06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12ŞUBAT1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kendi olanaklanyla yurtdışında eğitim görmek isteyen öğrencilere sınav koşulu getirildi Yurtchşı egitiıııine OSYS koşulu3 O ^ . .. 1S•Yükseköğrenim için yurtdışma gitmek isteyen öğrenciler, öğrenci seçme sınavını (ÖSS) en az 105 puan alarak kazandıktan sonra, diğer öğrenciler gibi öğrenci yerleştirme sınavına (ÖYS) girecekler. Öğrenciler, bu sınavda yurtdışındaki üniversitelerde tercih edecekleri bölümler için alan belirlemesi yapacaklar. EMİNE KAPLAN ANKARA - Yükseköğretim Kurulu (YÖK). üniversite sınavlannda başanlı olamayınca yurtdışında "paralı eğMme" giden öğrencilere, "öğrenci seçme sına\ını kazanma" ve "öğrenci yerieştinne sınavuıda da alan beürleme" koşulu getirdi. Yetkililer. son yıllarda bazı şirketlerin yükseköğrenimi "bol kazançlı ticaref. öğrencileri de "para maküıesi" olarak görmeye başladıklanna dikkat çekerek. yeni düzenlemenin "denetim" amacı taşıdığını söylediler. YÖK. yurtdışında yükseköğrenim görmek isteyen öğrencilere. "1995 öğrenci seçme ve yerleştirme sınavlanna (OSYS) girme zorunluluğu" getirdi. Alınan karar uyannca. yükseköğrenim için yurtdışına gitmek isteyen öğrenciler, öğrenci seçme sınavını (ÖSS) en az 105 puan alarak kazandıktan sonra, diğer öğrenciler gıbi öğrenci yerleştirme sınavına (ÖYS) girecekler. Öğrenciler, bu sınavda yurtdışındaki üniversitelerde tercih edecekleri bölümler için alan belirlemesi yapacaklar. Yurtdışındaki üniversitelerde sosyal bilimler alanında öğrenim görmek isteyen bir öğrencinin, ÖYS'de sosyal bilimler puanı alması gerekecek. Matematik puanı olan bir öğrenci, üniversitelerin sosyal bilimler bölümünü. sosyal bilimler puanı olan bir öğrenci de, matematik ya da fen bölümlerini tercih edemeyecek. Milli Eğitim Bakanlığı. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (OSYM) tarafından yapılan sınavlara katılmayan ya da yeni düzenlemenin hükümlerini yerine gerirmeyen öğrencilerin "öğrencilik tanuna bajvurulan"nı kabul etmeyecek. YOK, bu koşullan yerine getirmemesıne karşın, yurtdışında herhangı bir yükseköğretim kurumunu bitiren öğrencilerin okullan için Türkiye'deki yükseköğretime denklik işlemi yapmayacak. 'Eğitimi pazariaşürttılar' Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, son yıllarda bazı şirketlerin "umııt tacirliği'' yaptıklanna. yüksekögretimi yurtdışına açılan bir "pazar" haline getirdiklerine dikkat çe_kerek şu görüşleri dile getirdiler: "Üniversite sınavlanna defalarca girmesine karşın başanlı olamayan öğrenciler bir umut olarak yurtdışına yöneliyorlar. Burada özel şirketierin çok büyük bir pa>ı var. Baa şirketler ögrencileri bir para makinesi gibi görerek, onlann umutlannı sömürüyorlar. Büyük vaatlerie de eğitim düzeyi çok düşük üniversiteiere gönderiyoriar." Üniversite sınavlannda başanlı olamayan öğrencüerin son yıllarda Türk cumhuriyetlerine yöneldiğini anımsatan yetkililer, bazı öğrencilerin okula devam etmeden kısa sürede diploma almasının "parayla dipkıma satın ahmyor" kuşkusunu yarattığına dikkat çektiler. Yetkililer, yeni düzenlemenin. yükseköğrenim için yurtdışına gidecek öğrencilerin eğitim düzeylerinin yüksek tutulması ve özel şirketlerin denetlenmesi amacını taşıdığını bildirdiler. TUBA, Anadolu üniversitelerine açılıyor {•Üye sayısı 71'e ulaşan ve seçkin bilimcileri çatısı îaltında toplayan Türkiye Bilimler Akademisi'nin ;(TÜBA) üyeleri bu yıl bütün Anadolu lüniversitelerinde bilimsel konferanslar verecek. aday gösterilmek, çok sayıda uluslararası dergıde yayınları olmak, bunlara büyük oranda atıflar almak, kendi adıyla birtakım yöntemler ve icatlarda bulunmak. önemli kitap bölümleri yazabılmek. ulusal ve uluslararası kuruluşlardan ödüller almış olmak gibi kriterler aranıyor. Akademı. geçen 'bifim, etik ve üniversiteler' ile 'bilim ve eğitim üişkileri' üzenne iki bilimsel toplantı yaptı. ;ORHAN BLRSALI * jTürkiye'nın seçkin araştırmaci •bilimcilerini çatısı altında •toplayan Türkiye Bilimler İAkademisi (TUBA) ikuruluşundan bu yana 1 yılmı jtamamladı. il0 kurucu üye ile başlayan ;kunıluş çalışmalan sonucunda |bugün akademinin çatısı jaltmda 71 bilim adamı »toplanmış durumda. •Akademinin temel amaçlan îarasında Türkiye "de bilim |adamlannın, araştırmacılann jtoplumsal statülerini yükseltmeyı ve araştırma jfaaliyetlerinı maddi bakımdan kfesteklemeyi sayabılıriz. «Akademinin bir yıllık jçalışması üzenne yaptığımız Jgörüsmede TÜBA Başkanı jProf. Dr Ayhan Çavdar, jüyelerin 40"ının temel bilimler, jl7'sinin sağlık bilimleri. <14'ünün de sosyal bilimler 'alanındaki etkin bilimcilerden unubelırtti. biitçe alınamadı- jAyhan Çavdar. kuruluş yasası »gereğince. üyelerine, en lyüksek devlet memuru ımaaşının yıllık brüt toplamı Ikadar araştırma desteğı jyardımı yaptıklannı anımsattı, jancak bu yıl hükümetten jistedikleri bütçeyi •alamadıklanndan yakındı. »Akâdemiye üye seçilebilmek iiçin, akademi üyesi tarafından Bilimsel konferanslar Bu yıl da üniversiteler üzerine bır bilimsel toplantı düzenleyeceklenni belirten Prof. Çavdar, TÜBA'nın Türk toplumuna karşı sorumluluklan olduğuna inandıklannı, bu nedenle tüm akademi üyelerinin Anadolu üniversitelerinde bilimsel konferanslar vermesini sağlamak istediklerini ve bu etkinliğin 1995programı içinde öncelikli bif yeri' olacağını belirtti. TÜBA bu yıldan itibaren, sosyal bilimlerdeki araştırmalan desteklemek amacıyla. uluslararası dergilerde yayımlanacak makalelere maddi yardım yapacak ve böylece bu tür çalışmalan özendirecek. Ayhan Çavdar, kişısel olarak. sosyal bilimcilerin Türkçe yayımladıklan önemli makalelere de mali destek Körfezin pis sularından kurtarılacak jBalinalar için ;yurldışından uzman • Körfezi"nde görülen biri yavru iki balina Iherkesin ilgi odağı haline geldi. Yurtdışından balina •uzmanı getirileceğini açıklayan Bakan Akçalı, büyük îbalinanın 4-5 gemiyle açığa sürülerek körfezin pis jsulanndan kurtanlmaya çalışılacağını söyledi. ! İZMİR (Cumhuriyet Ege Isviçre'deki uluslararasıbirtop- iBürosuJ-lzmirKörfezi'ndegö- jrülen ve herkesin ılgi odağı ha- «linegelen. biri yavru iki balinay- >la ilgıli incelemelerde bulunan îÇevre Bakanı Rıza Akçalı, ulus- ilararası kuruluşlardan balina ko- Şıusunda uzman kişilerin getiri- Heceğini açıkladı. Bakan Akçalı. îbüyük balinanın 4-5 gemiyle feçiga sürülerek körfezin pis su- «lanndan kurtanlmaya çalışılaca- iğını söyledi. Yaralı yavrubalina- Jiın ise Urla'da EÜ Su Ürünleri jFakültesi 'nin havuzunda tedavi- pinin sürdüğü ve tedavisi için Hiluslararası kuruluşlardan yar- idım istendiği belirtildi. î Çevre Bakanı Rıza Akçalı. |dün EÜ Su Ürünleri Fakülte- si'nin bilimsel araştırma gemisi •EGESÜF ile körfezde bir ince- Jleme gezisi yaptı. Geziye. tzmir ÎVali Yardımcısı Fahir Işıksız. EÜ ÎSu Ürünleri Fakültesi Dekanı ^rof. Dr. Atilla Alpbaz. 1Ü Su •Ürünlen Fakültesi"nden Doç. yardımı yapılması görüşünde olduğunu belirtiyor. TÜBA'nın geçen bir yıl içindeki diğer önemli bir etkinliği de düşünce özgürlüğü konusunda Prof. Adnan Gürüz, Prof. Ergun Özbudun ve Prof. Nevzat Toroshı'ya bir rapor hazırlatmak oldu. Aynca akademi içinde çeşitli etkinlikler yapmak üzere Bilim Etik Komitesi, Bilimsel Toplantılar Komitesi, Bilim Politikası Komitesi, Dış llişkiler Komitesi, Bilgisayar ve îletişim Komitesi ve Aday Saptama ve_ tnceleme Komitesi kuruldu. TÜBA Başkanı. bu son komiteyi oluştururken amaçlannın çok değerli bir bilim adamının bir kenarda unutulmasını önlemek olduğunu belirtiyor. Ülkemizin bilimdeki geri kalmışlığının temel nedenlerinden bıri olarak, siyasi iktidarlann ulusal bir bilim politikası saptayıp uygulamalan olduğu gerçeğinden hareketle "Bilim politikası konusunda yapılacak çalışmamn ana hatlan nedir" sprusuna. Ayhan Çavdar^fanıtı. venyor: •••.-• • "Dünyanın her yerinde akademilerin yapnnmcı bir gücünden /jyade bilimsel danışmanlık görevi var. Talep karşısında danışmanlık yapabileceğiniz gibi. hiçbir talep gelmeden de bilim adanılannın topluma olan sorumluluğu nedeniyle bazı konularda aydınlatıcı görüşler belirtmek gerekebilir. Her ne kadar Türkiye'de TÜBİTAK, bilim poütikasıyla ilgilenmişse de bu kurumun zaman zaman geçirdiği knzler dikkate alınırsa TÜB.Vnın da bilim politikasında göriiş üretmesi yarariı olur." Ayhan Çavdar'la yapılan röportajın tamamı ve TÜBA üyelerinin tam listesi, bu hafta Cumhuriyet Bilim Teknik ekimizde yayımlanacak. jÜrünlen Fakültesinden Doç. tDr. Bayram Oztürk ile Çevre BCoruma Genel MüdürüFahri wVkben de katıldı. ifavru bitkisel havatta lç körfezde gezinen ve zaman man sahil yolunun yakınında îortaya çıkan büyük balinanın, jdaha uzun süre burada kalması- Jnın sakıncalı olduğunu belirten {Bakan Akçalı. Urla'ya çekilen jyunus-balina türü yavrunun da »itkisel hayata girmiş durumda îolduğunu söyledi. Yavru balina- Jıın tedavisi ve diğer balinanın fkörfezden çıkarılması için ulus- lararası kuruluşlardan yardım is- tediklerini açıklayan Akçalı, her iki balina için yapılacak harca- malann Izmir Çevre Koruma Vakfı'nca karşılanacağını belirt- ti. UluslararaM Balina Komis>o- nu ile tcmasa geçildiğini, ancak bu konudaki bütün uzmanlann lantıda bulunduğunu belirten Akçalı, sözlerine şöyle devam etti: "Merkezi İngütere'de bulu- nan Uluslararası Balina Komis- yonu ile merkezi İsviçre'de bulu- nan Dünya Doğal Hayatı Koru- ma V'akn'ndan uzmanlan davet ettik. Bu konudaki bütün mas- raflar Çevre Bakanlığı'nca kar- şılanacak. Uzmanlann pazar \e- ya pazartesi günü gelmesi bekle- nhor. Büyük balinanın mutlaka körfez dışına çıkanlması gereki- yor. Bu tür deneyimler bize nes- li tükenmekte olan canlılar için merkezler oluşturulması gerek- tiğini göstern or. Bu nedenle Ak- deniz'de nesli tükenmekte olan deniz memelileri için bir rehabi- Utasyon merkezi kurubnasıçalış- ması başlattık. Bö> le bir merke- zin fîzibüite çahşmalan sürüyor." Gezive katılan Çe\re Bakanı Rıza Akçalı ve bakanlık görev- liferi ile bilim adamlan, yaptık- lan toplantıda iç körfezdeki bü- >ük balinanın belediye, sahil gü- venlik ve bilimsel kuruluşlann tekneleri yardımıyla bir an önce körfez dışına çıkanlması karan aldılar. Akçalı, toplantı sonra- sında. "Balinanın 4-5 gemi ileya- run ay şeklinde ortaya alınmak ve Ege Denizi'ne doğru sürül- mek surefiyle kurtanlabileceği- ne, bunun mutlaka vapılması ge- rektiğine karar verdikv> açıkla- masını yaptı. Öte yandan Urla'daki Su Ürünleri Fakültesi'ne ait havuza alınarak tedavi edilmeye çalışı- lan yavru balinanın yaralanna antibiyotıkli merhem sürülür- ken, enjektörle serum ve antibi- yotik verilmesinde, eldeki araç- lann yetersizliği nedeniyle ba- şanlı olunamadı. Bakan Akçalı, yavru balinanın yaşatılmaM için büyük çaba gösterildiğini söy- ledi. SHP 'nin ramazan etkinliği SHP Bahçeliev ler ilçe örgürü tarafından düzenlenen "Özel Ramazan EğlencesPnde, eski ramazanJar \eniden canlandınldı. Vay la'daki Yenj Gelincîk Düğün Salonu'nda gerçekleştirilen eglence programında sahnelenen Hachat-Karagöz, ortaoyıınu, şarkı yanşmalan ve sihirbazlık gösterileri. özelh'kkçocuklara ncşoli dakikalar yaşatü. SHP Bahçelievler İlçe Başkanı Erdal Dönmez, SHP'nin kadın haklanna önem veren bir parti olduğunu beürterek, SHP'li kadınlann siyasete anlmalannı ve daha aktif çab§malanruistedL(Fotoğraf: KEREM ILGAZ) KAMUOYUNA SAYGI İLE DUYURULURJapon Denizaşın Ekonomik tşbirligi Fonu (O.E.C.E) kredisi ile finanse edilmek üzere, Bayındırlık ve lskan Bakanlığı Karayollan Genel Müdûrlûgü tarafından 1992 yılında ihaleye çıkanlan "HALİÇ KÖPRÜSÜ7rtW ONARIMI VE GENİŞLETİLMESt" işi, lhale Komisyonu'nun 27.01.1993 tarihli karan ile "STFA - GANZ Ortak Girişimi'ne ihale edilmiş ve ihale karan ita amiri konumunda olan "Karayollan Genel Müdürlügû" tarafindan da onaylanmıştır. Sözleşme yapılması için davet beklenmekte iken, yazıh ve sözlü bûtün başvurulanmız cevapsız bırakılarak ve ihale mevzuatma aykın bir "Bakan Olur"una dayanılarak, usulsüz is.lemler yapılmış, "mevcut ihale karan iptal edilmedigi halde", yasal dayanağı olmayan bir komisyonun karan ile idare, bir başka konsorsiyumla 08.12.1993 tarihinde sözleşme imzalamışftr. Bu gelişme karşısuıda STFA, Bayındırhk ve lskan bakanhgı Karayollan Genel Müdürlügû aleyhine dava açmak zorunda kalmış ve Ankara 6 ıncı tdare Mahkemesi, 10.01.1995 tarih ve E. 1993/1910, K. 1995/2 sayıh karan ile "Haliç Köprüsfknûn Onanmı ve Genişletilmesi" ihalesini; "yasal dayanağı bolunmayan... ikinci bir komisyonun aldıgı karar dogrultusunda, işin bir başka ortak girişiıne verilerek ihalfnin sonnçlandınlmasına ili«kin işlemde, ihalcden amaçlanan açıklık ve rckabct ilkeleri ile hakuka ayarbk bulanmadığı" gerekçesi ile iptal etmiştir. Sayın halkımız çok iyi bilmektedir ki STFA, başan ile gerçekleştirdigi büyûk bayındırhk projeleri ile, yanrn yüzyılı aşkın bir süre boyunca Tûrkiye'nin yeniden yapılanmasına ve Türk taahhüt sektörünün Afrika, Ortadogu ve Asya ülkelerine açılmasına önderlik etmi$ bir kuruluştur. Ancak son yıllarda, özellikle yapımıyla iftihar ettigimiz Yeni Galata Köprüsü inşaaü ile ilgili hukuki sorunlar, medya alet edilerek çarpıtılmış ve gerçek dışı yayınlar nedeni ile STFA halkımızın gözünde hiç hak etmedigi bir konuma getirilmek istenmiştir. "Kamu yarannı koruma" görüntûsü ile kamuoyunda oluşturulan yanlış kanaat ve yapay ve yoğun baskı, sonuçta maalesef ülkedeki karar mekanizmalannı dahi etkileme noktasına ulaşmışür. STFA, günümüzde her zeminde tartışıhr hale gelen "hukukun ûstünlügü" ilkesine olan inancını hiçbir zaman kaybetmemiştır. Yukandaki mahkeme karannı inancımızın boşuna olmadıgınm somut bir kanıtı olarak sayın halkınuza saygüanmızla duyurmayı görev sayıyoruz. SEZAİ TÜRKEŞ FEYZİ AKKAYA İNŞAAT A.Ş. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Ekranda Ortaoyunu Karagöz-Hacivat oyununda bir karşıtlık vardır. "Oıta- oyunu "nda ise yoktur. Her şey bir kişinin halkı güldürmesi için düzenlenmiştir... Hacivat bir "figüran" değildir. Ama ortaoyununda, bir kişi dışında herkes figüran sayılır. Geçenlerde HBB'de bir ortaoyunu oynandı. Kemalizmin "totaliterbirdiktatör1ük"o\duğu... Kemaliz- mi lanetlemeden solcu (!) olunamayacağı "fetva "sını, kul- lara "tebliğ" için sahnelenmiş bir ortaoyunu. Dümbüllü de oradaydı, çanak tutucusu da, davulcusu da... Ve üçü de çok şanslıydılar. Çünkü ekran başmdakiler- den yükselen küfürleri duymuyorlardı... Bir kuraldır bu: Güldüremeyen soytanlık giderek çirkin- leşir! • • * "Mülkiye cuntası"nın CHP'de egemen olduğu dönem- di. Ismet inönü genel başkan, Ecevrt genel sekreter idi. Parti adına "Ulus" gazetesinden sorumlu olan Haluk Ül- man, benden bir dizi yazı istedi. Konu "demokratik sos- yalizm" olacaktı. Kabul ettim. Batı'da demokratik sosyalist sayılabilecek partilerin tarihlerini ve programlannı önüme yığdım. Ve baş- ladım incelemeye. Açtığım her programta birlikte hayretim biraz daha artı- yordu. Işçiye oy hakkı... emeklilik hakkı... paralı dinlence... pa- rasız sağlık hizmetleri... 8 saatlik işgünü... parasız eğitim... ve hatta grev ve toplusözleşme hakkı... Batılı toplumculann çok uzun bir süreç içinde, çoğunu ancak kan dökerek elde ettiği haklan Türkiye'de Kemalizm sağlamıştı. Hem de hiçbir kuşağı harcamadan. Sadece oy hakkı için bile, Fransız işçisinin 59 yıl savaş- mak, kan dökmek zorunda kaldığı, tarihsel bir gerçekti... Üstelik de, Fransız Devrimi "yasalar önünde eşitlik" öngör- düğü halde. Ve HBB'deki ortaoyununa göre; Batı'da o partiler "sol- cu"... Ama Türkiye'de Kemalistler "gerici"®... • • • Avrupa'da demokrasiler bır bir yok oluyor. Nazizm ve fa- şizm yükseliyordu. Baskı rejimlerinden kaçan çok değerli bilim ve sanat adamlan vardı. Zengin ve demokratik ABD onlara kucağı- nı açmıştı. Ama bunlardan tam 142'si Mustafa Kemal'in Türkiye- si'ni seçti. Varlıklı bir ülkenin diktatörlüğünden kaçıp, bugünün Bangladeşi'nden daha yoksul bir ülkenin diktatörlüğüne sı- ğınmak için mi? Kendi dininden, kendi dilinden, kendi kül- türünden çok farklı bir ülkenin yoksulluğunu ve baskıcı ko- şullarını paylaşmak için mi? Çoğu dünya çapında olan bu insanlar acaba mazoşist miydi?!.. Ve HBB'deki ortaoyununa göre; o dönemin Amerikası "demokratik"... Ama o dönemin Türkiyesi "totaliterbirdik- tatörtük"®... • • • HBB'deki "Yüksek Tansiyon" adlı ortaoyununda birtek Mehmet Altan'a kimsenin kızmaya hakkı yok! Çünkü bi- linen görüşlerini tekrarladı. Zaten oraya çağnlmasımn nedeni de onları tekrarlama^_ d Ama progtamtn düzenleyicisi Erhan AJtyıldız *iesağjnaF oturttuğu Zafer Üskül için aynı şeyi söylemek olanaksız! Sayın Akyıldız, bir "mizanseh"e "yan&ızlık" kılıfı giydir- meye çalışırken, giderek meslek onurundan uzaklaştığının acaba ayrımında mıydı? Acaba "oyun bozulur"d\ye mi Uluç Gürkan'ın yerine Prof. Üskül'ü çıkarmıştı? Ortaoyunundaki en eleştirilecek oyuncu ise zaten Sayın Üskül'dü. Kemalizmi savunmadı ya da savunamadı... Acizlikten mi, yoksa inançsızlıktan mı? Onurlu bir kişi, her iki durum- da da, o oyuna alet olmazdı! Kemalizm adına ortaya çıkacak kişinin, "so/"un ve "de- mokrasi"r»n tarihsel süreç içindeki yerini bilmesi, "asgari koşul"dur. • • • Ekrandaki ortaoyununun mesajı açık: Bugünkü bozuk- luklann sorumlusu, Kemalizmdir! Kemalizmin 70 yıldır "res- mi ideoloji" olmasıdır!.. Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; son 20 yılda la- ik liselerde okuyanların sayısı üç kat artarken, imam okul- lanndakilerin sayısı 14 kat arttı? Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; Içişleri ve Milli Eğitim bakanlıklan Atatürk ve Kemalizm düşmanlannın in- safına terk edildi? Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; partisi dahil, Ata- türk'ün kurduğu ve en önem verdiği kurumlar birer birer ka- patıldı? Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; işçisi, memuru, genci -anayasa zoru ile- siyasetin dışında bırakıldı? Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; din dersleri ana- yasal zorunluk oldu? Bakanın biri çıkıp, TV'de "Biz siya- setin emrinde din değil, dinin emrinde siyaset istiyonız!" diyebildi? Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; 37 insan -düşün- celerinden ve inançlarından dolayı- devletin gözleri önün- de çıra gibi yakıldı? Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; düşüncesini söy- leyene de, düşünce sahibini yakana da aynı ceza verilebi- liyor? Liste çok uzun... Bitmez! ••• llhan Selçuk geçenlerde, solcu olmak için artık sağcı- lardan "icazet" almak gerektiğini (!) yazmıştı. Amabu "yenisağcı'lar, tıpkı "yeniyetme "ler gibi... Doy- mak bilmiyorlar. Bu kezde "Solcular ayn partide, Kemalistler ayn parti- de olmalı!" buyuruyorlar. Baş üstüne! Onlann "solcu" dediklerinin çoğu, zaten Sayın Boyner'in partisine kapağı attılar. Ama SHP içinde kalmış birkaç dost- ları daha var. (Hani kimisi yakın geçmişte hükümette iken, kendilerini "devlet kesesmden" besleyen dostlan...) Onlann eline de Boyner'in adresini tutuşturuverirlerse, Türk soluna gerçekten de son bir iyilik yapmış olurlar! Ama perde arkasında ipleri ellerinde tutanlar, bu işten hoşlanırlar mı, onu bilemem... Malûm, "hşkırtıcı a/anian düşman örgütlerin içine sokmak ve hele doruklarına kadar tırmandırmak zordur!.. AYDIN ASLİYE 2. HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1994442 Davacı thsan Tokgöz tarafından davalı E>udu Tokgöz aleyhine açılan boşanma davasının mahkememızde yapılan açık duruşma- sı sırasmda verilen karar gereğince: Davalı Dudu Tokgöz'ün Aydm Köprülü Mah. Dağdibi Sk. No: 39 adresine yapılan duruşma gününü bıldırir teblıgatın bila ikmal iade edildiği, yapılan araştırmaya rağmen de tebligata sanh adresi tahkik edilemedıginden duruşnıa gününü bildinr teblıgatın gaze- tede ilanen tebliğıne karar verilmış olup buna göre yukanda bah- sedildiğı üzere davalı Dudu Tokgöz'ün duruşma günü olan 23.2.1995 günü. saat 09.00'da mahkemede bizzat hazır bulunma- sı veya kendısını birvekılletemsı! ettirmesı. aynca hazır bulunma- dıgı ve vekille de kendisinı temsıl ettırmedıgı takdirde HUMK'nin 3165 sayıh kanunla değişik 213. maddesi gereğince yargılamanın vokluğûnda devam edfleceği ve hüküm verileceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen teblig olunur. Basın: 5577
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle