Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 1997 PA2ARTESİ
İO DIŞ HABERLER
^£ THE DTOEPENDENT ' a
ggre uyuştucu ve silah kaçakçılığında devlet ve mafya iç içe geçmiş durumda
Ârnavulkık'ta mafya rejiıııiDtş Haberier Servisi - Batılı ülkeler, Ar-
navutluk'taki siyasal sistemi saran çürü-
meyi ve yozlaşmayı görmezden geliyor.
Ingiltere'de yayımlanan The Indepen-
dent gazetesinde yeralan habere göre, Av-
rupa ülkeleri, ıstüıbarat servislerinin, Ar-
navutluk hûkümetinin ötgütlü suçlara bu-
laştığına ilişkin uyanlanna önem verme-
diler. Çeşitli ülkelerin istihbarat servisle-
rinin raporlanna göre, Arnavutluk'ta ikti-
darda olan Demokratik Parti'nin (DP) ba-
kanlan ve bazı üyeleri uyuşturucu ticareti
ve yasadışı silah satışı yapıyor. DP'liler,
Bosna savaşımn bitimine kadar Sırbistan
ve ICaradağ'a petrol satarak bölgeye uygu-
• Batılı istihbarat servislerinin raporlan, Arnavutluk'ta yolsuzluklann ve
çürümenin, siyasal sistemin her kademesine yayıldığını gösteriyor. Bu raporlara
göre, Arnavutluk Savunma Bakanı silah kaçakçılığı yapıyor, eski Içişleri Bakanı ise
uyuşturucu trafiğini yönetenlerin başında geliyor.
lanan yaptınmlan da ihlal ettıler.
Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere gibi
ülkeler banşın, serbest piyasanm ve de-
mokrasi sürecinin güvencesi olarak nite-
lendirdikleri Devlet Başkanı SaliBerişa'yı
destekliyor. Oysa^ istihbarat servisleri sü-
rekli olarak Arnavutluk' un baskıcı tek par-
ti yönetimine geçtiğine. yolsuzluklann ve
çürümenin, siyasal sistemin her aşaması-
na yayıldığına yönelik raporlar yayımlı-
yorlar. Sırbistan'da, Arnavut çogunluğun
yasadığı Kosova eyaletindeki uyuşturucu
tacirleri, kimseden çekinmeksizin Arna-
vutluk'ta uyuşturucu ticareti yapıyor
Uyuşturucunun, Arnavutluk, Makedonya,
Yunanistan üzerinden Itafya'ya ve diğer
Avrupa ülkelerine gönderilmesi, Arnavut-
luk'taki devlet güvenlik polisi Şik ile Ar-
navutluk'a komşu ülkelerin polislerinin iş-
birliğiyle örgütleniyor. Raporlara göre ge-
çen mayıs ayındaki seçimlere kadar Içiş-
leri Bakanı olan Agron Musaray, uyuştu-
rucu ticaretini yönetenlerin başında geli-
yor. Silah, petrol ve sigara kaçakçılığı ya-
pan Saffet Zulali ise ülkenin Savunma Ba-
kanı.
Bosna savaşı sırasında petrol dışalım ve
KİMLİKKARTI
Nüftıs: 3.413.000.
Yüzök-üınü: 28.748 kilometre kare.
Kişi Basına GSMH: 1.100 dolar
g > ^^- . W_^felL
^ • IşkodrasÇp^^c!
— 4^ k ^ —
j t |
L ** —^Z
f ARNAVUTLUK V X
\ T S
Çimento,
tekstıl, gıda.
ŞeDiBaşh
Ürünler: Mısır,
buğday, pamuk.
patates, türün.
Tarihi:
Arnavutluk
tarihte,
Romalılar,
Slavlar ve
Türkler(15.
yüzyıl)
tarafından istila
- edildi. 1912
yılında bağımsızlığını ilan etti. 1. Dünya
Savaşı sırasında İtalya tarafından işgal edildi.
1920'de cumhuriyet ilan edildi. 1925-1939
arasında Kral Ahmed Zogu tarafından
yönetildi. 1939'da İtalya tarafından işgal
edildi. 1944'te komünistler iktidara geldi.
Enver Hoca 1985'te ölünceye dek iktidarda
kaldı. 1992'de yapılan seçimde, Komünist
Partisi iktidardan düştü. Arnavutluk'ta batan bankerlere yaklaşık 1 milyar dolar kapüran halkın öfkesi yaüşmıyor. (Fotoğraf: REUTER)
Rusya'nın NATO tedirginliğiNATO Genel Sekreteri Javier So-
lana, geçen hafta "Banş İçin Işbir-
liği Programı"çerçevesinde paktla
ilişki kurmuş olan bazı BDT ülkele-
rini ziyaret etti. NATO yöneticisi Mol-
dova, Gürcistan, Ermenistan ve
Azerbaycan iktidariannın, askeri
paktın yeni üyelerte genişleme plan-
lanyla ilgili olarak tepkilerini anlama-
ya çalıştı. Aynca ilerde bu ülkelerin
NATO'ya girmeleri yolunda daha
şimdiden nabız tuttu. Solana, dört
başkente de -değişik vurgularla da Javier Solana
olsa- "Moskova'nın tutumunun göz
önüne alınmasının şart olduğu" yaklaşımıyla
karşılaştı.
Tarafsızlık polrtikası iztemekte kararlı görünen
Moldova yönetimi, NATO'ya da BDT organi-
zasyonuna da katılmak istemediğini bir kez da-
ha dile getirdi. Gürcistan, Solana'ya karşı daha
sıcaktı. Lider Eduard Şevardnadze, Abhaz-
ya'da "bugün için olmasa da" NATO banş güç-
lerinin yer alması konusunda "fikir dmnastiği"
yaptı. Ermenistan, dış politikada
Moskova'ya bağlılığını bir kez daha
dile getirdi ve NATO'ya üye olmak
gibi bir isteği olmadığını vurguladı.
Azerbaycan Devlet Başkanı Hay-
dar Aiiyev, ise ülkesinin NATO'yla
ışbiriiğini geliştirmek istediğini ve
dağlık Karabağ'da NATO banş güç-
lerinin hizmet yapmasının zorunlu
olduğunu bir kez daha belirtti.
Rusya Devlet Başkanlığı Sözcü-
sü Sergey Yastrijembski, NATO
yöneticisinin gezisinin "birdeaçık-
lanmamış boyutu olduğu" ve "pak-
tın BDTüyesi ülkelerin siyasal ve askeri enteg-
rasyonuna karşı faaliyet gösterdiği" yorumunu
yaptı. Solana'nın ziyaretleri sırasında Rusya Gü-
venlik Konseyi Sekreteri Ivan Rıbkin'in, ülkesi-
nin, "gerekirse ulusal güvenliğini korumak adı-
na nükleer silaha ilk başvuran ülke olabilece-
ğini" söylemesi ilginçtı. Böylece Rusya, NA-
TO'nun genişlemesi çabalanna karşı daha da
sertleşebileceğinin işaretini verdi.
BAGIMS1Z DtVLLTLhRTOPLlllĞl NDA
Hakan
Aksav
ERMENİSTAN
KAFKASYA
Petrolün yolu değişiyor
Azerbaycan Başbakanı Arthur Rasizade,
yakın bir gelecekte petrolün Gürcistan
üzerinden aktanlmasına
başlanabileceğini açıkladı. Başbakanın
açıklamasına göre Rusya- Çeçenistan
ilişkılerinin befirsizlıği giderilene kadar
petrol, demir yoluyla Gürcistan'ın Poti
Limanı'na getirilecek. Yani Bakü-Grozni-
Novorossisk hattı (kuzey hattı)
kullanılmayacak. Bakü'nün son
açıklamasında Moskova ile Grozni
arasındaki görüşme sürecini kısa sürede
başlatılabileceği tahmin ediliyor. Konunun,
Gürcistan Devlet Başkanı Eduard
Şevardnadze'nin 18-20 şubat
tarihleri arasında yapacağı Bakü
ziyaretinde tartışılarak karara
bağlanması ihtimali var.
Aynı zamanda 1,1.5 hafta içinde,
ABD'de Hazar petrollerinin dünya
piyasalanna iletilmesi konusunun
ele alınacağı toplantılar
düzenleneceği ve şubat sonunda
Moskova'da Rusya, Azerbaycan
ve uluslararası konsorsiyum
yetkililerinin sorunu bir kez
daha görüşecekleri haberieri
geliyor.
Moskova'dan
Erivan'a
gizli yardım
Rusya hûkümetinin tek komünist
bakanı Aman Tuleyev, skandal nitelı-
ği taşıyan bir olayı ortaya çıkardı. BDT
ülkeleriyle ilişkilerden sorumlu bakan
Tuleyev, 1994-1996 yıllarında Rus-
ya'dan Ermenistan'a 300 milyar ruble
değerinde askeri teknolojinin karşılık-
sız olarak gönderildiğini açıkladı. Söz
konusu "armağan "ın 82 adet T-72 tan-
kı ve 50 adet zırhlı araçtan oluştuğu
bildirildi. Moskova'dan Erivan'a karşı-
lıksız olarak gönderilen askeri yardı-
mın ortaya çıkanlmasının Rusya- Azer-
baycan ilişkilerinde yeni bir gerginlik
yaşanmasına yol açması ihtimali var.
Olayı öğrenen Bakü'nün, Moskova'yla
ekonomik anlaşmalannı uygulamak
yerine Karabağ savaşının devamına
yönelik olarak silahlanacağını sandığı-
nı söyleyen Tuleyev, eski Dışişleri Ba-
kanı Andrey Kozirev ve eski Genel-
kurmay Başkanı Mihatl Kolesnikov'la
ilgili soruşturma başlatılması için askeri
savcılığa başvurdu.
G
Berişa
hatasını
kabuletti
Dış Haberier Servisi - Arna-
vutluk Devlet Başkanı Saü Be-
rişa, ülkede haftalardır devam
eden ve giderek hükümet
aleyhtan protesto ve şiddetey-
lemlerine sebep olan banker
krizi konusunda hatalı olduk-
larını kabul etti. Berişa kendi
hatasımn yanı sıra milyonlar-
ca dolan böyle değerlendirme
yoluna gıden ve her şeyini kay-
bedenlerin de hatası bulundu-
ğunu söyledi. Berişa, devletin
yüz binlerce vatandaşının kay-
bını karşılamasının mümkün
olmadığını ifade ederek "Böv-
le birsorumluhığu üstienmeye-
ceğiz. Hiçbir demokratik hü-
kümet bunu yapamaz. Böyk
birşeysahtekâıiik olur. Bunun
için para basılması da hiper
enflasyona neden oJur."
dışsatımını tekelinde bulunduran şirket ise
DP tarafından yönetiliyordu ve başında
bugün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı olan Tritan Şehu vardı. istihbarat
kaynaklan, adı Şkiponya olan ve açıkça
DP tarafından yönetilen bu şirketin uyuş-
turucu ve silah ticareti yaptığmı ileri sürü-
yorlar. Geçen ay iflas ederek ülkeyi büyük
bir krize sürükleyen bankerlik şirketleri de
hükümetle iç içe çahşıyor. Banker şirket-
leri suç örgütlerinin kara paralannı akla-
dılar. Ülkenin en büyük özel sektör şirket-
lerinden Vefa Holding'e bağlı bankerlik
kurumu ise DP'nin seçim kampanyasma
büyük bağışlar yaptı. Amavutluk'un ma-
rihuana ve kokainin hammad-
desi olan kokayı da ürettiği bi-
lıniyor.
Avrupa ülkelerinin, kendi-
lerine ulaştmlan tüm bu bilgi-
lere karşm Arnavutluk'un bir
suç ve isükrarsızlık ülkesine
dönmesine izin vermesinin
nedenlerinin başında Berişa
hûkümetinin amaçlannın yan-
lış yorumlanması ve aldırmaz-
lık geliyor. Berişa hükümeti,
iki yıl önce işbaşına geldiğin-
de. ülkeyi kanşıklığın ve açlı-
ğın pençesinden almıştı. Ülke-
de mallar çoğalmış, enflasyon
denetim altına alınmış, para is-
tikrara kavuşmuş ve yabancı
yatınmcılara kolayhk sözü ve-
rilmişti. Avrupa, Arnavut-
luk'un Bosna savaşının dışın-
da kalmasinı, Kosova ve Ma-
kedonya'daki Amavut azınlık-
ları ayaklandırmaya yönelik
bir girişimde bulunmamasını
istiyordu. Batı, Berişa'nın bu
rşı yapacak doğru ınsan oldu-
ğunu düşündü ve ülkenin gide-
rek kötüleşen insan haklan sı-
cilini, muhalefete ve basına
yönelik baskılan görmezden
geldı. Çift rakamlı büyüme hı-
zının büyüsüne kapılanlar. ül-
ke gelirinin bü\ük bölümünün
örgütlü suçlardan ve yabancı
yardım ve ülke dışında çalışan
Arnavutlann gönderdikleri
dövizler gibi yapay kaynaklar-
dan geldiğini göremediler.
Avrupa, ancak Bosna sava-
şının bitmesinden ve geçen
mayıs ayında yapılan seçim-
lerden sonra siyasal ve ekono-
mik sistemin kötüye gittiğinin
farkına varmaya başladı. Beri-
şa'nın en büyük destekçilerin-
den olan ABD, Arnavutluk'a
yönelik tutumunu sertleştir-
meye başladı. Tartışmalı se-
çimlerin ardından ABD, yeni
parlamentoyu tanımadıgını
açıkladı ve hükümeti uyuştu-
rucu ticareti konusunda uyar-
dı. Ancak, ABD'nin değişen
tutumu Avrupa'yı pek etkile-
medı. Bankerlenn iflası ile
patlak veren bunalım bile Be-
nşa'nın ekonomik çıkarlanna
hizmet ettiğini düşünen bazı
ülkelerin, Arnavutluk'taki du-
rumun ne kadar cıddi olduğu-
nu görmesini sağlayamadı.
TURNÎKE
SEMİH GÜNVER
DISK'in Otuzuncu Yıldönümü
1981 yazında Türkıye, Avrupa Konseyi'nde sıkıntıiı
günler geçiriyordu. 12 Eylül müdahalesinden sonra ül-
kemiz Konsey'ın demokrasiye sahip olmayan ve as-
keri bir hükümetle idare edilen tek ülkesi durumunday-
dı. Üzerimizdeki baskılar her gün artmaktaydı. O ta-
rihlerde Strasbourg'da Avrupa Konseyi'nde büyükel-
çı olarak Türkiye'yi temsil etmekteydim. Zor ve nan-
kör bir görevdi.
2 temmuz akşam üzeri, birkaç arkadaşla, Konsey'in
kafeteryasında çay içiyor ve dertleşiyorduk. Sekretar-
ya memurtanndan birisi, masamıza yaklaştı. "Büyükel-
ç/'dedi, "Başkan VVacker, Delegeler Komitesi'ni çok
acele olağanüstü gızlı bir toplantıya çağırdı. Toplantı
on beş dakıka sonra başlayacak."
Bu olağanüstü toplantının nedenini ben de biraz
sonra anlayacaktım. Toplantıya yalnız büyukelçiler da-
vet edilmişti. Herkes masanın etrafına gelışıgüzel otur-
muş, başkanın gelmesini merakla bekliyordu. Biraz
sonra Komite Başkanı Isviçre Büyükelçisi Alfred Wac-
ker salona geldi. Yüzü asıktı. Elinde iki kâğıt parçası
vardı. Ağır ağır söze başladı: "Büyukelçiler, şu anda,
insan haklannın Kâbesi olan bu kutsal binanın çatısı-
na bir bomba düşmüştür. Genel Sekreter Karasck,
Dünya Işçi Sendikalan Konfederasyonu ve Avrvpa Iş-
çi Sendikalan Konfederasyonu başkanlanndan aldı-
ğı iki telgrafı sizlere okumam için bana verdi. Telgraf-
larda Istanbul askeri savcısı Albay Takkeci 'nin 52
DİSKyüksek düzey idarecisınin ıdamını istediği bıldi-
riliyor. Avrupa Konseyi'nin infazlan durdurmak üzere
derhal harekete geçmesı ve Türkıye 'yi Konsey'den at-
ması istenıyor. Bu fecı durumu size bildiriyorum." Bü-
tün gözler bana döndü. Savcının bu açıklamasından
hiç haberim yoktu. Bildiğım kadanyla DİSK davası he-
nüz açılmamıştı. Bu safhada savcının iddianamesini
açıklaması, ne hukuka, ne kaza sisteminın prensiple-
nne uygundu. Yanıt venmek için erteleme isteyebilir-
dim. Fakat zaman kaybı aleytıimize tecelli edecekti.
Yunanistan ve Kıbnslı Rum büyükelçilerin gözleri ışıl
ışıl olmuştu. Carnaçar söz aldım: "Kutsal binamızın
üzerine bomba düşmüş değildir. Olsa olsa birmüna-
sebetsızlik balonu konsey'in üzerinden uçurulmustur.
Türkiye Humeyni 'nin Iran 'ı değildir. Geleneği olan bir
hukuk devletidir. Geçıci bir askeri ıdare bıle devletin
bu karaktenni ortadan kaldıramaz. DİSK davası henüz
açılmamıştır. Davaaçılır, savcı iddianamesini okur, ifa-
deleralınır, tanıklarvesanıklardinlenir, savunmaiarya-
pılır. Mahkeme karannı verir. Sonra bu karar temyiz
edilir. Temyizden dönerse dava tekrar rüyet edilir. Ye-
niden temyize gider. DİSK davası gibiyüzlerce kişiyi,
on binlerce sayfa dosyayı kapsayan bir dava kısa sü-
rede kesin hükme bağlanamaz. Siz ne sanıyorsunuz?
Savcı aceleci davrandı, hata yaptı, niyetlerinipeşinen
basına açıkladı diye yann sabah 52 kişi idam mı edi-
lecektir? Işçi konfederasyonlan da askeri savcı kadar
aceleci davranmışlardır. Sizı temin ediyorum kimse
idam edilmeyecektir. Eninde sonunda adalet tecelli
edecektir. Burada, oturduğunuz yerden, ne kimseyi
beraat ettirebilirsiniz ne de mahkûmiyetine karar ve-
rebilirsiniz. Güvenıniz ve bekleyiniz."
Sustular. Zaman beni haklı çıkardı. DİSK davasında
kimse idama mahkûm edilmedı. Bakanlar Komrte-
si'nde bir fırtınayı daha hasara ugramadan atlatabil-
miştik. Takkeci ismini o gün öğrenmiştim. Unutabite-
cegimı sanmıyorum. DİSK, bugün bütün itibar ve oto-
ritesı ile dimdik ayaktadır. Savcı Takkeci, birsüre son-
ra Hakkın rahmetine kavuştu. • ' .
Arife günü akşarm, şirketten telefon ettıler. Ismıme
bir faks gelmiş. DİSK Genel Başkanı Sayın Rıdvan Bu-
dak 13 şubat akşamı, Ankara Hilton Oteli'nde DİSK'in
30. kuruluş yıldönümünü kutlamak ıçın tertiptenen re-
sepsiyona beni de çağırıyormuş. Sayın Cumhurbaş-
kanı Demirel de geteceklermiş. Duygulandım. Eski
günlen anımsadım.
Dün mahkemelerde sürünen DİSK bugün eski raki-
bi Türk-lş ve diğer sendıkalarla el ele, demokrasi ara-
yışının mücadelesinı vermektedir. Biz, ne yaparsak
kendi kendimize yapıyoruz. Eleştirilerimızde abartma-
lı, desteklenmızde mübalağalıyız. Sıyasi lıderlerve par-
tiler gibi işçi sendikalanmız da bir batryor bir çıkıyor-
lar. Yaşantımız iniş ve çıkışlarla devamlılığını sürdürü-
yor
DlSK'e, çalışmalannda başanlannın devamını iç-
ten dilerim. Kuruluşunun 30. yıldönümünü hararetle
kutlanm.
DOSYA: İHRACATTA TEŞVİKİN ÖNEMİ
OR UŞ/ HALUK ÖZDALGA
Tjrkiye'nin Avrupa'yla ilişkilerinin
temelinde stratejik bir hedef vardı:
Avrupa yapılannın ve kurumlannın
içinde yer almak. Ama görülüyor ki
Türkiye'nin en azından or+a dönem-
de (yaklaşık 25. yıl) en temel Avru-
pa lcurumu AB'nin eşit haklara sa-
hip bir üyesi olma ihtimali son de-
recezayıf.
Bu durumda Türkiye'nin Avru-
pa''/ta ilişkilerini, mevcut anlayıştan
dara farklı yaklaşımlar üzerine
otuiması ihtiyacı doğuyor.
'Hükûmetlerarası Konferans'm
hazran ayında Amsterdam'daki
topantısında, AB'ye üye olması
beHenen ülkelerin listesi, o arada
Türdye'nin durumu, resmiyet kaza-
nacak.
Gûmrük birtiği ile istediğini elde
edeı AB, büyük olasılıkla tam üye-
lik cın Türkiye'yi oyalamaya devam
edtocek ve çok sıkişırsa ileride, ba-
zı rakian budanmış ikinci sınrf bir
'üy^ik' önerecek. Bu, haziran ayı-
na sadar resmiyet kazanacak liste-
de lla Türkiye'nin adının bulunma-
yacağı anlamına gelmiyor.
Cünkü üstelik hiçbir ekonomik
deslek almadan, Türkiye'nin GB'yi
yürjtebileceği görüldü. Eğer Türki-
ye Delirsiz bir şekilde dahi adaylar
aresnda yer almazsa GB'yi sürdür-
me içm hiçbir mantıki neden kal-
NATO Blöfü Anlamlı Değil
mayacak.
Ikincisi, bugüne dek Türkiye'ye
ekonomisinin ve demokrasisinin
yeterli olmadığı söyleniyordu ve bu
iddiaların inandıncılığı vardı. Ama
Bulgaristan ve Romanya gibi ne
ekonomisi, ne demokrasisi, Türki-
ye'den daha ileri olan ülkeler de
aday üyelik kapsamına alınınca,
AB'nin bu çelişkiyi açıklaması im-
kânsızlaşt. Karanlık önyargılann Av-
rupa'da hâlâ böylesine yaygın ol-
duğunun, bizzat AB'nin davranışıy-
ladoğrulanması, herhalde hiç yakı-
şık almayacak.
Üçüncüsü ise eski kıtanın iç ka-
rartıcı önyargılarını banndırmayan
Amerika'dan gelen kuvvetli telkinler.
Ama bu durumda dahi muhteme-
len üyelik müzakereleri için zaman
telaffuz edilmeyecek ve bılinen bir
dizi koşul ileri sürülecek. Bu da
mevcut ilişki düzeyinden çok farklı
bir durum yaratmayacak.
Bu çerçevede Türkiye'nin NA-
TO'nun genişlemesini veto edebile-
ceğini ileri sürmesi, oyunun sonu-
cunu değiştırmeyecek bir blöften
ibaret. Çünkü masanın diğer tara-
fında oturanlar bunun blöf olduğu-
nu bilıyor. Kumarda olduğu gibi dış
ilişkilerde de blöf, gerçekte oldu-
ğundan daha fazla kuvvete sahip-
miş gibi davranmak.
Avrupa'nın güvenliği NATO'nun
variık nedeni. Türkiye, Sovyet siste-
minin çökmesinden sonra Avru-
pa'da oluşturulan en önemli güven-
lik yapılanmasını engelleme yete-
neğine sahip değil. Bunun kanrtlan-
masını istemesi ise herakje çıkjınlık
olur.
NATO blöfünün kayda değer so-
mut etkisi, TV'lerde çarpıcı sesler
ve görüntüler verilerek yapıldığı gi-
bi dikkat çekmek olabilir. Ancak bu
yapılan şeyin blöf olduğu gerçeğini
değiştirmiyor.
Türkiye'nin NATO kartı
Bu türdavranşlar, Türkiye'nin da-
ha ağırbaşlı gelenekleriyle uyum
içinde değil. Hafrf davranışlann be-
deli, uluslararası ilişkilerde er veya
geç ödenir. Nitekim bu blöf, Türki-
ye'nin NATO kartını NATO-BAB iliş-
kilerinde kendi güvenliği açısından
daha tesirii amaçlara dönük bir şe-
kilde kullanma aîanını daraltıyor.
Zayıf bir ilgiyle izlememize rağ-
men Avrupa'yla ilişkilerimizi derin-
den etkileyecek bir başka gelişme
de şu: AB içinde tek para uygula-
masına 1999 başında geçış, bu yıl
içinde yaşanacak gelişmetere bağ-
lı olarak kesinlik kazanacak.
Tek para uygulaması başanlı olur-
sa Avrupa'nın gerçek anlamda tek
bir siyasi güç haline dönüşmesinin
önündeki son ve büyük engel de
kalkmış olacak. Muazzam bir eko-
nomik güce dayanarak kendi dış
politikasını tek elden yürütecek,
kendi asken örgütlenmesine (BAB)
sahip, Türkiye'nin hemen yanı ba-
şında, ama içinde bulunmadığı dev
bir güç ortaya çıkacak.
'BirieşikAvrupa devletleri'nin te-
sir gücü, bugün onu oluşturan ve
her konuda ortak hareket edeme-
yen devletlerin, tek tek güçlerinin
toplamından çok daha fazla olacak.
Avrupa'nın ne içinde, ne dışında
olan Türkiye'nin, bu gelişmeden en
çok etkilenecek ülketerden biri ola-
cağı aşikâr. Bu da Avrupa'yla ilişki-
lenmizi biraz daha çok düşünmemi-
zi gerektıren ilave bir neden.
SÜRECEK
\ Yurtdışını
-
v
meslek
\edinmenin
>, ..... lt ^ ^ _ J yoUan
Sıyanurlu altın ^ ^ m
Avrupa ^ - , - -
Parlamentosu'nda kurtarılıyor
Makro ekonomi borjffnasıl etkiliyor?
Paranıza yön veren derjj| *"
/ TREND
HER PAZAR BAYİNİZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ