yaptırdığı bir araştırmaya göre, MGK'nin hükümete tavsi- ye ettiği kararlan hükümet ortağı RP seçmeninin yüz- de 74'ü olumlu karşılıyor. Şırketın 719 RP seçmeni üzennde yaptığı ankette, "MGK kararlannı olum- lu karşılıyor musunuz" so- rusuna, RP'lı seçmenlerin yüzde 74.20'si, "evet" der- ken "hayır" diyenlerin oranı >üzde 22.58. fikri ol- mayanlann oranı ise yüzde 3.22 oldu. RP'li seçmenle- rin yüzde 59.68'i ise Tür- kiye'de rejime yönelik bir tehdit olduğu görûşünü sa- vunurken, yüzde 22.87'si böyle düşünmüyor. DYP'li 330 seçmen ara- sında yapılan ankette ise MGK kararlannı olumlu karşılayanlann oranı yüz- de 72.73 oldu. DYP'li seç- menlerin yüzde 21.21 'i, MGK kararlannı olumlu karşılamazken, fikri olma- yanlar ise yüzde 6.06'hk bir bölümü oluşturuyor. Rejimin tehdit altında ol- duğunu söyleyen DYP'li- lerin oranı da yüzde 51.52 iken, aynı şekilde düşün- meyenlerin sayısı ise yüz- de 45.45 oranında kaldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle