29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet Çetinkaya 0 Yazıışleri Müdürlen fbrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç 0 Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler: Ergun Balcı 0 lstihbarat: Cengiz Yıldırım 0 Ekonomı. Bülent Kızanlık 0 Kültur' Handan Şenköken 0 Spor Abdölkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0Bı]gı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu. Dhan Sdçuk (Başkan). Ortıan Erinç, Okta> Kurtböke, Hikmet Çeünkav a, Şükran Soner, Ergun Bata,DtaçT»>«ıç, tbnüıim Vıldız. Orhao Burs»Iı, Mnjtjfa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mnstafa Balbay 0 Haber Mûduru Doğan Akın Atatürk Bulvan No 125. Kaı.4. Bakanlıklar- Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks. 4195027 0 lzmır Temsılcısı: Serdar Kızık, H. Zıya Blv 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks: 4419117 0Adana Tarealcıa ÇeÖn Yiğcnoğlu. Inönü Cd. 119 S. Nol Kat: 1, Tel. 3522550. Faks- 3522570 Müessese Müdurü Erol Erkut 0 Koordınatör Ahmei Korulsan 0 Muhasebe Bûknt Yener 0 Idare Hüs*yinGürer#tşletme Önder Çelik • Bügı-ktenr Nail tcal 0 Bılgısayar Sıstem: Mûrüvet Çüer MEDYAC:#Yonetım Kurulu Bajkanı-Genel Mudür GülbiD Erduran • Koordınatör Reha IfitmaD # Genel Müdur Yardımcısı MineAkıtağ MEDYA G : • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Mudür Gstân Akmen #Murahhas üye BoraGöaeoc Yıyımlajrın ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basm ve Yayıncılık A Ş Türkocajı Cad19 41 Cağaloglu 34334 la PK 246 Isıanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20hat) Faks (0212)513 85 95 23ŞUBAT1996 İmsak:5.17 Güneş: 6.42 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.23 Akşam 17.53 Yatsı: 19.13 MEDYACTel 51407 53 - 513 95 80-513 8460-61, Faks 5118466 Huzurevine bayram Hgisi H Istanbul Haber Servisi - Dini bayramlann en büyûk özelliklerinin başında büyükleri ziyaret etmek geür. Günümüzde gençlerin pek fazla önemsemediği. ancak büyüklerin beklentilerinden dolayı da vazgeçemedikJeri gelenek bu yıl da yerine getirildi. Huzurevlerindeki kimsesiz yaşlılar ile çocuklan ziyaret etmek, onlan anımsamak ve yalnızhklannı bir ölçüde hafıfletmek de belediye baskanlannın ınsani görevleri. Bu amaçla ziyaretlerde bulunanlardan biri de Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'tü. Semiha Şakir Huzuevi'ni ziyaret eden Baskan Öztürk, huzurevinde kalan 200 kişinin bayramını kutlayarak çeşitli hediyeler verdi. Mahalle maçında kavga: 1 öliı • Istanbul Haber Servisi - Fethullah Çimen (23) ve akrabalan Erol Doruk (26) ile Sinan Doruk kardeşler (23), dün Güngören Haznedar Kemal Kaya Ilköğretim Okulu bahçesinde futbol oynarken top, maçı seyredenlerin arasına düştü. Seyircilerin topu vermemeleri üzerine, oyuncular ve seyirciler arasında tartışma çıktı. Tartışmanın bıçakJı ve demir çubuklu kavgaya dönüşmesinin ardından, kalbinden aldığı tek bıçak darbesıyle ağır yaralanan Çimen, hastaneye kaldınlırken yolda yaşamını yitirdi. Doruk kardeşler ise Haznedar Hastanesi'nde tedavi altına alındılar. Yeni yatmm fırsatı • ANKARA (AA) - Turizm Bakanhğı, Türkiye'nin rutelikli tesıs ihtiyacına cevap verebilmek ve tunzm etkinhklenni tüm yurda yaymak içın 9 ılde turizm amaçlı planlanan kamu arazisini, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyannca tahsıse çıkardı. Arazı tahsislerinin sonuçlanmasıyla turizme toplam 8 bin 130 yatak kapasiteli konaklama tesisi, toplam 981 üniteli kamping tesisi, 10 adet günübirlik tesis, turizm amaçlı özel sağlık tesisi, turizm amaçlı kongre ve sergi merkezi, 2 adet golf alanı. golf klübü ve 500 yatak kapasiteli golf oteli, Türk köyü, eğlence parkJan, alışveriş, sergi, defile, kongre ve ticaret merkezlerini bünyesinde toplayacak 1 adet turizm merkezi, 80 yataklı kırsal turizm tesisi, 1 adet yat lımanı kazandınlması planlanıyor. Hemşirenin tercihi • NEWYORK(AA)- ABD'nin Los Angeles kentinde bir acil serviste görev yapan bir hemşire, birbirleriyle kavga eden iki çetenin yaralanan elemanlanndan çok, hasta bir 'iguana'yı yaşama döndürmeye çahştıği için az kalsın işinden oluyordu. Hemşire Maura Gorvan, olayı doğrulayarak şunlan söyledi: "Görevimin hayat kurtarmak olduğunu biliyorum. Ancak gençler hayati tehlike ıçindc değıllerdı. Oysa iguanaya acil mudahale yapılmasaydı, ölebilirdi" dedi. Hemşire hakkında soruşturma açıldı. PastöPize sütü kaynatmayın • ADANA (AA) - Pastörize sütün tüketilmeden önce kaynatılmasının gereksiz olduğu belirtilerek bu işlemin besin ve vitamin değerlerinin yitirilmesine yol açtığı bildirildi. MEB ve YÖK, öğrencilerden alınan katkı paylarmm arttınlması için üniversitelere yetki verilmesini planlıyor Üıriversite öğrencisine harç yüküEMİNE KAPLAN ANKARA - Üniversite harçlannı protesto eden öğrencileri, "ödenmesi gereken rakamların düşük olduğu" gerekçesiyle eleştiren Milli E|itim Ba- kanhğı ve Yûksek Öğretim Kurumu (YÖK)j, katkı payını arttırmayı planlı- yor. YOK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz tarafından hazırlanan yasa ta- sansı taslağında, BakanlarKurulu'nca belirlenecek öğrenci katkı paylannın yanı sıra, üniversite yönetim kurulla- nna da ek katkı payı alma yetkisi ta- nınması öngörüldü. 2547 sayılı YÖK Yasası'nm yürür- lüğe girdiği 1981 yılından beri, katkı payının uygulanmaya başlanmasıyla gelişen süreçte, yasa değişiklikleriyle üniversiteleradım adım paralı hale ge- tiriliyor. 1983 yılındayapılan yasa de- ğişikliğinde, öğrencilerden cari mali- yetin yüzde 20'sine kadar katkı payı alınması öngörülürken bu oran, 1992 yılında yapılan değişiklikle de yüzde 50'ye çıkanldı. llk yasada, isteyen ögrencilerin borç- lanma veya hizmet yükümlülüğü kar- şılığında katkı payının devlet tarafın- dan ödenmesi öngörülürken 27 Kasım 1992 yılında yapılan değişiklikle, ög- rencilerin yalnızca Yükseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan (YURT- KUR) kredi alabilecekleri hükme bağ- landı. Yüzde Tden 5.7'ye çıkti Yasada. "Devlet tarafından karşıla- nacak ktsun, cari hizmet maliyetinin ya- nsından azotamaz" hükmüyle Bakan- lar Kurulu'na katkı payını, yüzde 1 ile yüzde 50 oranlan arasında belirleme yetkisi verildi. Bakanlar Kurulu, YÖK ve Milli Egitim BakanlıgVnın öneri- siyle, öğrencilerden alınacak katkı pa- yının oranını son 5 yılda yüzde 1 'den • Öğrencilerden alınan katkı payının cari maliyetlere oranı son 5 yılda yüzde 1 'den yüzde 5.7'ye çıkanldı. Hükümetin bu oranı yüzde 50'ye kadar çıkarma yetkisi bulunuyor. yüzde 5.7'ye çıkardı. Bu oran, yıllara göre şu çizgiyi izledi: "1988, yüzde 2.7; 1989, vüzde 1.4; 1990, yüzde 1.7; 1991, yüzde 1.0; 1992, yüzdeIJ; 1993, yüzde 23; 1994, yûz- de 2.9; 1995, yüzde 3.5." YÖK venferine göre, yıllara göre öğrencilerden toplanan katkı payının miktarlan da şöyle: "1984, 978 mü- yon; 1985,9 milyar 432 milyon; 1986, 13 milyar 190rniryon;1987,15 milyar; 1988,22 mflyar 321 mflyon; 1989,24 mfl- yar 349 mÛyon; 1990, 60 milyar 412 mihon; 1991, 65 milyar 718 müyon; 1992,137 miJyar655 milvon; 1993,425 mirvar 157 milvon; 1994,1 trilvon 105 milyar; 1995,2 trUjon 214 nıüy-ar." YOK ve Milli Egitim Bakanlığı'nın, öğrencilerden alınacak katkı payı ora- nını ilk aşamada yüzde 10'a, ilerleyen yıllarda da yasada verilen yetkiye gö- re yüzde 50'lere kadar çıkarmayı plan- ladığı belirtildi. YÖK Başkanı Prof. Ke- mal Gürüz tarafından hazırlanan YÖK yasa tasansı taslağında da katkı pay- lanna yeni düzenleme getirildi. Taslak- ta, Bakanlar Kurulu'nca belirlenen kat- kı payının yanı sıra, üniversite yöne- tim kurullanna, öğrencilerden Bakan- lar Kurulu'nun belirledigi tutann 3 ka- tını geçmemek koşuluyla ek katkı pa- yı alma yetkisi verildi. Taslağa göre, yüksek lisans eğitimi gören öğrenci- lerden de katkı payı alınacak. YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gü- rüz, bırçok ülkede yükseköğretim hiz- metinin paralı olduğunu belirterek üni- versitelerin paralı olmadığı ülkelerde ise yavaş yavaş paralı öğretime doğru kayıldığını söyledi. Gürüz, öğrenci- lerden alınan katkı paylannın yüzde 57'sinın beslenme, yüzde 18'inin sağ- lık, yüzde 4'ünün bannma, yüzde 4'ünün kültür, yüzde 6'sının spor ve yüzde 3 'ünün de diğer sosyal hizmet- ler için harcandığını bildirdi. Eğitim hakkı Öğretim Elemanlan Sendikası Ge- nel Başkanı Prof. AtiUa Erden, anaya- sada eğitim hakkının devlet tarafın- dan sağlanmasının öngörüldüğünü anımsatarak üniversite ögrencilerin eylemlerini desteklediklerini bildirdi. Erden, Diyanet Işleri Başkanlığı 'na 21 trilyon lira aynlan bir ülkede üniver- sıtelerin ödeneklerinin her geçen yıl azaltılmasının dikkat çekici olduğunu vurgulayarak şu görüşleri dile getirdi: "Her şeyi devletten beklenmemeli gjbi bir anlayışı kabul etmiyoruz. Tür- kiye'deki üniversite öğrencisinin çekti- ği sıkıntı, dünvanın hiçbir ülkesinde yok. Bugün bazı ünrvershelerin bir kü- tüphanesi büe yok. Kitap ve dergi ab- nanuyor. Hem universiteferi tasarrufÖD- lemleri adı alonda bunattacaksnuz hem de öğrencilerden para isteveceksiniz. Bu sağlıklı bir yaklaşun değiL" Eski Öğretim Üyeleri Derneği Ge- nel Başkanı Prof. Mustafa Altmtaş, öğrenci eylemlerinin "terör eylemi'' gibi gösterilmeyeçalışıldığını belirte- rek 1980 yıhndan beri "sosyal devtet" ilkesinin çökertilmek istendiğini kay- detti. Altıntaş, devletin "sosyal dev- lefolup olmadığına karar verilmesi gerektiğini vurgulayarak eğitim hiz- meti yerine din hizmetinin "kamu hiz- meti" olarak kabul edildiğini savundu. Julia 'nın güçlü Sabrina sı Çeviri Servisi - 50'lerin efsanevî yönetmeni Bifly WWer'ın çektiği ve büyük oyuncu Audrey Hepburn'ü kariyerinin doruğuna ulaştıran romantik komedi Sabrina Fair yeniden çekiliyor. Yönetmen i Sydney Pöflack'ın filminde, Audrey Hepburnün rolünü güzel oyuncu JuBa Ormond, Hunıphrey Bogart'ın rolünü ise Harrison Ford üstleniyor. Julia daha bağımsız, daha güçlü bir Sabrina'yı canlandıracak. Oysa, Audrey'nin Sabrina sı kınlgan bir çocuktu... Cinsel sorunlar Terapist alaycı ve suçlayıcı olmamalı' Istanbul Haber Senisi- Cinsel işlev bozukluklann- da terapist secimi önemli bir olgu. Çünkü konunun in- sanlann en özel yaşadık- lan olması ve tedaviyi ka- bul edenlerdeki güç olgu- lar terapistin konusunda bilgili ve deneyimli olma- sının yanısıra çeşitli özel- liklere sahip olmasını da beraberinde getiriyor. Peki iyi bir terapist nasıl olma- lı ? Nelere dikkat etmeli? lşte bu sorulann yanıtı- nı Doç.Dr.Psikolog Arşa- lus Kayır'dan aldık. - Terapistotoriter, alay- cı, suçlayıcı ve kınayıcı davranmamalıdır. - Alçak ve güvensiz bir sesle konuşmak hastayla göz kontaklanndan kaçın- mak, tıbbi kelimelere sı- ğınmak, kuru bir şekilde kitap bilgisini aktarmak bir ise yaramaz. Cinsel tedavi- ye uygun olmayan terapis- ti hasta hemen ayırt eder ve güveni sarsılır. - Terapist ilk görüşme- yi uzun tutmalıdır. Bu 1.5 saat olabilir. Probiemi for- mfile ederken sade ve kı- sa olmalıdır. Gereksiz bil- giler vertne çiftin kafası- nı karıştırmaktan başka bir işe yaramaz. - Cinsel tedaviler sıra- sında yorum yapmamayı tercih etmeliyiz. Bazan has- ta terapisti yorum yapma- ya zorlar"Bunun nedeni nedir?" gibi sorular sorar. Alternatifler sunmanın dı- şına çıkılmaması lazımdır. - Kadın psikoterapi sı- rasında çiftler arasında kurulmaya çaiışılan ile- tişimin cinsel yaşamında- ki yerini daha çabuk kav- rıyor. Oysa erkek ruhsal nedenlerin cinsel prob- lemlere neden olabilece- ğine kolay inanmıyor. Belçika dagLarında bir Türk köyü • Yüzyıllardır "Türk" olarak adlandınlan Feymonville köylüleri, bu yıl da karnavala Türk bayraklan ve Osmanlı giysileriyle katıldı. Feymonville, "Türk köyü" sıfatını karnaval dışında da koruyor. BRÜKSEL (AA) - Belçika'nın Arden Dağla- n bölgesindekı ücra köşelerinden birinde yer alan ve 850 kişinin yaşadığı Feymonville kö- yünde karnaval, bu yıl da Türk bayraklan ve Osmanlı giysileriyle yapıldı. Yüzyıllardır "Türk" olarak adlandınlan Fey- monville köylüleri, karnaval günlerinde Osman- lı ve Türk giysilerine bürünüyor ve Türk bayrak- lan ile karnaval yüriiyüşlerine katılıyorlar. Kar- naval kurallanna göre her bölgede her yıl giysi ve tema değişikliği yapılırken, Feymonville köy- lüleri Türk kıyafetlerinden asırlardır vazgeçmi- yor. Feymonville, "Türk köyü" sıfatını taşırken, kamaval dışında da bu özelliğini koruyor. Tatil günlerinde, köy meydanına Belçika bayrağmın ya- nı sıra herzaman Türk bayrağı da çekiliyor. Be- lediye binasının duvarlannda mermer üzerine oyulmuş Türk ay-yıldızı dikkati çekiyor. Köy kahvehanesinde çay bardaklannın üzerinde de aynı ay-yıldız bulunuyor. Köyün "Tûrkaııia" ad- lı futbol takımının formalarında ve amblemlerin- de de Türk bayrağı yer alıyor. Köyde hiçbir za- man hiçbir Türkün yaşamadığı, Feymonville köy- lülerinin Türklerle yakından veya uzaktan hiçbir ilişkileri olmadığı, 1980'Ii yıllara kadar dağba- şındaki bu köye hiçbir Türkün ayak basmadığı ifa- de edilıyor. Feymonville köylülerine Türk denihnesi ve Türk bayrağmın bu köyün sembolü ohnası, çe- şitli söylencelerle anlatıhnaya çalışılıyor. En yaygın söylenceye göre 16 ve 17'nci yüz- yıllarda Avrupa'da Türk fetihlerinden etkilenen- lere yardım için para toplarurken, Feymonville köy- lüleri bu parayı vermeyi reddettiler ve bu neden- le "Hıristiyanlık aleminin düşmanı ve Türklerin dostu" ilan edildiler. O zamanlar 'Türk' adını alan ve anlatılanlara göre "Türk gibi inatçı" olan köylüler, kendilerini cezalandıran Liege Pren- si'ni iyice kızdırmak için, kilise çanlarını çaldır- maktan vazgeçtiler ve papazlan pazar günleri köy halkını müezzinlergibi duayaçağırmaya baş- ladı. Feymonville köylülerinin, Haçlı Seferleri'ne katılmayı ve Türklere karşı savaşmayı reddettik- ieri için Türk olarak adlandınldıklan da, rivayet- ler arasında Köylüler, Feymonville'e ilk defa 1986 yılında Türk gazetecilerin ve TRT kamera- lannın girdiğini ifade ediyorlar. Yayınlanan bir- iki röportajdan sonra bazı Türk politikacılanmn, köy yöneticileriyle temaslar kurup çeşitli sözler verdiklerini belirten köylüler, bu politikacılann, "Feymonville'in kardes köy ilan edileceğini, fut- bol karşılaşmalan ve turistik ziyaretler organize edileceğüıi" 1 söylcdiklerini hatırlatıyorlar, ancak aradan geçen 10 yıl boyunca bu sözlerin yerine getirilmediğini belirtiyorlar. SEYAHATNAME YAVUZGÖR Baman-ı Huda1960 yılının Şubat ayında, Ankara'dan bir talimat aldım. Derfıal Lahor kentine giderek orada Üçlü Zirve'de buluşan Türkiye, Pakıstan ve Iran liderlerinin top- lantısı arasında Türk heyetine ulaşmam isteniyor. Tang-ı Garu Boğazı'ndaki karlan, buz- lan geride bırakıp Hayber'den geçerek Peşaver'e geldım. Burada vaktiyle Rud- yard Kipling'ın kaldığı, bungalovlardan oluşan bir otelde kalıp arabayı orada bı- raktıktan sonra uçakla Lahor'a ulaştım. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Pakis- tan ile, bir yıl önce ziyaret edip 22 gün kaldığı Afganistan arasındaki gerginliği azaftma yönünde Türkiye'nin arabulu- culuğu fikrinı ınceliyormuş. Bize, bu hu- sus sorulmuştu. Bu aşamada bu kadar gergin birortamda, bu işe sıvanırsak, iki tarafın da bizi dinlemeyecegi ve bu su- retle prestıj kaybına uğrayacağımızı dü- şünerek, bu fikre "Hari- ciye olarak" taraftar de- ğildik. Lahor'da Bakan Fatin Rüştü Zorlu, "Cumhur- başkanı, 'Kâbil'den ge- lecek memur bana gel- sin. Bir de ondan dinle- yelim olup bitenten'cted/. Git ve anlatdurumu'ta- limatını verdi. "Sayın Cumhurbaşka- ntma, Ben KâbH'den get- dim" diye söze başlaya- cak oldum. Bana eliyle tavanı işaret ederek "Ko- nuşmalanmız dinleniyor" anlamına gelen bir jest yaptı. İki tarafı da incitmemek gerektiği ve arabuluculuk fikrinin şimdilik terk edil- mesi yönünde sürdü bu konuşma... "Başka biremriniz varmt?" deyip ay- nlacak iken yanından, "Siz kimin oğlu- sunuz" diye beklemediğim bir soru sor- du. "1. TBMM Kocaeli Milletvekili Ham- di Namık'/n oğluyum" diye yanrtladım. "Tabiiya, bana babanı hatııiattın. Çok benziyorsun, benim eski Kuvay-ı Milli- ye arkadaşıma" dedi Bayar. Ondan son- ra da üçunün de isimlerini hatırlayarak ablalanmın ve annemin hatınnı sordu. Sonralan Ismet Inönü'nün de son derece kuvvetli bir hafızası olduğunu gördüm. "Yahu... Bu kuşağın adamlan da baş- ka türiü" demekten siz de kendinizi ala- mazdınız... ••• İki buçukyıl geçti grtti. Bizde klişeleş- miş bir söz vardır: "Acı ve tatlı hatıralar- la"derler. Ben Kâbil için "acı"hatıra ha- tırlamıyorum. Afgan dostlanmız, bize bir kez olsun yabancılık çektirmediler. Ailelerin kapı- sını açtılar. içtenlikli vegerçek ilişkilerku- ruldu. Sürdürüldü. 1960 yılının 28 Mayıs sabahı, Ingilte- re Büyükelçiliği saat 08.30'da beni ara- dı, telefonla. îkincı Kâtip Barrington, "Kâğıt kalem al. Sana şimdi BBC'den aldığım bir haberi ulaştıracağım" dedi ve Türkiye'de askeri bir darbe olduğu- nu aynntılan ile bildirdi. Bir şeyler olmasını beklemiyor değil- dik, ama bu haber ne de olsa bütün ağıtiığı ile çöktü. Kâbıl'e atanalı iki haf- ta olmamış, yeni Büyükelçı Talat Ben- ler'e koştum. Haberi aktardım. Külüs- tür bir Blaupunkt radyosundan, uzun dalga Ankara Radyosu'nu bulaoildik. Cızırtılı ve parazitli gelen sesler arasın- da, "Harp Okulu" marşını dinledik. Tek- rar kısa dalgadan diğer radyolan dinle- meye koyulduk. 27 Mayıs darbesinin aynntılan, yavaş yavaş belirmeye baş- ladı. ••• Temmuzda (1960), Ankara'ya atan- ma emrim geldi... İki valiz ve Kral Zahir Şah'ın emri ile bana hediye edilen üç ay- lık, safkan bir Afgan tazısı ile bir gece ya- rısı Esenboğa'ya indik. Kâbil'de, Ruslann yeni yaptığı hava- limanında bizi geçirmeye gelen dostlar- lakucaklaştık. "Baman-ıHuda'(Tann'nın emanetine) demişlerdi aynlırken. Tann'nın emaneti ile şimdi Ankara'ya geldik işte... Yarın: 27 Mayıs Ankarası ve Afrika $ubesi Bayram defilesi Modanetarü dinliyor ne de bavram. Bayramın Udnci gûnü Sflivri'deki KlassisOtel'de düzenlenen Rachd defiksL, basının yanı sıra bayram tatUcUerinin de ügisini çekmeyi başardı. Deniz Pulas,Esin Moraboğlu, BegümOzbek, Merve İldeniz gibi ünlü mankeıüerin podyum aldığı defiİede mankenler mavo, spor ve abiye giysileri konuklara tanıtn. (Fotoğraf: AYKUT KÜÇÜKKAYA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle