Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 1997 SALI
HABERLER
Susurluk için ANAP alternatif rapor hazırlıyor. Başkan Elkatmış bir daha görev almaya tövbe etti
'Susıırhık'a siyaset gölg<TÜREY KÖSE / CEM ULÜTAŞ
TBMM Susurluk Araştırma Komisyo-
nu Başkanı Mehmet Elkatmış, raporlan-
nı birkaç gün içınde tamamlayacaklannı
ve sonuç bölümünde çete suçlanyla ilgi-
li olarak bazı kişiler hakkında suç duyu-
rusunda bulunacaklannı açıkladı. Jİ-
TEM'i sorgulayamamanın içinde "uhde"
kaldığuı; söyleyen Elkatmış, "Hergün ye-
ni çetelerçıkıyor. Türkiye"de mafya sorgu-
lanmaJı. Keşke zamanımız olsa herkesi
dinleyebilsek" dedı4 Komısyonun
ANAP'lı üyesı Metin Öney ise komisyo-
na "siyasetin gölgesinin düştüğünü". par-
tı olarak alternatif rapor hazırladıklannı
söyledi.
TBMM Susurluk Araştırma Komisyo-
nu rapor yazma çalışmalannı sürdürüyor.
Iktidar diyetı ödeyerek karar değiştirip
Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ile eşi
Özer L'çuran Çiller'i komisyona getır-
mekten vazgeçen Komisyon Başkanı
Mehmet Elkatmış, dünkü toplantı önce-
sınde gazetecilerin sorulannı yanıtlarken
yine Jandarma Genel Komutanı Orgene-
ral Teoman Koman'm gelmemesinden
yakındı. Elkatmış Koman'ın kendilerine
gönderdiği yazıda JİTEM diye bir kunı-
luş olmadığını, ama bazı gayri resmi işle-
rin yapıldığını söylediğini aktardı.
Elkatmış., "İçinizde bir uhde kaldı mı"
sorusuna, "Evet, JİTEMM sorgulayama-
mak içimde uhde kaldı. Koman gelmedL
Komisyonun yetkileri arttınlarak davet
edilenlerin gebnesi sağlanmah, Geuneye-
neyapünın uygulanmalT karşılığını ver-
di. Elkatmış, "Bir daha başkan olur mu-
sunuz" sorusu üzerine de, "Tövbeler ol-
sun. Çoluğumu çocuğumu göremedim.
sağhğundan oldum. Biz görevimizi yapok,
biraz da başkalan yapsın" dedı.
Komisyon üyesi ANAP tzmir Milletve-
kili Metin Öney ise raporun kasıtlı olarak
aceleye getirildiği görûşûnü savundu. Da-
ha önce de TOFAŞ yolsuzluğuyla Metin
Göktepe komisyonlannda görev alan
Öney. 3 nisan olarak verilen sürenin rapo-
run verilmesi gereken değil, çahşmalann
tamamlanması için gereken süre olduğu-
nu söyledi. Söz konusu komisyonlann ça-
hşmalan tamamlandıktan sonra, aynca
yazım sürelen talep edildiğini anlatan
Öney, "Ayın 3'finde çahşmalann tamam-
lanmasına itirazım yok, ama rapor yaamı
için en az bir 15-2Ü gün olması gerektiğini
düşünüyorum. Bütün bunlara rağmen biz
muhalefet raporumuzu .Vüne yetiştirece-
ğiz. Önemli olan sağkkb bir şeyin çıkma-
sı" dedi.
Komısyonun diğer ANAP'lı üyesi Ya-
şar Topçu ile alternatif rapor hazırladık-
lannı kaydeden Öney, en azından muha-
lefet şerhi yazılabilmesi için önce ortaya
çıkan raporun görülmesi gerektiğini, yal-
nızca bunun için bıle ek süre verilmesinin
zorunlu olduğunu söyledi.
îki bölüm halinde bir rapor hazırladık-
lannı anımsatan Öney. birinci bölümde
neden alternatif bir rapor hazırlama gere-
ği duyulduğunu, ikinci bölümde de skan-
dalla ilgili kendi vicdani kanaatleriyle me-
seleye hangi mercınin el koyması gerek-
tiği gibi bir tablo ortaya koyacaklannı söy-
ledi.
DYP"li komisyon üyesi Mahmut Yıl-
baş'ın ise "Benim raporum hazır" diye-
rek yargıya intikal etmiş olaylara müda-
hale etmeme eğilimini ortaya koydu. Yıl-
baş, tutanaklara göre son komisyon top-
lantılanndan birinde. Susurluk olayının
DGM'nin iddianamesiyle yargıya intikal
ettiğini hatırlattı. Bu nedenle komisyonun
yargıya müdahale niteliğindeki suçlama-
lara girmemesi gerektiğini söyleyen Yıl-
baş. "Ben raporumu yazmaya başladnn.
Raporum hazır. Anayasanın 138. madde-
si çerçevesi içinde olan her rapora da im-
za atanm" dedı. Yılbaş'ınbutavn komis-
yon üyeleri tarafmdan. "DYP, Mehmet
Ağar için Mecfis soruşturması önerilme-
sine karşı" yorupılanna yol açtı.
Anayasanın 1*8. maddesiyargı organı-
na intikal etmiş olaylar hakkında, yargıyı
yönlendirebilecek yorumlar yapılmasını
ve kararlar alınmasını engelliyor.
Hakaret
huzunda
yapılmair
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Danıştay, amirine
gıyabında hakaret eden
memurun "resmi
sıfatlılara görevlerinden
dolayı hakaret" suçundan
yargı1anamayacağın a
karar \erdi. Yüksek
mahkeme, bir memurun
bu suçtan
yargılanabilmesi için
amirin "yüzüne karşı"
hakaret etmesi gerektiğini
bildirdi. Memurun sıfat ve
hizmetleri nedeniyle
amirine gıyabında hakaret
ettiğini tanık ifadeleriyle
belirleyen Danıştay 2'nci
Dairesi, memurun
TCY'nin "sövme" suçunu
düzenleyen 482. maddesı
uyannca yargılanması
gerektiğine hükmetti.
Sanatçılar
Demirel'in
uçagmda
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. 3-4 nisan
günlerinde
kk
g
Caz Üçlüsü'"nüde
götürüyor. Görsev ve
grubunun 3 nisanda
Slovenya'daki Türk
Büyükelçiligi'nde bir
konser vereceği
kaydedildi. Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü
Büyükelçi Ömer Akbel,
gezi konusunda "En
yüksek düzeyde
uluslararası ve bölgesel
sorunlarda görüş
alışverişinde
bulunulmasına ve ikili
ilişkilerimızin daha da
geliştirilmesi imkânlannın
araştınlmasına vesile
teşkil edecektir" dedi.
Cinpolat
olduruldu
• ŞANLIURFA
(Cumhuriyet)-CHP
Şanlıurfa Gençlik Kollan
Başkanı Cengiz Cinpolat
ağabeyi Bülent Cinpolat
tarafmdan öldürüldü.
Cinayetin aile içi
anlaşmazlık sonucu
işlendiği öne sürülürken
olaydan sonra kaçan
Bülent Cinpolat'ın
yakalanması için
çahşmalann sürdürüldüğü
bildirildi.
Cezaevlerinde büyiiyen çocuklar
Yaşından daha çok ceza aldı
HLLYA TOPCİİ /
KEREM ILGAZ
Geçen günlerde kapılan
gazetecilere açılan
Bayrampaşa
Cezaevi'ndeki siyasi
koğuşlar, cezaevlerinde
onlarca yıl hapis cezası
alan çocuklar gerçeğini
bir kez daha gündeme
getirdi. "Örgüt üyeMği"
suçundan 20 yıl hapis
cezasına çarptınlan ve
hâlâ Bayrampaşa
Cezaevi'nde bulunan
Ö.G. ile 15 yıl hapis
cezası istemiye
yargüanan M.Ç. gibi
siyasi suçlardan
neredeyse yaşlanndan
büyük hapis cezası alan
çocuklann sayısının her
geçen gün arttığına
dikkat çekildi.
Bayrampaşa
Cezaevi'nde C Blok'ta
kalan yüzlerce siyasi
tutuklu, cezaevindeki
yaşamı ve sorunlannı
gazetecilere anlattılar.
° Terftfz ve düzenli
•olmasıyla göze çarpan
koğuşlarda en çok
dikkati çeken. 18 yaşın
altındaki tutuklular oldu.
Gazeteciler merakla koğuşlan
gezerken, yaşlan küçük birkaç
tutuklu da onlara eşlik etti. Ö.G.
17 yaşında. 21 Aralık 1995'te
Esenler'de gözaltma ahnmış.
"Örgüt üveliği" suçundan 20yıl hapis cezasına çarptınlan 15 yaşındaki Ö.G. Bayrampaşa Cezaevi'nde yatryor.
cezaevinde. Geçen günlerde
yargılandığı DGM'den hakkında
karar çıkmış. Ö.G.'nin 15
yaşında işlediğini öne
sürdükleri suçtan aldığı ceza 20
yıl hapis. Yaşından büyük
Neye uğradığını anlamadan
Terörle Mücadele Şube
Müdürlüğü'ne götürülmüş.
Burada karşılaştığı
uygulamalan dinlerken
ürperiyoruz.
"Dayak, falaka, Filistin askısı,
ekktrik, hayalan burma..."
Bir çırpıda anlatıyor kendisine
yapılan işkenceyi. Apar topar
çıkanldığı DGM'den tutuklama
karan çıkıyor ve iki yıldan beri
cezası, 18 yaşın altında
olduğu için 13 yıla
indirilmiş. "Geçmiş olsun"
sözümüze verdiği yanıt
çok kısa:
"Haklısınız, geçti gitti artık.
Hiçbir şeyi
değiştiremezsiniz™''
Cezaevinde kendisi gibi
çok sayıda 18 yaşın altında
tutuklu olduğunu belirten
Ö.G., kamuoyunda
yüzlerce "Manisa"
olayı olduğunu
vurguluyor. DGM'lerde
her gün yüzlerce çocuğun
"örgüt üyeliği'" suçundan
ceza aldığına dikkati çeken
Ö.G., artık yasalara
inanmadığını
söylüyor.
M.Ç.'yi de Ö.G.'nin
yanında görüyoruz. O da
çocuk denecek yaşta
düşmüş cezaevine. 15 yıl
hapis cezası istemiyle
yargılanan M.Ç. de Filistin
askısı, elektrik gibi
işkencelerden sonra
cezaevine yollanmış. Artık
oda.Ö.Çj.gibi,.., ,,.^,,,,.4
kendilerinden yaşça büyuk
çok sayıda siyasi ile aynı __
yaşamı payiaşıyor.
Çocuklarla konuştuğumuzu
gören bir tutuklu, yanımıza
yaklaşarak şunlan söylüyor:
"Evet, bunlar çocuk yaşta
buraya düştüler, ama ne mutlu
ki çocuklanmız da ülkemizin
sonınlanna duyarü."
Sirmen ve Tasdelen calısmalarını anlattılar
CHPTi belediye başkanları
RP'lilere meydan okudu
AHMETŞEFİK
TRABZON - CHP
Trabzon II Örgütü tara-
fmdan düzenlenen "Ba-
şanlı Belediyecilik" ko-
nulu panele İzmit Bü-
yükşehir Belediye Baş-
kanı Sefa Sirmen ve An-
kara Çankaya Belediye
Başkanı Doğan Tasdelen konuşmacı ola-
rak katıldı. Sirmen, seçildikleri günden bu
yana "herkesin belediye başkanı" gibi dav-
randıklannı. oysa RP'li belediyelerin böy-
le bir yaklaşım içinde olmadığını, bunun
en önemli göstergesinin de Ankara'da sa-
dece RP'li belediyelerin katıldığı fuarlann
düzenlenmesi olduğunu söyledi.Sirmen.
yalnzca kendisi ve Tasdelen'in hizmetle-
rinin bu fuara sığmaya-
cağını iddia etti.
Doğan Tasdelen de
Atatürk ve laik demok-
ratik cumhuriyetin kılı-
na bile zarar venleme-
yeceğini bunun için ölü-
müne mücadeleye hazır
olduklannı vurguladı.
RP ve şeriattan korkmadığını, asıl korku-
lacak şeyin sahte solcu ve demokratlar ol-
duğunu belirten Tasdelen, icraatlannı an-
latırken Kültür Bakanlığı 'ndan yüz kat da-
ha fazla kitap bastırdıklannı söyledi. Tas-
delen, dinleyicilere seçecekleri belediye
başkanı konusunda düşüncelerini söyler-
ken "Başkanı seçerken tam teşekkülhl has-
taneden mutlaka sağlam raporunu istev in"
dedi.
Ege Bölgesi'nde ortak bildiri yayımlandı
ADD, MGK kararlannı
desteldeıne çağnsı yapü
ANK.\R.\ (Cumhuriyet Bürosu) - Ata-
türkçü Düşünce Derneği (ADD) Ege Böl-
gesi şube başkanlan ve yönetıcileri, RE-
FAHYOL hükümeti dönemindeki kökten-
dinci gelişmelere karşı ortak bildirge ya-
yımladılar. Bildirgede. Milli Güvenlik
Kurulu (MGK) kararlannm halk tarafin-
dan desteklenmesi istenirken, "akla vebi-
lime özgürlük" çağnsında bulunuldu.
8 yılhk kesıntisız egıtimı düzenleyen
yasanm bir an önce çıkanlmasının ısten-
diği bildirgede meslek okullanndan çı-
kanlann sadece kendi aîanlannda yükse-
köğrenim yapabilmesine olanak tanınma-
sı önerildi.
ADD Genel Başkanı SuphiGürsoytrak
ve Genel Sekreter Vahit Yılmaz ile Antal-
ya, Aydın, Denizli, Muğla, Uşak, Isparta
ve çok sayıda ilçe şubesi yöneticisinin ka-
tıldığı bölge toplantısı Denizh'de yapüdı.
Siyasal gelişmelerin değerlendirildiği
toplantının sonuç bildirgesinde, son za-
manlarda devletin tekliği, ulusun bütün-
lüğü ve laikliğe karşı saldınlann arttığı
belirtildı. Bildirgede şu istemler kaydedil-
di:
- MGK'nin laik demokrasinin konın-
masını amaçlavan kararlan uygulanma-
h. Halk MGK kararlannı desteklemeli.
- 8 yıllık kesintisiz, ücretsiz, zorunlu
eğitimi düzenleyen yasa bir an önce çıka-
nlmalı. Aklın ve bilimin özgürlüğü için
laik eğıtimden ödün verilmemeli.
- Susurluk olayı yargıva iletilmeli, yargı
bağunsızuğı güçlendirilmeli.
- Sosyal devlet ilkesi uyannca sağlık
hizmetlerinin gereği gibi yapılabilmesi
için yatınmlar yapılmalı.
Z4Z//ORHANBİRGİT
Mustafa Özbek Salonu, Ankara
Esenboğa Havaalanı'ndan birkaç kilo-
metre daha uzakta. Türk Metal işçile-
ri Sendikası'nın başkente armağanı
olan bu salonda geçen yıl, Anavatan
Partisi Büyük Kongresi toplanmıştı.
Önceki gün aynı yerde düzenlenen
Ankara Müzik Festivali açıliş konseri-
ni de geçen yılki Anavatan Partisi
Kongresi'ni de televizyonlardan izle-
dim. Gazeteler, Anavatan Partisi Kong-
resi'ne dinleyici olarak gelen büyük ka-
labalığın, salonun kente uzaklığından
şikâyetçi olduklarını yazıyordu. Ger-
çekten ANAP Kongresi'nin izleyicileri,
tribünlerde yer yer seyretmiş görüntü-
ler sergilerken, Sevda-Cenap And
Vakfı'nın ev sahipliğini yaptığı Ankara
Müzik Festivali'nin açılış konserine, bi-
let ücretlerini de ödeyerekgelebilenle-
rin önemli bir bölümü, salona girme
olanağını bile bulamadı. On bineyakın
izleyici "Ankara Devlet Opera ve Ba-
lesi Korosu, Bilkent ve Cumhurbaş-
kanlığı Senfoni Orkestraları, TRT ve
Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Ko-
rosu "ndan oluşan "Birleşmiş Ankara
Orkestralan ve Korolan"r\\n Gürcü şe-
fi Kakhidze'nin yönetiminde seslen-
dirdikleri Beethoven'in 9. Senfonisi'ni
dinleme olanağını bulmuştu.
Hafızalannızı, birkaç ay öncesine gö-
türünüz. Refah Partili Rıze Mılletvekili
Şevki Yılmaz, sanırım istanbul'da bir
toplantıda Cumhurbaşkanhğı Senfoni
Orkestrası için bütçeden aynlan öde-
neğin karşısında olduğunu söylüyor ve
"sin-fo-ni" sözcüğünün üzerine basa
basa, kendi yurttaşının davul zuma is-
teğini ileri sürüyordu.
Şevki Yılmaz, gibiler için, Suudi Ha-
nedanı'ndayada Rafsancani Cumhu-
riyeti'nde bulunmayan, daha başka bir
deyiş ile bu tür yöneticilerin anlayama-
dıklan türden sanat kuaımlan, Türkiye
için de yabancıdır. Fazladır. Terk edil-
melidir.
Aynı partinin milletvekilleri, 1997
bütçesinde Devlet Opera ve Balesi'nin
ödeneğinin azaltılması yolunda gövde
gösterisi yapmamışlar mıydı?
Atatürk'ün çağdaşlaşma yolunda
somut miraslarından birisi olan bu ku-
rumlara karşı çıkan Refah Partisi'nin
amacının üzüm yemekten çok, bağcı
dövmeye yöneldiği, bu parti Çiller'in
kolunda iktidara geldikten sonra gün
gün daha iyi ve daha somut olarak an-
laşılmaya başlanıldı.
Önceki gün akustikten yoksun, on
bin kişilik bir spor salonunu omuz
omuza dolduran ve beş bine yakın bi-
letli insanın dışarıda kalmasma yol
açan olayı, salt bir müzik olayı olarak
göremeyiz. Sadece Beethoven'in ün-
Çok Sesliliğin Zaferi...
lü senfonisini ve o senfoni için Schil-
ler'in yazdığı "Coşkuya Çağn"sını din-
lemekle sınıriı kalmayan kitleler, salon-
da biçimsel olarak bulunduğu apaçık
olan Küttür Bakanı'na karşı hoş olma-
yan tepkiler sergiliyorlarsa. o sözlerin
asıl muhatabı, Ismail Kahraman'dan
çok Refah Partisi iktidannın ülkeye giy-
dirmek istedıği elbise için zorlanma se-
naryosunun sahipleridir.
Geçen aylarda bu partinin söylem-
lerini düşününüz. Tasanlannı, niyetle-
rini gözlerinizin ekranında bir kez da-
ha dondurunuz. Cumhurbaşkanı De-
mirel'e bir müzik festivalinin açış ko-
nuşmasının çok ötesine kadar uzanan
önceki günkü doğaçlama sözlerinin,
binlerce konser izleyicisinde uyandır-
dığı olumlu tepki sözleri, yani "Türkiye
laiktir, laikkalacak" haykmşlan ve ülke-
mizin çağdaşlık yolunda yürümeye ka-
rarlı insanlann çoğunluğunda olduğu
gerçeği ile karşılaşırsınız. Biryanda da-
ha on gün önce hem de Çanakkale
Zaferi'nin yıkjönümü nedeniyle o zafe-
rin büyük komutanınıda ağızlaraalma-
dan "Veş/7 Pop "çulara söyletilen çar-
şaflı bacılann ellerindeki Kalaşnikof'la-
n ile kendi insanlanna karşı cihada ve
kıyama kalkmayı öğütleyen tahrikler.
Öte yanda, "Dostlargelin" diye baş-
layan "Coşkuya Çağn" şarkısındaki şu
sözler.
"Sihrin biıieştirsin/ En aynlan bile/
Tüm insanlarkardeş olsunl Kutsal ale-
vin ile."
Türkiye, elbette Kalaşnili kadın tah-
riklerinin kamplaştığı ve ülkeyi geriye,
daha geriye götürmeye niyetli azınlık
kadrolan ile yönetilmeye layık değildir.
Öyle olmadığını da, birkaç hafta içe-
risinde somut değişimlerle ortaya koy-
mayı başaracaktır.
Önceki günkü başkent konserinin
gerçek anlatımı ve anlamı bence "sivil
Türkyurttaşlan"r»n, isterlerse birbirle-
rinden habersiz bir durumda bir anda
kurabilecekleri "banş, dostluk, coşku"
cephesi ile "çağdaşlıkyolunda" yürü-
me azmıne sahip bulunduklannı gös-
terebilmiş olmalarıdır.
O topluluğun temsilcileri olduğuna
inanan milletvekilleri de bir araya ge-
lerek, "en aynlann bile bir yeni hükü-
mette birleşebileceği sihri"ri\ gerçek-
leştirmezamanının geldiğinin bilincine
ulaşmalıdırlar.
Ankara Müzik Festivali'nin açılışın-
daki manzara her alanda çoksesliliğı
nasıl benimsediğimizin bir göstergesi
oldu.
Ve o çoksesliliğin Türkiyemizi, çağ-
daşlık yolunda götürmek için kararlı bir
yurttaşlar korosunun güvencesinde
bulunduğunu da ortaya koyan birgös-
teriyi sergiledi 30 mart pazar gününün
Ankarası.
Aksini düşünenler için, referandum
sandıklannın yolu açılabilir.
•••
28 mart günlü yazım için Sayın Gök-
han Çapoğlu'dan bir yanıt aldım. Sa-
yın milletvekili, yazımda kaynak olarak
demecineyerverdiğim İşçi Partisi Ge-
nel Başkan Yardımcısı Sayın Hasan
Yalçın'ın Aralık 1995 tarihinde yazdığı
benzer bir yazı nedeniyle tazminat ver-
meye mahkûm olduğunu ileri sürüyor.
Son demecini de asılsız olarak tanım-
layarak dava konusu yapacağını söy-
lüyor.
Çapoğlu'nun uzun yanıtında CIA Is-
tasyon Şefı Graham Fuller'e konfe-
rans verdirilmesi ile kendi vakfı arasın-
da ilişki kurülmasının "saçma" olduğu
görüşü var. Benim yazımda yer alma-
yan DSP ile ilgili iç konular da.
Ankara Milletvekili uzun açıklaması-
nı basın özgürlüğüne olan saygımdan
dolayı aynen yayımlamamı istiyor.
Benim haftada iki kez kullanabildi-
ğim bu sütunu, bana aynlan çerçeve-
yi aşarak taşmam olanaksız. Ama
Gökhan Bey'in yanıtlannaönümüzdeki
yazılarda da yer vermek istiyorum.
Tabii, kendi yanrtlarıma da.
GUNDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET ANDAY
Baştan Başlamak
27 Mart Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla yayın or-
ganlarımızda beni sevindirici dizelgeler izledim,
okudum. Tiyatro benim tutkumdur, tiyatrosuz bir
yerde mutsuz olurdum.
Gelenektir, her 27 Mart'ta, bu günü kutlayan ül-
kelerde bir sanatçı, bir yazar, bir bildiri yazmakta gö-
revlendirilir; daha doğrusu ondan ıstenır bu.
Bu yılki Dünya Tiyatro Günü bildirisini, Devlet Ti-
yatrosu sanatçısı, tiyatro yazan, Cumhurbaşkanlı-
ğı danışmanı Sayın Dinçer Sümer kaleme aldı.
Onunla gerçekleştirilen bir konuşmayı, TV'de,
merakla ve beğeniyle izledim. Ne güzel sözler söy-
ledi Dinçer Sümer.
O akşam özellikle çocuk tiyatrosu konusu ğze-
rinde duruldu ve kimi çocuk oyunlan ekrana geti-
rildi.
Açıklayıvereyim ki, çocuklar için ayrı, başka bir
tiyatro düşünülmesi beni hep tedirgin eder olmuş-
tur. Sanatın çocuğa göresi olmaz diye düşünürüm
çünkü.
Burda bırden felsefe konusuna geçişim, bilmem
yadırganacak mı, filosofiardan kimi, felsefe ders-
lerinin çocuk yaşta başlatılabileceğini söylemiş,
yazmışlardır.
Bence de doğrudur bu; dahasmı söyleyeyim, ço-
cuk usu, felsefeye, ergin usundan daha yakındır
bence. Çocuklara çocuk muamelesi yapmamalı-
yız kanısındayım.
Dünya Tiyatro Günü dolayısıyla büyük tiyatro
adamımız Muhsin Ertuğrul'u anmamak olacak
şey mıdir! Bize çağdaş, uygar, Batılı tiyatroyu ge-
tiren odur. Ona ne denli teşekkür etsek azdır.
Muhsin Ertuğrul'un, 'Gerçeklerin Düşleri' adlı bü-
yük kitabını açıyorum, madem girdik o konuya, ço-
cuk tiyatrosu konusunu sürdürelim; büyük usta,
Milliyet Sanat dergisine yazılı olarak verdiği birya-
nıtta şöyle diyor:
"Tek Istanbul evinin yerinde yükselen, sefertası
apartmanda, sosyal ortamlan ayn düzeyde olan o
on aileden kaçı tiyatroya gelebiliyor?
- Peki, ne yapmak gerek?
- Baştan başlamak! Analan babalan ancak oku-
mak yazmak bilen ya da hiç bilmeyen bu yeni Is-
tanbullu ailelerin en az iki üç çocuğu var. Bunlar
ana babalannın tam tersıne yann yükseköğrenim
peşinde koşacak bir gençlik kitlesi olacak; mem-
leketi yönetecekler. Onlan bugünden tiyatroya alış-
tırmazsak, bunlar yannın yitirilmiş seyircileri olacak.
Üstelik bugün televizyon, tiyatro zevki kökleşme-
miş sınıfta, tiyatronun gerçek anlamını vermeden,
seyirciyi yozlaştırma yolundadır.
Her ne yönden bakılırsa bakılsın, tiyatro bunalı-
mı dönüp dolaşıp 'Çocuk Tiyatrosu' dediğimiz ilk
sanat eğitimine dayanıyor."
ANAP lideri Yılmaz
'Güneydoğu paketi
göz>boyamau
Vlfl! '
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
her hafta yeni bir müjde
vaadi ile iktidara gelen
REFAHYOL'un halka
vereceği en büyük
müjdenın "iki yüzlülükle,
pişkinlikle" sürdürdüğü
hükümetten çekümesi
olacağını söyledi.
ANAP Başkanlık
Divam'nm dünkü
toplantısınm ardından bir
basın toplantısı
düzenleyen Yılmaz.
hükümetin her hafta yeni
bir gerilim konusu
yarattığını söyledi. En son
gerilim konusunun
zorunlu eğitim olduğunu
kaydeden Yılmaz,
"Zorunlu eğitim polemik
konusu yapılmayacak
kadar ciddi bir konudur.
RP böyie bir konuvu da
istismar etmekten geri
kalmamaktadır. RP'nin
tutumu samimiyetten
uzakur" dedi.
Hükümetin siyaseten
bittiğıni savunan Yılmaz,
"Erbakan'ın izlediği çizgi
iki > üzJü politika olmuştur.
İtiraz etmeden onavladığı
kararlar alev hine kulis
yapmışor. Bu tam bir
pişkinlik örneğidir" diye
konuştu. Yılmaz.
hükümetin istifasının
toplumun bütün kesimleri
için müjde olacağını ve
yaratılan gereksiz
gerginliklerin de ortadan
kalkacağını savundu.
Yıhnaz, toplumun bu
hükümeti taşıyacak mecali
kalmadığmı öne sürdü.
ANAP lideri. dün yapılan
MGK olağan toplantısında
bir önceki toplantıda
görüşülen konulann ele
alınmadığının anlaşıldığını
belirtirken de hükümetin
bu toplantıya sunduğu
Güneydoğu kalkındırma
projesinin de göz
boyamaya yönelik
olduğunu öne sürdü.
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Hükümet 9 avda
Güneydoğu'da hiçbir
soruna çözüm
getirmemişrir. Doktorsuz
sağük ocaklan çabşamaz
dunımdadır. Oğretmenler
güvenlik nedeniyle
görev lerini yerine
getirememektedir. 6
miKon insan fakirlik
sınıntun altında, bir
milyon insan da açlık
sınınndadır. Köye dönüş
projesi fîyaskoyia
sonuçlanmısör."
Hükümetin en ağır
faturayı çiftçi kesimine
çıkardığını savunan
Yılmaz, iktidar
ortaklannın hayali
paketler açıklamak yerine,
çiftçinin mağduriyetine
son vermesi gerektiğini
söyledi. Gazetecilerin
sorulannı da yanıtlayan
Yılmaz, Türldye'nin
içinde bulunduğu
gerginliğin, RP'nin
rejimin temel nitelikleriyle
kavgalı olmasından
kaynaklandığını vurguladı.
Hükümetin sorunlara
çözüm getirmek yerine
savsaklayarak ömrünü „-
uzatmaya çalıştıgını
belirten Yılmaz.
44
Hükümetin ömrünü
uzatmak için suni tenefiüs
ne kadar sürdürühırse
bunalım da o kadar
artacakur" dedi. Yılmaz,
Ankara Müzik
Festivali'nin açılışında
verilen konser sırasında
atılan laiklik sloganlanyla
ilgili olarak da "Bugün
spor salonlannda ve
konser salonlannda, y ann
sokaklara taşabilir.
Başbakan sağduyuyu
benimsey ip daha fazla
gerginüğe neden ohnadan
istifa emıendir" dedi.
'Cumhuriyet
kanunlan
uygulansın'
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu)-Ege
Üniversitesi'nde
okuyan Işçi Partisi
Öncü Gençlik Grubu,
"Cumhuriyet devrinıi
kanunlan uygulansm"
kampanyası başlatü.
REFAYOL
hükümetmin
cumhuriyet devrimleri
kanunlannı es
geçtiğini ve hatta bu
kanunlara aykın
davrandığını belirten
grup sözcüsü Bülent
Karagöz, "Biz
bagımsızhkçı ve laik
gençler olarak bir kez
daha haykınyoruz ki:
C umhuriyeti yıkmak
isteyen bütün gericiieri
Menemen'deki
devrbnci nıhla
ezeceğiz''dedi