25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 NİSAN 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 11 ANKARA kulisiIŞIK KANSU Cumhuriyet için ne yapıyorsunuz? G elecek yıl Türkiye Cumhuriyeti 75 yaşına girecek. Şu anda ülke yönetimini elde tutanlar, topluca hacca gitmekten, çeteleri korumaktan, yolsuzluk ve uğursuzluklan kapatmaktan, cumhuriyetin getirdiği yenilikleri köreltmekten, kamu kuruluşlannı ona buna satmaktan kafalarını kaldıramıyorlar ki, bugünden hazırlıklara başlasınlar. Ama, Cumhuriyetin 75. yıldönümü için şimdiden didinenler de var. Örneğin, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı. Vakfın nisan ayı bülteninde yer alan yazıda, henüz ne kamuda, ne de özel sektörde bu konuda yaprak kımıîdarnadığından yakınılıyor. Vakıf Yönetim Kurulu, geçen yılın sonunda yaptığı toplantıda, Cumhuriyetin 75. yılında yönelik çalışmalann, biçimsel kutlamalara seçenek olacak, bilimsel yaklaşımı ve her çevreden uzmanlann heyecanla ve yaratıcılıkla katılımını teme) alan bir içenkle yürütülmesıne karar vermiş. Vakıf, "Bir Çağdaşlaşma Projesi olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 75 Yılı" ana konusu çerçevesınde hazırlıklanna başlamış. Toplantılar da yapıyor. Gelecek aylarda tasarımı somutlaştıracak üç buluşma gerçekleştırecek. Ancak, vakrf yöneticileri şu kaygıyı taşıyorlar: "Her şey bu çabaya vakıf içinden ve dışından ne tür heyecan, katılım ve destek sağlanabileceğine bağlı... Henüz 18 ay var. 18 ay içinde artık yapılamayacaklar' grubuna giren epeyce çok şey var, ancak 'kalan zamanda hâlâ yapılabilir' otanlar daha da fazta. Karamsarlığın ortalıkta kol gezdiği böylesi ortamlarda, genel bir bilanço çalışmasının çok yararlı olabileceği açık... 75 yıl projesinin, Türkiye'de tarihçiliğin kendine övgü ve kahramanlık edebiyatı alanı olmaktan çtkartılıp, bilimsel bir çalışma alanına dönüştüriilmesinde ve tarih çalışmalanyla sağlanan toplumsal yarann daha gelişkin bir nitelik kazanmasında yeni bir adım atlabileceği umudunu taşıyoruz." Cumhuriyetçiler, haydı ımeceye. Sanattan yazına, bilimden spora kollan sıvayın. Gelecek yıl coşkuyla, gönülden geJen sevgiyle, bilinçle kutlayalım cumhuriyetimizi... Bürokraside kıyım, hatta yıkım Hayvan sevgisi... E mniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel'ın başına gelenler, buzdağının görünen yüzeyi. Bürokraside, özellikle RP'ye bağlı bakanlıklarda öyle bir deprem yaşanıyor ki, sormayın gıtsin. Bir örnek: Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) ayda bir durum değeriendırmesi yapması gereken yönetim kurulu, üç aydan beri toplanamıyor. Çünkü, ortada yönetim kurulu yok. Bir genel müdür yardımcısı, bakan onayı ile bu görevi yürüttüğü ve kararnamesi çıkmadığı için yönetim kurulu üyeliği yapamıyor. Hazine ve Tanm Bakanlığı temsilcileri,, ortada yok. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Gürol Ergin'in yorumu şu: "Öyie görünüyor ki, ,TMO bu yıl, geçen yılları da aratacak bir kaosa hazırlanıyor. Hububat üretici desteklenmediği gibi, piyasayı da daha büyük bir kaos bekliyor." Birbaşka örnek: Kültür Bakanlığı'nda aralarında müsteşar yardımcısı, genel müdür, müşavir, daire başkanlannın da bulunduğu 100'eyakın memur görevinden alındı. RP'lı Ismail Kahraman, bakanlıkta özellikle kadınlara karşı bayrak açtı. Döner sermaye işletmelerı bünyesınden 400 kadın sözleşmeleri feshedılerek işten atıldı. Kadın sekreterler yerlerini erkek sekreterlere bıraktı. Kadın memurlar, sürgüne gönderildı. Küttür-Sen Genel Başkanı Izzet Polat Ararat'ın değerlendirmesi şöyle: "Bütün kaleleri zaptedilmek istenen bu ülkenin tüm aydınlannı, esarete, cehalete ve karanlığa hayır demeye çagınyoruz." Benzerlik S emra Özal, Hürnyet'ten Faruk Bildirici'nin sorujannı yanrtlarken, eşı Turgut Özal'ın butün hayalinin Türki devletlenni birieştınp bir Türk devleti kurmak olduğunu açıkladı. Semra Özal'ın, Turgut Özal'ın cabası ıçın soyledigi aynen şoyle:"Özellikle o son seyahatte (Orta Asya seyahatini kastediyor) çok yorulmuştu. Ama bütün hayali, Türki devletierini birleştirip, büyük bir Türk devleti kurmakt. Bütün arzusu buydu. O seyahatte bütün yorgunluğa katlanmasının nedeni de buydu." Bildirici. Semra Özal'a, bu arzunun ekonomik birlik mi, yoksa bir federaşyon mu olduğunu soruyor. Semra Özal'ın karşılığı şu oluyor: "Önce ekonomik birlik. Sonra kademe kademe ilerlemeyi düşünüyordu." Amerikalı stratejist, Rand Corperatıon'ın Başkanı Graham Fuller'in Nisan 1994'teyayımlanmış "Orta Asya: Kimlik İçin Arayış" adlı bir makalesi var. Fuller, makalenin bir bölümünde şu görüşü savunuyor: "Ortak bir küttür ve yakın dil ilişkisini uzun süre paylaşmış Orta Asya insanlan için kimliğin doğal birimi nedir? Orta Asya devlet yapısını, örneğin Özbekistan'daki Tacik nüfus için ya da Tacikistan'daki Özbek nüfus için tek yol ulusal ve kültürel isteklerinin politik kültürel biriikler olarak federe bir şekilde Özbekistan'da ya da Tacikistan'da gerçekleştirmektir. Bütün Orta Asya'yı içeren geniş bir federaşyon varsayımsal olarak mümkün olabilir. Küçük etnik birliklere bölünme bir şekilde Sovyetlerce çok kötü kullanılmış olan 'özerk bölge' kavramına benzemektedir. Orta Asya'da bu kavram Türkistan olarak adlandınlır. Bu kavramın kökeni yüzyıllarca geride yatmaktadır. En azından Çariık Rusyası'nın kontrol gücünü kazanmasından önceki Orta Asya'nın geniş olarak kültürel mirasına işaret eder. Aynca Sovyet yetkililerinin Özbek, Kırgız ya da Türkmen gibi boy dışı yeni uluslar olarak ortaya koymalanndan çok öncelere gider." Ozetle Fuller, Orta Asya'daki ülkelerin "Türkistan" adı altında bir federasyonda toplanmasını öneriyor. Turgut Özal ile Fuller'in görüşlerindeki benzerlik ılgınç geldi bize... Siir aksamları G eçen hafta bir akşamüstü Türk Harb-lş salonu tıklım tıklımdı. Gençfer, mumlann loş ışığında Özdemir Asaftan, Akgün Akova'dan, Sabahattin Ali'den, AtaoJ Behramoğhı'ndan, Cemal Süreya'dan ve Sunay Akın'dan şiirler okudular. Gitarlar çaltndı, şarkılar, türküler söyfendi. Ahmet TeNi, şiiıieri ile konuk oidu, kendisini ve dünyasını anlattı. Çağdaş Yaşamı Destekfeme Demeği Ankara Şubesi'ndekı gençler Ebru Can, Gürhan Uçkun, Kader Gûmüş, Pelin Şener, Olcay Değirmenci, Tezcan Durna, Yetkin Yüksel, Deniz Oygür'ün başarısıydı bu şitr akşamı. Salonu hıncahınç dolduran gençter ise, "gelecek" imgesirti aydınlatıyoriardı. R4YYANLAR ISMAİL GÜLGEÇ Yüksel Endeğer yaztyor Hürriyet gazetesin- ( de yayımlanan Sem- ra Özal röportajını 'okudunuz mu? Ben ' okudum, ağlaya ağla- / ya okudum. Sayın Sem- ra Özal Hanımefendi, Tur- gut Bey'ın ruhunun evdedolaştığını söy- lemiş: "Ben böyle şeylere ınanmazdım. Gece mesela bırden ışıklar yanıyor, ka- pılaraçılıyor, kapanıyor. Devamlı onu his- sediyorum. Işte vızyon budur! Bir lider ki, ömrü boyu ülkesi ve yeni dünyası ıçın çalışmış, yurduna oluk oluk borç dolar akıtmış, her dönemı bir koyup birkaç almaya uğ- raşarak geçmiş, hem toplumunu zen- ginleştirmiş hem de kendıni. Işte bu bü- yük adam, ölünce de dinlenmeyi redde- diyor, hakkın rahmetıne kavuşalı 4 yıl ol- muş, ama ruh olarak her yerde geziyor, Ben de Zenginleri Severim ışıkları yakıyor, kapılan açıyor. Sadece Sernra Hanım değıl, benım çevremde Turgut Bey'in ruhuyla tema- sa geçenier saymakla bitmez. Rüyalara da gınyor. Bununla da kalmıyor, öbürta- rafta Sırat Köprüsü'nü özelleştirmek için çabalayıp duruyor. Bunu kendisi söyiüyor. Geçen gece benim rüyama girdi: Ben şeztongda uyuklamaya çalışırken Turgut Bey gökyüzünden koşarak yanıma ındi: - N'aber Yüksel? Ben cep telefonu gibi küçüldüm, mın- nacık kaldım. - Siz... Sız, Turgut Bey?.. Gevrek gevrek güldü: - Şaşırma Yüksel. Sen ve arkadaşla- nn benim manevimirasçılanmsınız Ben, bana sevgi gösteren herkese karşılığını öderim, istermedyadan olsun, istermaf- yadan. Anında büyüdüm: - Aman efendım, ne karşılığı, yapma- yın. Yine güldü. Hiçbir şey demeden dev boyutlarda bir 100'lük doları yorgan gi- bi üzerime örttü. O an nasıl ısındım, na- sıl mayıştım, anlatamam. Uyumuşum. O yıne çevik bir şekilde ve gülerek göğe çık- tı. llkfırsatta ruhunu da bekliyorum, onun 'konjonktür'e ilışkin yorumlanna ve özel- likle ekonomik öğütlerine ihtiyacım var. Onu sevıyorum. O, zenginleri sevıyor. Ben de zenginlen sevıyorum. Sevgı do- luyum. Intemet htp / www / Saygılar Semra Hanım, görüşelim... KİM KİME DUM DUMA BEMÇAK bOyük oj I bk HARBİ SEMİHPOROY GADDAR DAVUT MRIKURTCEBE BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKA\ 21 Sisan YARAT/LAN BA$K£NTf 196O'TA BUGÜN, 8MSILIA KBHTİ, BRBZİLYA'NIN SAŞKENn ILAN ED/LPI. KURULUŞUNOAN Su Y*- NA, 1>£VLETIN SAÇIC£Wİ, RlO PS JAAieiKÖ'YPU- ÜLKE TOPRAKlARIMN OKTALflKINA DÜŞEKI KD- NUMUYIA YENİ BAÇK£NT, YOKmN VAREOİLMİŞ BİR KBUTTİ. SU KENriN YAPIMIUA DBVLETÇE 19S6'OA KABA8 YE&İLMİŞ, PLANLARINI LUOO COSTA HAZIRLAMIŞ, ÛNLÜ MlMAR OSCAR NIEMEYER DE İNfA £7%*ff7İ. HER Ç£Yİ /IE ÇOK MOPEf&J OLAN 8RASILIA, MHA SON- RA 9O 8ıN KİŞİYİ 8AKINOIKACAKTVS. GÛNEY AMERİKA'NtN EKl BÛYÛK ÜLKESİ OOH1 BKEZİLYA, TOPMK GENİÇLİĞI OLARAK OÜM- YADA 8EŞİNCI; NUFUS AÇlSlNDAN OA 160 K/ŞtYLE SEKJZJfJCİDİI?. VEFAT Burdur eşrafından mcrhum Mustafa Hılmı Bayraktar ile merhume Emıne Bayraktar'ın oğullan. merhum Emın Bayraktar, merhuıtı Dr Abdürrahım Ba>raktar ve raerhura Muhsın Bayrakal'ın karde^len. merhum Hacı Ahmet Tüzer ile merhume Şenfe Tüzer'ın damatlan, merhume Hacer Bayraktar'ın kıymetlı eşı: merhume Aysel Bayraktar ile Prof Dr Günsel Alpmen, Prof. Dr Köksal Bayraktar'ın sevgili babaları; Em General Muzaffer Bayraktar. Prof Dr. Müfit Alpmen \e Av Zulal Bayraktar'rn kayınpederlen: Safiye Kamış'ın manevı babası, Selçuk Bayraktar, Av Nurcan Çalışkan, Kerem Çalışkan ile Özden ve Omer Bayraktar, Kenm ve Selım AJpmen ve Taylan Çalrşkan'ın dedelen, Türkıye'nın ılk dış hekımlennden, Burdurlu Hacı AHMET FEYZİ BAYRAKTAR Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur Azız naaşı 21 Nisan Pazartesı gunû, oğle namazından sonra, Küçükyalı Merkez Camiı'nden kaldınlarak Karacaahmet Mezarlıgrnda toprağa venlecektir. Allah rahmet eylesin.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle