06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ŞUBAT1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Filmler tarihi degîştirebîlir mi?KültürScrvisi - Tarihin akışını değiş- tirebilmis fîhnıer var mı? Izleyicilerinin gerçeklerie ilg'.li düşüncelerini biranda, onJan şajkına ;evirerek ve adeta aydın- lığa kavuşturarak değiştirebilmiş film- ler? 'Cezayir Savaşı- The War Algiers', MFK' ya da 'Schindler'ta Listesi' tarih- sel olaylann. fllm yapımcılığını nasıl de- rinden etkilediğinin kanıtı. Elbette tam tersi de tartışma konusu. Filmler kamu- oyunu aydınlatıcı görev üstlenebilirler, ancak genelde konu aldıklan olaylardan onlarea yıl sonra çekildikleri için çoğun- lukla tarihin akışını değiştirmek yerine gerçekleşen olaylan daha iyi anlamamı- zı sağlıyorlar. Örnek olarak 'Ölûm Tartalan-KilHng FîeJds' 1984 yilında gösterime girdığın- de, Kamboçya'da iki milyona yakın in- san çoktan katledilmişti. 'Schindler'in Listesi' cekildigindeyse Yahudi katliamı- nın üzerinden 50 yıl geçmişti bile. 'Bop- ha', izleyicilenn dikkatini Güney Afh- ka'da zulüm gören siyah ırka çektiğinde, siyahlar çoktan kendı topraklannda azın- lık durumuna düşürülmüşlerdi. Bir baş- ka film; 'Kıyaroet-Apocarypse Now', Amerikan halkı Vietnam savaşını trajik bir hata olarak kabullendikten sonra çe- kildi. Yine de filmlerin kamuoyunda önem- li bir etkiye sahip olduklannı düşünen- ler de var. Bir yerlerde bir şekilde bir şeyleri değiştirdiklerine ınanılan bu filmlere örnek bulmaksa oldukça güç. 'Easy Rider' ve Yurttaş Kane-Citizen Kane' sinema tarihinin unutulmazlan arasında da olsalar, toplumsal tarihe pek fazla bir katkıian olduğu söylenemez. 'Ağla Sevgili Yurdum -Cry. The Bekmed Coımtry', 'Gazap ÜzümJeri-Grapes of VVorth've 'Alaycıkuşu ÖMünnek- Kil- Hng a ModdngbinT ıse, ırk ve sınıf ay- nmcılığıyla ilgili aydınlatıcı fılmlerdir, ancak savunduklan düşünceler uyarlan- diklan kitaplarla zaten insanlara çok da- ha önceden ulaşmıştır. Değjşikükleri yansıtılar Harvard Üniversitesi'nde klasik bö- lûmde başkanlık görevini sûrdüren Gre- gory Nagy filmlenn, kitaplann tersıne, tarihin akışına etki edemeyeceği kanı- sinda: "Filmler kültürferde değişiküğe neden olmazlar. ancak değişiklikleri yan- sıtıriar. Tarihi değiştiı-diği söy lenen hiçbir fihn bilmryorum. Birçok film, denizdeki dalgalanmalan aktanriar ancak hiçbiri daigaiara neden olmaz." Filmlenn tarihte bir şeyleri değiştirip değiştirmedigi tartışması oldukça kar- maşık ve özneldir. Yol açtıklan değişik- liğin hangi açı ve boyutlarda ve kimleri kapsayan bir değişiklik olduğu çok önemlidir. Bizi asıl yıkan demokratiar değil 'Ninotchka'ydı Greta Garbo'nun rol aldığı 1939 Hollywood yapımı 'Ninotchka'da, Pa- ris'e gelen komünistlerin kentin büyüle- yici görûntüsü karşısmda etkilenişleri yansıtılıyordu. 1948 yılındaysa ttalya'da Komünist Parti'nin demokratik sistem- le başa gelmesıne ramak kalmıştı. Bu, Amerika'nın politikası için kabul edile- mezbirgelişmeydi. Filmacilen ttalya'da gösterime sokuldu ve beklendiğinden çok daha fazla ilgi gördü.. ve Komünist- ler seçimleri kaybettiler. 'CIA - Unutulmuş Öykü' adlı bir araş- tırma kitabında. eski bir Italyan komü- nisti seçimleri şöyle özetliyordu: "Bizi asıl yıkıp geçen demokradar değü "Ni- notchka'ydı" Tarihi değiştirdıği sık sık söylenen bir başka fılm de Charlie Chaplin'in 1940 tarihli klasigi "Büvük Diktatör" Film bir gibi birçok Hitler yanlısı yaşıyordu. Yine de filmin zamanlaması müthişti" diyor. Gerçekten de film, ABD savaşa gir- meden önce çekilmiş olsaydı yeterli il- gıyi görmeyebilir ya da Pearl Harbor'ın bombalanması gibi ülkeyı üzüntüye bo- ğan bir olaydan sonra gösterime gırsey- dı ironik tutumundan ötürü kötü eleştiri alabılirdı. Ku Klax Klan hareketinin yeniden can- lanmaya başladığı bir dönemde piyasa- ya sürülmesiydi. Filmde siyah askerler, güç ve beyaz kadın peşinde koşan saldır- gan ve yağmacı vahşiler olarak gösteri- liyordu. Başkan VVilson filmi koruması altma alarak. GrifFıth'in revizyonist öğeler ta- şıyan 'yeniden yapdanma'öyküsünüya- ilmlerin tarihte bir şeyleri degiştirip değiştirmediği tartışması oldukça karmaşık ve özneldir. Yol açtıklan değişikliğin hangi açı ve boyutlarda ve kimleri kapsayan bir değişiklik olduğu çok önemlidir. Filmler kamuoyunu aydmlatıcı görev üstlenebilirler, ^ ajıcak genelde konu aldıklan olaylard.an ortfajrça yıl sonra çekildikleri için çoğunlukla tanhin akışını değiştirmek yerjne gerçekleşen oİaylan daha iyi anlamamızî sağlıyorlar FHitlerparodisiydi. Amerika'nın yaygın bir biçimde tecrit politikası uyguladığı yıllarda ülke çapında bütün sinema sa- lonlannda gösterilen filmde. Alman- ya'nın Polonya'yı işgali eleştiriliyordu. 'Büyük Diktatör'ün etkisi Yazar ve sinema eleştırmeni Roger Rosenbtatt, "Bu filmde 20. yüzyıhn en tehlikeli adamı küçük duruma düşürü- lerek makaraya abnıyordu. Çünkü Char- lie Chaplın ondaki gülünç "zavallılığı' ortaya çıkarmıştı. Lnutulmaması gere- ken bir şey daha var; yıl 1940'ü ve Ame- rika'da haien Henry Luce ve Henry Ford Tarih sayfalanna damgasını vurduğu kabul edilen bir başka filmse, 'Bir Mil- letDoğuyor'. DAV.Griffith'in 1915tarih- li filmi, Amerikan sivil savaşını ve 'ye- niden yapılanış' dönemını anlatan bir •kahramanhk'öyküsü. Film tümdünya- da teknik bir başyapıt olarak kabul edi- lirken içerdigi yoğun ırkçı propaganday- la da birçok suçlamanın odak noktası ol- muştu. Film için hazırlanan bir reklam afişin- de. 'Ku Klux Klan, Güney Amerika'yı si- yahlarm anarşist yönetiminden kurtaran örgüt' tanımı yer alıyor. Daha da kötü- sü, bu üç saatlik sessiz filmin, ABD'de salarla koruma altına alıyordu. Böyle- likle 'BirMöletDoguyor', Klanlann ya- yılıp gelişmesini kamçılayarak ülkedekı siyah karşıtı ırkçı hareketleri körüklemiş oldu. Son dönem birçok Sovyet filmi de propaganda amaçlı. Ancak hiçbiri Ser- gei Eisenstein"ın 1925 yılında çektiğı 'Potemkin Zırhhsı' kadar sömürgecilik karşıtı hareketlere dünya çapında etki et- medi. Asıl sorun bu etkinin hangi coğrafya- da kendıı.ı gösterdiği. Bugün 'iiçüncü dünya ülkeleri' olarak adlandınlan böl- gelerde. 20'li ve 30'lu yıllarda pek fazla film izlenmiyordu. Oysa, HoChiMinh, Frantz Fanon ve Kwame Nkrumah gibi devrim liderlerinın eğitim gördükleri ba- tı kentleri bu etkiye en çok maruz kalan yerlerdı. Dolayısıyla 'FtrtemkinZırhlısr kitlelen başkaldınya sürüklememiş, an- cak devrimlerin dûşünsel oluşumuna katkıda bulunmuştu. Film endüstrisinin düşünceler üzerine önemli ölçüde etki ettiği kuşku götür- mez, ancak olaylara doğrudan neden ol- duğunu söyleyemiyoruz. Ve uzun vade- de ele alındığında -elbette yalnızca bir yüzyıllütjbir zaman diliminden söz edi- yoruz- zaman dizimsel bir tanıkJıkla ka- dın ve azınlıklara bakış gibi toplumsal ve ideolojik farklılaşmalaraetki ettiği de bir gerçek. Sinema eleştirmeni Moüy Haskell bu yargıyaen iyi örneğin 'AnnieHall'oldu- ğunu söylüyor. Film, Hollywoodtarzı ro- mantik anlayışı yıkıp yerini alan 60'la- nn kültürel değişiminı yansıtıyor. "Toplumlarda degişime yol açan film- ler, bizJere doğnı vargıda bulunmay ı, dü- şünmeyi, gühneyi ve hissetmeyi yeniden öğreten fılmlerdir \e bu fiimler toplum- sal hatalan düzeltmekamacıyla değil bü- tünüyle sanat kaygtsıyia çekilmişlerdir." Rosenblatt'ın bu sözleri tartışmaya bir nokta koyabilecek nıtelikte mi ? "Aydınlanmanın Işığında Sanat İnsanlanmız"ın ikincisi bu akşam Taksim Sahnesi'nde Sözün aydınlığındaSalâh Birsel FERİDUNANDAÇ Salâh Birsel'ın şiir, deneme, günlük, roman, çeviri ve tarihleri ıle dolu yazın evreni, Cumhuriyet Türkiyesi kültür coğrafyasının oluşumunda yer alan nirengi noktalanndandır. Yazınımızm bu süreçte aldığı yolun gelişim çizgisine eş düşen bir seyir izlemiştir onun yazınsal serüveni. Yazıyla kuşatılan bir ömrün tutkulu, aydınlık, usçu söylemini her dem önde tutan Salâh Birsel yazın, kültür ve düşün dünyamızda çağdaşlığın, yeniliğin öncülerinden biridir. O, bu aydınlık yolda tam 60 yıldır yazarak var olmaya, var etmeye çahşıyor. Ülkemizin modernleşme sürecine tanıklığı getiren bir zaman dilimini kapsar onun yazın evreni. Yazınsal uğraşının kapsadığı bu dönemde şiirleri ve düzyazılanyla bir yaşam kültürü, belli bir yazın anlayışı getirir. Birsel, birçok 'flk'in yazmımızda fılizlenmesi, yerleşmesinde öncü olmuş bir kültür adasıdır. Onuı bu adasmın, aydınlanma düşüncesinin ülkemizde gelişip serpilmesinde, önemli bir 'anakara' olduğunu görmek gerekmektedir. Aydınlanma düşüncesi ışığında bir yaratı evreni kunnuştur. Çağımız sanatçısmın özgürlükçü düşûnceden yana olan tavn, girişimi onda yaznsal eylemde buluşur. Öyl; ki, onun şu sözleri: "Başka bir hayat yaşanak istemezdim. Benim yaptıgun şey sanata ve edekiyata kendi yaşımdan fazla değer vermektir"; yazna adanmış ömrünün sesidir. O, hı tutkulu bağlamşı ile çağdaş yazın anla'işının yerJeşmesinde öncü bir çaba insanı olnuştur. Iste bu yol alış seyrinde, kendi yazı evraıinde, kendi biçemini de yaratmıştır Birsel. Aldğı, getırdiği, özümseyip yarattığı biriıimiyle yazın geleneğimizin en uç yerinde durır. Şiirlerinde olsun; deneme, günlük ve diğer diiz/azılannda olsun; yazar olarak 'ben' ile 'olar'un/'öteld'nin arasmdaki sarmalı bu gözmekler üzerine kurmuştur. Bir;liyle devşirir, ötekiyle de bugüne ses/söz diizni venr. Hen anlajn hem de anlamlandırmanın şairi, yazaıdır. Kurduğu dil evreni, geliştirdiği biçem ile biiiıın sınıriannı da günbegün genişletmiştir. Onun yazn evrenınde şiirin, düzyazının kültürel boylamdaki kuşatıcılığının bütün uçlannı buluruz. Şiirini konup göçürdüğü yer söz'ün en ussal, en humorist bannağıdır. O, buradan el verir, yön tutar yazı'ya. Batı kültürüyle yetişmiş olması kuşkusuz yazın evTenini zengınleştirici kılmıştır. Denemelerinin altyapısı da bunun üzerine kuruludur. Denemeleriyle düzyazıya getirdiğı "dirilik, canlılık ve devüıgenHk" onu sürekli arayışa. yenilığe ırmiştır. Bu yöndeki her atılımı yazınımız ıçın bir kazanç olmuştur. Dile yeni olanaklar sağlayışı, anlatımda sürekli uçlarda dönenişi yazı coğrafyasının en renkli yanlandır. Her bir anlatısına yerleşen humour, yer yer ironik söylem 'yan'sının''anlan'sının yerleşık düzlemidir. Birsel'in bütün düzyazı evreninde bu boyut vardır. Onu söz ve yazı dünyasmı açımlayan, tanımlayan rOBAV ile IDE Eğitim ve Organizasyon tarafından hazırlanan 'Salah Birsel'e Saygı Gecesi'nin senaryosunu Ülkü Ayvaz yazdı,' yönetmenliğini Saydam Yeniay yaptı. Gecenin konuşmacılan ise Hulki Aktunç, Naim Tiralı, Füsun Akatlı, Haydar Ergülen ve Sabahattin Batur. belirlemelenmiz; Birsel'in yazın. kültür coğrafyamızın gelişiminde önemlice yeri olduğunu göstermeye yöneliktir. Yazmak eyleminin açılımlanyla baktığımızda Birsel, deneme türüne genel olarak da yeni bir boyut katmıştır. Akatlı'nın deyimiyle: "denemecetik", Birsel 'de de. "bir tavu*, bir biçem, hatta bir yaşama kipidir." Deneme türüne kazandırdığı saygınlık, yaygınlık yazmımızdaki ayduüanma düşüncesinin bir ürünü olduğu kanısındayım. Yazınsal. kültürel binkimı denemeye ağdııması yine bu düşüncenin uzanımmda uç verir. Yetişme koşullan, eğitimi, girdiği yazın ortamı, bilgi kaynaklan hep bu aydınlıkla beslenir. Birsel, imlediğimiz anlamda, okurda yeni bir ufuk açmıştır. Güzel yazı yazmanın, dille söyleşmenin enginlerinde dolaştırır okuru. Yazmak, duymaktır ona göre. Ele alınan, işlenilen konuyu bütün boyutlanyla yazıya ağdııması da bundandır. Dildeki tavn özleşmeden yanadır. Bu eğilimi onun dil ve yazın dağarcığını zenginleştirmiştir. Sözcük dokusunun çeşniliği, yazınsal ediminin vazgeçilmez bir yanıdır. Kendi deyimiyle: "Yazuun tadı, sözcükleri giydirmek, soymak, yatırmak. kaldırmak. koşturmak. oynarmak sıçratmak ve de onlara diz çöktürmek, perende attırmak - aman dikkat düşüncelere basmayın - beden eğitimi yaptırmakla ortalarda salınır." Söz evTenınin kanatlandıncı yanıdır dildeki bu ta\Ti. Çalatuş yazmanın ötesinde bir kaşanımı vardır. Söz bannaklan kurar, iz havuzlanndan geçirir okuru. Yaşam tüten sözlerle de us devinimleri, gülüş özneleri yaratır. Birsel, bu dil evreninde, yazmak eyleminin yaşamın izdüşümsel bir yolculuğu olduğunu; bunun da yazı ile yaşam arasındaki bağda nasıl, ne yönde uçlandığını gösterir adeta. Burada ise aktancı değil, özümseyip yansıtıcıdır. Sürekli olarak 'söz'ün, 'bilgj'nin, 'us'un kaynaklanna döndürür okuru. Bu uçlanımda yer alan 'Salâh Bey Tarihi' kültür coğrafyamızın, yeryüzündeki "geçmiş zaman imgesi''nin zengın birikimlerini sunar. Tarihler'de yazınsallaştırdığı dünya, yitene; ve gelişen, bunun yerini alanlara dönük bir çeşniyi getirir. Günün tanıklığını yaşanan an'lann duyariıklannı yansıtan 'günlük'leriyle de yazınımızda bu alanda özgün bir yer edinmıştir Birsel. Şiirin, denemenin, günlük'ün, romanın, çevirinin ve tarihin söz labirentlerinde dinmek bilmeyen bir tutku işçiliğiyle bizi gezdıren, bu aydınlanmacı yazın, sanat insanımızın yaratı evreninin birikimine bakmanm, bunlan değerlendirmenin bir görev olduğuna inanıyorum. BUAŞAMADA ŞÜKKAN KURDAKUL DİSKin 30. Yılında Türkiye kendini sorgulamaya başlamıştı. Gelecekten korkulur mu? Korkuyorduk. Dış borç, Osmanlı'nın yan sömürge dönemine rahmet okutacak sayılara yükseltyordu. Ekmek arslanın ağzında. Toprağı 100 dönümden aşağı olan 3 milyon ai- lenin tek tutunacak dalı göç. Yakın kente, Istanbul'a, fırsatını yakalayabilmiş- se Almanya'lara, Fransa'lara. "Enflasyon" canavarına teslim oldukça kırsal alan boşalıyor, "erozyon" canavanna teslim olma dönemine giriyoruz. Bir umut kapısı, gerçeği aldatmacaya dönüştür- meyen bilim adamlan susmuyorlar. "Türkiye ekonomisinin genel dunjmu sanayii ile, tanmı ile, dış ticareti ile tipik bir azgelişmiş ülke eko- nomisi görünümündedir. Buna, daha açık olarak tipik bir yan sömürge ekonomisi görûnümü de di- yebiliriz. "(Türkiye Raporu sf. 1" Yan sömürge ekonomisi -Osmanlı dönemindeki gibi- politikada, basında, sendikalarda işbirlikçisi- ni de beraberinde getiriyor. Direnç adamlannı da.. Bir umut kapısı daha var: Karşıtlan iktidarda ama '61 Anayasası'nın temel hükürnleri rafa kaldınlmamış henüz. Ve emeklerinden başka yrtirecek bir şeyi olma- yanlar, genç Türkiye Işçi Partisi'nde anyor gelece- ğini. Kentteki tüm işkollanyla, kırsal kesim emekçile- rinin öncüleri iki tehlike görüyorlar aşılacak: Sanparti. Sansendika. ••• DlSK'in 30. yılı toplantısındayım. Bir yanımda Şaban Yıldız. Bir yanımda Sabahat Türkler. Genel Başkan Rıdvan Budak konuşurken kafa- mın içindeki aynada 30 yıl. Kanserin bile yıldıramadığı örgüt adamı Şaban Yıldız'la birlikte hazıriadığımız kitabın adı: "Sosyalist Açıdan Türk-lş Yargılanıyor." Yıl 1966. Okuyacağınrz satıriarla noktalıyoruz kitabımızı: "Sosyalizm yolunda işçiler ve toplumcu aydın- lar el ele." Çok da geçmeden Maden-lş, Lastik-lş, Gıda-lş, Basın-lş sendikalannın öncülüğünde kuruluyor DİSK. Maden-lş'i namus odağı olarak örgütleyen Üze- yir Kuran Usta. 1967'lere güçlendirerek taşıyan Kemal Türkler. Türkler'i hıyanet çetelerinin kurşanlan kopardı iş- çi sınıfının savaşımından. Rıza Kuas'ı, Ibrahim Gûzelce'yi, Abdullah Baştürk'ü, Kemal Sülker'i, Ibrahim Atılal'ı ölüm. Kafamın içindeki aynada "Kavel Grevi", 15-16 Haziran.. 1 Mayıs'lar. O yıllann değişmez amacı, emekçilerin kendile- ri için sınıf olma bilincine ulaşmasıydı. "Ben kimim" sorusunu yanıtlama gücü kazan- ması. DİSK'in öncüleri 12 Eylül zındanlannda yitinme- diler bu amacı, bu soruların yanıtlannı. 1967'de "Devrimci Içşi Sendikalan "nda birleşen on binlerin çocuklan 30'lu yaşlarda bugün. San partilere karşı. ) San sendikalara karşı. 'Tüpk Edebiyatı Eşkıyasım Amyor' • KüMirServisi- Ankara'da yayımlanan Edebiyat ve Eleştın dergismin 29. sayısı ilginç konulan ve tartışmalanyla çıktı. Dergide Ahmet Yıldız'ın, "Türk Edebiyatı Eşkıyasım Anyor", Yaşar Güneş'in "Şiir Ortamımız" adlı yazılan; Kubilay Aktulum'un, Andre Malraux üzerine bir çalışması; Ahmet Bulent'in, Ahmet Altan'ın "Tehlikeli Masallar" adlı kitabı üzerine incelemesi; özdemir Ince'nin, Adalet Ağaoğlu'na yanıt veren "K.uru Deriden Bal Çıkarmak" başlıklı yazısı; E. M. Cioran'ın, "Doğmuş Olmanın Sakıncası Üzerine" başlıklı yazısı; Halim Şafak'ın, "Bir Tarhşmanın Tartışması", Özlem Sezer'in "Alpay'ın Resimlen" adlı yazılan; Eunkyung Oh'un. Kore modern edebiyatı üzerine denemesi ve Aysun Erden'in, 'Can Yücel Şiirine Dilbilimsel Yaklaşım' denemesi yer alıyor. Dergi aynca Emre Konur'un desenlerine, Adem Eryürük'ün öyküsüne ve pek çok şairin şiirlerine yer veriyor. Izmip'de sinema kursu • tZMIR (AA) - tzmır'de ilk kez düzenlenen sinema kursuna gösterilen ılginin yoğun olması nedeniyle kayıtlann uzahlması kararlaştınldı. Türkiye Sinema ve Audivisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) tarafından düzenlenen ve 15 şubatta başlayacak olan kursta, sinema alanında uzmanlaşmak isteyenlere kuramsal ve uygulamalı mesleki bilgi verilecek. Sinema kuramlan, sinemada oyunculuk, film müziği, fılm çözümlemesi, film yönetiminin temel ilkeleri, sinemada sanat yönetimi, Türk sinema tarihine genel bakış konulannın ele almacağı kurs sonunda, lstanbul'da bir stüdyo uygulaması da gerçekleştirilecek. iki ay sürecek kursta, Engin Ayça, Müjde Ar, Zafer Par, Atilla Dorsay, Tunca Yönder, Mustafa Ziya Ülkenci, Giovanni Scognamillo, Hüseyın Kuzu, Colin Mounier, Doç. Dr. Ragıp Taranç ve Dr. Berrak Taranç ders verecek. Kurs ücreti 50 milyon olarak belirlenirken öğrencilere yüzde 10 indirim yapılacak 'Şaka Şaka' Antalya'da İKültür ServBİ-25. yılını kutlayan Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, 22 şubatta Antalya Kültür Merkezi'nde 'Şaka Şaka' adlı müzikal oyunu sergilıyor. Poyrazoğlu'na bu gösteride şarkı söyleyip dans eden 20 tane insan boyunda kukla eşlik ediyor. Çekoslovak Devlet Kukla Tiyatrosu atelyelerinde bu gösteri için Sezen Aksu, Tarkan, Rafet El Roman, Edith Piaf, Shirley Bassey gibi ünlü sanatçılann kuklalan özel olarak yapıldı. 22 şubatta Antalya Kültür Merkezi'nde Aspendos Salonu'nda sergilenecek oyun, çocukluğun saflığı, doğallığı ve neşesiyle olgunluğun, aklın başladığı noktanm keşistiği bir yerde duruyor. Arfcadaş L Özger Şiir Ödüta • Kültür Servisi- Mayıs Yayınlan'nca ilki 1996'da düzenlenen ve Gazanfer Eryüksel ıle Yücelay Say arasında paylaştınlan Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü'nün ikincisi veriliyor. Bugüne dek kitabı yayımlanmamış şaırlerin aday olabilecekleri ödül için son başvuru tarihi 31 Mart 1997. Adaylann kitap bütünlüğü taşıyan basıma hazır şiirlerinden oluşturacaklan 6 adet dosyayı Mayıs Yaymlan'nın Cumhuriyet Bulvan No: 132'12 Alsancak- Izmir adresindeki irtıbat bürosuna ulaştırmalan gerekıyor. Özger'in 24. ölüm yıldönümü olan 9 Mayıs 1997 tarihinde verilecek ödülün seçici kurulunu Sina Akyol, Orhan Alkaya, Veysel Çolak, Gazanfer Eryüksel ve Yücelay Sal oluşturuyor. (0- 232-464 23 92).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle