23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 1997 SALI CUMHURİYET V SAYFA HABERLER îmam-hatip lisesi öğrencilerinin yüzde 80'i hukuk sisteminde İslami hükümlerin yer almasını istiyor Aıııaç imatnbk değil, şeriat Arastırma sonucları îmam-hatipli öğrencilerin değeryargıları BÜLENT TANLA DSP Istanbul Mılletvehlı Imam hatip-Iisesinde okuyan öğrencilerle yapılan araştırma sonuçlan, bu lise öğrencileriyle Refah Partili seçmen arasında. lslami değer yargilan ve uyulması gereken kurallar bakımından benzerlikler olduğunu ortaya koyuyor. İmam-hatip lisesi öğrencileri lslami değer yargılanna uygun biçimde yetişiyor. Bu öğrencilerin okul bilinçleri, değer yargılan, uygarlık yaklaşımlan Islama çok yüksek oranlarda bir uyum gösteriyor. İmam-hatip liselennin ışlevi konusunda toplumun ve öğrencilerin değerlendirmelerinde ciddi farklılıklar var. Kamuoyu imam-hatip liselerini din adamı yetiştirilmesi konusunda bir okul olarak görürken, öğrenciler bu okullan dini, ahlaki değer yargılanna sahip insanlar yetiştiren bir kunim olarak niteliyorlar. tmam-Hatipliler Araştırması'ndan çıkan sonuçlar beş noktada toplanabilir. Birincisi, imam-hatiplilerin görüşleri, araştırması, Erbakan'ın inananlar- inanmayanlar aynmıyla "Buralarda vatanını, milletini seven öğrenciler eğrtüiyor" esasına dayalı yaklaşımının sonucunu ifade ediyor. tkinci sonuç: Okullarda siyaseti. özellikle din ile siyaseti, din ile eğitimi bir arada ele aldığımızda bugünkü imam-hatip liselilerde gördüğümüz gibi, öğrenciler bu yönde bir istek belirtmemiş olsalar da, Refah Partisi'nin din devleti kurma ve kendi ideolojisine uygun insanlar yaratma tezi doğrulanmış oluyor. Refah seçmeninden daha uçta Oçüncü bir nokta, imam-hatipli öğrencilerin değer yargılannın Refah Partili seçmenden daha sert ve daha uç noktada oluşudur. Refahlı seçmenin yüzde 61'i "Hukuk sistemi içinde tslami hükümler yer alman" derken, bu oran öğrencıler arasında yüzde 80'e çıkmakta, "İsteyen kadın çarşaf giymeK" diyenler aynı bağlantı içinde yüzde 73-83, alkollü içecekJer yasaklanmalı görüşünde ölahiar 74-86 oranlannı vermektedrr. Refah Parn]j>gcmenle ımam-hatıp oğrencı fla_ ,_ konuda tamamen aynı düzeyde düşünmekİte, her iki kirfenin de yüzde 65'i "kadın ve erkeklerio ayrı ayn eğitim almaları". yüzde 59'u da "toplu taşıma araçlarında ayn ayn oturmalanndan" yana görüş belirtmektedir. Dördüncü sonuç. imam-hatipli öğrencilerin, olaylan yakından izleyen, aralannda daha yoğun bir biçimde tartışıp değerlendirmelerde bulunan, politik bilinçleri Refah seçmeninden daha duyarlı ve daha yüksek çıkan bir profıl vermelendir. Beşınci nokta, bugüne kadar bütün iktidarlann ürkek, korkak, çekingen sonuçlanndan habersiz biçimde. son derece hassas olan bu konuya oy kaygısıyla yaklaşmalan ve bu tabanı küstürmeme davranışlan içine girmiş olmalannın sonuçta Refah Partisi'ne yaramış olduğu gerçeğidir. İmam-hatip liselerirrin problemleri son yıllann birikimiyle bugüne gelmiş ve bugün çözüm beklemektedir. • Piar-Gallup şirketi tarafından imam-hatip lisesi öğrencileri arasında yapılan araştırma ilginç sonuçlar ortaya koydu. Öğrencilerin yüzde sekseni mezun olduktan sonra din adamı olmak istemediğini belirtirken, yüzde 56'sı Türkiye'nin Islam devletleriyle bütünleşmesini istiyor. Haber Merkezi - 8 yıllık kesintisiz eğitim tartışmalannda başrol oynayan imam-hatip lisesi öğrencileri arasında yapılan anket ilginç sonuçlar ortaya çı- kardı. lleride din adamı olmak isteyen imam-hatip lisesi öğrencilerinin oranı yüzde 20'lerde kalırken yüzde 40'a ya- kını da kamu sektöründe çalışmak iste- diğıni kaydettı. Öğrenciler, kamuoyu- nun aksine. imam-hatip liselerinin işle- vinın 'din adamı yetiştinnek' değıl 'di- ni veahlaki değer vargılaruıa sahip genç- ler yetiştirmek' olduğunu savundular. İmam-hatip lisesi öğrencilerinin yüzde 84.9'luk kesimini orta gelirlı ve fakir ai- lelenn çocuklan oluşturuyor. Piar-Gallup araştırma şirketi, "ö- mam-hatip lisesi öğrencilerinin zorunlu eğitimin kesintisiz 8 yıla çıkanlmasına yöneiik MGK karan, imam-hatip iisele- rinde verilen eğitim, günlük yaşarnlan ve çeşitli konulardaki görüşlerini sapta- mak" amacıyla bir araştırma yaptı. Yüz yüze görüşme yönteminin kulla- nıldığı anket Adana, ıçel, Erzurum, ls- tanbul, Bursa, Trabzon, Konya, Anka- ra, Gaziantep illerinde imam-hatip lise- lenne giden 1085 öğrenci üzerinde ger- çekleştirildı. İmam-hatip lıseli öğrencilerin yüzde 56'sı Türkiye'nin Müslüman devletler- den oluşan bir topluluğun parçası olma- İMAM-HATİP LİSELİ ÖĞRENCİLER VE REFAH SEÇMENLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Hukuk sistemi içinde lslami hükümlerin yer alması qerekir Demokratık kurallara zarar vermeden islamı kurallara uyulabtlir İsteyen kadın çarşaf giymelkür Kadın ve erkekler ayn ayn eğitim almaltdır Toplu taşıma araçlannda kadın ve erkek ayn ayn oturmaiıdır Alkojkj içecekler yasaklanmalıdır . İHL Öğrencileri % 80 77 83 65 59 86 RP Seçmenleri % 61 52 73 65 59 74 "İMAM-HATİP LİSELERİ-NİN İŞLEVİNİN NE OLMASI GEREKTİĞİ * kMli. Ürımlııi 1 Din adarra verJsrMmesi 14.5 Dini ve ahlak; değer yargıtarma sahip oençte-yeöstrme 63.9 Devtet Hselerinin işjevini yenne getirmesi 13.4 Rkriyok/Bılrmyor 8.3 50.7 30.1 7.9 112 İMAM-HATİP LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN İLERİDE GÖREV ALMAK İSTEDİKLERİ ALAN % Din adami/imam/hafız Ozelsektör Diöer BiNfniyor/karar vermemiş 20.0 11 7 <i!.l 28.2 4.5 95 sı gerektiği kanaatinde. Hukuk sistemi içinde tslami hükümlerin yer almasını ülkemiz açısından iyi olarak değerlen- dıren öğrencilerin oranı ise yüzde 80'i buluyor. Öğrencilerin dörtte üçünden fazlası demokratik değerlere zarar ver- meden lslami kurallann uygulanacağı- nı savunurken yandan fazlası toplutaşıt- larda kadın ve erkeklerin ayn oturması, kadın ve erkek için ayn eğitim olması, alkollü içeceklerin yasaklanması yö- nünde görüş bildirdiler. Öğrencilerin yüzde 80'den fazlası, isteyen kadınlann başörtüsü takabilmeleri ve çarşaf giyı- nebilmeleri gerektiğini kaydettiler. İmam-hatip lisesi öğrencilerinin üçte ıkiden fazlası Türkıye'deki siyasi olay- lan ve gelişmeleri izliyor, beşte üçlük kesım de arkadaşlan ile siyasi konular- da tartışıyor. Öğrencilerin yüzde 82'si imam-hatip liselerine kendi istekleri ile gittiklerini belirtirken yüzde 79'u yeniden ortaöğ- renime başlayacak olsalar yıne imam- hatip lisesini tercih edeceklerini ifade ettiler. Araştırmaya göre imam-hatip li- sesi öğrencilerinin sadece yüzde 23'ü liseden sonra din üzerine yüksek eğitim almayı planlıyor. Başta mühendislik ol- mak üzere hukuk. tıp, sosyal ve siyasal bilimler alanlannda yüksek eğitim gör- mek isteyenlerin oranı ise yüzde 6O'ı buluyor.Öğrencilerin yüzde 40'a yakı- nı devlet sektöründe, yüzde 28'i ise özel sektörde çalışmak ıstiyor. Din adamı olarak çalışmak isteyenlerin oranı ise yüzde 20'de kalıyor. 8 yıla destek yok tmam-hatip lisesi öğrencilerinin 8 yıl- lık eğitime yöneiik görüşleri incelendi- ğinde, yaklaşık dörtte üçlük bir kesimin, 8 yıllık kesintisiz eğitim sonrasmda i- mam-hatip lisesine gidilmesini destek- lemedikleri görülüyor. Araştırma, top- lumda ve imam-hatip lisesi öğrencileri arasında, imam-hatip liselerinin işlevi- nin ne olması gerektiği konusunda cid- di bir değerlendirme farkının bulundu- ğunu da ortaya koyuyor. Kamuoyu, bu liselerin görevini 'din adamı yetiştinnek'' olarak görürken i- mam-hatip lıseli öğrenciler ise 'din ve ahlaki değer yargılanna sahip gençler yetiştirmek' olarak tanımlıyor. Öğrencilerin yüzde 40'a yakını şim- diye kadar hiç sinemaya gitmemiş. Si- nemaya gidip gıtmediğini anımsama- yanlann oranı ise yüzde 17. İmam-hatip İisesi öğrencilerinin gözde sporu ise fut- bol. Öğrencilerin yandan fazlası futbol oynuyor. Tuttuklan takımlarda ise ilk sırayı Fenerbahçe ve Galatasaray alıyor. Hoşlandıklan müzik türleri ise şöyle sıralanıyor: Arabesk, Türk pop müziği, Türk halk müziği, Türk sanat müziği... Ailelerin ekonomik durumuna ilışkin değerlendirmelerde de çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Öğrencilerin sadece yüzde 12'sinin ailesinin ekonomik durumunun ortanın biraz üstünde. yüzde 3.3'nün or- tanın oldukça üstünde olduğu görüldü. Yüzde 84.9'luk kesimi ise orta gelirli ve fakir ailelerin çocuklan oluşturuyor. İmam-hatip lisesine devam eden İcız- lann yüzde 70'e yakınının karşı cinsten arkadaşı yok. Erkek öğrencilerin de yüz- de 60'ının kız arkadaşı yok. I Z I I l i r U.C /\Ld. y d. bdy g l y Ul t i y U^ U öğrencUen Cumhuriyet Alanı'ndaki Atatürk Anrtı önünde saygı Kuruluşunun 15. yılını kutiayan Izmir Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi ve öğrencileri akademik krvafetleriy le yağmur altmda "Ata'ya saygı" yürüyüşü yapü. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi ğ y yg dunışunda bulunarak İstiklal Marşı'nı okudular. Yağmur altında gerçekleştirilen "Ata'ya saygı" yüriiyüşünde öğrencüer eUerinde dev noyutlu Türk bayrağı taşıdılar. (Fotoğraf: CELAL Y1LMAZ) Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam, temel eğitime seçmeli ders konulacağını açıkladı Temel eğitim dinsefleştiriliyor• Milli Eğitim Bakanlığfnın öngördüğü sisteme geçilmesi halinde imam-hatip ortaokullannda okuyan 318bin777kişinin gördüğü dini eğitim, yaklaşık lOmilyon öğrenciyi kapsayan temel eğitime yaygınlaştınlmış olacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Baka- nı Mehmet Sağlam, 8 yıllık zorunlu eğitimin kesintisiz uygulanacağını, ancak imam- hatip ortaokullannda okutu- lan Kuran ve Arapça dersleri- nin temel eğitimde korunabı- leceğini belirtti. Bu yöntemin benimsenmesi durumunda. "İmam-hatip ortaokullanm kapatavonız" diyen hükümet. söz konusu derslerle temel eğitimi dinselleştirerek i- mam- hatip modelini tüm il- köğretıme yaygmlaştıracak. Milli Eğitim Bakanı Sağlam, Kanal D'de önceki gece yayımlanan "Dunım" programında yap- tığı açıklamada, her ülkenin 8 yıllık zo- runlu eğitimi farkh yorumladığını belir- terek Türkiye'nin gelişmiş ülkelerdeki gi- bi bir sistemi benimsemesi gerektiğini an- lattı. Hedeflerinin hiçbir okul olmadığını belırten Sağlam, 1973 yılından beri ilköğ- retım okulu yapıldığını ve 19 ilde yüzde 91 oranına ulaşıldıgını bildirdi. 8 yıllık ARAPÇA VE KURAN'IN SEÇMELİ DERS YAPILMASI PLANINA TEPKİ 'Amaçlan eğitimi Araplaştırmak' ANKARA (Cnmhurtvet Bürosu) - 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçilmesini "Arapça ve Kuran"m "seçmefi ders" olarak okutulması koşuluna bağlayan çevrelerin gö- rüşleri eleştiriye yol açtı. ÇYDD Genel Merkezi ve tüm şubeleri adı- na Cumhuriyet'e açıklama yapan Türkân Saylan, DYP ve ANAP'm "ilköğretimin 8 yd" olması konu- sunda anlaşıp buna karşın "seçme- H" olarak tüm ortaöğretiîne, imam- hatip okullanmn temel dersleri olan "Arapça ve Kuran"ı getirme öneri- sinin. "tüm eğitimi dinseUeştinne ydunda apaçık bir takıyye" oldu- ğunu ifade etti. Saylan, şu görüşle- re yer verdi:"Çoculdar, ana\asaya konulmuşzorunludin derskrhleza- ten dinlerini öğrenmektedirler. Bu dersler hiç yokmuş gibi davranıl- makta. 10-14yaş grubunun tfimûnü ezbere yönlendirmek istemektedir- kr. Böyie bir şe> yapıhrsa bu dersle- ri alan dindanana(!), aunayanlann -afanayan olabflir mi- nasıt bir tu- tumia karşılaşacaktannı kolavca al- gdayabüuîz. Halkımız, sağduyulu potitikacılanmız bu tuzağa dfişme- yecek. talayyeye alet olma>acaklar- dır.Türkh emi/i köktendincüik çık- mazma götürmek isteyenlerin tüm çabalan boşunadnf ADD Genel Başkanı Suphi Gür- soytrak, imam ve hatip yetiştirmek üzere kurulan okullarda verilen eği- tim ile çocuklann "Araplaşönl- nmk" istenildiği sonucuna vanldı- ğını belirtti. 8 yıllık eğitimin temel amacınm, çocuklann çağdaş yaşa- ma hazırlanmasını saglamak oldu- ğunu bildiren Gürsoytrak, kesintisiz zorunlu ilköğretimde seç- mefi ders de olsa gerek Arapça ge- rekse Kuran'ın okutulmasL çocuk- kunmem kafasını kanştıracaktır. 8 ydlık zorunlu eğitim bMkten sonra imam-hatip olmak isteyen çocukla- nn bu amaçla açriacak meslek okul- tanna gitmelerini öngören bir siste- mi savTinuyoruz" dedi. 'Rejim tartışması yaratır' Eski Eğitim-İş Genel Sekreteri Erdal Çalı da uzlaşma adına ilcri sü- rülen "aköğretimc seçmeM Kuran ve Arapça dersleri konulmasj"nın bir rejim tartışmasına ve Türk toplu- munun temel tercihlerinin tartışıl- masına yol açtığına değindi. Belir- tilen derslerin ilköğretım okullanna seçmeh' ders olarak konulmasının, uzlaşmayı getireceği yerde, aynlık- lan derinleştireceğini savurtan Ça- îı, şöyle konuştu: "Bu uygulama, gerginliği azaltmaz, arttınr. Cum- horiyetin ortadan kaldırdığı eğitim- deki ikiüği kalıcı hale getirir. Söz ko- nusu seçmeli derslerie çağdaş bir fl- köğretim oimaz. Kuran kurslan. û- köğreometasınmış olur. tlköğretim- de yapılması gereken okulun, öğren- cinin kcndisini tanunasma yardım- a otmaknr. OkuL öğrenciye gkkbi- teceği okullan, bunlann programla- nnı ve meslekkri özelükleriyte Wr- ikte tamtmaknr. Yani. sadece ren- beriik yapumabdır. Bu da, seçmeli dersigerekörmez.6.suuftanhıbaren seçmeiiderslerin konutanaa,yönlen- dirmeyide aşan bir şartiandınnadır. Çocuğu ağaç yerine koymakür. Ço- cuğun kişiliğini özgürce geliştirme- sini önkyen bir uygulamadır. T zorunlu eğitime geçilmesi durumunda öğ- rencilerin kazanılmış haklannın koruna- cağma işaret eden Sağlam, "AnadoJu lise- si sınavı yapılacak. Bütün ortaokullarda- ki 2 ve3. sunflardald öğrencfler bu kurum- lardan mezun olacaklar. tlköğretim dışın- da kalan 370 bin öğrenci var. Yanlı ilköğ- retim bölge okullan ve taşımah ilköğretim uygulaması yaygmlaşfmlacak" dedi. Zorunlu eğitim ıçin 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası ile 222 sayılı İlköğ- retim ve Eğitim Yasasf nın geçici madde- lerinin kaldınlmasının yeterli olacağını anlatan Sağlam, 20 trilyon liralık ek öde- nek ve 19 bin öğretmen kadrosunun ve- rilmesi durumunda altyapı sorunlannın çözülerek zorunlu eğitime geçilebilece- ğinı belirtti. Bütün ortaokullann devredışı kalaca- ğını belirten Sağlam. "Eğer gerekiyorsa ikinci kademede yönlendirme vapıhr. Bu iki seçimlik derstir. İlköğretimde, orta- okııllardaki seçmeli dersler korunabüir. Ülkenin birlik ve bütünlüğü için uzlaşma- ya gidilmeüdir" dedi. Sağlam, öğrencilerin seçmeli dersleri almalanna sınırlama getirilebileceğini, meslek liselerine gidecek olan öğrencile- rin ilgili seçmeli dersleri alabileceği yö- nünde bir düzenleme yapılabileceğini be- lirtti. Sağlam'ın açıklamalanna göre te- mel eğitimin ikinci kademe_sine imam-ha- tip ortaokullan başta olmak üzere meslek ortaokullannda okutulan Ku- ranı Kerim. Arapça, el sanat- lan ve ticaret gibi dersler seç- meli olarak konulabilecek. Bu durumda, yalnızca 353 bin toplam meslek ortaokulu öğ- rencisi arasından imam-hatip ortaokullannda öğrenim gö- ren 318 bin 777'sinin gördüğü dini eğitim, yaklaşık 10 mil- yon öğrenciyi kapsayan temel eğitime yaygınlaştınlmış ola- cak. Bakanlık, öğrencilerin mes- leklere yönlendirilmesi için te- mel eğitimde ilgi ve yetenek- lerinin belirlenmesi gerekçe- sinı ortaya atarken ülkede i- mam-hatipler dışında diğer meslek ortaokullanna giden öğrenci sayısının çok az oldu- ğuna dıkkat çekildi. Bakanlık verilerine göre, mesleki ve teknik liseler bün- yesinde açılan ortaokul ile öğ- renci sayılan şöyle: "Erkek teknik (21-3 bin 444), krz tek- nik (324-22 bin 387),ticaretru- rizm (30-5 bin 744), din öğreti- mi (601-318 bin 775), özel eği- tim ve rehberük (45-2 bin 27), özel öğretim (1-127), diğer bakaniıklar bünyesinde açı- lanlar (11-608)." Zorunlu eğitimin 8 yıla çıkanlması du- nımunda özel anlaşmalı okullarla azınlık okullanndaki durum netlik kazanmadı. Bakanlık yetkilileri, bu konuda azınlık okulu temsilcileriyle özel öğretim kuru- mu sahiplerinin görüşlerinin alınacağını, bundan sonra yapılacak çalışmalardan sonra bir karar verileceğini bıldirdiler. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Laiklik Çok özen göstermeme ve hiç istemememe kar- şın, tatsız bir polemiğin ortasına düştüm. Okurlanm bilirier, böyle polemiklere girişmemek için çoğu kez isim vermeden eleştiririm. Fakat bu kez olmadı. Sayın Mehmed Şevket Eygi'nin Son Çağn gaze- tesindeki "Pusula" köşesinde bundan bir süre ön- ce laiklikle ilgili yazdığı bir yazıyı ele alarak. laikliğin doğru tanımlanması gereği üzerinde durmuş ve Ey- gi'nin laikliği tanımlamaktan özenle kaçarak, laikliği "din ve vicdan özgüriüğü" olarak değerlendırdiğini ve bunun yanlış olduğunu vurgulamıştım. Gene ay- nı yazıda Sayın Eygi'nin ileri sürmüş olduğu "Türki- ye laik değildir" iddiasını dayanrtlamış ve "Türkiye'yi yönetenler bu 'yönetme yetkisini' Tann'dan değil, Türk halkından alıriar ve Tann adına' değil, 'halk adına' kullanırlar. Ve bu nedenden ötürü Türkiye la- iktir. Ve laik kalacaktır" demiştim. Mehmed Şevket Eygi "...Bünyesinde resmibirDi- yanet Işleri Başkanlığı bulunan, yüz bin resmi ima- ma, müezzine, vaize, din hocasına sahip olan, elli- altmış bin camii olan, Islâm vakıflannı idare eden bir siyasi sistem nasıl laik olabilir" diye soruyor. "Türki- ye gerçekten halka dayalı bir demokrasi sistemine sahip olsaydı, halk ıradesini temsil eden Büyük Mil- let Meclisi'nin üzerinde başka bir kuvvet olmaması gerekmez miydi? Halbuki bizde böyle kuvvetler var- dır. Görüyoruz ve biliyoruz" diyor. Türkiye'de demokrasinin tüm kurum ve kurallarry- la çalışmadığını elbette biliyoruz. Hatta demokrasi- mizin ciddi "ayıplan" olduğunu düşünüyoruz. Ancak binlerce kez vurguladığım üzere, Her laik düzen de- mokrasi değildir." Aslında, yanlış anlaşılmak da is- temem. Günümüz Türkiyesi'nin "demokratik olma- dığını" düşünmüyorum. Fakat çok eksiğimız var. Za- ten eğer Türkiye'de "az-çok" demokrasi olmasa, Sayın Eygi gibi yazariar, o "incileri" döktüremezler. Kimbilir, belki bizim yazma hevesinde olduklanmız da "kursağımızda kalır..." Laiklik, bir toplumda yönetenlerin "yönetme yet- kisini" Tann dışında bir "kaynaktan" almalandır. Ve demokrasimizin ne kadar kusuru olursa olsun, Tür- kiye'yi yönetenler kendilerini "Tann'nın yönetmek için seçtiği ayncalıklı kullan" olarak göremezler. Böy- le bir "soytanlık" bizlerden ıraktır... Sayın Eygi. "...Insanda akıl, mantık ve zekâ oldu- ğu müddetçe, Ingiltere'deki sisteme laik denemez, lakin Ingiltere krallığı gerçekten demokratik bir dü- zene sahiptir. Siz Ingiltere'nin laik olduğunu iddia ederseniz, biz de size, 'O halde biz Türkiye Müslü- manlanna da oradaki kadar din, inanç, düşünce, vicdan hümyetı sağlayınız' cevabını veririz" demek- tedir. Ingiltere laik bir ülkedir. Kral, ya da kraliçenin In- giliz Kilisesi'nin başında olması bu gerçeği değiştir- mez. Zaten bu laiklik süreci. 8. Henri'nin Kilise'nin otoritesini (sudan bir bahane ile) kırarak yetkileri elin- de toplamasıyla başlamıştır. Bugün Ingiliz "Avam Kamarası"nın yanı Ingiltere parlamentosunun "din- sel referanslara" dayanarak oluştuğunu ve çalıştığı- nı düşünmek için insanda "akıl, mantık vezekâ" ol- maması gerekir. Sayın Eygi'nin "Türkiye Müslümanları" derken kimleri kastettiğini net olarak bilmıyorum. Fakat kim- leri kastetmiş olacağını tahmin edebilıriz. Işin doğ- rusu biz bu toplumda herkesin din, inanç, vicdan ve düşünce özgüriüğü olmasından yanayız. Ve bir Is- lam şeriatı devleti kurarak, bu özgürlükleri tümüyle kaldırmak arzu ve niyetinde olan insanlarla müca- dele halindeyiz. Zaten Mehmed Şevket Eygi'nin niyeti, laiklikie Is- lamiyeti bağdaştırma mantıöından da açıkça anla- şılmakta. Şöyle yazıyor: "...Islam dini zaten aslında laik bir sistemdir. Çünkü Islam devletini hocalar, ruh- ban sınıfı idare etmez. 'Müslümanlar 1 idare eder..." Buyrun bakalım. Bu mantığa göre, Iran'da Humey- ni ve onun izleyenleri ruhban değil. Gene aynı man- tığa göre, Türkiye bir Islam devleti olmadığına göre, Türkiye'yi şimdiye dek "Müslümanlar" yönetmemiş. Olacak şey değil, ama, bu arada Erbakan Hoca'nın Müslümanlığı da "güme gidiyor..." Mehmed Şevket Eygi, gazetedeki köşesinin logosunun yanına, bir kare içinde ilginç biryazı koymuş. "Toleransın, fark- lılığa saygının olmadığı yerde demokrasi yaşamaz. Demokrat kişi, kendisigibi düşünmeyenlere, başka görüş sahiplerine tahammül eder, onlann hürriyet- lerini tanır ve korur." Doğrusu hiç üzenme ahnmadım. Farklılıklara kar- şı, sonsuz bir tahammül içindeyim. Ancak bu "ta- hammülüm", yani hoşgörüm; yanlış birtakım tanım- larla insanlann kafasını kanştırmak isteyenleri ses- sizlikle karşılamamı gerektirmez. Aynca bu arada, il- gimi çeken bir çelişkrye değinmek istiyorum. Sayın Eygi, "Kanlı Pazarla ilişkisi olmadığını ya- zıyor, fakat bu olayın faillerini aklamaktan da geri kalmıyor "... O gün orada yasadışı kızıl gruplar, Ame- rikan 6. Filosu'nu protesto bahanesiyle ülkemizde komünist bir sistem kurulması için gösteri yapmış- lardı." Farklılığa saygı nerede Şevket Bey? Hoşgörü ne- rede?.. Şûra kararları çarpıtdıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- 15. Milli Eğitim Şûrasf nda, zorunlu eğiti- min "kesintisiz" 8 yıla çı- kanlması ve mesleki eğiti- me yönlendirme için bir yıllık hazırlık sınıfı uygu- laması getinlmesi benim- sendi. Hükümet programında ikinci kademesinde yön- lendirme yapılması duru- munda 8 yıllık zorunlu eği- time geçilmesinin yer aldı- ğını gerekçe göstererek "5+3" modeli ya da "temel eğitime Kuranı Kerim ve Arapça dersleri" için ze- min arayan REFAHYOL hükümeti, 13-17 Mayıs 1996'datoplanan 15. rVf'illi Eğitim Şûrası kararlannı çarpıtıyor. Şûrada "tlköğ- retim ve Yönlendirme" ile "Ortaöğretimde Yeniden Yapılanma" komisyonla- nnda 8 yıllık zorunlu eği- timle ilgili alınan kararlar şöyle: ilköğretim ve Yönlendir- me Komisyonu: Yakın bir gelecekte 5-6 yaş okul ön- cesi eğitim, ilköğretim bünyesine alınmalı, ilköğ- retim kesintisiz 8 yılhk zo- runlu eğitim olarak uygu- lanmalı, 8 yıl sonunda tek diploma verilmeli, 9. sınıf liseye ya da mesleki eğiti- me yönlendirme yılı olma- lı, böylece ilköğretimde zorunlu 2+8-1 sistemi oluşturulmalıdır. Uzun va- dede zorunlu eğitim 18 ya- şını kapsayacak şekilde dü- zenlenmelidir. Ortaöğretimde Yeniden Yapılanma Komisyonu: Ortaöğretim kurumlan programlan esas alınarak, mesleki ve teknik eğitim ağırlıklı olmak üzere en az 8 yıllık temel eğitim üzeri- ne, ortaöğretime devam et- mek isteyen öğrencilere bir yıllık "hazıriık ve yönel- me" eğitimden sonra iki tür eğitim veren "mesleki ve teknik eğitim" ve "genel eğitim" okullan olmak üzere yatay ve dikey geçiş- ler sağlanmalıdır. \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle