25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 1997SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Filmleri Ankara'da büyük ilgi gören, Avrupa'da yaşayan Türkiyeli yönetmenler: Yeşilçaııı\la Âlman disipliııiyle çahşırız CUMHURCANBAZOGLU Yerli kısa fılmin merkezi olmaya başla- yan Uluslararası Ankara Fılm Festivali, bu yıl Türkıye dışında yaşayan Türkiyeli genç yönetmenlere 'Kısa Sınır Tanımaz' diye bir köşe açtı ve onlan ulusal yanşmaya davet ederek büyûk bir adım attı. Bu genç yönet- menlerden Mehmet Kurtuluş, 'Düsiz' adlı yapıüyla dramatik dalda binnci olurken Ay- şe Polat da Kontes Sophia Hatunla seçicı kunıl özel ödülûnü kazandı. Aynca Duran Dohı, Tangle-Food ve Mavi Çocuk adlı ya- pıtlanyla. Seyhan Derin, Ben Annemın Kı- zıyım belgeseliyle büyük beğeni topladı. Çoğu akademik sinema eğitimı almaması- na karşm teknik becerileri ve özgün dille- nyle festivaldeki çıtayı yükselten bu genç- lerin başansı, festivali ızleyenleri çok heye- canlandırdı. Şimdi ası! sorun, Yeşilçam'ın alışkanlıklannı ve yetersizliklerini yakın- dan bılen bu ınsanlan yerli sinemaya ka- zandırmak. - Türkiye'deki festivauerden bekkntile- rinizneler? Ozgür Dyanık: Festivallerde insanlann tnrbirine yaklaşmasını, projeleri tartışmala- nnı seviyorum. Festivallerkısa metrajın var olmasma katkıda bulunuyor. Mehmel Kurtuluş: Milliyetçi değilim a- ma kim olduğumu, nereden geldiğimi çok iyi biliyorum. Ankara'da ödül kazanmak bu açıdan önemli. Türküm ve yurtdışında ana- dilini unutan bırçok gence dıkkat çekmek için Dilsiz diye bir film yaptım. Duran Dolu: Önce yanşmak önemliydi ve 1992 'de Ankara'da ödül kazandım. Şim- di filmlerimin Türkiye'deki seyirciyle bu- luşmasmı sağlamak ıçin buradayım. - Türkhe'de üretilen kısa filnüerin diize- yini nasd buluyorsunuz? Ayşe Polat: Bireyselliğin çok oturmadı- ğı bir ortamda çok bireyselliğe kaçan fılm- ler izledik ve bıraz yapay kaldıklannı gör- dük. Ömeğin birçoğunda Tarantioo etkisi vardı. Oysa ben yaşayan konulann üzerle- rine gitmelerini isterdim. Örneğin Güney- doğu'dan gelen asker gençlerin psikolo- jılerini inceleyen fılmler yapabilirlerdi. - Yaşadığınız ülkeierden tusıl destek gö- rüyorsunuz? Ozgür Uyanık: Ingiltere'deyabancı sine- macı olmanın büyük avantajı var, egzotik geliyor yapnklannız. Piyasa renklensin di- ye etnik gruplara daha fazla olanak sağla- nıyor. Ancak devlete sundugunuz proje et- nik değilse sorunlar başhyor. 'Kısa metraj mantığı gelişiyor'9. Ankara Uluslararası Film Festivali gelecek yıllarda iki özel- ligiyle anımsanacak bizce. Birinci- si yurtdışından yapıtlanyla festi- vale katılan Türkiyelı kısa metraj- cılann getirdiği umut, ikincisi de yerli uzun metraj yanşmasında Hoşçakal tstanbul'u ızlerken çile- den çıkan seçici kurulun tepkisi. Uzun metraj jünsinde görev ya- pan, bu arada yurtdışından gelen gençlerin kısa filmlerini izleme olanağı bulan yönetmen ve senar- yoyazan IşüÖzgentürk'le festiva- lin kısa değerlendırmesıni yaptık: - Sami Güçlü'nün Hoşçakal Is- tanbul'unu jüri neden yanşma dı- şıbırakü? Hoşçakal lstanbul gibi birkop- yanın festivale gönderilmesi ger- çekten saygısızlıktı. Muhsin Er- tuğrul zamanı fılmlerinin kopya- lan kadar kötüydü. Festival film- leri biçirn ve öz olarak yenilikçidir. [vrupa'da yaşayan Türkiyeli genç yönetmenlerin önleri çok açık. Almanlann öyküleri bittiği için bu gençlere iyi olanaklar sağlıyorlar. Türkiye'de kısa film yapanlarda da önemli gelişmeler vardı. Filmleri günümüz genç insanını ilgilendiren konularla doluydu, kısa film mantığı iyiydi ve gelişme göstermişti. Ancak çok az film olduğundan bizde bu değerlere göre bir ön e- leme yapılamıyor. - Bu kadar az filmi olan bir si- nemaya dört ulusalvanşma çok de- gümi? Dört festivalin artık kendine farklı yollar çizmelen gerekiyor. Festivaller popülerlik artsın diye yanşma düzenliyor, ama örneğin Ankara'da kısa filmlere gidenlerin sayısı uzun metrajlılara giderüer- den çok fazlaydı. Biz birçok filmi üç, dört kişiyle izlerken kısa film- lerde tekraryapıldı. - Kısa metraj bölümünde Al- manva'dan gelen üç genç\önetmen Ayşe Polat, Duran Dolu ve Mehmet Kurtulnş'un yapıtlan çok beğenil- di. festivaldeki kalite düzeyi birden çokyükseldL Nasıldeğerlendiriyor- sunuzbu yenihavayı? Bence önleri çok açık. Alman- lann öyküleri bitti, onun için bu gençlere iyi olanaklar sağlıyorlar. Ancak yine de bir ezilmişlikleri var. Bu nedenle kendilerini kanıt- lamak istiyorlar. Sorunlan çok farklı. Bizdeki çocuklar gibi sosyal ve politik olmak zorunda değiller, daha bireysel şeyler anlatabiliyor- lar. Türkiye'de kısa film yapanlar- da da önemli gelişmeler vardı. Hepsinin filmleri günümüz genç insanını ilgilendiren konularla do- luydu, kısa fılm mantığı iyiydi ve gelişme göstermişti. Oysa uzun metrajlılarda günümüz insanını tartışmaya sürükleyecek bir iki filmden başka ömeğe rastlayama- dık. - Ankara Fılm FesfjvalT nde bu yıl sizi en fazla hangi bölfim etkile- di? Ben bölümlere dikkat etmeden başka bir konunun altını çizmek is- tiyorum. Tuncel Kurtiz'in festi- valin yıldızı olduğuna inanıyorum. Üç uzunmetrajda başrole yâkın et- kileyici üç karakter oynuyordu, Ayşe Polafın kısa metrajında da başroldeydi, yine Tuncel için Al- manlann yaptığı belgesel gösteril- di. Her fılmine düzey atlatan böy- le bir oyuncuya sahip olduğu için onur duymalı Türkiye. Mehmet Kurtuluş: Almanya'daki ikinci kuşak Türkiye'yi ve Ahnanya'yı daha iyi özümseyebiliyor. Bu nedenle değişikbir ha- vamız var kısa fılmcıler arasında. Duran Dolu: Almanlar olaya akıllı yak- laşıyor. Şuandaonlardoğru dürüst fılm üre- temiyorlar, Fassbinder gibi ekolleri yok ar- tık. Bizler değışık bakış açımızla Alman si- nemasına zenginlik katıyonız. - Yerli pryasaya girme gjrişiınkriniz var mı?_ Ozgür Uyanık: Bana "Burada sinemati- cari ama insanlar laf olsun diyeyapıyor. tşi- ne tngütere'de devam et, kendini hazır his- sedince lngiltere'den destek bulup Türld- ye')egel"dediler. Bu arada YavuzOzkan'ın atölyesine gittim. 'GÖbek' adlı fılmimi iz- ledi ve sinema duygumun olduğunu, atöl- yenin imkânlannı kullanarak 35'lik bir kı- sa metraj film yapabileceğimi, yeni çekece- ği 'Vahşetin Anatomisi'nde asistanlığını üst- lenebileceğimi söyledi. Bugünlerde bu kı- sa metraj için öykü anyorum. OğuzAtay'ın 'Beyaz Mantohı Adam' öyküsü ilginç gel- dı. Duran Dolu: Kendimi ifade edebilece- ğim ortam ve paraburada sağlanırsa, Alman disiplini ve senaryo ile ilgili ön çalışma bu- radaki arkadaşlarla oluşturulabilirse Türki- ye'de de rahatlıkla fılm yapılabilir. Ayhan Salan Alman disiplınine açık olan prodüksiyon amıri, teknik adamlar ve Türk oyuncularla bir şeyler yapmak istiyoruz; o eski prodüktör düşüncesine boyun eğmeden çalışmalıyız. MehmetKurtuluş: Alman- ya'daçalışma şartlanmız daha iyi ama Türkiye'den teklif ge- lirse hayır demem, çünkü Tür- kiye kültürü çok zengin birül- ke, yapılacak öykü bol.Bura- da daha önce çalışırken dört dörtlük teknik ekiplerin oldu- ğunu, pratik yönlerinin geliş- tiğini gördüm. Disiplin yara- tıldıktan sonra burada da çok iyi işler çıkabilir. Ayşe Pbtafc Gelecekte fılm- lerimizin çoğunun konusu bu- radan olacak. Örneğin benim bundan sonraki projem bir Türk eşcinselin 70'lerde yaşa- dıklan. Avrupa'da yaşadığı- mız için olaylara daha farklı bakabiliyoruz. Bu bizim avan- tajımız. Ayhan Salan Göreceksı- niz, Almanya'daki genç yönet- menlerden biri buraya gelip çok iyi bir Türkıye filmi yapa- cak. Türkiye'deki gibi belli sınıfta olmamanın serbest- liğinı iyi kullanacağız. Eedenesahip olabiMerama... CUMHUR CANBAZOĞLU lyiden iyiye sinefillere yönelik bir program hazırlayan festivalin ağır toplanndan Çek yönetmen Jiri Menzel'in uzun yıllar rafta beklemiş 'Öksedeki Tarlakuşlan na geldi sıra. Totaliter rejimlerin ve bürokrasinin mantıkdışı uygulamalanna karşı, yabancı Oscarlı bir önceki filmi 'Süa Denetlenen Trenler'in (1967) sert tonunu devam ettirerek yaptığı 'Öksedeki Tarlakuşlan' MenzePin şanssız bir filmi olarak sinema tarihine geçti. Dubçek'in getirdiği 68 rüzgârlanndan etkilenerek çekilen, ancak Sovyet müdahalesinden sonra yasaklanıp rafa kaldınlan bu fılm, tam yirmi yıl sonra 1989'da yeniden gözden geçirilerek ortaya çıktı ve 1990'da katıldığı Berlin Film Festivali'nde 'Alün Ayı' aldı. Ödül o günlerde Batı basınını ikiye bölmüştü. Bir kısım eleştirmen. fılmin politik yönüne ödül verildiğini söylerken diğerleri 20 yıl gecikmiş bir başyapıtı alkışhyordu. 1969'danl974'edekfilm yapmasına izin verilmeyen, daha sonra yoluna satır aralanna saklanmış kara mizahla ve şifreli mesajlarla devam eden Jiri Menzel'in 1989'da Barrandov stüdyolannm karanlığından çıkıp özgür kafayla el attığı 'Öksedeki Tarlakuşlan', 50'li yıllann Çekoslovakyası'nda ıslah kampma dönüştürülmüş bir hurda deposunda geçiyor. Erkeklerle kadınlann birbınyle görû§türülmediği, ancak gardiyanın yardımıyla yine de hoş dakikalann geçirildigi kampta yaşananlann anlattığı özetle şu: Parti insanlann vûcutlanna egemen olabilir, ama duygulanna asla.Hrabal'ın aynı adlı romanından alınan 'Öksedeki Tarlakuşlan', dilindeki özgürlük, sonbahar renkleri, mizaha gizlenmiş lirizm ve oyunculann sade oyunuyla dikkat çeken bir çalışma. Kazan'ın 'Aşk Bahçesi 9 Kültûr Senisi - 'Aşk Bahçesi' 1920'lenn küçük bir Kansas kenti de- korunda gecen bir gençlik aşkını an- latan. 36 yılhk bir Elia Kazan yapıtı. Ekonomik sıkıntı döneminin ufuk- ta kendismi hıssettirdiği yıllarda ge- çen unutulmaz bir aşkın kahramanla- nnı NatalieWbod'la beyaz perdedeki ilk rolünde, hıç de aksamayan genç Warren Beatty canlandınyor. Yıllar önce sinemalarda 'AşkBahçesi' adıy- la gösterilmış ve bizde de büyük ilgi görmüş olan fılm, seyircinin gözün- den bir-iki damla yaş da getirten duy- gusal bir dram. Finali bu tür duygusal gönül hikâ- yelerine düşkün olan seyirciyi pek memnun edecek değilse de çekim, anlatım, oyunculann yorumu ve ge- nel atmosferiyle Kazan'ın filmogra- fısindeki hatın sayılır çalışmalann- dan, zengin ve yoğun bir fılm "Spten- dor in the Grass". Amerikan toplu- mundan acımasız gözlemler içeren, abartmah oyunculuğun ve dramati- zasyonun egemenolduğu. bazı başya- pıtlan da banndıran fılmografisini 1976'daki 'The Last Tycooo'dan sonra kesip kendisini roman yazma- ya veren, ancak son yıllarda yine "ba- ba vatanı" Anadolu'da geçecek olan yeni bir fılmin hazırlıklanyla uğra- şan Kazan'ın 1961 'den kalma bu et- kileyici "aşkhikâyea''ni nostaljikbir merakla, yıllar sonra yeniden seyret- mek hoş kaçabılir. Senaryoyu yazan VVllliam Inge'ye Oscar ödülü kazan- dıran fılm, başanlı oyunuyla Oscar'a aday gösterilen Natalie Wood'u ise hayal kınklığına uğratmıştı. 4 Amerikan sineması virüs gibi' Kültür Senisi - Geçen yıl Venedik Film Şenliği'nde Jüri Özel Ödülü kazanan "Haydutiar" filminin yönet- meni Otar IosseUani, Amerikan sinemasmın bir v irüs gibi izleyicinin kanına girdiğini söyledi. Iosseliani, " Benim ültem Gürdstan'da durum farkh değO. Her şey viski, kolı gibi Amerikan üriinlerinin gelmesiyle başladı^dedi. 16. Ulusiararası lstanbul Film Festivali çerçevesinde dün The Marmara Oteli'nde düzenlenen basın toplantısmj katılan Otar Iosseliani, Sovyetler Bırliği dönemindeGürcistan sinemasmın avangard bir sinema olduğunu aılattı. Bu dönemde Gürcistan sinemasmın da Ameriıan sinemasmın etkisi altında kaldığını söyleyen yönetmen, "HoBy>vood'un bütün dönya ülkelerini adeta uyuşturucuya alı^ünr gibi kendi sine- masma ve orzına ahşürmakta usta olduğunu bilivoruz. Rusya'da açık kalan bütün sinemalarda ve televizyon- larda Amerikan filmleri gösterifiyor" dedi. Gürcü sinemasmın her zaman muhalif olan yapısıy- la Sovyet yönetimini rahatsız ettiğini belirten yönet- men, kendi filmlerinin de yasaklanması nedeniyle Fransa'da yaşamak zorunda kaldığını söyledi. Bunun bir sürgün olarak değerlendirilmemesi gerektiğini be- lirten yönetmen, her filminden sonra Gürcistan'la bağlantı kurduğunu belirtti. Dünyanm her köşesinde aynı sorunlann yaşandığına inanan Iosseliani, çektiği Fransızyapırru fılmleTde hep Gürcistan halkını anlattığını, bunu da Fransız karak- terleraracılığıylayapabildiğini söyledi. Iosseliani hâlâ Gürcıstan'ı anlatan filmlerçekmesini, duygusal ve en- telektüel birikimini doğduğu ve yetiştiği ülkeden al- masına bağlıyor. B U C U N EMEK: Öksedeki Tarla- kuşlan (12.00-18.30) Öpülmüş (iptal edildi) FITAŞ-1: Dekalog 3-4 (12.00-18.30),Robinson Crusoe (15.00-21.30) FtTAŞ-3: Akrebin Yolcu- luğu (12.00), Adamski (15.00-21.30), BirErke- ğin Anatomisi (18.30) FİTAŞ-5: Aşk Bahçesi (12.00-18.30), Eve Daha Yakm (15.00-21.30) REKS: Gece Inerken (12.00), ErotikÖyküler II (2) (15.00), Kaprisli Yaz (18.30), Bir Oda Hızmet- çisinin Güncesi (21.30) MB.BlüSm İSTANBUL FİLM FtSTİUALİ Y A R I N EMEK: Ne Kadar Uzak O Kadar Yakın (12.00- 18.30), Amerika, Ameri- ka! (15.00-21.30) FİTAŞ-1: Dekalog 5-6 (12.00-18.30), 0(15.00- 21.30) FİTAS-3: Ali (12.00), Ölü(15.00-21.30),Tabut- taRövaşata( 18.30) FİTAŞ-5: Kısaltma (12.00-18.30), ErotikÖy- küler 11(1) (15.00-21.30) REKS: Yol Arkadaşı (12.00), Baştan Çıkancı- nın Güncesi (15.00), Aşk Bahçesi (18.30), Saman- yolu(21.30). Ölüseviciliğin anatomisi MURATÖZER "Ölüsevicilik'' üzerine yapılmış az sayıda fılm var- dır. Bunlar içinde geçen yıl- larda yine lstanbul Film Festivali'nde izlediğimiz Patrick Bouchitey filmi "Lune Froide - Soğuk Ay" (1991) ayn bir önem kaza- nır. îki arkadaşın ölü bir kıza duyduğu aşkı anlatan bu si- yah-beyaz başyapıt, Char- les Bukowski dünyasını be- yazperdeye benzersiz bi- çimde yansıtır. Bugün izleyeceğimiz Lynne Stopkevvich filmi "Öpülmüş" (Kissed) de bir uyarlama. Barbara Gowd>r 'nîn çok tartışılan " We So SeMom Look on Lo- ve" adlı kısa hikâyesini te- mel alan yapım, uyarlandı- ğı yapıt kadar olmasa da tar- tışmalarla karşıranmış. Öykü, "ölü seviciliğin anatomisi''ni çıkarmaya yö- nelik... Kendi halinde bir kız gibi görünmesine kar- şın, aynı zamanda bir ölüse- vici olan Sandra Larson'm öyküsü bu. Bir cenaze leva- zımatçısında ölülere mak- yaj yapan kişinin yanında çalışan Sandra, böylece çok sevdiği ölülere daha yakın olacaktır. Bu arada ona deliler gibi âşık olan tıp öğrencisi Ma- ti de ölülerle başa çıkma ça- bası içinde genç kızın gön- lünü kazanmaya çalışmak- tadır... Barbara Gowdy'nin hikâ- yesini alıp sinemaya akta- ran yönetmen Stopkevvich, ölümün ya da ölünün so- ğukluğunun zaman zaman "çekici'' olabileceği nokta- smda yola çıkarak etkili bir sonuca ulaşıyor filmde. Molly Parker, Peter Ou- terbridge, Jay Brazeau ve Natasha Morlcy'in oyuncu kadrosunu oluşturduklan fılm, Don MacDonald'ın yapıma bire bir uyan müzi- ği ve Gregorv Middleton'un çarpıcı görüntü çalışmasıy- la da etkisini duyumsatıyor. Ölümle "banşık" bir kadı- mn, tûm yaşamma yaydığı "ölüm hayranhğı''nı akıcı bir anlatımla sunan "Öpül- müş", izleyicilerin ikiye ay- nlmasma neden olabilecek özelliklerde bir film. Daha önce Peter Greena- way'in "TheCook,TheThi- ef, His Wife and Her Lover - Aşçı, Hırsız, Kansı \« Âsv- ğı" (1989), Pier PasoKıü'nin "Salo o le 120 Giomate di Sodoma - Salo ya da So- dom'un 120 Gûnü" (1975) gibi çok tartışılan izleyicile- ri saflara ayıran fîlmleriyle boy ölçüşemese bile onlara yaİdaşacağından kuşkumuz yok. (78 dakika). Gençsana ar'da I Kühür ServBİ - Şark Hayat"ın düzenlediği 'Genç Sanat Günleri' kapsammdaki 'Ilk Alkışlar" etkinliğinde yann saat 19.30'da Eser Bilgeman (piyano), Bahar Biricik (keman) ve Julia Kerimova (piyano eşlik) konseri yer alacak. Sanatçılar Mozart, Liszt, Rachmaninof, Brahms ve Prokofief in yapıtlarından oluşan bir repertuvar sunacaklar. 0P I Kültür Servisı - Borusan Oda Orkestrası bu akşam saat 20.00'de Harbiye Askeri Müze Konser Salonu'nda şef Saim Akçıl yönetiminde ÇEKÜL Vakfı yaranna bir konser verecek. tki bölümden oluşan konserde Bach ve Şostakoviç'ın yapıtlanna yer verilecek. (251 54 44) 'Genç SolistJer Serisi' • Kültur Servisi - Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvan Senfoni Orkestrası yıhn üçüncü konserini 'Genç Solistler Serisi' adı altında 8 nısan sah günü saat 16.00'da Mimar Sinan Üniversitesi'nin Fındıkh'daki oditoryumunda gerçekleştirecek. Programda Mozart, Wienawski, Beethoven ve Ulvi Cemal Erkin'in yapıtlanna yer veriliyor. Konserin solistleri ise Yağmur Dal (piyano), Elvan Baran (keman) ve Ebru Sonakın'dan oluşuyor. Yeni müzik kayıt teknolojisi I Kültür Servisi - Türkiye'de ilk pop müzık bölümünü kuran Akademi tstanbul müzik alanındaki teknolojik gelişmeleri yakından izliyor. Akademi lstanbul Sanat Okulu'nda hayata geçirilen 'Midi Müzik Kayıt Stüdyosu' 16 kişilik bir orkestranm enstrümanlanndan çıkan sesleri yazacak ve okuyacak kayıt ortamlan sunuyor. Stüdyoda verilecek kurslar 5 nisanda başlayacak.(251 74 84) Burtıan Uygun, Artium Sungur Sanatevi'nde • Kültür Servisi- Artium Sungur Sanatevi, çağdaş Türk resim sanatmın en önemli isimlerinden biri olan Burhan Uygur'un ölümünün 5. yılında sanatçının anısına bir sergi düzenledi. Serginin en önemli özelliği sanatçının ölümünün ardından düzenlenen ikinci sergi olması. 1992'deyitirdiğimiz Burhan Uygur, tDGSA Resim Bölümü'nde önce Nurullah Berk, sonra B.Rahmi Eyuboğlu atölyesinde öğrenim gördü. Salzburg Yaz Akademisi'ne katıldı. Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli vakıf ve kuruluşlarca ödüllendirildi. Uygur'un sergisi, 16 nisana dek izlenebilir. (227 75 93) YHmaz Güney'i anma • Kültür Servisi - Yılmaz Güney 60. doğum günü nedeniyle hafta boyunca tdil Kültür Merkezi'nde çeşitli etkinliklerle anılacak. Etkinlikler bu akşam saat 17.00'de sanatçılar ve çeşitli demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla başlıyor. Programda aynca saat 19.00'da da "Aynalar Çirkin Kral' adlı belgesel gösterilecek. Yönetmenliğini Musa Çözen'in yaptığı, Can Dündar'ın hazırlayıp sunduğu belgesel öncesinde Can Dündar da belgeselle ilgili görüşlerini içeren bir konuşma yapacak. Anma etkinlikleri kapsamında çarşamba günü saat 19.00'da Ahmet Soner'in hazırladığı 'Adana Paris' belgeseli, saat 18.00'de Yılmaz Güney'in Yol isimli filmi gösterilecek. Güney'in filmlerinin gösterileceği etkinlikler kapsamında ise perşembe saat 15.00'te 'Arkadaş', 18.00'de de 'Umut' adlı filmleri cuma günü saat 15.00'te 'Ağıt'. 18.00'de 'Endişe' adlı filmleri, cumartesi saat 13.00'te 'Sürü' vesaat 19.00'da da 'Duvar' isimli filmleri izlenebilir. Orhan Kehri Karsu TekstM Sanat Galensi'nde • KüHür Servisi - Orhan Kehri'nin suluboya çahşmalan bugün Karsu Tekstil Sanat Galensi'nde açılıyor. 1949 yılında lstanbul'da doğan Osman Kehri, 1971 yılında Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Grafık Sanatlar Bölümü'nden mezun oldu. Bir yıl süre ile Londra'da illüstratör olarak çalışan sanatçı, bugüne kadar grafik sanatmın hemen her dalında başanlı ürünlere imza attı. Sanat eğitimi veren çeşitli kurumlarda görev alan Osman Kehri halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çahşmakta. Sergi 25 nisan tarihine dek görülebilecek. Bia Kazan Kayseri'de • KAYSERt (Cumhuriyet) - Ünlü sinema yönetmeni Elia Kazan ile sanatçı Zülfü Livaneli. Kazan'ın memleketi Kayseri'ye geldiler. Gezinin "özlem ve duygu ziyareti" olduğunu belirten Kazan, tarihi Saat Kulesi'ni ziyaret etti. Kayseri'ye son olarak yedi yıl önce geldiğini kaydeden Kazan gezisine, ailesinin yaşadığı ve daha sonra Amerika'ya göç ettiği Kayseri'nin yaklaştk 20 kilometre uzaklığında bulunan Germir kasabasında devam edecek. hraMm YHchz Şiir ödülü • Haber Merkezi - Bu yıl ikincisi düzenlenen Ibrahım Yıldız şiir ödülü sonuçlandı. Cahit Külebi, Vedat Günyol. Mehmet Başaran, Sami Karaören, Mehmet Yaşar Bilen, Ahmet Özer ve Tahsin Şentürk'ten oluşan seçici kunıl kendilerine iletilen 43 yapıt arasında değerlendirme yaptı. Birinciliği Hasan Hüseyin Yalvaç'ın "Herkes Vazgeçti Ya Sen" adlı yapıtı aldı. Değerlendirme sonucunda Osman Bolulu "Güle Yolculuk" ile Mete Alpsar da "Siyah Alevler Havzası" adlı yapıtlanyla mansiyon aldılar. Ismail Arslan "Özgürlük ya da Boy Ölçüsü", Seher Türker ise '"Şiir Bulutu" adlı yapıtlan ile seçici kunıl özel ödülüne hak kazandılar. Mehmet Kâzım "Yılkı Teknesi", Metin Güven "Gece Müziği'", Haşim Kanar "Aynlık Türküsü Mavilim" yapıtlanyla övgüye değer bulundular. Ödül töreni 3 Nisan Karabük'ün lcuruluşu kutlamalan çerçevesinde 5 nisan cumartesi günü saat 14.00'te Karabük Halk Eğitim Merkezi'nde yapılacak. Ahip Zaman Tangoları • KüMr Servisi -1994 yılında Dünya Kitap 2. Şiir Ödülü'nü kazanan Gazanfer Eryüksel'in ikinci şiir kitabı 'Ahir Zaman Tangolan' Dünya Yayınlan'ndan çıktı. "Doğa ve insan benim şiirimin başat söylemidir" diyen Gazanfer Eryükserin şiiri, ritim duygusu, ahenk ve müzikalitesiyle ön plana çıkıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle