Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
t% MtSAN 1997 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERÎN DEVAM 17
ısta-bul 18 Sınop B 22
Edre B 20 Samsun B 23
Çar
akkale B 17 Trabzon Y 19
Kocaelı B 21 Giresun B 21
İZTT' A 22 Ankara A 21
Vla-sa A 2 1 Konya A 23
Aycn A 23 Eskişehır A 22
A 20Denzlı A 20 Sıvas
Zorguldak B 21 Antalya A 24 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sıirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
B
B
2/
26
23
2e
24
21
10
15
12
Yurdun kuzey kesim-
leri parçalı bulutlu,
Doğu Karadenız'ın
doğusu ile Doğu Ana-
dolu'nun kuzeydoğu-
su sağanak yağışlı,
diğer yerier az bulut-
lu ve açık geçecek.
Hava sıcaklığı artma-
ya devam edecek.
Rüzgâr güney ve ba-
tı yönlerden hafrf ara
sıra orta kuvvette
esecek.
Londra B 13 Atina
Paris B 13 Milano
Roma Y 18 Oslo
Berlin B 12 Helsinki
Amsterdam B 12 Stockholm Y
Madrid
Sofya
_Y_ 18^ Belgrad
Brüksel
_Y 13 Viyana
B 12 Bonn
Budapeşte B 10 Münih
Taşkent
Moskova
Aşkabat
Aimatı
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tiflis
Kahıre
K
B
Y
Y
B
Y
B
A
3
14
17
13
21
16
19
24
Şam 28
Parçalı bulutlu Sıslı Bulutkj t Çok bulutlu Yağmırlu Karlı Sulukar i Gök gürültülü
G U 1 V C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafi ]. Sayfada
MHP'de Seval Türkeş rahatsızlığı acaba neden
yaşanıyor?
"Polemikyaratacak çıkışlar"dan söz ediliyor açık-
' BÜ üç sözcük dikkat çekici. Zira, 8-9 gün önce
Hulki Cevizoğlu. programında Türkeş'ten sonra
tylHP üzerinde ve içinde bir gezintı yapıyor. Karşı-
sında oturan bir zamanların ünlü MHP ideoloğu,
şimdilerde Şaibe'nin görünür görünmez her yerde
baş savunucusu Zeybek Namık Kemal'e Seval
Türkeş'ın bir sorusunu yöneltıyor.
> Cevizoğlu'nun sunuşu ve soru şöyle:
£ "Seval Türkeş soruyor: Namık Kemal Zeybek,
1980 ihtilalinde Dil Okulu'nda Alparslan Türkeş ile
birtıkte tutuklu kaldı. Bu tutukluluklan sırasında,
avukatlann da bulunduğu bir toplantıda, Namık
Kemal Zeybek, Alparslan Türkeş'e dönerek 'Utan-
maz adam, senin yüzünden burada yatıyoruz' de-
di. 'Bunu bizzat bana Alparslan Türkeş anlattı' di-
yor Seval Türkeş ve ekliyor:
. 'imanın yedinci şartı haddini bilmektir. Namık Ke-
mal Zeybek haddini bilmelidir' diyor."
; 5 satırlık soruyu 1.5 sayfaya yaydığı yanıtında,
Zeybek'in, Seval Türkeş'in çıkışına hayli şaşırdığı,
hatta bozulduğu anlaşılıyor. Tabii olayı yalanltyor!
Bir başkası
•• Daha sonra Zeybek, garip bir davranış gösteri-
ypr. "Kimsenin ne siyasi mirasına, ne şahsi mirası-
na sahip olmak gibi bir arzusu olmadığım" söylü-
yor ki, soru ile kel alaka.
Birinci soru: Partinin polemik yaratacak çıkış di-
ye adlandırdığı olay. Seval Hanım'ın Zeybek'e yö-
nelttiği ciddi bir saptamadan mı kaynaklanıyor?
Ikinci soru: Zeybek, hangi nedenlerle Türkeş'in
savunucusu rolüne soyunuyor? Şöyle ki:
Dil Okulu'nda sorgulanırken savcı, "Bırak, Tür-
îfeş'i kurtarmaya çalışma, kendini kurtar" demiş.
Östat böylece Başbuğ'u "her türlü lekeden ve göl-
geden anndırmaya" çalışmış. lyi mi?
Hürriyet sever siyasetçidir Zeybek. Hürriyetleri
çok iyi kullanmasını biliyor. Seval Hanım'a yanıtın-
daki davranışı yadırgamamak gerekiyor. Çünkü
Zeybek N. K. hep böyle yapıyor.
1
Zaman zaman geçmişinden kimi ılgınç öyküler
sütunlara vuruyor. Örneğin bir ara şeriatçılığa so-
yunduğu gıbı. Bursa MHP adayıyken dostu, şeriat
yolunda savaşan bir yazardan "MSPadayını aday-
lıktan çekilmeye ikna etmesini" istiyor. Derler ya,
iki karpuz bir koltuğa sığmaz. Zeybek, dostu yaza-
ra "O çekilsin. Hiç değilse Meclis'e 'bir şeriatçı' gir-
s'in" diyor.
Seval Türkeş'e yanıtında olduğu gibi devletlû ba-
SPJtm
lanlıyor.
Dedik ya; Zeybek N. K. hürriyeti çok sever. Kim-
nğini sarsacak böyle yayınlar oldu mu, gece gün-
düz düşündüğü, yatağında bile usundan çıkarma-
dığı hürriyeti veya hürriyetleri ustalıkla kullanmayı
yeğler.
Ne çare, kişilikler ve kimliklerin artık üstü örtül-
müyor. Hem de sahiplerince ortaya dökülüyor.
• REFAHYOL hükümetınin en büyük başansı ne-
dir biliyor musunuz?
Siyasal yaşantıya terbiye dışı sözcükleri, hem de
bakan demeçlerıyle getirmesi.
Çalışma Bakanı'nın, karşıtlarına p... sözcüğüyle
başlattığı saldınlar taze bakanımız Meral Akşe-
ner'in söyledikleri yanında solda sıfır kalıyor. "Er-
meni dölü - Almanya'dan atamıyorlar, yakıyohar -
Ankara'daki iktidarsızlara mesir macunu..." gibi
devlet adamlarına yakışmayan söylemleri medya-
mız büyük bir hoşgörüyle "gaf" diye niteledi. Ya
sonra?
. Bayramın ilkgünü TV'lerden izledik, Istanbul Em-
niyeti'nde gazetecilere "gıcık sorvlar" sorduklannı
söylüyor.
Şaibe Hanım'la Akşener'in yakın dostluğu basit
bir gerçekten kaynaklanıyor:
Biliniyor kı, Şaibe Hanım da evde, konutta, koca
koca adamlara tabaklar. küllükler fırlatıyor.
Kısacası efendim; Şaibe Hanım, Akşener'in Ame-
rika görmüşü!
Nacar, Gülen'e
sert çıktı
ANKARA (UBA)-
Islamcı yazar İsmail
Nacar. Türk Silahlı
Kuvvetleri içinde
gerginliğin giderek
tırmandığına dikkat
çekerek "Beııim kulağım
deliktir. Başta TSK olmak
üzere Türkiye"nin her
kurumunda büyük bir
endişe var. Bu tip endişeler,
gerginlikler ordu içinde
çok ilcri safhadadır.
Ulkenin bir iç çatışma ve
kargaşaya ghmemesi için
sivfl örgütleri göreve
çağınyorunı'* dedi.
"Ülkenin bir badireye
gitmemesi ve hükümetin
demokratik \ollardan
gitmesi için
pariamentonun harekete
geçmesi gerektiğiııi''
»öydeden Nacar. "Silahh
Kuvvetleriınize biitün bu
3İup bitenlere rağmen
sabıriı olmasuu tavsiye
Amiyorum. Cezayir
ılayını. İran devrimini,
\fganistan'daki
*elişmeleri biliyorum. Her
jeyin bir tahammül
ierecesi vardır. TSK'nin
le birtahammül derecesi
,-arrfıt TSK içinde Osman
JzbeL'in konuşmasına
jeruer konuşmalar
jkterekartacaktır" dıye
konuştu.
Fethullah Gülen'in
Başbakan Necmettin
Erbakan'a yönelik
"beceremiyorsa ghsin"
açıkJamasıru da
değerlendiren Nacar, "O
tehlikeyi sezmiş dunımda.
Bu konuda tecrübelidir de.
Onun için şimdiden 'Ben
bu işte yokum. Haberiniz
olsun' mesajını veriywr"
dedi. Gülen'in zihniyeti
ile diğer tarikatçılann
zihniyeti arasında hiçbir
fark olmadığına dikkat
çeken Nacar sozlerini
şöyle sürdürdü:
"Ama şu anda tehlikey i
sezmiş durumda. Gidişat
iyi gözükmüyor. Onun için
şimdiden bu işin içine
girmek istemiyor. Asker
konusunda da bir
samimiyeti yoktur. Bunlar
politik sözlerdir. Herkes
takıyye yapıyor. Gülen'in
durumu da böytedir.
Uyanıkhk yapıyor.
Kendini kurtarma
maksadı taşıyor. Yoksa
bunların zihniyeti çok
yanlıştır. Bunlann gerçek
İslamla ilgisi yok, ülkeyi
yobazlığa götürüyorlar
gibi bir endişesi yoktur.
Gülen'i hiç ciddiye
almıyorum.*'
Siyasette zor dönemeçANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başkent kulislerinde, bayram
sonrası REFAHYOL hûkümetiniıı
bozulması ya da gensoruyla düşü-
rülmesi beklentisi yaygınlaşırken
DYP'li iki milletvekılinin dokunul-
mazlıklannın kaldınlmasina iliş-
kin fezleke konusundaki tartışma-
lar da gündemin ilk sıralanndaki
yenni koruyacak. Millı Güvenlik
Kurulu'nun (MGK) 26 nisanda ya-
pıhnası planlanan toplantısı sonra-
sında koalisyonun DYP kanadın-
dan "hükümetten çeküme" baskı-
lannın yoğunlaşacağı, RP Genel
Başkan Yardımcısı Aydm Mende-
res'in partisini zorlayacak çıkışla-
nıu sürdüreceği vuıgulandı.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl-
maz bayramdan sonra hükümetin
düşeceği beklentisini, DSP Genel
Başkanı Bûlent Ecevit de gensoru
öneTgesı vereceklerini dile getirdi.
Kulislerde dile getirilen bayram
sonrasına ilişkin bazı senaryolar
şöyle: Çiller erken başbakan:
MGK toplanhsuıda, hükümetin RP
kanadının "savsaklajıcr bir tavır
içine girmesi durumunda, grubu
tarafından da sıkıştınlan DYP Ge-
nel Başkanı ve Başbakan Vekili
Tansu Çiller ortağına kendi başba-
kanhğmı öne çekeTek seçim hükü-
meti önerir. RP kabul etmezse DYP
hükümetten çekilme karan alır.
TBMM'de TEDAŞ, TOFAŞ, ser-
vet komisyonlarmda RP oylanyla
kurtanlan Çiller, "Ordu sia istemi-
yor'' diye sıkıştırdığı ortağını ken-
di erken başbakanlığtnı kabul et-
meye ikna edebilir. Erken seçime
iktidarda gitmek isteyen RP de Çil-
ler'in başbakanhğını kabul edebi-
lir. Seçım Yasasfnda değışiklikler
yapılarak erken seçime gidilir. Ül-
ke barajını yüzde 8'e çeken ve itti-
faklara olanak tanıyan bir seçim
yasası taslağı üzerinde çahşan
DYP'nin olası bir erken seçime
MHP ittifakıyla girmeyı planladı-
ğı belirülırken barajın düşürülme-
• «İBİnsMHl^nJn tet baçına parla-
mentoya girmesine olanak sağla-
maya yeteceğine de dikkat çekildi.
Görev başında gûvenoyu: RE-
FAHYOL hükûmeti, MGK toplan-
tısından sonra ortaya çıkan tablo-
da kendisini köşeye sıkışmış hisse-
derse güven tazelemek için görev
başında gûvenoyu ister. Çiller, gü-
venoyu öncesinde yeni transferler-
le hükümetin sayısal desteğini art-
tınr. DYP'nin, tinren Aykut, Adem
Yıküz, Nizamettin Sevgili, Sûmer
OraL Akm Gönen'in de aralannda
bulunduğu bazı ANAP milletve-
killerim transfer etmek için kulis
yaptığı belirtildi. MHP kökenli
ANAP milletvekilleri SadiSomnn-
cuoğlu. Halil Cin, Recep Mızrak ve
Mustafa Bakılar'ın da ANAP'tan
kopabileceği kulislerde öne sürül-
dü.
DYP çekilir: TOBB'dan Fethul-
lah Gülen'e, sıvil toplum örgütle-
rinden RP Genel Başkan Yardım-
cısı Aydm Menderes'e dek uzanan
hükümete karşı cephe genişleyin-
ce, DYP'nin içi kanşır. Bazı millet-
vekilleri istifa eder; bazılan
ANAP'a, bazılan DTP'ye geçer.
Grubunu tutamayacağmı anlayan
Çiller. hükümetten çekilmek zo-
runda kalır.
Gensoruyla hükûmet diişürii-
lûr: DSP, bayramdan sonra Içişle-
ri Bakanı Meral Akşener'in Emni-
yet Genel Müdürlüğü"ndeki gece
yansı operasyonuyla ilgili olarak
hükümet haklanda gensoru öneT-
gesi vermeye hazırlamyor. Genso-
ru oylamasında, DYP fire verir ve
hükümet düşürülür. ANAP'tan ıs-
tifa eden Samsun Milletvekili
Cemal Alişan'm DYP'ye dönme-
siyle hükümetin TBMM'dekı san-
dalye sayısı 281' e yüksel ir. ANAP,
DSP, CHP. DTP ve 9 bağunsızın
oylanyla 260 rakamına ulaşan mu-
halefetin hükûmeti düşürmek için
gerekli 276 rakamına ulaşabilmek
için 16 oya gereksinimi bulunuyor.
TBMM Başkanı, ANAP'lı Musta-
fa Kalemli'nin oy kullanma hakkı
bulunmadığından, bu rakam 17'ye
yükseliyor. BBP'nin ikna edilme-
svdurumunda DYP'den 10 mıllet-
vekilinin muhalefetle birlikte oy
kullanması hükûmeti düşürmek
için yeterli olacak. Ancak DYP'li-
ler, gensoru oylamasında muhale-
fetle birlikte hareket etmenin parti
disiplini ile bağdaşmayacağı, bu
nedenle liderlerini çekihneye zor-
lama taktiği izleyeceklerini söyle-
dıler.
REFAHYOL revizyonla sûrer:
Bayramdan sonra yapılacak MGK
toplantısında "zaman kazanmak
için oyalama" taktiği izlenir. Tan-
su Çiller, yapacağı kabine değişik-
liğiyle Sanayi ve Ticaret Bakanı
Yahm Erez ile Sağhk Bakanı Yü-
dınm Aktuna'yı kabine dışı bıra-
kır. Çiller, parti içi dengeler açısm-
dan kendisini güçlü hissederse iki
bakanı azledebilir. Ancak Istan-
bul'daki il başkanlan toplantısı fi-
yaskosundan sonra bu olasılığa
fazla şans tanınmıyor. Hükümetin
RP kanadında da bazı değişıklikler
yapılarak "gidebfldiği kadarkoaüs-
yona devam" karan aluur. Çiller,
ortağım bazı kararlann uygulan-
masma zorlamak için yakın ilişki
içinde olduğu Aydın Menderes'i
de devreye sokar.
Erbakan fezleke kozunu kulla-
nır: MGK toplantısından sonra
DYP tarafinın "sıtaşürma" taktiği
izlemesi durumunda, Başbakan
Necmettin Erbakan DYP Elazığ
Milletvekili MehmetAğarile Şan-
lıurfa Milletvekili Sedat Edip Bn-
cak'ın dokunulmazlıklannm kal-
dınhnası istemini içeren fezlekeyi
TBMM'ye göndererek komisyon-
larda kolladığı ortağına karşı son
Susurluk kozunu kullanır. Erba-
kan, bu süreçte hükûmeti bozarak
muhalefete geçer ya da DYP hükü-
metten çekilme karan alır. Erba-
kan, DYP'li iki milletvekilinin do-
kunulmazlıklannm kaldınlması ve
daha sonra yargılanmalan sürecin-
deki tartışmalann DYP'yi yıprata-
cağını göz önüne alarak olası bir
erken seçim öncesinde "DYP'yi
koUama ve suç ortakuğı
r
' konu-
mundan da kurtulmaya çalışır.
Geniş tabanh hükümet: RE-
&fi(m¥OL te gensoruyla düşürü-
lür ANAP-DSP-CHP. DTP-
BBP'nin katılımı ve bağımsızlar
ile DYP içinden bir grup milletve-
kilinin desteğiyle geniş tabanlı bir
hükümet kurulur. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz, rejimin
kurtanlması için REFAHYOL hü-
kümetinden kurtularak geniş ta-
banlı bir hükümet kurulması ko-
nusunda ısrarlı. Yılmaz'ın planına
göre, çok partili geniş tabanh hü-
kümet, öncelüde anayasaya uyum
yasalanm çıkanr, ardmdan Seçim
Yasası değişikliği ile yaklaşık bir
yıl sonunda erken seçime gidilir.
Lidersiz hükümet kurulur: DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit'in
önerisi doğrultusunda liderlerin
katılmayacağı bir ANAP-DYP-D-
SP hükûmeti kurulur. CHP ve DTP
de böyle bir hükümete katılabilir
ya da dışandan destek verirler.
Ecevit bu hükümetin seçim hükû-
meti değil, icraat hükûmeti olması
gerektiği görüşünde ısrarlı, ancak
bu olasılığa fazla şans tanınmıyor.
ANAYOL yeniden denenir: DYP,
hükümetten çekilir ve ANAP'la
yeniden ANAYOL hükümetini ku-
rar. Bu hükümet, öncelikle ittifaka
olanak sağlayacak yeni bir seçim
yasası çıkanr. ANAP Genel Başka-
m Yılmaz tarafından dile getirilen
ve "Fransız modeli" diye adlandı-
nlan ittifak yöntemi ile her parti
kendi amblemi ile seçime girer, an-
cak ittifak yapan partilerin aldıkla-
n toplam oy üzerinden milletveki-
li dağılımı gerçekleşir. Bu durum-
da, seçim sonrasında da bu iki par-
ti işbirliği yaparak koalisyon hü-
kûmeti knrar. Bu model, merkez
sağ partilerin birleşmesi için de ilk
adım olur.
Müdahale ve teknokratiar hükû-
meti: Özellikle hükümetin RP ka-
nadındaki laik rejime yönelen teh-
ditlere karşı önlem alınmasma iliş-
kin direnç sürer ve parlamentoda
çıkış yolu bulunamadığı kanısı
yaygınlaşırsa sistem müdahaleye
uğrar. Laik rejime yönelik tehdit-
lere karşı aynntıh yasal düzenle-
melerle yapılacak yapısal değişik-
likler içinbir zemın-aıayt^ yaşana-
bileceği iddıa edılen bu durumda
bir teknokratiar hükûmeti de kuru-
labilir.
Komîsyon tetikçinin pe
I Baştarafi 1. Sayfada
makiçinbuyöntemebaşvu-
rulur" diye dogrulamasının
ardından, komisyon lstan,^
bul'da örgût üyelerini din-
lemeyi kararlaştırdı.
50"den fazla kişiyi dinle-
yen Uğur Mumcu Komıs-
yonu'nda üyelerin kafaian
kanştı. Komisyona bilgı ve-
ren istıhbarat kuruluşlanmn
temsilcileri birbirlerini suç-
larken soruşturma sürecin-
de inanılmaz hatalar yapıl-
dığı ortaya çıktı. "Suç işle-
mek üzere çete kurmaktan"
dolayı hakkında fezleke dü-
zenlenen Mehmet Ağar, ko-
misyonabilgi verirken sûrp-
riz tanık Ayhan Aydın tara-
fından da teşhis edilen İsla-
mi Hareket Örgütü üyesi
MehmetAü Şekerile Ayhan
Usta'nın gözaltı tutanakla-
nnda yapılan tahrifatı doğ-
rulayarak örtülü bicimde sa-
vundu. tfadesinde, polisle-
rin gözaltı süresini uzatmak
için uyguladıklan yöntemi
de itiraf eden Ağar şöyle de-
di: "Böyle bir hata yapüabi-
Br, yapılamaz diye bir şey
yok. Yani önce gözetime at-
nuşlardır,sorgu hızla de\ am
ediyordur, o sırada gözetim
karannı yazmayi unutabi-
lirler, sonradan yazabOirkr,
süreyi uzatmak için yapabi-
firter_"
Mehmet Ağar, aynca iti-
rafçıhk sistemiyle ilgili iti-
rafta bulunarak şunlan söy-
ledi: "Başlangıç olarak, ttal-
ya'da veya Amerika'da ben-
zerastemlerden ortaya çıkı-
larakyararfa olabileceği dü-
şünübnüştü, hakikaten de
yararh oldu. l zun süreler
yararlı oldu. Fakat bunlann
bir müddet sonra, görüldü-
ğü kadamla. kendilerine
devletin sağladığı bu imkânı
istismaretmeksureuyleola-
yı şahsi çıkar mesdesi hali-
ne getirdikleri görüktü. Do-
layısıyla bu müesseseye yeni
bir çerçeve ve muhteva ka-
zandınlmadan devanunm
pek yararlı ulmadığı açıkça
gy
Itirafçılar Murat Demir
ve Murat Ipek, komisyona
bilgi verirken gazetemiz ya-
zan Uğur Mumcu'nun Ku-
zey Irak doğumlu MÎT
mensubu Velit Hüseyin ta-
rafından öldürüldüğûnü ve
bu kişiyi daha sonra yurtdı-
şına kaçırdıklannı anlattılar.
ttirafçılar, Velit Hüseyin'i
Dıyarbakır Cezaevi'ndey-
ken tanıdıklannı bildirdiler.
Adalet Bakanlığı da ıtirafçı-
lann bu ifadesini doğrula-
yarak aynı dönemde ceza-
evinde yattıklannı komisyo-
na bildirdi.
Komisyona ulaşan bilgi-
lere göre Velit Hûseyüı, Ma-
>ıs 1991'dePKK'yeüye ol-
mak suçundan hükümgiye-
rek Diyarbakır Cezaevi'ne
kondu. Ancak "can güven-
liğiveidari nedenler" gerek-
çe gösterilerek Muş Ceza-
evi'ne sevk edildi ve daha
sonra 17 Ağustos 1992 tari-
hinde tahliye edildi. Komis-
yon, Adalet Bakanlığı'na bu
idari nedenlerin ne olduğu-
nu sormayı kararlaştınrken
Içişleri Bakanlıgıve Olağa-
nüstü Hal Bölgevaliliği'ne
de Velit Hüseyin'in nerede
olduğunu sormaya karar
verdi.
ANAP'lı üye Manisa
Milletvekili Tevflk Diker,
komisyonun bugüne kadar-
ki çalışmalan sonucunda
kafasında birçok soru işare-
ti oluştuğunu söyjedi. Di-
ker'e göre ortaya çıkan tab-
lo şöyle:
- Devlet içerisinde istih-
barat birimkri arasındaki
çaüşmalar.
- Bizzat tetikçiolarak adı
geçen Velit Hüseyin hak-
kındaki belirsizlik.
- Olaym ilk olduğu za-
man, deüllere tam olarak
ulaşılabilmesi için gerekli
güvenlik kuşağı oluşturul-
mamasL
- Kriminoloji laboratu-
van tetkiklerinin, kafalarda-
ki tüm sorulara ce\
r
ap vere-
meyişi.
- Uğur Mumcu'nun son
dönemlerinde yaptığı tele-
fon görüşmelerinin yeterin-
ce incelenmeınesL
- Mafyanın bu cinayeti
işleyebileceği ihtimalinin
güçlü olarak değerlendiril-
memesi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Bizim değerlendirmemiz de "halkın dinine bağ-
lılık ölçüsünden " çok, "camilerin işlevindeki dikka-
ti çeken değişikliğe" yönelik olacak...
Gerek büyük kentlerde gerekse Anadolu'da yer
yer cami yapımı rantla iç içe girmiş durumda.
Ülkemizde saatte yapılan caml miktan... Cami
sayısının ortaokul sayısını geçmesi... Bunları geçe-
lim.. .Daha doğru bir tanımlamayla konunun çerçe-
vesini fazla genişletmeyeüm. Sadece, cami yapım-
lannda dikkati çeken durum bile, camilerin giderek
dernekleşmekte olduğunu, bunun da beraberinde
dini kurumlan "propaganda merkezi" haline getir-
diğini gösteriyor.
Anadolu kentlerine gittiğimde, sohbet sırasında
sorduğum sorulardan biri de şu olur:
- Camiler gerçek işlevinde mi kullanılıyor?
Çoğunlukla "hayır" yanıtı alıyorum.
Diyelim ki, yeni kentleşen bölgede cami yapıla-
cak. Hemen bir tarikat heyeti:
- Hiiiç sorun değil. Hemen yapanz... Ama küçük
bir şartımız var?
"Nedir?"
- İlk iki kat bina olacak. Üstüne cami yapacağız...
"Nasıl yani?"
- Nasılı varmı? İlk iki kat, çeşitli iş merkezleri ola-
cak, yurt olacak, kurs olacak. Orada çocuklan egi-
teceğiz. Bu binalan bize vereceksiniz. Üstü de ca-
mi. Sizin de harcamanız olmayacak...
Bunu kabul ederseniz, hemen birkaç ayda bina
yükseliyor. Etmezseniz, mahalle sakinleri kendi arS-
larında para toplayıp aylarca, hatta yıllarca camiyi
tamamlamaya çalışıyor.
Pek çok yerde alışılan bir tanımlama haline gel-
di:
- Şu aşağıdaki cami Nakşilerin... Hemen ileride
de Süleymancılann var...
Olmadı...
Anadolu Müslümanlığı bu değil...
Bu köşede sık vurgulanan bir tanımdır:
"Din vicdan işidir. Vicdandan alıp cüzdana koy-
dunuz mu iş değişir..."
Hele Türkiye gibi enflasyonlu yaşamın yerleştiği
ülkelerde, cüzdan işı karmakanşıktır. Bütün cami-
ler için söylemıyoruz. Ama pek çok cami için yuka-
ndaki tanımlamamızın eksiği var, fazlası yok.
Dini bu kesimlerin elinden kurtarmak gerekiyor.
EğerTürkiye'de, bu kesimler etkin olursa, değil ka-
dının başını örtüp örtmemesi; değil imam-hatip
okullannın eksiği fazlası; çarşafın rengi için iç sa-
vaş çıkar.
Biri siyahtan başka renk tanımaz. öteki ipek ol-
sadaolurder...
Demokrasinin geri vitesi yoktur...
Bu pencereden baktığımızda, bir ayağı yeryüzü-
ne, bir ayağı yeraltına uzanan RP'yte birlikte gün-
deme gelen tartışma "din" olgusundan çok, dev-
let yönetimi olgusu... Bunu halka anlatamayacak-
lannı bildikleri için en güvenilir yolu Anadolu insa-
nının arkasına sığınmakta buluyorlar.
Adamlar hem demokrasiye saygı göstermeye-
cekler hem de demokrasiyi yıkma hakkı isteyecek-
ler...
Çağdaş demokrasinin özünde, toplumu ileriye
götürme özlemi yatar. Geri götüren anlayışa de-
mokrasi denemez... Demokrasinin geri vitesi yok-
tur...
Türkiye'de demokrat ve demokrat olmaya çah-
şan kesim, yukarıda sözünü ettiğimiz mantığa şa-
şı bakıyor. Onlar kural tanımıyor. Örneğin, gol at-
mak için faul yapılabilir diyortar. Gol avantajı yaka-
lamışsak hakem ofsayt dese bile golümüz geçerli-
dir diyorlar.
Bizimkilerse birbirlerine giriyorlar:
- Onun hakkına saygı göstermeliyiz... O kadar
yetmez, daha fazla göstermeliyiz... Yok, onlan boş-
verelim, sorun değildir, öteki sorunlara yönelmeli-
yiz...
Son yıllarda sık yapılan bir üçlemedir:
Tarikat - Siyaset - Ticaret...
Bu, bir adım daha ileri gitti:
Cami - Şeriat - Rant...
Gergmlik tınnanıyor
ralarımız Tükeniyor
Keşke
Hollanda kadar yapabilsek!
Canlı hayvan, et ve süt mamülleri ihraç ederken artık dıjarıdan
hayvansal ürünler ithal etmeye bajladık. 1989-1995 yılları arasında et ve
canlı hayvan ithalatımıı yüzde 2000 arttı. Oysa Türkiye'nin I9'da biri olan
Hollanda uyguladığı akricı politikalarla yılda 32.8 milyar dolarlık tarımsal ve
hayvansal üriin ihracatı gerçeklejtirmektedir. Hera alanlarının tahrip edilmesi
bir yandan ülkeyi erozyon ve çöllejmeye, öte yandan açlık, fakirlik ve kıtlığa
doğru götürmektedir.
fazla keşke dememek için biraz ilgi biraz bilgi
B i l g i i ç i n
TEMA0 212 283 78 16
• Baştarafi 1. Sayfada
CumhurbaşkanıSüleyman Demireri ziya-
ret eden Kara Kuvvetleri Komutanı Orge-
neral Hikmet Köksal, Demirel'in yanında
yaklaşık 45 dakika kaldı. Orgeneral Kök-
sal, tatil köyü çıkışmda bekleyen gazeteci-
lerin yoğun ilgisine karşın sorulan yanıt-
sız bıraktı. Köksal buradan hemşerisı Nu-
rettin Çarmıkh'ya ait Club Salima tatil kö-
yüne geçti. Köksal, Cumhurbaşkanı'nı iz-
lemek üzere tatil köyûnde kalan gazeteci-
lerin, "Tuğgeneral Osman Özbek için siya-
siler uniformasmı çıkanp siyasete atılması-
nı öneriyoriar, siz bu konuda ne diyorsu-
nuz" sorusunu "Hiç kimsenin ağzına fer-
muar çekecek halimi/ yok" diye yamtladı.
Kimi yüksek rütbeli subaylann da Tuğ-
general Özbek'in söylediklerinin doğru
olup olmadığına bakılması gerektiğini be-
lirterek şu görüşleri paylaştığı öğrenildi:
"Türkiye'de yaşananlar gizü kapakh de-
ğil, herkesin gözü önünde. Ulkede bir terör
sorunu var. Çözümü büyük ölçüde Türk
Silahlı Kuvvetleri'ne bırakılmış durumda.
Laiklikle ilgili kaygılar sadece askerierin
dep, toplumun pek çok kesiminin paylaş-
tığı bir durum. Böyle bir ortamda Tuğge-
neral Özbek'in söylediklerinde hangi un-
surlar yanhş?"
TSK'de albay ve daha alt düzeydeki su-
baylann son gelişmelerden duyduklan ra-
hatsızhğı üst makamlara ilettiği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, özellikle Başbakan
Erbakan, RP'li bakanlaT ve millervekille-
rinin hacda sergilediği tutum ve davranış-
lar, orduda rahatsızlıga neden oldu.
ÇYDD Başkanı Türkan Saylan da bir
açıklama yaparak Özbek'e destek verdi.
Saylan, Özbek'in sorumluluk bilincinde
bir yurttaş olarak, gördüğü yasal ve ilkesel
aksaklıklan dile getirerek görevini yaptığı-
nı söyledi. Söylem ve davranışlanyla inanç
sömürüsünü siyasetin tek konusu durumu-
na getirenlerin bu tûr davranışlardan hoş-
lanmayacaklannın açık olduğunu vurgula-
yan Saylan "Ovsa halkımızm büyük ço-
ğunluğu Sayın Özbek'le aym görüştedir"
diye konuştu.
'Hükümette gûndeme gelecek'
Hükümetin Refahlı Devlet Bakanı Sacit
Günbey, Ûzbek'in konuşmasına sert eleş-
tiri getirerek konunun hükümette görüşü-
leceğini söyledi. Diyarbakır'da UBA'nın
sorulanru yamtlayan Günbey, ordunun da
Tuğgeneral Özbek'in konuşmasından ra-
hatsız ohnası gerektiğini belirtti. Günbey,
"Çünkü bu hükümetin arkasında bir halk
desteği vardır. Halkın desteğine rağmen
kimsenin bir hükümet başkanı için bu şe-
kilde konuşmaması gerekir
r
diye konuştu.
Konunun hükümet gündeminde de tartışı-
lacağını belirten Günbey, "Hükümet top-
lanacak. mutiaka bu konuyu görüşecek. Bir
şey yapması gerekryor'" dedi.
Oyun değiştirildi
Bayram sonrasında siyasi gündemin bi-
rinci sırasma otumıası beklenen Tuğgene-
ral Özbek'in değerlendirmelerinin geçen
hafta Erzurum ve Amasya'da sahnelenen,
Türk Silahlı Kuvvetleri'ni din düşmanı ola-
rak gösteren, demokrasiyi küçümseyen bir
oyunla da bağlantılı olduğu belirtildi.
Amasya Valisi, dün Kanal D'ye yaptığı
açıklamada söz könusu tiyatro oyunu için
kendilerine izin başvurusu yapıldığmı, an-
cak izin için verilen tekst ile oyunun tü-
müyle farklı olduğunu tespit etn'klerini söy-
ledi. Oyunun Milli Gençlik Vakfı'nca des-
teklendiği belirtilirken, vakıftan bu konu-
da herhangi bir açıklama yapılmadı.