23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 1997 PAZARTESİ 10 DIZIYAZI Liberal Parti lideri Paddy Ashdown, komedyen John Cleese ile bir seçim konuşmasında. John Major yönetimindeki hükümet halk tarafından arbk yenilenmek isteniyor. İ^i Paıiisiinuıj Yeni Işçi Partisi, modern bir ekonomide, etkin bir emek gücünün teşvik görmesi, iyi eğitilmesi ve işyerinde ortak muamelesi görmesi gerektiği inancındadır. YURDAKUL FÎNCANCIOĞLU - 2 - -w- ^r 1 ıta Avrupası'nda ortağımız olan M^r ülkelerle aramızdaki üretkenlik t £ uçurumu bir ölçüde daraltılmıştır m ^ k ¥ n a bu yeterü değildir. -A. .^L. Özelleştirme, üretkenlikte bir miktar artış sağlamıştır; gerçi özelleştinlmiş hizmetlerden yararlanma kurallannın yenileştirilmesı ivedi bir gereksinimse de Yeni Işçi Partisi iktidannda artık kitlesel yeni devletleştirmeler olmayacaktır. Bir zamanlar sanayi girişımciiiğinin en parlak kafalannı ve en yararlı biçimlerini geri rutan ceza derecesindeki yüksek gelir vergisi oranlan azaltıldı: gerçi vergi kaçırma ve vergı ayncalıklannın dûzeltilmesi öncelıkli bir sorun oimaya devam ediyor ama. söz konusu yüksek gelir vergisi dilimleri uygulamasına bir daha geri dönülmeyecektir. Ama bu başanlan ne olursa olsun, artık apaçık ortadadır kı, birçok muhafazakânn münasebetsiz bir zorunluk olduğunu söylediği Thatcherizm, kendi ilkeleri çerçevesinde düşünüldüğü zaman bile başansız olmuştur. Artan eşitsizliği ve sosyal bölünmeyi bir an ıçin bir yana koysak bile, Muhafazakâr hükümetin Maliye Bakanı Norman Lamont işsizliği 'ödenoıeye değer bir bedeT olarak tanımlıyordu. Muhafazakârlann kendi keyiflerine göre seçtikleri temelde -ekonomik başannın en dar ölçütleri çerçevesinde- bile, o bando-mızıkayla ilan edilen ekonomik mucize, ömürlü olamadı. Thatcher-Lavvson patlaması denen şeyin önemli bir kısmı, Kuzey Denizi petrolü kazançlannın gösteriş içinde çarçur edilmesinin ürünüydü. Ingıltere'de sık sık yinelenen enflasyonist baskılara ve paramızın değerinin düşürülmesine neden olan ürerim kapasitesi zayıflığının geçici olmaktan çok ötede olduğu görüldü. Yeter sayıda dünya çapında fırmamız yok; yenilikJer yapabılme dosyamız kabank değil; insan sermayemiz gelişmiş görünmüyor; tasamıf ve yatınm düzeyimiz karşımıza çıkan rekabet yanşını göğüslememiz için yeterli değil. lngiltere'nin dünya gönenmişler ligindeki yeri 1979'dan bu yana aşağılara doğru inmevı sürdürüyor: On üçüncü sıradan on sekizinci sıraya geriledik: Italya ve Hong Kong gibi ülkelerbızi geçti. Margaret Thatcher'ın kendisıne hedef olarak seçtiği ötekj amaçlara gelince, başansızlık daha da göze batıcı. Bugün vergi yükü, muhafazakârlann iktidara geldiğı güne bakışla daha ağır. Suç ikiye katlandı. Muhafazakârlann modernleştirme çabalan çok para harcanmasını gerektirdi, ama başansı sınırlı oldu. Margaret Thatcher iktidara ilk geldiği zaman tngiltere'nin sorunlanna bazı yönlerden doğru tanı koyuyordu: ama tanılan bir ölçüde doğru idiyse bile, Thatcher reçetesi çok aşınya kaçtı: bazı yönlerden ise böyle bir reçetesi ya yoktu, ya yanlıştı. Downing Street'teki ilk döneminde Thatcher'ın ızlediğı dogmatik moneter siyasa Ingiltere ımalat sanayiinin üçte birinin yıkımına neden oldu. Başbakan -yanlış olarak- en tepedeki az sayıda fırma ödüllendirilirse, artan ekonomik faaliyet ve gelir artışı sonucu, zengınliğin daha aşağıdakilere yansıyacağı kanısındaydı. Böylece herkes ıçin firsat yaratılntış olacaİctı. Birkaç firmayı harekete getirmenin sonunda herkese yarar sağlayacağına inanmanın büyük bir ideolojik hata olduğu ortaya çıktı. Sadece kamu teşebbüsüyle özel teşebbüsü yeniden dengeye getirmek gibi bir çabayla yetinmeyen bayan Thatcher, sistemli bir biçimde, kamusal olan her şeye çamur atmaya, özel olan her şeyi dogmatik olarak destekJemeye koyuldu. Onun gözünde özel kesim her zaman etkindi, kamu kesimi ise başından israftı. Ingiltere Demiryolları Işletmesi yöneticilerinin onuruna verdiği bir yemekte bu tutumunu şu sözlerle özetlemişri: 'Eğer hcrhangi biriniz bir işe yanyor obaydınız, burada çahşıyor olmazdınız.' Ne var ki, öz-çıkan izleyen bireysel gırişimı daha geniş bir yarann en iyi güvencesi olarak gören ve ortak girişimi her zaman daha aşağı sayan bir ideoloji, kamuyla özel teşebbüs, iş çevreleriyle hükümet arasında tngiltere'nin gereksindiği ortaklığı kuramaz. İyi hükümetin her zaman, daha az hükümet demek olduğuna inanan bir ideoloji, hükümetlerin sahip olduğu sınırlı ama önemli gücü, en iyi biçimde kullanamaz. Sonuç olarak hükümet rakiplenmizde olageldiği gibi, güçlü bir ekonomi için zorunlu olan ulaşım altyapısını, telekomünikasyon tesislerini, araştırma kurumlannı ve yetenekleri geliştirmeyi sağlayarak yurttaşlarla ve şirketlerle omuz omuza çalışmayı başaramadı. Muhafazakâr yaklaşım hâlâ. msan doğasınm bencil olduğu gibi karamsar bir anlayıştan yola çıkıyor. Moral karamsarlıklan. onlara insanlann her şeyin ötesinde bencil olduklannı söylüyor. Ekonomik kısa-görürlüklen. yatınmı ve uzun vadedeki yaran görmezden geliyor; köşe dönmeci *vurup çarpmacı' bir toplumu besliyor. Siyasal sinısizmleri, halkın yeni bir vizyona yanıt veremeyeceğinde direniyor ve insanlan bır kez daha vergi indirimiyle yemleme umuduna bağlanıyor. Tory'ler bu akıl almaz hevessizliklerini ve umutsuzluklannı bir tür yabancı düşmanhğı ve geçmiş özlemi kanşımıyla maskeliyorlar. Yüceltmeye çahşıyormuş gibi davrandıklan ülke ve halkın aslında gerileyişine neden olurlarken, 'alûn çağlar' ve *büyük ~ -. İngilizfcr'den söz ederlerse halkı aldatabılecekJerini sanıyorlar. Ortanın solundaki birçok insan için, yeni sağın moral açıdan bu kadar kınanması yeterlidir. Ama seçmen için en önemli nokta, kötü sonuçlara yol açan şeyin işte bu ikircikli moral anlayış olduğunun ortaya konmasıdır. Tory'lerin insanı korkan ve açgözlü bir yaratık sayan yaklaşımı. sonunda kendımizi iyi hissetmemize ve ekonomik açıdan güçlenmemize de yetmemiştir. Yeni tşçi Partisi'nin sadece muhafazakârlara bakarak geçmişten ders alması yeterli değildir. Seçmenler, Yeni Işçi Partisi'nin, eski Işçi Partisi'ne bakışla ne ölçüde değiştiğini ve bu değişimin pratikte ne anlama geldiğini de bilmek istemektedirler. 1970'lerde ve 1980'lerde kabul edilen ve kurtulunması yaklaşık on yıl süren Tony Benn'ci sapmalann yarattığı sıyasal yaklaşıma göre şimdi değişen şey nedir; 1974-1979 arasındaki YViİson ve Callaghan yönetimindeki işçı hükümetlennın korporatist yaklaşımına göre şimdi değişen şey nedır; 1945-1964 arasındaki ışçi hükümetlennın yönetim felsefesine göre. şimdi değişen nedir? Farklılıklann nerede olduğunu göstermemiz gerekiyor... Yeni Işçi Partisi merkezden planlamanın ve devlet kontrolünün, ekonomik başanya giden yol olduğu yaklaşımını kesinlıkle reddeder. Gerçi eski Işçi Partisi de özel kesimin başanlı olmasını istemiştir ama, bu başanyı güvenceye almak için ne yapılması gerektığıni her zaman bilebildiği söylenemez? Parti geçmişte, aklını sadece geniş firmaların büyük kazançlanna taknus, dioârolk bir piyasa ekonomisinde, büyük firmalan dtken üstünde tutan şeyin. yeni firmalann yarattığı tehdit ve rekabetin itici gücü olduğunu unutmuşrur. Işçi Partisi, yatınm yapılmasında haklı olarak ısrar etmiş. ama yatınmın niceliğı kadar niteliğinin de önem taşıdığını unutuyor görünmüştür. Çok doğru olarak, daha fazla araştırma ve geliştirme çalışması yapılması gerektiğini vurgulamış, ama başanlı bir araştırma ve geliştirmenin, tüketici gereksinimlerini ve isteklerini önceden sezen yetkin bir yenilikler programı yaklaşımınm parçası olması gereğini ihmal etmiştir. Eski tşçi Partisi ekonomik büyüme istiyordu; Yeni İşçı Partisi bunu sağlamak üzere bireysel girişimi ve yeteneği destekJemeye hazırdır. Yeni Işçi Partisi rekabetçi pazarlann amansızlığını, yenilikleri Tony Blatr liderliğindeki Yeni Işçi Partisi'nin gündemi, tekellerden kaynaklanan kötülükleri önlemek ve daha geniş sosyal amaçlan gerçekleştirmek için düzenlemelerin reforme edilmesi noktasında odaklaşmaktadır. kamçılayan, seçme hakkı veren, tüketicinin isteklerini önceden gören \e doyuran en etkin araç saymaktadır. Rekabet, kapitalistlerin sakin bır yaşama çekilmelerinı. yöneticilerin öğle- sonlanm golf alanlannda geçirmelerini önleyen tek etkın güçtür. Ama yeni sağın tersıne Yeni tşçi Partisi. serbest piyasanın otomatık olarak halk çjkanna işlemediği gerçeğini bilmektedir. Ozellikle geniş yatınmlann gerektiği alanlarda, etkin sonuçlar yaratmayı başaramayabilirler; ve kendi başlanna bırakjlırlarsa piyasalar eşitsizliği arttırma eğılımıne girebilirler ve a>Ticalıklanna sağlam mevziler sağlayabılirler. Ancak bu durumlarda piyasalan düzene sokmak gerekir. Ekonomiyi yönetmek ve Aneurin Bevan'ın ünlü 'yüksek komuta mcvkifcri' sözüyle tanımladığı noktalan kontroî etmek için Sanâyinin kamu mülkiyetinde olmasını parti, zorunlu görmemektedir. Işçi Partisi'nin 1918 tarihli programında yer alan geniş kapsamlı devletleştirmeye ilişkin o berbat IV maddesi, partinin ilke olarak kamu mülkiyetinden yana olduğu şeklinde kötü bir izlenim yaratmıştı. Gerçek şu ki, eski Işçi Partisi'nin devletleştirmelere yaklaşımı her zaman pragramatik olmuşrur: her bir devletleştirme olayı. kendi içinde düşünülmüş, kararlaştınlmıştır. Savaş sonrası devletleştirme kararlannın, o günlerin koşullannda yanlış olduğunu pek az insan iddia eder. Verimi azalmış kömür sanayiinin rasyonelleştirilmesı, kaldınlıp bir kenara fırlatılmış demiryolu sisteminin modernleştirilmesi, ulusal elektrik şebekesinin güçlendirilmesi ve çok sonralan modern bir gaz boru hattı ağı kurulması gibi işler, eğer bu sanayi kollan parçalanmış ve özel ellerde kalmış olsaydı. başanlamazdı. Ama zaman değişiyor; deneyimlerden ders almalı ve dünya. bugün ne ise, onu yaşamalıyız. Gerçek şu ki, eski devletleştirilmiş sanayilerin sicili, en iyisinden karman çormandır. Bu kuruluşlar büyük yatınm yapmışlardır; bu yatınmlar ulusal kaynaklann geniş bir bölümünü yutmuştur: çoğu, pazann ya da tüketicinin değil. ama mühendisligin öngördüğü yatınmlardır. Etkinlik temelinde makul ölçülerle kabul edilebilırolanın çok üstünde insan çalıştınlmıştır. Yeni tşçi Partisi, bir zamanlar bu hizmetlerin devletleştirilmesine yol açan sosyal amaçlann bugünkü koşullarda daha etkin bir düzenlemeyle elde edilebileceği inancındadır. Yeni Işçi Partisi'nin gündemi, tekellerden kaynaİdanan kötülükleri önlemek \e daha geniş sosyal amaçlan gerçekleştirmek için düzenlemelerin reforme edilmesi noktasında odaklaşmaktadır. Yeni İşçi Partisi. 1970'lerin, •korparatist yönetim1 fiknnı, kararlan baskı gruplanyla ve belli yerleşik çıkar çevreleriyle ittifak içinde, bütünüyle halkın tepesinde ve dışında alma fiknni tamamen silkip atmıştır; çünkü bu süreç, yönetmekten çok pazarlık etmeye yakındır. 'Herkesin çıkanna' ekonomi kavramı, birey adına hareket eden çıkar gruplannın değil, bireyin esinlerine ve gereksinimlerine yanıt vermeyi amaçlamıştır. Yeni Işçi Partisi. modern bır ekonomide, etkin bir emek gücünün teşvik görmesi, iyi eğitilmesi ve işyerinde ortak muamelesi görmesı gerektiği inancındadır. Modası geçmiş işçı-işveren ya da patron-hizmetli ilişkısı görüşûne artık yer olmadığı gibi, sendikalarla yönetim arasında, kurumsal çatışma göriişüne de yer yoktur. Yeni Işçi Partisi, eşitlikçi yönetim yanlısıdır; Uzakdoğu'daki yatınmcılann bu konuda tngiltere'ye öğretecekleri çok şey var. Işçi Partisi içinde sendikalann gelecekteki rolüne gelince. sendikalann parti içindeki tüzüksel mevzileri, bir tarih rastlantısından ibarettir. Işçi Partisi yokken, sendikalı milletvekilleri vardı; Parti kurulduktan sonra, bu milletvekilleri Işçi Partisi'ne geçmişlerdir, hepsi bu. Kıta Avrupasf ndakı sosyalist ya da sosyal demokrat partilerin çoğu ile sendikalar arasında güçlü bağlar vardır; ama sendikacılann etkisi parti kurultayında blok sendika oyu şeklinde olmaktan çok, başka herhangi bir partili gibi. bireysel parti üyesi sıfatıyla yaptıklan etkidir. Son üç yılda, İşçı Partisi kurultaylannda sendikalann blok oyunun egemenliği ciddi biçimde azaltılmıştır; modernleştirilmiş partinin sendikalarla bağlannı koruma önceligi, Kıta Avrupası'nda olduğu gibi, sendikacı bireylerin partiyle yakınlığını azamiye çıkarmak içindir. iîtti POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Tatil Günlerinde... Bayramla birkaç tatil gününün bir aya denk gel- mesi hiç hoşuma gitmez. Sanki haram yemek gibi gelir bana. tatil günü, bir tatil günü daha... Sonra bayram. Yahut tersi, bayram günü, bir bayram da- ha... Memuriar bayılır böyle güne. . Böyle günler gelsin diye can atarlar. Yasada mı ne var? Bir günün ardından gelen boşta kalıyorsa, tatil de kuyruğuna yapışır. Sevmem derim ya tatil gününü, bakmayın siz de- diğime, gene de hoşuma gider. Bizim gençlik günlerimizde liseyi bitirdin mi he- men bir iş ararlardı gençlere... "Lise bitti aman bizim oğlana bir iş!" Bulunacak iş devletten olurdu. Eski Ankara, dev- letten başka yerde iş bulunmazdı. Bir iş dediniz mi kendinizi devletin kollanna atacaksınız... Ben de li- seyi bitirince küçük bir iş bulmuştum. Postanede rakamı boî bir iş, hiç de rakam sev- mem. Birkaç ay dayanabildim, hemen tüydüm. Gazetede bir iş bulana kadar kaç yılım geçti. Orhan Veli de postanede iş bulmuş. Sunay Akın "Kınlan Canlar" kitabında anlatıyor. Benım de adım geçiyor, unutmuşum. "Beni güzel havalar mahvetti" diyor Orhan Veli, istifa ediyor memuriyetten. Orhan Veli 'evkaf sö- zünü denk geldiği için kullanıyor. Sunay Akın da az kuyruğu kesıklerden değil. Bel- ge saklıyor, belge biriktiriyor. Mehmet Ali'nin Hatay'ında bunu sezmiştim, şim- di burada pes diyorum; işte belgesi: "Mehmet Kemal 7 Kasım 1977 tarihli Cumhuri- yet'te Orhan Veli'nin şiirinde "Evkaf" sözcüğünü kullanmasının nedenini çalıştığı işyerinin "Evkaf Apartmanı "nda olmasıyla açıklıyor. Ankara'daki Gençlik Parkı'nın yanında bulunan bu apartmanda PTTTelgraf Işleri Reisliği var. Orhan da dil bildiği için orada bir süre çalışıyor. Sunay Akın'ın "Kınlan Canlar" adlı kitabı yeni çık- tı. Bu vesileyle haber verelim (duyuralım) dedik. Kitapta küçük küçük birer fıkralık yazılar var. İn- san eline aldı mı, bir daha bırakamıyor, okuyor. Ben de elime aldım, bir çırpıda okudum. Bir günde de- ğil birkaç günde bitirdim. Bir kitap da Akgün Akova'nın: "Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzû!" Bu kitap da deneme... Tez okunanlardan... Genç yazarlar arasında düzyazı merakı olanlar azdı, git- tikçe çoğalıyor. Akgün Akova'nın kitabı Çınar Yayınlan'ndan, Su- nay Akın'ınki de. Okuyun, bayram günlerini doldurur. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDANSAĞA; 1/Halkedebıya- tında aruz ölçü- süyle yazılan şi- ir türlerinden bi- n. 2/Güneydoğu Asya Uluslan Örgütü'nün sım- gesi... Kuyruk- sokumu kemiği. 3/Filmlerdeken- dine tutulan er- kekleri mahve- den güzel veacı- masız kadın tı- pi... Sürütme ağı. 4/ Kale hendeğı... Müslümanlığın beş te- mel şartından bıri. S/Ke- şıfte bulunan asker kıta- sı.ö/Temelitaklidedaya- nansözsüzoyun... Güzel bir biçimi, hoş bir görü- nümüolan. 7/Sermaye... Arjantin'ınplakaişaretı. " 8/ Bir soru sözü... Öbür dünyada verilecek olan ceza. 9/ Bır eylemın öz- ne ve nesne bakımından taşıdığı özellıklere verilen ad... Verme, ödeme. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Avukat. V Yapıtlar... Yerkatmanlan kıvnmlannın, tek- ne de denilen ingın kısmı. 3/ Kuzey Avrupa ülkeleri ile Or- tadoğu'yu birbırine bağlayan oto>f olun simgesi... Gözleri görmeyen. 4/ Bir inceleme sonucunu içeren yazı... Içel ilinde bir ilçe. 5/ Tarla sınm... tri ve uzun tanelı bir üzüm cinsi. 6J Pasıfik Okyanusu'nda bir ülke. II Küçük bır ba- lık... Olumsuzluk belırten bır önek. 8/ Kobalt elementinın sımgesı... Bir Avrupa ülkesinın para bırimı. 9/.Ankara'nın bir ilçesi... Şarap yapmak için kullanılan bır çeşit uzun fıçı. ANKARA GAYRIMENKUL SATIŞICRA DAİRESİ'M)EN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DosyaNo: 1994 209 Satılmasına karar verilen gaynmenkulün cmsı, kıymeti. ade- di, evsafi Ankara Çankaya ilçesi, Uraut Mahallesi, Senbol So- kak, 23 kapı no'lu apartmanın bulunduğu yere rastlayan imann 7732 ada, 19 pareeli teşkil eden 1009 m2 miktanndakı arsa üze- rine ınşa edılıîuş kargir apartmanda 66' 101 Oarsapaylı 3 oda, sa- lon \ e müştemılatından ıbaret net 85 m2 kullanım alanı bulunan 1. kat 9 no'lu daire bir borçtan dolayı. Adlıye Sarayı K. Blok ze- mın kat 59 no'lu odada açık arttırma suretiyle satılacaktır. Geniş evsafi dosyada mevcut şartnameye ılışik bıÛrkişi raporunda açık- lanmıştır. Takdir edilen değeri. 2.250 0O0.0OO TL. Saüş şartlan: 1 - Sa- tış, 03.06.1997 günü saat 11.15'ten 11.30'a kadar yukandayazı- lı yerde açık artiırma suretiyle yapılacaktır. Bu artörmada tahmın edilen kıymetın >"üzde 75'inı ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacak- lan mecmuunu ve satış masraflannı gecmek şartı ile ıhale olu- nur. Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 13 06.1997 günü aynı yerde aynı saatte ıkjn- ci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu aıUıııuada da bu miktar elde edi- lememışse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında göstenlen müddet sonunda en çok arttı- rana ıhale edılecektır. Şu kadar kı arttırma bedeluıın malm tah- min edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış ısteyenın ala- cağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bun- dan başka paraya çevırme ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecek- tır. 2- Arttırmaya ıştırak edecekJenn, tahmin edilen kıymetin yüz- de 20'sı nıspetinde pey akçesi veya bu miktar kadar mılli bir ban- kanın temınat mektubımu vermeleri lazundır. Satış, peşm para ile- dır. alıcı istedığinde 20 günü geçmemek üzere mehıl verilebılır. Tellalıye resmi. ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttır. Birikmış vergıler satış bedelinden ödenır. 3- lpotek sahıbı alacak- lılarla dığer ılgılılenn (*) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hu- susıyle faız ve masrafa daırolan ıddıalannı dayanağı belgelen ile on beş gün içinde dairemıze bıldırmeleri lazundır Aksı takdırde haklan tapu sicili ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakı- lacaklardır 4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelını yatırma- mak suretiyle ıhalenin feshme sebep olan tüm alıcılar ve kefılle- n. teklif ettıkleri bedel ile son ıhale bedelı arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faızınden müteselsılen me- sul olacaklardır. fhale farkı ve temerriıt faızı aynca hükme hacet kalmaksızın dairemızce tahsil olunacak. bu fark. varsa öncelilde temınat bedelinden alınacaktır 5- Şartname, ılan tanhinden ıtıbaren herkesin görebılmesı için dairede açık olup masrafı veril- dığı takdırde isteyen alıcıya bır örneğı gönderilebılır. 6- Satısa iş- tirak edenlerin sartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bılgı almak ısteyenlenn 1994,209 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğumüze başvunnalan ılan olunur. 10.04.1997(*) llgihlertabırineirtıfak hakkı sahıpleri dedahıldir. Basın: 17056
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle