Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
*-
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç #
Genel Yayın Koordmatörü: Hikmet
Çetinkava 0 Yazuşlerı Mudurlerı
Ibrahim Vüdız (Sorumlu). Dinç Tayanç
9 Haber Merkezı Müdurii. Hakan Kara
• Gorsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • lstıhbarat-
Cengiz Yıldınm • Kultur Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücdman # Makaleler
Sami Karaören # Duzeltme Abdullah Vazıcı
• Fotoğraf- Erdoğan Köseoğlu • Bdgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlerr MehmetFaraç
YaymKunılu İHıwıSelçıık(Başkan),
Orhan Erinç. Okuy Kurtbökt,
Hikmet Çetinlatya. Şökran Soner,
Ergm Bsüa. Dtaç Tıyanç, tbnhim
Vüdız, Orhan Bursalı, Mustafa
Balbay, Hakan Kara.
AnkaraTemsücısı Mustafa Balbay 0 Haber Mudûrü Doğan
Akın Atatüık Buhan No 125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • tzmır Terosücısı.
SerdarKızık.H ZjyaBlv 1352 S 2GTel.4411220, Faks.
4419117•AdanaTemsılcısı Çetin YiğMioglu, tnönüCA
119S NolKatl.Tel 363 12 11,Faks 363 12 15
Kooniınator Ahmet Korulsan 0
Muhasebe Bülent Yener •
tdare. HüseyinGürer • Lşletme
ÖnderÇelik#Bılgı4şlem Nail
tnal • Bılgısayar Sıstem:
Mürövet Çiler
MEDYA C: • Yöneüm Kurulu
Başkanı - Genel Mudûr Gülbin
Erduran # Koordınatör Reha
Işıtman # Genel Müdür Yarduncısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-51384«Wl,Faks 513S463
Yanmlavaa »^ Baıuı: Yen. Gün Haber Aıans: Basın ve Yayıncılık A Ş
Tüioca#Can19-ı1
.CağaloguJ43341stPK246IstanbulTel (0712) 51205 05 (20 hau Faks (0.212)513 85 95 21NİSAN1997 lmsak: 4.34 Güneş:6.10 Öğle: 13.10 tkındı: 16.54 Akşam: 19.57 Yatsı: 21.25
Giineydoğu
kadını
• ŞANLIURFA(AA)-
GAP Bölge Kalkınma
tdaresi'nce yapılan "GAP
Bölgesı'nde Kadımn
Siatüsü ve Kalkınma
Sürecıne Entegre
Edılmesi1
" konulu
araştırmada, Güneydoğulu
kadınuı, hasattan su
taşımaya kadar her işte
çalıştığı belirlendi.
Araştırma. kadınların
büyük ölçüde tanmsal
faaliyete katıldıklannı
ortayakoydu Araştırmada
Güneydoğulu kadının
tanmsal faaliyetleri
arasında, ûrün toplamanın
yüzde 54'le ilk sırada yer
aldığıbelırtildi.
'Çevpe Atlası
Projesr
• ADANA(AA)-
Türkiye'de ilk kez
Çukurova Ünıversitesi
Çevre Sorunlan ve
Uygulama Araştırma
Merkezi tarafindan
uygulanmaya başlanan
"Çevre Atlası Projesı"
çalışmalannın son aşamaya
geldigı büdinldi.
Türkiye'de bir çevre
polıtikasının
uygulanabılmesi için
sağlıklı verilerin
bu]unmadığını belirten
Merkez Başkanı Prof. Dr.
Hunay Evliya. "Geleceği
dikkate alan bir çevre
planlama politikasının
amaçlan. her şeyden önce,
doğal kaynaklann
korunması ve bozulmuş
olan çevreyi kendini
yenileyebılen duruma
getırmeyi görev edinmek
olmalıdır" dedi.
Tıcari pazarlık
kursu
• ANKARA(ANKA)-
Ortadoğu Teknik
Üniversitesi (ODTÜ) ticari
pazarlık ışlerinın nasıl
yürütüleceğini tngılizce
olarak vereceği bir kursla
öğretecek. ODTÜ Sürekli
Eğitım Merkezi'nin (SEM)
düzenleyeceğı "Business
Negotıatıon Course" isımlı
kursta ticari mûzakere
stratejılen. taktıkleri ve
yaklaşımlannın ele
almacağı kaydedıldi.
ODTÜ Yabancı Diller
Yüksek Okulu, tktisadi ve
1dan Bilımler Fakültesi ve
çeşitli bankalann eğitım
programlannda öğretim
görevlisı olarak çahşan
Tugrul Atasoy tarafindan
verilecek kurs, 28-29
nisanda gerçekleştirilecek.
'Tehlikeli atrit
çeteleni'
• İZMİR (AA) - Tehlikeli
atıklann çevre ve halk
sağlığı üzerindekı etkileri
nedeniyle. bazı gelışmiş
ülkelerde, bu atıklan başka
ülkelere nakleden "çeteler"
türediği bildırildi.
Almanya'da böyle çetelerin
faalıyet gösterdıgini öne
süren Berlin Freie
Üniversitesi Jeofızik
Jeoimformatik Enstitüsü
Başkanı Prof. Dr. Asaf
Pekdeğer, "Bu çetelerin
yasal olmayan yollarla
yaptıklan sevkıyattan
kazandıklan mılyarlarca
mark değerine
ulaşabiliyor" dedi.
Çocuk
mahkemeleni
• KOCAELİ(AA)-
Kocaeli Barosu Çocuk
Haklan Komısyonu
Başkanı Avukat Serpil
Özok, her ilde ve nüfusu
100 bini geçen ilçelerde
çocuk mahkemeleri
kurulması gerektiğini
söyledı. Özok, "Bir
hukukçu olarak, suç
işlemeye itilmiş çocuklara,
suç işlendikten sonra
ulaşmak, her defasında, geç
kalınmışhk duygusunu
bizlere bir kez daha
yaşatıyor" dedi.
'Dünya Makarna
Günü'
• ANKARA (AA) -
Makama üreticilen,
ürünlerine dikkati çekmek
amacıyla "Dünya Makarna
Gûnü" belirlemek ûzere
harekete geçti. Tûrk
makarna üreticileri de,
"Dünya Makarna Günü"nü
behrleyecek olan ttalya,
îspanya, ABD ve
Venezüella'run da
aralannda bulunduğu
komiteye seçildı.
Gözlergıdayardımında
Açhğın pençesinde kıv ranan Ruandalı bu mülteci çocuk dört gözle
BM'nin gıda yardımını beklryor. Zaire'de Tutsi aynlıkçılarla hükümet
büüklerinin çarpışmalan sürerken başkent kisangani yakınlanndaki
mülteci kampında durum ickr acısı. Açlığın yanı sıra kolera salgınırun
da baş gösterdiği bu kampa yoğun çaüşmalardan dolayı BM ekipleri de
ulaşmakta güçlük çekiyoriar. (Fotoğraf: REUTER)
REFAHYOL hükümeti 14 trilyon lira gereken yatınm için 500 milyar lira ayırdı
Trona hayali suya düşüyor
YUSUFÖZKAN
ANKARA - Başbakan Necmettin Erbakan' uı,
10 Kasım 1996 tanhinde başlattığı ve 1999 yı-
lında bitirileceğıni açıkladığı Beypazan Trona Ala-
nı Projesi'yle ilgili bugüne dek herhangi bir ge-
lişme olmadı. Hukümetin, projenin ABD firma-
lan yerine Etibank tarafindan gerçekleştirilıne-
si konusunda net tavır almadığı ve yıllık 14 tril-
yon lira gereken yatınm için 500 milyar lira ayır-
dığı belirtildi. Uzmanlar, uluslararası soda külü
üreticisi firmaların, REFAHYOL üzennde bas-
kı oluşturarak ulusal yatınm olanaklannın ya-
şama geçırilmesinı engellediklenni söylediler.
Maden Tetkik Arama (MTA) Enstitüsü tara-
findan kömür arama çalışmalan sırasında 1979
yılında bulunan Beypazan'ndakı trona yatakla-
n, aradan geçen uzun süreye karşın işletmeye açı-
lamadı. Türkiye'nin, Ortadoğu ve Avnıpa paza-
nnda yüksek düzeyde rekabet şansına sahip ol-
• Uluslararası soda külü üreticisi
firmalann, REFAHYOL üzerinde
baskı oluşturarak ulusal yatınm
olanaklannın yaşama geçirilmesini
engelledikleri ileri sürülüyor.
masını sağlayacak proje, uluslararası pazara ege-
men olan ABD firmalannın engellemelen nede-
niyle yaşama geçirilemedi. Uzmanlardan alınan
bılgilere göre, Beypazan trona alanına ilişkın şu
gelişmeler yaşandı:
1983 yılnida maden yataklannın işletmesini dev-
ralan Etibank, Ekonomik Işler Yüksek Koordi-
nasyon Kurulu karan ile ABD'nin trona üretici-
si FMC fırması, Dünya Bankası'nın yan kuru-
luşu IFG, Şişe Çam AŞ ile ortaklık kurdu. 1985
yılında Etibank, Trona Müessese Müdürlüğü'nü
kurdu. FMC şırketı. 1986 yılmda "piyasanın ek
üriin sunuşuna olanak vermeyeceği'' savı ile çe-
AIDS virüsü
c
zıpkın'la
bulaşıyor
WASH1NGTON (AA) - Keşfe-
dıldiginden bu yana dünyada yüz-
binlerce ınsanın ölümüne yol açan
AIDS vırüsünün, hücrelere "bir tür
apkın aracdıgrvia" gırdiği bıldinl-
di.
ABD'de yayımlanan tıp dergisi
Cell'in son sayısında yer alan ma-
kaleye göre Massachusetts'deki
Cambridge Institute for Biomedical
Research uzmanlanndan doktor Pe-
ter Kim ile ekibmin, AIDS virüsü-
nün yüzeyındeki proteinin, saldıra-
cağı hücreye yaklaştığı anda şekil
değiştirdiğiniortayaçıkardılar. Ekı-
bin araştırmalanna göre söz konu-
su protein, virüsün saldıracağı orga-
nizmanın bağışıklık sistemindekı
hücrelerden hangilerini hedef aldı-
ğını tanımlaroaya yanyor. Virüsün
bu hücrelerden herhangi birisiyle te-
mas etmesınden sonra ise protein. bir
tür zıpkına dönüşüp, hücre çq>erini
enfekte edıyor. Uzmanlar, 1980'ler-
de aynı türde bir mekamzmayı grip
virüsü için de ortaya koymuşlardı. e-posta : tan @ vol. com. tr
kıldi. Trona pazann'da söz sahibi olan FMC fir-
masının bu savı "Böylesi büyük bir fınna pazar
araşürması yapmadan projeye girme\i kabul et-
mez. Önce kabul edip, şündi çekflmesinin nede-
ni de gösterdiğigerekçe değüdü-" görüşüyle ınan-
dıncı bulunmadı. FMC"nin tavn, "Kartel ohış-
turanve dünyasodakülüpıyasasmıefindebulun-
duran bu fLrmalann. piyasalara Türktronasmm
girmesini engeüeme düşüncelerinin sonucıT ola-
rak değerlendırildi.
Etibank, 1990 yılında, kurduğu müesseseyi
kapatarak, ınisiyatıfıni yıtirdi. 1991 yılında Türk-
Franstz ortaklıgındakı bir konsorsıyumca yeral-
ü ışletmesi projesi yapımına başlandı, 1992 yı-
lında bitirildi. Ama Etibank bu projeyi de yaşa-
ma geçiremedi.
1994 yılındaki son ihalede, RTZ ve FMC fir-
malan son önerilerini bildirdiler. Ancak bu fır-
malann yenne gerırilmesi olanaksız koşullar öne
sürmesi nedeniyle proje yine engellendi. Eti-
bank Madencilik'i tnlyonlarca liralık borçtan
kurtararak kâra geçiren eski Genel Müdür Is-
maO Hakkı Arslan döneminde, projenin canlan-
dınhnası yeniden gündeme geldı. Arslan, RE-
FAHYOL hükümetinin ışbaşma gelmesınden
sonra, Devlet Bakanı Teoman RızaGüneri'ye bir
rapor sunarak, Beypazan Trona Projesı'nin, Tür-
kiye'ye sağla>'acagı avantajlan anlattı Arslan'ın
raporunda şu görüşler yer aldı: "Dünyadaki bir-
çok soda külü üreticisifirmanınkapasite arüşn
na gittigi günümüzde BeypazanTronaProjesi ko-
nusunda hukuki konular nedeni ile sıkınü ya-
şandığı ve çıkmaza girdiği ve Etibank'ın trona ya-
tjnmını kendisinin vapması ve soda külünün de
Etibank'ın ana iştigal alanı içüıde yer alması zo-
runluluk arzetmektedir. Etibank'ın üretip pa-
zarladığı bor üriinü ile soda külünün birbirinita-
manüaması ve sinerji etkisi >aratması Beypaza-
n trona yatağuun doğal yatak olması ve sentetik
firetime göre maliyetve rekabetyönüoden avan-
tajh olması, Etibank tarafindan yapümasuu ge-
rektirir."
Devlet Bakanı Güneri, geçen yıl ağustos ayın-
da yaptığı açıklamada, ABD'li RTZ ve FMC
firmalan ile görüşmelerin hızlandınldığını be-
lirterek "ABD'lifirmalara23-3 yılda projevi bi-
tirme süresi kovacağız. Anlaşma sağlanamaz ise,
Etibank tek başına üretinı yapacak. Bunu yap-
büecekolanaklarasahibiz"dedi. 10 Kasım 1996
tarihınde de Başbakan Erbakan. törenle projeyi
başlattı. Erbakan, 10 Kasım 1999 tanhinde üre-
tıme geçılecegıni de vurguladı.
Ancak Erbakan ve Güneri'nın sözlerine kar-
şın, FMC ve RTZ firmalan ile ihale ılişkısı nok-
talandı ve yahnmm Etibank tarafindan yapıla-
cağına ilişkin bir açıklık da getınlmedi.
Televizyon yayınlan çocuklann saldırgan olmalanna yol açıyor
'TV'de şiddete son verilsin'
ANKARA (AA) - Küçüklenn de
eğlence kaynağı haline gelen televiz-
yon yayınlan, özellikle küçük çocuk-
lan farİdı şekillerde etkiliyor. Okul ön-
cesi çocuklann dil gelışimini hızlan-
dınrken fıziksel saldırganlığını artı-
ran televizyon yayınlan, ılkokul ça-
ğmdakileri ödev yapmakta isteksiz-
leştiriyor. Yakından seyredenlerde
göz bozukluklan, kendini kahraman-
lann yerine koyarak tehlikeli duruma
düşme, sözel saldırganlığın artması ve
bozuk kelimelerle konuşmak da tele-
vizyonun diğer yan etkileri...
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
(RTÜK) Kamuoyu ve Yayın Araştır-
malan Dairesi Başkanhğı'nın 762 ve-
li üzennde yaptığı "Görsel Medyada
Şjddetin ÇocuklarÜzerindekiEtkile-
ri'' konulu anket, ortaya ılginç sonuç-
lar çıkardı. Ankete katılan veliler, te-
levizyon yayınlannın çocuklarüzerin-
de olumlu etkiler yaratmalanna kar-
şın, bazı olumsuz sonuçlar da doğur-
duğunu ifade ettiler. Televizyonun
okul öncesi çocuklardaki en okı
mlu
etkisinin, dil gelişimini hızlandırma-
sı olduğunu belirten veliler, diğer
olumlu etkileri "müzik dinleme iste-
ğinin artması, yeni bilgiler öğrenme-
• Televizyonun okul
öncesi çocuklardaki en
olumlu etkisinin, dil
gelişimini hızlandırması
olduğu belirtiliyor.
si, algüamada çabukluğun gelişmesi,
dikkatinigörselnesnelereyoğunlaştır-
ması" olarak sıraladılar.
Veliler, bu yaştakı çocuklarda tele-
vizyonun en olumsuz etkisini ise fı-
ziksel saldırganlığın artması olarak
gösterdiler. Veliler, bunun yanı sıra ço-
cuklarda, televizyonu yakından sey-
retme, kendini izlediğı kahram^nn ye-
rine koyarak tehlikeli duruma düş-
me, sözel saldırganlığın artması, bo-
zuk kehmelerle konuşma, ödev yap-
mada isteksizlik gibi olumsuzlukla-
nn da ortaya çıktığını ifade ettiler.
Küçük yaştaki çocuklann televiz-
yondan yeni bilgi edindiğini, sosyal
konulan öğrendiğini, çocuklann ko-
nuşma gelişiminin hızlandığını, du-
yarlılığmın artöğmı, doğru algılama
ve ifade etme becerisi kazandığını
anlatan veliler, buna karşın Türkçe-
yı bozuk kullanma, kendini kahra-
manın yenne koyarak tehlikeli duru-
ma düşme ve göz bozukluğu gibi
olumsuz yönde etkılendiklerini de
bildirdiler. Velilerin tamamına yakı-
nı, heryaştakı çocuğun şiddet görün-
tülerinden yoğun şekilde etkılendi-
ğini, bunlar arasında ise bırinci sıra-
da bedensel saldınnın geldığini kay-
dettiler.
Çocuğa yönelik programlan ya-
yımlayanlann mutlaka uzman görü-
şü alması gerektığine işaret eden ve-
liler, çocuklar ıçın de özel bir televiz-
yon kanalı açılmasını önerdiler. Ve-
lilerin diğer önerileri şöyle.
"Özellikle çizgi rdmlerdeki şiddete
bir son verflmelL
Sevgi temasına ağırlık verilmeli.
Bağıra çağıra konuşan devlet bü-
yükleri televizyona çıkarılmasın.
Gazetelerin programlannda, şiddet
içeren programlann yanına kırmı-
zı nokta konulmalı ya da program
yayımlanmadan önce uyarıda bu-
lunulmalı.
Yerli sinema ve çizgı filmler, daha
az yayımlanmalı.
Susam Sokagı gibi eğitici, öğre-
tici çocuk programlan tekrar ya-
yımlanmalı.
Şiddete sansür getinlmeli.
RTÜK, görevini yerine getirerek
daha ciddi cezalar vermeli."
tNGİLTERE'DEN AIDS UYARISI
'Herkes kanını saklasın
gerekince kullansm'
HaberMerkea-Üç has-
taya HFV virüsü taşıyan ki-
şilerden aldıklan kan nede-
niyle AIDS bulaşması, ln-
giltere'yi kanşürdı. 1986'-
dan beri ilk kez böylesi bir
olayla karşılaşılan Ingilte-
re'de, kan bankalanndan
alınan kanlann güvenilir-
liği bir kez daha tartışma
konusu haline gelince, uz-
manlar tarafindan yeni bir
öneri ortaya atıldı. Uzman-
lar, en güvenli yolun, bır
gün gerekebileceği düşün-
cesiyle herkesın kendi ka-
nını depolaması olduğunu
belirttiler.
Ingiltere'de yayımlanan
The Daıhy Telegraph'uı ön-
ceki günkü sayısmda yer
alan habere göre üç hasta,
HJV virüsü taşıyan verici-
lerden aldıklan kan nede-
ni ile AIDS hastalığına ya-
kalandı.
Bu hastalardan biri,
AIDS hastalığına yakalan-
dığı kendisine bıldinlme-
diği için tedavi olmadı ve
öldü. Üç hastanın AIDS'e
yakalanmasma neden olan
vericilerden hiçbinnin risk-
li grup içınde yer aknadık-
lan, yani homoseksüel, bi-
seksüel ya da uyuşturucu
bağımlısı olmadığı belir-
tildi.
Habere göre hastalığın
'penceredönemi' (vvindovv
period) olarak adlandınlan
döneminde HFV virüsünün
tespitinin olanaksız olduğu-
nu kaydeden uzmanlar, ris-
kin sıfıra indirilmesinin ım-
kânsızlığına işaret ettiler.
Uzmanlar. bu gelişme üze-
rine yepyeni bir öneri ge-
tirerek şunlan söylediler:
"Çoğu bölge hastanesi
vcya kan nakil servisleri ha-
ta yapabOir. Biz yine risk-
leri kendimiz önlemeüyiz.
Hastalar kendi kanlannı
kendileri temin etmelidir-
ler. Genelde yaşam boyu
haftadayarmılitrekanver-
seler bu mümkündür."
Brooke Shields evlendi
Brooke Shields ünlü tenisçi Andre Agasse ile önceki
gün sade bir törenle dünya evine girdi. Vakın akraba-
lan ve arkadaşlanndan oluşan 100 kadar davetlinin
kaüldığı tören ABD'nin Monterey kentinde Saint
JohnKflisesi'ndeyapıldı. (Fotoğraf. REUTER)
SÖYLEŞİ ÂTtiLÂ İLHÂN
'Açılan Her Ağzı Kapatma...'
günkü sevinç ve heyecanımı unutamam; zarzor,
aradığım beJgeyi sonunda bulmuştum: OvsifVı-
saryanoviç Stalin'in, Rus (b) KP'nin Ulusal Bölge
sorumlulanyla gerçekleştirdiği 4. konferansta, Sul-
tan Galiyef aleyhindeki konuşmasinın metni! Bu
süçlama, büyüyerek gelişecek, bilindiği gibi Surtan
Galiyef'in dramatik 'tasfıyesiyle' sonuçlanacaktır.
Işin ruhafı şu ki, Stalin'in Galiyef aleyhinde sıra-
ladığı 'parti içi kabahatlar' beni doğru dürüst tatmin
etmediğj gibi sonunda sözü bağladığı yer, duygula-
nmın mütehayyir bir heyecana dönüşmesine neden
olmuştur. Nasıl olmasın? Stalin, Galiyef'i handiyse
"adam kıtlığından 'tutmak' zorunda kaldığını" ileri
sürdükten sonra, bakınız sözü nereye getirmekte-
din
"... Doğu cumhuriyetJerinde ve bölgelerinde,
çok az aydın, düşünen kişi ya da sadece okuma
yazma bilen adam vardır. Bunlar iki elin parmak-
lan kadardırlar. Nasıl tutmayalım onlan? Do-
ğu'da işe yarayacak adamlan tutmamak ve bun-
lan parti adına korumak için gerekeni yapma-
mak cinayet olur. Ama her şeyin de bir sının var-
dır ve bu sınırlar Surtan Galiyef komünist safın-
dan 'basmacı' safına geçtiği an aşılmıştr. O nok-
tadan sonra Surtan Galiyef, parti için artık yok-
tur. (Şimdi buraya dikkat) O, Türkiye büyükelçisi-
ni, parb'miz merkez komitesine yeğlemiştir..."
('Eserier', 4. Cilt, s. 301 / 312).
Heyecanımın gerekçesı, iki noktada belirgindir:
Stalin'in konuştuğu toplantı, 9/12 Haziran 1923 ta-
rihleri arasında yapılıyordu. Bu, bir! O yıllarda Mos-
kova'da bulunan Türkiye Büyükelçisi, Türkiye
Cumhurtyeti'nin yâni Mustafa Kemal'in elçisiydi.
Bu, iki!
Bu iki nokta, fikrinizce hiç mi önemli değildir?
Galiyef göremedi. ama...
Daha o zamandan 'tek ülkede sosyalizm' düşün-
cesini kafasına koymuş olan Stalin, Surtan Ga-
liyefi elbettetehlikeli buluyordu,.çünku meselâo açık
açık bir yazısında -bugün için trajik bir kehanet sa-
yılabilecek- şu sözleri söylemişti:
"... sosyalizm ve kapitalizm, bu iki düzen ne
biriikte var olabilir ne biri öbürünün yanında ba,-
nş içinde yaşayabilir, birbirlerine sadece geçici
olarak katlanabHirler; taraflardan biri öbürüne üs-
tünlük sağladı mı zayrf olana öldürücü darbeyi
vurmakta gecikmeyecektir.Toplumsal devrimin
gelişmesinin bu temel ve tartışılmaz kuralı yü-
zünden Rus Devrimi daha ilk günden bir dünya
devrimine dönüşmek zorundaydı; aksi halde
Rusya'daki Sovyetler, emperyalizmin azgın de-
nizleri ortasında bir küçük ada oluşturacak ve
her an emperyalist curcunanın arasında yeryü-
zünden silinme tehlikesi içinde yaşayacaktı..."
Galiyef'in 'temel eleştinsı', 'devrim'inBatjAvru-
pa işçi sımfına dayanılarak, Batı burjuvazisinin 'yo-
la getirilmesi' mantığıyla geliştirilmek istenmesiney-
di, diyordu ki:
"... buna karşılık Doğu. Bab Avrupa burjuva-
zisinin ezdiği bir buçuk milyar insanryla unutul-
du. Uluslararası sıntf savaşının akımlan Doğu'yu
atiadı ve Doğu'da devrim sorunu sadece bazı ki-
şilerin devrimin coşkun denizlerinde birer dam-
la su olmaktan öteye geçemeyen kişilerin kafa-
lannda kaldı. Doğu hakkında bilgi sahibi olma-
makve onun yaratbğı kuşku yüzünden Doğu'nun
dünya devrimine katılabileceği kabul edilmiyor-
du. Oysa sosyalist devrimin özellikle Bat'ya yö-
neltilmesi bir hataydı..."
Çünkü,"... uluslararası emperyalizme karşı sa-
dece Bat Avrupa proletaryası öne sürülürken,
ona Doğu'da sınırsız bir hareket ve manevra öz-
gürlüğü bırakıyoruz. rtilaf devletlerinin simgele-
diği emperyalizm, tüm zenginlikleri üzerinde sal-
tanat sürdüğü Doğu sömürgeierini elinde tuttuk-
ça anayurttaki işçi sınıflanyla arasındaki tüm
ekonomik çatışmaiardan zaferie çıkacak, 'açı-
lan her ağzı kapatma' yeteneğine sahip olduğun-
dan, işçilerin ekonomik isteklerini yerine getire-
rek durumunu koruyacaktr. Devrimin ilkyıllann-
da Bat'dan geleceğini umduğumuzyardımı boş
yere bekleyişimiz, düşûncemizin doğruluğunu bü-
tün açıklığıyla kanrtlamaktadır."
Galiyef göremedi ama, söylediklerinin her cüm-
lesi, üç çeyrek yüzyıl içinde tarih tarafindan doğru-
lanmış oldu, ama o tarihte Stalin'in 'gıcık kaptığı'
nokta, Galiyef'in Rus 'proletaryası 'nın da Doğu'ya
ve Doğu halklanna 'Rus bur/uvaz/s/nın gözüyie bak-
üğı' iddiasıydı -ki onun da yanlış olmadığı, SSCB Müs-
lüman vefürk halklannın içinde bulunduğu bugün-
kü durum tarafindan kanıtlanıyor.
Körolmakyetmez!..
j yi de Galiyef'in gözlerini Ankara'ya çevirmiş ol-
I ması, ihtımal dahılinde midir? Gazi Mustafa Ke-
mal Paşa'nın, Müdafaa-i Hukuk Doktrini'nı o tarih-
te nasıl va'zettiği, nasıl geliştirdiği araştınlarak, bel-
ki bu soruya doğru cevap bulunabilir. O, Halk Kur-
tuluş Savaşı boyunca da savaşın sonrasındaki inkı-
lâp sürecinde de antiemperyalist tavnnı sürdürmüş-
tür. Artık nedense kimsenin hatırlamak istemediği şu
sözler onundun
"... biz Bab emperyalistlerine karşı yalnız ve kur-
tuluş ve bağımsızlığımızı korumakla iktifa etmi-
yoruz; aynı zamanda Batı emperyalistlerinin,
güçleri ve bilinen vasrtalanyta Türk millerjni em-
peryalizme vasrta olarak kullanmak istemeleri-
ne de engel oluyoruz. Bununla bütün insanlığa
hizmet ettiğimize inanıyoruz..." (20 Haziran 1920)
Fakat 1923'te, Stalin, Galiyef'i tepeden tırnağa
töhmet altında tutarken, Galiyef'in tezlerine benzer
tezler, Ankara'da, Gazi Mustafa Kemal tarafindan
on yıl sonra bile savunulmaktadır:
"... Sarktan şimdi doğacak olan güneşe bakı-
nız! Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam,
uzaktan bütün Şark milletlerinin de uyanışlannı
öyle görüyorum. Istiklâl ve hürriyetine kavuşa-
cak olan çok kardeş millet vardır. Onların yeni-
den doğuşu, şüphesiz ki terakkiye ve refaha mü-
teveccih olacaktır. Bu milletler bütün güçlükle-
re ve mânilere rağmen, muzaffer olacatdarve ken-
dilerini bekleyen istikbale ulaşacaklardır..."
"... müstemlekecilik ve emperyalizm yeryü-
zünden yok olacak ve yerlerine milletJer arasın-
da hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni
bir ahenk ve işbirliği çağı hâkim olacaktır..."
(1933)
Çarpıcı benzertiği görmemek için 'kör olmak'yet-
mez, aynca 'maksatlı olmak' lâzım.
http:// www. prizma.net tr/ AILHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html