23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23ŞUBAT1996CUMA 8 DIŞ HABERLER l ElffyaMnci tutuktaına • PAMPELÜNE (AA) - tspanya'da Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele veren ETA örgütünün siyasi kanadı Herri Batasuna (HB) partisinin lideri Jon Idigoras'ın tutuklanmasından sonra, partinin önde gelen bir lideri hakkında daha tutuklama emri çıkartıldı. Kuzeydeki Navarre bölgesi Adalet Yûksek Mahkemesi, HB sözcûlerinden Floren Aoiz hakkında, mahkemede ifade vermeyi reddettiği gerekçesiylc tutuklama emri çıkarttı. Herri Batasuna'nın lideri Jon Idigoras, "silahJı bir örgütle işbirliği" suçlamasıyla dün tutuklanmıştı. BAB olağanüstü toplantısı • LONDRA(AA)-Batı Avrupa Birliği (BAB) Asamblesi olağanüstü toplantısı, Ingiltere'nin başkenti Londra'da başladı. Asamble Dönem Başkanı Dudley Smith toplantıda yaptığı konuşmasmda, BAB'ın Avrupa'da gûv'enlik ve savunma alanındaki önemıne dikkati çekti. Toplantının dünkü oturumunda, Jacques Bumel tarafından hazırlanan "Savunma Açısından Avrupa'da Güvenlik örgütİenmesi" ve Lluis Maria Depuig'in hazırladığı "Politik Açıdan Avrupa'da Güvenlik Örgütlenmesi" başlıklı iki rapor ele alındı. Depuig'in hazırladığı raporda, NATO üyesi olup, AB üyesi olmayan BAB ortak üyeleri Türkiye, Izlanda ve Norveç'in BAB'a tam üye olmalan tavsiye ediliyor. Toplantıya Türkiye 'den, milletvekilleri Irfan Demiralp, Şükrü Yürür ve Esat Kıratlıoğlu katılıyor. Çeçenya'da çabşrrâtar . • MOSKOVA(AA)- Çeçenya'ın doğusundaki Novogrozni kasabasında ve çevresinde Çeçen direnişçilerle Rus askerleri arasında devam eden çatışmalarda, dün 8 Rus askerinin öldüğü, 31 'inin de yaralandığı bildirildi. BBC'nin Rus rnedyasına dayanarak verdiği haberde, Rus ordusunun dün denetimini ele geçirdiğini açıkladığı Novogrozni kasabası içinde ve çevresinde, akşam saatlerinde çatışrnalann sürdüğü belirtildi. K Atina Büyükelçisi Ankara'ya çağınldı. Baykal: Yunanistan Türkiye aleyhine atacağı adımlann bedelini öder Ânkara Atina'ya karşı serlleşiyorANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) - Yunanis- tan'ın. Kardak bunalunının ardmdan uluslara- rası alanda Türkiye aleyhine yoğun diplomatik girişimlerde bulunması, Ankara'nın da alarma geçmesine neden oldu. Yunanistan'ın tutumu- nun u dûşmanca"oldu|unu kaydeden Türkiye, Atina Büyükelçisi L'mit Pamir'i "istişare" amacıyla Ankara'ya çağırdı. Başbakan Tansu ÇiDer, Avrupa Birliği (AB) yetkili organlannın gümrük birliği kapsamında yapılacak mali yar- dımlann ertelenmesini öngörmesinin "üzün- tü" verici olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu duruma seyirci kalmayacağını bildirdi. Başba- kan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Deniz Bay- kaL Yunanistan'ın Türkiye aleyhinde atacağı her adımın bedelini ödeyeceğini vurguladı. Başbakan Çiller, dün yaptığı yazıh açıklama- da, Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis'in, "Türidye'nin rutumunun değişmemesi duru- munda gümrük biriiğinin ryi iştaneyeceğj" yö- nündeki açıklamaiannın iki ülke arasındaki iliş- kiler açısından bir talihsizlik olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin Yunanistan ile her zaman iyi ilişkiler kurmak istediğini belirten Çiller, "Ye- ni Yunanistan hiikümeti, kendisine uzatılan dostluk efini görmezlikten getip,Türkiye'ye kar- şı hasmane politikalar izlemeyi tercih etmiştir" dedi. Başbakan Çiller, Yunanistan'ın bu kez, başta AB olmak ûzere, uluslararası kuruluşlar- da Türkiye'nin çıkarlanna zararverme cabasın- daolduğunu kaydederek. şu görüşleri bildirdi' "AB'nin, ortaklık anlaşması ve gümrük bir- liği çerçevesinde Türkiye'ye vönelik yükümiü- lüklerini aynen ve gecikmeden yerine gerirme- sini beklrvonız. Biz bütfln dost ülkelerin Yuna- nistan ı bu yanlış ve tehlikeJi yoldan vazgecme- ye davet etmeterini bekliyonız. Ancak Türkiye tek başuıa da kalsa, Yunainistan'uı hasmane po- Htikasmakarşı koyacak güçteve kararühktadır. Yunanistan'ın Türkiye aleyhine atacağı hiçbir adım karşılıksız kalmayacakür." Yunanıstan'ı şimdılık bu yanlış ve tehlikeli polıtikadan vaz- geçirmediğini söyleyen Baykal, şu görüşleri dilegetirdi: "Yunanistan, Türki\« ile dostlukye- rine husumet politikası izlemeve devam ederse bundan doğabilecek olumsuz sonuçlann so- rumluluğunu taşıyacakür. Yunanistan, bu po- litikasuu devam ettirdiği sürece, hiç kimse Tür- kiye'den bu ülkeye karşı hoşgörü ile davranma- yı sürdürmesini beklememefidir." Pamir, Ankara'da Dışışlen Bakanlığı'ndan dün yapılan yazılı açıklamada Yunanistan'ın, Kardak bunalımını bahane ederek, Türkiye'nin hayati çıkarlanna yönelik "düşmanca" eylemler içinde girdiği vurgulandı. Atina'nın özellikle Türkiye-AB ilişkilerinde yara açmayı amaçladığı belirtilen açıklamada, bu durumun. Ankara'da "geniş kapsamn değerlendirme''yapma gereksinimi- ni doğurduğu kaydedildi. Açıklamada, Atina Büyükelçisi Pamir'ın istişare toplantısı için Ankara'ya çağnldığı belirtildi. Yunan hükü- met yetkilileri, AB'nin, gümrük birliği anlaş- ması kapsamında Türkiye'ye yapacağı mali yardımlann bloke edilmesi gerektiğmi bildir- mişti. 26-27 şubat tarihlerinde Brüksel'deki toplantılarda mali yardımlann bloke edilmesi- ne yönelik bir eğilimin oluştuğu da kaydedil- di. Dışişleri Bakanı Deniz Baykal, geçen hafta içinde Avrupa başkentlerine yaptığı ziyaretler- de, Türkiye'nin Kardak bunalımı ile ilgili gö- rüşlerini bildirmiş ve bunalımın Türkiye-AB ılişkilerine bir zararvermemesi gerektiğini kay- detmişti. Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis de lobi çalışmalan kapsamında Atina'mn gö- rüşlerini iletmek ve Türkiye'ye yapılacak ma- li yardımlann durdurulması için bazı Avrupa başkentlerine geziler düzenliyor. Kıbns Rum kesimi de, Yunanistan yönetimi- nin Türkiye'ye yönelik politikalanndan rahat- sız oldu. AA'nın haberine göre. Kıbns Rum kesiminde, adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Atina'nın bu yöndeki girişimlerinin, (Kıbns)ın AB üyeüği sürecini olumsuz etkile- yebileceğinı kaydetti. Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Tür- kiye'nin Atina'daki Büyükelçisini geri çağır- masınm Arina'yı ilgilendirmediğini, sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir konu olduğunu söy- ledi. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı kaynaİc- lan ise "Ankara'nın davranışları çelişki içinde. Bir taraftan Yunanistan ile diyalog isterken, diğer taraftan da Büyükelçisini ge- ri çağırdı" ifadesini kullandılar. Üç yıl içinde 10.2 milyar dolar kredi verilmesi konusunda IMF ile anlaşma sağlandı Rusya ile IMF aıılaştılarDış Haberier Servisi- Uluslararası Para Fonu (IMF), Rusya ile yeni kre- di konusunda prensipte an- laştı. Malıye Bakanı YTadi- mîr Panskov, IMF Başkanı Mkhael Camdessus ile Başbakan Viktor Çerno- mırdin'ın Moskova'dayap- tıklan görüşmeden sonra yaptığı açıklamada 10.2 milyar dolar tutanndaki kredinin 3 yıla yayılması konusunda anlaşma sağlan- dığını bildirdi. IMF'nin, Rusya'ya vere- ceği bu yeni kredi karşılı- ğında, 1 nisanakadarpetrol ve doğalgaz üzerinden ah- nan gümrük vergilerınin in- dirilmesini istediği, Rus- ya'nın da bunu kabul ettiği belirtiliyor. IMF Başkanı Camdessus da toplantıdan sonra yaptı- ğı açıklamada anlaşmadan ötürü son derece memnun- luk duyduğunu belirtirken çeşitli çevreler de IMF'in önünde zaten krediyi ver- mekten başka seçenek ol- madığını ıfade ediyorlar. IMF'in bu karan "seçün arifesindeki bu kritik dö- nemde Yettsin'in imdadına kurtancı gibi yetjşmesi" şeklinde değerlendirilirken ABD Başkanı Bill CHntoni- le Almanya Başbakanı Hel- mut Kohlün da Yeltsın'e destek olmak amacıyla söz konusu kredinin verilmesi üzerinde ısrarla durduklan kaydediliyor. IMF görüşmelerde Rus doğalgaz ve petrol fiyatla- nnı dünya piyasalan ile eş- değer hale getirmesini ıs- rarla dile getirmişti. Pans- kov açıklamasında bu ko- nuda görüşbırliğine vardık- lannı, ancak gümrük vergi- lennin indirilmesinden do- layı bütçede ortaya çıkacak olan açığı nasıl kapatacak- lannı görüştükJerini bildir- di ve şunlan söyledi: "Bût- çe sçıgının bir kısmı yeni vergi konmak suretiyle ka- pablacak. Geriye kalan miktar ise başka önlentler- le kompanse edilmeve çah- şûacak." IMF Rus hükümetini gümrük vergilerinin yerine tüketim vergilerini getire- rek açığı kompanse etme- leri yönünde sıİaşürmış an- cak gerek başlatılan seçim kampanyalan gerekse Ko- münist Partı lideri Genna- diy Zyuganov'un aralık ayında yapılan parlamento seçimlerindeki başansı, hü- kürnet yetkililerin yeni ver- gi konusunda geri adım at- malanna yol acmıştı. Rusya'ya verilen bu kre- di IMF tarihine Meksi- ka'dan sonra verilen ikinci büyük kredi olarak geçiyor. IMF Başkanı ile 2.5 saat kadar süren görüşmeye Başbakan Çernomırdin'in yanı sıra, Panskov, ekono- miden sorumlu başbakan yardımcısı VTadimir K&- dannikov ve Rusya Merkez Bankası Başkanı Sergei Dubinin de katıldılar. Afrîkall hÜvİİ GüneyAfrika>banşıngelebilmesibü\ücüşefNic- h m C k ' n ı n büyük büyük bü>ük am- cası Kral Hintsa'nın kafatasuu bulabilmesinc bağİL O da kafatasını bulabilmek için vollara düşmeve hazuia- nıyor. Gideceği .ver ise İskoçya. Zira büyücü doktor nıhlann kendisine rehbertik ettiğini ve Iskoçya'v-a gitmesini önerdiklerini anlaüyor. Yunanistan rahatsız AB, Ege sınırını tanımıyor MURAT tLEM ATİNA-Kardak kayalıkla- n krizinden sonra ortaya çı- kan "AB sınuian nereden başhyor?'' tartışması Yuna- nistan aleyhine gelişiyor. Yunanistan hükümet yetki- lilerinin AB, BAB, AGIT gi- bi kuruluşlar nezdinde bugü- ne kadar yaptığı girişimler- den bir sonuç alınamazken bu durum büyük rahatsızlık ya- ratmaya başladı. Başbakan Kostas Simitis'in önceki gün başlayan Brüksel, Bonn, Pa- ns temaslannda da sınırlar konusunda kendisine Avru- palı yetkililer tarafından özel- İikle Ege konusunda net ce- vaplar verilmediği öğrenildi. Geçen gûnlerde Yunanis- tan başkentini ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakan Yardımcısı ile Ingiltere Dışiş- leri Bakan Yardımcısı tarafin- dan Yunan basın organlanna verilen özel açıklamalar, Si- mitis'in Avrupa temaslan ön- cesinde hükümete venlmek istenen mesaj olarak kabul ediliyor. Bu konuda Almanya Dışiş- leri Bakan Yardımcısı Yuna- nistan'da yayımlanan To Vi- ıfla gazetesine yaptığı özel açıklamada "AB'ye üyebir ül- kenin sınuian, AB'nin dq 9- nırlandır. ancak ortaklan- ınızdan bu suurlannın nerede olduğunu ve uluslararası ül- keler tarafından kabul edilip edilmediğini açıklamalannı beküyoruz" şeklinde cevap- ladı. Almanya Dışişleri Bakan Yardımcısı "Yunanistan'ın st- nııiannın açıkça beiirienrae- si için uluslararası hukuk ve hukuki işlemlerin tamamlan- masından sonra sınırlann AB askerieri taraftndan savunul- masına değinebiliriz" dedi. Yunanistan'ın Ege konu- sundaki endışelerini anlayış- la karşıladığını belirten fngil- tere Dışişleri Bakanı Mal- colm Rifkind ise "Ege konu- sunda Türkiye'yle diyalog yapmafasuuz" uyansmda bu- lundu. Rıfkind'in AB sımrla- nyla ilgili sorulan sorulan ce- vapsız bırakması da dikkat çekti. Atina'daki tarafsız diplo- matik çevreler, Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis'in Avrupa temaslan öncesinde görüştüğü birlik ülkeleri tem- sılcilerinin de kendisine aynı doğrultuda cevap verdiğini belirtiyorlar. Aynı çevreler, AB üyesi ül- kelerin. Ege konusunda Yu- nan tezlerini desteklemeleri- nin sadece maddi düzeyde kalabileceğini, Türkiye'ye verilecek bazı kredilerin bu yüzden kısıtlanabileceğini ifade ediyorlar. Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis ön- ceki gün Brüksel'deki temas- lanndan sonra yaptığı basın toplantısında, sınırlar Vonu- sunda ıstedikleri destegin alı- namadığını belirtmiş, Yuna- nistan Dışişleri Bakanı Te- odoros Pangalosise aynı du- rumdan yakınarak "Neyapa- bm, Haçh seferi yapacak du- rumumuz yok" açıklamasın- da bulunmuştu. UZEY-GUNEY/ ÖZCAN BUZE Çeçenya Rusya'nın Neresinde? Çeçenya'yla ilgili yorumlar arasın- da sık sık bu özerk cumhuriyetin Rusya için yeni bir Afganistan ola- cağı öngörüsüne rastlan/yor. Afga- ntstan'ın Rusya dışında bir ülke ol- ması, Çeçenya'nın ise Rusya top- raklannın bir parçası sayılması ben- zetmeyi biraz talihsiz kılıyor. Ama benzetme tümüyle geçersiz de sayılmaz. Örneğin, Afganistan'a dışandan binlerce gönüllü gelmışti. Arap ülkelerindeki şeriatçı terörün insan kaynağını "Afgani" adıyla bi- linen ve savaşın bitmesinden sonra ülkelerine dönen bu gönüllüler oluş- turuyor. Çeçenya'da da dışandan gelen gönüllülerin çok olduğu söy- leniyor. Afganistan'daki mücahitler A8D eliyle Sovyet ordusuna karşı eğitilmiş ve silahlandınlmıştı. Çeçen savaşçılar da son derece egitimli. Pervomayskaya'da sanlan Salman Raduyev kuvvetlerinin bir manev- rayla Rus kuvvetlerini iki ateş arası- na alıp yarma harekâtını başarması Rus Genelkurmayı'nı şaşkına çevir- di. Rusya, topraklannın paylaşım ko- nusu olmasını engellemeye kararlı. Bu kararlılık sadece askeri tedbirie- rin çapı ve acımasızlığında görülmü- yor. Konu, Rusya'nın siyasal gün- demininin en önemli maddesi. Bir bakıma diğer konular da buna en- deksli. Rusya'daki en etkili çevre olan askeri sanayi kompleksinin ve işletme yöneticileri ile onlann çıkar- lannın en açık biçimde temsil edil- diği genelkurmayın kimi destekle- yeceği, dolayısıyla Boris Yeltsin'in geleceği buna bağlı. Nitekim Çeçenya'daki çatışmalar Yeltsin için bir siyasi kâbustan daha beter bir yönde ilerliyor. Yelt- sin, 1993 ylında parlamento bom- bardımanıyla sona eren bunalımdan sonra siyasi yaşamının en ciddi sı- navıyla karşı karşıya. 1993'te aske- ri lideıieri kendi yanında yer almaya güçbela razı edebilmişti. Şimdi ise umabileceği en iyi gelişme bunalım- dan Savunma Bakanı Pavel Gra- çov'u, belki de onunla birlikte gü- venlikten sorumlu bakanlardan biri- ni görevden alarak atlatmak olabilir. Karşı karşıya kalabilecegi en kötü gelişmeyi ise Batı düşünmek bile is- temiyor: Moskova'daki generallerin, kişısel prestıjıni askeri gereklerin ve ülke çıkarlarının önüne koyan dev- let başbakanı bir darbeyle devirme- leri. Ya da eğer "demokrasi" adı ve- rilen şey korunacaksa, önümüzde- ki seçimlerde tamamen gözden düşmesi. Batı'da darbe tehlikesinden za- man zaman o kadar çok söz edili- yor ki, artık darbe öngörüleri inandı- ncılığını kaybetti. Ama Moskova'da- ki Genelkurmay'da birbiriyle reka- bet halinde olan general gruplannın varlığı ve son zamanlarda Graçov çevresinin etkisini kaybetmekte ol- duğu da biliniyor. Çoğu Afgan gazi- si olan Kobets, Kondratyev, Bur- lakov, Bapşov, Vetrov, Barinkin, Visotski, Harçenkogibı generalle- rin oluşturduğu bu grup şimdiye ka- dar en güçlü grup olarak görülüyor- du. Ama Boris Gromov, Mihail Ko- lesnikov, Valeri Mironev gibi gene- rallerin başını çektiği ayn ayn grup- lar son zamanlarda büyük etki ka- zandı. BunlarGraçov'un kellesini is- temeye başladılar. Bunlann güçlen- mesi karşısında Graçov grubundan bazı generaller de ona verdiği des- teği çekmeye başladılar. Güç kazanan generaller en önem- li işletme yöneticilerinin oluşturduğu grupla çok yakın ifişki içinde. Batıcı politikalardan aynlmayı ve özelleş- tirmenin frenlenmesini istiyorlar. Aleksander Kozirev'in dışişleri ba- kanlığmdan aynlması ve yerine istih- baratçı Yevgeni Prinrakov'un gel- mesinde de bunlar etkili oldu. Vık- tor Çernomırdin de bunlara karşı hep dikkatli. Birçok konuda Yeltsin'e karşı onlaria birlikte hareket ediyor. Çernomırdin, Çeçenya sorununda da gelişmelerin çözümsüzlüğe bat- masını sağlamaya çalışır gibi tutum- lar takınan Yeltsin'e karşı bir an ön- ce bir çözüm bulunup petrol güzer- gâhlannın geçmesi öngörülen böl- geye banş gelmesi için uzlaşmacı bir yaklaşım benimsediği ızlenimini uyandırıyor. Rusya biriiğini korumakta, Alman- ya lokomotifli Avrupa ile ABD ara- sındaki çelişmelerden de yararian- mayı umuyor. Bunun için petrol ko- nusunda ABD'ye karşı Almanya ile ortak tavır alabileceği işaretini veri- yor. Ancak NATO'nun genişlemesi konusunda ABD ile Almanya'nın or- tak davranacağinı da görüyor. NA- TO'nun doğuya doğru yayılması ko- nusunda ABD ile Almanya arasında görüş aynlığı yok. Ayrılık, bundan sonra başlıyor: Yayılmanın başını kim çekecek. Almanya yeni üyele- rin kendi etkisinin büyük olduğu Ba- tı Avrupa Birliği (BAB) içine alınma- sını isterken ABD, NATO'yu yeterli görüyor. ABD, ilk alınacak ülkenin Almanya ile sorunlu olan Potonya olmasını isterken Almanya önemli etki sahibi olduğu Çekya'yı ilk sıra- ya koyuyor. Rusya'nın Avrupa Kon- seyi üyeliği de ABD karşısında Av- rjpa kartını güçlendirme isteğinden kaynaklanıyor. Fakat Rusya'da asıl güçlenen Ba- tı karşıtı eğilim. Bu eğilim ABD ile Avrupa arasında aynm yapsa da Batı'ya karşı toptan daha mesafeli davranılmasını istiyor. Bunlar ken- dilerine zaman zaman "Avrasyacı" da diyor. Eski Sovyet cumhuriyetle- rinin yeniden toparlanmasını isteyen bu eğilim, başta Nursultan Nazar- bayev olmak üzere Orta Asya cum- huriyetlerince de destekleniyor. Av- rasyacılık.Çin de dahil olmak üze- re bütün Asya ülkeleriyle 'yi ilişkiler geliştirilmesini istiyor. Bu istek Pe- kin'de çok olumlu yankılar uyandı- rıyor. Aynca iki ülke ilişkilerinin her alanda geliştiği görülüyor. Rus ge- neralleri ve en etkili çıkar gruplan, Batı'dan gelen baskrya karşı ancak Avrasya politikalarıyla direnebile- cekJerini düşünüyor. Avrasya polrti- kalan, Orta Asya'dan alınacak des- tekle Kafkasya'da da ayağını daha sağlam bir zemine basmayı amaç- lıyor. Bu politikanın güç kazanması, bölgemizdeki parçalanma eğilimle- rini yavaşlatma yönünde olumlu bir etkide bulunabilir. Parçalanma eği- liminin engellenmesi ise bu süreçten en çok zarar görecek ülkelerin ba- şında gelen ülkemizin çıkanna olur. Bu nedenle ülkemizin bölgeyle ilgi- li dış politika tercihlerinin Rusya'da- ki dağılma eğilimlerine destek ol- maktan kaçınma yönünde belirlen- mesi gerekiyor. Park cezası ve tecavüz FUAT KOZLUKLU New Jersey eyaletinde ödemediği park cezası yüzünden hapse atlan 32 yaşındaki bir kadına, hapishane tuvaletinde iki mahkûm tarafından tecavüz edildı. Elizabet adlı kasabada hafta başında meydana geldiği bıldirilen olay üzerine konuşan hapishane müdürü "Utanç verici ve şok edici"derken tuvaletin bulunduğu bölgede görevli 8 kadar gardiyana rağmen 2 tecavüzcünün tuvalete nasıl — girdikleri merak konusu. — |wc Fıllerle eşeklerin tepişmesi ABD, kasım ayının ilk salı günü noktalanacak seçim maratonunun havasına girdi. Artık bundan böyle dünyada olup biten "Sam Amca "nın umrunda bite değil. Yer yerinden oynamadığı sürece, kimsecikler dış politika konulanna el atmayacak. Kısacası, Beyaz Saray'a göz diken tüm adaylar, "Dünyanınjandarması biz miyiz?" diyen seçmenin sesine kulak verip ülke içinde giderek büyüyen sorunlara yönelik "vaailerde"bulunacakfar. Bu seçimlerde kazanan aday aynı zamanda yeni yüzyılın da "İlk ABD Başkanı" olacak. Seçim süreci, garip politik kurallan ve terminotojisi ile gerçekten zorlu bir maraton. Her şey, tek tek 50 eyalette yerel tercihleri belirleyen seçimlerle başlıyor. Bu seçimlerle iki büyük parti başkan adaylannı saptayacak. Demokratlann (eşekler) adayı şimdiden belli; ikinci kez seçilmek isteyen Başkan Bill Clinton, Cumhunyetçiler (filler) ise henuz adaylannı belirlemiş degil. Biri zenci ve ırkçı ABD'de başkan seçilme şansı binde bir bile olmayan toplam 8 aday kıran kırana bir yanş veriyor. Sabah akşam TV ve radyo reklamlanyla birbirterine saldınp karalama kampanyası yapıyorlar. Filler birbirini yerken eşekler de seyrediyor. Küfür savurmak, aşağıiamak ve çamur atmak serbest. Amerikan seçimlerinde ipi göğüsleme noktasına gelmeden önceki hamlelerde bu türden davranışlar "tipik bir Amerikan seçim geleneği" kabul ediliyor. Amaç; seçmeni korkutup, karşı adayı pislik içinde boğmak ve bu yolda ne mümkünse yapmak. Geçen seçimlerde bunun en iyi örneği, Clinton'a karşı savaşıp ağır hezimete uğrayan fillerin adayı George Bush idi. Eşeklerin genç ve dinamik sesi Clinton'ın yatak odası, pasaport kayrtlan, askerlikten kaçması ve esrar kullanmasına vanncaya kadar her bir şeyden medet ummuş, ancak tüm çabalara karşın eşekler filleri tepivermişti. Parti ön seçimlerinin ilki, seçim geteneğinin en popüler eyaleti olan lıberal eğilimli New Hampshre'da yapıldı. Bu eyalette seçimı kazanan aday çoğunlukla partisinin de başkanlık yanşındaki adayı oluyor. Seçim heyecanının aylar öncesinden basladığı bu kuzey doğu eyaletinde geçen salı günü yapılan ön seçimlerde ipi, Demokrat Parti'de onlarca küçük rakibine rağmen kazanacağı kesin olan Başkan Bill Clinton, Cumhuriyetçi Parti'de ise sürpriz bir şekilde faşist politikaların savunucusu ve ırkçı Patrick (PAT) J.Buchanan göğüsledi. ABD'nin Jirinovskisi! New Hampshire'da geçen salı günü yapılan ve merkez sağ ile aşın sağın kıyasıya savaştığı ön seçimi "gerilla politikacı" diye tanımlanan gazeteci ve yorumcu Patrick (PAT) J.Buchanan kazandı. Hem de yıllann "kurtpolitikacısı" Cumhuriyetçi Parti Senato çoğunluk lideri Kansaslı Senatör Robert (BOB) Dote'a karşı. Buchanan'ın beklenmedik zaferi, yalnızca ABD'de değil, Kanada'dan Çin'e kadar birçok ülkede dikkati çekti. "Paniğe" kapılan ülkelerin basında Israıl de geliyor. Sadece milyonlarca dolan olanın mücadele edebildiği Amerikan seçimlerinin "Seş parasız" savaşçısı, salı akşamından beri televizyonlann ilk haberi, gazetelerin manşeti. Kampanyasının başından beri ekonomik bunalımın ezdiği kitleleri rahatlatmayı vaat eden "yurtsever fîkirli" Buchanan'ın zaferinın herkeslerin yüreğine korku salmasının nedenı, alışıldık kalıplann dışındaki çıkışlan. O, Gatt ve Nafta gibi uluslararası ticari anlaşmalardan nefretle söz ediyor ve başkan seçilmesi durumunda iptal edeceğini açıklıyor. Anlaşmalar yüzünden, ABD'de açılabilecek iş alanlannın başka ülkelere kaptınldığını, bu nedenle de işsizliğin yaygınlaştığını iddia eden Buchanan, Nafta yerine Kanada ile Meksika sınınna "duvar öreceğini"d\\e getiriyor. Yahudiler ve göçmen işçiler onu, o da Yahudiler ile göçmenleri sevmiyor... "En gaddar fıl". Tam bir göçmen düşmanı. Feministlere "diş gösterip", nedeni de olursa olsun kürtaja "kesinlikle" karşı çıkıyor. Cumhuriyetçi Parti'nin "aşın dinci" kanadının sözcûlerinden olan Buchanan, Hıristiyan Amerikalılara "yeryüzü cennetinin mimartığınr vaat ediyor. Tıpkı bizdeki Refahlılar gibi... Hoşlandığı ten rengi beyaz. Ense de "kırmızı" olmalı. Birçok beyaz gibi siyahın "iç kararttığına" inanıyor. Özetle Klu Klux Klan'cılardan aşağı kalır yanı yok. "ABD'nin Jirinovskisi", her ne kadar Rusya'daki benzeri gibi Amerikan topraklanna toprak katmaktan söz etmiyorsa da en az Moskova'da beliren faşizm tehlikesini "yeni dünyada" dagündeme getiriverdi. Vladimir Jirinovski'nin askeri doktrinine benzer şekilde, kendisine ya da müttefiklerine yapılacak her türlü saldın karşısında, ABD'nin nükleer silahla cevap vermesi gerektiğini ima ediyor. Ona göre, Kuzey Kore nükleer silahlar konusunda işi azrtırsa, Tayvan ve Japonya nükleer silah deposu haline getirilmeli. Görünen o ki, Buchanan, Amenkan toplumunun şu anki ruh halini, seçmen eğilimlerini ve halk/n taleplerini dile getiren "kilit bir isim". Yakın çevresi, "tehlikeli" ve "oportünisf diye tanımlarken o, seçkinlere karşı "halkın bağnndan kopmuş" imajı vermeye çalışıyor. L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle