Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
241EMMUZ1994 PA2AR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
IHD'nin
Güneydogu
raporu
• Istanbul Haber Servisi -
lnsan Haklan Derneği
İstanbul Şubesi Kürt Haklan
Komisyonu'nun üç aylık
sürelerle hazırladığı
Güneydogu raporunda, 73
kişinin gözaltmda kayıp, 73
kişinin de gözaltındayken
öldiiğü bildirildi. Raporda
aynca PKK'nin şehirlerdeki
saldınlannda 7 kişinin
öldüğü, 24 kişinin de
yaralandığı kaydedildi.
Tutuklu
ailelerinin açlık
grevi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Buca ve Aydın
cezaevlerinde baskılan
protesto için eylemlerini
sürdüren tutuklulara destek
vermek amaayla 60 tutuklu
yakınının başlattıgı açlık
grevi 6. gününü doldurdu.
SHP Genel Merkezi'nde
kalan tutuklu yakınlanndan
üçûnün durumunun
ağırlaşüğı bildirildi. Buca ve
Aydın Cezaevi'nde tutuklu
bulunan yakınlannın
gönderdikleri yaalann
denetlenmemesi,
yemekhanenin kapalı
tutulmaması ve koğuşlar
arası geçişin serbest olması
gibi taleplerle açlık grevinde
olduklannı belirten tutuklu
aileleri. "Tüm bunlara karşı
cezaevi yönetimlerinin
tutumu, baskılan daha da
artürmak oldu" dediler.
Tren kazası:
2ölü
• İstanbul Haber Servisi -
Zeytinbunıu ve Yeşilköy'de
iki ayn tren kazasında iki kişi
yaşamını yitirdi. Halkah-
Sirkeci seferini yapan 8037
sayılı banliyö treni, Yeşilköy
Tren Istasyonu'nu geçtikten
sonra, raylar üzerinde
yürümekte olan elli
yaşlanndaki bır kadma
çarparak ölûmüne neden
oldu. Kadının kimliği
belirlenemedi. İkinri kazada
ise yine Halkalı- Sirkeci
seferini yapan 30080 sayılı
banliyö treni Kazhçeşme
Istasyonu'nu geçtikten sonra
raylarda yürüyen 15
yaşlanndaki birgenceçarptı.
uzerinden kimliği çıkmayan
genç olay yerinde yaşamını
yitirdi.
Avcılar'da
cinayet
• İstanbul Haber Servisi-
Avalar'da Reşat Çiftçi
adındaki 36 yaşındaki bir kişi
sokak ortasında kimliği
belirlenemeyen kişi ya da
kişilerce göğsünden
vurularak öldürüldü.
Merkez Mahallesi Çiğdem
Sokak üzerinde silahlı
saldınya uğrayan Çiftçi,
göğsünden tek kurşunla ağır
yaralandı. Çiftçi, hastaneye
kaldınlırken yaşamını yitirdi.
Köy muhtarı
öldürüldü
• MALATYA(AA)-
Malatya'nın Doğanşehir
ilçesine bağlı Kelhalil Köyü
Muhtan Hasan Özhan
öldürüldü. Kelhalil köyüne
gelen bir grup terörist,
Muhtar Hasan Özhan'ı
evinden aldıktan sonra köy
dışına çıkararak otomatik
silahlarla öldürdüler.
Eşini ölü buldu
• İstanbul Haber Servisi-
Güngören'de birevde
çürümeye yüz tutmuş bir
ceset bulundu. Atışalanı
Turgut Reis Mahallesi 506
Sokak'ta oturan 45
yaşındaki Murat Dalgıç, 15
gün aradan sonra evine
dönen imam nikahh eşi Elif
Kandemir tarafmdan
dairesinde ölü olarak
bulundu.
Azerbaycan,
IRT-n
bteyebitecek
• ANKARA (UB A)-
Azerbaycan,TRT-INT
yayınlanndan sonra TRT-1
yayınlannı da kesintisiz
olarak izleyebilecek. Türk
İşbirliği ve Kalkınma Ajansı
(TtKA) Başkanı Büyûkelçi
UmutAnk,TRT-l
yayınlannın bundan böyle
Nahcivan dahil tüm
Azerbaycan'dan
izlenebileceğini söyledi.
Çöplüklerpatlamayahazır
HAFTAYABAKIS
AHMET TAJNER KIŞLALI
w
stanbul'un birciddi sorunu da 'çöp\ 1960 yıhndan
bu yana çöple ilgili yüzlerce proje geliştirilmiş.
Ancak o yıllardan bu yana çöp toplama alanlannın
sayısının 7'ye yükselmesinden başka bir gelişme
olfnamış. Hiçbir bilimsel altyapısı olmadan açık
arazilere boşaltılan çöplerpatlamaya haar bomba.
öp sorununun yasal tarafı da ciddi çelişkilerle dolu.
Bu konuda en üst makam olması gereken Çevre
Bakanlığı'nın hiçbir yetkisi bulunmuyor. Resmi
raporlara göre bakanlığın 1991 yılında çıkarmış
olduğu Katı Atıklann Kontrolü Yönetmeliği'nin
belediyeler üzerinde hiçbir yaptınmı bulunmuyor.
İstanbul Haber Servisi - Av-
rupa'nın bırçok devletınden daha
büyük bir yapıya sahip olan İs-
tanbul'un çeyresi "utânç duva-
n" ile çevrili. Yıllardır ihmal
edilen çöp toplama alanlan
tüm kenti saatli bomba gibi teh-
dit etmeye devam ediyor. 'Çöp-
lüğü patlatarak' dünyada ilk
kez kırdığımız rekorun aa
utana da başbakanlann, ba-
Yakacık
Parayı
alddar
çopaigu
ımııttıdcu'
• Yakacık Çöplüğü
Rehabilitasyon Projesi'ni
üstlenen ve Büyükşehir
Belediyesi'nin RP'li Genel
Sekreter Yardımcısı Baştürk
ile ÎSKİ Genel Müdürü
Eroğlu'nun eşlerinin ortak
olduğu şirket milyarlarca lira
almasına karşın projeyi
durdurdu.
İBRAHİMGÜNEL
İstanbul'u saatli bombaya
çeviren çöplüklerden bazı in-
sanlar milyarlar kazanırken,
halk ölümle bunın bunına yaşı-
yor. Refah Partili İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi Genel Sek-
reter Yardımcısı Adem Baştürk
ile İSKİ Genel Müdürü Veysel
Eroğlu'nun eşlerinin ortak ol-
duğu Vadi İnşaat şirketi tara-
fmdan yürütülen 'Yakacık
Çöplüğü rehabilitasyon projesi
1
durdu. Aynı zamanda Adem
Baştürk tarafmdan denetlenen
bu projeden, inşaat firması 10
milyar lira, Vadı İnşaat şirketi
de 600 milyon lira para aldı.
Kartal Yakacık'ta bulunan
Çağdaş Kooperatifler Birliği'
ne ait toplu konut alanının or-
tasında bulunan, yaklaşık 8.1
hektarlık çöplük insanlann ya-
şamını tehdit ediyor. Çevre Ba-
kanlığı yetkilileri, çöplüğün
"Her an patlayabilecek" du-
rumda olduğunu rapor eder-
ken, 20 bin konutun inşa edildi-
ği, yaklaşık 100 bin insanın ya-
şadığı alan içersinde bulunan
rehabilitasyon inşaaünın, pro-
jeye aykın olarak yürütüldüğü
de saptandı. Tüm bunlara kar-
şılık, çöplüğün rehabilitasyon
işini üzerine alan ve ortaklan
RP'li İstanbul Büyükşehir Be-
lediyesi'nde üst düzey yönetici
olan şirketler ise işi tamamla-
madıklan halde milyarlarca li-
rayı kasalanna koyuyorlar.
Üç yıl önce kapatümıştı
îstanbul'un önemli çöp alan-
lanndan biri olan, yıllarca gün-
de 700 ton çöp dökülen Kartal
Yakacık Çöplüğü, 20 bin konut
alanının ortasmda yer aldığj
için 1991 yılında kapaulmışü.
Çöplüğün dönemın Çevre Ba-
kanı Ali Talip Özdemir tarafın-
dan çevre ve insan sağlığını teh-
dit ettiği gerekçesiyle kapa-
tılmasından sonra, 'Kartal-
Yakacık Çöplüğü Rehabilitas-
yon Projesi' gündeme geldi.
Proje, Refah Parti'li İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Genel
Sekreter Yardıması Adem Baş-
kanlann verdikleri ve yerine ge-
tirmedikleri sözlerle birlikte
hala insanlann yüreklerinde
yaşıyor. Sorumsuzluklann bir-
birini izlediği çöp konusunda
en üst yetkili makam olması ge-
reken Çevre Bakanlığı yasaîar
gereği 'uyarı yazısı' bile gönde-
remiyor.
Dünya ülkeleriyle yüzölçü-
mü, sanayileşmesi ve nüfusuyla
yanşan, olimpiyata aday olan
'Mega kent' İstanbul, çöp için-
de yüzüyor. İstanb.ul yıllardır
sadece büyüyor. Ancak büyü-
yen sorunlan karşısında bu so-
nınlan giderecek altyapı çalış-
malan yapılmıyor. Bir yanda
kaçak yapılaşma ve alt yapısız-
lıkla kıvranan İstanbuİ'da in-
sanlar gün içinde su ve ulaşım-
dan. hava kırliliğine kadar pek
çok konuda 3. dünya ülkelerini
bile geride bırakacak bir duru-
mu yaşıyor. Nüfusu lOmilyona
ulaşan îstanbul'un bir ciddi so-
nınunu da 'çöp' konusu oluştu-
ruyor. Geçtiğimiz haftalarda
'su' konusunu ele aldığımız İs-
tanbul'un çöp sorununu da
Cumhuriyet gazetesi olarak ele
alıp inceleyeceğiz.
Çöp konusunda o kadar da
Yakacık çöplüğü 20 bin konutun ortasında bulunuyor. Yaklaşık 100 bin kişinin yaşadığı alanda
bulunan çöplüğün kapatılması ve rehabüitasyonu karannı alan Çevre Bakanlığı yetkilileri, 15 yıl
boyunca Pendik, Kartal ve Sultanbeyli beledivelerinin günde 700 ton çöp döktüklerini söylediler.
Alanda depolanan çöp miktarının, dökiime kapatıldığı Eylül 1991 tarihi ile 600 bin metreküp ol-
duğunu soyleyen Çevre Bakanlığı yetkilileri, çöp alanında oluşan gaz miktarının ise kapatılma-
dan önce bin Qe bin 500 metreküp olarak saptandığını bildirdi.Şimdi çöplüğün üstü kapalı. Ancak
rehabilitasyon projesi durduğu için patlamaya hazır bir bomba.
türk'ün eşi Ayşe Seza Baştürk ile İŞKİ Ge-
nel Müdürü Veysel Eroğlu'nun eşi Hatice
Eroğlu'nun ortağı olduğu Vadi İnşaat Sa-
nayi veTicaret AŞ ile Stuttgart Üniversi-
tesi Katı Aüklar Kürsüsü Başkanı Prof.
Oktay Tabasaran'ın şirketi olan Ingenıur-
gesellschaft Abfall Prof. O. Tabasaran
und Partner mbH şirketine verildi. Aynı
zamanda bu şirketler projeyi denetlemek-
le jTİkümlü kılındı. Aynca 10 Eyjül 1991
tarihinde devrin Çevre Bakanı Özdemir
tarafmdan Kartal Belediyesi'ne, yapılan
bir protokolle proje bedeli olan 20 milyar
lira taahhütedildi...
1992 yılında Ümraniye Hekimbaşı
Çöplüğü'nün patlaması üzerine, rehabili-
tasyon çahşmalan devam eden Yakacık
Çöplüğü'nde işler "hızlandınldı." O günün
telaşı ile alelacele çöplüğe metan gazmı
çıkardığı gerekçesiyle borulardikildı. Kar-
tal-Yakacık Çöplüğü Rehabilitasyon Pro-
jesi nedeniyle Çevre Bakanlığı'nın, iki
danışman firmaya Çevre Kirliliğini Önle-
me Fonu'ndan 600 milyon lira proje bedeli
ödediği belirlendi. Bugüne kadar Kartal
Belediyesi aracılığıyla ve danışman firma
olan Vadi İnşaat'ın onayıyla inşaatı yürü-
ten Katiboğlu şirketine 10 milyar 76 mil-
yon 583 bin 930 lira ödendıği ortaya çıktı.
Anlaşmaya göre ödeneğin denetlenip
verilmesi gerekirken, bunun yapılmadığı
ve projeye aykın inşaat yürütüldüğü sap-
tandı. Aynca tamamı 15 milyar liraya iha-
le edilen projede, bugüne kadar hafriyat iş-
leminin dışında "hiçbir iş yapılmadığı" da
ortaya çıktı. Çağdaş Kooperatıfler Birliği
tarafmdan başlaülan toplu konut alanının
ortasında bulunan. yaklaşık 8.1 hektarlık
alanın her an patlamaya hazır bir bomba
durumunda olduğu, Çevre Bakanlığı yet-
kilileri tarafmdan belirtildi. 20 bin konutun
inşa edildiği, yaklaşık 100 bin insanın ya-
şadığı alan içerisinde bulunan rehabilitas-
yon inşaatı durduğu için insan sağlığını
tehdit ediyor.
1991 eylül ayında dönemin Çevre Ba-
kanı Ali Talip Ozdemir'in başlattığı proje-
de bugün birçok eksiklik bulunduğu sap-
tandı. Çevre Bakanlığı yetkilileri de rehabi-
litasyon işleminin projeye uygun olarak
yapılmadığını belirttiler.
Yakacık Çöplüğü Rehabilitasyon Projesi Neleri İçeriyor
Projeye göre yapılması gereken ancak gerçekleştirilmeyen
işler şunlar:
• Bir kat kil, bir kat çöp şeklinde düzenlenmesi gereken
alan, iş makineleri ile toprak doldurularak sıkıştınldı.
•Çöp içerisinde biriken gazlann alınması için gerekli olan
ithal özel delıkli borulann, inşaat başlangıcında
yerleştirilmesi gerekirken bu işlem yapılmadı.
•Ümraniye Çöplüğü'ndeki patlamadan hemen sonra,
ivedilikle Adem Baştürk tarafmdan delikler açtınlarak
yerleştirilen pimaş bonılann hiçbir işlevi yok.
•Gaz tahliye borulannın ithal ve deükü olması gerekirken
böyle bir niteliği yok
• Borulann en az 30 metre boyunda ve sabit olması
gerekirken, bu borular 5-6 metre boyunda ve sabit değil.
• Borulann çevresinin tıkanmaya karşı çakıl taşlan ile
doldurulması gerekirken, böyle bir işlem yapılmadı.
• Borulardan gaz çıkışı yok.
• Her rehabilitasyon alanında bulunması gereken gaz
yakma tesisinin inşaat alanında yeri bile yok.
• Kirli sulann toplanacağı ve antma
işleminin yapılacağı tesisin de inşaat alamnda yeri
bulunmuyor.
eskilere gitmek gerekmiyor. Se-
çimle ya da atanarak göreve ge-
len yetkililerin açıklamalanna
baktığımızda dahi "somut hiç-
bir şey yapılmadığı" gerçeği
çıkıyor karşımıza. 1960 yılın-
dan bu yana çöple ilgili yüzlerce
proje geliştirilmiş. Ancak o yıl-
lardan bu yana da îstanbul'un
çöp toplama alanlannın sayısı-
nın 7'ye yükselmesinden başka
bir gelişme olmamış. Hiçbir bi-
limsel altyapısı olmadan tama-
men ilkel yöntemlerle açık ara-
zilere boşalülan çöpler, her yö-
nüyle çevre kirliliği yaratırken
zaman içinde patlamaya hazır
bomba durumuna gelmişler.
Eski belediye başkanlanndan
Bedrettin Dalan ve Nurettin Sö-
zen dönemlerinde de pek çok
proje geliştirilmiş, uluslararası
kredilerle yapılacak çöp proje-
lerinin temelleri atılmış. Ancak,
ortaya çıkmış bir yapıya rastla-
mak mümkün değil. Kısacası
çöp sorununu çözecek projeler
basın toplanülannın ardından
raflara kaldınlmış.
Tek somut adun
İstanbul'un çöpü konusunda
belki de en somut adımı şimdi
Bakırköy Belediye Başkanı
olan Ali Talip özdemir atıyor.
1991 yılının ağustos ayında
Çevre Bakanı olan Özdemir,
çok büyük bir tehlike oluşturan
Yakacık Çöplüğü'nü kapattın-
yor. Dönemin Maliye Bakanı
Adnan Kahveci de bu karara
destek veriyor. Ancak o dö-
nemde "Yeşil alan yapacağız"
şeklinde verilen söz, yıllar geç-
mesine karşın hala "söz" olarak
kahyor. Ardından İstanbul'u
kasıp kavuran belediye grevi
geliyor. Çöpler kentin sokakla-
nna yayılırken tüm dünyaya
alay konusu oluyoruz. İstan-
bul'u fareler ve sinekler sanyor
ve ilk kez ciddi ciddi çöp konu-
sunda neler yapılacağını tartışı-
yoruz. Ancak bu tartışmalar da
bilimsel bazı toplantılann soh-
beti olarak kalmaya devam edi-
yor.
Ve 1993 yılında dünyada tHc
kez bir 'çöp patlaması' Tür-
kiye'nin kalbi sayılacak İstan-
buİ'da yaşanıyor. Gene çöplü-
ğümüzle tüm dünyanın alay
konusu olurken, onlarca canı
Ümraniye Çöplüğü'ne gömü-
yoruz. Bunun sonrasında yerel
genel seçimler geliyor. Başba-
kan Tansu Çiller onlarca insa-
nın öldüğü Ümraniye Çöp-
lüğü'ne adayı ve eski Belediye
Başkanı Bedrettin Dalan ile
birlikte gelerek 'siyasi şov' yapı-
yor. Yüzlerce söz veriüyor. An-
cak hiç biri tutulmuyor, aradan
geçen bir yıla karşın sadece acı-
lar ve çöp yığınlannın altında
yatan cesetler kalıyor ortada.
Somut hiçbir adımın atılmadığı
çöp konusunda yeni yeni patla-
maya hazır alanlar doğarken,
yetkililer de "Ben yapmadım, o
yaptı" tartışmasıyla zaman ge-
çınyorlar. Bütün bunlar yetmi-
yormuş gibi bir de vatandaşa
'Çöp Vergisi' getiriliyor. Bir
yandan da çöp alanlannın çev-
resi ve üzerleri kaçak yapılarla
dolmaya devam ediyor.
Yasalar ne diyor?
Konunun yasal tarafı da cid-
di çelişkilerle dolu. Bu konuda
en üst makam olması gereken
Çevre Bakanlığı'nın hiçbir yet-
kisi bulunmuyor.
Resmı raporlara göre ba-
kanlığın 1991 yılında çıkarmış
olduğu Katı Atıklann Kontro-
lü Yönetmeliği'nin belediyeler
üzerinde hiçbir yaptınmı bu-
hınmuyor. Yönetmelikteki hü-
kümlere belediyeler kesinlikle
uymuyorlar. Çevre Bakanlığı
yönetmeliğe uyulmayan du-
rumlar için sadece uyan gönde-
rebiliyorlar.
Uyannın sonucunda Çevre
Bakanlığı'nın ceza kesimi gibi
hiçbir yaptınmı olamıyor. Gü-
rültü, hava kirliliği gibi sorun-
larda Çevre Bakanlığı. valiliğe
ya da kaymakamlığa ceza kese-
biliyorken. çöp konusunda ya-
sal olarak uyandan başka hiç-
bir şey yapamıyor. Belediyeler
üzerinde yaptınmı olmayan bu
uyan sonrası her şey aynı şekil-
de devam ediyor.
Yakacık patladı
patlayacak
Yakacık Çöplüğü'nde reha-
bilitasyon çalışmalanna rağ-
men hala metan gazı patlaması
ihtimali bulunuyor. Dünya
Bankası'ndan gelen kaynakla
başlayan Ümraniye rehabilitas-
yon çalışmalan da kaynak kesi-
lince durduruluyor. Başbakan
Tansu Çiller'in Ümraniye Çöp-
lüğü'nde metan gazı patlama-
sından sonra açıkladığı 'dünya
çapında çöp merkezleri'nin ya-
şama geçmesi için ise hiçbir ça-
hşma yapılmıyor.
Krins Fdsefesi..
Felsefenin anlamını birtürlü kavrayamazdım.
SBF birinci sınıftaki ilk dersinde, rahmetli hocamız
Prof. Yavuz Abadan bir örpek verdi. Birden kafamda her
şey yerli yerine yerleşti.. Rahatladım.
Bir orman düşünün.
Heryerini karış karış biliyorsunuz.. Ağaçlarını, düz-
lüklerini, tepeciklerini, akarsularını.. Patikatarını.
Eğer bir an için o ormanın tepeden görünümünü kafa-
nızda canlan'dırabiliyorsanız, işteofelsefedir. Bildiğiniz,
tanıdığınız her şey bir bütüne yerleşir.. Rahatlarsınız.
Bilinçlenirsiniz.
Artık orman sizi korkutamaz.. Orman size değil, siz
ormana egemen sayılırsınız..
• • •
Kıbrıs Türkü'nün korku ve uşaklıktan kurtarılışının
uzerinden tam 20 yıl geçti.. Kıbrıs'ı da, Kıbrıs karşısında-
ki Batı'yı ve Yunanistan'ı da, üstelik kendimizi de artık
daha iyi tanıyoruz.
Kıbrıs olayının felsefesini yapmak için 20 yıl yeterli bir
zaman..
Neleri biliyoruz?
1) Daha önceki dönemin tersine, 20 yıldır Kıbrıs'ın gü-
neyinde de kuzeyinde de kan dökülmediğini.. Kıbnslı
Rum'un da Türk'ün de 20 yıldır demokratik bır ortamda
yaşadığını
2) Makarios tan Klerides e, Yunan cuntasından Pa-
pandreu'ya.. Kıbrıslı Rumlar'ın da, Yunanlılar'ın da, Kıb-
rıs'ın tümüne sahip olma ülkülerinden vazgeçmedikleri-
ni..
3) Yunan ve Rum tarafının, Kıbrıs'ta "kalıcı" bir barış-
tan yana olmadıklarını.. Çünkü barışın Türkiye'yi ve Türk
tarafını uluslararası düzeyde rahatlatacağına, kendileri-
nin zaten iyi olan durumlarına ise ciddi bir katkı yapma-
yacağına inandıklarını; ancak Ada'nın tümüne yeniden
egemen olmalarına kapı açacak bir "barış"\ kabul ede-
bileceklerini..
4) Ister Rum seçmenlerin etkisiyle ister kültürel yakın-
lık nedeniyle olsun; Batı'nın Rum yanlısı bir tutum içinde
olduğunu.. Avrupa Birliği'ne Türkiye'yi zaten kabul et-
meye niyeti olmayan Batı'nın, Kıbrıs'ı bir "bahane" ola-
rak kullandığını; Kıbrıs'ta istenilen odünler verılse bile,
yeni bahaneler icat edileceğini..
5) Bosna örneğinde de görüldüğü gibi, Batı'nın hiçbir
güvencesine güvenilemeyeceğıni. Batı'nın "kendinden
o/an"ve "olmayan"a karşı daımaikiyüzlü davrandığını..
Kıbrıs'ta Türkler çoğunlukta Rumlar azınlıkta olsalardı,
Batı'nın Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'ni çoktan tanı-
mış olacağını..
6) Kıbrıs'ta Türk ve Rum'un, iç içe ve barış içinde yaşa-
masına artık olanak kalmadığını.. biliyoruz.
•••
Avrupa Birliği Yunanistan'ı içine aldı, Türkiye'yi dışa-
rıda tutuyor Türkiye'yi, ilerde kabul etmeyi düşündüğü
ülkeler arasında bile saymıyor.
Avrupa Birliği, Kıbrıs Rum yönetimini tam üye yapma-
ya hazırlanıyor. Buna karşılık, KKTC'nin AB'ye yaptığı
tüm dışsatımı yasaklıyor.
Bosna faciası, Kıbrıs sorununu Batı'ya endekslemek-
ten kurtulmak için bir fırsattı. AB'nin son kararı ise, belkı
desonfırsat!..
Türkiye artık Kıbrıs olayını bütünü içinde görmek zo-
runda.. Üstelik Kıbrıs felsefesini yapmak için, artık filo-
zof olmaya da gerek yok.
Her şey öylesine açık ve sade ki; birazcık sağduyu ye-
terli..
KKTC tek başına varlığını sürdürebilir mi?
Hayır! Batı buna izin vermiyor ve vermeyecek.
Türkiye, Batı'ya güvenerek Rumların istediği tüm
ödünleri verebilir mi?
Hayır! Bunu kabul etmek, Ada'nın giderek Bosna'laş-
masını kabul etmek olur.
Türkiye. 1974'ten bu yana yaptıklarını bir kalemde si-
lip, Ada'dan vazgeçebilir mi?
Hayır! Ne Ada'daki 150 bin soydaşına karşı olan insan-
cıl sorumluluğu, ne de kendi güvenliği ve stratejik çıkar-
ları açısından buna olanak var..
•••
Nelerin olamayacağı, neyin olması gerektiğini göste-
riyor.
Çünkü geriye sadece tek bir seçenek kalıyor: Dışiş-
leri'nde ve güvenliğinde Türkiye'ye bağlı, içişlerinde ta-
mamen özerk bir KKTC!..
Batı'da gürültü kopmaz mı?
Elbette kopar.. Ve elbette giderek de söner.
Çünkü Batı, Türkiye'yi içinde istemiyor, ama dışında
da istemiyor.. Rus yayılmacılığına karşı da Türkiye'ye
muhtaç, köktendincilik yayılmacılığına karşı da..
Batı, 12 Eylül döneminde bile, olumsuz tutumunun gi-
debileceği noktayı bir av köpeği duyarlılığı ile belirle-
miştı.. Şimdi mi belirleyemeyecek?
Cözler hükümette
Susorunukalıa
çözümbekliyor
İstanbul Haber Servisi - İs-
tanbul'un su sorununun çözü-
mü Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel ile Başbakan
Tansu Çiller e kaldı. Sağlık
Bakanlığı ile atanmış ve seçil-
miş yerel yöneticıler "yatm-
rnlann büyüklüğü" nedeniyle
Çiller ve Demirel'in devreye
girmesini isterken geçici çö-
züm olarak "su istasyonlan ile
kaynak suları serbest
bıraküdı" ve "baraj havzalan
için güvenlik birimi kurulması"
kararlaştınldı. Tüm bunlara
karşın İstanbul'un çeşmelerin-
den "hastalık" akmaya devam
ediyor. Bu durumun son bul-
ması için de hükümetin ivedi
olarak yatınm planlannı hare-
kete geçirmesi gerekiyor.
Baraj gölleri yıllardır siyasi
tercihler sonucu oluşan kaçak
yapılann atıklan ile kırlenır-
ken Refah Partili belediyeler
de kaçak oterak kurulan ılçe-
lerin kanalizasyonlannı doğ-
rudan barajlara bağlayarak
insan sağlığını tehdit ettiler.
Dünyada hiçbir yerde görüle-
meyecek ilkelliklerin ya-
şandığı İstanbul'un suyu ko-
nusunda ilk olarak Sağlık Ba-
kanlığı devreye girerek bir ge-
nelge yayımladı. Sağlık Ba-
kanı Kazım Dinç. "Bakanlı-
klar Arası Komisyon" kurdu.
Bunun yanı sıra "dantşma ku-
rulu" ve "teknik kurulr
'lar
oluşturuldu. Bu kurullann
çalışması sonucunda önce "ge-
çici çözüm" olarak "içme suyu
istasyonlan ile kaynak su-
larının şişelenmeden satışı" ser-
best bırakıldı. Ancakistasyon-
lar ile kaynak sulan ciddi bazı
yaptınmlar altına sokuldu.
Daha sonra Sağlık Ba-
kanlığı tarafmdan "kalıcı cö-
zümler'' başlıklı bir rapor hazı-
rlandı. Bu rapor da onaylan-
mak üzere Başbakan Tansu
Çiller'e gönderildi. Bu arada
istanbul Valisi Hayri Kozakç-
loğlu ile Büyükşehir Belediye
Başkanı Tayyip Erdoğan dev-
reye girerek konuya merkezi
ıdarenin el koymasını istediler.
Tüm bu olumlu gelişmelere
karşın İstanbuİ'da hâla mus-
luklardan mikroplu su akıyor.
Sorunun çözümü için hükü-
metin devreye girerek öncelik-
le "ara antma tesisteri"ni hızla
tamamlaması gerekiyor. Mus-
luklardan içilebilir ölçüde te-
miz su akması için bilimsel ve-
riler en az "altı ay" süre veri-
yorlar. Ancak bu altı ayın da
"Çok tasamıflu" bir şekilde
kullanılması gerekiyor. Aksi
takdirde kentin içme suyu so;
runu en az 5-10 yıl sürecek bir
kirliliğe mahkum olacak.