Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 1997 PAZARTESİ
HABERLER
TÜGÎK, düşünce özgürlüğüne ağırlık veren demokrasi raporu için çalışma başlattı
TUGIAD'ın özgür düşünce raporu
MUTLU GÜNEŞ SÖNMEZ .
Goıç işadamlan düşünce özgürlüğü ve
dKnokrztik yapılanmalar için yeni ve kapsamh
bir rapor hazırlıgı yapıyor. Tüm ülke genelinde
fadiyet gösteren 35 işadamı derneğinin üst
larulu durumunda olan Türkiye Genç
Işadamlan Deraekleri Yüksek Kurulu (TÜGÎK),
gejen haftalarda îstanbul'da yapılan toplantıdan
sotra özellikle düşünce özgürlüğu konusunu ele
alacak kapsamh bir rapor hazırlamak için
çahşmalar başlattı.
•Düşünceler sınırlanamaz'
TÜGİAD ve GYtAD gibi tanınmış işadamı
demeklerinin de üye ya da gözlemci üye
dırumunda olduğu TÜGtK"in, hazırlanacak
rapor için bir komisyon oluşturduğu ve bu
komisyonun raporu yazacak uzmanlan
beürlemeye çalıştığı belirtildi. Raporun
• Türkiye Genç İşadamlan Dernekleri Yüksek Kurulu (TÜGİK)
Başkanı Orhan Efe, TÜSlAD'ın demokrasi raporundaki tavnnı
eleştirerek "Biz raporumuzu kendi içimizden çıkaracağız. Yani
hazırladığımız raporun her zaman arkasında olacağız" dedi.
yazımında hukuk ve siyaset uzmanlanndan
oluşan bir ekibin görev alacağı kaydedildi.
Kendilerini Atatürkçü. demokrat ve özgürlükçü
olarak nitelendiren TÜGİK Yönetim Kurulu
Başkanı Orhan Efe, "İnsanın beyni sonsuz bir
düşünce zenginüğine sahiptir. Kimse bu
düşünceleri sınırlayamaz ve konuşulmasını
önkyemez"dedi. Amaçlannın düşünce
özgürlüğü ve demokratikleşme konulannda genç
işadamlan olarak katkı sağlamak oldugunu
belirten Efe."Biz raporumuzu kendi içimizden
çıkaracağız. Yani hazırladığunız raporun her
zaman arkasında olacağızr
diye konuştu. Efe,
düşünce özgürlüğü konusunda, günümüz
Türkiyesi'nden somut ömekJere de yer
verebileceklerini açıkladı.
'Rapor, üyeteri bağlar'
Raporun tamamlanmasının eylül sonu olarak
düşünüldüğünü kaydeden Efe. TÜSİAD
raporunun tartışma ortamı yaratması nedeniyle
yararlı oldugunu, ancak arkasında
durmayacaklan bir raporun anlamımn
bulunmadığını vurgulayarak şunlan söyledi:
"TÜSİAD'm yaptığı gibi olmayacak. Raporu biz
kendi içimizde tarnştıktan sonra kamuoyuna
du vuracağız. Böyiece onu sahiplenmemek ya da
bizi bağlamaz demek gibi bir durumda
kalmayacağız. Bu anlamıyla TÜGİK'in raporu
değfl, TÜGİK'in görüşü olarak anılacak.
Raporun yazılmasında üye derneklerin ortak
kararı aundı. Kurulumuzun yapısı demokrasiye
ve düşünce özgürlüğüne inanan genç
işadamlanndan oluşuyor."
TÜGİK üyesi olan Genç Yönetici ve İşadamlan
Derneği (GYtAD) Başkanı Ferruh Tanay da,
raporu hazırlama konusunda ortak hareket
ettiklerini ve raporda yer alan her görüşün kendi
içlerinden çıkacağını belirterek. "'Bu çalışma
bütünüyle bizim görüşlerimizden oluşacak.
Asunda yazunma da katkıda bulunacağız.
Türkhe'nin genç işadamlan arûk sosyal ve
siyasal konularda belirii bir potansiyele sahip
durumdadır. Bu rapor da bize düşünceterimizi
açıklama fırsat verecek" diye konuştu.
BÎZBIZE
Yışan Okuyan:
htüale davetiye
• YALOVA (AA) - ANAP
Genel Sekreteri Yaşar
Okuyan. RP'li yöneticilerce
ortaya konulan görüşlerin
"ihtilale davetiye
çıkartmaya" yönelik
oldugunu iddia ederek,
"RP, ülkeyi karanlığa
götürmek isteyen bir
partidir'" dedi. RP'nin,
"dince kutsal sayılan
değerleri istismar ettiğini"
öne süren Okuyan,
"REFAHYOL hükümetinin
Türkiye'yi süratle uçuruma
ittiği, artik inkân olmayan
bir gerçek haline gelmiştir"
diye konuştu.
Şehit çavuşa
cenaze töreni
• ANKARA (AA) -
Güneydoğu'da PKK'ye
karşı yürütülen operasyon
dönüşünde Siirt'ın Zarova
Çayı'ndan geçerken,
ayağının kayması sonucu
düşerek şehit olan Piyade
Çavuş Yusuf Incekoca,
Ankara'da toprağa verildi.
Siirt'te arife günü şehit olan
Incekoca için Kocatepe
Camii'nde öğle
namazından sonra bir tören
düzenlendi. Kılınan cenaze
namazının ardından
lncekoca'nın cenazesı
Cebeci Askeri Şehitliği'nde
demedildi.
DYFde
bayramlaşma
• İstanbul Haber Servisi -
DYP lstanbul ll
Merkezi'nde dün
bayramlaşma yapıldı.
Bayramlaşmaya Devlet
Bakanı Namık Kemal
Zeybek, lçişleri Bakanı
Meral Akşener ve DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Hayri Kozakçıoğlu ile bazı
milletvekilleri katıldı.
Bayramlaşmadan sonra il
binasında DYP'li bakanlar
Zeybek ve Akşener ile
lstanbul milletvekilleri
Sedat Aloğlu. Tekin
Enerem ve ll Başkanı Celal
Adan, yaklaşık 3.5 saat
süren bir toplantı yaptılar.
Çillep ailesinm
bayram tatlli
• KUŞADASI
(Cumhuriyet) - Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı Tansu Çiller ve
ailesinin bayram tatilini
Kuşadasf nda geçirmesi .
nedeniyle çıftlik çevresinde
kuş uçurtulmazken, Mert
Çiller'in korumalan
eşliğinde gerçekleştirdiği
bar gezisi yurttaşlann
tepkısine neden oldu.
Bayram süresince çiftlik
evinden hiç çıkmayan
Tansu Çiller'in oğlu Mert
Çiller'in korumalannın
yurttaşlara sert davranışlan
tepki topladı.
Osman Kadri
Keskin iyileşiyor
• tstanbul Haber Servisi -
Hac için gittiği Suudi
Arabistan'da
rahatsızlanmasının ardından
lstanbul'a getirilerek
Florance Nigtbingale
Hastanesi'nde tedavi altına
alınan Başbakanlık
Müsteşan Osman Kadri
Keskin'in sağlık durumu
iyiye gidiyor. Hastane
görevlisi kardiyolog Dr.
Deniz Şener, şeker hastası
olan Keskin'in daha önce
by-pass ameliyatı
geçirdigini belirterek beyin
damarlanndan birinde
oluşan ödeme bağlı olarak
vücudunun sol tarafında
'inme' tabir edilen kuvvet
kaybı oluştuğunu söyledi.
Yurdatapan, Murat Demir, Murat tpek ve komiser Serdar Alptekin, basm karşısına çıkanldı. (SAADET USLU)
Yurdatapan bastnla konuşamadı
tSTANBUL/ANKARA
(Cumhuriyet) - lstanbul Ha-
valimanı'nda gözaltına alı-
nan sanatçı Şanar Yurdata-
pan, dün Terörle Mücadele
Şubesi'nde basına gösteril-
di. Yurdatapan'm basınla ko-
nuşmasına izin verilmezken
açıklamalarda bulunan ls-
tanbul Emniyet Müdürü Ra-
mazan Er, itirafçı Ipek ve
Demir'in birbuçuk aydır
Yurdatapan'm evinde kaldı-
ğının belirlendiğini ve Yur-
datapan'ın, ifadesinde sahte
pasaportlan "Almanya'nın
Köln kentinde tanunadığun
birinden aldım" dedığini be-
lirtti. Yurdatapan'm avukatı
Eren Keskin, bazen yasal ol-
mayan bir şeyin meşru olabi-
leceğini belirterek "Şanar,
bir şey yapmışsa karanlıklar
aydınhğa çıksın diye yapmış-
ür" dedi.
Sanatçı Şanar Yurdatapan
ile itirafçılar Murat Demir
ve Murat tpek ile komiser
Serdar Alptekin, dün Terör-
le Mücadele Şubesi'nde ba-
sının karşısına çıkanldı. Yur-
datapan, Demir ve Ipek'in
basınla konuşmasına izin ve-
nlmezken Yurdatapan. bası-
na yann (bugün) açıklama
yapacağını söyledi. Daha
sonra lstanbul Emniyet Mü-
dürü Ramazan Er, bir açıkla-
ma yaptı. Şanar Yurdata-
pan'm yurda kara para soka-
cağı ihban üzerine yakalan-
dığını belirten Er. üzerinde
111 adet boş kaset. Demir ve
Ipek'in fotoğraflan olan Me-
sut Mermertaş ve Hakan
Fekkanadına düzenlenmiş i-
ki pasaport ve 19 ile 21 nisan
tarihli iki uçak bileti bulun-
duğunu söyledi. Ramazan
Er'in açıklamasına göre Yur-
datapan, pasaport ve bıletle-
ri tammadığı birinden aldı-
ğını, Murat Demir ve Murat
lpek'e vereceğini, bu kişile-
rin kendi işyerinde banndık-
lannı, silahlı olduklannı ve
muftaka silahlı çatışmaya gi-
receklerini söyledi. Emniyet
açıklamasına göre Yurdata-
pan'm ifadesi üzerine yaka-
lanan Demir ve Ipek'in üze-
rinde bulunanlar şunlar:
"1 adet 9 mm çaplı taban-
nu'na yaptıklan açıklamala-
n yalanladılar. Ramazan Er,
daha önceki açıklamalann-
da emniyette görevli çeşitli
kişilerle ilişkileri oldugunu
açıklayan Demir ve tpek so-
ruşturmalan sonucunda nar-
kotikte görevli Serdar Alpte-
kin isirrüi komiserin gözaltı-
na alındığını söyledi. Yapı-
lan aramada Alptekin'in
evinde," 1 adet taamız tipi el
bombasL, 1 adet 7.62 mm ça-
pında Kalaşnikof marka ma-
kineli tabanca ve şarjörü, 29
Yurdatapan'ın avukatı Keskin, emniyetin rutumumı kınadı.
ca, 1 adet kunı sıkı tabanca
şarjör ve mermileri. 10 adet
dolu tabancafiseği.9 adet ku-
ru sıkı tabanca fişeği, 1 adet
röpörtaja ilişkin VHS video
kaseti, 2 adetsahte evrak,çok
sayıda fotoğraf."
Er'in açıklamasına göre,
Murat Demir ve Murat tpek,
sorgulannda 1.5 aydır Yur-
datapan'm bürosunda kal-
dıklannı belintiler ve bazı
basın kuruluşlan ile TBMM
Uğur Mumcu Komisyo-
adet dolu fişek, 1 adet 7.65
çaplı seorpion marka mald-
neli tabanca ve şarjörü ile 10
adet fişek, 1 adet 9mm'lik ta-
banca, 1 adat şarjör ve adet
dolu fişek" bulundu.
Avukat Keskin de tnsan
Haklan Derneği'nde düzen-
lediği basm toplantısında
Yurdatapan ile ilgili gelişme-
leri değerlendirerek Yurda-
tapan'm gözaltına alındıktan
sonra kendilerine değil Al-
man avukatlara bilgi veril-
mesini eleştirdi. Keskin, "7
kasetten söz ediliyor. Bu ka-
setterde devlet adına işlenmis
birçok suç var. Devlet, Şanar
Yurdatapan'la uğraşacağuıa
kasetlerdeki suçlularia uğ-
raşsın" dıye konuştu.
Yurdatapan'm kardeşi
~OnurYurdatapan da "Amaç
Şanar ve Şanar gibilere göz-
dağı vennek. Böyle saçma sa-
pan ve komik iddialaria dün-
ya kamuoyuna gülünç dunı-
ma düşmesinler. Soruştur-
mayı yürüten yetkililer, önce
m'rafçüann iddialannı araş-
ürsmlar'' dedi.
Toplantıya katılan Tomris
Özden de "Şanar çocuk de-
ğil. Elinde iki pasaportia yo-
la çıkacak kadar enayi değjl-
dir" dedi.
Şanar Yurdapan'la birlik-
te gözaltına alınan PKK iti-
rafçılan Murat Demir ile
Murat tpek'in, lstanbul em-
nıyetinde sorgulan bittikten
sonra Ankara'ya gönderik-
cekleri öğrenildi. Ankara
DGM'den üst düzey bir yet-
kili, Cumhuriyet'e şu açıkla-
mayı yaptı:
"Ellerini kollanıu sallala-
yarak dolaşıp her gün bir
medya orgamnda açıklama-
larda bulundular. Fakat ne-
dense polis bir türiü yakala-
vamadı. En son Îstanbul'da
vakalandıklannı öğrendik.
İki itirafçı, İstanbul'daki sor-
gulan tamamlandıktan son-
ra Ankara'ya getirüecek.
Mumcu, Bitlis ve Ersever'in
ölümüyle ilgili kendilerinin
ifadesine başvurmamız
gerekiyor. Bu konudaki
yaaşmalan bayramdan son-
ra vapacağız."
TUSİAD
'Merkezden
yönetime
son verilsin'
tstanbul Haber Servisi - Osmanlı Im-
paratorluğu'ndan miras kalan merkezı-
yetçi yönetim sisteminin ülke koşullan-
nın çok gerisinde kaldığı belirtilerek ye-
rel yönetimlere idari özerklik tanmması
istendi. Kamu kaynaklanndaki savur-
ganlığın sona ermesi, hizmetlerde ve-
rimlilik ve etkinliğin sağlanması yanın-
da, toplumdaki çoğulcu özgürlükçü ya-
şam özlemlerinin karşılanması açısın-
dan da hizmetlerin esas olarak yerel yo-
netimlere devredilmesi gerektiği vurgu-
landı.
Türkiye Sanayici ve tşadamlan Der-
neği (TÜSİAD), bir süre önce hazırladı-
ğı "Demokrasi Raporu"nun ardından
şimdı de "yerel yönetimler yasa taslağı"
hazırladı. Taslakta, bugünkü ıl özel ida-
relerinin, il yerel yönetimlerine dönüş-
türülerek devletin tek elden yürütülme-
si, zorunlu fonksiyonlan dışında kalan
hizmetlerin yeni oluşturulacak yerel yö-
netim birimlennce yerine getinlmesi ön-
görülüyor. Yasa taslağında, yerel vergi-
lerin konulmasını ve yerel kolluk güçîe-
rinin kurulması gerektigine de dikkat çe-
, ^ l d ^ Taslağın gerekçe bölümünde şöy -
" Ie'denildı: "Federatif sistemlerdekifede-
•%e devleder. evaleHer; anayasalan, yasa^
ma ve yargı organlan kendüeri taraftn-
dan oluşrurulan ve egemenlik yetkileri
kullanan devlederdir. Buna karşıhk yerel
yönetimler tüm öteki kamu kurum ve
kuruluşu gibi ulusal paıiamento tarafin-
dan kabul edilen anayasa, vasalar ve öte-
ki bağlayıcı hukuk kurallan çerçevesin-
de işlev yaparlar ve ülkeyönetinı sistemi-
nin bürünlüğü içinde yer alııiar."
Türkiye ve Ortadoğu Amme tdaresi
Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Selçuk Ya-
nardağ. eski Mahalli tdarelerGenel Mü-
dürü Fethi Aytaç ve emekli vali Ziya Ço-
ker'in birlikte hazırladıklan "yerel yöne-
timler yasa taslağTnın gerekçesi açıkla-
nırken bugünkü idari yapının Osmanlı
tmparatorluğu'ndan miras kaldığı ve te-
mel özelliklerini koruduğu ifade edildi.
Yenıden yapılanmada asıl hizmet bi-
rimlerinin yerel yönetimler olmasını ön-
gören yasa taslağında, temel değişiklik
olarak geniş alanlarda.il ve ilçe özel ida-
relerinin, 'il ve Dçe yerel yönetimleri'ne
dönüştürülmesi, yerleşim yerlerinde ise
köy yönetimi, belediye ve büyükşehir
belediyeleri kurulması istendi.
Ülkemizde güçlü yerel yönetımlerin
oluşumuna izin verilmediğı ifade edilen
taslakta şu görüşlere yer verildi:
-Merkeziyetçi yönetim, yerel demok-
rasiyi dışlar. Ne var Id ulusal düzeyde de-
mokrasiyi yaşatnğmı. işlettigini savunan
bir düzen için bu kendisiyie ters düşme
anlamı içermektedir. Çünkü. ulusal dü-
zeyde parlamentoy u, yüriitme organını
oluşturma yetkisi verilmiş aynı seçmene,
aynı politikacıy a, bir in, üçeyiya da kasa-
bayı yöneünek açısmdan güvenmemek
kendi içinde açıklanması olanak dtşı bir
çeöşkiyi de birlikte getirmektedir."
ŞJFmNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected]
MÜNİH - Dachau, Almanla-
nn Ikinci Dünya Savaşı'nda
kurduğu en büyük toplama
kamplanndan birisi. Bu kamp-
tan 1933 ile 1945 yılları arasın-
da 206 bin insan geçmişti. As-
lında bir kısmı buradan çıka-
mamış, açlık, hastalık nedeniy-
le ölmüş veya kurşuna dizilmiş-
ti.
Münih Havaalanı'na indiği-
mizde bizi davet eden Ausburg
Alevi Kültür Birtiği yöneticileri
Dachau'yu ziyaret edeceğimi-
zi söylediler. Ausburg'daki top-
lantının konusu 'Türkiye'de in-
san haklan ve hukuk sistemi" i-
di. Türkiye'de insan hakları ko-
nusunda konuşmadan önce
bir toplama kampını gezmek il-
ginç olabilirdi.
Dachau Toplama Kampı'nda
çeşitli milliyetlerden ve dinler-
den 31.591 insan yaşamını yi-
tirmişti. Şimdi müze haline ge-
tirilmiş bu kampı gezerken in-
sanlık adına bir eziklik duyma-
mak mümkün değildi. Bir insan
Dachau Toplama Kampı'nda
bir insana ne kadar aşağılık sa-
yılacak eziyetler yapabilirse
hepsi burada yerine getirilmiş-
ti.
Dachau Toplama Kampı Mü-
zesi'ni gezerken bir slogan dik-
katimi çekti: "Yahudi Sonjnu-
nun Kesin Çözümü." Alman
Nazileri, ırkçı ve din aynmcısı
öfkelerinin baş hedefı olan Ya-
hudilerden kurtulmanın kesin
yolunu bulmuşlardı. Onları top-
lama kamplanna doldurup gaz
odalarında ve fınnlarda yok
edeceklerdi. Yok etmeden ön-
ce, çeşitli tıbbi araştırmalar için
Yahudi bedenini kobay olarak
kullanmayı da unutmayacak-
lardı.
Alman Nazileri bununla da
kalmayacak, bütün yaptıklannı;
zulüm ve cinayetlerini günü gü-
nüne not edecekler, fotoğrafla
belgeleyecekler ve kayıt altına
alacaklardı. Almanların düzene
ve nizama düşkün karakterle-
ri, büyük bir vahşetin daha son-
rasına, belgeleriyle tarihe kal-
masını sağlamıştı.
Dachau Toplama Kampı Mü-
zesi'nin girişine Dachau Bele-
diyesi, bu kasabayı tanıtan bir
broşür koymuştu. Dachau Be-
lediye Başkanı Dr. Lorenz Re-
itmeier, kampı dolaşmaya ge-
lenlere şunlan söylüyordu:
"Siz, Dachau Toplama Kam-
pı'nda yapılan vahşetin anısını
görmeye geldiniz. Size Dac-
hau kasabası adına hoş geldi-
niz, diyorum. Dachau kampın-
daki inanılmaz vahşetten Dac-
haulular olarak büyük birutanç
duyuyor ve bu kampın kunban-
lannın anısı önünde saygıyla
eğiliyonız. Burayı ziyaret ettik-
ten sonra, ürkütücü birduygu-
ya kapılacağınızı biliyoruz. Siz-
den çok rica ediyoruz, 1200
yıllık Bavyera kasabası Dac-
hau 'yu bu yüzden suçlamayın.
Dachau kampı o dönemin Al-
man zulmünün bir parçasıydı.
Sizleri, kampın hemen yanın-
daki kasabamıza davet ediyor
ve bizi arkadaşlannız olarak zi-
yaret etmenizi bekliyoruz."
Kamptan çok etkilendik. Bir
Kurban Bayramı sabahı, gü-
neşli ve güzel bir bahar günü,
insanlık adına utanç duyarak
dışanya çıktık. Bütün bu vah-
şetin üzerinden 50 yıldan fazla
bir zaman geçmişti. Dünyanın
en zalim ırk ve din aynmcısı bir
rejimi yaşanıyordu. ışin bir ya-
ni buydu.
Ya öte yani? Hâlâ dünyanın
dört bir yanında insanlar, dinle-
ri, inançlan, ırkları, düşüncele-
ri nedeniyle yaşamlartnı yitir-
meye devam ediyorlardı. Zu-
lüm çarkı işliyor, insanlık, dün-
yanın en vahşi yaratıklanndan
birisi oldugunu tekrar tekrar ka-
nıtlıyordu.
Almanlar, toplama kampına
ünlü yazarları Heinrich He-
ine'nin ilginç bir sözünü koy-
muşlardı. Herne, 1820 yılında
yazdığı şu satıriarta, sanki ken-
di ulusunun geleceğini göımüş
gibiydi: "Bu biroyun. Onceki-
taplan yakariar, sonunda da in-
sanlan." Naziler, önce kitapla-
n yakmışlardı, sonra da kendi-
lerinden farklı gördükleri insan-
lan.
Bu satırian okuduktan sonra
otel odasına döndüğümde, Al-
manya'nm Dortmund kentinde
üç Türk'ün daha yakıldığını öğ-
rendiğimde Heine'nin sözlerini
anımsadım. Ancak bu kez ön-
ce insanlan yakmışlardı. Dac-
hau Belediye Başkanı, kampa
gelenlere yazdığı mesajda, ''Al-
man toplama kampları bir da-
ha hiç olmamalıdır" diyordu.
Bu, Alman halkı için büyük bir
tarihsel dersti. Ama içlerindeki
ırkçı daman birtürlü bastıramı-
yorlardı.
ERDAL ATABEK
Ne Bayram Ama...
Bu yıl 'Kurban Bayramı' ile '23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı' birbirine eklendi.
Belki de iki bayramın neler anlattığını düşünme fır-
satı doğmuş sayılabilir.
Kurban geleneği, Tanrı'ya kurban edilmek için
adanmış bir çocuğun yerine bir koç kurban ede-
rek çocuğun bağışlanmasından doğmuştur. Kur-
ban Bayramı da bu olayı kutlamakta, kurban edil-
mesi uygun erkek hayvanlar kesilip etleri dağrtı-
larak 'kurban olacak oğullann bağışlanması', kö-
tülüklerin uzaklaştırılması sembolünde dile geti-
rılmektedir.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
ise egemenliğin ilahi güçlerde değıl; halkın ken-
disinde oldugunu, bunu da bugünün çocukları-
nın anlayıp sürdüreceğini açıklayan bir cumhuri-
yet bayramıdır.
Arabaların arkasına yapıştırılan 'Egemenlik Ulu-
sundur' çıkartmalarıyla 'Hâkimiyet Allah 'ındır' çı-
kartmaları arasındaki sessiz çatışma, bu iki bay-
ramın birbiri ardından gelmesiyle de düşündürü-
cü olmaktadır.
Kucaktaki bebeleri bile hacı yapmak için Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin, hepimizin vergileriyle sağ-
lanan olanaklarını hiçfüturgetirmeden kullanarak
Suudi Arabistan'a götüren bir anlayış acaba 23
Nisan Bayramı'nda ne söyleyecektir?
Çocukların geleceğin dünyasında özgür dü-
şünceleri, bağımsız kişilikleri, dünyanın gelişmiş
eksenlerinde söz ve karar hakkı kazanan dona-
nımları için söylenecek sözleri kimler söyleyecek-
tir?
'Egemenlik Ulusundur' özdeyişi ile 'Hâkimiyet
Allah'ındır' sözü arasındaki çelişkiyi kim, nasıl
açıklayacaktır? Bir toplumun laik düzeni ile şeri-
at düzeni arasındaki farklılık gene gözlerden ka-
çırılmaya mı çalışılacaktır?
Siyasal iktidar el attından şeriatı temsil etmeye
çalışan bir siyasal anlayışla laikliğin teminatı be-
nim' aldatmacası sahipleri tarafından sürdürül-
meye çalışılırken kim, neyi söyleyecektir?
Kurban Bayramı'nı gördük. Ana caddelerin bi-
raz dışına çıkıldığı zaman salhaneye dönmüş ar-
salar, çayııiar, parçalanmış kurban etleri, soyul-
maya çalışılan kurban derileri... Daha sağlıkh bir
hayvan kesimini gerçekleştirememiş, çoluk çocu-
ğun gözleri önünde koçların boğazlannı kesmek-
te sakınca görmeyen bir kültür. Bütün bu sahne-
lerin çocuk dünyasında hangı etkileri yapacağını
aklına bile getirmeyen bir davranış sistemi.
Kapışılan kurban derileri. Yeniden Kuran kurs-
larına, tekke ve zaviyelere döndürülen ekonomik
bir çark. Bütün bu olayların gerisinde hızla artan,
gün geçtikçe büyüyen bir 'inanç ekonomisi'.
Bugün 'inanç ekonomisi' başlı başına büyüyen
bir sektör. Yalnız kurban derisiyle değıl; yapılarıy-
la, gıdavegiyim sektörleriyle, arsa satışlanyla, ko-
lonileşen konutlanyla, kitaplan, dergileri, radyo-
ları ve televizyonlarıyla sürekli büyüyen 'inanç
ekonomisi'.
Ekonominin insanlann ve toplumlann gereksin-
meleriyte ilgili oldugunu sananların yanıldıği bif
gerçek. Belkı de insan gereksinmelerinin en yo-
ğun alanı duygular ve inanç alanı. Bu alana yapı-
lan bağışlar, gönüllü yatınmlar, içeriden dışarıdan
gelen mal ve paralar nasıl bir birikim oluşturuyor?
Hesaplanması gereken bir bilanço.
• • •
Bütün bu yaşananların içinde çocuklar kurban
olmaktan kurtuluyor mu? Koçların kesilmesi aca-
ba çocuklan kurban olmaktan kurtarabiliyor mu?
Daha zihinsel işlemleri yapmak için bilişsel geli-
şimini tamamlayamamış yaşlarda, karmaşık duy-
gu yaşlarında çocukların beyinlerini şartlandır-
mak nasıl bir davranış, nasıl birhaklılık? Hiçbirşe-
yi seçmelerine olanak vermeden, kendi kararla-
rını düşünme fırsatı vermeden, onları belli duygu-
lara, belli düşüncelere şartlandımnak doğru mu
görünüyor?
Bu sorulan kendilerini 'laikliğin teminatı'olarak
ilan edenlere soruyorum. Veonlann 23 Nisan Bay-
ramı'nda neler söyleyeceğini çok merak ediyo-
rum.
Doğrusu çok merak ediyorum.
Bakalım Atatürk'ten nasıl söz edecekler?
Bakalım Cumhuriyet'ten nasıl söz edecekler?
Bakalım 23 Nisan'dan nasıl söz edecekler?
Bakalım 'ulusal egemenlikten nasıl söz ede-
cekler?
Bakalım, onları daha ne zamaha kadar dinle-
mek zorunda kalacağız?
zonguldak valisi Keskin
'MGK'nin kararlan
mutlaka uygulanmalı'
ZONGULDAK (AA)-
Milli Güvenlik Kurulu
(MGK) kararlannın
mutlaka uygulanması
gerektiğini söyleyen
Zonguldak Valisi
Sami Seçkin, kararlar
üzerine tartışmaya
girmenin de yanlış
oldugunu bildirdi.
'Karar bağlayıcı'
Ankara'da yapılan valiler
toplantısında, bazı
valilerin eleştirdiği
MGK kararlanyla ilgili
görüşlerini açıklayan
Zonguldak Valisi
Sami Seçkin,
MGK'nin devletin
yüksek organı ve
anayasal bir kuruluş
oldugunu. bu nedenle
aldığı kararlann harfiyen
yerine getinlmesinin
yarar sağlayacağmı
belirtti.
MGK'nin almış olduğu
kararlann. ülkenin ve
milletin birlikteliği
doğrultusunda ele
alındığını bildiren
Seçkin. "Vatanın
bürünlüğü ile ilgili alman
kararlann, uygulamp
uygulanmaması
konusunda tartışmalara
girmek yanlıştır.
Bize düşen görev, bu
kararian eksiksiz
olarak yerine
gedrmektir'' dedi.
Seçkin, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"MGKkararlanm,
Bakanlar Kurulu dahi
benimsemiştir.
Uygulanması da ilgili
bakanlıklardan ve
valilerden istenmiştir.
Bunu tarüşmaya açmak
doğru değildir.
Çünkü, alınan kararlar
resmi nitelik
taşunaktadn; Bizlere de
bu kararlan uy gulamak
düşer.
Hükümetin bu emrini
yoruma açmak, zararlı
sonuçlar doğurabih'r.
MGK doğru bir karar
almışOr. Bizim
anayasal sistemimizde,
valiler, hükümetin
aldığı kararian vc
kanunlan
uygulamakla
yükümlüdür. Büter
kamu görevlisi olarak
sadece uygulayıcıyız."