Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12ŞUBAT1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kendi olanaklanyla yurtdışında eğitim görmek isteyen öğrencilere sınav koşulu getirildi
Yurtchşı egitiıııine OSYS koşulu3 O ^ . .. 1S•Yükseköğrenim için yurtdışma gitmek isteyen öğrenciler,
öğrenci seçme sınavını (ÖSS) en az 105 puan alarak
kazandıktan sonra, diğer öğrenciler gibi öğrenci yerleştirme
sınavına (ÖYS) girecekler. Öğrenciler, bu sınavda
yurtdışındaki üniversitelerde tercih edecekleri bölümler için
alan belirlemesi yapacaklar.
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Yükseköğretim Kurulu
(YÖK). üniversite sınavlannda
başanlı olamayınca yurtdışında
"paralı eğMme" giden öğrencilere,
"öğrenci seçme sına\ını kazanma" ve
"öğrenci yerieştinne sınavuıda da alan
beürleme" koşulu getirdi. Yetkililer.
son yıllarda bazı şirketlerin
yükseköğrenimi "bol kazançlı
ticaref. öğrencileri de "para
maküıesi" olarak görmeye
başladıklanna dikkat çekerek. yeni
düzenlemenin "denetim" amacı
taşıdığını söylediler. YÖK.
yurtdışında yükseköğrenim görmek
isteyen öğrencilere. "1995 öğrenci
seçme ve yerleştirme sınavlanna
(OSYS) girme zorunluluğu" getirdi.
Alınan karar uyannca.
yükseköğrenim için yurtdışına gitmek
isteyen öğrenciler, öğrenci seçme
sınavını (ÖSS) en az 105 puan alarak
kazandıktan sonra, diğer öğrenciler
gıbi öğrenci yerleştirme sınavına
(ÖYS) girecekler. Öğrenciler, bu
sınavda yurtdışındaki üniversitelerde
tercih edecekleri bölümler için alan
belirlemesi yapacaklar. Yurtdışındaki
üniversitelerde sosyal bilimler
alanında öğrenim görmek isteyen bir
öğrencinin, ÖYS'de sosyal bilimler
puanı alması gerekecek. Matematik
puanı olan bir öğrenci, üniversitelerin
sosyal bilimler bölümünü. sosyal
bilimler puanı olan bir öğrenci de,
matematik ya da fen bölümlerini
tercih edemeyecek. Milli Eğitim
Bakanlığı. Öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Merkezi (OSYM)
tarafından yapılan sınavlara
katılmayan ya da yeni düzenlemenin
hükümlerini yerine gerirmeyen
öğrencilerin "öğrencilik tanuna
bajvurulan"nı kabul etmeyecek.
YOK, bu koşullan yerine
getirmemesıne karşın, yurtdışında
herhangı bir yükseköğretim
kurumunu bitiren öğrencilerin
okullan için Türkiye'deki
yükseköğretime denklik işlemi
yapmayacak.
'Eğitimi pazariaşürttılar'
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, son
yıllarda bazı şirketlerin "umııt
tacirliği'' yaptıklanna.
yüksekögretimi yurtdışına açılan bir
"pazar" haline getirdiklerine dikkat
çe_kerek şu görüşleri dile getirdiler:
"Üniversite sınavlanna defalarca
girmesine karşın başanlı olamayan
öğrenciler bir umut olarak yurtdışına
yöneliyorlar. Burada özel şirketierin
çok büyük bir pa>ı var. Baa şirketler
ögrencileri bir para makinesi gibi
görerek, onlann umutlannı
sömürüyorlar. Büyük vaatlerie de
eğitim düzeyi çok düşük üniversiteiere
gönderiyoriar." Üniversite
sınavlannda başanlı olamayan
öğrencüerin son yıllarda Türk
cumhuriyetlerine yöneldiğini
anımsatan yetkililer, bazı öğrencilerin
okula devam etmeden kısa sürede
diploma almasının "parayla dipkıma
satın ahmyor" kuşkusunu yarattığına
dikkat çektiler. Yetkililer, yeni
düzenlemenin. yükseköğrenim için
yurtdışına gidecek öğrencilerin eğitim
düzeylerinin yüksek tutulması ve özel
şirketlerin denetlenmesi amacını
taşıdığını bildirdiler.
TUBA, Anadolu
üniversitelerine açılıyor
{•Üye sayısı 71'e ulaşan ve seçkin bilimcileri çatısı
îaltında toplayan Türkiye Bilimler Akademisi'nin
;(TÜBA) üyeleri bu yıl bütün Anadolu
lüniversitelerinde bilimsel konferanslar verecek.
aday gösterilmek, çok sayıda
uluslararası dergıde yayınları
olmak, bunlara büyük oranda
atıflar almak, kendi adıyla
birtakım yöntemler ve
icatlarda bulunmak. önemli
kitap bölümleri yazabılmek.
ulusal ve uluslararası
kuruluşlardan ödüller almış
olmak gibi kriterler aranıyor.
Akademı. geçen 'bifim, etik ve
üniversiteler' ile 'bilim ve
eğitim üişkileri' üzenne iki
bilimsel toplantı yaptı.
;ORHAN BLRSALI
*
jTürkiye'nın seçkin araştırmaci
•bilimcilerini çatısı altında
•toplayan Türkiye Bilimler
İAkademisi (TUBA)
ikuruluşundan bu yana 1 yılmı
jtamamladı.
il0 kurucu üye ile başlayan
;kunıluş çalışmalan sonucunda
|bugün akademinin çatısı
jaltmda 71 bilim adamı
»toplanmış durumda.
•Akademinin temel amaçlan
îarasında Türkiye "de bilim
|adamlannın, araştırmacılann
jtoplumsal statülerini
yükseltmeyı ve araştırma
jfaaliyetlerinı maddi bakımdan
kfesteklemeyi sayabılıriz.
«Akademinin bir yıllık
jçalışması üzenne yaptığımız
Jgörüsmede TÜBA Başkanı
jProf. Dr Ayhan Çavdar,
jüyelerin 40"ının temel bilimler,
jl7'sinin sağlık bilimleri.
<14'ünün de sosyal bilimler
'alanındaki etkin bilimcilerden
unubelırtti.
biitçe alınamadı-
jAyhan Çavdar. kuruluş yasası
»gereğince. üyelerine, en
lyüksek devlet memuru
ımaaşının yıllık brüt toplamı
Ikadar araştırma desteğı
jyardımı yaptıklannı anımsattı,
jancak bu yıl hükümetten
jistedikleri bütçeyi
•alamadıklanndan yakındı.
»Akâdemiye üye seçilebilmek
iiçin, akademi üyesi tarafından
Bilimsel konferanslar
Bu yıl da üniversiteler üzerine
bır bilimsel toplantı
düzenleyeceklenni belirten
Prof. Çavdar, TÜBA'nın Türk
toplumuna karşı
sorumluluklan olduğuna
inandıklannı, bu nedenle tüm
akademi üyelerinin Anadolu
üniversitelerinde bilimsel
konferanslar vermesini
sağlamak istediklerini ve bu
etkinliğin 1995programı
içinde öncelikli bif yeri'
olacağını belirtti.
TÜBA bu yıldan itibaren,
sosyal bilimlerdeki
araştırmalan desteklemek
amacıyla. uluslararası
dergilerde yayımlanacak
makalelere maddi yardım
yapacak ve böylece bu tür
çalışmalan özendirecek.
Ayhan Çavdar, kişısel olarak.
sosyal bilimcilerin Türkçe
yayımladıklan önemli
makalelere de mali destek
Körfezin pis sularından kurtarılacak
jBalinalar için
;yurldışından uzman
• Körfezi"nde görülen biri yavru iki balina
Iherkesin ilgi odağı haline geldi. Yurtdışından balina
•uzmanı getirileceğini açıklayan Bakan Akçalı, büyük
îbalinanın 4-5 gemiyle açığa sürülerek körfezin pis
jsulanndan kurtanlmaya çalışılacağını söyledi.
! İZMİR (Cumhuriyet Ege Isviçre'deki uluslararasıbirtop-
iBürosuJ-lzmirKörfezi'ndegö-
jrülen ve herkesin ılgi odağı ha-
«linegelen. biri yavru iki balinay-
>la ilgıli incelemelerde bulunan
îÇevre Bakanı Rıza Akçalı, ulus-
ilararası kuruluşlardan balina ko-
Şıusunda uzman kişilerin getiri-
Heceğini açıkladı. Bakan Akçalı.
îbüyük balinanın 4-5 gemiyle
feçiga sürülerek körfezin pis su-
«lanndan kurtanlmaya çalışılaca-
iğını söyledi. Yaralı yavrubalina-
Jiın ise Urla'da EÜ Su Ürünleri
jFakültesi 'nin havuzunda tedavi-
pinin sürdüğü ve tedavisi için
Hiluslararası kuruluşlardan yar-
idım istendiği belirtildi.
î Çevre Bakanı Rıza Akçalı.
|dün EÜ Su Ürünleri Fakülte-
si'nin bilimsel araştırma gemisi
•EGESÜF ile körfezde bir ince-
Jleme gezisi yaptı. Geziye. tzmir
ÎVali Yardımcısı Fahir Işıksız. EÜ
ÎSu Ürünleri Fakültesi Dekanı
^rof. Dr. Atilla Alpbaz. 1Ü Su
•Ürünlen Fakültesi"nden Doç.
yardımı yapılması görüşünde
olduğunu belirtiyor.
TÜBA'nın geçen bir yıl
içindeki diğer önemli bir
etkinliği de düşünce özgürlüğü
konusunda Prof. Adnan Gürüz,
Prof. Ergun Özbudun ve Prof.
Nevzat Toroshı'ya bir rapor
hazırlatmak oldu.
Aynca akademi içinde çeşitli
etkinlikler yapmak üzere Bilim
Etik Komitesi, Bilimsel
Toplantılar Komitesi, Bilim
Politikası Komitesi,
Dış llişkiler Komitesi,
Bilgisayar ve îletişim
Komitesi ve Aday
Saptama ve_ tnceleme Komitesi
kuruldu. TÜBA Başkanı. bu
son komiteyi oluştururken
amaçlannın çok değerli bir
bilim adamının bir kenarda
unutulmasını önlemek
olduğunu belirtiyor.
Ülkemizin bilimdeki geri
kalmışlığının temel
nedenlerinden bıri olarak,
siyasi iktidarlann ulusal bir
bilim politikası saptayıp
uygulamalan olduğu
gerçeğinden hareketle
"Bilim politikası konusunda
yapılacak çalışmamn ana
hatlan nedir" sprusuna.
Ayhan Çavdar^fanıtı.
venyor: •••.-• •
"Dünyanın her yerinde
akademilerin yapnnmcı bir
gücünden /jyade bilimsel
danışmanlık görevi var.
Talep karşısında danışmanlık
yapabileceğiniz gibi. hiçbir
talep gelmeden de bilim
adanılannın topluma olan
sorumluluğu nedeniyle bazı
konularda aydınlatıcı görüşler
belirtmek gerekebilir. Her ne
kadar Türkiye'de TÜBİTAK,
bilim poütikasıyla ilgilenmişse
de bu kurumun zaman zaman
geçirdiği knzler dikkate
alınırsa TÜB.Vnın da bilim
politikasında göriiş üretmesi
yarariı olur."
Ayhan Çavdar'la yapılan
röportajın tamamı ve TÜBA
üyelerinin tam listesi, bu hafta
Cumhuriyet Bilim Teknik
ekimizde yayımlanacak.
jÜrünlen Fakültesinden Doç.
tDr. Bayram Oztürk ile Çevre
BCoruma Genel MüdürüFahri
wVkben de katıldı.
ifavru bitkisel havatta
lç körfezde gezinen ve zaman
man sahil yolunun yakınında
îortaya çıkan büyük balinanın,
jdaha uzun süre burada kalması-
Jnın sakıncalı olduğunu belirten
{Bakan Akçalı. Urla'ya çekilen
jyunus-balina türü yavrunun da
»itkisel hayata girmiş durumda
îolduğunu söyledi. Yavru balina-
Jıın tedavisi ve diğer balinanın
fkörfezden çıkarılması için ulus-
lararası kuruluşlardan yardım is-
tediklerini açıklayan Akçalı, her
iki balina için yapılacak harca-
malann Izmir Çevre Koruma
Vakfı'nca karşılanacağını belirt-
ti. UluslararaM Balina Komis>o-
nu ile tcmasa geçildiğini, ancak
bu konudaki bütün uzmanlann
lantıda bulunduğunu belirten
Akçalı, sözlerine şöyle devam
etti: "Merkezi İngütere'de bulu-
nan Uluslararası Balina Komis-
yonu ile merkezi İsviçre'de bulu-
nan Dünya Doğal Hayatı Koru-
ma V'akn'ndan uzmanlan davet
ettik. Bu konudaki bütün mas-
raflar Çevre Bakanlığı'nca kar-
şılanacak. Uzmanlann pazar \e-
ya pazartesi günü gelmesi bekle-
nhor. Büyük balinanın mutlaka
körfez dışına çıkanlması gereki-
yor. Bu tür deneyimler bize nes-
li tükenmekte olan canlılar için
merkezler oluşturulması gerek-
tiğini göstern or. Bu nedenle Ak-
deniz'de nesli tükenmekte olan
deniz memelileri için bir rehabi-
Utasyon merkezi kurubnasıçalış-
ması başlattık. Bö> le bir merke-
zin fîzibüite çahşmalan sürüyor."
Gezive katılan Çe\re Bakanı
Rıza Akçalı ve bakanlık görev-
liferi ile bilim adamlan, yaptık-
lan toplantıda iç körfezdeki bü-
>ük balinanın belediye, sahil gü-
venlik ve bilimsel kuruluşlann
tekneleri yardımıyla bir an önce
körfez dışına çıkanlması karan
aldılar. Akçalı, toplantı sonra-
sında. "Balinanın 4-5 gemi ileya-
run ay şeklinde ortaya alınmak
ve Ege Denizi'ne doğru sürül-
mek surefiyle kurtanlabileceği-
ne, bunun mutlaka vapılması ge-
rektiğine karar verdikv>
açıkla-
masını yaptı.
Öte yandan Urla'daki Su
Ürünleri Fakültesi'ne ait havuza
alınarak tedavi edilmeye çalışı-
lan yavru balinanın yaralanna
antibiyotıkli merhem sürülür-
ken, enjektörle serum ve antibi-
yotik verilmesinde, eldeki araç-
lann yetersizliği nedeniyle ba-
şanlı olunamadı. Bakan Akçalı,
yavru balinanın yaşatılmaM için
büyük çaba gösterildiğini söy-
ledi.
SHP 'nin ramazan etkinliği
SHP Bahçeliev ler ilçe örgürü tarafından düzenlenen "Özel Ramazan EğlencesPnde,
eski ramazanJar \eniden canlandınldı. Vay la'daki Yenj Gelincîk Düğün Salonu'nda
gerçekleştirilen eglence programında sahnelenen Hachat-Karagöz, ortaoyıınu, şarkı
yanşmalan ve sihirbazlık gösterileri. özelh'kkçocuklara ncşoli dakikalar yaşatü. SHP
Bahçelievler İlçe Başkanı Erdal Dönmez, SHP'nin kadın haklanna önem veren bir
parti olduğunu beürterek, SHP'li kadınlann siyasete anlmalannı ve daha aktif
çab§malanruistedL(Fotoğraf: KEREM ILGAZ)
KAMUOYUNA
SAYGI İLE DUYURULURJapon Denizaşın Ekonomik tşbirligi Fonu (O.E.C.E) kredisi ile finanse edilmek üzere, Bayındırlık
ve lskan Bakanlığı Karayollan Genel Müdûrlûgü tarafından 1992 yılında ihaleye çıkanlan
"HALİÇ KÖPRÜSÜ7rtW ONARIMI VE GENİŞLETİLMESt" işi, lhale Komisyonu'nun
27.01.1993 tarihli karan ile "STFA - GANZ Ortak Girişimi'ne ihale edilmiş ve ihale karan ita
amiri konumunda olan "Karayollan Genel Müdürlügû" tarafindan da onaylanmıştır.
Sözleşme yapılması için davet beklenmekte iken, yazıh ve sözlü bûtün başvurulanmız cevapsız
bırakılarak ve ihale mevzuatma aykın bir "Bakan Olur"una dayanılarak, usulsüz is.lemler
yapılmış, "mevcut ihale karan iptal edilmedigi halde", yasal dayanağı olmayan bir komisyonun
karan ile idare, bir başka konsorsiyumla 08.12.1993 tarihinde sözleşme imzalamışftr.
Bu gelişme karşısuıda STFA, Bayındırhk ve lskan bakanhgı Karayollan Genel Müdürlügû aleyhine
dava açmak zorunda kalmış ve Ankara 6 ıncı tdare Mahkemesi, 10.01.1995 tarih ve E. 1993/1910,
K. 1995/2 sayıh karan ile "Haliç Köprüsfknûn Onanmı ve Genişletilmesi" ihalesini; "yasal
dayanağı bolunmayan... ikinci bir komisyonun aldıgı karar dogrultusunda, işin bir başka
ortak girişiıne verilerek ihalfnin sonnçlandınlmasına ili«kin işlemde, ihalcden amaçlanan
açıklık ve rckabct ilkeleri ile hakuka ayarbk bulanmadığı" gerekçesi ile iptal etmiştir.
Sayın halkımız çok iyi bilmektedir ki STFA, başan ile gerçekleştirdigi büyûk bayındırhk projeleri
ile, yanrn yüzyılı aşkın bir süre boyunca Tûrkiye'nin yeniden yapılanmasına ve Türk taahhüt
sektörünün Afrika, Ortadogu ve Asya ülkelerine açılmasına önderlik etmi$ bir kuruluştur. Ancak
son yıllarda, özellikle yapımıyla iftihar ettigimiz Yeni Galata Köprüsü inşaaü ile ilgili hukuki
sorunlar, medya alet edilerek çarpıtılmış ve gerçek dışı yayınlar nedeni ile STFA halkımızın
gözünde hiç hak etmedigi bir konuma getirilmek istenmiştir. "Kamu yarannı koruma" görüntûsü
ile kamuoyunda oluşturulan yanlış kanaat ve yapay ve yoğun baskı, sonuçta maalesef ülkedeki
karar mekanizmalannı dahi etkileme noktasına ulaşmışür.
STFA, günümüzde her zeminde tartışıhr hale gelen "hukukun ûstünlügü" ilkesine olan inancını
hiçbir zaman kaybetmemiştır. Yukandaki mahkeme karannı inancımızın boşuna olmadıgınm
somut bir kanıtı olarak sayın halkınuza saygüanmızla duyurmayı görev sayıyoruz.
SEZAİ TÜRKEŞ FEYZİ AKKAYA İNŞAAT A.Ş.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Ekranda Ortaoyunu
Karagöz-Hacivat oyununda bir karşıtlık vardır. "Oıta-
oyunu "nda ise yoktur.
Her şey bir kişinin halkı güldürmesi için düzenlenmiştir...
Hacivat bir "figüran" değildir. Ama ortaoyununda, bir kişi
dışında herkes figüran sayılır.
Geçenlerde HBB'de bir ortaoyunu oynandı.
Kemalizmin "totaliterbirdiktatör1ük"o\duğu... Kemaliz-
mi lanetlemeden solcu (!) olunamayacağı "fetva "sını, kul-
lara "tebliğ" için sahnelenmiş bir ortaoyunu.
Dümbüllü de oradaydı, çanak tutucusu da, davulcusu
da...
Ve üçü de çok şanslıydılar. Çünkü ekran başmdakiler-
den yükselen küfürleri duymuyorlardı...
Bir kuraldır bu: Güldüremeyen soytanlık giderek çirkin-
leşir!
• • *
"Mülkiye cuntası"nın CHP'de egemen olduğu dönem-
di. Ismet inönü genel başkan, Ecevrt genel sekreter idi.
Parti adına "Ulus" gazetesinden sorumlu olan Haluk Ül-
man, benden bir dizi yazı istedi. Konu "demokratik sos-
yalizm" olacaktı.
Kabul ettim. Batı'da demokratik sosyalist sayılabilecek
partilerin tarihlerini ve programlannı önüme yığdım. Ve baş-
ladım incelemeye.
Açtığım her programta birlikte hayretim biraz daha artı-
yordu.
Işçiye oy hakkı... emeklilik hakkı... paralı dinlence... pa-
rasız sağlık hizmetleri... 8 saatlik işgünü... parasız eğitim...
ve hatta grev ve toplusözleşme hakkı...
Batılı toplumculann çok uzun bir süreç içinde, çoğunu
ancak kan dökerek elde ettiği haklan Türkiye'de Kemalizm
sağlamıştı.
Hem de hiçbir kuşağı harcamadan.
Sadece oy hakkı için bile, Fransız işçisinin 59 yıl savaş-
mak, kan dökmek zorunda kaldığı, tarihsel bir gerçekti...
Üstelik de, Fransız Devrimi "yasalar önünde eşitlik" öngör-
düğü halde.
Ve HBB'deki ortaoyununa göre; Batı'da o partiler "sol-
cu"... Ama Türkiye'de Kemalistler "gerici"®...
• • •
Avrupa'da demokrasiler bır bir yok oluyor. Nazizm ve fa-
şizm yükseliyordu.
Baskı rejimlerinden kaçan çok değerli bilim ve sanat
adamlan vardı. Zengin ve demokratik ABD onlara kucağı-
nı açmıştı.
Ama bunlardan tam 142'si Mustafa Kemal'in Türkiye-
si'ni seçti.
Varlıklı bir ülkenin diktatörlüğünden kaçıp, bugünün
Bangladeşi'nden daha yoksul bir ülkenin diktatörlüğüne sı-
ğınmak için mi? Kendi dininden, kendi dilinden, kendi kül-
türünden çok farklı bir ülkenin yoksulluğunu ve baskıcı ko-
şullarını paylaşmak için mi?
Çoğu dünya çapında olan bu insanlar acaba mazoşist
miydi?!..
Ve HBB'deki ortaoyununa göre; o dönemin Amerikası
"demokratik"... Ama o dönemin Türkiyesi "totaliterbirdik-
tatörtük"®...
• • •
HBB'deki "Yüksek Tansiyon" adlı ortaoyununda birtek
Mehmet Altan'a kimsenin kızmaya hakkı yok! Çünkü bi-
linen görüşlerini tekrarladı.
Zaten oraya çağnlmasımn nedeni de onları tekrarlama^_
d
Ama progtamtn düzenleyicisi Erhan AJtyıldız *iesağjnaF
oturttuğu Zafer Üskül için aynı şeyi söylemek olanaksız!
Sayın Akyıldız, bir "mizanseh"e "yan&ızlık" kılıfı giydir-
meye çalışırken, giderek meslek onurundan uzaklaştığının
acaba ayrımında mıydı? Acaba "oyun bozulur"d\ye mi
Uluç Gürkan'ın yerine Prof. Üskül'ü çıkarmıştı?
Ortaoyunundaki en eleştirilecek oyuncu ise zaten Sayın
Üskül'dü.
Kemalizmi savunmadı ya da savunamadı... Acizlikten
mi, yoksa inançsızlıktan mı? Onurlu bir kişi, her iki durum-
da da, o oyuna alet olmazdı!
Kemalizm adına ortaya çıkacak kişinin, "so/"un ve "de-
mokrasi"r»n tarihsel süreç içindeki yerini bilmesi, "asgari
koşul"dur.
• • •
Ekrandaki ortaoyununun mesajı açık: Bugünkü bozuk-
luklann sorumlusu, Kemalizmdir! Kemalizmin 70 yıldır "res-
mi ideoloji" olmasıdır!..
Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; son 20 yılda la-
ik liselerde okuyanların sayısı üç kat artarken, imam okul-
lanndakilerin sayısı 14 kat arttı?
Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; Içişleri ve Milli
Eğitim bakanlıklan Atatürk ve Kemalizm düşmanlannın in-
safına terk edildi?
Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; partisi dahil, Ata-
türk'ün kurduğu ve en önem verdiği kurumlar birer birer ka-
patıldı?
Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; işçisi, memuru,
genci -anayasa zoru ile- siyasetin dışında bırakıldı?
Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; din dersleri ana-
yasal zorunluk oldu? Bakanın biri çıkıp, TV'de "Biz siya-
setin emrinde din değil, dinin emrinde siyaset istiyonız!"
diyebildi?
Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; 37 insan -düşün-
celerinden ve inançlarından dolayı- devletin gözleri önün-
de çıra gibi yakıldı?
Kemalizm resmi ideoloji olduğu için mi; düşüncesini söy-
leyene de, düşünce sahibini yakana da aynı ceza verilebi-
liyor?
Liste çok uzun... Bitmez!
•••
llhan Selçuk geçenlerde, solcu olmak için artık sağcı-
lardan "icazet" almak gerektiğini (!) yazmıştı.
Amabu "yenisağcı'lar, tıpkı "yeniyetme "ler gibi... Doy-
mak bilmiyorlar.
Bu kezde "Solcular ayn partide, Kemalistler ayn parti-
de olmalı!" buyuruyorlar.
Baş üstüne!
Onlann "solcu" dediklerinin çoğu, zaten Sayın Boyner'in
partisine kapağı attılar. Ama SHP içinde kalmış birkaç dost-
ları daha var. (Hani kimisi yakın geçmişte hükümette iken,
kendilerini "devlet kesesmden" besleyen dostlan...)
Onlann eline de Boyner'in adresini tutuşturuverirlerse,
Türk soluna gerçekten de son bir iyilik yapmış olurlar!
Ama perde arkasında ipleri ellerinde tutanlar, bu işten
hoşlanırlar mı, onu bilemem... Malûm, "hşkırtıcı a/anian
düşman örgütlerin içine sokmak ve hele doruklarına kadar
tırmandırmak zordur!..
AYDIN ASLİYE 2. HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1994442
Davacı thsan Tokgöz tarafından davalı E>udu Tokgöz aleyhine
açılan boşanma davasının mahkememızde yapılan açık duruşma-
sı sırasmda verilen karar gereğince:
Davalı Dudu Tokgöz'ün Aydm Köprülü Mah. Dağdibi Sk. No:
39 adresine yapılan duruşma gününü bıldırir teblıgatın bila ikmal
iade edildiği, yapılan araştırmaya rağmen de tebligata sanh adresi
tahkik edilemedıginden duruşnıa gününü bildinr teblıgatın gaze-
tede ilanen tebliğıne karar verilmış olup buna göre yukanda bah-
sedildiğı üzere davalı Dudu Tokgöz'ün duruşma günü olan
23.2.1995 günü. saat 09.00'da mahkemede bizzat hazır bulunma-
sı veya kendısını birvekılletemsı! ettirmesı. aynca hazır bulunma-
dıgı ve vekille de kendisinı temsıl ettırmedıgı takdirde HUMK'nin
3165 sayıh kanunla değişik 213. maddesi gereğince yargılamanın
vokluğûnda devam edfleceği ve hüküm verileceği tebligat yerine
kaim olmak üzere ilanen teblig olunur. Basın: 5577