23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 TEMMUZ1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cezaevlerindeki ölüm oruçlannın 66. gününe girmesi üzerine muhalefetten Adalet Bakanı Kazan'a çağrı İnsanlar ölmesinANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Muhalefet partılen. cezaevlerindeki açlık grevleri sorununun çözümü ve "ölümlere sonr \erilmesi içın iktidan göreve çağırdılar. ANAP Genel Başkan Yardımcısı YaşarOkuyan, devletin müdahalesi ve zorunlu tedavinın gerektigıni söylerken, CHP Grup Başkanvekili Önder Sav "İnsantar ölmesin. Bu işçözülsün" dedı. İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Valçın da ölümlerin "yargısız infaza döndüğünü"" ve sorumlusunun da iktıdar olduğunu söyledi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Okuyan, açlık grevlerinin ideolojik ve insani boyutları bulunduğunu söyledi. Açlık grevindeki rutukiu ve hükümlülerin karşılanamayacak bazı talepleri bulunduğunu belirten Okuyan. "Ancak, cezaevi koşuUannuı ivileşririlnıesine vönelik taJepIerin yerine getirilmesi gerekir. Devletin, açbk grevlerinin insani boyutunu dikkate alarak olaya el ko> ması, gerekirse zorla tedavi voluna gitmesi ve bu ölümleri durdurması gerekir" dedi. CHP Grup Başkanvekili Önder Sav. bugüne dek açlık gre\ len sorunun Cezaevlerinde ölüm sayısı 16 yılda 28'e ulaştı HaöerMerkea'-Cezaev iennde 275 tu- tuklu ve hükümJüniin ölûm orucu eyle- minde 3 kişinin yaşamını yitirmesiyle, son 16 yılda cezaevlerinde •ölenlerin sa- yısı 28'e ulaştı. Halkın Hukuk Bürosu'nun 1980-1996 yıllannı kapsayan araştırma raporunda, iktidarlann cezae\ lerindeki tutuklu ve hü- kümlüleri l *tesKınalnıa''anlayi5i içerisin- de yaptığı baskılara başta açlık grevi ol- mak üzere çeşitli eylemlerle direnen tu- tuklu ve hükümlülerden 25'inin yaşamı- nıyitirdiği kaydedildi. Raporda, ölümler- den I4'ünûn açlık grevi, 7'sinin dö\Tne. 4'ünön kendini yakma eylemi sonucu gerçekJeşti|i beJirtiJdi. 12 Eylül askeri darbesi sonrasında ce- zaevlerinde baskıiann artması üzerine Di- yarbakır Cezaevi'nde PKK davası nede- niyle tutuklu bulunan FerhanKutay, Nec- nti Öner, MahmutZengin ve Eşref Aynık 17 Mayıs 1982 yılında kendmi yaktı. Ay- nı yıl gerçekleştirilen ölüm orucu direni- şi sırasında yine Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu bulunan Kemal Pir.Hayri Dur- mıış. Akit Ydmaz ile Ai Çiçek yaşamını yitirdi. 1984 yılında iktidann cezaevlerinde başlattığı "tek tip elbise*' uygulamasma karşı tstanbul cezaevlerinde baslatılan 72 günlük ölüm orucu sonucunda Aydullah MeraL Haydar Başbağ, Hasaıı Telci ve M Fatih Ökrülmüş öidü. 19S9 yılmda ıs- kenceye karşı Eskışehir Cezaevı"nde baş- latılan açlık grevınin 35. gününde koğuş- larajandarma operasyon düzenledı ve ya- ratanan tutuklulardan Hûseyio Hüsnii Eroğlu ile Mehmet Yalçınkaya Aydın Ce- zaevi"ne nakledilirken yaşamlannı yitir- dıier. 1995 yılına gelindiğinde fzmir Buca Cezaevi'nde kanlı olaylar yaşandı. 1995 yılında 60 kişilik koğuşa operasyon dü- zenlendı ve olaylar sırasmda Turan Kriıç, Yusuf Bağ, L'ğur Sanaslan öldü. Aynı yıl gerçekleştinien 50 günlük açlık grevi so- nunda da Çanakkale Cezaevi'nde Kalen- derKayapınar. Aydın Cezaevi'nde Ümi» Doğan Gönfil, Bursa Cezaevi'nde Mus- tafa Kava. Yozgat Cezaevi'nde de Fesih Beyazçiçek tedavi olanağı sağlanmadığı için yaşamlannı yrtırdıler. Cmraniye Ce- zaevi'nde de 1996 yılının Ocak ayında koğuşlara operasyon düzenlendi ve çıkan demir çubuklarla başlarından yaralanan Rıza Boybaş, Abdülmeçit Seçkin, Gül- tekin Bevhan ıle Orhan Özen öldü. çözümü içın Türkıye Barolar Birliği'nın devreye gırmesine ilişkin önenlerinin yaşama geçirilmesi için bir adım atılmadığını söyledi Sav. "İnsanlar ölmesin isrivoruz. Oiavlann takipçisiviz. Sürekli Adalet Bakanlığı ile temastavız. Bu işi çözmeliler" dedı. fşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın da yaptığı yazılı açıklamada "Dışanda Amerika'ya teslim olanlar, içeride ölümün bekçiliğini yapıyoriar" dedi. Işçı Partisi Genel Başkan S'ardımcısı Hasan Yalçın. sözlerini şöyle sürdürdü. "RP- DYP iktidan, Keremgiller'in öldüğii saatlerde sömiirge valisi Marc Grossman'dan, Çekiç Göç ile ilgili talimat alıvordu. İnsanlann göz göre göre ölmeleri konusunda dişe dokunur bir önlemleri bulunmuyor. Rejim, ölüm karşısında kavıtşı/iığı kendini koruma tedbiri saynor. Ölüm orucunun siyasal amacı üzerinde duruluyor. Herkesin sivasal amacı olmasından doğal ne olabilir? Hükümet, derhal ölüm orucundakilerie temasa geçmeli ve taleplerini görüşmeli. Aksi takdirde yargısız infaza dönüşen ölümlerin bütün sorumluluğu hükümete ait olacaktır." 'Sahte ikivüzlülük açığa çıktı' HADEP Genel Başkan Vekili Güven Özata, Adalet Bakanı 'nın. tutsaklann zorla ölüm orucuna zorlandığını savunarak operasyona zemin hazırladığını. Sağlık Bakanı'nın da ınsalcıl yaklaşım adı altında saldmyı haklı göstermeye çalıştığını iddia etti. Güven Özata, "Haikımızın inançlannı kirli emellerine alet eden REFAHYOL hükümetinin adil düzen maskesi altındaki sahte ikiyüzlülüğü çok çabuk açığa çıkmıştır" dedi. Berdan Kerimgiller toprağa verildi Evinden sessiz bir çığlık yükseliyor • Yaklaşık 1200 kişinin katıldıgı cenaze töreni> boyunca "Insanlık onuru işkenceyi yenecek", "Yaşasın halkların kardeşliği", "Analann öfkesi kati1leri bogaeak", "Berdan yaşıyor, yaşayacak, "Devrimci tutsaklar onurumuzdur" diye sloganlar atıldı. Kerimgiller'ın cenazesi daha sonra gözyaşları arasında toprağa verildi. ŞELAHATTtN ÖZBOZKURT TARSlS - Ölüm orucunun 65. gününde Bayrampaşa Cezaevi'nde : yaşamını yıtiren DHKP-C ı davası tutuklularından \ Altan Berdan Kerimgiller, memleketi tçel'in Tarsus ilçesinde toprağa verildi. • Bini aşkın kişinin • katıldıgı törende ! "Insanlık onuru işkenceyi i yenecek" dı>e sloganlar ' atıldı. Açlık grevlerinin Aygün Uğur'dan sonrakı ikinci kurbanı 28 yaşmdakı Altan Berdan Kerimgiller'ın cenazesi dün sabah Istanbul'dan Mersin'e uçakla getirildı. Cenaze daha sonra Tarsus'a getınlerek annesı Ayten Kerimgiller' in Yenı Ömerlı Mahallesı Vali Cakmakoğlu Caddesı üzenndekı evine alındı. Kenmgiller'ın cenazesi. iizen karanfıllerle- donatılmış bir tabuta yerleştırildi. Yaklaşık 1200 kişinin katıldıgı cenaze töreni bovunca "İnsanlık onuru işkence>i yenecek"*. "Yaşasın halkların kardeşliği". "Analann öfkesi katilleri boğacak 1 *. "Berdan yaşıjor, vaşayacak. "Devrimci tutsaklar onurumuzdur" dıye sloganlar atıldı. Tören sırasında polıs çok sıkı önlem alırken cenaze namazının ardından mezariıkta Kuran okundu. Kerimgiller" in cenazesi daha sonra gözyaşlan arasında toprağa verildi. Kerımgiller'in evinden ise "sessizbirçığak" yükseliyor. Oğlu Berdan"ı daha sık görebılmek için anne A>ten Kerimgiller ıkı yıl önce kaybettıği eşinin ölümünden sonra Istanbul'da doktorluk yapan kızının yanına yerleşmiş. Ancak. annenin oğluna yakın olma ısteğı. oğlunun ölümünü engelleyememiş. Oğlunun ölüm orucu dırenişinın 65. gününde ölüm haberinin gelmesı üzerine şoka giren ailenin yanında sürekli doktor bulunuyor. Hem anne. hem de kardeşlerayakta duramayacak kadar sarsılmışlar. Ne anne ne de diğer kardeşler konuşabilıyor. Doğrusu. konuşmaya ne mecallen varne de ıstekJen. "Söze ne hacet, halimiz ortada degil mi" dercesıne, uzatılan mikrofonlara ve kameralara tepkisız bakıyorlar... Basın mensupları evin önünde beklivorlar... Ancak aile sessiz... Sorulara yanıt veren yok. Sonunda aıleden biri çıkıyor balkona. "N'olur" diye yalvanyor adeta: "A/ılayışlı ohın. Acımız büyük. Evladımız, yüreğimiz gitti Bir de siz tüketmeyin bia. Tüketenler rüketti veterince.-" tznıir Buca Cezaevi önünde roplanan tutuklu >akınlan, sorunun bir an önce çözülmesini istediler. (Fotoğraf: NEC \ 1! \"> i< I \ ı Ölümlere karşın hükümetin duyarsızlığına tepki gösteren 2 bin kişi yürüdü 'Anakmn öfkesikatilleriboğacak' TTB Merkez Konseyi iiyesi Ata Soyer 'Ölüme izin verilmeli' ANhL\R\/İZMİR(Cumhuri\et)-Ölüm oru- cu direnışinde üçüncü kişinin de ölmesıne kar- şın hükümetin duyarsız kalmasına yönelik e_v- lemler büyüyor. Ânkara Demokrasi Platformu (ADP) ve siyasi partiler öncülüğünde düzenle- nen göstende. yaklaşık 2 bin kişı hükümeti pro- testo ederek "Analann öfkesi katilleri boğacak". "Devlet terörüne son", "Katil de>let hesap vere- cek. Zam. zuJüm, işkence işte faşizm" •>loganları attılar. lzmir Buca Cezaevi önünde toplanan sivasi partiler v e demokratik kitle örgütlen de hüküme- tin rutumunu kınadılar. Üçüncü ölüm playının duyulması üzerine An- kara'da dün sat 12.30'da Özgürlük ve Dayanış- ma Partisi (ÖDP) Ankara lTBaşkanlığı önünde toplanan yaklaşık 2 bin kişı. Adalet Bakanlığı'na yüriimek istedi. önce polis yürüyüşe izin verme- dı daha sonra yapılan görüşmeler sonunda. top- luluğun Kızılay Alanı'na kadar yürümesine ızın verildi. Çev ık kuvvete bağlı polıslenn oluşturdu- ğu kordon eşliğinde Kızılay'a yürüven gösteri- ciler. "Zindanlar boşalsın, tutsaklara özgürlük" yazılı pankart açarak. "Analann öfkesi katilleri boğacak". "Devlet terörüne son". "Yaşasın dev- rimci dayanışma". "Faşizme karşı omuz omu- za". "Katil devlet hesap verecek" ve "Z'am, vi- lüm. işkence işte faşizm" sloganlan amföf. Top- luluk. ölürn oruçlan sonunda yaşamlannı yitiren Aygün L'ğur, Altan Berdan Kerimgiller \e İtginç Özkeskin'in temsılı tabutlarınt da taşıdı Kızılav Alanı'nda oturarak. Adalet Bakanlığı yetkilileriyle görüşmek isteven gruptan siyasi partı ve demokratik kitle örgütlerinden 22 kişı temsilci olarak belırlendı. Temsilcıler Adalet ba- kanlığı'na giderken gösterıcıler de temsilcilerin dönmesıni şarkı ve türkü söyleyerek bekledı. Polis ve basın mensuplan eşliğinde Adalet Ba- kanlığf na giden ternsilcılennden 5 kişi. Bakan- lık Müsteşan L'ğur İbrahimhakkıoğlu ilegörüş- tüler. Basına kapalı gerçekleşen görüşmenın ar- dından. venıden göstennın vapıldığı alana dönen temsilcıler adına bir açıklama yapan ÇağdaşHu- kukçular Derneğı üyesi Kâzım Bayraktar. müs- teşann, ölüm oruçlan konusunda tek vetkilının Adalet Bakanı Şevket Kazan olduğunu sövledi- ğinı aktararak. "Bakan, İstanbul'da Ümraniyeve Ba> rampaşa cezaev lerini gemormuş. Kendisi ya da oluşturulacak bir heyet niruklularla göriişe- cekmiş" dedi. Bayraktar. ölüm oruçlannın kilıt- lendiği tek noktanın savunma hakkının enge!- lenmesi olduğunu v urgulayarak, "Tutuklulann, yargıJandıkJan illerin cezae» lerine gönderilmele- ri istemi yerine getirilirse bu e> lem bitecek" dıye konuştu. Açıklamanın ardından. sloganîaratarak yeniden ÖDP önüne vürüyen grup, olavsız bi- çirnde dağildı.' Ölüm orucunda üçüncü eylemcinin deyaşamı- nı yitırmesının ardından dün bir araya gelen Iz- mır'deki çeşıtlı kuruluşlann temsilcileri hareke- te geçtı. İnsan Haklan V'akfı Temsılcısi Veü Lök, tzmirTabipodası Başkanı Suat Kaptaner. lzmir Barosu Başkan Yardımcısı Cafer Ozkan. İHD lzmir Şube Başkanı Ercan Demir, CHD tzmır Şube Başkanı Ahmet Hür ile TMMOB adına Macit Mutaf. Izmır Cumhuriyet Başsavcısı Ta- rı'va başvurdular. Temsılciler. cezaev lerindeki ölümlere seyirci kalmmaması gerektigıni belirterek. başta Adalet Bakanı olmak üzere tüm yetkilileri acil olarak ha- rekete geçmesini istediler. Cezaevındeki ölümler, lzmir Buca Cezaev i önünde toplanan siyasi partiler, demokratik kıt- le örgütlerince profesto edıldi. Buca Cezaevi önünde toplanan çeşitli kuruluş temsılcilen ve vurttaşlar, »orunun çözülmesini istediler. CHP II Başkanı Osman Ozgüven ve bazı yöneticılerle ÖDP'lı yöneticiler. başta Adalet Bakanı olmak üzere hükümetin yaklaşımlarını protesto ettiler. Öte yandan İHD'den yapılan açıklamada yeni ölümlerin engellenmesi gerektiği vurgulanarak "Önce de\ rimci tutuklu ve hükümlüleri açıkça nasım ilan eden Mehmet Ağar sonra da hâlâ öl- mediler divebilecek kadar pervasız sözler eden Şevket Kazan. ölümlerin olmasını ister gibi uya- nları görmezden geidiler. Ölümlerden sonım- İular Ağar ve Kazan'dır" denildi. ANK\R\ (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabıplen Bırlıgı Merkez Konseyi üyesı Dr. Ata Sover. açlık grev ıni sürdürme nıyetını açıkça bellı eden tutuklunun "hibannı koruyarak ölmesine izin \erilmesi" gerektigıni sav undu. Sağlık Bakanı Yıkhrun Akhına ıse açlık grev ınde bulunan tutuklulann psıkolojık danışmanlar aracılığıyla "ikna edilmesi" gerektigıni belirterek "Bu konuda Adalet Bakam'ndan yanıt bekliyoruz" dedı Dr Ata Soyer, açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin "zorla beslenmesinin" doğru bir davranış olmayacağını javundu. Hekımın açlık ere\ ı yapan tutuklulara Sunun sonuçlan hakkında bilgı vermesı gerektigıni kaydeden Sover. "Eğerbir hekim, vkdani va da bir başka nedenden ötürii tutuklunun aldığı karara davanamayacağını hissederse. gözetim için başka bir hekimi vardınıına cağırmalıdır" gorüşunü dile getırdı. Soyer, açlık grev mde bulunan ruruklunun göriiş/üne saygı duvıılması gerektiğini belirterek şunlan söyledi: "Bir ruruklunun beslenme>i reddetmesi ve bir hekimin bu gönüllü reddetmenüı sonuçlan hakkında tutuklunun sağlıklı ve akılcı bir vargıva varabilecek yetenekte olduğu kanaatine varması halinde, tutuklu zorla beslenemez." Aktuna ıse Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. bılincını ka>betmış tutukluya müdahale edilmesi gerektiğini bildırdı. Hekimlenn insan sağlığını korumakla görevlı olduğuna dıkkat çeken Akruna. "Deontoktji Nizamnamesi'nde 'Şuuru bozıılmuş hasta>a hekim müdahale eder, tedavi içın gereğıni yapar' der" açıklamasını yaptı. Aktuna. cezaevlenne hıçbır görevlı giremediği için açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sağlık durumu hakkında bılgi edinılemediğinı kaydeftı. Ünlü yazar Yaşar Kemal, Adalet Bakanı Şevket Kazan'ı suçladı 'Ghada hapishanelerden başladı 9 Haber Merke»-Cezaev lenndeki hü- kıimJü \e tutuklulann 66 gün önce baş- lattjfcton ölüm onıcunda yaşamını yitı- renlerin savısı 3'e v'ükselınee. siyasi partıler, sendikalar, barolar. meslek oda- İan. yazarlar ve dığer demokratik kıtle örgütlen. ölümlere karşı Adalet Bakanı Şeîket Kazan'ı duyarsız kafmakla suç- ladılar ve istjfa etmesim ıste>erek soru- nun kaiıcı çözümü için Adalet Bakan- lığı'nın ınatlaşmavı bırakması gerektı- ğini vurguladılar. Ölü sayısının artmasıyla olaylann so- kağa taşacağına dıkkat çeken demokra- tik kuruluş temsılcilen. "Devlet insan hayabna karşı bu kadar duyarsız kala- maz. Müdahale edilmesi ve sorunun çö- zümü için daha kaç kişinin ölümü bek- lenivor" dediler. Yazar Yaşar Kemal de Adalet Bakanı Kazan'ı cıhat ilan etmek- le suçlayarak "Kazan, cihada hapisha- neden başlamış. fnşallah sonu gelmez, Bu cihada karşı kmacağız" dedı DİSK Genel Başkanı RıdvanBudak cezaevlenndekı sorunun devlet tarafın- dan sıvası bir ınatlaşmaya dönüştürül- düğüne dıkkat çekerek "Susmanın so- nuç getirmediğini anlamak /orundav u. Sıranın bize gelmesini bekleme>elim, hep birlikte eezaev lerinden v ükselen çıg- lığa kulak verelim" dedı \azarlar Yaşar Kemal. Orhan Pamuk ve Zülfü Lhaneli de dün Türkıye Gaze- tecıler Cemıyetı'nde. İHD Genel Baş- 250 mukatın isteğivle basın toplantısı sokakta yapıldı. kanı Akuı Birdal'ın da ımzasının bulun- duğu ortak biraçıklama yaptı. Yazar Ya- şar Kemal tarafindan okunan basın açık- lamasında, "Açhk gmijle ölene ilgisiz kalmak.sonunda bütün birmilletionur- suziuğa sürükle>ecek bir invanlık suçu- dur. Bu ölümlerden valnızca devlet Cumhurbaşkanı. Başbakan, Adalet Ba- kanı. TBMM. basın ve kanıuovu değiL dümanın gözleri önünde. ulusal onuru sınavdan geçen Türkiye sonımlu- dur'denıldı Açlık grevlerinin sona erdinlmesı amacıyla. yazar Orhan Pamuk ılebırlık- te Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel. Mustafa Kalemli\c MesutYılmaz'ı ön- cekı gün telefon/a aradığını ve olumlu yanıt aldığını bıldıren ^ı'aşar Kemal. "Cumhurbaşkanı, nededûnse'Haklısı- nız' dedi" dıye konuştu. İstanbul Barosu Başkanı TurgutKa- zan'ın baro merkezınde yapmayı dü- şünduğü basın topiantrsına Istıklal Cad- desi'nde toplanan avukatlar ıtıraz etti- ler. Kısa süren tartışmadan sonra toplan- tı önceDostlarTivatrosuSalonu'na, da- ha sonra da Istiklal Caddesi'ne taşındı. "Polis devleti değU, hukuk devleri". •"Suşma. susrukça sıra sana gelecek" ve "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" gıbı sloeanlarla250a\ ukatın ısteğı üze- nnde Kazan toplantıvı sokakta yaptı. Kazan. şunlan sö> ledı. "Adalet Bakanı Sayın Kazangörevebaşlarken biryumu- sama olacağı izlenimi doğmustu. Ve in- sanlar sevinmişti. Ama. hemen ardın- dan geriümi>ükseitki bir j olseçrt.'Dağ taş erzak dolu. açlık grevindeki tutuklu ı e hukumlülergızlı gızli y ıv ıp ıçıyorlar' dedi. Hiç kimsenin ölmeveceğini sovie- di. Bövlece. Adalet Bakanı'nın gerçeği bilmediği ortava çıktt N'e gerçeği bilme- >en bu bakan, açıkiamalam la gerifimi artnrdı. Asluıda 15.7.1996 günü sağtık- lı \e kola> çözüm için bir şans doğmuş- nı. Kendish le bizzat konuştuk. Refah Partisi İstanbul MiUervekiIiM Alı Sahın tanıknr.lstanbul'davargıianansanıkla- nn, Eskişehir Cezaevigibiyüzlerce kilo- merre uzakhktaki bir cezaevine gönde- riunelerininönieneceğiniaçıkiamav ı ka- buletseydi,çokönemli bir adım anlacak- n. Ama, "hav ır' dedi, (firtndi. Bizim çif- te standart kullandığımızı söv ledL' Sıvas davası sanıkları da çok uzak cezaevle- nne gıdıp gelıyorlardı Bir baro başka- nı olarak. o zaman niv e müdahale etme- dınız'sorusunusordu. \ani. bakan yan- lış bilgiierden harekette. vanlış bir poli- tika izledi ve bö> lece gerginliğin tırman- masuıı körükiedi. Sayın Kazan'ın dav- ramşı birsorumsuzluk örneğidir. Derhal isfifaernıelidir. \cni(>lümkrecngcl(ilun- maladır." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Laiklik ve Demokrasi ABD'Iİ bir sözcünün, "Bizim için önemli olan Türkiye'nin demokratlığıdır, laikliğin pek önemi yoktur"d\ye konuşması, bizim kimi "akl-ı ewel"\e- ri kızdırrjı. Herfıalde bunun aksini düşünüyor ve ABD'nin Türkiye'nin laik olmasına çok önem ver- diğini sanıyorlardı... Böylesine "deşifre olmak, "Amerikalıları da bı- raz rahatsız etmiş olacak ki geçenlerde Türkiye'ye gelen bir yetkili, ABD'nin Türkiye'nin laik yapısına önem verdiğini söyledi ve "kimilerini" rahatlattı. Bizim insanlarımız bazı şeyleri anlamama konu- sunda gerçekten ısrar ediyorlar, direniyorlar. Tür- kiye, ABD'nin gözünde laik olsa ne olur, laik ol- masa ne olur? ABD için önemli olan laiklik, de- mokrasi falan değil, Türkiye'nin "sadakati"dir, Tür- kiye'nin dış politikasının ABD'nin Ortadoğu senar- yoları ile ne derece uyuştuğudur. Ötesi laftır... Eğer ABD, Türkiye'ye askeri ya da ekonomık kalkınma öncelikli hertıangi bir "yardım" yapıyor olsaydı, o zaman Amerikan "vergi mükellefinin" gözünü boyamak için bir "demokrasi görüntüsü- ne", bir "demokrasi cilasına"gereksinimi olabilir- di. Zira orta sınıf Amerikan vergi mükellefi ve seç- meni, ne olduğunu pek anlamasa da diktatörlük- lerden hoşlanmamaktadır. Bu türden rejimlereakı- tılan paranın kendi cebinden çıkmasından rahat- sız olrnaktadır. Ama galiba onları da rahatsız eden şey, paranın şuraya ya da buraya akıtılması değil. kendi cebinden çıkması. Zira Ortadoğu'nun eli kanlı kimi şeyhliklerinden ve şeyhlerinden hiç ra- hatsız olmuyorlar. Hatta sempati bile duyabiliyor- lar. Tüm bunlar bir yana, ABD yönetimi için demok- rasi demek, ABD'nin çıkar ve beklentilerine uygun bir rejim demektir. Şah döneminin Iran'ına, Mı- sır'a, Pakistan'a milyarlar aktarırken bu rejimlerin demokrat olduğunu mu düşünüyorlardı? Suudi Arabistan'ın çağdışı yönetimini desteklerken han- gi kriteri kullanıyorlar? Kuveyt Emiri'ni kurtarmak için yarım milyon askeri ve tüm "hür dünya "yı (!) seferber ettikleri zaman, bunu demokrasi perisi- nin mavi gözlerinin hatırı için mi yapıyorlardı? DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, yıllarca "laik- lik bezirgânlığı" yaptı. (Son DYP Kongresi bir de- mokrasi ayıbıdır, ama beni fazla ilgilend/rmiyor. Bu DYP'lilerin sorunu). Evet, Tansu Çiller yıllarca "Biz olmazsak Refah Partisi gelir, şeriatçılar ge- lir" diye konuştu. Ama başta ABD olmak üzere hiç kimse "iplemedi." Iplemedikleri şuradan belli kı sonunda Refah, "DYP destek olduğu için" iktida- ra geldi. Ve kimsenin bir itirazı da olmadı. "Bizim için Türkiye'ninlaikliğideğil, demokrat- lığı önemlidir" diyen ABD Başkan Sözcüsü, laik- lik olmaksızın demokrasi olmayacağını bilmez mı? Elbette bilir. Aslında o sözcü, "Bizim için önemli olan şey menfaatlerimizdir" diyor. Ve bence çok haklıdır... Zaman zaman altını çiziyorum. Devletlerin dış politikalannda dost ya da düşmanlan yoktur. Dev- letlerin sadece, çıkarları vardır. Ve devletin çıkan ne gerektiriyorsa o yapılır. Sırasında "şeytanla iş- blrliği" bile düşünülebilir. Yani dış politika uygula- malannda "Makyevelizm" mazur karşılanır. Zira "amaç, vasıtayı meşru kılar" biçiminde özeüene- bilen Makyevelizm dış politikada uygulandığı za- man, taraflar "devlef'tır. Yani burada "bireysel" dürüstlük ve ahlak pek aranmaz. Oysa ki aynı Makyevelizmi iç politikaya taşıdı- ğımız zaman, düpedüz ahlak dışına düşülür. Zira iç politikada taraflar "£>/rey"dir. Ve bireyin Makya- velizmi, ahlak ve dürüstlük sınırlarının dışına taşıl- masına neden olabilir. İç politikayla ilgili yalanla- rı, "amacın yüceliği" ile açıklamak mümkün de- ğildir. Gene konumuza dönersek; bir kez daha altını çizmek istiyorum ki; laiklik olmadan demokrasi mümkün değildir. Zira binlerce ve binlerce kez yazmış olduğum gibi laiklik sadece "din ve dev- let işlehnin biribirinden ayrılması" demek değil- dir. Laiklik, "yöcıetenlerin, yönetmeyetkilerini tan- nsal olmayan birkaynaktan almalan veyönetimin ilkelehnitann buyruklan dışında da aramalan" de- mektir. Laik bir yönetimin alternatifi; yani laik olmayan bir yönetim, "teokrasi-tanrı yönetimi" demektir. Bir teokrasinin, aynı zamanda demokrasi olması mümkün müdür? Kargalar bile güler buna. Bazı kavramlar, bizde çok karıştırılıyor. Kimi za- man bilgisizlikten, kimi zaman kurnazlıktan... Örneğin cumhuriyet ve demokrasi kavramları karıştırılıyor. Cumhuriyet, monarşi olmayan tüm rejimlere verilen genel bir isimdir. Latincedeki "res publica "(halka ait) kavramından gelir. Oysa ki de- mokrasi Yunancadaki "demos kratos" (halkın yö- netimi) kavramından gelir. Her cumhuriyet de- mokrasi olmadığı gibi her demokrasi de cumhu- riyet değildir. Oysa her laik düzenin demokrasi olmak zorun- da olmamasına karşın, her demokrasi laik olmak zorundadır. Hem tanım gereği, hem de mantığı- nın gereği. ABD'nin başkan sözcüsü bunları bilmez mi? El- bette bilir. Ama kendilerinden başka herkesi "ava- nak" sırasına koyduklan için böyle ileri geri konu- şurlar. Biz de oturur aynı şeyleri binlerce kez yinelemek zorunda kalırız. Ne diyelim?.. Barış Çizgileri PANEL 25 Temmuz Perşembe 1996 Türkiye Cazetecıler Cernıyeti Burhan felek Konferans Cağaloğlu Saat: T5.3O Açılış: Canol Kocagöz Yöneten: Semih Balcıoğlu Albert Poch (Romanya) Bas Mitropoulos (Yunanistan) Mustafa Ramezani (iran) Roy Raymonde (Ingiltere) Turhan Selçuk (Türkiye) KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ THE ASSOCIATION OF CARTOONISTS Yerebatan Sarnıcı Çıkışı Sultanahmet / Islanbul Tel:(0212) 513 60 61 Fax- (0212) 527 26 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle