Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURlYET 12ŞUBAT1995PAZAR
8 PAZAR KONUKLARI
Erkek, 'Beynim döndü, dayanamadım vurdumAeyince herşey bitiyor
LEYLA TAVŞANOĞLU
- Siz,feminist hareket içindeki bir kişi
olarak ortaöğretimde Milli Eğüim
Bakanltğı karanyla bekâret kontrolü
uygulamasını nasıl karşıladınız?
Sizce insanlar neden böyle kararlar
almayolunu seçiyorlar?
KOÇALt - Tabii ki çok büyük tepki
duydum. Ama bu yeni bir şey değil.
Zaten okullarda yasasız
uygulanıyordu. Hatırlarsanız çok genç
insanlar bu nedenle öldüler.
Arkadaşıyla pikniğe gitti diye bekâret
kontrolüne uğrayan insanlar öldüler.
Ölen bir kızın cesedine otopsi
yapüdığında babası, "tşte, gördünüz.
Kızım tertemizmiş'' dedi. Burada Milli
Eğitim Bakanhğı müthiş suçlu. Bu
karar, var olan zihniyeti pekiştiriyor.
Ölen kızının cesedine otopsi yaptıran
baba da kızı ihbar eden müdûr de
ihbarcı müdûr hakkında göstermelik
soruşturma açıp ardından hiçbir şey
yapmayan öbür yetkililer de kadın
başbakan da; herkes suçlu. Bunu
vahşet olarak görmeyen, bütün bu
geleneklerin, yasalann degişmesi için
mücadele etmeyen herkes suçlu.
Allahtan iyi bir tepki oluştu. Bekâret
kontrolü yüzünden intihar eden
kızlann durumu için kadınlar ayağa
FİLtZ KOÇALİ: lstanbul 1958 doğumlu. Ortaöğrenimini Çamlıca Kız Lisesi, yükseköğrenimini Marmara
Cniversitesi Gazetecilik ve Halkla tUşîdler Yüksek Okulu'nda yapü. '80'H ydlarda gazeteciliğe başladı. Bu arada
feminist hareketle ilgiiendL Pek çok feminist kampanyada yer aldı.
SUNUŞ: Son bir hafta on
gündür Türkiye, üst üste
çahşan iki olayla sarsûdı.
Birincisi "Ağır Roman " adlı
kitabıyla tamnan Metin
Kaçan 'la spiker Alp
Buğdaycı 'nın yahn
arkadaşları G. adlı genç kadını
hastanelik olana kadar
dövdükten sonra ona tecavüz
edişleri ve G.'nin, başına
gelenleri kamuoyuna
açıklamasıydı. Daha bunun
yanhları sönmeden ikinci olay
patlak verdi. Milli Eğitim
Bakanhğı, ortaokul ve liselere
gönderdiği genelgede hz
öğrencilerin bekâret
kontmlünden geçirilmelerinin
yolunu açıyordu. Toplumda
kadınların uğradıklan erkek
kaynaklı bu davranışlara
erkekleri iten nedenler neydi?
Bu iki çarpıcı olayı Türkfye'deki
feminist hareketin önde gelen
isimlerinden yazar Filiz
Koçali'yle konuştuk.
olaylar çok oluyor. En efendi
gördüğünüz, en yumuşak görünümlü
erkeğin gece kansına tecavüz edip
etmediğini bilmiyoruz. Türkiye'de en
yaygın tecavüz zaten aile içi tecavüz.
- Kadınlar da korkulanndan seslerini
çıkaramtyorlar mı?
KOÇALİ - Çıkaramıyorlar, çünkü
öncelikle kendilerinin suçlanacagını
biliyorlar. G.'ye tecavüz olayında
hafîfletici bir neden gibi, Metin ve
Alp'in uyuşturucu aldıklan savı ortaya
atıldı. Ama uyuşturucu almadıklan da
ortaya çıktı. Bütün tecavüz olaylannın
öznelerinin patolojik hastalar
olmadıklannı biliyoruz. Erkeklerin
kadınlara karşı şiddet kullanmalan için
uyuşturucu almış olmalan gerekmiyor.
Bunlar tamamen bilinçleri yerinde
olarak bu işi yapmışlar. Bu anlaşıldı.
Tecavüz etmeyi kendinde hak görüyor
bir erkek. Bu olay, bir erkeğin bir
kadına tecavüz etmesi için
uyuşturucuya, alkole, eğitımsizliğe
gerek olmadığını gösterdi. Her erkek
bunu yapabilir. Benim için çarpıcı bir
yanı da bu iki insanın benim gittiğim
mekânlara gitmeleri, oraralarda
bulunmalan oldu. Kişi olarak
söylüyorum. Tehlike gerçekten çok
yakınımızda. Potansiyel olarak her
erkek tecavüz edebilir diye düşünmek
'TiMdye,ncunııscinayetleıiülkesVkalkmasalardı, biz ikide bir yaap
çizmeseydik, toplum bu işin kötü
olduğuna böylesine hazırlanmasaydı
belki bu kadar tepki olmazdı. Bugün,
yapılanlann bir işe yaradığını
görüyorum. Çünkü bakanlık bir
anlamda geri adım attı.
- Sizce bir genç kızın iffetli, namuslu,
ahlakiı olması ille de bâkir olmasına
mı bağhdır?
KOÇALİ-Tabii ki değil. Ülkemizde
her şeyde çifte standart olduğu gibi
kadınlanmız cinsellikte de bu çifte
standardı yaşıyorlar. Ülkemizde zaten
kadınların namusundan erkekler
sorumlu. O namus zaten kadınlann
değil, erkeklerin oluyor.
- Yani bekâretin önemi bu
namusa mı bağlı?
KOÇALİ-Tabii. Baba,
kızına el değmesin istiyor,
koca, el değmemiş
birisiyle evlenmek istiyor.
Ashnda bekâret,
erkeklerin talep ettiği,
kontrol ettiği bir şey.
Bence namus çok görece
bir kavram. Herkesin
namus anlayışı değişik.
Fakat gerçekten burada
erkeklerin bu çifte
standarttan vazgeçmeleri
lazım. Kendileri için hak
olan her şey kadınlar için
suç. Zaten daha doğuştan
başlayarak cinselliklerimiz
farkh geliştiriliyor.
Ashnda neyi ne kadar
doğal yaşadığımızı
bilmiyoruz. Size bir ömek
vereyim. Bebekken kız
çocuklann hiç cinsel
organlan açıkta resimleri
çekilmez. Ama pek çok
erkek çocuğunun bu
türden fotoğraflan vardır.
Kız çocuklanna "Eteğini
ört* diye telkin yapılır,
ama daha küçücükken
erkek çocuklann penis
boylan ölçülür. Babalar
alır, erkek çocuklannı
geneleve götürür.
Dolayısıyla bu zihniyet,
Milli Eğitim Bakanlığı'mn
bir karanna sıkışmış değil.
Ama belki bu tepkiler
sayesinde bekâret, günün
birinde artık insanlann
öldürülmelerine neden
olan bir şey olmaktan
çıkacak. Bunu umut
ediyoruz. Bir sürü kadın
bu nedenle ölüyor. Zaten bu, hafifletici
neden. Türkiye, namus cinayetleri
ülkesidir. Erkek. "Beynim döndü,
davanamadım, vurdum" deyince her
şey bitiyor. Sevmediği bir kadın bile
olsa namusuna zarar gelecek diye o
tepkiyi gösteriyor.
- Milli Eğitim Bakam Nevzat Ayaz,
tepkiler üzerinegeri adım atıp karann
düzeltileceğini söytedi. Ama "Geçen
yıl sımfîa bir öğrenci doğum yaptı. Bu
tür olaylan da önlemek lazım dedLİyi
de, öğrencisinin dokuz ay hamile
gezdiğini anlayamayan öğretmenlerin
bu i§te hiç mi kusuru yok?
KOÇALİ - Ya da anne-babalann. Genç
birisinin sınıfta doğum yapmasma da
namus olarak bakılıyor. Oysa o sırada
yaşadıklan, dokuz ay on gün
hamileliğini saklarken çektiği
sıkmtılar... Yani insanlar intihar edince
mi üzüleceğiz? Dikili'de geçen yıl
hamile kalan bir kızcağız intihar
etmişti. "Hay Allah, bunun için ölmeye
değer miydi?'' diye o zaman mı
söyleyeceğiz? Gencecik insanlan
"iftetiiler, iffetsizkr''diye daha en
baştan bölüyorlar. Flört etmeyi seven
kızlarla belki derslerine daha düşkün
kızlan daha küçücuk yaştan
ayınyorlar. Buna karşı çok uyanık
olmak lazım. Dikkat çekmek istediğim
bir nokta var: Velilerden de bu bekâret
'Koca, el
değmemiş birini
istiyor
5
Ashnda bekâret, erkeklerin talep ettiği,
kontrol ettiği bir şey. Bence namus çok
görece bir kavram. Herkesin namus
anlayışı değişik. Fakat gerçekten burada
erkeklerin bu çifte standarttan
vazgeçmeleri lazım.
kontrolü karanna "Hakbdır''
biçiminde hiçbir tepki gelmedi. Oysa
bu zihniyet velilerin namus anlayışının
arkasına sığınmaya çalışıyordu.
- Sizce hatıgi anne-baba, kızlannın
bekâret kontrolünden geçmesini ister?
KOÇALİ - Tabii. Gerçekten bütün
bunlan düşüncesizce söylemekte bir
"tuzu kuru"luk var. Ya Nevzat Ayaz'm
kızı yoktur ya çok büyürnüştür ya da
kendisi bakan olduğu için kızının
başına böyle birşey gelmeyeceğini
düşünüyordur: Üstelik kendisi genç
kız değil; erkek. Bir genç kızın masaya
yatınlıp bacaklannın iki yana açılarak
bâkıre olup olmadığının İcontrol
edilmesinin ne olduğunu anlayamaz.
Aynca bu, bir anayasa suçu da...
Anayasada özel hayatın gizliliği diye
bir şey var. Bekâret kontrolü sadece
mağdurun talebi üzerine yapılabilir:
Yani bir kadın, cinsel tecavüze
uğradığı zaman bunun kanıtlanması
için kontrol gerekir. Tecavüze uğrayan
kadına bu kontrol, kendisi isterse
yapılabilir. Onun dışında, hatta veliler
dahil hiç kimsenin bunu yaptırma
yetkisi yok. Türkiye'de kadınların bu
haklannı fark etmelerini istiyorum.
Başına böyle bir şey gelen insanın
haklannı sonuna kadar kullanması
gerekir. Doktorlar da artık bu konuda
çok bilinçlendi. Türk Tabipleri Birliği
bekâret kontrolünün meslek
onuruna aykın olduğunu kabul
etti; bu karannı da bütün
şubelerine gönderdi.
- Ortaokulya da lisede
okuyan bir kız öğrencinin
cinsellikle tanışmasının sizce
ne gibi sakıncalan olabilir?
KOÇALİ - Valla, bence bir
sakıncası yok. Dediğim gibi,
cinsellik doğal yaşanmıyor.
Biz cinsel dürtülerimizin ne
zaman gelişriğini, nelere ilgi
duymaya başladığımızın bile
tam olarak farkında değiliz.
Biz erkeklerden çok farklı
yaşıyoruz. Bizim için cinsellik
yasak ve ayıp bir şey. Bir insan
kaç yaşında olursa olsun,
kendi nzası olduktan sonra
sevişmesinin, öpüşmesinin hiç
kimseye bir zaran olamaz. Bu,
tamamen o insanın karar
vereceği bir şey. Ama
kadınlann cinselliği,
kendilerine "yakm" olan
erkekleri bağîadığı ve bu o
erkeklerin "nannısu" olduğu
için tabii ki sakıncalı
görülüyor.
Burada ciddi bir çifte standart
var. Kızlara bekâret kontrolü
yapılıyor.
Ya erkeklere? Kızlar kendi
baslanna sevişmiyorlar ya...
Onlarla sevişen erkekler var,
ama onlara hiçbir yaptınm
yok. Iffet denilince hep kızlar
akla geliyor. Zaten "iffet", bir
kadın adı. Kadın iffetli olur,
ama erkekte iffet diye bir şey
yok. Bu, kaduılar için müthiş
bir eşitsizlik ve haksızlık.
- Bu tabular, bu çifte
standartlar nasıl aşılır?
KOÇALİ - Olaylann üstüne
gidilerek aşılır. Bir kere cesur
insanlara ihtiyaç var. Gerçekten bütün
bunların çok açık tartışüması lazım.
Ama ben hiçbir sorunun diğer
sorunlardan bağımsız olarak
çözülebileceğini sanmıyorum. Her
şeyin, yasalann, geleneklerin,
kafalann, kadınların, erkeklerin
değişmesi gerekiyor. Bizim gerçek
anlamda özgür ve eşit olabümemiz
için her şeyin altüst olması gerekiyor
diye düşünüyorum. Fakat, bu arada
görece iyileşmeler de sağlanabilir.
Batı'da da kadınlann çok fazla
sorunlan var. ama bekâret sorunu bir
miktar aşılabilmiş. Yılmadan,
usanmadan bunun üstüne gitmek
lazım. Cinselliğin ayıp ve günah
olmadığı ilan edilmeli. Cinseüikten,
başka konulardan söz eder gibi rahat
söz edilebilmeli. Bakın, dilimizde
sadece cinsel organlanmızın adı yok.
Varsa bile bunlar ya küfûr
çerçevesinde kullanılan ayıp sözcükler
ya da yabancı kökenli kelimeler. Yani
cinsel organlanmızdan burnumuz gibi
söz edemiyoruz. Bu kadar geri bir
noktadayız. Cinselliğimiz sankı bizim
dışımızda, bir yerlere asılı... Feminist
çizgideki kadın dergilerinin cinsellik
konusunda çok haksızlığa
uğradıklannı düşünüyorum.
Feminizm, cinsel özgürlükle
özdeşleşti. Şimdi de başka bir
versiyonu lezbiyenlikle
özdeşleştiriliyor. Bence bütün
bu çamur atmalar gerçekten
ne istediğimizi görememekten
kaynaklanıyor. Bunu da
yapanlar tuzu kuru insanlar.
Hayatta böyle sorunlan yoksa
bizim güzelliğimizle,
çirkinliğimizle, makyaj
yapmamamızla uğraşıyorlar.
Ama ne dediğimizle
uğraştıklan yok. Cinselliğin
konuşulmadığı bir ülkede biz
cinselliği konuştuk. Bu
gerçekten zor, cesaret isteyen
bir şeydir. Ama dediğim gibi,
bu yapuklanmızla ilgilenmek
yerine, saçımız yağlı mı değil
mi, hangi şampuanı
kullanıyonız, bununla
ilgilenmeyi tercih ettiler.
- 1yi de,feministin güzeli de
makyajyapanı da var...
KOÇALİ -Genelgeçer
güzellik anlayışlanndan söz
ediyorsak bugünün güzellik
ölçülerine uyanlar manken
oluyor. Biz feministler
sokaktaki insandan farklı
değiliz. Sanki kadınlar çirkin
olduklan için feminist
oluyorlar diye tanıtılmak
isteniyor. Ama hayır. Kadınlar
haksızlığı fark ettıkleri için
feminist oluyorlar. Örneğin
kilo derdi kadınlara aittir.
Ama erkeklerin hiç öyle bir
şişmanlık sorunlan yoktur. O
koca göbekleriyle kendilerini
dünyamn en yakışıklısı
sanabilirler. Zaten şöyle bir
inanç da toplumumuzda
yerleşiktir.
«Erkekte güzellik değfl,
karakter aranır."
- Bu son hafta iki olay
birbiriyle çakıştu Okullarda
bekâret kontrolü genelgesi
tartışmalan yapüırken, biri tanınmış
yazar Metin Kaçan, diğeri de spiker
Alp Buğdaycı adlı iki erkeğin,
arkadaşları olan bir genç kadını
dövdükten sonra ona tecavüz ettikleri
haberi ortalığı ayağa kaldırdu Sizce
erkekleri bu tür davranışlara iten
nedenler ne olabilir?
KOÇALİ - Valla, herhalde erkek
olmalan... Toplumda erkek olmak öyle
öğretiliyor. Erkek, kadına tecavüz eder.
Erkek ideolojisi buna çok açık.
"Kadınlar tecavüze uğruyor. ezüiyor"
dediğimiz zaman bir sürü erkek
"Hakhsuıız'' diyor. Ama biz bunun
öznesini koyup "Erkekler tecavüz
eder" dediğimiz zaman erkekler isyan
ediyor. Özne erkekler. Kimse bunu
inkâr edemez. Toplumda kadınlan
ezen de erkekler, kadınlara tecavüz
edenler de... Entelektüel çevrelerin
"maganda" diye tanımladığı erkeklere
her yerde küfür edebilirsiniz. Bir
erkeğe "Otobüste magnndanın teki
bana çimdik attı" derseniz o, sizden
fazla o erkeğe küfreder. Ama bütün
erkekleri genelleyen bir laf
söylediğinizde isyan ederler.
Kendilerini entelektüel olarak
tanımlayan erkekler kendilerini diğer
erkeklerden daha farklı tutarlar. Bu
son olay, bu tür tecavüzlerin o
'Erkek, tecavüz
etmeyi bir hak
olarak görüyor'
G.'ye tecavüz olayında hafifletici bir neden
gibi, Metin ve Alp'in uyuşturucu aldıklan
savı ortaya atıldı. Ama uyuşturucu
almadıklan da ortaya çıktı. Bütün tecavüz
olaylanmn öznelerinin patolojik hastalar
olmadıklannı biliyoruz.
entelektüel çevrelerde de olduğunu
bize gösterdi. Tıpkı dayak gibi... Sanki
dayak sadece eğitimsiz çevrelerin bir
olgusu... Biz bunu bir türlü
anlatamadık. Çok okumuş yazmış
erkekler de kadınlara dayak atabilirler.
Bu olayuı çarpıcıhğı, tecavüze uğrayan
G.'nin konuşması, başma gelenleri
anlatması. Bu tür tecavüz olaylan
başına pek yansımaz, insanlar
baslanna geleni ailelerine bile
anlatamazlar. Şimdi belli bir çevrede
Alp Buğdaycı ve Metin KaçaıTın
aklanması için büyük çaba harcamyor.
G., çok cesur bir kadın. Aslında
kendisine gelebilecek saldınyı da göze
alarak başuıa gelenleri anlattı. Ama bu
hiç de abartılı bir düşünce değil.
- Size, Türk toplumunda çok yaygın
olan erkekçe söylemle bir soru
sormak istiyorum. Metin Kaçan ve
Alp Buğdaycı yaptıklannı inkâr
ederierse bu, erkeküğe sığar mı?
KOÇALİ - Erkeküğe sığıp sıgmadığını
bilmiyorum, ama onların raconuna
göre sığmamalı. Ben, şunu da
bekliyorum. Duruşmalarda, "Ben
değil. o yapö" diye birbirlerinin
üzerine de atabilirler. Biliyorsunuz,
"Erkekliğin onda dokuzu kaçmak, biri
hiç durmamaktır" diye bir söz de
vardır. Bu da önemli değil. Benim
vicdanımda Metin ve Alp suçlu; bir
kadına tecavüz ettiler.
Erkek, bir kadının acı
çekmesinden haz
alabiliyor; ereksiyon
oluyor, boşalıyor. Ben
bunu anlayamıyorum. Bu
nasıl erkekliktir?
İnsanlann bu yanlan nasıl
kışkırtılıyor? Gerçekten
şaşınyorum. Ama bunun
adı sapıkhk filan değil.
Öğretilen, giydirilen
erkeklik bu... tşte bunun
değişmesi lazım. Çok
çarpıcı iki olayı üst üste
^Sşıyoruz. Bütün bunlann
üzerine gidecek yerde
bizimle ugraşıyorlar.
Ahmet Kaya, Bedri
Baykam'ı, Hürya Avşar'ı
karşısına almış.
Feministler çirkin mi güzel
mi, bunu tartışıyorlar.
Hıncal Uluç, "Hale Soygad
feminist otmadan daha
güzeldL Şimdi makyaj
yaptmyor. Çirkinleşb" diye
durmadan yazıyor. Bunlar
uğraşılacak şeyler değil.
Ben onlardan övgü
beklemiyorum. Ama
yaptıklanmızı görmelerini
istiyorum.
Feministler, Türkiye'de
bekâret kontrolüyle ılgili
çok şeyler yaptılar.
Tecavüzle ilgili
çalışmalanmız sayesinde
toplumda bir bilinç oluştu.
Belki G.'nin böylesine
cesurca çıkıp
konuşmasmın altında
"Bana birUeri sahip
çıkacakûr" güveni vardı.
Nitekim sahip çıkıldı da.
Feministler Türkiye'de çok
şey yaptı. Ama bir şey
olduğunda Hıncal Uluç, köşesinden
"Bütün bunlar oluyor da siz nerdesiniz
ey feministJer?'' diye yazabiliyor. Biz
buradayız da siz nerdesiniz? Siz bizi
ne zaman anlayacaksınız? Artık bu,
tatlı bir sürtüşmenin ötesine geçti diye
düşünüyorum.
Feminizmi de en iyi erkekler biliyor,
feministlere de akıl öğretecek olan
onlar...
Bizdeki olumlu yanlan görmek yerine
saçunızla başımızla uğraşanlara artık
çok gülüyorum. Çünkü hayat bizi
doğruluyor. Onlar bize tecavüz
ediyorlar. Çünkü bilek güçleri
bizimkinden üstün. Onlara ancak
kendi hemcinsleri tecavüz ediyor.
İLAN
T.C.
İZMtR BtRİNCİ ASLİYE HIJKUK MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Harun Canbaytarafından Davalı Jonela Canbay (Gcorge) aleyhine açılan boşanma davasının
yapüan açık duruşması sonunda:
Davalı, tebliğe ragmen bulunamamış, dava dilekçesi ve duruşma günü ılanen tebliğ edilmiş, davalı
duruşmaya gelmemiş ve bir cevap vermemiştır.
Mahkememizin 1993/417 Esas, 1994/1024 Karar, 27.12.1994 günlü hükmüne göre Izmir Bomo-
va Kazımdınk Mah. C: 003/13 S: 1 K: 1394'te kayıtlı 23.9.1964 D.lu Osman ve Mesküre'den doğma
Harun Canbay ıle 27.2.1968 D.lu Cırsteol ve Elena'dan doğma lonela Canbay'ın boşanmalanna, bakiye
41.000 TL. harcın davahdantahstline, davacı tarafından yapılan 457.000 TL. yargılama gtderi ıle davacı
vekilı için 650.000 TL. maktu ücreti vekâletın davahdan alınarak davacıya venlmesine dair Yargıtay
yolu açık olmak üzere verilcn iş bu hükmün davalıfa tebligat yerine kaim olmak üzere tebliğı 15 gün
içinde temyiz edilmedigi takdirde hükmün kesinleştırilecegi hususu ılanen tebliğ olunur. 31.1.994.
Basın: 5599
KURUCAŞtLE KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Hâkim: Hayri Demir 29361 - Katıp. Osman Gençulus 204
EsasNo: 1994/46
Davacı Mehmet Tomruk vekıh Av. Hamıt Göktepe davalılar Hance Naımi Gökyar ve arkadaşlan
aleyhine tespıte itiraz davası ikame edilmiş olup mahkememizde yapılan açık yargılama sırasmda
davalı Hatıce Naime Gökyar için ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir.
Karar gereğınce Kurucaşile Nefsışile Mahallesı nüfusuna kayıtlı Hüseyin ve Ayşe'den olma 1318
doğumluHatice Naıme Gökyar, tüm aıamalararagmen adresi bulunamadığı anlaşıldığından, davalınrn
duruşma gün ve saatinde hazır bulunması, tebligat tanhınden itibaren duruşmaya kadar dava ile il-
gili itiraz sebepleri ve delillerinizi dılekçe ile mahkemeye bildırmenız, ilk duruşmaya kadar dava se-
bep ve delillerinizi bıldırmeniz, bildirmediğınız takdirde ve duruşmaya gelmediğiniz takdirde veya
kendinizi vekillc temsil ettirmediginiz takdirde Kadastro Kanunu'nun 23. maddesı gereğince ihtar
olunup yokluğunuzda hüküm kurulup karar venleceği ve mahkememizin 22.03.1995 günü saat
09.10'daki duruşmada hazır bulunması hususu tebliğ olunarak ilan olunur. 10.01.1995
Basın: 2786
AVANOS ASLÎYE HUKUK HÂKÎMLİĞt'NDEN
1994/254-1994/353
Davacı Ismail Özmen veküi Av. llhan Tok tarafından davalı
Pamuk Özmen aleyhine mahkememıze açılan terk nedeni ile
boşanma davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
Nevşehır ili Avanos ilçesi Sanlar kasabası kütük sıra no: 84'te
kayıtlı davacı tsmail Özmen ile yıne aynı yerde nüfusa kayıtlı Pa-
muk özmen'ın boşandıklanna dair karann davalının adresüıi
terk ederek gitmesi ve adına çıkanlan davetiyenin bila tebliğ iade
edilmesı nedeni ıle ilanen tebliğe karar verilmış olmakla:
Davacı tsmail özmen ıle davalı Pamuk Özmen'in Avanos
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 5.10.1994 tarih ve 1994/254 E.,
1994/353 K. sayılı karan gereğince terk nedeni ile boşandıklanna
dair karann 7201 sayılı yasa hükümleri gereğince davalı Pamuk
Özmen'e tebliği ıle ilandan itibaren 15 gün içinde karann kesin-
leşeceğı ilanen tebliğ olunur. Basın: 6041