23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 1997 PA2ARTESİ İO DIŞ HABERLER ^£ THE DTOEPENDENT ' a ggre uyuştucu ve silah kaçakçılığında devlet ve mafya iç içe geçmiş durumda Ârnavulkık'ta mafya rejiıııiDtş Haberier Servisi - Batılı ülkeler, Ar- navutluk'taki siyasal sistemi saran çürü- meyi ve yozlaşmayı görmezden geliyor. Ingiltere'de yayımlanan The Indepen- dent gazetesinde yeralan habere göre, Av- rupa ülkeleri, ıstüıbarat servislerinin, Ar- navutluk hûkümetinin ötgütlü suçlara bu- laştığına ilişkin uyanlanna önem verme- diler. Çeşitli ülkelerin istihbarat servisle- rinin raporlanna göre, Arnavutluk'ta ikti- darda olan Demokratik Parti'nin (DP) ba- kanlan ve bazı üyeleri uyuşturucu ticareti ve yasadışı silah satışı yapıyor. DP'liler, Bosna savaşımn bitimine kadar Sırbistan ve ICaradağ'a petrol satarak bölgeye uygu- • Batılı istihbarat servislerinin raporlan, Arnavutluk'ta yolsuzluklann ve çürümenin, siyasal sistemin her kademesine yayıldığını gösteriyor. Bu raporlara göre, Arnavutluk Savunma Bakanı silah kaçakçılığı yapıyor, eski Içişleri Bakanı ise uyuşturucu trafiğini yönetenlerin başında geliyor. lanan yaptınmlan da ihlal ettıler. Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere gibi ülkeler banşın, serbest piyasanm ve de- mokrasi sürecinin güvencesi olarak nite- lendirdikleri Devlet Başkanı SaliBerişa'yı destekliyor. Oysa^ istihbarat servisleri sü- rekli olarak Arnavutluk' un baskıcı tek par- ti yönetimine geçtiğine. yolsuzluklann ve çürümenin, siyasal sistemin her aşaması- na yayıldığına yönelik raporlar yayımlı- yorlar. Sırbistan'da, Arnavut çogunluğun yasadığı Kosova eyaletindeki uyuşturucu tacirleri, kimseden çekinmeksizin Arna- vutluk'ta uyuşturucu ticareti yapıyor Uyuşturucunun, Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan üzerinden Itafya'ya ve diğer Avrupa ülkelerine gönderilmesi, Arnavut- luk'taki devlet güvenlik polisi Şik ile Ar- navutluk'a komşu ülkelerin polislerinin iş- birliğiyle örgütleniyor. Raporlara göre ge- çen mayıs ayındaki seçimlere kadar Içiş- leri Bakanı olan Agron Musaray, uyuştu- rucu ticaretini yönetenlerin başında geli- yor. Silah, petrol ve sigara kaçakçılığı ya- pan Saffet Zulali ise ülkenin Savunma Ba- kanı. Bosna savaşı sırasında petrol dışalım ve KİMLİKKARTI Nüftıs: 3.413.000. Yüzök-üınü: 28.748 kilometre kare. Kişi Basına GSMH: 1.100 dolar g > ^^- . W_^felL ^ • IşkodrasÇp^^c! — 4^ k ^ — j t | L ** —^Z f ARNAVUTLUK V X \ T S Çimento, tekstıl, gıda. ŞeDiBaşh Ürünler: Mısır, buğday, pamuk. patates, türün. Tarihi: Arnavutluk tarihte, Romalılar, Slavlar ve Türkler(15. yüzyıl) tarafından istila - edildi. 1912 yılında bağımsızlığını ilan etti. 1. Dünya Savaşı sırasında İtalya tarafından işgal edildi. 1920'de cumhuriyet ilan edildi. 1925-1939 arasında Kral Ahmed Zogu tarafından yönetildi. 1939'da İtalya tarafından işgal edildi. 1944'te komünistler iktidara geldi. Enver Hoca 1985'te ölünceye dek iktidarda kaldı. 1992'de yapılan seçimde, Komünist Partisi iktidardan düştü. Arnavutluk'ta batan bankerlere yaklaşık 1 milyar dolar kapüran halkın öfkesi yaüşmıyor. (Fotoğraf: REUTER) Rusya'nın NATO tedirginliğiNATO Genel Sekreteri Javier So- lana, geçen hafta "Banş İçin Işbir- liği Programı"çerçevesinde paktla ilişki kurmuş olan bazı BDT ülkele- rini ziyaret etti. NATO yöneticisi Mol- dova, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan iktidariannın, askeri paktın yeni üyelerte genişleme plan- lanyla ilgili olarak tepkilerini anlama- ya çalıştı. Aynca ilerde bu ülkelerin NATO'ya girmeleri yolunda daha şimdiden nabız tuttu. Solana, dört başkente de -değişik vurgularla da Javier Solana olsa- "Moskova'nın tutumunun göz önüne alınmasının şart olduğu" yaklaşımıyla karşılaştı. Tarafsızlık polrtikası iztemekte kararlı görünen Moldova yönetimi, NATO'ya da BDT organi- zasyonuna da katılmak istemediğini bir kez da- ha dile getirdi. Gürcistan, Solana'ya karşı daha sıcaktı. Lider Eduard Şevardnadze, Abhaz- ya'da "bugün için olmasa da" NATO banş güç- lerinin yer alması konusunda "fikir dmnastiği" yaptı. Ermenistan, dış politikada Moskova'ya bağlılığını bir kez daha dile getirdi ve NATO'ya üye olmak gibi bir isteği olmadığını vurguladı. Azerbaycan Devlet Başkanı Hay- dar Aiiyev, ise ülkesinin NATO'yla ışbiriiğini geliştirmek istediğini ve dağlık Karabağ'da NATO banş güç- lerinin hizmet yapmasının zorunlu olduğunu bir kez daha belirtti. Rusya Devlet Başkanlığı Sözcü- sü Sergey Yastrijembski, NATO yöneticisinin gezisinin "birdeaçık- lanmamış boyutu olduğu" ve "pak- tın BDTüyesi ülkelerin siyasal ve askeri enteg- rasyonuna karşı faaliyet gösterdiği" yorumunu yaptı. Solana'nın ziyaretleri sırasında Rusya Gü- venlik Konseyi Sekreteri Ivan Rıbkin'in, ülkesi- nin, "gerekirse ulusal güvenliğini korumak adı- na nükleer silaha ilk başvuran ülke olabilece- ğini" söylemesi ilginçtı. Böylece Rusya, NA- TO'nun genişlemesi çabalanna karşı daha da sertleşebileceğinin işaretini verdi. BAGIMS1Z DtVLLTLhRTOPLlllĞl NDA Hakan Aksav ERMENİSTAN KAFKASYA Petrolün yolu değişiyor Azerbaycan Başbakanı Arthur Rasizade, yakın bir gelecekte petrolün Gürcistan üzerinden aktanlmasına başlanabileceğini açıkladı. Başbakanın açıklamasına göre Rusya- Çeçenistan ilişkılerinin befirsizlıği giderilene kadar petrol, demir yoluyla Gürcistan'ın Poti Limanı'na getirilecek. Yani Bakü-Grozni- Novorossisk hattı (kuzey hattı) kullanılmayacak. Bakü'nün son açıklamasında Moskova ile Grozni arasındaki görüşme sürecini kısa sürede başlatılabileceği tahmin ediliyor. Konunun, Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze'nin 18-20 şubat tarihleri arasında yapacağı Bakü ziyaretinde tartışılarak karara bağlanması ihtimali var. Aynı zamanda 1,1.5 hafta içinde, ABD'de Hazar petrollerinin dünya piyasalanna iletilmesi konusunun ele alınacağı toplantılar düzenleneceği ve şubat sonunda Moskova'da Rusya, Azerbaycan ve uluslararası konsorsiyum yetkililerinin sorunu bir kez daha görüşecekleri haberieri geliyor. Moskova'dan Erivan'a gizli yardım Rusya hûkümetinin tek komünist bakanı Aman Tuleyev, skandal nitelı- ği taşıyan bir olayı ortaya çıkardı. BDT ülkeleriyle ilişkilerden sorumlu bakan Tuleyev, 1994-1996 yıllarında Rus- ya'dan Ermenistan'a 300 milyar ruble değerinde askeri teknolojinin karşılık- sız olarak gönderildiğini açıkladı. Söz konusu "armağan "ın 82 adet T-72 tan- kı ve 50 adet zırhlı araçtan oluştuğu bildirildi. Moskova'dan Erivan'a karşı- lıksız olarak gönderilen askeri yardı- mın ortaya çıkanlmasının Rusya- Azer- baycan ilişkilerinde yeni bir gerginlik yaşanmasına yol açması ihtimali var. Olayı öğrenen Bakü'nün, Moskova'yla ekonomik anlaşmalannı uygulamak yerine Karabağ savaşının devamına yönelik olarak silahlanacağını sandığı- nı söyleyen Tuleyev, eski Dışişleri Ba- kanı Andrey Kozirev ve eski Genel- kurmay Başkanı Mihatl Kolesnikov'la ilgili soruşturma başlatılması için askeri savcılığa başvurdu. G Berişa hatasını kabuletti Dış Haberier Servisi - Arna- vutluk Devlet Başkanı Saü Be- rişa, ülkede haftalardır devam eden ve giderek hükümet aleyhtan protesto ve şiddetey- lemlerine sebep olan banker krizi konusunda hatalı olduk- larını kabul etti. Berişa kendi hatasımn yanı sıra milyonlar- ca dolan böyle değerlendirme yoluna gıden ve her şeyini kay- bedenlerin de hatası bulundu- ğunu söyledi. Berişa, devletin yüz binlerce vatandaşının kay- bını karşılamasının mümkün olmadığını ifade ederek "Böv- le birsorumluhığu üstienmeye- ceğiz. Hiçbir demokratik hü- kümet bunu yapamaz. Böyk birşeysahtekâıiik olur. Bunun için para basılması da hiper enflasyona neden oJur." dışsatımını tekelinde bulunduran şirket ise DP tarafından yönetiliyordu ve başında bugün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olan Tritan Şehu vardı. istihbarat kaynaklan, adı Şkiponya olan ve açıkça DP tarafından yönetilen bu şirketin uyuş- turucu ve silah ticareti yaptığmı ileri sürü- yorlar. Geçen ay iflas ederek ülkeyi büyük bir krize sürükleyen bankerlik şirketleri de hükümetle iç içe çahşıyor. Banker şirket- leri suç örgütlerinin kara paralannı akla- dılar. Ülkenin en büyük özel sektör şirket- lerinden Vefa Holding'e bağlı bankerlik kurumu ise DP'nin seçim kampanyasma büyük bağışlar yaptı. Amavutluk'un ma- rihuana ve kokainin hammad- desi olan kokayı da ürettiği bi- lıniyor. Avrupa ülkelerinin, kendi- lerine ulaştmlan tüm bu bilgi- lere karşm Arnavutluk'un bir suç ve isükrarsızlık ülkesine dönmesine izin vermesinin nedenlerinin başında Berişa hûkümetinin amaçlannın yan- lış yorumlanması ve aldırmaz- lık geliyor. Berişa hükümeti, iki yıl önce işbaşına geldiğin- de. ülkeyi kanşıklığın ve açlı- ğın pençesinden almıştı. Ülke- de mallar çoğalmış, enflasyon denetim altına alınmış, para is- tikrara kavuşmuş ve yabancı yatınmcılara kolayhk sözü ve- rilmişti. Avrupa, Arnavut- luk'un Bosna savaşının dışın- da kalmasinı, Kosova ve Ma- kedonya'daki Amavut azınlık- ları ayaklandırmaya yönelik bir girişimde bulunmamasını istiyordu. Batı, Berişa'nın bu rşı yapacak doğru ınsan oldu- ğunu düşündü ve ülkenin gide- rek kötüleşen insan haklan sı- cilini, muhalefete ve basına yönelik baskılan görmezden geldı. Çift rakamlı büyüme hı- zının büyüsüne kapılanlar. ül- ke gelirinin bü\ük bölümünün örgütlü suçlardan ve yabancı yardım ve ülke dışında çalışan Arnavutlann gönderdikleri dövizler gibi yapay kaynaklar- dan geldiğini göremediler. Avrupa, ancak Bosna sava- şının bitmesinden ve geçen mayıs ayında yapılan seçim- lerden sonra siyasal ve ekono- mik sistemin kötüye gittiğinin farkına varmaya başladı. Beri- şa'nın en büyük destekçilerin- den olan ABD, Arnavutluk'a yönelik tutumunu sertleştir- meye başladı. Tartışmalı se- çimlerin ardından ABD, yeni parlamentoyu tanımadıgını açıkladı ve hükümeti uyuştu- rucu ticareti konusunda uyar- dı. Ancak, ABD'nin değişen tutumu Avrupa'yı pek etkile- medı. Bankerlenn iflası ile patlak veren bunalım bile Be- nşa'nın ekonomik çıkarlanna hizmet ettiğini düşünen bazı ülkelerin, Arnavutluk'taki du- rumun ne kadar cıddi olduğu- nu görmesini sağlayamadı. TURNÎKE SEMİH GÜNVER DISK'in Otuzuncu Yıldönümü 1981 yazında Türkıye, Avrupa Konseyi'nde sıkıntıiı günler geçiriyordu. 12 Eylül müdahalesinden sonra ül- kemiz Konsey'ın demokrasiye sahip olmayan ve as- keri bir hükümetle idare edilen tek ülkesi durumunday- dı. Üzerimizdeki baskılar her gün artmaktaydı. O ta- rihlerde Strasbourg'da Avrupa Konseyi'nde büyükel- çı olarak Türkiye'yi temsil etmekteydim. Zor ve nan- kör bir görevdi. 2 temmuz akşam üzeri, birkaç arkadaşla, Konsey'in kafeteryasında çay içiyor ve dertleşiyorduk. Sekretar- ya memurtanndan birisi, masamıza yaklaştı. "Büyükel- ç/'dedi, "Başkan VVacker, Delegeler Komitesi'ni çok acele olağanüstü gızlı bir toplantıya çağırdı. Toplantı on beş dakıka sonra başlayacak." Bu olağanüstü toplantının nedenini ben de biraz sonra anlayacaktım. Toplantıya yalnız büyukelçiler da- vet edilmişti. Herkes masanın etrafına gelışıgüzel otur- muş, başkanın gelmesini merakla bekliyordu. Biraz sonra Komite Başkanı Isviçre Büyükelçisi Alfred Wac- ker salona geldi. Yüzü asıktı. Elinde iki kâğıt parçası vardı. Ağır ağır söze başladı: "Büyukelçiler, şu anda, insan haklannın Kâbesi olan bu kutsal binanın çatısı- na bir bomba düşmüştür. Genel Sekreter Karasck, Dünya Işçi Sendikalan Konfederasyonu ve Avrvpa Iş- çi Sendikalan Konfederasyonu başkanlanndan aldı- ğı iki telgrafı sizlere okumam için bana verdi. Telgraf- larda Istanbul askeri savcısı Albay Takkeci 'nin 52 DİSKyüksek düzey idarecisınin ıdamını istediği bıldi- riliyor. Avrupa Konseyi'nin infazlan durdurmak üzere derhal harekete geçmesı ve Türkıye 'yi Konsey'den at- ması istenıyor. Bu fecı durumu size bildiriyorum." Bü- tün gözler bana döndü. Savcının bu açıklamasından hiç haberim yoktu. Bildiğım kadanyla DİSK davası he- nüz açılmamıştı. Bu safhada savcının iddianamesini açıklaması, ne hukuka, ne kaza sisteminın prensiple- nne uygundu. Yanıt venmek için erteleme isteyebilir- dim. Fakat zaman kaybı aleytıimize tecelli edecekti. Yunanistan ve Kıbnslı Rum büyükelçilerin gözleri ışıl ışıl olmuştu. Carnaçar söz aldım: "Kutsal binamızın üzerine bomba düşmüş değildir. Olsa olsa birmüna- sebetsızlik balonu konsey'in üzerinden uçurulmustur. Türkiye Humeyni 'nin Iran 'ı değildir. Geleneği olan bir hukuk devletidir. Geçıci bir askeri ıdare bıle devletin bu karaktenni ortadan kaldıramaz. DİSK davası henüz açılmamıştır. Davaaçılır, savcı iddianamesini okur, ifa- deleralınır, tanıklarvesanıklardinlenir, savunmaiarya- pılır. Mahkeme karannı verir. Sonra bu karar temyiz edilir. Temyizden dönerse dava tekrar rüyet edilir. Ye- niden temyize gider. DİSK davası gibiyüzlerce kişiyi, on binlerce sayfa dosyayı kapsayan bir dava kısa sü- rede kesin hükme bağlanamaz. Siz ne sanıyorsunuz? Savcı aceleci davrandı, hata yaptı, niyetlerinipeşinen basına açıkladı diye yann sabah 52 kişi idam mı edi- lecektir? Işçi konfederasyonlan da askeri savcı kadar aceleci davranmışlardır. Sizı temin ediyorum kimse idam edilmeyecektir. Eninde sonunda adalet tecelli edecektir. Burada, oturduğunuz yerden, ne kimseyi beraat ettirebilirsiniz ne de mahkûmiyetine karar ve- rebilirsiniz. Güvenıniz ve bekleyiniz." Sustular. Zaman beni haklı çıkardı. DİSK davasında kimse idama mahkûm edilmedı. Bakanlar Komrte- si'nde bir fırtınayı daha hasara ugramadan atlatabil- miştik. Takkeci ismini o gün öğrenmiştim. Unutabite- cegimı sanmıyorum. DİSK, bugün bütün itibar ve oto- ritesı ile dimdik ayaktadır. Savcı Takkeci, birsüre son- ra Hakkın rahmetine kavuştu. • ' . Arife günü akşarm, şirketten telefon ettıler. Ismıme bir faks gelmiş. DİSK Genel Başkanı Sayın Rıdvan Bu- dak 13 şubat akşamı, Ankara Hilton Oteli'nde DİSK'in 30. kuruluş yıldönümünü kutlamak ıçın tertiptenen re- sepsiyona beni de çağırıyormuş. Sayın Cumhurbaş- kanı Demirel de geteceklermiş. Duygulandım. Eski günlen anımsadım. Dün mahkemelerde sürünen DİSK bugün eski raki- bi Türk-lş ve diğer sendıkalarla el ele, demokrasi ara- yışının mücadelesinı vermektedir. Biz, ne yaparsak kendi kendimize yapıyoruz. Eleştirilerimızde abartma- lı, desteklenmızde mübalağalıyız. Sıyasi lıderlerve par- tiler gibi işçi sendikalanmız da bir batryor bir çıkıyor- lar. Yaşantımız iniş ve çıkışlarla devamlılığını sürdürü- yor DlSK'e, çalışmalannda başanlannın devamını iç- ten dilerim. Kuruluşunun 30. yıldönümünü hararetle kutlanm. DOSYA: İHRACATTA TEŞVİKİN ÖNEMİ OR UŞ/ HALUK ÖZDALGA Tjrkiye'nin Avrupa'yla ilişkilerinin temelinde stratejik bir hedef vardı: Avrupa yapılannın ve kurumlannın içinde yer almak. Ama görülüyor ki Türkiye'nin en azından or+a dönem- de (yaklaşık 25. yıl) en temel Avru- pa lcurumu AB'nin eşit haklara sa- hip bir üyesi olma ihtimali son de- recezayıf. Bu durumda Türkiye'nin Avru- pa''/ta ilişkilerini, mevcut anlayıştan dara farklı yaklaşımlar üzerine otuiması ihtiyacı doğuyor. 'Hükûmetlerarası Konferans'm hazran ayında Amsterdam'daki topantısında, AB'ye üye olması beHenen ülkelerin listesi, o arada Türdye'nin durumu, resmiyet kaza- nacak. Gûmrük birtiği ile istediğini elde edeı AB, büyük olasılıkla tam üye- lik cın Türkiye'yi oyalamaya devam edtocek ve çok sıkişırsa ileride, ba- zı rakian budanmış ikinci sınrf bir 'üy^ik' önerecek. Bu, haziran ayı- na sadar resmiyet kazanacak liste- de lla Türkiye'nin adının bulunma- yacağı anlamına gelmiyor. Cünkü üstelik hiçbir ekonomik deslek almadan, Türkiye'nin GB'yi yürjtebileceği görüldü. Eğer Türki- ye Delirsiz bir şekilde dahi adaylar aresnda yer almazsa GB'yi sürdür- me içm hiçbir mantıki neden kal- NATO Blöfü Anlamlı Değil mayacak. Ikincisi, bugüne dek Türkiye'ye ekonomisinin ve demokrasisinin yeterli olmadığı söyleniyordu ve bu iddiaların inandıncılığı vardı. Ama Bulgaristan ve Romanya gibi ne ekonomisi, ne demokrasisi, Türki- ye'den daha ileri olan ülkeler de aday üyelik kapsamına alınınca, AB'nin bu çelişkiyi açıklaması im- kânsızlaşt. Karanlık önyargılann Av- rupa'da hâlâ böylesine yaygın ol- duğunun, bizzat AB'nin davranışıy- ladoğrulanması, herhalde hiç yakı- şık almayacak. Üçüncüsü ise eski kıtanın iç ka- rartıcı önyargılarını banndırmayan Amerika'dan gelen kuvvetli telkinler. Ama bu durumda dahi muhteme- len üyelik müzakereleri için zaman telaffuz edilmeyecek ve bılinen bir dizi koşul ileri sürülecek. Bu da mevcut ilişki düzeyinden çok farklı bir durum yaratmayacak. Bu çerçevede Türkiye'nin NA- TO'nun genişlemesini veto edebile- ceğini ileri sürmesi, oyunun sonu- cunu değiştırmeyecek bir blöften ibaret. Çünkü masanın diğer tara- fında oturanlar bunun blöf olduğu- nu bilıyor. Kumarda olduğu gibi dış ilişkilerde de blöf, gerçekte oldu- ğundan daha fazla kuvvete sahip- miş gibi davranmak. Avrupa'nın güvenliği NATO'nun variık nedeni. Türkiye, Sovyet siste- minin çökmesinden sonra Avru- pa'da oluşturulan en önemli güven- lik yapılanmasını engelleme yete- neğine sahip değil. Bunun kanrtlan- masını istemesi ise herakje çıkjınlık olur. NATO blöfünün kayda değer so- mut etkisi, TV'lerde çarpıcı sesler ve görüntüler verilerek yapıldığı gi- bi dikkat çekmek olabilir. Ancak bu yapılan şeyin blöf olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Türkiye'nin NATO kartı Bu türdavranşlar, Türkiye'nin da- ha ağırbaşlı gelenekleriyle uyum içinde değil. Hafrf davranışlann be- deli, uluslararası ilişkilerde er veya geç ödenir. Nitekim bu blöf, Türki- ye'nin NATO kartını NATO-BAB iliş- kilerinde kendi güvenliği açısından daha tesirii amaçlara dönük bir şe- kilde kullanma aîanını daraltıyor. Zayıf bir ilgiyle izlememize rağ- men Avrupa'yla ilişkilerimizi derin- den etkileyecek bir başka gelişme de şu: AB içinde tek para uygula- masına 1999 başında geçış, bu yıl içinde yaşanacak gelişmetere bağ- lı olarak kesinlik kazanacak. Tek para uygulaması başanlı olur- sa Avrupa'nın gerçek anlamda tek bir siyasi güç haline dönüşmesinin önündeki son ve büyük engel de kalkmış olacak. Muazzam bir eko- nomik güce dayanarak kendi dış politikasını tek elden yürütecek, kendi asken örgütlenmesine (BAB) sahip, Türkiye'nin hemen yanı ba- şında, ama içinde bulunmadığı dev bir güç ortaya çıkacak. 'BirieşikAvrupa devletleri'nin te- sir gücü, bugün onu oluşturan ve her konuda ortak hareket edeme- yen devletlerin, tek tek güçlerinin toplamından çok daha fazla olacak. Avrupa'nın ne içinde, ne dışında olan Türkiye'nin, bu gelişmeden en çok etkilenecek ülketerden biri ola- cağı aşikâr. Bu da Avrupa'yla ilişki- lenmizi biraz daha çok düşünmemi- zi gerektıren ilave bir neden. SÜRECEK \ Yurtdışını - v meslek \edinmenin >, ..... lt ^ ^ _ J yoUan Sıyanurlu altın ^ ^ m Avrupa ^ - , - - Parlamentosu'nda kurtarılıyor Makro ekonomi borjffnasıl etkiliyor? Paranıza yön veren derjj| *" / TREND HER PAZAR BAYİNİZDEN ALMAYI UNUTMAYINIZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle