Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 TEMMUZ1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cezaevlerindeki ölüm oruçlannın 66. gününe girmesi üzerine muhalefetten Adalet Bakanı Kazan'a çağrı
İnsanlar ölmesinANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Muhalefet partılen. cezaevlerindeki
açlık grevleri sorununun çözümü ve
"ölümlere sonr
\erilmesi içın iktidan
göreve çağırdılar. ANAP Genel Başkan
Yardımcısı YaşarOkuyan, devletin
müdahalesi ve zorunlu tedavinın
gerektigıni söylerken, CHP Grup
Başkanvekili Önder Sav "İnsantar
ölmesin. Bu işçözülsün" dedı. İşçi
Partisi Genel Başkan Yardımcısı
Hasan Valçın da ölümlerin "yargısız
infaza döndüğünü"" ve sorumlusunun
da iktıdar olduğunu söyledi.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Okuyan, açlık grevlerinin ideolojik ve
insani boyutları bulunduğunu söyledi.
Açlık grevindeki rutukiu ve
hükümlülerin karşılanamayacak bazı
talepleri bulunduğunu belirten
Okuyan. "Ancak, cezaevi koşuUannuı
ivileşririlnıesine vönelik taJepIerin
yerine getirilmesi gerekir. Devletin,
açbk grevlerinin insani boyutunu
dikkate alarak olaya el ko> ması,
gerekirse zorla tedavi voluna gitmesi ve
bu ölümleri durdurması gerekir" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Önder Sav.
bugüne dek açlık gre\ len sorunun
Cezaevlerinde ölüm sayısı 16 yılda 28'e ulaştı
HaöerMerkea'-Cezaev iennde 275 tu-
tuklu ve hükümJüniin ölûm orucu eyle-
minde 3 kişinin yaşamını yitirmesiyle,
son 16 yılda cezaevlerinde •ölenlerin sa-
yısı 28'e ulaştı.
Halkın Hukuk Bürosu'nun 1980-1996
yıllannı kapsayan araştırma raporunda,
iktidarlann cezae\ lerindeki tutuklu ve hü-
kümlüleri l
*tesKınalnıa''anlayi5i içerisin-
de yaptığı baskılara başta açlık grevi ol-
mak üzere çeşitli eylemlerle direnen tu-
tuklu ve hükümlülerden 25'inin yaşamı-
nıyitirdiği kaydedildi. Raporda, ölümler-
den I4'ünûn açlık grevi, 7'sinin dö\Tne.
4'ünön kendini yakma eylemi sonucu
gerçekJeşti|i beJirtiJdi.
12 Eylül askeri darbesi sonrasında ce-
zaevlerinde baskıiann artması üzerine Di-
yarbakır Cezaevi'nde PKK davası nede-
niyle tutuklu bulunan FerhanKutay, Nec-
nti Öner, MahmutZengin ve Eşref Aynık
17 Mayıs 1982 yılında kendmi yaktı. Ay-
nı yıl gerçekleştirilen ölüm orucu direni-
şi sırasında yine Diyarbakır Cezaevi'nde
tutuklu bulunan Kemal Pir.Hayri Dur-
mıış. Akit Ydmaz ile Ai Çiçek yaşamını
yitirdi.
1984 yılında iktidann cezaevlerinde
başlattığı "tek tip elbise*' uygulamasma
karşı tstanbul cezaevlerinde baslatılan 72
günlük ölüm orucu sonucunda Aydullah
MeraL Haydar Başbağ, Hasaıı Telci ve
M Fatih Ökrülmüş öidü. 19S9 yılmda ıs-
kenceye karşı Eskışehir Cezaevı"nde baş-
latılan açlık grevınin 35. gününde koğuş-
larajandarma operasyon düzenledı ve ya-
ratanan tutuklulardan Hûseyio Hüsnii
Eroğlu ile Mehmet Yalçınkaya Aydın Ce-
zaevi"ne nakledilirken yaşamlannı yitir-
dıier.
1995 yılına gelindiğinde fzmir Buca
Cezaevi'nde kanlı olaylar yaşandı. 1995
yılında 60 kişilik koğuşa operasyon dü-
zenlendı ve olaylar sırasmda Turan Kriıç,
Yusuf Bağ, L'ğur Sanaslan öldü. Aynı yıl
gerçekleştinien 50 günlük açlık grevi so-
nunda da Çanakkale Cezaevi'nde Kalen-
derKayapınar. Aydın Cezaevi'nde Ümi»
Doğan Gönfil, Bursa Cezaevi'nde Mus-
tafa Kava. Yozgat Cezaevi'nde de Fesih
Beyazçiçek tedavi olanağı sağlanmadığı
için yaşamlannı yrtırdıler. Cmraniye Ce-
zaevi'nde de 1996 yılının Ocak ayında
koğuşlara operasyon düzenlendi ve çıkan
demir çubuklarla başlarından yaralanan
Rıza Boybaş, Abdülmeçit Seçkin, Gül-
tekin Bevhan ıle Orhan Özen öldü.
çözümü içın Türkıye Barolar
Birliği'nın devreye gırmesine ilişkin
önenlerinin yaşama geçirilmesi için bir
adım atılmadığını söyledi Sav.
"İnsanlar ölmesin isrivoruz. Oiavlann
takipçisiviz. Sürekli Adalet Bakanlığı
ile temastavız. Bu işi çözmeliler" dedı.
fşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı
Hasan Yalçın da yaptığı yazılı
açıklamada "Dışanda Amerika'ya
teslim olanlar, içeride ölümün
bekçiliğini yapıyoriar" dedi. Işçı Partisi
Genel Başkan S'ardımcısı Hasan
Yalçın. sözlerini şöyle sürdürdü. "RP-
DYP iktidan, Keremgiller'in öldüğii
saatlerde sömiirge valisi Marc
Grossman'dan, Çekiç Göç ile ilgili
talimat alıvordu. İnsanlann göz göre
göre ölmeleri konusunda dişe dokunur
bir önlemleri bulunmuyor. Rejim, ölüm
karşısında kavıtşı/iığı kendini koruma
tedbiri saynor. Ölüm orucunun siyasal
amacı üzerinde duruluyor. Herkesin
sivasal amacı olmasından doğal ne
olabilir? Hükümet, derhal ölüm
orucundakilerie temasa geçmeli ve
taleplerini görüşmeli. Aksi takdirde
yargısız infaza dönüşen ölümlerin
bütün sorumluluğu hükümete ait
olacaktır."
'Sahte ikivüzlülük açığa çıktı'
HADEP Genel Başkan Vekili Güven
Özata, Adalet Bakanı 'nın. tutsaklann
zorla ölüm orucuna zorlandığını
savunarak operasyona zemin
hazırladığını. Sağlık Bakanı'nın da
ınsalcıl yaklaşım adı altında saldmyı
haklı göstermeye çalıştığını iddia etti.
Güven Özata, "Haikımızın inançlannı
kirli emellerine alet eden REFAHYOL
hükümetinin adil düzen maskesi
altındaki sahte ikiyüzlülüğü çok çabuk
açığa çıkmıştır" dedi.
Berdan Kerimgiller toprağa verildi
Evinden sessiz
bir çığlık
yükseliyor
• Yaklaşık 1200 kişinin katıldıgı cenaze töreni>
boyunca "Insanlık onuru işkenceyi yenecek",
"Yaşasın halkların kardeşliği", "Analann öfkesi
kati1leri bogaeak", "Berdan yaşıyor, yaşayacak,
"Devrimci tutsaklar onurumuzdur" diye sloganlar
atıldı. Kerimgiller'ın cenazesi daha sonra
gözyaşları arasında toprağa verildi.
ŞELAHATTtN
ÖZBOZKURT
TARSlS - Ölüm
orucunun 65. gününde
Bayrampaşa Cezaevi'nde
:
yaşamını yıtiren DHKP-C
ı davası tutuklularından
\ Altan Berdan Kerimgiller,
memleketi tçel'in Tarsus
ilçesinde toprağa verildi.
• Bini aşkın kişinin
• katıldıgı törende
! "Insanlık onuru işkenceyi
i yenecek" dı>e sloganlar
' atıldı. Açlık grevlerinin
Aygün Uğur'dan sonrakı
ikinci kurbanı 28
yaşmdakı Altan Berdan
Kerimgiller'ın cenazesi
dün sabah Istanbul'dan
Mersin'e uçakla getirildı.
Cenaze daha sonra
Tarsus'a getınlerek annesı
Ayten Kerimgiller' in Yenı
Ömerlı Mahallesı Vali
Cakmakoğlu Caddesı
üzenndekı evine alındı.
Kenmgiller'ın cenazesi.
iizen karanfıllerle-
donatılmış bir tabuta
yerleştırildi. Yaklaşık
1200 kişinin katıldıgı
cenaze töreni bovunca
"İnsanlık onuru işkence>i
yenecek"*. "Yaşasın
halkların kardeşliği".
"Analann öfkesi katilleri
boğacak
1
*. "Berdan
yaşıjor, vaşayacak.
"Devrimci tutsaklar
onurumuzdur" dıye
sloganlar atıldı. Tören
sırasında polıs çok sıkı
önlem alırken cenaze
namazının ardından
mezariıkta Kuran okundu.
Kerimgiller" in cenazesi
daha sonra gözyaşlan
arasında toprağa verildi.
Kerımgiller'in evinden ise
"sessizbirçığak"
yükseliyor.
Oğlu Berdan"ı daha sık
görebılmek için anne
A>ten Kerimgiller ıkı yıl
önce kaybettıği eşinin
ölümünden sonra
Istanbul'da doktorluk
yapan kızının yanına
yerleşmiş. Ancak.
annenin oğluna yakın
olma ısteğı. oğlunun
ölümünü
engelleyememiş. Oğlunun
ölüm orucu dırenişinın
65. gününde ölüm
haberinin gelmesı üzerine
şoka giren ailenin yanında
sürekli doktor bulunuyor.
Hem anne. hem de
kardeşlerayakta
duramayacak kadar
sarsılmışlar. Ne anne ne
de diğer kardeşler
konuşabilıyor. Doğrusu.
konuşmaya ne mecallen
varne de ıstekJen. "Söze
ne hacet, halimiz ortada
degil mi" dercesıne,
uzatılan mikrofonlara ve
kameralara tepkisız
bakıyorlar... Basın
mensupları evin önünde
beklivorlar... Ancak aile
sessiz... Sorulara yanıt
veren yok. Sonunda
aıleden biri çıkıyor
balkona. "N'olur" diye
yalvanyor adeta:
"A/ılayışlı ohın. Acımız
büyük. Evladımız,
yüreğimiz gitti Bir de siz
tüketmeyin bia.
Tüketenler rüketti
veterince.-"
tznıir Buca Cezaevi önünde roplanan tutuklu >akınlan, sorunun bir an önce çözülmesini istediler. (Fotoğraf: NEC \ 1! \"> i< I \ ı
Ölümlere karşın hükümetin duyarsızlığına tepki gösteren 2 bin kişi yürüdü
'Anakmn öfkesikatilleriboğacak'
TTB Merkez Konseyi iiyesi Ata Soyer
'Ölüme izin verilmeli'
ANhL\R\/İZMİR(Cumhuri\et)-Ölüm oru-
cu direnışinde üçüncü kişinin de ölmesıne kar-
şın hükümetin duyarsız kalmasına yönelik e_v-
lemler büyüyor. Ânkara Demokrasi Platformu
(ADP) ve siyasi partiler öncülüğünde düzenle-
nen göstende. yaklaşık 2 bin kişı hükümeti pro-
testo ederek "Analann öfkesi katilleri boğacak".
"Devlet terörüne son", "Katil de>let hesap vere-
cek. Zam. zuJüm, işkence işte faşizm" •>loganları
attılar.
lzmir Buca Cezaevi önünde toplanan sivasi
partiler v e demokratik kitle örgütlen de hüküme-
tin rutumunu kınadılar.
Üçüncü ölüm playının duyulması üzerine An-
kara'da dün sat 12.30'da Özgürlük ve Dayanış-
ma Partisi (ÖDP) Ankara lTBaşkanlığı önünde
toplanan yaklaşık 2 bin kişı. Adalet Bakanlığı'na
yüriimek istedi. önce polis yürüyüşe izin verme-
dı daha sonra yapılan görüşmeler sonunda. top-
luluğun Kızılay Alanı'na kadar yürümesine ızın
verildi. Çev ık kuvvete bağlı polıslenn oluşturdu-
ğu kordon eşliğinde Kızılay'a yürüven gösteri-
ciler. "Zindanlar boşalsın, tutsaklara özgürlük"
yazılı pankart açarak. "Analann öfkesi katilleri
boğacak". "Devlet terörüne son". "Yaşasın dev-
rimci dayanışma". "Faşizme karşı omuz omu-
za". "Katil devlet hesap verecek" ve "Z'am, vi-
lüm. işkence işte faşizm" sloganlan amföf. Top-
luluk. ölürn oruçlan sonunda yaşamlannı yitiren
Aygün L'ğur, Altan Berdan Kerimgiller \e İtginç
Özkeskin'in temsılı tabutlarınt da taşıdı
Kızılav Alanı'nda oturarak. Adalet Bakanlığı
yetkilileriyle görüşmek isteven gruptan siyasi
partı ve demokratik kitle örgütlerinden 22 kişı
temsilci olarak belırlendı. Temsilcıler Adalet ba-
kanlığı'na giderken gösterıcıler de temsilcilerin
dönmesıni şarkı ve türkü söyleyerek bekledı.
Polis ve basın mensuplan eşliğinde Adalet Ba-
kanlığf na giden ternsilcılennden 5 kişi. Bakan-
lık Müsteşan L'ğur İbrahimhakkıoğlu ilegörüş-
tüler. Basına kapalı gerçekleşen görüşmenın ar-
dından. venıden göstennın vapıldığı alana dönen
temsilcıler adına bir açıklama yapan ÇağdaşHu-
kukçular Derneğı üyesi Kâzım Bayraktar. müs-
teşann, ölüm oruçlan konusunda tek vetkilının
Adalet Bakanı Şevket Kazan olduğunu sövledi-
ğinı aktararak. "Bakan, İstanbul'da Ümraniyeve
Ba> rampaşa cezaev lerini gemormuş. Kendisi ya
da oluşturulacak bir heyet niruklularla göriişe-
cekmiş" dedi. Bayraktar. ölüm oruçlannın kilıt-
lendiği tek noktanın savunma hakkının enge!-
lenmesi olduğunu v urgulayarak, "Tutuklulann,
yargıJandıkJan illerin cezae» lerine gönderilmele-
ri istemi yerine getirilirse bu e> lem bitecek" dıye
konuştu. Açıklamanın ardından. sloganîaratarak
yeniden ÖDP önüne vürüyen grup, olavsız bi-
çirnde dağildı.'
Ölüm orucunda üçüncü eylemcinin deyaşamı-
nı yitırmesının ardından dün bir araya gelen Iz-
mır'deki çeşıtlı kuruluşlann temsilcileri hareke-
te geçtı. İnsan Haklan V'akfı Temsılcısi Veü Lök,
tzmirTabipodası Başkanı Suat Kaptaner. lzmir
Barosu Başkan Yardımcısı Cafer Ozkan. İHD
lzmir Şube Başkanı Ercan Demir, CHD tzmır
Şube Başkanı Ahmet Hür ile TMMOB adına
Macit Mutaf. Izmır Cumhuriyet Başsavcısı Ta-
rı'va başvurdular.
Temsılciler. cezaev lerindeki ölümlere seyirci
kalmmaması gerektigıni belirterek. başta Adalet
Bakanı olmak üzere tüm yetkilileri acil olarak ha-
rekete geçmesini istediler.
Cezaevındeki ölümler, lzmir Buca Cezaev i
önünde toplanan siyasi partiler, demokratik kıt-
le örgütlerince profesto edıldi. Buca Cezaevi
önünde toplanan çeşitli kuruluş temsılcilen ve
vurttaşlar, »orunun çözülmesini istediler. CHP II
Başkanı Osman Ozgüven ve bazı yöneticılerle
ÖDP'lı yöneticiler. başta Adalet Bakanı olmak
üzere hükümetin yaklaşımlarını protesto ettiler.
Öte yandan İHD'den yapılan açıklamada yeni
ölümlerin engellenmesi gerektiği vurgulanarak
"Önce de\ rimci tutuklu ve hükümlüleri açıkça
nasım ilan eden Mehmet Ağar sonra da hâlâ öl-
mediler divebilecek kadar pervasız sözler eden
Şevket Kazan. ölümlerin olmasını ister gibi uya-
nları görmezden geidiler. Ölümlerden sonım-
İular Ağar ve Kazan'dır" denildi.
ANK\R\ (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Tabıplen
Bırlıgı Merkez Konseyi
üyesı Dr. Ata Sover. açlık
grev ıni sürdürme nıyetını
açıkça bellı eden tutuklunun
"hibannı koruyarak
ölmesine izin \erilmesi"
gerektigıni sav undu.
Sağlık Bakanı Yıkhrun
Akhına ıse açlık grev ınde
bulunan tutuklulann
psıkolojık danışmanlar
aracılığıyla "ikna edilmesi"
gerektigıni belirterek "Bu
konuda Adalet Bakam'ndan
yanıt bekliyoruz" dedı
Dr Ata Soyer, açlık grevi
yapan tutuklu ve
hükümlülerin "zorla
beslenmesinin" doğru bir
davranış olmayacağını
javundu. Hekımın açlık
ere\ ı yapan tutuklulara
Sunun sonuçlan hakkında
bilgı vermesı gerektigıni
kaydeden Sover. "Eğerbir
hekim, vkdani va da bir
başka nedenden ötürii
tutuklunun aldığı karara
davanamayacağını
hissederse. gözetim için
başka bir hekimi vardınıına
cağırmalıdır" gorüşunü dile
getırdı. Soyer, açlık
grev mde bulunan
ruruklunun göriiş/üne saygı
duvıılması gerektiğini
belirterek şunlan söyledi:
"Bir ruruklunun beslenme>i
reddetmesi ve bir hekimin
bu gönüllü reddetmenüı
sonuçlan hakkında
tutuklunun sağlıklı ve akılcı
bir vargıva varabilecek
yetenekte olduğu kanaatine
varması halinde, tutuklu
zorla beslenemez." Aktuna
ıse Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada. bılincını
ka>betmış tutukluya
müdahale edilmesi
gerektiğini bildırdı.
Hekimlenn insan sağlığını
korumakla görevlı olduğuna
dıkkat çeken Akruna.
"Deontoktji
Nizamnamesi'nde 'Şuuru
bozıılmuş hasta>a hekim
müdahale eder, tedavi içın
gereğıni yapar' der"
açıklamasını yaptı. Aktuna.
cezaevlenne hıçbır görevlı
giremediği için açlık
grevinde bulunan tutuklu ve
hükümlülerin sağlık
durumu hakkında bılgi
edinılemediğinı kaydeftı.
Ünlü yazar Yaşar Kemal, Adalet Bakanı Şevket Kazan'ı suçladı
'Ghada hapishanelerden başladı
9
Haber Merke»-Cezaev lenndeki hü-
kıimJü \e tutuklulann 66 gün önce baş-
lattjfcton ölüm onıcunda yaşamını yitı-
renlerin savısı 3'e v'ükselınee. siyasi
partıler, sendikalar, barolar. meslek oda-
İan. yazarlar ve dığer demokratik kıtle
örgütlen. ölümlere karşı Adalet Bakanı
Şeîket Kazan'ı duyarsız kafmakla suç-
ladılar ve istjfa etmesim ıste>erek soru-
nun kaiıcı çözümü için Adalet Bakan-
lığı'nın ınatlaşmavı bırakması gerektı-
ğini vurguladılar.
Ölü sayısının artmasıyla olaylann so-
kağa taşacağına dıkkat çeken demokra-
tik kuruluş temsılcilen. "Devlet insan
hayabna karşı bu kadar duyarsız kala-
maz. Müdahale edilmesi ve sorunun çö-
zümü için daha kaç kişinin ölümü bek-
lenivor" dediler. Yazar Yaşar Kemal de
Adalet Bakanı Kazan'ı cıhat ilan etmek-
le suçlayarak "Kazan, cihada hapisha-
neden başlamış. fnşallah sonu gelmez,
Bu cihada karşı kmacağız" dedı
DİSK Genel Başkanı RıdvanBudak
cezaevlenndekı sorunun devlet tarafın-
dan sıvası bir ınatlaşmaya dönüştürül-
düğüne dıkkat çekerek "Susmanın so-
nuç getirmediğini anlamak /orundav u.
Sıranın bize gelmesini bekleme>elim,
hep birlikte eezaev lerinden v ükselen çıg-
lığa kulak verelim" dedı
\azarlar Yaşar Kemal. Orhan Pamuk
ve Zülfü Lhaneli de dün Türkıye Gaze-
tecıler Cemıyetı'nde. İHD Genel Baş-
250 mukatın isteğivle basın toplantısı sokakta yapıldı.
kanı Akuı Birdal'ın da ımzasının bulun-
duğu ortak biraçıklama yaptı. Yazar Ya-
şar Kemal tarafindan okunan basın açık-
lamasında, "Açhk gmijle ölene ilgisiz
kalmak.sonunda bütün birmilletionur-
suziuğa sürükle>ecek bir invanlık suçu-
dur. Bu ölümlerden valnızca devlet
Cumhurbaşkanı. Başbakan, Adalet Ba-
kanı. TBMM. basın ve kanıuovu değiL
dümanın gözleri önünde. ulusal onuru
sınavdan geçen Türkiye sonımlu-
dur'denıldı
Açlık grevlerinin sona erdinlmesı
amacıyla. yazar Orhan Pamuk ılebırlık-
te Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel.
Mustafa Kalemli\c MesutYılmaz'ı ön-
cekı gün telefon/a aradığını ve olumlu
yanıt aldığını bıldıren ^ı'aşar Kemal.
"Cumhurbaşkanı, nededûnse'Haklısı-
nız' dedi" dıye konuştu.
İstanbul Barosu Başkanı TurgutKa-
zan'ın baro merkezınde yapmayı dü-
şünduğü basın topiantrsına Istıklal Cad-
desi'nde toplanan avukatlar ıtıraz etti-
ler. Kısa süren tartışmadan sonra toplan-
tı önceDostlarTivatrosuSalonu'na, da-
ha sonra da Istiklal Caddesi'ne taşındı.
"Polis devleti değU, hukuk devleri".
•"Suşma. susrukça sıra sana gelecek"
ve "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek"
gıbı sloeanlarla250a\ ukatın ısteğı üze-
nnde Kazan toplantıvı sokakta yaptı.
Kazan. şunlan sö> ledı. "Adalet Bakanı
Sayın Kazangörevebaşlarken biryumu-
sama olacağı izlenimi doğmustu. Ve in-
sanlar sevinmişti. Ama. hemen ardın-
dan geriümi>ükseitki bir j olseçrt.'Dağ
taş erzak dolu. açlık grevindeki tutuklu
ı e hukumlülergızlı gızli y ıv ıp ıçıyorlar'
dedi. Hiç kimsenin ölmeveceğini sovie-
di. Bövlece. Adalet Bakanı'nın gerçeği
bilmediği ortava çıktt N'e gerçeği bilme-
>en bu bakan, açıkiamalam la gerifimi
artnrdı. Asluıda 15.7.1996 günü sağtık-
lı \e kola> çözüm için bir şans doğmuş-
nı. Kendish le bizzat konuştuk. Refah
Partisi İstanbul MiUervekiIiM Alı Sahın
tanıknr.lstanbul'davargıianansanıkla-
nn, Eskişehir Cezaevigibiyüzlerce kilo-
merre uzakhktaki bir cezaevine gönde-
riunelerininönieneceğiniaçıkiamav ı ka-
buletseydi,çokönemli bir adım anlacak-
n. Ama, "hav ır' dedi, (firtndi. Bizim çif-
te standart kullandığımızı söv ledL' Sıvas
davası sanıkları da çok uzak cezaevle-
nne gıdıp gelıyorlardı Bir baro başka-
nı olarak. o zaman niv e müdahale etme-
dınız'sorusunusordu. \ani. bakan yan-
lış bilgiierden harekette. vanlış bir poli-
tika izledi ve bö> lece gerginliğin tırman-
masuıı körükiedi. Sayın Kazan'ın dav-
ramşı birsorumsuzluk örneğidir. Derhal
isfifaernıelidir. \cni(>lümkrecngcl(ilun-
maladır."
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Laiklik ve Demokrasi
ABD'Iİ bir sözcünün, "Bizim için önemli olan
Türkiye'nin demokratlığıdır, laikliğin pek önemi
yoktur"d\ye konuşması, bizim kimi "akl-ı ewel"\e-
ri kızdırrjı. Herfıalde bunun aksini düşünüyor ve
ABD'nin Türkiye'nin laik olmasına çok önem ver-
diğini sanıyorlardı...
Böylesine "deşifre olmak, "Amerikalıları da bı-
raz rahatsız etmiş olacak ki geçenlerde Türkiye'ye
gelen bir yetkili, ABD'nin Türkiye'nin laik yapısına
önem verdiğini söyledi ve "kimilerini" rahatlattı.
Bizim insanlarımız bazı şeyleri anlamama konu-
sunda gerçekten ısrar ediyorlar, direniyorlar. Tür-
kiye, ABD'nin gözünde laik olsa ne olur, laik ol-
masa ne olur? ABD için önemli olan laiklik, de-
mokrasi falan değil, Türkiye'nin "sadakati"dir, Tür-
kiye'nin dış politikasının ABD'nin Ortadoğu senar-
yoları ile ne derece uyuştuğudur. Ötesi laftır...
Eğer ABD, Türkiye'ye askeri ya da ekonomık
kalkınma öncelikli hertıangi bir "yardım" yapıyor
olsaydı, o zaman Amerikan "vergi mükellefinin"
gözünü boyamak için bir "demokrasi görüntüsü-
ne", bir "demokrasi cilasına"gereksinimi olabilir-
di. Zira orta sınıf Amerikan vergi mükellefi ve seç-
meni, ne olduğunu pek anlamasa da diktatörlük-
lerden hoşlanmamaktadır. Bu türden rejimlereakı-
tılan paranın kendi cebinden çıkmasından rahat-
sız olrnaktadır. Ama galiba onları da rahatsız eden
şey, paranın şuraya ya da buraya akıtılması değil.
kendi cebinden çıkması. Zira Ortadoğu'nun eli
kanlı kimi şeyhliklerinden ve şeyhlerinden hiç ra-
hatsız olmuyorlar. Hatta sempati bile duyabiliyor-
lar.
Tüm bunlar bir yana, ABD yönetimi için demok-
rasi demek, ABD'nin çıkar ve beklentilerine uygun
bir rejim demektir. Şah döneminin Iran'ına, Mı-
sır'a, Pakistan'a milyarlar aktarırken bu rejimlerin
demokrat olduğunu mu düşünüyorlardı? Suudi
Arabistan'ın çağdışı yönetimini desteklerken han-
gi kriteri kullanıyorlar? Kuveyt Emiri'ni kurtarmak
için yarım milyon askeri ve tüm "hür dünya "yı (!)
seferber ettikleri zaman, bunu demokrasi perisi-
nin mavi gözlerinin hatırı için mi yapıyorlardı?
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, yıllarca "laik-
lik bezirgânlığı" yaptı. (Son DYP Kongresi bir de-
mokrasi ayıbıdır, ama beni fazla ilgilend/rmiyor.
Bu DYP'lilerin sorunu). Evet, Tansu Çiller yıllarca
"Biz olmazsak Refah Partisi gelir, şeriatçılar ge-
lir" diye konuştu. Ama başta ABD olmak üzere hiç
kimse "iplemedi." Iplemedikleri şuradan belli kı
sonunda Refah, "DYP destek olduğu için" iktida-
ra geldi. Ve kimsenin bir itirazı da olmadı.
"Bizim için Türkiye'ninlaikliğideğil, demokrat-
lığı önemlidir" diyen ABD Başkan Sözcüsü, laik-
lik olmaksızın demokrasi olmayacağını bilmez mı?
Elbette bilir. Aslında o sözcü, "Bizim için önemli
olan şey menfaatlerimizdir" diyor. Ve bence çok
haklıdır...
Zaman zaman altını çiziyorum. Devletlerin dış
politikalannda dost ya da düşmanlan yoktur. Dev-
letlerin sadece, çıkarları vardır. Ve devletin çıkan
ne gerektiriyorsa o yapılır. Sırasında "şeytanla iş-
blrliği" bile düşünülebilir. Yani dış politika uygula-
malannda "Makyevelizm" mazur karşılanır. Zira
"amaç, vasıtayı meşru kılar" biçiminde özeüene-
bilen Makyevelizm dış politikada uygulandığı za-
man, taraflar "devlef'tır. Yani burada "bireysel"
dürüstlük ve ahlak pek aranmaz.
Oysa ki aynı Makyevelizmi iç politikaya taşıdı-
ğımız zaman, düpedüz ahlak dışına düşülür. Zira
iç politikada taraflar "£>/rey"dir. Ve bireyin Makya-
velizmi, ahlak ve dürüstlük sınırlarının dışına taşıl-
masına neden olabilir. İç politikayla ilgili yalanla-
rı, "amacın yüceliği" ile açıklamak mümkün de-
ğildir.
Gene konumuza dönersek; bir kez daha altını
çizmek istiyorum ki; laiklik olmadan demokrasi
mümkün değildir. Zira binlerce ve binlerce kez
yazmış olduğum gibi laiklik sadece "din ve dev-
let işlehnin biribirinden ayrılması" demek değil-
dir. Laiklik, "yöcıetenlerin, yönetmeyetkilerini tan-
nsal olmayan birkaynaktan almalan veyönetimin
ilkelehnitann buyruklan dışında da aramalan" de-
mektir.
Laik bir yönetimin alternatifi; yani laik olmayan
bir yönetim, "teokrasi-tanrı yönetimi" demektir.
Bir teokrasinin, aynı zamanda demokrasi olması
mümkün müdür? Kargalar bile güler buna.
Bazı kavramlar, bizde çok karıştırılıyor. Kimi za-
man bilgisizlikten, kimi zaman kurnazlıktan...
Örneğin cumhuriyet ve demokrasi kavramları
karıştırılıyor. Cumhuriyet, monarşi olmayan tüm
rejimlere verilen genel bir isimdir. Latincedeki "res
publica "(halka ait) kavramından gelir. Oysa ki de-
mokrasi Yunancadaki "demos kratos" (halkın yö-
netimi) kavramından gelir. Her cumhuriyet de-
mokrasi olmadığı gibi her demokrasi de cumhu-
riyet değildir.
Oysa her laik düzenin demokrasi olmak zorun-
da olmamasına karşın, her demokrasi laik olmak
zorundadır. Hem tanım gereği, hem de mantığı-
nın gereği.
ABD'nin başkan sözcüsü bunları bilmez mi? El-
bette bilir. Ama kendilerinden başka herkesi "ava-
nak" sırasına koyduklan için böyle ileri geri konu-
şurlar. Biz de oturur aynı şeyleri binlerce kez
yinelemek zorunda kalırız. Ne diyelim?..
Barış Çizgileri
PANEL
25 Temmuz Perşembe 1996
Türkiye Cazetecıler Cernıyeti Burhan felek Konferans
Cağaloğlu
Saat: T5.3O
Açılış: Canol Kocagöz
Yöneten: Semih Balcıoğlu
Albert Poch (Romanya)
Bas Mitropoulos (Yunanistan)
Mustafa Ramezani (iran)
Roy Raymonde (Ingiltere)
Turhan Selçuk (Türkiye)
KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ
THE ASSOCIATION OF CARTOONISTS
Yerebatan Sarnıcı Çıkışı Sultanahmet / Islanbul
Tel:(0212) 513 60 61 Fax- (0212) 527 26 18