Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 NİSAN 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
uyr
çağrısı
• ANKARA (AA) - tnsan
haklan ve demokratikleşme
konusunda incelemeler
yapmak ûzere Türkiye'ye
geîen Alman heyet,
Türkiye'nin uluslararası
antlaşmalara uymadığının
görüldüğünü belirterek,
Kûrtlere azınlık statûsü
verilmesini ve işkencenin
sona ermesinı istedi. DP
Genel Merkezi'nde
dûzenlenen toplantıda
konuşan Kuzey Ren
Westfalya Eyaleti eski
Içişleri Bakanı Dr. Herbert
Schnoor, Türkiye'de
işkencenin varlığından uzun
süredir haberdar
olduklannı, ancak
kendilerine işkencenin
deviet tarafından sistematik
olarak gerçekleştirildiğinin
söylendiğini belirterek bu
konuyu Federal Almanya
kamuoyunun gûndemine
getireceklerini kaydetti.
TtSK'ten eşel
mobile tepki
• ANKARA (AA)-
Türkiye tşveren Sendikalan
Konfederasyonu (TtSK).
eşel-mobil uygulamasına
karşı çıkarak, bunun.
ekonomide ve istihdamda
büyük tahribata neden
olacağını bildirdi. TtSK
tarafından yapılan
açıklamada, eşel-mobilin
Türkiye'de devrim olarak
lanse edilmesinin büyûk
hata olduğu belirtilerek,
enflasyonu körûkleyeceği,
enflasyonla mücadeleyi
olanaksız kılacağı
kaydedildi. Açıklamada,
ücret artışiannın merkezi
yöntemlerle belirlenmesinin
ekonomik gelişmeyi
önlediğıne de dikkat
çekildi.
AtatüPk büstüne
saldırı
• BURSA (AA) - Bursa'nın
merkez Nilöfer ilçesinde,
bir ilkokulun bahçesindeki
Atatürk büstü. kimliği
henüz belirlenemeyen kişi
ya da kişilerce kınldı. Dün
sabah. Ertuğrul llkokulu'na
gelen Okul Müdûrü Ali
ûzmen'in, bahçedeki
Atatürk bûstünûn kaidenin
üzerinde olmadığını fark
etmesi üzerine ortaya çıkan
olay hakkında
soruşturmanın
sürdürüldüğü bildirildi.
KTÜK'ten 3 yılda
308ceza
• ANKARA (AA) - Radyo
ve televizyonlann kuruluş
ve yayınlannı düzenleyen
yasanın yürürlüğe
girişinden bu yana geçen üç
yılda radyo ve televizyon
kuruluşlannın aldıgı
cezalann sayısı 308'e
yükseldi. RTÜK, radyo ve
televizyon kuruluşlanna
bugüne kadar 61 yayın
durdurma, 247 de uyan
cezası verdi. Bu sürede
yayın kuruluşlan, en çok
cevap ve düzeltme hakkı ile
yayın ilkelerine uymadıklan
gerekçesıyle ceza aldılar.
CHP'ye Ingiliz
modeli
• ANKARA (ANKA)-
CHP, Ingıltere'de mayıs ayı
başında yapılacak
seçimlerde Ingiliz Işçi
Partisi'nin seçim
kampanyasını izlemek
ûzere Genel Sekreter Adnan
Keskin başkanlığındaki bir
heyeti bu ülkeye gönderiyor.
Ingiliz Işçi Partisi'nden bir
brifing de alacak olan
heyet, fşçi Partisi lideri
Tony Blair ile görüşmeyi
umduklannı kaydettiler.
Ingiliz seçım sistemini
inceleyecek olan heyette
Keskin'in yanı sıra Istanbul
Milletvekili Mehmet
Sevigen, Ercan Karakaş ve
Algan Hacaloğlu da
bulunuyor.
Türk-İş'ten borç
arastınması
• ANKARA (AA)-
Türkiye'de kişi başına, bin
827 dolar borç düştüğü
bildirildi. Türk-Iş araştırma
uzmanlannın çalışmasına
göre 1980'liyıllann
sonunda 41.9 trilyon lira
düzeyinde olan iç borç
stoku 1993'te 357.3 trilyon,
1994'te 799.3 trilyon,
1995'te 1 katrilyon361
triiyon, 1996 yilı sonunda
ise 3 katrilyon 149 trilyon
liraya ulaştı. Dış borçlann
ise 1991-1996 yıllan
arasında 50 milyar dolardan
75.7 milyar dolara
yükseldiğine dikkat çekilen
Türk-tş araştırmasında, aynı
dönemde 20.4 milyar dolar
faiz ödemesı yapıldı.
Erez ve Aktuna'dan sonra Zeybek de RP'nin dinci politikasına isyan etti
'Erbakan dini sömürüyor'
HÜLYA KARABAĞLI
ANKARA-Milli Güvenlik Kurulu'nun
(MGK) nisan ayı toplantısına doğru
DYP'li kabüıe üyeleri Yahm Erez ve Y^
dınm Aktuna seslerini yükseltirken, mu-
hafazakâr kanatta yer alan Deviet Bakanı
Namık Kemal Zeybek de isyan etti. Baş-
bakan Necmettin Erbakan'ı. "10 kişi bir
adamın aptesi, asunaa için paravan olur
mu? Padişahlann bfle bir tane görevtfleri
vanü. De\ let parasıyla hac olmaz; din istis-
man, sömürüsü" sözleriyle doğrudan he-
def alan Zeybek, MGK. kararlanna direnil-
memesi konusunda uyanda bulunurken
"Hükümetin devaımnın Türkiye için za-
rarlı olduğu noktasına ulaştrsam gereğiııi
hemen \apanm" dedı.
Yahm Erez ve Yıldınm Aktuna'dan ay-
n hareket eden Deviet Bakanı Namık Kİe-
mal Zeybek, MGK'nin asker kanadının
uyansına karşın radikal çıkışlanyla ger-
ginliği tıımandıran RP'yi kabine toplantı-
lan dışında ilk kez uyardı. Hükümet orta-
ğı RP 'nin içinde banş ortamından rahatsız-
lık duyarak gerilimi tırmandıran aşın bir
grup bulunduğuna işaret eden Zeybek,
"Bunlar, din simsarian ve dini din obnak-
tao çıkanp ideolojik ve siyasi program ha-
Mne getirenler. Bir bakryorsunuz ki olmaya-
cak şey söylüyorlar. 10 kişi bir adamın ap-
tes alması, namaz kümas için, çoraplaruu
giyroesi için paravan ohır mu? Bu padişan-
hkmTdedi.
'Padişahgibf
Osmanlı padişablanna bile bu iş için bir
tek kişinin hizmet ettiğini söyleyen Zey-
bek, RP'nin bu görüntüsünün Mûslûman-
lık anlayışıyla bağdaşmadığını kaydede-
rek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diğerfiderierinyokdenflmcede Onlar
da namaza başlasın, onlann da olsun' di-
ye sınöbyor. Bunda samimiyet var mı? Din
istisman. Yani basit bir dini gerektiKk olan
aptes almak için bir adam kendisine 10 ta-
ne sakallı adam tutuyorsa bu dine zarar ve-
riıf
Atatürk Tûrkiyesi'nin, din ve politika-
yı birbirine kanştırmayan rejiminin kesin
çizgiyle belirlendiğini, bu yönde de gidil-
meye devam edileceğini kaydeden Zey-
bek, dındekı tehlikeli gelişmenin temelın-
de Arap ideologlann faaliyetlerinin yattı-
ğını söyledi. Zeybek, "Türldye'ye birta-
knn Arap ideologlann vasıtasryta Müslü-
man Tfirk miDetinin anlayişına aylan ide-
olojik birtakım tasaJlutiar oldu. Bunlar za-
man içinde yayguılaştL Bu Arap asılh ide-
oioglarm ortaya koyduğu Müslümanhk, di-
nin kkoioji haiine getirümesi esasına daya-
nryor" diye konuştu. Deviet Bakanı Zey-
bek, bu anlayışın imam-hatip okullanna
kadar uzandığını kaydederek Atatürk dü-
şûncesine bağlı insanlaryetiştirildiğini sa-
vunduğu imam-hatip okullarınm dışandan
yönetilen bu ideolojik ve siyasi saldın kar-
şısında dirençsizlik gösterdiğini belirtti.
Zeybek, şunlan söyledi:
"Birtakım siyaset adamlan da bu okul-
lan doğal sahalan olarak görüyor. 8 yılhk
temei eğitim zonınluluk. Taroşılacak yanı
yok, ama bu yetmez.Asılyapdması gereken
bu okullan ciddi olarak ele almak. Yani
bem okullan hem de buradan çıkan öğren-
cflerin görev yapnğı Diyanct camiasuıdan
her türiü siyasi etkiyi ortadan kakhrmak
gerekir.''
Siyasetin gırdiği yerde eğitim düzeyin-
de düşmenin de kaçınılmaz olduğunu İcay-
dederek "Oğretmen bir parti mflitanı gibi
düşünüyorsa, kimin partisinin iyi militanı
okMiğunabakar" diyen Zeybek, Millı Eği-
tim Bakanlıgı ile Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı'ndan iyileştirme konusunda kararlı ol-
malannı istedi.
MGK'nin hükümete "dayatmada bu-
lunmadığınr. kararlann altına hükümetin
başkanı ve "fldnd başbakanrnın imza at-
tığını vurgulayan Zeybek, "O zaman prob-
lem nerede? L'ygulanacak. Onun dışında
temeoniler de var ve bazı sözler de çarpıö-
byor. thtiyaçtan fada camhe ben de karşı-
yun. Yapıhyorsa siyasi sömürii aracı ouna-
sın. Aynca,söylencn bu. Cami üzerinden si-
yaset yapıklığı da biünmeü" dedı.
ANAP lideri Yrtmaz, kendisipe hediye ed3enjkuzuyu, bakma imkânı obnadığıru söyleyerek geri verdi (Fotoğraf: AA)
'Türkiye'ningündenüdarbe'
NAZMİAKDAĞ
StLtFKE/ERDEMLİ - ANAP Genel
Başkanı Mesırt Yılmaz, Türkiye'de
bugün "Askerler darbe yapacak nu,
\apmayacak mı" sorusunun tartışılmaya
başlandığına dikkat çekerek "Bu
hükümet yüzünden Türkiye'de
demokrasi tehlikeye girmiştir"*
uyansında bulundu. Yılmaz, hükümetin
bayramdan sonra gideceğini öne
sürerken "Takalık yapmıyorum" dedi.
Bayramın üçüncü gününde tçel'in
Silifke ve Erdemli ilçeleriyle bunlara
bağlı beldelerde konuşmalar yapan
ANAP lideri Mesut Yılmaz, Türkiye'de
demokrasinin tehlikede olduğunu
vurguladı. Yıhnaz, "Bugûn Türkiye'de
demokrasi duracak mı, durmayacak mı;
MGK kararian uygulanacak mı,
u>gulanma>3cak mı: askerler darbe
yapacak mı, yapmayacak mı tartışması
yapılmaktadır. Türkiye'de, bu hükümet
nedeniyle demokrasi tehlikeye girmiştir.
Demokrasinin kurtulması için bu
hükümetin acilen gitmesi gerekir'' diye
konuştu. Kendisini ızleyenlere "Size
müjde veriyorum" diye seslenen ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu hükümet bayramdan sonra
gidecektir. Bunu sö\lerken falcılık
yapmryorum. Bilerek söylüyorum.
Hükümet yüaldıktan sonra ANAP'ın da
içinde yer alacağı bir uzlaşma hükümeti
mutlaka kurulacakür."
CHP lideri Baykal, bayramdan sonra hükümetin değişeceğini söyledi
'Erbakan Islamiyetin başbayii değîl'
ANTALYA (Cumhuriyet) -
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, Türkiye'nin lslamiyet
konusunda hiçbir ülkeden ders
alacak durumda olmadığını
belirterek "İslamrvedn başba-
yii Erbakan değildir" dedi.
Kurban Bayramı'nın 3. günü-
nü Antalya'nın Kaş ilçesi Kal-
kan beldesinde geçiren Bay-
kal, Cumhuriyet Meydanf nda
yurttaşlara hitap etti. Türki-
ye'de herkesin tslamiyetin ku-
rallannı yerine getirdiğini, Is-
lamiyete inançla sahip çıktığı-
nı ifade eden Baykal, şöyle ko-
nuştu:
"Türkiye'nin lslamiyet ko-
nusunda hiçbir ülkeden ders
almaya ihtiyacı yoktur. Ne
Iran'dan, ne Cezayir'den ne de
Suudi Arabistan'dan... tslami-
yetin acentesi, distribütörü ve
umumi bayü yoktur. Islamiye-
tin başbayii Erbakan degildir.
Kimsenin, kimsenin imanını
sorgulamaya yetkisi yoktur.
Halkımızın ezici çoğunluğu
MüsKimandır."
REFAHYOL tarafından çi-
zilen pembe tablolan da eleş-
tiren Baykal, enflasyonun dü-
şürülemediğini, gelir dağılı-
mında çarpıklığın devam etti-
ğini kaydetti. Baykal, hüküme-
tin herkesi unutup Atatürk ve
cumhuriyet ile uğraştjğını söy-
ledi. Türkiye'nin bugünkü sı-
kıntılara sürüklenmesinin,
CHP'nin 12 Eylül döneminde
kapatılmasmdan kaynaklandı-
ğını belirten Baykal. "Önü-
müzdeki günlerde, bu hükü-
metin değişeceğini göreceğiz.
Hükümet gidecek, Meclis gö-
revini yapacak ve ba\ ramdan
sonra hükümet değjşecektir"
diye konuştu.
Liderlik yarışı
MHP'de
aday sayısı
beşe yükseldi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Alparsian Türkeş'ın ölümüyle boşalan
MHP Genel Başkanlığı için aday
enflasyonu doğdu. MHP Merkez
Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK)
üyesi Muharrenı Şemsek'in de
açıklamasıyla aday sayısı 5'e
yükseldi. Şemsek, aday sayısının
yüksek olmasınm parti yaranna
olduğunu belirtirken
u
Kazanacağun.
Beni zoriayacak rakip görmüyorum"
dedi. Şemsek, düzenledigı basın
toplantısmda, MHP'yi ilk genel
seçimde Türkiye'nin en büyük partisi
ve iktidan yapmak için genel
başkanlığa aday olduğunu kaydetti.
MHP'nin ideolojik öz çizgisini
koruyarak Alparslan Türkeş'in ülkü,
ilke ve ideallerini gerçekleştirmek
sorumluluğu ile karşı karşıya
bulunduğunu söyledi. Şemsek, DYP
Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar'ın
MHP'nin başına getirilmesi ile ilgili
girişimleri de eleştirdi.
DSP lideri Ecevit
'Sakıp Sabancı
gerçekleri
söyledi'
ANKAR.A (Cumhuriyet Bürosu) -
DSP lideri Ecevit "Diyarbakır'a gidip
vaonm vaparsam aptalhk olur*" diyen
işadamı Sakıp Sabana'nın "aa
gerçekleri dile getirdiğini'' belirtti.
Başbakan Erbakan ın kendilerine
sunduğu "şefkat paketTni gerçekçi
bulmadığını \-urgulayan Ecevit,
"Güne>doğu'da sınaiieşmey« şimdilik
deviet öncülük etmeli. Sa>ın
Sabana'nın üzücü sözkrinin bir uyan
yerine geçmesini dilerim*' dedi.
Ecevit, dün yaptığı yazılı açıklamada.
Erbakan'ın kendisine Güneydoğu
projesini anlattığını anımsatarak şu
görüşlere yer verdi: "Beo, DSP'nin
daha bundan 10 yıl önce Güneydoğu
için güvenlikk gelişmev i ele alma
gereğini vurgulayan bir program
açıkladığuru belirttim. Başka
partOerin ve de\1etin bu gereksinmeyi
daha yeni yeni algılamay a
başladıklanıu, çok geç kalmnuş olsa da
buna sevüıdiğimizi söyledim. Ancak
REFAHYOL hükümetince hazırlanan
projeyi gerçekçi bulmadığunızı
sövtedim."
IRMIKIAYDEV ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Iki Itirafçı, Murat Demir ve
Murat Ipek gözaltına alındılar.
Şimdi bir "umut" doğdu. O
yüzden de bu yazının başlığı
Can Dündar'dan ödünç alındı.
Can Dündar, haftalar önce bu
iki itirafçı ile konuşmuş ve ar-
dından yazdığı yazının başlığı-
nı "Iki Murat, Bir Umut" koy-
muştu.
Sanınm Murat Demir ve Mu-
rat Ipek'le son konuşan gaze-
teci benim. Iki buçuk saat sü-
ren söyleşiyi dün ve önceki gün
Cumhuriyette okudunuz.
Medyanın Şanar Yurdata-
pan'da odaktanan ilgisi sizi ya-
nıltmasın. Murat Demir ve Mu-
rat ipek'in gözaltına alınmalan,
savcı karşısına çıkmalan, Tür-
kiye'de temiz toplum - saydam
deviet hedefine kilitlenmiş mil-
yonlarca yurttaş için bir umut-
tur.
Bu umut, savcılık soruştur-
ması aşamasında karartılabilir.
Iki "Murat" hakkında davaaçıl-
masına gerek görülmeyebilir.
Ruhsatsız silah taşımak, sahte
pasaportla yurtdışına kaçma-
ya hazırtanmak gibi sudan suç-
larta yargılanıp birkaç aya mah-
kûm edilip salıverilebilirler. Bu
'İki Murat, Bir Umut'
durumda yazının başında sö-
zünü ettiğimiz "umut'un cena-
ze namazı kılınmış demektir.
Amaaa...
Ama iki itirafçının anlattıkJan
ciddiye alındığı takdirde Türki-
ye'de taşlar yerinden oynar.
Susurluk'la yerinden oynayan
taşlarsa dışan fırlar. Türkiye, ya-
kın geçmişi ile hesaplaşrna ola-
nağına kavuşur.
Polisin verdiği ve Şanar Yur-
datapan'ın kardeşi Onur Yur-
datapan'ın doğruladığı haber-
lerden Murat Demir ve Murat
İpek'in itiraflannın yer aldığı vi-
deo kasete el konulduğunu öğ-
rendik. Polis el koyduğu video
kaseti gözü gibi korumalıdır.
DGM Savcılığı kasetteki tek bir
karenin dahi silınmemesi için
önlem almalıdır.
Bu iki genç Kürt, önce PKK
için savaştılar. Vazgeçtiler, iti-
rafçı oldular. Bu kez de PKK'ye
karşı savaştınldılar. Şimdi bun-
dan da vazgeçtiler ve bu kez de
deyim uygunsa "deviet itirafçı-
sı" oldular.
Iki Murat'ın anlattıklan Şanar
Yurdatapan'ın bürosunda ele
geçirilen (!) kasette uzun uzun
yer alıyor. Görsel ve yazılı med-
yanın çeşitli kurumlannda da
Demir ve ipek'in anlattıklan ya-
yımlandı.
Şimdi...
Bu iki itirafçı bir dizi yalan
söylüyor olabilirler. Bu iki itiraf-
çı, PKK'nin köstebeği ya da bir-
birine düşmüş gizli servıslerden
birinin değirmenine su taşryor
olabilirler. Bir çetenin öteki çe-
telere karşı kullandığı iki fukara
olabilirler. Anlattıklannın yüzde
doksan dokuzu gerçek dışı ola-
bilir.
Ama anlattıklannın yüzde bi-
ri bile doğruysa Türkiye'nin üs-
tüne serilen o kanlı ve karanlık
örtü bir ucundan yırtılır. Yama
tutmamacasına yırtılır.
Bu iki genç Kürt, aylardır or-
talıktalar. Ele geçirilmeteri hüner
değil. Olsa olsa bugüne kadar
niye yakalanmadıklan sorulma-
lı. Biz gazetecılerin kolayca ula-
şabildikleri gözönüne alınırsa,
polisin bugüne dek yakalama-
ması, ancak yakalamak iste-
memesindendir.
Şimdi mazeret kalmadı. Bu
iki genç adam, önce savcı, ar-
dından yargıç karşısına çıkanl-
mak zorunda. Bu, onlann da is-
teği. O yüzden ortalığa düştü-
ler. Tutun ki bir dümen çeviri-
yorlar, tutun ki karmaşık bir
komplonun parçalan. O zaman
bu komplo açığa çıksın.
O yüzden anlattıklan bir bir
gözden geçirilmek, suçladıkla-
n sorgulanmak zorunda Akla-
nan aklansın. Biz aklanamaya-
cak epey kişi ve kurum olduğu
kanısındayız.
O yüzden iki Murat'ın yaka-
lanması, Susurluk karanlığına
karşı savaşanlar için yeni bir
umuttur. Fezlekelerin Erba-
kan'ın sumeni altında uyutul-
duğu, Susurluk Komisyonu
Raporu'yla yasak savulduğu
bu günlerde yeni bir şans doğ-
du. Hiçbir itirafçı, hiçbir tanıklık
bu iki Kürt gencinin anlattıklan
kadar çarpıcı değil. PKK ile sa-
vaşmak adı ve bahanesi altın-
da Güneydoğu'da dönen do-
laplar, kavranması güç ilişkiler
yumağı gözler önüne seriliyor.
Bunca toz dumana rağmen ef-
lerini yıkayıp sıvışmak isteyen-
lerin çok önemli kesimleri ve
isimleri gün ışığına çıkıyor.
Yıllardır bizcileyin gazeteci-
lerin bıkıp usanmadan yazıp
çizdiği "savaşrantı" kavramı ilk
kez ete kemiğe bürünüyor. Ha-
raç, fidye, uyuşturucu ticareti,
kan ve ölümden örülmüş kirli
bir yumak sergileniyor.
Murat Ipek ve Murat Demir
isteyerek ya da değil, ama so-
nunda amaçlarına ulaştılar.
Şimdi gözaltındalar. Onlann he-
defi yargıç karşısına çıkmak.
Onlan yargıç karşısına dikme-
den salıvennek, olmadı yok et-
mek isteyenler var. Bunlann gö-
züne uyku girmiyor. Ellerinden
geleni artlanna koymayacaklar.
Ağar-Bucak fezlekelehnde
hukuk adamı gibi davranma
yürekliliğini gösteren DGM sav-
cılan, şimdi de "Murat Demir -
Murat Ipek sınaw"ndalar.
Şu anda sezilmiyor belki, a-
ma bu sınav, fezleke sınavın-
dan daha zorlu...
POLTTtKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
•••Şeriatçı Çemberi
Zengin sofralannın dalkavuğu liboşlarda birte-
laş gözlenıyor 28 mart sabahından bu yana...
Diyorlar ki:
"Türkiye Cezayirolamaz..." . .
İyi de Türkiye ne olacak?
Istanbul'u "şeriatçı çemberi", RP'lilerin deyişiy-
le 1992 arayerel seçimlerinde "yanm hilal" biçimin-
de sararken iki gündür "ikigözü iki çeşme" ağla-
yan liboşlar ne yapıyorlardı?
Şunu:
"Kemalistlere, sosyaldemokratlara, sosyalistle-
re küfrediyoriardı..."
Bakıyoruz, bir özel televizyonun "renkli cam bay-
kuşu" kafayı meyhanelere, barlara takmış ötüp du-
ruyor. Eh, şeriatçılar büyük kentleri "sandık vazi-
yetiyte" ele geçirdiğine göre biraz demokrasi, bi-
raz da "Türkiye Cezayir olamaz" avutmasıyta işi
bir süre idare edecek. Belki birkaç gün sonra pat-
ronunun buyruğuyla "şeriatçılan" savunmaya
başlayacak.
Bizim merakımız şu:
"Takkeli ve takkesiz liboşlar bundan sonra kim-
lere küfredecek?"
Aylardır bu köşede "kara tehlikeden" söz edi-
yoruz. Çağdaş ve laik Türkiye Cumhuriyeti'nin düş-
manı olan güçleri açıklıyoruz. Şeriatçıların, laik
cumhuriyetin temeline dinamit koymak için örgüt-
lendiklerini anlatıyoruz. Açık açık şöyle diyoruz:
"Demokrasi maskesi takan karayobaz çetele-
ri, Türkiye'yi ortaçağın karanlığına götürmek is-
tiyoriar..."
Kimseden ses çıkmıyor... Ylne yazıp çiziyoruz:
"Urfa Harran Üniversitesi'nde tarikat şeyhlerine
fahri profesör unvanı veriliyor, Van 100. Yıl Üni-
versitesi'nde şeriatçı güçler örgütleniyor, Kü-
tahya Dumlupınar Üniversitesi'nde karayobaz şe-
riatçı çeteler, tepeden tırnağa egemen..."
Kimse kılını kıpırdatmıyor. Olup bitenleri görmez-
likten gelıyor...
Olup bitenleri belgeleriyle ortaya döküyoruz:
"Şeriatçı güçler kurban derilerinden trilyonlar
kazanıyor. Toplanan bu paralann büyük çoğunlu-
ğu Refah'ın gizli kasasına giriyor..."
Kimsenin umurunda değil. Kendisini "solcu sa-
nan" kimi salaklar bile karşı koyuyor:
"Demokrasilerde isteyen istediğini yapar, bıra-
kın bu eskimiş, 1923'lerden kalmış düşünceyi,
kafayı..."
Milli Eğitim Bakanlığı'nı "şeriatçı güçler" ele ge-
çirmiş, Millı Eğitim müdürlüklerinde "karayobazçe-
teleri" duvarlara "Hâkimiyet, kayıtsız şartsız Al-
lah 'ındır" deyişini asmış. Kimse umursamıyor, gör-
mezlikten geliyor.
Diyoruz ki:
"Dikkat edin, bu birsiyasal mesajdır. Bu, şeriat-
çılann iktidara yürüme sloganıdır..."
Yanıt alıyoruz:
"Yokcanım, nereyeyürüyecekler. Kendini bilmez
bir iki yöneticinin işidir tüm bu anlattıklannız. Mü-
fettiş gönderdik, araştınyoruz..."
öğretmen liselerinde, imam-hatip okullannda
"Şeriat geliyor" başlıklı bildiriler dağıtılıyor, duvar-
lardan Atatürk posterieri indirilip ye/ine Osman-
lı padişahlannın fotoğrafları asıJıyor; emniyet mür
dürlüklerinin duvarlannı Malazgirt Savaşı'nın, Is-
tanbul'un fethinin resimleri süslüyor.
Yıne yazıyoruz:
"Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde Osmanlı özlemi
niye?"
Yanıt geliyor:
"Biz geçmişimizle övünmeyecek miyiz?.."
Ortaokullara, liselere, üniversitelere kitaplık de-
ğil, mescit açılıyor; din dersi öğretmenleri yöne-
tici oluyor: kaymakamlar"Atatürk'e bağlılık miting-
lerini" yasaklıyor; valiler kimi yörelerde cuma gün-
lerini "resmi tatil" sayıyoriar...
Yine anlatıp yetkilileri uyanyoruz...
Sıt yok...
zel televizyonlarda takkeli-takkesiz liboşlar,
Kürtçüler, ikinci cumhuriyetçilertemel ilkelerde bir-
leşiyor:
"Yetmiş yılhk Kemalist deviet köhnemiş, resmi
ideoloji halkı baskı altına almıştır..."
Güzel!..
O zaman niye bu telaşınız, korkunuz, söyler mi-
siniz?
Yoksa Refah, Beyoğlu'nda meyhaneleri, barlan
kapatacak diye mi panikliyorsunuz?
Karayobaz çeteleri "devleti kuşatırken" sos-
yalistlere, Kemalistlere, sosyal demokratlara, yurt-
severlere sabah akşam sövmeyi sürdüren sizler
değil miydiniz?
Bakın laik Türkiye'de doğan bizler buradayız. Hiç
korkumuz yok. Bilinçli ve inançlı insanların da hiç
korkusu yok. Siz nasıl olsa yann patronlannızın
buyruğuyla onlan desteklemeye, laiklere saldır-
maya başlarsınız.
Sizin için çıkarlar öne geçer, düşünceler değil...
Hiç olmazsa susmasını öğrenin!
• • •
Yukandaki yazıyı 2.4.1994'te yazdım...
Üç yıl önce olup bitenler bugünlere ışık tutuyor-
du...
Şimdi ne diyorsunuz?..
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planetcom.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (Q Planet.com. TR
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
HiKMET CETİNKAYA
ÂAÂ
BM0NUNUN
KAZLARI
450.000 TL(KDVdahil)
Çağ Pazartama A.Ş. Yerebatan Caddesi S^tmsöğur Sokak
No: ftB Gağaloğlu Istanbui Tel:514 01 95/96
Postaçekıno.: 666322